Thesis Chapters by Esin Hamamcı

Bu tezin amacı Halit Ziya Uşaklıgil ve Mehmet Rauf romanlarındaki “denize bakmak ve düşünmek” eyl... more Bu tezin amacı Halit Ziya Uşaklıgil ve Mehmet Rauf romanlarındaki “denize bakmak ve düşünmek” eyleminin karakterlerde neye karşılık geldiğini anlamlandırmaktır. Denizin varlığının özelliklerini açıklarken farklı perspektiflerle yeni bir okuma imkânı sağlama ve tez okuyucusunun da çabalarına yer vererek denizin “üç boyutlu”luluğunda sunulan örtük manaları açığa çıkarmayı amaçlar. Servet-i Fünûn dönemi yazarlarının romanlarında denizin incelenmesinin tez konusu olmasının amacı, bunun romanlarda bir tema olup olmamasından ziyade farklı bir okuma denemesi gerçekleştirmek, deniz-su yüzeysel imgelerinin altındaki çok daha derin, inatçı imgeleri açığa çıkarmaktır. Bu da tezimin çıkış noktasını oluşturmaktadır. Bunu yaparken kullanacağım kavramları –epifani, görü anlatısı, karasal değerler, deniz değerleri…- açıklayıp denizin varlığının ne manaya geldiğinden bahsettim.
Servet-i Fünûn döneminde sadece Halit Ziya Uşaklıgil ve Mehmet Rauf’un romanlarına yer vermemin sebebi ise bahsedeceğim kavramları incelemeye elverişli olmaları, dönemin öncüleri ve karakteristiklerini eserlerinde barındırmalarıdır. Dahil edilmeyen romanlar ve Servet-i Fünûn’dan sonraki dönemlerde denizin varlığı ayrı bir araştırma konusu olabilir ve aralarındaki kavramsal farklılıklar karşılaştırılabilir. Türk edebiyatı üzerine yazılantabiatın konu edinildiği inceleme tezleri mevcutsa da bunlar daha genel kapsamlı, coğrafî bilgiler üzerinden ilerleyen ve doğanın temel sembollerini yansıtan araştırmalardır. Bu çalışma ise doğanın bir parçası olarak denizin varlığının bireysel bir değişim/dönüşüm süreci yaratıp yaratmadığı, ruhbilimsel çözümlemeleri, sembolik olarak nasıl kullanıldığına odaklanarak bunları adlandırır.
Anahtar Kelimeler: Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Servet-i Fünûn, deniz, kara, sahil, epifani, görü anlatısı, bulanık zihin
Books by Esin Hamamcı

Server Bedi Külliyatı-Siz Bir Alçaksınız, 2022
Peyami Safa, romanlarının yanı sıra gazete hikâyeciliği ile de dönemin çok sevilen yazarlarından ... more Peyami Safa, romanlarının yanı sıra gazete hikâyeciliği ile de dönemin çok sevilen yazarlarından biridir. Bu kitapta, Safa’nın Server Bedi ve Safiye Peyman mahlasıyla 1931 ila 1933 yılları arasında Son Posta ve Cumhuriyet gazetelerinde yazdığı hikâyelere yer verilmiştir.
Bu hikâyeler, dönemin İstanbul ve aile yaşantısını sunması açısından dikkate değerdir. Peyami Safa’nın diğer birçok eserinde olduğu gibi bu hikâyelerde de genellikle kadınlar baş rolü almaktadır. Yalanlar, ihanetler, birbirlerini aldatan çiftler ve dolandırıcılar ile dolu bu öykülerde kadınlar, sıklıkla kötülükleri üstlenmişlerdir. Hikâyelerde yer alan yalan, ihanet ve iftira gibi hadiseler, merak uyandıran gerilimi tırmandırmaktadır.
Peyami Safa külliyatının çok önemli bir kitabı olarak yayınlanan Siz Bir Alçaksınız, yazarın erken dönem eserleri arasında oldukça ilginç bir yer işgal etmektedir. Bu kitap, Seval Şahin ve Esin Hamamcı’nın titiz çalışması ile hazırlanmıştır.
