Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute
Bu makale, Osmanlı Döneminin en önemli deniz savaşlarından olan Preveze Deniz Zaferinin yıl dönüm... more Bu makale, Osmanlı Döneminin en önemli deniz savaşlarından olan Preveze Deniz Zaferinin yıl dönümlerinin, önce Barbaros Günü daha sonra Donanma Günü isimleri altında kutlanmaya başlanması süreci hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Uzun yıllar bir tören ile anılmamış olan Preveze Deniz Zaferinin bir tören çerçevesinde kutlanmaya başlaması süreci, gazeteci, bürokrat, spor kulübü başkanı ve milletvekili kimlikleriyle ön plana çıkan Abidin Daver'in askeri ve sivil bürokrasinin üst seviyelerindeki yakın çevresini ikna etmesiyle başlamıştır. Bu kapsamda ilk tören, Preveze Deniz Zaferinin 400. yıl dönümünde 27 Eylül 1938 tarihinde Barbaros Günü adı altında kutlanmıştır. Ancak Abidin Daver, bu törenin bir haftaya yayılacak etkinliklerle Donanma Haftası adı altında kutlanması yönünde girişimlerde bulunmuştur. Fakat bu girişimler başarılı olmamış, sadece törenin adı 1948 tarihinde Donanma Günü'ne dönüştürülmüştür. Bu isim altında 1963 senesine kadar kutlanan tören, 1964 yılından itibaren Deniz Kuvvetleri Günü adı altında kutlanmaya başlamış olup, bu gelenek günümüzde de devam ettirilmektedir. Bu çalışmada bahsi geçen süreç, dönemin arşiv belgeleri ve gazeteleri eşliğinde değerlendirilerek analiz edilmiştir.
Lozan Barış Antlaşmasının imzalanmasının ardından İzmit ve Gölcük bölgesinin yeni bir donanma üss... more Lozan Barış Antlaşmasının imzalanmasının ardından İzmit ve Gölcük bölgesinin yeni bir donanma üssü olarak ön plana çıkması sonrası, Gölcük'te kurulan fabrikalardan biri de Gölcük Mayın Fabrikası oldu. Flender şirketi tarafından 1925 tarihinde inşa çalışmaları başlayan fabrika, Bahriye Vekâleti tarafından 19 Eylül 1927 tarihinde teslim alındı. Bu fabrika, Flender Şirketi'nin Gölcük'te yaptığı ilk binalardandı. Fabrika, uzun yıllar başarıyla Türk donanmasına hizmet etti. İçinde dökümhane, tersane ince işlerine ait kısımlar, mayın imali için hidrolik baskı ile kaynak imkânları bulunmaktaydı. Fabrika aynı zamanda önünden geçen dekovil yolu ile mayın ve torpido nakli için denizaltı iskelesine bağlıydı. Tüm bu imkânlara rağmen Gölcük Mayın Fabrikası'nda, faaliyete geçtiği 1927 yılından 1931 yılına kadar mayın imali yapılamadı. Bunun çeşitli sebepleri bulunmakla birlikte en büyük nedeni, mayın imali konusunda yetkin yerli ve yabancı uzman temin edilememesiydi. Dolayısıyla Cumhuriyet Donanması, kendi deniz mayınını imal edemez bir haldeydi. Bu eksikliğin bir an evvel giderilmesi için bizzat Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın direktifiyle, 1931 yılı ortalarında harekete geçildi ve Milli Müdafaa Vekâleti tarafından 2 Ağustos 1931 tarihinde Gölcük Mayın Fabrikası'na Türk yapımı bir deniz mayını imal edilmesi konusunda emir verildi. Kısaca ifade etmek gerekirse bu çalışma, 1931 yılında Gölcük Mayın Fabrikası'nda başlayan ve başarıyla neticelenerek donanma envanterine "Gölcük T.C Mayını" adıyla dahil edilen Türk yapımı deniz mayınının imalat sürecini ortaya koymaya dönük olarak kaleme alındı.
The emergence of regular noncommissioned officer rose from the need for accomplishing the
duties ... more The emergence of regular noncommissioned officer rose from the need for accomplishing the duties and usual operation of daily routines in the Navy. This need which had existed since the foundation of Ottoman Empire, had been met by different means. However, towards the end of the 19th century and the beginning of the 20th century, the need for trained staff to use naval guns and equipment and a class to fill the gap between Officers and private soldiers, led to the foundation of “regular noncommissioned officer” today known as “Naval Petty Officer class”. Founded in 1890, during the fleet admiral Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa’s duty as Naval Ministry, regular noncommissioned officer class was settled during constitutional monarchy period. Following the schools named, Makine ve Güverte Çırak Okulları (machinery and Deck apprenticeship School), Gemici Gençler Mektebi(Young Sailor’s School), Deniz Gedikli Küçük Zabit İhzari Mektebi, Gedikli Küçük Zabit Hazırlama Okulu, Deniz Erbaş Hazırlama Okulu, Deniz Gedikli Erbaş Ortaokulu (Regular Noncommissioned Officer Secondary School), Deniz Astsubay Hazırlama Ortaokulu (Naval Petty Officer Preparation Secondary School), Deniz Astsubay Hazırlama Okulu (Naval Petty Officer Preparation School), the foundation is known as Naval Petty Officer Vocational School of Higher Education. This study aims to present the processes that naval schools have gone through which began as “regular noncommissioned officer” class and continued as Naval Petty Officer” class in the course of time.
