Books by Ercan Çankaya
Book, 2024
“Bu kitap semtin dönüşümü ve kimlik siyasetinin çekişmelerini Beyoğlu’nda “salınan” öykücüler ve ... more “Bu kitap semtin dönüşümü ve kimlik siyasetinin çekişmelerini Beyoğlu’nda “salınan” öykücüler ve onların karakterlerine bakarak incelikli bir şekilde anlatıyor. Bir taraftan yaşanılan ama kabul görmeyen “eğlence” ve “yozlaşma” imgeleri incelenirken diğer taraftan da yazar nesilleri arasındaki farklılaşmayı edebiyat ve milli siyasetin geniş perspektifi üzerinden gözlemliyoruz. Çalışma Türkiye’nin 1940’larını, yani edebiyat dünyasının siyasi olaylara, devlete ve iktidara yönelik bakışını değiştiren kritik bir dönemi ele alıyor.“
Doç. Dr. Özlem Çaykent

Toplumsal Yayıncılık, 2023
Türk toplumu tarihe fazlasıyla ilgili bir toplum... Fakat bu ilginin, bilimsel bir ilgi olmanın ö... more Türk toplumu tarihe fazlasıyla ilgili bir toplum... Fakat bu ilginin, bilimsel bir ilgi olmanın ötesinde güncel siyasi meseleleri tarihe başvurarak tartışma eğiliminden kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Bu eğilim sadece Türkiye'ye mi özgü? Değil tabii... Fakat geç modernleşen, son iki yüzyılında köklü değişimler geçiren bir ülke olarak Türkiye toplumunun, akademik tarih eğitiminin daha kurumsal olduğu Batı Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında tarih tartışmaya daha meraklı olduğunu öne sürebiliriz.
Bu kitapta, Türkiye'de tarih ve siyaset ilişkisinin yoğun olduğu bir dönem olan 1938-1960 yılları arasında popüler tarih ve güncel siyaset ilişkisine odaklanıldı. Bu ilişki insanların mazi algılarına da şekil verecekti. 1938, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün öldüğü yıldır. Çatışmanın bitiş tarihi olan 1960'ta ise 27 Mayıs'taki ihtilal vuku bulmuştur. Bu iki tarih arasında geçen yirmi iki yıllık sürede İkinci Dünya Savaşı meydana gelecek, ülke çok partili bir siyasi sisteme geçecek, kurucu parti iktidarını kaybedecektir. Bu değişimlerin hepsi bir şekilde ülkede yaşayan insanların geçmişi nasıl algıladıklarını da etkileyecektir.
Bu 22 yıllık süreçte tarihin güncel siyaset tartışmalarında nasıl işlevselleştirildiğini, iktidarın CHP'den DP'ye geçiş sürecinde tarih algısının hızla nasıl değiştiğini görmek; AKP'li yıllardaki "tarih tartışmalarının" arka planına ışık tutacaktır.
Interview by Ercan Çankaya
Virüs Dergi, 2023
Abdullah Ezik, geçtiğimiz günlerde Vacilando Kitap tarafından yayımlanan ilk şiir kitabı Kuş Gris... more Abdullah Ezik, geçtiğimiz günlerde Vacilando Kitap tarafından yayımlanan ilk şiir kitabı Kuş Grisi'nde okuru kendi kişisel serüveninden yola çıkarak gittikçe derinleşen bir dünya ile karşı karşıya bırakıyor. Kitap bo
Thesis by Ercan Çankaya

Master Thesis -Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstiüsü, 2016
ÖZET
ÇANKAYA, Ercan. Türkiye’de 1938 – 1960 Yılları Arasında Değişen Mazi Algıları,
Yüksek L... more ÖZET
ÇANKAYA, Ercan. Türkiye’de 1938 – 1960 Yılları Arasında Değişen Mazi Algıları,
Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2016.
