Conference Presentations by Melike Tepecik

Ahmet Yesevi Dergisi, 2024
Hasan ÇELİK ii ÖZ Abdâl Musa, Anadolu'daki özellikle Bektaşi gelenek içerisinde örgütlenmeyi geli... more Hasan ÇELİK ii ÖZ Abdâl Musa, Anadolu'daki özellikle Bektaşi gelenek içerisinde örgütlenmeyi geliştiren, kurumsallaştıran, yüzlerce kişiye eğitim verip irşat eden erenlerden biridir. Hacı Bektaş-ı Veli'nin manevî halifelerindendir. Kendi döneminde ve sonraki dönemlerde Anadolu ve farklı coğrafyalardaki Alevi ve Bektaşiler için bir gönül eri olmuştur. Yaşadığı dönemde Alevilik inancına olan hizmetlerinden dolayı Abdâl Musa'nın bu inancın içerisinde özel bir konuma yerleştirildiğini ifade etmek gerekiyor. Ona nispeten, Bektaşilikteki on iki posttan on birincisi olan Ayakçı Postunun diğer adı "Abdâl Musa Sultan Postu" olarak zikredilmektedir. Yine, bütün canların katılımıyla tohumlar ekilmeden önce ekinlerin bereketli olması, yıl içerisindeki kaza-belalardan korunulması ve birlik beraberliğin yaygınlaşması için yapılan ve diğer adı da Bereket Cemi olan Abdâl Musa Ceminin onunla aynı adı taşıyor olması bu açıdan önemlidir. Abdâl Musa Cemi ve Kurbanı olarak adlandırılan bu ibadet, Alevi ve Bektaşi toplulukları arasında yaygın olarak yaşatılmaktadır. Alevi nüfusunun yoğun olarak yaşadığı Tokat yöresinde inanç sisteminin ve geleneğin günümüze kadar varlığını devam ettirmesinde kuşkusuz Alevi Ocakları büyük roller üstlenmişlerdir. Tokat'taki Alevi Ocaklarının ve talip topluluklarının gerçekleştirdikleri,
Uluslararası Hünkâr Hacı Bektaş Veli ve Birlikte Yaşama Kültürü Bilgi Şöleni Bildiriler Kitabı, 2022
Türk Ocakları Eskişehir Şubesi Yayını Editör: Dr. Özlem ÖZDEMİR
Mizanpaj: Sistem Ofset Kapak: ... more Türk Ocakları Eskişehir Şubesi Yayını Editör: Dr. Özlem ÖZDEMİR
Mizanpaj: Sistem Ofset Kapak: Hasan KINIK Baskı: Sistem Ofset Bas. Yay. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Baskı Tarihi: 2022 ISBN: 978-605-72073-0-2
Adres: Türk Ocakları Eskişehir Şubesi Dede Mahallesi Sivrioğlu Sokağı Nu: 2 Odunpazarı/ESKİŞEHİR
[email protected] - [email protected]
Telefon: 0222 221 41 41 - 0531 783 62 65
Bu kitapta ifade edilen görüşler sadece yazarlarına ait olup, Türk Ocakları Eskişehir şubesinin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır.

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat Tarihi ve Kültürü Sempozyumu, 2014
Erbaa kazası, I. Dünya Savaşı Sonrası ve Milli Mücadele esnasında düşman işgali görmemiş olmasına... more Erbaa kazası, I. Dünya Savaşı Sonrası ve Milli Mücadele esnasında düşman işgali görmemiş olmasına rağmen, en az işgal altında kalan beldeler kadar sıkıntıya maruz kalmıştır. Bu durumun sebebi, bölgede faaliyet gösteren Rum ve Ermeni çeteleridir.
Sözkonusu dönemde 27.000 nüfusa sahip olan Erbaa’da 3.000 civarında Rum ve Ermeni azınlık yaşadığı tahmin edilmektedir. Bu azınlıklardan bir kısmı, I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele döneminde ülkenin başka bölgelerinde de görüldüğü üzere ülke bütünlüğü ve milli varlığa zararlı faaliyetler içerisine girmişlerdir. Erbaa’da esnaflık yapan saatçi Yuvaniko, kalaycı Yasef ve daha birçok Rum, Pontus hayaline kapılmış Pontus’çu Rum çeteleri kurmuşlardır. Rum çetelerinin bu faaliyetleri bölgedeki Ermeni azınlık tarafından da desteklenmiş, zaman zaman ortak hareket etmişlerdir.