This article aims to give information about the process and aftermath of the sinking of Fethi Bül... more This article aims to give information about the process and aftermath of the sinking of Fethi Bülend corvette by the Greek navy torpedo boat number 11 at the Thessaloniki Port during the Balkan War. In the first part of the article, the activities of Fethi Bülend corvette until it joined the Ottoman navy during the reign of Sultan Abdülaziz, and the time it was sunk were considered in detail. In the following part, the sinking of the corvette was discussed along with the aftermath of the incident. The main focus of this article, the issue of Major Aziz Mahmud, the commander of the corvette, who was judged as to whether he had any mistakes related to the sinking of the corvette, was discussed. The incident, which took place during Ottoman period's but transferred to the Republic of Turkey period can be considered as the most important part of this article and it is examined through cultural continuity of history . Finally, the importance of the issue for the Turkish and Greek history was evaluated and the historical highlights of the incident along with the present were explained.
Dumlupınar submarine was one of the submarines built in the shipyard of Monfalcone, Italia, in th... more Dumlupınar submarine was one of the submarines built in the shipyard of Monfalcone, Italia, in the context of the modernization of Turkish Navy started in the early Republican Era. Dumlupınar submarine, which served for the Turkish Navy, collided with an Italian petrol vessel called Nevona on the 19th of November, 1935. In this accident, the submarine/pressure hull of Dumlupınar did not take any harm. But, its stem and the outer part of the headend hull bended inside and turned toward portside. Nevona vessel took minimal harm stemmed from its stern having rubbed and on its draft a hole opened. Fortunately, any casualty did not happened in either vessel. This accident was a exceptional case, because a submarine, belonging to Turkish Navy, for the first time collided with a foreign vessel in the Bosporus Strait. Besides, after the proclamation of Turkish rebuplic, it was the first accident in which the ships belonging to Turkish Navy involved. The similar accident took place on the 4th of April, 1953 in the Strait of Gallipoli. The latter overshadowed the former, because the submarine bearing the same name sank. So, the former sunk into oblivion. In this context, the former accident in which Dumlupınar submarine involved is tried to be studied in the light of archival materials and from the academical point of view.
Bu makale, Osmanlı Döneminin en önemli deniz savaşlarından olan Preveze Deniz Zaferinin yıl dönüm... more Bu makale, Osmanlı Döneminin en önemli deniz savaşlarından olan Preveze Deniz Zaferinin yıl dönümlerinin, önce Barbaros Günü daha sonra Donanma Günü isimleri altında kutlanmaya başlanması süreci hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Uzun yıllar bir tören ile anılmamış olan Preveze Deniz Zaferinin bir tören çerçevesinde kutlanmaya başlaması süreci, gazeteci, bürokrat, spor kulübü başkanı ve milletvekili kimlikleriyle ön plana çıkan Abidin Daver'in askeri ve sivil bürokrasinin üst seviyelerindeki yakın çevresini ikna etmesiyle başlamıştır. Bu kapsamda ilk tören, Preveze Deniz Zaferinin 400. yıl dönümünde 27 Eylül 1938 tarihinde Barbaros Günü adı altında kutlanmıştır. Ancak Abidin Daver, bu törenin bir haftaya yayılacak etkinliklerle Donanma Haftası adı altında kutlanması yönünde girişimlerde bulunmuştur. Fakat bu girişimler başarılı olmamış, sadece törenin adı 1948 tarihinde Donanma Günü'ne dönüştürülmüştür. Bu isim altında 1963 senesine kadar kutlanan tören, 1964 yılından itibaren Deniz Kuvvetleri Günü adı altında kutlanmaya başlamış olup, bu gelenek günümüzde de devam ettirilmektedir. Bu çalışmada bahsi geçen süreç, dönemin arşiv belgeleri ve gazeteleri eşliğinde değerlendirilerek analiz edilmiştir.
GÖLCÜK DENİZ ANA ÜS KOMUTANLIĞI’NIN TARİHİ GELİŞİMİ (1921-2016), 2021
Izmit Bay never lost its importance during the Ottoman State on the contrary, the area hosted nav... more Izmit Bay never lost its importance during the Ottoman State on the contrary, the area hosted naval bases as well as maritime trade. Therefore, naval bases and commands were continuously established in the bay. Before the declaration of the Republic, Izmit Bay was under the administration of the "Izmit Navy Command". This command has undergone structural changes and changed its name over time as the post-Republican Navy increased its elements in the area and today it is known as "Gölcük Naval Base Base Command". This command has been known as "Marmara Base Bahri and Kocaeli Fortified Site Command", "Naval Base Base Command", "Gölcük Base Command", "Marmara Base Command" and "Gölcük Base Base Command".