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de 1938 – 1960 yılları arasında maziye dair değişen
algıların bir incelemesini yapmaktır. Değişen mazi algıları dört başlık altında
incelenecektir. İlk başlık muteber mazi algılarına odaklanacaktır. Bu bölümde muteber
mazi algısının Türk Tarih Tezi’nden Osmanlı İmparatorluğu’nun parlak devirlerine
doğru kayan içeriği konu alınacaktır. İkinci başlık Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme
yıllarına odaklanan metinleri ele alacaktır. Üçüncü başlık İstanbul’un imarının maziye
dair algıları ne şekilde etkilediği üzerinde duracaktır. Son başlık ise gündelik hayata dair
meselelerin mazi algıları üzerindeki etkilerini konu alacaktır.
Maziye dair algılardaki değişimin tarih ve siyaset etkileşiminin bir sonucu olduğu iddia
edilecektir. Bu sebeple mazi algılarındaki değişimlerin sebepleri de ülke siyasetinde
meydana gelen değişimlerde aranacaktır.
Anahtar Sözcükler
Türkiye, Mazi, Siyaset, Algı, Değişim
Talks by Ercan Çankaya

Bilim ve Aydınlanma Akademisi, 2020
Genç Türkiye Cumhuriyeti 1950’lere kadar idari, iktisadi, sosyal ve kültürel alanlarda köklü, ge... more Genç Türkiye Cumhuriyeti 1950’lere kadar idari, iktisadi, sosyal ve kültürel alanlarda köklü, geri döndürülemez bir kopuşu temsil ettiği iddiasında olsa da bu dönemin neredeyse tüm önde gelen şairlerinin düşünce dünyaları Osmanlı İmparatorluğu’nun son yetmiş yılında yapılmış siyasi ve edebi tartışmalar çerçevesinde şekilleniyordu. Bu çalışmada; poetikası ve siyasal konumlanışıyla iddia ve retoriğin ötesinde, gerçekten yeni olan ilk Türk şairinin Nâzım Hikmet olduğu iddia edilecektir. Nâzım’ın komünist, antiemperyalist ve enternasyonalist şiiri; o güne kadar yoksulluk, adaletsizlik gibi toplumsal temaları kaderci, mistik bir bakış açısıyla işlemiş olan İslamcı, muhafazakâr şiirden bir daha geri vermemek üzere alarak toplumcu şiirin ana temaları haline getirecektir. Nâzım şiirini eski toplumun şiirinden kesin, köklü bir kopuş haline getiren; yukarıda ifade edilen yoksulluk, adaletsizlik temalarını modernleşme ve kalkınma temalarıyla birlikte enternasyonalist ve antiemperyalist bir söylemin parçası haline getirerek komünizm ufkuyla ele almış olmasıdır.