Diğer ayrılıkçı Pontus cemiyetlerinden ve Samsun Rum Metropolit-hanesinden de yardım alan Erbaa’daki Rum çeteleri, Erbaa’da yaptıkları eşkıyalık, gasp ve adam öldürme faaliyetleriyle Erbaa’yı kana bulamış, Müslüman halka büyük sıkıntı vermişlerdir. Temin ettikleri silah ve mühimmat ile bölgede terör estiren bu çetelere karşı Erbaa halkında büyük tepki oluşmuş ve bu faaliyetlere karşı mücadele edilmiştir. Erbaa’daki Rum çetelerinin faaliyetlerine, Mustafa Kemal Paşa’nın, 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıktıktan sonra Harbiye Nezareti’ne gönderdiği raporlarda da işaret edilmiştir. Bu raporlara göre, Niksar ve Erbaa yörelerinde kuvvetli 5 Rum çetesinin bulunduğunu, ancak bu çetelerin henüz ciddi bir faaliyete girişmedikleri belirtilmiştir. Bu çalışmada, Milli Mücadele döneminde Erbaa’da faaliyet gösteren Rum ve Ermeni çeteleri, bu çetelerde yer alan Erbaalı Rum ve Ermeniler ve Erbaalıların bu zararlı faaliyetler karşısında verdikleri mücadele incelenecektir. Bu amaçla konuyla ilgili arşiv belgeleri, yazılı ve görsel basın, Erbaa Belediye Kütüphanesi’nde bulunan belge ve fotoğraf arşivi taranacak, dönemin Erbaa idarî birimlerinin çete faaliyetleri ile ilgili görüş ve önerilerini içeren resmî evraktan istifade edilecektir.

Tokat Alawism Khidr Cult, 2018
Öz: Yüzyıllardır yaşayan bir kült olan Hızır veya Hızır-İlyas kültü, halk kültürümüzün kaynakları... more Öz: Yüzyıllardır yaşayan bir kült olan Hızır veya Hızır-İlyas kültü, halk kültürümüzün kaynaklarını araştıranlar için çok çeşitli ipuçları taşımaktadır. Öcal Oğuz Boz Atlı Yol İyesi’nin, İslamiyet sonrasında Hızır’a dönüşerek varlığını devam ettirdiğini belirtir. İslamiyet’in kabulü ile bu kült, Türk halk inançları arasında müstesna bir yer işgal etmiştir. Hızır’ın halk inançları içerisinde en canlı ve meşhur görüngü, Anadolu’da Hz. Muhammed ve Hz. Ali’den sonra en çok takdis edilen şahsiyet olduğu söylenilebilir. Türk halk inanışı Hızır’ı peygamber olarak kabul etmektedir. Hızır, halkın inanç dünyasında genel olarak Anadolu’nun kadim toplumlarında spesifik olarak da Anadolu Aleviliğinde değer, kültür ve itikat telakisi arz eden bir şahsiyet olarak karşımıza çıkar. Anadolu’nun farklı bölgelerinde yaşayan toplumlarda farklı mit ve menkıbelerle karşımıza çıkmakta olan Hızır motifi, ayrımlı anlam tasarımları kazanmıştır.