Bu makale Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatı sonrası düzenlenen deniz cenaze töreni sırasında Türk D... more Bu makale Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatı sonrası düzenlenen deniz cenaze töreni sırasında Türk Deniz Kuvvetlerinin icra ettiği faaliyetler hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Atatürk'ün vefatı sonrasında ona görkemli bir cenaze töreni hazırlamak için süratle çalışmalara başlanmıştır. Yapılan plana göre törenin önemli bir kısmı denizde icra edilecektir. 19 Kasım 1938 tarihinde yapılan tören için Türk Deniz Kuvvetleri ciddi bir hazırlık içine girmiştir. Atatürk'ün naaşının İstanbul'dan İzmit'e nakledilmesi şeklinde icra edilen tören için Türk donanmasından Yavuz ve Hamidiye Kruvazörleri, Zafer ve Tınaztepe muhripleri, Dumlupınar ve Gür denizaltıları ile Denizkuşu ve Martı hücumbotları görev almıştır. Ayrıca törende; İngilizlerin Malaya
Devletler, diplomasi işinin modern anlamda diplomatlar tarafından yürütülmeye başlamasından sonra... more Devletler, diplomasi işinin modern anlamda diplomatlar tarafından yürütülmeye başlamasından sonra, kendi ülkelerinde vefat eden diplomatların naaşlarını ülkelerine savaş gemileriyle gönderme geleneğini benimsemiştir. Bu durum, hem karşı devlete bir saygı göstergesi hem de kendi ülkesinin çıkarları için kullanılacak bir uygulama olmuştur. Türk tarihinde de bu uygulamanın örnekleri görülmüştür. Bu örneklerden ikisi Cumhuriyet tarihi içerisinde karşımıza çıkar. Hem de çok ilginç bir şekilde II.Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında. İlk olay II.Dünya Savaşı öncesinde Sovyet Rusya'da hayatını kaybeden Sovyet Rusya Büyükelçisi Vasıf Çınar'ın naaşının bir Rus savaş gemisiyle Türkiye'ye nakledilme sürecidir. Diğer olay ise II.Dünya Savaşı sırasında Amerika'da vefat eden ve savaş sonrasında naaşı Türkiye'ye bir Amerikan savaş gemisiyle getirilen, Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi Münir Ertegün'ün naaşının nakledilmesi olmuştur.
The fifth chapter is named 'The Cruiser Medjidieh in the Republican Period'. At this chapter the ... more The fifth chapter is named 'The Cruiser Medjidieh in the Republican Period'. At this chapter the condition of the fleet which was taken over from the Ottomans by The Turkish Republic is depicted as well as the reconstruction of the fleet, the operations and naval maneuvers of Medjidieh (1928-1943), the 1946 maneuver and the retirement of the cruiser have been depicted. The last chapter deals with the summary of all the activities of the cruiser in the Turkish Fleet.
Donanmasındaki Gelişmeler" adlı bu çalışma, Türklerde denizcilik faaliyetleri ile Cumhuriyetin il... more Donanmasındaki Gelişmeler" adlı bu çalışma, Türklerde denizcilik faaliyetleri ile Cumhuriyetin ilanından hemen önceki periyottan başlamak üzere, 1949 yılında kurulan Deniz Kuvvetleri Komutanlığına kadar ki askeri bahriyenin teşkilat yapısının değerlendirildiği giriş bölümü dışında, beş ana başlık altında incelendi. Birinci bölümde; II.Dünya Savaşı öncesinde askeri bahriyedeki faaliyetler ele alındı. Bu noktada adı geçen süreçteki tüm tatbikat, denetleme ve manevralar, boğazlar, körfezler ve kıyılarda yapılan çalışmalar, kültürel ve sportif alandaki gelişmeler, Donanmanın eksiklerinin giderilmesi için yapılan faaliyetler, Donanmada alınan güvenlik önlemleri, tersanelerin durumu, Gölcük liman ve tersane inşaatı, yabancı ülke Donanma ve heyetleri ile okul gemilerinin ziyaretleri ve yaşanan kazalar ile gemi kayıpları konuları ele alındı. İkinci bölümde; II.Dünya Savaşı'nın başlaması ve bu süreçte askeri bahriyede icra edilen manevralar konuları değerlendirildikten sonra üçüncü bölümde, Donanmanın savaş sürecindeki tüm faaliyetleri ile yaşanan kazalar ve gemi kayıpları ve İngiliz filosunun, İngiliz askeri heyetinin ve deniz ataşesinin Türk Donanmasına yaptığı ziyaret konuları üzerinde duruldu. Dördüncü bölümde; Türk Deniz Kuvvetleri'ndeki savaş gemisi alım faaliyetleri açıklandı. Bu periyotta Almanya'dan ve İngiltere'den alınan savaş gemileri ile Türk tersanelerinde inşa edilen gemiler konuları aydınlatılmaya çalışıldı. Son bölüm olan beşinci bölümde ise Türk Deniz Kuvvetleri'ndeki eğitim faaliyetleri değerlendirildi. Bu bölümde Deniz Harp Okulu ve Lisesi, Deniz Astsubay Hazırlama Okulu ve Deniz Harp Akademisindeki eğitim öğretim faaliyetlerinin yanı sıra Donanma personeline yurt içi ve yurt dışında verilen çeşitli kurslar hakkında bilgiler verildi. Çalışmanın oluşmasında ağırlıklı olarak kullanılan belgeler, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının Cumhuriyet dönemi belgelerinin bulunduğu Lalahan Deniz Genel Arşiv Müdürlüğünden temin