Özet: Ruhsal bozuklukların taranması amacıyla DSÖ tarafından geliştirilen Öz Bildirim Ölçeği'nin ... more Özet: Ruhsal bozuklukların taranması amacıyla DSÖ tarafından geliştirilen Öz Bildirim Ölçeği'nin 18 yaş ve üzeri genç grupta Türkçe geçerlik ve güvenirliğini test etmek amaçlanmıştır. Çalışma, Eylül-Ekim 2021 tarihinde, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim görmekte olan 18-25 yaş arası öğrencilerde yapılan metodolojik tipte bir araştırmadır. SRQ-20, üç yabancı dil uzmanı tarafından çeviri-geri çeviri yöntemiyle Türkçe'ye çevrildi. Yapı geçerliği için açımlayıcı faktör analizi(AFA), doğrulayıcı faktör analizi (DFA) ve ayırt edici geçerlik test edildi. Ölçüt geçerliği için Genel Sağlık Anketi (GSA) kullanıldı. Güvenirliği değerlendirmek için Cronbach Alfa ve madde toplam korelasyon katsayısı hesaplandı. Test-tekrar test yöntemiyle ölçeğin kararlılığı değerlendirildi. Madde ayırt ediciliğini değerlendirmek için alt-üst %27'lik gruplara ait madde puanları karşılaştırıldı. Çalışma grubunu 164 kadın (%50,5) ve 161 erkek (%49,5) olmak üzere 325 kişi oluşturdu. Yaş ortalamaları 21,2±2,1 yıldı. SRQ-20'nin Türkçe versiyonun üç alt boyuttan oluştuğu görüldü. Faktör yükleri 0,408-0,779 arasında idi. Toplam açıklanan varyans %44,2 bulundu. Uyum iyiliği indekslerinden Ki-kare/SD=1,58, SRMR=0,08, RMSEA=0,042, CFI=0,971 ve NNFI=0,967 bulundu. Cronbach Alfa ölçeğin geneli için 0,875 bulundu. Madde toplam korelasyon katsayıları 0,323-0,613 arasında değişmekteydi. Alt-üst %27'lik grupların SRQ-20'den aldıkları puanlar arasında fark tespit edildi. SRQ-20 ve GSA arasında pozitif yönde kuvvetli bir korelasyon tespit edildi. Hekim tanılı ruhsal bir bozukluğu olduğunu bildiren öğrencilerin SRQ-20'den aldıkları puanlar diğerlerine göre daha yüksek bulundu. Test-tekrar test uygulaması sonucu iki uygulamadan elde edilen SRQ-20 puanları arasındaki Spearman korelasyon katsayısı 0,792 olarak bulundu. SRQ-20'nin ruhsal bozuklukların taranması amacıyla Türk toplumunda 18 ve üzeri genç yaş grubunda kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu sonucuna ulaşıldı.
Giris ve Amac: Engellilik okuryazarligi; engelli bireyin tanimini, ozelliklerini, gunluk yasamda ... more Giris ve Amac: Engellilik okuryazarligi; engelli bireyin tanimini, ozelliklerini, gunluk yasamda karsilastigi zorluklari ve cozum onerilerini, sahip oldugu haklari ve engellilerle ilgili yanlis yargi ve yonelimleri algilayabilme yetenegidir. Calismada, gelecekte engelli bireylere hizmet verebilecek veya engellilerle ayni ortamlarda bulunabilme acisindan ozellikli bir grup olan universite ogrencilerinde engellilik okuryazarligi ve iliskili faktorlerin degerlendirilmesi amaclandi. Gerec ve Yontem: Calisma, 2018-2019 egitim-ogretim doneminde Eskisehir Osmangazi Universitesinde ogrenim gormekte olan ogrencilerde gerceklestirilen kesitsel tipte bir arastirmadir. Gerekli etik ve idari izinler alindi. Calismanin orneklemi engellilik okuryazarlik orantisi %35, guven araligi %95 ve hata payi %5 ongorusu ile 2854 kisi olarak hesaplandi. Orneklem cok asamali tabakali ornekleme yontemi ile secildi. Universitenin saglik bilimleri ile iliskili olan (Tip, Dis, Saglik Bilimleri) ve saglik bilimleri ile iliskisi olmayan (Ilahiyat, Muhendislik ve Mimarlik) fakultelerinden ogrenci alindi. Calismada kullanilan anket form kisilerin sosyodemografik ozelliklerini, Engellilik Okuryazarlik Olcegi (EOYO), Engellilere Yonelik Damgalama Olcegi (EYDO) ve Engellilere Yonelik Iletisim Olcegi (EYIO)’ni icermekteydi. EOYO, arastirma ekibi tarafindan literature uygun olarak gelistirilmis olup Cronbach alfa degeri 0.615 idi. EOYO’nden alinan puanin ortalama deger ve uzerinde olmasi okuryazarlik icin yeterli kabul edildi. EYDO ve EYIO ise arastirma ekibi tarafindan Turkce’ye cevrilmis olup, Cronbach alfa degerleri sirasiyla 0.904 ve 0.918 idi. Elde edilen verilerin analizi SPSS(v15.0) paket programiyla degerlendirildi. Verilerin analizinde normal dagilim gostermemesi nedeniyle Mann-Whitney U, Kruskall Wallis, Sperman Korelasyon Analizi