
Hakan Gürsoy
Related Authors
Anthony J. Nocella II
Salt Lake Community College
David Seamon
Kansas State University
Eren Kurkcuoglu
Istanbul Technical University
Bree Akesson
Wilfrid Laurier University
Prof. Dr. Seriye Sezen
Ankara Üniversitesi
Leslie M . Tutty
University of Calgary
Gonenc Uysal
Lancaster University
Faruk Ataay
Akdeniz University
Zeki Karataş
Recep Tayyip Erdogan University-Turkey
Derya Deniz
İstanbul Ticaret Üniversitesi
Uploads
Papers by Hakan Gürsoy
meydana gelmiş, birçok can ve mal kaybı yaşanmıştır. Nitekim 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan ve 50 binden fazla insanın ölümüne, binlerce binanın yıkılmasına yol açan deprem bu gerçeği açıkça ortaya koymuştur. Stratejik yönetim uygulamaları ile; deprem öncesi ve sonrasında alınacak önlemler büyük ekonomik kayıpların önüne
geçilmesinin yanı sıra çok sayıda can kaybının önlenmesinde büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma depremler sonrası kayıpların önlenmesi amacıyla hangi tedbirlerin alınması gerektiği konularındaki sorulara cevap bulabilmek amacıyla yapılmıştır. Yapılan çalışma için “Belgesel Kaynak Derlemesi” yönteminden
faydalanılmıştır. Türkiye'deki depremleri kronolojik, jeolojik, ekonomik, psikolojik, sosyolojik, stratejik ve benzeri yönlerden inceleyen araştırmalar özenle seçilip analiz edilmiş, elde edilen veri ve bulgular doğrultusunda bir sonuca ulaşılmıştır. Ancak yapılan araştırma sonuçları hükümetler tarafından alınan tedbirlerin daha önceki
depremlerde yaşanan can ve mal kayıplarının tekraren yaşanmasının önüne geçemediğini göstermiştir. Başlıca nedenler arasında depremin şiddetinin tahmin edilenden yüksek olması, risk planları ile stratejik planların kâğıt üzerinde kalması, ekonomik yönden gerekli hazırlıkların bulunmaması, riskli bölgelerde kentsel dönüşümün gerçekleştirilememesi, iyi bir yönetim sergilenememesi gibi etkenler sıralanabilmektedir.
seyahatlerin kısıtlanması gibi birçok alanda yasaklamalar olmuştur. Bu süreçte
insanlar ihtiyaçlarını temin etmede güçlüklerle karşılaşmışlardır. Bu durum,
bireyleri ve işletme sahiplerini Pazar açısından internet teknolojilerinden
faydalanmaya yönlendirmiştir. Krizle birlikte kapanan işyerleri, yerini dijital
pazarda açılan işletmelere bırakmıştır. Zor koşullar onu fırsata çeviren
girişimcilerin sayılarının artmasına neden olmuştur. Girişimcilik, gelişen teknolojik
gelişmeler doğrultusunda şekil değiştirse de artan bir ivmeyle yoluna devam
etmiştir. Bu çalışmada, girişimcilik konusu ayrıntılarıyla tartışmaya açılmış,
girişimciliğin işletmeler ve devletler açısından önemli olup olmadığı gerçeği ortaya
konulmaya çalışılmıştır. Belgesel kaynak derlemesi yönteminden faydalanılarak,
bu konuya ilişkin makaleler incelemeye alınmıştır. Elde edilen veriler kendi
fikirlerimizle birleştirilerek değerlendirilmiş ve çıkan sonuçlar tarafsız gözle
çalışmaya yansıtılmıştır. Araştırma sonuçları, girişimciliğin özellikle devletler
açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu göstermiştir. Yine girişimcilerin
desteklenmesinin ihracat, istihdam, büyüme vb. nedenlerle ülke ekonomisi
açısından kritik önem taşıdığını göstermiştir.
meydana gelmiş, birçok can ve mal kaybı yaşanmıştır. Nitekim 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan ve 50 binden fazla insanın ölümüne, binlerce binanın yıkılmasına yol açan deprem bu gerçeği açıkça ortaya koymuştur. Stratejik yönetim uygulamaları ile; deprem öncesi ve sonrasında alınacak önlemler büyük ekonomik kayıpların önüne
geçilmesinin yanı sıra çok sayıda can kaybının önlenmesinde büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma depremler sonrası kayıpların önlenmesi amacıyla hangi tedbirlerin alınması gerektiği konularındaki sorulara cevap bulabilmek amacıyla yapılmıştır. Yapılan çalışma için “Belgesel Kaynak Derlemesi” yönteminden
faydalanılmıştır. Türkiye'deki depremleri kronolojik, jeolojik, ekonomik, psikolojik, sosyolojik, stratejik ve benzeri yönlerden inceleyen araştırmalar özenle seçilip analiz edilmiş, elde edilen veri ve bulgular doğrultusunda bir sonuca ulaşılmıştır. Ancak yapılan araştırma sonuçları hükümetler tarafından alınan tedbirlerin daha önceki
depremlerde yaşanan can ve mal kayıplarının tekraren yaşanmasının önüne geçemediğini göstermiştir. Başlıca nedenler arasında depremin şiddetinin tahmin edilenden yüksek olması, risk planları ile stratejik planların kâğıt üzerinde kalması, ekonomik yönden gerekli hazırlıkların bulunmaması, riskli bölgelerde kentsel dönüşümün gerçekleştirilememesi, iyi bir yönetim sergilenememesi gibi etkenler sıralanabilmektedir.
seyahatlerin kısıtlanması gibi birçok alanda yasaklamalar olmuştur. Bu süreçte
insanlar ihtiyaçlarını temin etmede güçlüklerle karşılaşmışlardır. Bu durum,
bireyleri ve işletme sahiplerini Pazar açısından internet teknolojilerinden
faydalanmaya yönlendirmiştir. Krizle birlikte kapanan işyerleri, yerini dijital
pazarda açılan işletmelere bırakmıştır. Zor koşullar onu fırsata çeviren
girişimcilerin sayılarının artmasına neden olmuştur. Girişimcilik, gelişen teknolojik
gelişmeler doğrultusunda şekil değiştirse de artan bir ivmeyle yoluna devam
etmiştir. Bu çalışmada, girişimcilik konusu ayrıntılarıyla tartışmaya açılmış,
girişimciliğin işletmeler ve devletler açısından önemli olup olmadığı gerçeği ortaya
konulmaya çalışılmıştır. Belgesel kaynak derlemesi yönteminden faydalanılarak,
bu konuya ilişkin makaleler incelemeye alınmıştır. Elde edilen veriler kendi
fikirlerimizle birleştirilerek değerlendirilmiş ve çıkan sonuçlar tarafsız gözle
çalışmaya yansıtılmıştır. Araştırma sonuçları, girişimciliğin özellikle devletler
açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu göstermiştir. Yine girişimcilerin
desteklenmesinin ihracat, istihdam, büyüme vb. nedenlerle ülke ekonomisi
açısından kritik önem taşıdığını göstermiştir.