Papers by Melike Tepecik

Ahmet Yesevi Dergisi, 2024
Hasan ÇELİK ii ÖZ Abdâl Musa, Anadolu'daki özellikle Bektaşi gelenek içerisinde örgütlenmeyi geli... more Hasan ÇELİK ii ÖZ Abdâl Musa, Anadolu'daki özellikle Bektaşi gelenek içerisinde örgütlenmeyi geliştiren, kurumsallaştıran, yüzlerce kişiye eğitim verip irşat eden erenlerden biridir. Hacı Bektaş-ı Veli'nin manevî halifelerindendir. Kendi döneminde ve sonraki dönemlerde Anadolu ve farklı coğrafyalardaki Alevi ve Bektaşiler için bir gönül eri olmuştur. Yaşadığı dönemde Alevilik inancına olan hizmetlerinden dolayı Abdâl Musa'nın bu inancın içerisinde özel bir konuma yerleştirildiğini ifade etmek gerekiyor. Ona nispeten, Bektaşilikteki on iki posttan on birincisi olan Ayakçı Postunun diğer adı "Abdâl Musa Sultan Postu" olarak zikredilmektedir. Yine, bütün canların katılımıyla tohumlar ekilmeden önce ekinlerin bereketli olması, yıl içerisindeki kaza-belalardan korunulması ve birlik beraberliğin yaygınlaşması için yapılan ve diğer adı da Bereket Cemi olan Abdâl Musa Ceminin onunla aynı adı taşıyor olması bu açıdan önemlidir. Abdâl Musa Cemi ve Kurbanı olarak adlandırılan bu ibadet, Alevi ve Bektaşi toplulukları arasında yaygın olarak yaşatılmaktadır. Alevi nüfusunun yoğun olarak yaşadığı Tokat yöresinde inanç sisteminin ve geleneğin günümüze kadar varlığını devam ettirmesinde kuşkusuz Alevi Ocakları büyük roller üstlenmişlerdir. Tokat'taki Alevi Ocaklarının ve talip topluluklarının gerçekleştirdikleri,
Türk Kültürü ve HACI BEKTAŞ VELİ Araştırma Dergisi, 2021

Medical Science Monitor : International Medical Journal of Experimental and Clinical Research, 2021
Background Hypoxic hypoperfusion injury in the brain is a cause of potential injury and even deat... more Background Hypoxic hypoperfusion injury in the brain is a cause of potential injury and even death in the growth period of newborns. Therefore, monitoring regional cerebral oxygen saturation (CrSO2) during this period is particularly important. This observational clinical study from a single center aimed to investigate the factors associated with CrSO2 in full-term newborn infants during birth transition. Material/Methods We enrolled 84 full-term newborn infants delivered by cesarean section. We started the stopwatch with the obstetrician clamping the newborns’ umbilical cords and recorded the values of newborns’ CrSO2, pulse oxygen saturation (SpO2), pulse rate (PR), end-tidal carbon dioxide (EtCO2), and respiratory rate (RR) at 2 min, 5 min, and 10 min. We weighed the newborns before they left the operating room and used statistical methods to compare the correlation between each observation factor. Results Pearson correlation coefficients between CrSO2 and SpO2 measured at 2 min,...
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi, 2021
A Saint From The Spiritual Leaders of Anatolia: Ahi Mahmud Veli (Keçeci Baba), 2016
Books by Melike Tepecik

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Enstitüsü, Jul 2019