Bir diğer iddiam; Nâzım’ın şiirinin aşılarak devam ettirilemeyen, gerisine düşülen bir şiir olduğudur. Bu şiir, Türk şiirini iki koldan etkilemiştir. Nâzım’ın ilk mirasçısı, Marksizm’le ilgili kuramsal kaynakların sınırlı olduğu bir ortamda onun şiirlerini okuyarak solcu olan toplumcu şairlerdir. İkinci mirasçısıysa şehirdeki küçük insana odaklanan modernist Garip şiiri ve herhangi bir gruba dâhil olmayan Nail V. Çakırhan, Rıfat Ilgaz, Cahit Irgat, Şükran Kurdakul gibi Nâzım kadar Garip şiirinden de etkilenmiş toplumcu modernist şairlerdir. İlk gruptakilerin yazdığı köycü ve halkçı şiirler giderek Narodnik, devrimci demokrat bir yaklaşım kazanacaktır. İkinci gruptakilerse küçük insana onun gündelik dertlerine odaklanan şiirleriyle bir taraftan onlara yaşama sevinci aşılayarak toplumsal muhalefeti daha ılımlı bir noktaya çeken bir işlev üstlenecek bir taraftan da bürokrasi ve burjuvazi karşısında bu küçük insanın sözcüsü olacaktır. Tebliğimin en temel iddiası; bu iki grubun da iki farklı yönden sosyal demokrat, halkçı bir söylemi güçlendirdiği; Nâzım’ın komünist şiirinin devam ettirilemediğidir. Komünizm iddiası olmayan ya da savaş karşıtlığı ve geniş cephe politikalarıyla sınırlı olan her iki yaklaşım da Nâzım’daki antiemperyalist, enternasyonalist vurguyu kaybetmiş ulusal yaklaşımlardır. Enternasyonalist iddiası olmayan her iki ulusal yaklaşımın da değişen ölçülerde Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde nüveleri görülmeyen başlanan halkçılık, şehir mektupçuluğu gibi eğilimlerin devamına dönüştüğü ve Garip şiirinin modernizm iddiasının dilsel ve şekilsel alanda ilerleyen bir modernizm olduğudur. Her iki yaklaşım da 1940’larda yükselen faşizme karşı antifaşist, demokrat bir duruş sergilemiştir. Bu sebeple her ikisini de enternasyonalist tarafı zayıf kalmış antiemperyalist yaklaşımlar olarak görmek mümkündür.
Anahtar sözcükler: Şiir, antiemperyalizm, sosyalizm, halkçılık, modernizm
Uploads
Books by Ercan Çankaya
Doç. Dr. Özlem Çaykent
Bu kitapta, Türkiye'de tarih ve siyaset ilişkisinin yoğun olduğu bir dönem olan 1938-1960 yılları arasında popüler tarih ve güncel siyaset ilişkisine odaklanıldı. Bu ilişki insanların mazi algılarına da şekil verecekti. 1938, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün öldüğü yıldır. Çatışmanın bitiş tarihi olan 1960'ta ise 27 Mayıs'taki ihtilal vuku bulmuştur. Bu iki tarih arasında geçen yirmi iki yıllık sürede İkinci Dünya Savaşı meydana gelecek, ülke çok partili bir siyasi sisteme geçecek, kurucu parti iktidarını kaybedecektir. Bu değişimlerin hepsi bir şekilde ülkede yaşayan insanların geçmişi nasıl algıladıklarını da etkileyecektir.
Bu 22 yıllık süreçte tarihin güncel siyaset tartışmalarında nasıl işlevselleştirildiğini, iktidarın CHP'den DP'ye geçiş sürecinde tarih algısının hızla nasıl değiştiğini görmek; AKP'li yıllardaki "tarih tartışmalarının" arka planına ışık tutacaktır.
Interview by Ercan Çankaya
Thesis by Ercan Çankaya
ÇANKAYA, Ercan. Türkiye’de 1938 – 1960 Yılları Arasında Değişen Mazi Algıları,
Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2016.
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de 1938 – 1960 yılları arasında maziye dair değişen
algıların bir incelemesini yapmaktır. Değişen mazi algıları dört başlık altında
incelenecektir. İlk başlık muteber mazi algılarına odaklanacaktır. Bu bölümde muteber
mazi algısının Türk Tarih Tezi’nden Osmanlı İmparatorluğu’nun parlak devirlerine
doğru kayan içeriği konu alınacaktır. İkinci başlık Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme
yıllarına odaklanan metinleri ele alacaktır. Üçüncü başlık İstanbul’un imarının maziye
dair algıları ne şekilde etkilediği üzerinde duracaktır. Son başlık ise gündelik hayata dair
meselelerin mazi algıları üzerindeki etkilerini konu alacaktır.
Maziye dair algılardaki değişimin tarih ve siyaset etkileşiminin bir sonucu olduğu iddia
edilecektir. Bu sebeple mazi algılarındaki değişimlerin sebepleri de ülke siyasetinde
meydana gelen değişimlerde aranacaktır.