Kitabın bütün yayın hakları Ötüken Neşriyat A.Ş.'ye aittir. Yayınevinden yazılı izin alınmadan, kaynağın açıkça belirtildiği akademik çalışmalar ve tanıtım faaliyetleri haricinde, kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz; hiçbir matbu ve dijital ortamda kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.

Bir Türk Polisinin Amerika'da Sergüzeştleri Yılmaz'ın Amerika'da Maceraları, 2022
New York Dedektif Dairesinde çalışmak üzere Amerika’ya giden ve yardımcısı Şadan Bey’le birlikte,... more New York Dedektif Dairesinde çalışmak üzere Amerika’ya giden ve yardımcısı Şadan Bey’le birlikte, Amerikan kibar hayatının içinde cereyan eden cinai meseleleri çözmek için hadiseden hadiseye atılan Yılmaz Bey’in onparalık polisiyeleri, 1927’de, Türk polisiye edebiyatının en fazla ürün verdiği bir dönemde yayımlanmıştır. 1920’lerin Amerikası ve bilhassa New Yorku hakkında ilginç bilgilerin de yer aldığı seride, hiçbir vakanın altından kalkamayan beceriksiz Amerikan polisine karşılık cevval, seri ve zeki Türk polislerinin heyecan dolu maceralarını okuyacaksınız. Tefrika edebiyatımızın velut kalemi İskender Fahrettin Sertelli’nin Behlül Dânâ müstearıyla yazdığı bu seriden toplam 13 kitaba ulaşılmıştır: 1- Beyaz Köşk Cinayeti 2- Sinema Yıldızının İncileri 3- Altın Kralı Malikânesinde 4- Korkunç Şatonun Esrarı 5- Polisin İlk Mağlubiyeti yahut Ölümden Korkmayan Kadın 6- İskeletler Arasında 7- Maksim Bar’ın Şantözü 8- Heyecanlar İçinde 9- Yıldırımlar Arasında 10- Sihirbaz Kadınla Karşı Karşıya 11- Zehirli Çay Nasıl İçilir? 12- Tiyatroda Bir İntihar Vakası 13- Yılmaz Bey Amerika’dan Ayrılıyor.

Can Yayınları, 2021
Bu kadar aydır en ateşli bir aşkla temas etmiş, en samimi bir hayatla yaşamıştı. Hâlâ neydi, nası... more Bu kadar aydır en ateşli bir aşkla temas etmiş, en samimi bir hayatla yaşamıştı. Hâlâ neydi, nasıl bir kadındı, bunu bilmiyordu. Hatta hissiyatına, heveslerine dahil olmak mümkün olamamıştı. Her teşebbüsünde belirsiz kalmıştı. Düşünüyordu. Sevmiş miydi? Sır! Neydi? Muamma! Bir rüya gibi anlaşılmadan yok olmuştu. Bir sfenks olarak görünmüş, bir sfenks olarak geçip gitmişti…
1923’te tefrika edilen ve ilk olarak 1924’te kitap olarak basılan Karanfil ve Yasemin, Eylül’le haklı bir şöhret kazanmış olan Mehmet Rauf’un dönem anlatıcılığında da ne kadar usta bir yazar olduğunu gösteren, oldukça önemli bir roman. Romanın arka planında, değişen Türkiye’nin değişen insanlarını, insan ilişkilerini, kıyafetlerini, çay partilerini tartışan yazar; ön plandaysa yoğun ve zorlu bir aşk hikâyesini, bu hikâyenin üç kahramanını da enfes tahlil yeteneğiyle irdeleyerek sunuyor.
Bugüne kadar hak ettiği ilgiyi görmeyen bu büyük roman, yazarının diline en az müdahaleyle günümüz Türkçesine uyarlandı.

