Papers by Kilikya Felsefe Dergisi
Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy
Nutku U. Leibniz’in Monadlar Teorisinin Tarihsel Önemi. Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy. 2014;(1):1-14.
İnam A. Ahlâk ve İçtenlik. Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy. 2014;(1):15-17.
İnam A. Ahlâk ve İçtenlik. Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy. 2014;(1):15-17.

Gülenç K. Edmund Husserl’de ‘Başkasının Beni’ Sorunu ve İntersubjektivite Kavramı. Kilikya Felsef... more Gülenç K. Edmund Husserl’de ‘Başkasının Beni’ Sorunu ve İntersubjektivite Kavramı. Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy. 2014;(1):19-40.
İnsan, kendi özvarlığını ancak toplumda gerçekleştirebilmektedir, bundan dolayı bütün gerçekliğini ancak başkalarıyla birlikte kazanan bir canlı varlıktır. Bu öz-nitelik birçok tartışmayı beraberinde getirmektedir. Tartışma konuları arasında en önemli problemlerden biri bir arada yaşama problemidir. Bu problemin felsefi açıdan soruşturulabilmesinin yollarından başlıca olanı başkasının ben’i meselesini ele almaktır. ‘Başkası’ sorunu temelde modern felsefe ile yükselen bir bilgi sorunudur. Bu sorun özellikle ‘başka zihinler’ ya da ‘başkasının beni’ sorunu olarak belirir: ‘Başkasının beni’ni nasıl bilebiliriz? Bu çerçevede yazının amacı, felsefi açıdan insanlar arası ilişkilerin temelini, başka bir ifadeyle başkasının beni’nin bilgisinin nasıl mümkün olabileceğini incelemek ve söz konusu inceleme ekseninde bir arada yaşama problemi açısından önemli bir kavram olan ‘intersubjektivite’ kavramını açıklamaktır. Yapılacak olan bu araştırma, 20. yüzyılın en önemli filozoflarından Edmund Husserl’in fenomenolojik yaklaşımı çerçevesinde gerçekleştirilecektir.

Boyacı NP. Platon’un İdeal Toplum Modelinde Köleler/Kölelik. Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy. 2014;(1):41-52.
Bu çalışmada Platon’un Politeia ve Nomoi diyalogları göz önünde bulundurularak, düşünürün ideal t... more Bu çalışmada Platon’un Politeia ve Nomoi diyalogları göz önünde bulundurularak, düşünürün ideal toplum yapısı içinde kölelere/köleliğe vermiş olduğu yer açıklığa kavuşturulmaya çalışılacaktır. Düşünür Politeia diyaloğunda kölelerden neredeyse hiç bahsetmezken, Nomoi’da onlarla ilgili önemli düzenlemeler yapmaktadır. Bu açıklama, (Politeia’da en iyi polis olarak anlatılan) kallipolis’te kölelerin/köleliğin var olmadığını gösterirken, ikinci en iyi polisi anlatan Nomoi’da kölelere/köleliğetoplumda yer verdiğini ve böylece geleneksel anlayışı sürdürdüğüne işaret eder. Bu makalede de Platon’un bu iki diyaloğu da göz önünde bulundurularak, onun toplum anlayışı içinde kölelere/köleliğe yer verip vermediği, yer veriyorsa kölelerin kallipolis içinde hangi sınıfta konumlandırdığı sorgulanacaktır. Bir başka deyişle, Nomoi diyaloğunda kölelere ilişkin dile getirilen açıklamalardan ve Politeia’da satır aralarındaki kölelere ilişkin bazı söylemlerden yola çıkılarak kallipoliste kölelerin var olup, varsa da ideal poliste ne şekilde yer alabilecekleri, ontolojik olarak hangi sınıfa dahil edilebilecekleri incelenecektir.