Anahtar Sözcükler
Türkiye, Mazi, Siyaset, Algı, Değişim
Talks by Ercan Çankaya
Bir diğer iddiam; Nâzım’ın şiirinin aşılarak devam ettirilemeyen, gerisine düşülen bir şiir olduğudur. Bu şiir, Türk şiirini iki koldan etkilemiştir. Nâzım’ın ilk mirasçısı, Marksizm’le ilgili kuramsal kaynakların sınırlı olduğu bir ortamda onun şiirlerini okuyarak solcu olan toplumcu şairlerdir. İkinci mirasçısıysa şehirdeki küçük insana odaklanan modernist Garip şiiri ve herhangi bir gruba dâhil olmayan Nail V. Çakırhan, Rıfat Ilgaz, Cahit Irgat, Şükran Kurdakul gibi Nâzım kadar Garip şiirinden de etkilenmiş toplumcu modernist şairlerdir. İlk gruptakilerin yazdığı köycü ve halkçı şiirler giderek Narodnik, devrimci demokrat bir yaklaşım kazanacaktır. İkinci gruptakilerse küçük insana onun gündelik dertlerine odaklanan şiirleriyle bir taraftan onlara yaşama sevinci aşılayarak toplumsal muhalefeti daha ılımlı bir noktaya çeken bir işlev üstlenecek bir taraftan da bürokrasi ve burjuvazi karşısında bu küçük insanın sözcüsü olacaktır. Tebliğimin en temel iddiası; bu iki grubun da iki farklı yönden sosyal demokrat, halkçı bir söylemi güçlendirdiği; Nâzım’ın komünist şiirinin devam ettirilemediğidir. Komünizm iddiası olmayan ya da savaş karşıtlığı ve geniş cephe politikalarıyla sınırlı olan her iki yaklaşım da Nâzım’daki antiemperyalist, enternasyonalist vurguyu kaybetmiş ulusal yaklaşımlardır. Enternasyonalist iddiası olmayan her iki ulusal yaklaşımın da değişen ölçülerde Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde nüveleri görülmeyen başlanan halkçılık, şehir mektupçuluğu gibi eğilimlerin devamına dönüştüğü ve Garip şiirinin modernizm iddiasının dilsel ve şekilsel alanda ilerleyen bir modernizm olduğudur. Her iki yaklaşım da 1940’larda yükselen faşizme karşı antifaşist, demokrat bir duruş sergilemiştir. Bu sebeple her ikisini de enternasyonalist tarafı zayıf kalmış antiemperyalist yaklaşımlar olarak görmek mümkündür.
Anahtar sözcükler: Şiir, antiemperyalizm, sosyalizm, halkçılık, modernizm
Doç. Dr. Özlem Çaykent
Bu kitapta, Türkiye'de tarih ve siyaset ilişkisinin yoğun olduğu bir dönem olan 1938-1960 yılları arasında popüler tarih ve güncel siyaset ilişkisine odaklanıldı. Bu ilişki insanların mazi algılarına da şekil verecekti. 1938, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün öldüğü yıldır. Çatışmanın bitiş tarihi olan 1960'ta ise 27 Mayıs'taki ihtilal vuku bulmuştur. Bu iki tarih arasında geçen yirmi iki yıllık sürede İkinci Dünya Savaşı meydana gelecek, ülke çok partili bir siyasi sisteme geçecek, kurucu parti iktidarını kaybedecektir. Bu değişimlerin hepsi bir şekilde ülkede yaşayan insanların geçmişi nasıl algıladıklarını da etkileyecektir.
Bu 22 yıllık süreçte tarihin güncel siyaset tartışmalarında nasıl işlevselleştirildiğini, iktidarın CHP'den DP'ye geçiş sürecinde tarih algısının hızla nasıl değiştiğini görmek; AKP'li yıllardaki "tarih tartışmalarının" arka planına ışık tutacaktır.