edildi. Ancak arşivde çalışmak üzere alınan özel izin, sadece belgeleri inceleme imkanı tanıyordu. Bu nedenle arşiv belgelerinden dijital kopya alınamadı ve "Ekler" kısmına da araştırmaya büyük bir değer katacağı muhakkak olan belgeler konulamadı. Ayrıca çalışma için; Beşiktaş Deniz Müzesi Komutanlığına bağlı Deniz Tarihi Arşivi, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı V Arşivi, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ve Donanma Komutanlığı Deniz Tarihi Arşivinden de yararlanıldı. Bu arşivlerden yararlanılması noktasında gerekli resmi izinleri veren görevliler ile arşiv personeline sağladıkları kolaylıklar dolayısıyla teşekkür ederim. İlaveten, çalışmalarım sırasında hayata gözlerini yuman sevgili anneme ve bunun yanında kıymetli babama sonsuz teşekkür ederim. Ayrıca araştırmalarım süresince kendisini ihmal etsem de bir an olsun beni desteklemekten vazgeçmeyen hayat arkadaşım Pınar'a, enstitüye ilerleme raporlarımı götürmekten bıkmayan sevgili Nursel'e, kardeşim Ferhat'a ve minik yeğenim Ülkü'ye en içten sevgilerimi sunarım. Öte yandan, ilkokuldan doktora çalışmamı tamamladığım güne kadar üzerimde emeği olan tüm öğretmenlerime saygılarımı sunarım. Bunun yanı sıra bana sağladığı rahat çalışma ortamı ve değerli katkılarıyla çalışmamın bilimselliğini artıran kıymetli tez danışmanım Doç. Dr. Şerafettin Can Erdem başta olmak üzere, Marmara Üniversitesi
Arşiv Belgelerine Göre II. Dünya Savaşı Öncesinde Almanya'dan Alınan Denizaltılar Öz II. Dünya S... more Arşiv Belgelerine Göre II. Dünya Savaşı Öncesinde Almanya'dan Alınan Denizaltılar Öz II. Dünya Savaşı öncesinde Türk donanmasının savaşa hazır hale getirilmesi ve girilmesi muhtemel savaşta ülkenin savunulabilmesi için güçlü bir donanma oluşturulmasına çalışıldı. Bu süreçte, bir yarımada devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin elindeki donanmasının yetersizliği ortadaydı. Ayrıca Osmanlı Devleti'nden yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne intikal eden donanma unsurları ve kara teşkilleri, ülkenin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktı. Bununla birlikte bahsi geçen dönemde denizaltıların su üstü gemilerine karşı tartışmasız bir üstünlüğü vardı. Su üstü gemileri için hem denizaltıları tespit etmek hem de o dönemki silahlarla imha edebilmek çok zordu. Bu gerçeğin farkında olan Türk donanma personeli de donanmasını takviye etmek için ağırlığı denizaltılara vermek ve elindeki denizaltılara yenilerini eklemek istedi. Bu amaçla dünyanın en iyi denizaltı imalatçılarından olan Almanya'nın Germania Werft I. V. S. Firmasına, "Ay Sınıfı" olarak isimlendirilen ve adları bizzat Cumhurbaşkanı Atatürk tarafından verilen Saldıray, Batıray, Atılay ve Yıldıray denizaltıları sipariş edildi. Bu çalışmada; denizaltıların alınmasına karar verilme süreci, sipariş edilmeleri ve imalat süreçleri ile maliyetleri hakkında özellikle Türk Deniz Kuvvetleri arşiv belgeleri kullanılarak açıklamalar getirilmeye çalışıldı. Elde edilen bilgiler bilimsel ve objektif bir bakış açısıyla işlendi. Çalışma konusunun muhteviyatının analiz, sentez ve eleştirel bakış açısına uygun olmadığı sonucuna varıldığı için konu daha çok didaktik bir anlatım metodu kullanılarak tarihi veriler ışığında akademik literatüre dahil edilmeye çalışıldı.
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute
Bu makale, Osmanlı Döneminin en önemli deniz savaşlarından olan Preveze Deniz Zaferinin yıl dönüm... more Bu makale, Osmanlı Döneminin en önemli deniz savaşlarından olan Preveze Deniz Zaferinin yıl dönümlerinin, önce Barbaros Günü daha sonra Donanma Günü isimleri altında kutlanmaya başlanması süreci hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Uzun yıllar bir tören ile anılmamış olan Preveze Deniz Zaferinin bir tören çerçevesinde kutlanmaya başlaması süreci, gazeteci, bürokrat, spor kulübü başkanı ve milletvekili kimlikleriyle ön plana çıkan Abidin Daver'in askeri ve sivil bürokrasinin üst seviyelerindeki yakın çevresini ikna etmesiyle başlamıştır. Bu kapsamda ilk tören, Preveze Deniz Zaferinin 400. yıl dönümünde 27 Eylül 1938 tarihinde Barbaros Günü adı altında kutlanmıştır. Ancak Abidin Daver, bu törenin bir haftaya yayılacak etkinliklerle Donanma Haftası adı altında kutlanması yönünde girişimlerde bulunmuştur. Fakat bu girişimler başarılı olmamış, sadece törenin adı 1948 tarihinde Donanma Günü'ne dönüştürülmüştür. Bu isim altında 1963 senesine kadar kutlanan tören, 1964 yılından itibaren Deniz Kuvvetleri Günü adı altında kutlanmaya başlamış olup, bu gelenek günümüzde de devam ettirilmektedir. Bu çalışmada bahsi geçen süreç, dönemin arşiv belgeleri ve gazeteleri eşliğinde değerlendirilerek analiz edilmiştir.