Alevi inanç sisteminin tarihi süreci, sistem ve pratikleri üzerine kuramsal çerçevede yapılan ara... more Alevi inanç sisteminin tarihi süreci, sistem ve pratikleri üzerine kuramsal çerçevede yapılan araştırmalar Alevi toplumunun ve geleneğinin kültür ve inanç dünyasını yansıtmakta eksik kalmıştır. Ülkemizde Alevi Bektaşi kültürü üzerine yapılan gözlem ve mülakata dayalı sosyolojik nitelikli araştırmaların sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedirAnadolu Aleviliğinin kökleri Tarihsel olarak, Türklerin İslâm ile tanışmaya başladıkları dönemlere kadar uzanır. Belli siyasi, tarihi, coğrafi, içtimai, iktisadi ve kültürel şartların tedricen oluşturduğu bir İslami inanç ve kültür olgusu olan Alevilik, İslâm’a bakış açısı, İslâm’ı anlayış, yorumlayış ve yaşayış tarzı itibariyle kendine özgü bazı özellikler taşımaktadır. Alevi inanç sistemi kutsallarının merkezinde Ocak kavramı bulunur. Alevi Bektaşi Kültürü araştırmacılarına göre Anadolu’da değişik yörelerde bulunan ocakları kapsayan alan araştırmalarının yapılması özellikle dede ailelerinde var olan her türlü yazılı ve sözlü verilerin toplanarak yazıya geçirilmesi alanı zenginleştirecektir. Bu bağlamda çalışmamızın konusunu; 13. Yüzyıl da Anadolu’ya Horasan’dan gelen ve Ahiliğin son temsilcilerinden olan Keçeci Baba (Ahi Mahmud Veli) ve onun oluşturduğu kökleri Orta Asya’ya dayanan ocak etrafında şekillenen kültür dünyası teşkil etmektedir. Çalışmada günümüze kadar varlığını devam ettiren Tokat ili Erbaa ilçesine bağlı Keçeci köyünde meskûn Keçeci Baba Ocağı Üzerinde yapılan nitel araştırmalar ortaya konulmuştur. Keçeci Baba hakkında şimdiye değin bazı derleme ve akademik çalışmalar yapılmışsa da Alevi inanç sistemi içerisinde “Ocak” merkezli olarak elealınarak hazırlanmış bir çalışmaya rastlanılmamıştır. . Derleme çalışmalar daha çok sözlü kültür ögelerini temel alırken, akademik çalışmalar derleme çalışmalara ek olarak birtakım arşiv belgelerine dayanmıştır. Bu çalışmada, ilk olarak, Ocak merkezli sözlü tanıklara yer vererek Keçeci Baba’yı ve onun izinden giderek yüzyıllardır inanç sistemini muhafaza edenleri merkezinden gözlemlemeyi amaç edinmiştir. İkinci olarak, Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’ndeki belgeleri kullanarak Keçeci Baba, zaviyesi ve köyü hakkında mevcut bilgilere yeni bilgiler kazandırmaya gayret edilmiştir. Bu Araştırmada yüzyıllardır sözlü olarak varlığını devam ettirmiş olan Keçeci Babanın menkıbevi hayatını, Ocağın tarihsel gelişimini, Geleneksel Aleviliğe dair Ocak merkezinde yürütülen Cem Erkânı ve gerçekleştirilen ritüelleri yazıya geçirmeye çalışmıştır.
Uploads
Conference Presentations by Melike Tepecik
Mizanpaj: Sistem Ofset Kapak: Hasan KINIK Baskı: Sistem Ofset Bas. Yay. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Baskı Tarihi: 2022 ISBN: 978-605-72073-0-2
Adres: Türk Ocakları Eskişehir Şubesi Dede Mahallesi Sivrioğlu Sokağı Nu: 2 Odunpazarı/ESKİŞEHİR
[email protected] - [email protected]
Telefon: 0222 221 41 41 - 0531 783 62 65
Bu kitapta ifade edilen görüşler sadece yazarlarına ait olup, Türk Ocakları Eskişehir şubesinin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır.
Sözkonusu dönemde 27.000 nüfusa sahip olan Erbaa’da 3.000 civarında Rum ve Ermeni azınlık yaşadığı tahmin edilmektedir. Bu azınlıklardan bir kısmı, I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele döneminde ülkenin başka bölgelerinde de görüldüğü üzere ülke bütünlüğü ve milli varlığa zararlı faaliyetler içerisine girmişlerdir. Erbaa’da esnaflık yapan saatçi Yuvaniko, kalaycı Yasef ve daha birçok Rum, Pontus hayaline kapılmış Pontus’çu Rum çeteleri kurmuşlardır. Rum çetelerinin bu faaliyetleri bölgedeki Ermeni azınlık tarafından da desteklenmiş, zaman zaman ortak hareket etmişlerdir.