ÇANKAYA, Ercan. Türkiye’de 1938 – 1960 Yılları Arasında Değişen Mazi Algıları,
Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2016.
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de 1938 – 1960 yılları arasında maziye dair değişen
algıların bir incelemesini yapmaktır. Değişen mazi algıları dört başlık altında
incelenecektir. İlk başlık muteber mazi algılarına odaklanacaktır. Bu bölümde muteber
mazi algısının Türk Tarih Tezi’nden Osmanlı İmparatorluğu’nun parlak devirlerine
doğru kayan içeriği konu alınacaktır. İkinci başlık Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme
yıllarına odaklanan metinleri ele alacaktır. Üçüncü başlık İstanbul’un imarının maziye
dair algıları ne şekilde etkilediği üzerinde duracaktır. Son başlık ise gündelik hayata dair
meselelerin mazi algıları üzerindeki etkilerini konu alacaktır.
Maziye dair algılardaki değişimin tarih ve siyaset etkileşiminin bir sonucu olduğu iddia
edilecektir. Bu sebeple mazi algılarındaki değişimlerin sebepleri de ülke siyasetinde
meydana gelen değişimlerde aranacaktır.
Anahtar Sözcükler
Türkiye, Mazi, Siyaset, Algı, Değişim
Bir diğer iddiam; Nâzım’ın şiirinin aşılarak devam ettirilemeyen, gerisine düşülen bir şiir olduğudur. Bu şiir, Türk şiirini iki koldan etkilemiştir. Nâzım’ın ilk mirasçısı, Marksizm’le ilgili kuramsal kaynakların sınırlı olduğu bir ortamda onun şiirlerini okuyarak solcu olan toplumcu şairlerdir. İkinci mirasçısıysa şehirdeki küçük insana odaklanan modernist Garip şiiri ve herhangi bir gruba dâhil olmayan Nail V. Çakırhan, Rıfat Ilgaz, Cahit Irgat, Şükran Kurdakul gibi Nâzım kadar Garip şiirinden de etkilenmiş toplumcu modernist şairlerdir. İlk gruptakilerin yazdığı köycü ve halkçı şiirler giderek Narodnik, devrimci demokrat bir yaklaşım kazanacaktır. İkinci gruptakilerse küçük insana onun gündelik dertlerine odaklanan şiirleriyle bir taraftan onlara yaşama sevinci aşılayarak toplumsal muhalefeti daha ılımlı bir noktaya çeken bir işlev üstlenecek bir taraftan da bürokrasi ve burjuvazi karşısında bu küçük insanın sözcüsü olacaktır. Tebliğimin en temel iddiası; bu iki grubun da iki farklı yönden sosyal demokrat, halkçı bir söylemi güçlendirdiği; Nâzım’ın komünist şiirinin devam ettirilemediğidir. Komünizm iddiası olmayan ya da savaş karşıtlığı ve geniş cephe politikalarıyla sınırlı olan her iki yaklaşım da Nâzım’daki antiemperyalist, enternasyonalist vurguyu kaybetmiş ulusal yaklaşımlardır. Enternasyonalist iddiası olmayan her iki ulusal yaklaşımın da değişen ölçülerde Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde nüveleri görülmeyen başlanan halkçılık, şehir mektupçuluğu gibi eğilimlerin devamına dönüştüğü ve Garip şiirinin modernizm iddiasının dilsel ve şekilsel alanda ilerleyen bir modernizm olduğudur. Her iki yaklaşım da 1940’larda yükselen faşizme karşı antifaşist, demokrat bir duruş sergilemiştir. Bu sebeple her ikisini de enternasyonalist tarafı zayıf kalmış antiemperyalist yaklaşımlar olarak görmek mümkündür.
Anahtar sözcükler: Şiir, antiemperyalizm, sosyalizm, halkçılık, modernizm