Can Yayınları, 2021
Bu kadar aydır en hararetli bir aşkla temas etmiş, en samimi bir hayatla yaşamıştı. Hâlâ neydi, n... more Bu kadar aydır en hararetli bir aşkla temas etmiş, en samimi bir hayatla yaşamıştı. Hâlâ neydi, nasıl bir kadındı, bunu bilmiyordu. Hatta hissiyatına, hevesatına hulul etmek mümkün olamamıştı. Her teşebbüsünde meçhul kalmıştı. Düşünüyordu. Sevmiş miydi? Sır! Neydi? Muamma! Bir rüya gibi anlaşılmadan zail olmuştu. Bir sfenks olarak görünmüş, bir sfenks olarak geçip gitmişti…
1923’te tefrika edilen ve ilk olarak 1924’te kitap olarak basılan Karanfil ve Yasemin, Eylül’le haklı bir şöhret kazanmış olan Mehmet Rauf’un dönem anlatıcılığında da ne kadar usta bir yazar olduğunu gösteren, oldukça önemli bir roman. Romanın arka planında, değişen Türkiye’nin değişen insanlarını, insan ilişkilerini, kıyafetlerini, çay partilerini tartışan yazar; ön plandaysa yoğun ve zorlu bir aşk hikâyesini, bu hikâyenin üç kahramanını da enfes tahlil yeteneğiyle irdeleyerek sunuyor.
Bugüne kadar hak ettiği ilgiyi görmeyen bu büyük roman, ilk baskısı ile tefrikası karşılaştırılarak ve yazarının diline müdahale edilmeden yayına hazırlandı.

Ötüken Yayınları, 2020
“Ramazan’a mahsus geceler ve Ramazan’a mahsus bir hayat var, buna emin olunuz. Görmek ve anlamak ... more “Ramazan’a mahsus geceler ve Ramazan’a mahsus bir hayat var, buna emin olunuz. Görmek ve anlamak isterseniz, her geceki hayatını itiyadın hızıyla devam ettiren Beyoğlu’nda değil, İstanbul tarafında biraz dolaşınız: Beyazıt Sergisi yerinde duruyor, mabetler hıncahınç doludur. Alelade gecelerde bir fotoğraf kutusunun içi kadar karanlık ve sessiz caddeler, Ramazan’da, gündüzden daha kalabalık ve şu kapalı havalarda, gündüzden daha aydınlıktır. Siz bir barın köşesinde, alt dudağınızı ıslatan son bira köpüğünü yalarken, sarı kafes delikleri arasında sahur davulunu bekleyenler pek çok. Ve akşamın muayyen saatlerinde, siz, Tokatlıyan’ın çaylı rakısında veya daha bilmem nerede gatolarınızı yerken, evlerinin penceresinde iftar topunu bekleyerek gündüzü teşyi edenler var. Siz onları tanımazsınız, onlar da sizi tanımaz.”
Peyami Safa’nın “Server Bedi Külliyatı” başlığı altında neşrettiğimiz kitaplarına yazı ve fıkralarıyla devam ediyoruz. On iki kitaplık Cingöz Recai Serisi ile Tilki Leman, Çekirge Zehra ve Kartal İhsan’ın maceralarının toplandığı üç kitaba, Zıpçıktılar ve Ah Minel Aşk’ı eklemiştik. Şimdi de 1930 ila 1960 yılları arasında büyük oranda Server Bedi müstearıyla, bazılarında ise kendi adıyla Cumhuriyet, Tan, Milliyet, Tercüman gazetelerinde kaleme aldığı, Ramazan kültürüne dair yazılarını derleyerek “Yazılar-Fıkralar Serisi”ni başlatıyoruz. Herhangi bir imzanın atılmadığı bazı
yazılar da “Ramazan Kültürü” başlığı altında yayımlandığı için bu toplamaya dâhil edildi.
Papers by Esin Hamamcı
Atlas Tarih, Mar 2023
Emre Aracı'nın Oğlak Yayınları'ndan çıkan "Londra'da Türk İzleri" kitabı hakkında Esin Hamamcı'nı... more Emre Aracı'nın Oğlak Yayınları'ndan çıkan "Londra'da Türk İzleri" kitabı hakkında Esin Hamamcı'nın röportajı.

Dil ve Edebiyat Araştırmaları, 2021
It is important that we discover whether or not the existence of sea in literature paves the way ... more It is important that we discover whether or not the existence of sea in literature paves the way for new narrative styles, and improve the means of narrative. This article will emphasize the effects of the sea in the formation of fiction and structure in Halit Ziya Uşaklıgil's literature based on one of his early novels, Nemide. The sea, in this novel, appears as an element that shapes the narrative flow, and determines the turning points. The beginning of all the events starts with the character of Nemide wishing to go to the seaside. This is the first novel in which Halit Ziya Uşaklıgil started a spectacle and contemplation through the sea. Uşaklıgil drew landscapes as an impressionist artist would, and placed the soul of his character there. Shin Yamashiro uses the notions of land and sea values, seaman (who dreams of sea) and landman (who dreams of lands) in his book American Sea Literature-Seascapes, Beach Narratives, and Underwater Explorations by analyzing how the interac...

Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2021
It is important that we discover whether or not the existence of sea in literature paves the way ... more It is important that we discover whether or not the existence of sea in literature paves the way for new narrative styles, and improve the means of narrative. This article will emphasize the effects of the sea in the formation of fiction and structure in Halit Ziya Uşaklıgil's literature based on one of his early novels, Nemide. The sea, in this novel, appears as an element that shapes the narrative flow, and determines the turning points. The beginning of all the events starts with the character of Nemide wishing to go to the seaside. This is the first novel in which Halit Ziya Uşaklıgil started a spectacle and contemplation through the sea. Uşaklıgil drew landscapes as an impressionist artist would, and placed the soul of his character there. Shin Yamashiro uses the notions of land and sea values, seaman (who dreams of sea) and landman (who dreams of lands) in his book American Sea Literature-Seascapes, Beach Narratives, and Underwater Explorations by analyzing how the interaction between sea and land reflects on environment and culture through literature. Nemide will also be examined by focusing on Yamashiro's approach. According to Yamashiro, land values are the summary for the culture of materiality, consumption, rights of ownership, hierarchy and exploitation, and include land-based living codes. And the notion of landman (the character who dreams of land) is the common name for all the characters laying claim on the said land values. The sea is a wild and antisocial sphere; oceanic values are dominant there. Oceanic values, i.e. marine values, present a sphere independent from global economy; identities and nationalities disappear there. Play of death in the sea and the blurred mind of the character in the face of death appear first in Nemide of all Halit Ziya Uşaklıgil's works. Nemide's mind gets blurred in the sea, she slowly begins to ponder, and then asks herself a question. The answers that she "suddenly" gets for the question build the climax in the novel. When the scenes involving the sea are combined together, virtually a film composition appears. This type of a novel structure, which determines the ending through the scenes of sea, appears for the first time in the Turkish literature. And the presence of the seaman and landman characters, positioning themselves in relation to the sea, is an important part in this.
Uploads
Thesis Chapters by Esin Hamamcı
Servet-i Fünûn döneminde sadece Halit Ziya Uşaklıgil ve Mehmet Rauf’un romanlarına yer vermemin sebebi ise bahsedeceğim kavramları incelemeye elverişli olmaları, dönemin öncüleri ve karakteristiklerini eserlerinde barındırmalarıdır. Dahil edilmeyen romanlar ve Servet-i Fünûn’dan sonraki dönemlerde denizin varlığı ayrı bir araştırma konusu olabilir ve aralarındaki kavramsal farklılıklar karşılaştırılabilir. Türk edebiyatı üzerine yazılantabiatın konu edinildiği inceleme tezleri mevcutsa da bunlar daha genel kapsamlı, coğrafî bilgiler üzerinden ilerleyen ve doğanın temel sembollerini yansıtan araştırmalardır. Bu çalışma ise doğanın bir parçası olarak denizin varlığının bireysel bir değişim/dönüşüm süreci yaratıp yaratmadığı, ruhbilimsel çözümlemeleri, sembolik olarak nasıl kullanıldığına odaklanarak bunları adlandırır.
Anahtar Kelimeler: Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Servet-i Fünûn, deniz, kara, sahil, epifani, görü anlatısı, bulanık zihin
Books by Esin Hamamcı
Bu hikâyeler, dönemin İstanbul ve aile yaşantısını sunması açısından dikkate değerdir. Peyami Safa’nın diğer birçok eserinde olduğu gibi bu hikâyelerde de genellikle kadınlar baş rolü almaktadır. Yalanlar, ihanetler, birbirlerini aldatan çiftler ve dolandırıcılar ile dolu bu öykülerde kadınlar, sıklıkla kötülükleri üstlenmişlerdir. Hikâyelerde yer alan yalan, ihanet ve iftira gibi hadiseler, merak uyandıran gerilimi tırmandırmaktadır.