Okuroğlu GK, Bahçecik N, Alpar ŞE. Felsefe ve Hemşirelik Etiği. Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy. 2014;(1):53-61.
Felsefe, gerçekliğin doğasını sistematik düşünme yolu ile anlamak isteyen insanın bir etkinliği... more Felsefe, gerçekliğin doğasını sistematik düşünme yolu ile anlamak isteyen insanın bir etkinliği olarak tanımlanabilir. Ahlak felsefesi ya da etik insan eylemlerini ve bu eylemlerin dayandığı ilkeleri konu edinen felsefe dalıdır. Etik “yanlış”ı“doğru”dan ayırabilmek amacıyla “ahlak” kavramının doğasını anlamaya çalışır. Hemşirelik kuram, uygulama ve araştırmayı felsefe ile ilişkili olarak ele alan bilimsel bir sağlık disiplinidir. Hemşire, bakıma ihtiyacı olan bireye hizmet sunarken, bireyi değerleri, inanç ve tutumları, eylem ve davranışları ile bir bütün olarak görmeli ve onun üst düzey hizmet alma hakkına sahip olduğuna inanmalıdır. Bu inanç hemşirelik bakımının etik zorunluluğudur. Bu makalede “etik” ve “felsefe” kavramları hemşirelik etiği ve hemşirelik felsefesi çerçevesinde incelenmiştir.
Önal S. Kartezyen Özne ve Kantçı Öznenin Heidegger’de Anlamı: Dünyasallık. Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy. 2014;(1):63-75.
Heidegger’e göre varlık, var-olmakla anlaşılabilendir. Var-olma davranışı ya da var-oluş, insanın... more Heidegger’e göre varlık, var-olmakla anlaşılabilendir. Var-olma davranışı ya da var-oluş, insanın bütünsel yapısını ifade eder. O, var olanları kuramsal olarak anlamaktan çok, dünya-ile-birlikte-var oluşunda anlar. Bu yüzden Heidegger insanı, Descartes ve Kant’ın cogito’yla var oluşa getirdiği ayrıma karşı, dünyasallık bağlamında anlar.
Uploads
Papers by Kilikya Felsefe Dergisi
İnsan, kendi özvarlığını ancak toplumda gerçekleştirebilmektedir, bundan dolayı bütün gerçekliğini ancak başkalarıyla birlikte kazanan bir canlı varlıktır. Bu öz-nitelik birçok tartışmayı beraberinde getirmektedir. Tartışma konuları arasında en önemli problemlerden biri bir arada yaşama problemidir. Bu problemin felsefi açıdan soruşturulabilmesinin yollarından başlıca olanı başkasının ben’i meselesini ele almaktır. ‘Başkası’ sorunu temelde modern felsefe ile yükselen bir bilgi sorunudur. Bu sorun özellikle ‘başka zihinler’ ya da ‘başkasının beni’ sorunu olarak belirir: ‘Başkasının beni’ni nasıl bilebiliriz? Bu çerçevede yazının amacı, felsefi açıdan insanlar arası ilişkilerin temelini, başka bir ifadeyle başkasının beni’nin bilgisinin nasıl mümkün olabileceğini incelemek ve söz konusu inceleme ekseninde bir arada yaşama problemi açısından önemli bir kavram olan ‘intersubjektivite’ kavramını açıklamaktır. Yapılacak olan bu araştırma, 20. yüzyılın en önemli filozoflarından Edmund Husserl’in fenomenolojik yaklaşımı çerçevesinde gerçekleştirilecektir.
İnsan, kendi özvarlığını ancak toplumda gerçekleştirebilmektedir, bundan dolayı bütün gerçekliğini ancak başkalarıyla birlikte kazanan bir canlı varlıktır. Bu öz-nitelik birçok tartışmayı beraberinde getirmektedir. Tartışma konuları arasında en önemli problemlerden biri bir arada yaşama problemidir. Bu problemin felsefi açıdan soruşturulabilmesinin yollarından başlıca olanı başkasının ben’i meselesini ele almaktır. ‘Başkası’ sorunu temelde modern felsefe ile yükselen bir bilgi sorunudur. Bu sorun özellikle ‘başka zihinler’ ya da ‘başkasının beni’ sorunu olarak belirir: ‘Başkasının beni’ni nasıl bilebiliriz? Bu çerçevede yazının amacı, felsefi açıdan insanlar arası ilişkilerin temelini, başka bir ifadeyle başkasının beni’nin bilgisinin nasıl mümkün olabileceğini incelemek ve söz konusu inceleme ekseninde bir arada yaşama problemi açısından önemli bir kavram olan ‘intersubjektivite’ kavramını açıklamaktır. Yapılacak olan bu araştırma, 20. yüzyılın en önemli filozoflarından Edmund Husserl’in fenomenolojik yaklaşımı çerçevesinde gerçekleştirilecektir.