Tarihin bir ilim mi yoksa bilim mi olduğunu tartışmadan önce tarihin genel bir tanımını yapmak ge... more Tarihin bir ilim mi yoksa bilim mi olduğunu tartışmadan önce tarihin genel bir tanımını yapmak gereklidir. "Tarih, geçmişte yaşamış insanların yapıp ettiklerini, yer ve zaman göstererek, sebep sonuç ilişkisi içerisinde ortaya koyan bir bilim dalıdır." Bizce bu tanımın noksaniyeti olmamakla birlikte, tanımı daha derinlemesine ele almakta fayda olacağını düşündük.
Ergenekon Destanı diye bilinen (Ergüne Khun) destanın aidiyedi ne kadar şaibeli olsa da Türk Kült... more Ergenekon Destanı diye bilinen (Ergüne Khun) destanın aidiyedi ne kadar şaibeli olsa da Türk Kültürü üzerine etkisi büyüktür. Ergenekon bilindiği üzere düşmanları tarafından yenilen bir kavmin düşmanları tarafından ücra mümbit bir alana hapsedilmesi daha sonrasında bu kavmin belli bir güce ulaştıktan sonra etrafındaki demir dağları eritip hapsolduğu platodan çıkarak düşmanlarını mağlup ettiği destandır. Bu destan geçmişten bugüne aktarıla geldiği gibi bugünde Orta Asya'nın muhtelif bölgelerinde Türk ve Moğol kavimleri tarafından gelecek nesillere bir destan niteliğinde aktarılmaktadır. Orta Asya'da mevcut kültün tarihsel gerçekliğinin araştırılması hangi kavime ait olduğunun belirlenmesi ve destanın tarihsel süreçlerini incelenmesi ise biz tarihçilerin görevidir. İşte bu makalede Türklerin Ergenekon Destanı, Moğolların Ergüne Khun dediği destanı Türk kültürüne etkisinden tarihsel kaynaklarından ve aidiyeti meselesinden bahsedilmiş olup tarafımızca yorumlanmıştır. Ergenekon Asya'nın sözlü destan geleneğinin bir sonucu olarak orta Asya'da ortaya çıkmıştır. Her Türk ve Moğol destanı gibi tarihsel süreçte bir dayanağı bir gerçeklik payı bulunana bu destanda anlatılanlar geçmişte yaşanmış olaylara ışık tutacağı gibi destandaki sözlü unsurlarla o toplumların sinesinde bu yaşanan unsurların nasıl yankı yaptığı öğrenilebilir. Bilindiği üzere destanlar halk arasında kıymete değer önemli hadiselerin ya da büyük faciaların meydana gelmesi daha sonra bunun sözlü anlatılar halinde nesilden nesle kulaktan kulağa yayılmasıyla anonimleşmesi sonucu oluşur. Bu sözlü birikim zamanla halk ozanları tarafından şarkılaştırılıp edebi bir dille muhafaza edilerek günümüze ulaşır. Ergenekon'da bu sözde unsurlardan biridir. Tarihte toplum benliklerinde yer tutan bu hadise o devirlerden sonra gelen göçebe devletlerinde kurucu mit rolü görmüş. Tarih kitaplarında bu husustan destansı bir dille de olsa bahsedilmiştir. Bu destanı yazılı olarak günümüze ulaşan nüshaların, iki kaynağı vardır. Bunlardan ilki 14. yy.da İlhanlı veziri Reşideddin'in Cami-üt Tevarih adlı eseridir. İkincisi ise Ebu'l Gazi Bahadır Han'ın Şecere-i Türk adlı eseridir. Bu iki kaynaktan ilki ikincisine kaynaklık yapmıştır yani ikinci eserde (Şecere-i Türk-i'de) yazılanlar Cami-üt Tevarih'tekinin kopyası niteliğindedir. Moğol hâkimiyeti döneminde yazılan bu eser Ergenekon'u Moğollaştırmıştır.
Oğuz adının menşei hakkında birçok fikir ileri sürülmüştür. Ünlü Macar bilginlerinden J. Nemeth, ... more Oğuz adının menşei hakkında birçok fikir ileri sürülmüştür. Ünlü Macar bilginlerinden J. Nemeth, Oğuz sözünü ok+uz şeklinde tahlil etmiştir. Ona göre ok, boy, z de cemi edatıdır.