Peyami Safa külliyatının çok önemli bir kitabı olarak yayınlanan Siz Bir Alçaksınız, yazarın erken dönem eserleri arasında oldukça ilginç bir yer işgal etmektedir. Bu kitap, Seval Şahin ve Esin Hamamcı’nın titiz çalışması ile hazırlanmıştır.
Kitabın bütün yayın hakları Ötüken Neşriyat A.Ş.'ye aittir. Yayınevinden yazılı izin alınmadan, kaynağın açıkça belirtildiği akademik çalışmalar ve tanıtım faaliyetleri haricinde, kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz; hiçbir matbu ve dijital ortamda kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.
1923’te tefrika edilen ve ilk olarak 1924’te kitap olarak basılan Karanfil ve Yasemin, Eylül’le haklı bir şöhret kazanmış olan Mehmet Rauf’un dönem anlatıcılığında da ne kadar usta bir yazar olduğunu gösteren, oldukça önemli bir roman. Romanın arka planında, değişen Türkiye’nin değişen insanlarını, insan ilişkilerini, kıyafetlerini, çay partilerini tartışan yazar; ön plandaysa yoğun ve zorlu bir aşk hikâyesini, bu hikâyenin üç kahramanını da enfes tahlil yeteneğiyle irdeleyerek sunuyor.
Bugüne kadar hak ettiği ilgiyi görmeyen bu büyük roman, yazarının diline en az müdahaleyle günümüz Türkçesine uyarlandı.
1923’te tefrika edilen ve ilk olarak 1924’te kitap olarak basılan Karanfil ve Yasemin, Eylül’le haklı bir şöhret kazanmış olan Mehmet Rauf’un dönem anlatıcılığında da ne kadar usta bir yazar olduğunu gösteren, oldukça önemli bir roman. Romanın arka planında, değişen Türkiye’nin değişen insanlarını, insan ilişkilerini, kıyafetlerini, çay partilerini tartışan yazar; ön plandaysa yoğun ve zorlu bir aşk hikâyesini, bu hikâyenin üç kahramanını da enfes tahlil yeteneğiyle irdeleyerek sunuyor.
Bugüne kadar hak ettiği ilgiyi görmeyen bu büyük roman, ilk baskısı ile tefrikası karşılaştırılarak ve yazarının diline müdahale edilmeden yayına hazırlandı.
Peyami Safa’nın “Server Bedi Külliyatı” başlığı altında neşrettiğimiz kitaplarına yazı ve fıkralarıyla devam ediyoruz. On iki kitaplık Cingöz Recai Serisi ile Tilki Leman, Çekirge Zehra ve Kartal İhsan’ın maceralarının toplandığı üç kitaba, Zıpçıktılar ve Ah Minel Aşk’ı eklemiştik. Şimdi de 1930 ila 1960 yılları arasında büyük oranda Server Bedi müstearıyla, bazılarında ise kendi adıyla Cumhuriyet, Tan, Milliyet, Tercüman gazetelerinde kaleme aldığı, Ramazan kültürüne dair yazılarını derleyerek “Yazılar-Fıkralar Serisi”ni başlatıyoruz. Herhangi bir imzanın atılmadığı bazı
yazılar da “Ramazan Kültürü” başlığı altında yayımlandığı için bu toplamaya dâhil edildi.
Papers by Esin Hamamcı
Servet-i Fünûn döneminde sadece Halit Ziya Uşaklıgil ve Mehmet Rauf’un romanlarına yer vermemin sebebi ise bahsedeceğim kavramları incelemeye elverişli olmaları, dönemin öncüleri ve karakteristiklerini eserlerinde barındırmalarıdır. Dahil edilmeyen romanlar ve Servet-i Fünûn’dan sonraki dönemlerde denizin varlığı ayrı bir araştırma konusu olabilir ve aralarındaki kavramsal farklılıklar karşılaştırılabilir. Türk edebiyatı üzerine yazılantabiatın konu edinildiği inceleme tezleri mevcutsa da bunlar daha genel kapsamlı, coğrafî bilgiler üzerinden ilerleyen ve doğanın temel sembollerini yansıtan araştırmalardır. Bu çalışma ise doğanın bir parçası olarak denizin varlığının bireysel bir değişim/dönüşüm süreci yaratıp yaratmadığı, ruhbilimsel çözümlemeleri, sembolik olarak nasıl kullanıldığına odaklanarak bunları adlandırır.