Diğer ayrılıkçı Pontus cemiyetlerinden ve Samsun Rum Metropolit-hanesinden de yardım alan Erbaa’daki Rum çeteleri, Erbaa’da yaptıkları eşkıyalık, gasp ve adam öldürme faaliyetleriyle Erbaa’yı kana bulamış, Müslüman halka büyük sıkıntı vermişlerdir. Temin ettikleri silah ve mühimmat ile bölgede terör estiren bu çetelere karşı Erbaa halkında büyük tepki oluşmuş ve bu faaliyetlere karşı mücadele edilmiştir. Erbaa’daki Rum çetelerinin faaliyetlerine, Mustafa Kemal Paşa’nın, 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıktıktan sonra Harbiye Nezareti’ne gönderdiği raporlarda da işaret edilmiştir. Bu raporlara göre, Niksar ve Erbaa yörelerinde kuvvetli 5 Rum çetesinin bulunduğunu, ancak bu çetelerin henüz ciddi bir faaliyete girişmedikleri belirtilmiştir. Bu çalışmada, Milli Mücadele döneminde Erbaa’da faaliyet gösteren Rum ve Ermeni çeteleri, bu çetelerde yer alan Erbaalı Rum ve Ermeniler ve Erbaalıların bu zararlı faaliyetler karşısında verdikleri mücadele incelenecektir. Bu amaçla konuyla ilgili arşiv belgeleri, yazılı ve görsel basın, Erbaa Belediye Kütüphanesi’nde bulunan belge ve fotoğraf arşivi taranacak, dönemin Erbaa idarî birimlerinin çete faaliyetleri ile ilgili görüş ve önerilerini içeren resmî evraktan istifade edilecektir.
Papers by Melike Tepecik
Books by Melike Tepecik
Mizanpaj: Sistem Ofset Kapak: Hasan KINIK Baskı: Sistem Ofset Bas. Yay. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Baskı Tarihi: 2022 ISBN: 978-605-72073-0-2
Adres: Türk Ocakları Eskişehir Şubesi Dede Mahallesi Sivrioğlu Sokağı Nu: 2 Odunpazarı/ESKİŞEHİR
[email protected] - [email protected]
Telefon: 0222 221 41 41 - 0531 783 62 65
Bu kitapta ifade edilen görüşler sadece yazarlarına ait olup, Türk Ocakları Eskişehir şubesinin resmi görüşlerini yansıtmamaktadır.
Sözkonusu dönemde 27.000 nüfusa sahip olan Erbaa’da 3.000 civarında Rum ve Ermeni azınlık yaşadığı tahmin edilmektedir. Bu azınlıklardan bir kısmı, I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele döneminde ülkenin başka bölgelerinde de görüldüğü üzere ülke bütünlüğü ve milli varlığa zararlı faaliyetler içerisine girmişlerdir. Erbaa’da esnaflık yapan saatçi Yuvaniko, kalaycı Yasef ve daha birçok Rum, Pontus hayaline kapılmış Pontus’çu Rum çeteleri kurmuşlardır. Rum çetelerinin bu faaliyetleri bölgedeki Ermeni azınlık tarafından da desteklenmiş, zaman zaman ortak hareket etmişlerdir.
Diğer ayrılıkçı Pontus cemiyetlerinden ve Samsun Rum Metropolit-hanesinden de yardım alan Erbaa’daki Rum çeteleri, Erbaa’da yaptıkları eşkıyalık, gasp ve adam öldürme faaliyetleriyle Erbaa’yı kana bulamış, Müslüman halka büyük sıkıntı vermişlerdir. Temin ettikleri silah ve mühimmat ile bölgede terör estiren bu çetelere karşı Erbaa halkında büyük tepki oluşmuş ve bu faaliyetlere karşı mücadele edilmiştir. Erbaa’daki Rum çetelerinin faaliyetlerine, Mustafa Kemal Paşa’nın, 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıktıktan sonra Harbiye Nezareti’ne gönderdiği raporlarda da işaret edilmiştir. Bu raporlara göre, Niksar ve Erbaa yörelerinde kuvvetli 5 Rum çetesinin bulunduğunu, ancak bu çetelerin henüz ciddi bir faaliyete girişmedikleri belirtilmiştir. Bu çalışmada, Milli Mücadele döneminde Erbaa’da faaliyet gösteren Rum ve Ermeni çeteleri, bu çetelerde yer alan Erbaalı Rum ve Ermeniler ve Erbaalıların bu zararlı faaliyetler karşısında verdikleri mücadele incelenecektir. Bu amaçla konuyla ilgili arşiv belgeleri, yazılı ve görsel basın, Erbaa Belediye Kütüphanesi’nde bulunan belge ve fotoğraf arşivi taranacak, dönemin Erbaa idarî birimlerinin çete faaliyetleri ile ilgili görüş ve önerilerini içeren resmî evraktan istifade edilecektir.