Lozan Barış Antlaşmasının imzalanmasının ardından İzmit ve Gölcük bölgesinin yeni bir donanma üss... more Lozan Barış Antlaşmasının imzalanmasının ardından İzmit ve Gölcük bölgesinin yeni bir donanma üssü olarak ön plana çıkması sonrası, Gölcük'te kurulan fabrikalardan biri de Gölcük Mayın Fabrikası oldu. Flender şirketi tarafından 1925 tarihinde inşa çalışmaları başlayan fabrika, Bahriye Vekâleti tarafından 19 Eylül 1927 tarihinde teslim alındı. Bu fabrika, Flender Şirketi'nin Gölcük'te yaptığı ilk binalardandı. Fabrika, uzun yıllar başarıyla Türk donanmasına hizmet etti. İçinde dökümhane, tersane ince işlerine ait kısımlar, mayın imali için hidrolik baskı ile kaynak imkânları bulunmaktaydı. Fabrika aynı zamanda önünden geçen dekovil yolu ile mayın ve torpido nakli için denizaltı iskelesine bağlıydı. Tüm bu imkânlara rağmen Gölcük Mayın Fabrikası'nda, faaliyete geçtiği 1927 yılından 1931 yılına kadar mayın imali yapılamadı. Bunun çeşitli sebepleri bulunmakla birlikte en büyük nedeni, mayın imali konusunda yetkin yerli ve yabancı uzman temin edilememesiydi. Dolayısıyla Cumhuriyet Donanması, kendi deniz mayınını imal edemez bir haldeydi. Bu eksikliğin bir an evvel giderilmesi için bizzat Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın direktifiyle, 1931 yılı ortalarında harekete geçildi ve Milli Müdafaa Vekâleti tarafından 2 Ağustos 1931 tarihinde Gölcük Mayın Fabrikası'na Türk yapımı bir deniz mayını imal edilmesi konusunda emir verildi. Kısaca ifade etmek gerekirse bu çalışma, 1931 yılında Gölcük Mayın Fabrikası'nda başlayan ve başarıyla neticelenerek donanma envanterine "Gölcük T.C Mayını" adıyla dahil edilen Türk yapımı deniz mayınının imalat sürecini ortaya koymaya dönük olarak kaleme alındı.
The emergence of regular noncommissioned officer rose from the need for accomplishing the
duties ... more The emergence of regular noncommissioned officer rose from the need for accomplishing the duties and usual operation of daily routines in the Navy. This need which had existed since the foundation of Ottoman Empire, had been met by different means. However, towards the end of the 19th century and the beginning of the 20th century, the need for trained staff to use naval guns and equipment and a class to fill the gap between Officers and private soldiers, led to the foundation of “regular noncommissioned officer” today known as “Naval Petty Officer class”. Founded in 1890, during the fleet admiral Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa’s duty as Naval Ministry, regular noncommissioned officer class was settled during constitutional monarchy period. Following the schools named, Makine ve Güverte Çırak Okulları (machinery and Deck apprenticeship School), Gemici Gençler Mektebi(Young Sailor’s School), Deniz Gedikli Küçük Zabit İhzari Mektebi, Gedikli Küçük Zabit Hazırlama Okulu, Deniz Erbaş Hazırlama Okulu, Deniz Gedikli Erbaş Ortaokulu (Regular Noncommissioned Officer Secondary School), Deniz Astsubay Hazırlama Ortaokulu (Naval Petty Officer Preparation Secondary School), Deniz Astsubay Hazırlama Okulu (Naval Petty Officer Preparation School), the foundation is known as Naval Petty Officer Vocational School of Higher Education. This study aims to present the processes that naval schools have gone through which began as “regular noncommissioned officer” class and continued as Naval Petty Officer” class in the course of time.
This article aims to give information about the process and aftermath of the sinking of Fethi Bül... more This article aims to give information about the process and aftermath of the sinking of Fethi Bülend corvette by the Greek navy torpedo boat number 11 at the Thessaloniki Port during the Balkan War. In the first part of the article, the activities of Fethi Bülend corvette until it joined the Ottoman navy during the reign of Sultan Abdülaziz, and the time it was sunk were considered in detail. In the following part, the sinking of the corvette was discussed along with the aftermath of the incident. The main focus of this article, the issue of Major Aziz Mahmud, the commander of the corvette, who was judged as to whether he had any mistakes related to the sinking of the corvette, was discussed. The incident, which took place during Ottoman period's but transferred to the Republic of Turkey period can be considered as the most important part of this article and it is examined through cultural continuity of history . Finally, the importance of the issue for the Turkish and Greek history was evaluated and the historical highlights of the incident along with the present were explained.
