Sosyal düzen vurgusunun ön plana çıktığı, karşılaşılan sosyal sorunlarda aile, dini kuruluşlar ve... more Sosyal düzen vurgusunun ön plana çıktığı, karşılaşılan sosyal sorunlarda aile, dini kuruluşlar ve vakıfların aracı rol üstlendiği muhafazakâr refah rejimi anlayışının, Almanya özelinde dönüşüm gösterdiği görülmektedir. Teorik açıdan bakıldığında bu refah rejimi kapsamında devletin rolleri sınırlı ve az düzeyde müdahalecidir. Devletin temel görevi var olan hiyerarşik düzeni sağlaması ve korumasıdır. Ancak küreselleşme ile başlayan ve günümüze kadar devam eden süreçte gerek toplumsal cinsiyet rollerinin değişmesi gerekse demografik değişimler muhafazakâr refah rejimi modelini de dönüşüme zorlamıştır. Bu noktadan hareketle çalışma kapsamında muhafazakâr refah rejimi anlayışının Almanya özelinde yaşadığı değişim ve dönüşümün ele alınması amaçlanmıştır. Bu amaç paralelinde yapılan değerlendirmeler neticesinde devletin toplumsal anlamda yaşanan değişim ve dönüşümlere uyum sağlama amacıyla; sosyal yardım ve hizmetler, kadın istihdamına yönelik işgücü piyasalarına müdahale ve emeklilik üzer...
Tarihsel süreç içerisinde dünya birçok değişim ve dönüşüme şahitlik etmiş, önemli kırılma anları ... more Tarihsel süreç içerisinde dünya birçok değişim ve dönüşüme şahitlik etmiş, önemli kırılma anları yaşamıştır. Son yıllarda ise toplumsal yaşamda herkesi etkileyen teknolojik gelişmeler bu değişimi tetiklemektedir. Teknolojinin gelişim süreci çok eskilere dayandırılmış olsa da 21. yüzyılda farklı boyutlara ulaşmaktadır. Bu süreci farklı kılan ise, gelişen teknolojilerin iç içe geçip fiziksel ve dijital boyutlarda karşılıklı etkileşimlere yol açmasıdır. Endüstri 4.0 olarak tanımlanan bu süreç; nesnelerin interneti, yapay zekâ, robotlar, siber fiziksel sistemler, 3D yazıcılar, büyük veri, bulut bilişim, simülasyon, sanal gerçeklik gibi bileşenleri ile tüm toplumsal yaşamı ve işgücü piyasalarını derinden etkilemektedir. Toplumsal anlamda yaşanan bu dönüşümler birtakım fırsatlar sunarken, aynı zamanda eşitsizlik, işsizlik, standart dışı ve eğreti istihdam gibi sorunları da beraberinde getirmektedir. Yaşanan bu sorunlar toplum içinde bölüşüm kavgasını şiddetlendirmekte, beraberinde sendikaların ve örgütlenmenin önemini ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla bu çalışma, teknolojik açıdan önemli gelişmelere yol açan Endüstri 4.0'ın temel bileşenlerini açıklamayı, işgücü piyasalarına yönelik olumlu ve olumsuz etkilerini incelemeyi ve sendikaların yaşanan bu dönüşümler karşısında üstlenecekleri rolleri ve yeni örgütlenme stratejilerini incelemeyi amaç edinmektedir. Bu amaç doğrultusunda Endüstri 4.0'ın yaratmış ve yaratacak olduğu adaletsizlik, eşitsizlik, işsizlik, güvencesizlik ve yoksulluğun bölüşüm kavgasını şiddetlendireceği saptanmış ve buna bağlı olarak geçmiş sanayi devrimlerinde olduğu gibi daha adil bir toplum yaratmada önemli rol oynayan sendikaların bu süreç içerisinde de bilgi ve teknoloji tabanlı farklı bir örgütlenme modeli arayışı içerisine girdiği sonucuna ulaşılmıştır.