Tarihin bir ilim mi yoksa bilim mi olduğunu tartışmadan önce tarihin genel bir tanımını yapmak ge... more Tarihin bir ilim mi yoksa bilim mi olduğunu tartışmadan önce tarihin genel bir tanımını yapmak gereklidir. "Tarih, geçmişte yaşamış insanların yapıp ettiklerini, yer ve zaman göstererek, sebep sonuç ilişkisi içerisinde ortaya koyan bir bilim dalıdır." Bizce bu tanımın noksaniyeti olmamakla birlikte, tanımı daha derinlemesine ele almakta fayda olacağını düşündük.
Ergenekon Destanı diye bilinen (Ergüne Khun) destanın aidiyedi ne kadar şaibeli olsa da Türk Kült... more Ergenekon Destanı diye bilinen (Ergüne Khun) destanın aidiyedi ne kadar şaibeli olsa da Türk Kültürü üzerine etkisi büyüktür. Ergenekon bilindiği üzere düşmanları tarafından yenilen bir kavmin düşmanları tarafından ücra mümbit bir alana hapsedilmesi daha sonrasında bu kavmin belli bir güce ulaştıktan sonra etrafındaki demir dağları eritip hapsolduğu platodan çıkarak düşmanlarını mağlup ettiği destandır. Bu destan geçmişten bugüne aktarıla geldiği gibi bugünde Orta Asya'nın muhtelif bölgelerinde Türk ve Moğol kavimleri tarafından gelecek nesillere bir destan niteliğinde aktarılmaktadır. Orta Asya'da mevcut kültün tarihsel gerçekliğinin araştırılması hangi kavime ait olduğunun belirlenmesi ve destanın tarihsel süreçlerini incelenmesi ise biz tarihçilerin görevidir. İşte bu makalede Türklerin Ergenekon Destanı, Moğolların Ergüne Khun dediği destanı Türk kültürüne etkisinden tarihsel kaynaklarından ve aidiyeti meselesinden bahsedilmiş olup tarafımızca yorumlanmıştır. Ergenekon Asya'nın sözlü destan geleneğinin bir sonucu olarak orta Asya'da ortaya çıkmıştır. Her Türk ve Moğol destanı gibi tarihsel süreçte bir dayanağı bir gerçeklik payı bulunana bu destanda anlatılanlar geçmişte yaşanmış olaylara ışık tutacağı gibi destandaki sözlü unsurlarla o toplumların sinesinde bu yaşanan unsurların nasıl yankı yaptığı öğrenilebilir. Bilindiği üzere destanlar halk arasında kıymete değer önemli hadiselerin ya da büyük faciaların meydana gelmesi daha sonra bunun sözlü anlatılar halinde nesilden nesle kulaktan kulağa yayılmasıyla anonimleşmesi sonucu oluşur. Bu sözlü birikim zamanla halk ozanları tarafından şarkılaştırılıp edebi bir dille muhafaza edilerek günümüze ulaşır. Ergenekon'da bu sözde unsurlardan biridir. Tarihte toplum benliklerinde yer tutan bu hadise o devirlerden sonra gelen göçebe devletlerinde kurucu mit rolü görmüş. Tarih kitaplarında bu husustan destansı bir dille de olsa bahsedilmiştir. Bu destanı yazılı olarak günümüze ulaşan nüshaların, iki kaynağı vardır. Bunlardan ilki 14. yy.da İlhanlı veziri Reşideddin'in Cami-üt Tevarih adlı eseridir. İkincisi ise Ebu'l Gazi Bahadır Han'ın Şecere-i Türk adlı eseridir. Bu iki kaynaktan ilki ikincisine kaynaklık yapmıştır yani ikinci eserde (Şecere-i Türk-i'de) yazılanlar Cami-üt Tevarih'tekinin kopyası niteliğindedir. Moğol hâkimiyeti döneminde yazılan bu eser Ergenekon'u Moğollaştırmıştır.
Oğuz adının menşei hakkında birçok fikir ileri sürülmüştür. Ünlü Macar bilginlerinden J. Nemeth, ... more Oğuz adının menşei hakkında birçok fikir ileri sürülmüştür. Ünlü Macar bilginlerinden J. Nemeth, Oğuz sözünü ok+uz şeklinde tahlil etmiştir. Ona göre ok, boy, z de cemi edatıdır.
Uploads
Papers by Gürkan Akbalı