Dumlupınar submarine was one of the submarines built in the shipyard of Monfalcone, Italia, in th... more Dumlupınar submarine was one of the submarines built in the shipyard of Monfalcone, Italia, in the context of the modernization of Turkish Navy started in the early Republican Era. Dumlupınar submarine, which served for the Turkish Navy, collided with an Italian petrol vessel called Nevona on the 19th of November, 1935. In this accident, the submarine/pressure hull of Dumlupınar did not take any harm. But, its stem and the outer part of the headend hull bended inside and turned toward portside. Nevona vessel took minimal harm stemmed from its stern having rubbed and on its draft a hole opened. Fortunately, any casualty did not happened in either vessel. This accident was a exceptional case, because a submarine, belonging to Turkish Navy, for the first time collided with a foreign vessel in the Bosporus Strait. Besides, after the proclamation of Turkish rebuplic, it was the first accident in which the ships belonging to Turkish Navy involved. The similar accident took place on the 4th of April, 1953 in the Strait of Gallipoli. The latter overshadowed the former, because the submarine bearing the same name sank. So, the former sunk into oblivion. In this context, the former accident in which Dumlupınar submarine involved is tried to be studied in the light of archival materials and from the academical point of view.
Bu makale, Osmanlı Döneminin en önemli deniz savaşlarından olan Preveze Deniz Zaferinin yıl dönüm... more Bu makale, Osmanlı Döneminin en önemli deniz savaşlarından olan Preveze Deniz Zaferinin yıl dönümlerinin, önce Barbaros Günü daha sonra Donanma Günü isimleri altında kutlanmaya başlanması süreci hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Uzun yıllar bir tören ile anılmamış olan Preveze Deniz Zaferinin bir tören çerçevesinde kutlanmaya başlaması süreci, gazeteci, bürokrat, spor kulübü başkanı ve milletvekili kimlikleriyle ön plana çıkan Abidin Daver'in askeri ve sivil bürokrasinin üst seviyelerindeki yakın çevresini ikna etmesiyle başlamıştır. Bu kapsamda ilk tören, Preveze Deniz Zaferinin 400. yıl dönümünde 27 Eylül 1938 tarihinde Barbaros Günü adı altında kutlanmıştır. Ancak Abidin Daver, bu törenin bir haftaya yayılacak etkinliklerle Donanma Haftası adı altında kutlanması yönünde girişimlerde bulunmuştur. Fakat bu girişimler başarılı olmamış, sadece törenin adı 1948 tarihinde Donanma Günü'ne dönüştürülmüştür. Bu isim altında 1963 senesine kadar kutlanan tören, 1964 yılından itibaren Deniz Kuvvetleri Günü adı altında kutlanmaya başlamış olup, bu gelenek günümüzde de devam ettirilmektedir. Bu çalışmada bahsi geçen süreç, dönemin arşiv belgeleri ve gazeteleri eşliğinde değerlendirilerek analiz edilmiştir.
GÖLCÜK DENİZ ANA ÜS KOMUTANLIĞI’NIN TARİHİ GELİŞİMİ (1921-2016), 2021
Izmit Bay never lost its importance during the Ottoman State on the contrary, the area hosted nav... more Izmit Bay never lost its importance during the Ottoman State on the contrary, the area hosted naval bases as well as maritime trade. Therefore, naval bases and commands were continuously established in the bay. Before the declaration of the Republic, Izmit Bay was under the administration of the "Izmit Navy Command". This command has undergone structural changes and changed its name over time as the post-Republican Navy increased its elements in the area and today it is known as "Gölcük Naval Base Base Command". This command has been known as "Marmara Base Bahri and Kocaeli Fortified Site Command", "Naval Base Base Command", "Gölcük Base Command", "Marmara Base Command" and "Gölcük Base Base Command".
Bu makale Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatı sonrası düzenlenen deniz cenaze töreni sırasında Türk D... more Bu makale Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatı sonrası düzenlenen deniz cenaze töreni sırasında Türk Deniz Kuvvetlerinin icra ettiği faaliyetler hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Atatürk'ün vefatı sonrasında ona görkemli bir cenaze töreni hazırlamak için süratle çalışmalara başlanmıştır. Yapılan plana göre törenin önemli bir kısmı denizde icra edilecektir. 19 Kasım 1938 tarihinde yapılan tören için Türk Deniz Kuvvetleri ciddi bir hazırlık içine girmiştir. Atatürk'ün naaşının İstanbul'dan İzmit'e nakledilmesi şeklinde icra edilen tören için Türk donanmasından Yavuz ve Hamidiye Kruvazörleri, Zafer ve Tınaztepe muhripleri, Dumlupınar ve Gür denizaltıları ile Denizkuşu ve Martı hücumbotları görev almıştır. Ayrıca törende; İngilizlerin Malaya
Devletler, diplomasi işinin modern anlamda diplomatlar tarafından yürütülmeye başlamasından sonra... more Devletler, diplomasi işinin modern anlamda diplomatlar tarafından yürütülmeye başlamasından sonra, kendi ülkelerinde vefat eden diplomatların naaşlarını ülkelerine savaş gemileriyle gönderme geleneğini benimsemiştir. Bu durum, hem karşı devlete bir saygı göstergesi hem de kendi ülkesinin çıkarları için kullanılacak bir uygulama olmuştur. Türk tarihinde de bu uygulamanın örnekleri görülmüştür. Bu örneklerden ikisi Cumhuriyet tarihi içerisinde karşımıza çıkar. Hem de çok ilginç bir şekilde II.Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında. İlk olay II.Dünya Savaşı öncesinde Sovyet Rusya'da hayatını kaybeden Sovyet Rusya Büyükelçisi Vasıf Çınar'ın naaşının bir Rus savaş gemisiyle Türkiye'ye nakledilme sürecidir. Diğer olay ise II.Dünya Savaşı sırasında Amerika'da vefat eden ve savaş sonrasında naaşı Türkiye'ye bir Amerikan savaş gemisiyle getirilen, Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçisi Münir Ertegün'ün naaşının nakledilmesi olmuştur.