Sosyal düzen vurgusunun ön plana çıktığı, karşılaşılan sosyal sorunlarda aile, dini kuruluşlar ve... more Sosyal düzen vurgusunun ön plana çıktığı, karşılaşılan sosyal sorunlarda aile, dini kuruluşlar ve vakıfların aracı rol üstlendiği muhafazakâr refah rejimi anlayışının, Almanya özelinde dönüşüm gösterdiği görülmektedir. Teorik açıdan bakıldığında bu refah rejimi kapsamında devletin rolleri sınırlı ve az düzeyde müdahalecidir. Devletin temel görevi var olan hiyerarşik düzeni sağlaması ve korumasıdır. Ancak küreselleşme ile başlayan ve günümüze kadar devam eden süreçte gerek toplumsal cinsiyet rollerinin değişmesi gerekse demografik değişimler muhafazakâr refah rejimi modelini de dönüşüme zorlamıştır. Bu noktadan hareketle çalışma kapsamında muhafazakâr refah rejimi anlayışının Almanya özelinde yaşadığı değişim ve dönüşümün ele alınması amaçlanmıştır. Bu amaç paralelinde yapılan değerlendirmeler neticesinde devletin toplumsal anlamda yaşanan değişim ve dönüşümlere uyum sağlama amacıyla; sosyal yardım ve hizmetler, kadın istihdamına yönelik işgücü piyasalarına müdahale ve emeklilik üzer...
Tarihsel süreç içerisinde dünya birçok değişim ve dönüşüme şahitlik etmiş, önemli kırılma anları ... more Tarihsel süreç içerisinde dünya birçok değişim ve dönüşüme şahitlik etmiş, önemli kırılma anları yaşamıştır. Son yıllarda ise toplumsal yaşamda herkesi etkileyen teknolojik gelişmeler bu değişimi tetiklemektedir. Teknolojinin gelişim süreci çok eskilere dayandırılmış olsa da 21. yüzyılda farklı boyutlara ulaşmaktadır. Bu süreci farklı kılan ise, gelişen teknolojilerin iç içe geçip fiziksel ve dijital boyutlarda karşılıklı etkileşimlere yol açmasıdır. Endüstri 4.0 olarak tanımlanan bu süreç; nesnelerin interneti, yapay zekâ, robotlar, siber fiziksel sistemler, 3D yazıcılar, büyük veri, bulut bilişim, simülasyon, sanal gerçeklik gibi bileşenleri ile tüm toplumsal yaşamı ve işgücü piyasalarını derinden etkilemektedir. Toplumsal anlamda yaşanan bu dönüşümler birtakım fırsatlar sunarken, aynı zamanda eşitsizlik, işsizlik, standart dışı ve eğreti istihdam gibi sorunları da beraberinde getirmektedir. Yaşanan bu sorunlar toplum içinde bölüşüm kavgasını şiddetlendirmekte, beraberinde sendikaların ve örgütlenmenin önemini ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla bu çalışma, teknolojik açıdan önemli gelişmelere yol açan Endüstri 4.0'ın temel bileşenlerini açıklamayı, işgücü piyasalarına yönelik olumlu ve olumsuz etkilerini incelemeyi ve sendikaların yaşanan bu dönüşümler karşısında üstlenecekleri rolleri ve yeni örgütlenme stratejilerini incelemeyi amaç edinmektedir. Bu amaç doğrultusunda Endüstri 4.0'ın yaratmış ve yaratacak olduğu adaletsizlik, eşitsizlik, işsizlik, güvencesizlik ve yoksulluğun bölüşüm kavgasını şiddetlendireceği saptanmış ve buna bağlı olarak geçmiş sanayi devrimlerinde olduğu gibi daha adil bir toplum yaratmada önemli rol oynayan sendikaların bu süreç içerisinde de bilgi ve teknoloji tabanlı farklı bir örgütlenme modeli arayışı içerisine girdiği sonucuna ulaşılmıştır.
Uploads
Papers by GÖKHAN MURAT