Anahtar Kelimeler: Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Servet-i Fünûn, deniz, kara, sahil, epifani, görü anlatısı, bulanık zihin
Bu hikâyeler, dönemin İstanbul ve aile yaşantısını sunması açısından dikkate değerdir. Peyami Safa’nın diğer birçok eserinde olduğu gibi bu hikâyelerde de genellikle kadınlar baş rolü almaktadır. Yalanlar, ihanetler, birbirlerini aldatan çiftler ve dolandırıcılar ile dolu bu öykülerde kadınlar, sıklıkla kötülükleri üstlenmişlerdir. Hikâyelerde yer alan yalan, ihanet ve iftira gibi hadiseler, merak uyandıran gerilimi tırmandırmaktadır.
Peyami Safa külliyatının çok önemli bir kitabı olarak yayınlanan Siz Bir Alçaksınız, yazarın erken dönem eserleri arasında oldukça ilginç bir yer işgal etmektedir. Bu kitap, Seval Şahin ve Esin Hamamcı’nın titiz çalışması ile hazırlanmıştır.
Kitabın bütün yayın hakları Ötüken Neşriyat A.Ş.'ye aittir. Yayınevinden yazılı izin alınmadan, kaynağın açıkça belirtildiği akademik çalışmalar ve tanıtım faaliyetleri haricinde, kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz; hiçbir matbu ve dijital ortamda kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.
1923’te tefrika edilen ve ilk olarak 1924’te kitap olarak basılan Karanfil ve Yasemin, Eylül’le haklı bir şöhret kazanmış olan Mehmet Rauf’un dönem anlatıcılığında da ne kadar usta bir yazar olduğunu gösteren, oldukça önemli bir roman. Romanın arka planında, değişen Türkiye’nin değişen insanlarını, insan ilişkilerini, kıyafetlerini, çay partilerini tartışan yazar; ön plandaysa yoğun ve zorlu bir aşk hikâyesini, bu hikâyenin üç kahramanını da enfes tahlil yeteneğiyle irdeleyerek sunuyor.
Bugüne kadar hak ettiği ilgiyi görmeyen bu büyük roman, yazarının diline en az müdahaleyle günümüz Türkçesine uyarlandı.
1923’te tefrika edilen ve ilk olarak 1924’te kitap olarak basılan Karanfil ve Yasemin, Eylül’le haklı bir şöhret kazanmış olan Mehmet Rauf’un dönem anlatıcılığında da ne kadar usta bir yazar olduğunu gösteren, oldukça önemli bir roman. Romanın arka planında, değişen Türkiye’nin değişen insanlarını, insan ilişkilerini, kıyafetlerini, çay partilerini tartışan yazar; ön plandaysa yoğun ve zorlu bir aşk hikâyesini, bu hikâyenin üç kahramanını da enfes tahlil yeteneğiyle irdeleyerek sunuyor.
Bugüne kadar hak ettiği ilgiyi görmeyen bu büyük roman, ilk baskısı ile tefrikası karşılaştırılarak ve yazarının diline müdahale edilmeden yayına hazırlandı.
Peyami Safa’nın “Server Bedi Külliyatı” başlığı altında neşrettiğimiz kitaplarına yazı ve fıkralarıyla devam ediyoruz. On iki kitaplık Cingöz Recai Serisi ile Tilki Leman, Çekirge Zehra ve Kartal İhsan’ın maceralarının toplandığı üç kitaba, Zıpçıktılar ve Ah Minel Aşk’ı eklemiştik. Şimdi de 1930 ila 1960 yılları arasında büyük oranda Server Bedi müstearıyla, bazılarında ise kendi adıyla Cumhuriyet, Tan, Milliyet, Tercüman gazetelerinde kaleme aldığı, Ramazan kültürüne dair yazılarını derleyerek “Yazılar-Fıkralar Serisi”ni başlatıyoruz. Herhangi bir imzanın atılmadığı bazı
yazılar da “Ramazan Kültürü” başlığı altında yayımlandığı için bu toplamaya dâhil edildi.