The fifth chapter is named 'The Cruiser Medjidieh in the Republican Period'. At this chapter the ... more The fifth chapter is named 'The Cruiser Medjidieh in the Republican Period'. At this chapter the condition of the fleet which was taken over from the Ottomans by The Turkish Republic is depicted as well as the reconstruction of the fleet, the operations and naval maneuvers of Medjidieh (1928-1943), the 1946 maneuver and the retirement of the cruiser have been depicted. The last chapter deals with the summary of all the activities of the cruiser in the Turkish Fleet.
Donanmasındaki Gelişmeler" adlı bu çalışma, Türklerde denizcilik faaliyetleri ile Cumhuriyetin il... more Donanmasındaki Gelişmeler" adlı bu çalışma, Türklerde denizcilik faaliyetleri ile Cumhuriyetin ilanından hemen önceki periyottan başlamak üzere, 1949 yılında kurulan Deniz Kuvvetleri Komutanlığına kadar ki askeri bahriyenin teşkilat yapısının değerlendirildiği giriş bölümü dışında, beş ana başlık altında incelendi. Birinci bölümde; II.Dünya Savaşı öncesinde askeri bahriyedeki faaliyetler ele alındı. Bu noktada adı geçen süreçteki tüm tatbikat, denetleme ve manevralar, boğazlar, körfezler ve kıyılarda yapılan çalışmalar, kültürel ve sportif alandaki gelişmeler, Donanmanın eksiklerinin giderilmesi için yapılan faaliyetler, Donanmada alınan güvenlik önlemleri, tersanelerin durumu, Gölcük liman ve tersane inşaatı, yabancı ülke Donanma ve heyetleri ile okul gemilerinin ziyaretleri ve yaşanan kazalar ile gemi kayıpları konuları ele alındı. İkinci bölümde; II.Dünya Savaşı'nın başlaması ve bu süreçte askeri bahriyede icra edilen manevralar konuları değerlendirildikten sonra üçüncü bölümde, Donanmanın savaş sürecindeki tüm faaliyetleri ile yaşanan kazalar ve gemi kayıpları ve İngiliz filosunun, İngiliz askeri heyetinin ve deniz ataşesinin Türk Donanmasına yaptığı ziyaret konuları üzerinde duruldu. Dördüncü bölümde; Türk Deniz Kuvvetleri'ndeki savaş gemisi alım faaliyetleri açıklandı. Bu periyotta Almanya'dan ve İngiltere'den alınan savaş gemileri ile Türk tersanelerinde inşa edilen gemiler konuları aydınlatılmaya çalışıldı. Son bölüm olan beşinci bölümde ise Türk Deniz Kuvvetleri'ndeki eğitim faaliyetleri değerlendirildi. Bu bölümde Deniz Harp Okulu ve Lisesi, Deniz Astsubay Hazırlama Okulu ve Deniz Harp Akademisindeki eğitim öğretim faaliyetlerinin yanı sıra Donanma personeline yurt içi ve yurt dışında verilen çeşitli kurslar hakkında bilgiler verildi. Çalışmanın oluşmasında ağırlıklı olarak kullanılan belgeler, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının Cumhuriyet dönemi belgelerinin bulunduğu Lalahan Deniz Genel Arşiv Müdürlüğünden temin edildi. Ancak arşivde çalışmak üzere alınan özel izin, sadece belgeleri inceleme imkanı tanıyordu. Bu nedenle arşiv belgelerinden dijital kopya alınamadı ve "Ekler" kısmına da araştırmaya büyük bir değer katacağı muhakkak olan belgeler konulamadı. Ayrıca çalışma için; Beşiktaş Deniz Müzesi Komutanlığına bağlı Deniz Tarihi Arşivi, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı V Arşivi, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ve Donanma Komutanlığı Deniz Tarihi Arşivinden de yararlanıldı. Bu arşivlerden yararlanılması noktasında gerekli resmi izinleri veren görevliler ile arşiv personeline sağladıkları kolaylıklar dolayısıyla teşekkür ederim. İlaveten, çalışmalarım sırasında hayata gözlerini yuman sevgili anneme ve bunun yanında kıymetli babama sonsuz teşekkür ederim. Ayrıca araştırmalarım süresince kendisini ihmal etsem de bir an olsun beni desteklemekten vazgeçmeyen hayat arkadaşım Pınar'a, enstitüye ilerleme raporlarımı götürmekten bıkmayan sevgili Nursel'e, kardeşim Ferhat'a ve minik yeğenim Ülkü'ye en içten sevgilerimi sunarım. Öte yandan, ilkokuldan doktora çalışmamı tamamladığım güne kadar üzerimde emeği olan tüm öğretmenlerime saygılarımı sunarım. Bunun yanı sıra bana sağladığı rahat çalışma ortamı ve değerli katkılarıyla çalışmamın bilimselliğini artıran kıymetli tez danışmanım Doç. Dr. Şerafettin Can Erdem başta olmak üzere, Marmara Üniversitesi
Arşiv Belgelerine Göre II. Dünya Savaşı Öncesinde Almanya'dan Alınan Denizaltılar Öz II. Dünya S... more Arşiv Belgelerine Göre II. Dünya Savaşı Öncesinde Almanya'dan Alınan Denizaltılar Öz II. Dünya Savaşı öncesinde Türk donanmasının savaşa hazır hale getirilmesi ve girilmesi muhtemel savaşta ülkenin savunulabilmesi için güçlü bir donanma oluşturulmasına çalışıldı. Bu süreçte, bir yarımada devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin elindeki donanmasının yetersizliği ortadaydı. Ayrıca Osmanlı Devleti'nden yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne intikal eden donanma unsurları ve kara teşkilleri, ülkenin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktı. Bununla birlikte bahsi geçen dönemde denizaltıların su üstü gemilerine karşı tartışmasız bir üstünlüğü vardı. Su üstü gemileri için hem denizaltıları tespit etmek hem de o dönemki silahlarla imha edebilmek çok zordu. Bu gerçeğin farkında olan Türk donanma personeli de donanmasını takviye etmek için ağırlığı denizaltılara vermek ve elindeki denizaltılara yenilerini eklemek istedi. Bu amaçla dünyanın en iyi denizaltı imalatçılarından olan Almanya'nın Germania Werft I. V. S. Firmasına, "Ay Sınıfı" olarak isimlendirilen ve adları bizzat Cumhurbaşkanı Atatürk tarafından verilen Saldıray, Batıray, Atılay ve Yıldıray denizaltıları sipariş edildi. Bu çalışmada; denizaltıların alınmasına karar verilme süreci, sipariş edilmeleri ve imalat süreçleri ile maliyetleri hakkında özellikle Türk Deniz Kuvvetleri arşiv belgeleri kullanılarak açıklamalar getirilmeye çalışıldı. Elde edilen bilgiler bilimsel ve objektif bir bakış açısıyla işlendi. Çalışma konusunun muhteviyatının analiz, sentez ve eleştirel bakış açısına uygun olmadığı sonucuna varıldığı için konu daha çok didaktik bir anlatım metodu kullanılarak tarihi veriler ışığında akademik literatüre dahil edilmeye çalışıldı.
Uploads
Papers by Ferdi Uyanıker
duties and usual operation of daily routines in the Navy. This need which had existed since the
foundation of Ottoman Empire, had been met by different means. However, towards the end of the
19th century and the beginning of the 20th century, the need for trained staff to use naval guns and
equipment and a class to fill the gap between Officers and private soldiers, led to the foundation of
“regular noncommissioned officer” today known as “Naval Petty Officer class”. Founded in 1890,
during the fleet admiral Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa’s duty as Naval Ministry, regular
noncommissioned officer class was settled during constitutional monarchy period. Following the
schools named, Makine ve Güverte Çırak Okulları (machinery and Deck apprenticeship School),
Gemici Gençler Mektebi(Young Sailor’s School), Deniz Gedikli Küçük Zabit İhzari Mektebi,
Gedikli Küçük Zabit Hazırlama Okulu, Deniz Erbaş Hazırlama Okulu, Deniz Gedikli Erbaş
Ortaokulu (Regular Noncommissioned Officer Secondary School), Deniz Astsubay Hazırlama
Ortaokulu (Naval Petty Officer Preparation Secondary School), Deniz Astsubay Hazırlama Okulu
(Naval Petty Officer Preparation School), the foundation is known as Naval Petty Officer Vocational School of Higher Education. This study aims to present the processes that naval schools have gone
through which began as “regular noncommissioned officer” class and continued as Naval Petty
Officer” class in the course of time.
Drafts by Ferdi Uyanıker
Books by Ferdi Uyanıker
duties and usual operation of daily routines in the Navy. This need which had existed since the
foundation of Ottoman Empire, had been met by different means. However, towards the end of the
19th century and the beginning of the 20th century, the need for trained staff to use naval guns and
equipment and a class to fill the gap between Officers and private soldiers, led to the foundation of
“regular noncommissioned officer” today known as “Naval Petty Officer class”. Founded in 1890,
during the fleet admiral Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa’s duty as Naval Ministry, regular
noncommissioned officer class was settled during constitutional monarchy period. Following the
schools named, Makine ve Güverte Çırak Okulları (machinery and Deck apprenticeship School),
Gemici Gençler Mektebi(Young Sailor’s School), Deniz Gedikli Küçük Zabit İhzari Mektebi,
Gedikli Küçük Zabit Hazırlama Okulu, Deniz Erbaş Hazırlama Okulu, Deniz Gedikli Erbaş
Ortaokulu (Regular Noncommissioned Officer Secondary School), Deniz Astsubay Hazırlama
Ortaokulu (Naval Petty Officer Preparation Secondary School), Deniz Astsubay Hazırlama Okulu
(Naval Petty Officer Preparation School), the foundation is known as Naval Petty Officer Vocational School of Higher Education. This study aims to present the processes that naval schools have gone
through which began as “regular noncommissioned officer” class and continued as Naval Petty
Officer” class in the course of time.