ve Cok Degiskenli Lojistik Regresyon Analizi kullanildi. Bulgular: Calisma grubunu olusturan 3040 katilimcinin %36.5(n=1109)’i Tip, %26.6(n=810)’si Muhendislik ve Mimarlik, %19.9(n=604)’u Saglik Bilimleri, %8.8(n=269)’i Dis Hekimligi ve %8.2(n=248)’si Ilahiyat Fakultesi ogrencisiydi. Ogrencilerin yas ortalamasi 20.9±2.1(17-35) olup, %54.3’u kadin, %45.7’si erkekti. Calismaya katilanlarin %21.5’i cevresinde engelli birey bulundugunu, %90.5’i engellilikle ilgili ders almadigini, %18.3’u hayatinin herhangi bir doneminde engellilikle ilgili sosyal sorumluluk projesinde yer aldigini ve %9.9’u engelli bireye bakmak durumunda kaldigini belirtti. EOYO’nden alinan puanlar 0-22 arasinda degismekte olup, ortalama 13.5±3.1 ve ortanca 14.0(0-22) olarak bulundu. Katilimcilarin %54.6(n=1661)’sinin engellilik okuryazarligi olceginden ortalamanin uzerinde puan aldigi saptandi. Engellilik okuryazarlik olceginden tip fakultesi ogrencileri diger dort fakulte ogrencilerinden, saglik bilimleri fakultesi ogrencileriyse ilahiyat ve muhendislik fakultesi ogrencilerinden daha yuksek puan aldi (p<0.001). Engellilik okuryazarlik puani, anne ve baba ogrenim duzeyi lise ve uzeri olanlarda, cekirdek aile tipinde yasayanlarda, engellilikle ilgili ders alanlarda ve hayatinin herhangi bir doneminde engellilik ile ilgili projelerde yer alanlarda puani daha yuksekti (p<0.05). Ogrencilerin EOYO ve EYDO’nden aldiklari puanlar arasinda negatif yonde zayif duzeyde (r=-0.091,p<0.001) ve EYIO’nden aldiklari puanlar arasindaysa pozitif yonde zayif duzeyde bir iliski (r=0.064,p<0.001) oldugu saptandi. Cok degiskenli lojistik regresyon analizinde engellilik okuryazarlik duzeyiyle iliskili degiskenler olarak anne ogrenim durumu (OR:%95GA;1.23:1.034-1.46), baba ogrenim durumu (1.29:1.08-1.56), iletisim olcegi toplam puani (1.01:1.00-1.02), engellilik ile ilgili ders alma durumu (1.37:1.06-1.77) olarak bulundu. Sonuc ve Oneriler: Ogrencilerin engellilik okuryazarligi orta duzeydeydi. Calisma grubunun engellilik okuryazarligi arttikca damgalamasinin azaldigi, iletisiminin arttigi saptandi. Universite ogrencilerine, engellilere yonelik okuryazarliklarinin arttirilmasi, saglikli iletisim kurabilmelerinin saglanmasi ve damgalamanin azaltilmasi icin egitim calismalari yapilmali, mufredata konuyla ilgili dersler eklenmeli ve sosyal sorumluluk projeleriyle farkindaligin arttirilmasina calisilmalidir. Anahtar Kelimeler: Engellilik, Okuryazarlik, Damgalama, Iletisim
Bu calismanin amaci saglikla iliskili alanlarda ogrenim goren universite ogrencilerinde enerji ic... more Bu calismanin amaci saglikla iliskili alanlarda ogrenim goren universite ogrencilerinde enerji icecegi tuketimi, algilanan stres ve uyku kalitesinin incelenmesidir. Calisma 2017-2018 akademik yilinda Tip, Dis Hekimligi ve Saglik Bilimleri Fakultelerinde ogrenim gormekte olan 2095 ogrencide gerceklestirilen kesitsel tipte bir arastirmadir. Calismanin verileri Algilanan Stres Olcegi ve Pittsburg Uyku Kalitesi indeksini de iceren bir anket form ile toplandi. ogrencilerin 1255’i(%59.9) enerji icecegi tukettigini bildirdi. Enerj icecegi tuketimi erkeklerde, 21 yasindan buyuklerde, sigara icenlerde, alkol ve kahve tuketimi olanlarda ve enerji iceceklerinin bagimlilik yapici etkisinin olmadigi dusunenlerde daha sikti. Enerji icecegi tuketenlerin %13.8’si enerji icecegi tuketirken saglik sikayeti yasadigini bildirirken; en sik bildirilen saglik sikayetleri carpinti, sik idrara cikma ve uykusuzluktu. Enerji icecegi tuketiminin universite ogrencilerinde oldukca sik oldugu goruldu. enerji icec...
Gunumuzde tum dunyada yaklasik 250 milyon uluslararasi, 763 milyon kendi ulkesinde yer degistiren... more Gunumuzde tum dunyada yaklasik 250 milyon uluslararasi, 763 milyon kendi ulkesinde yer degistiren gocmen bulunmaktadir. Turkiye’ye yapilan dis gocler en cok Suriye, Afganistan ve Irak’tan olmaktadir. Turkiye’deki Suriyeliler gecici koruma statusu altinda bulunurlar yani iltica basvurusu bulunmayan misafir statusundeki zorunlu goc magdurlaridir. Ekim 2017 itibariyle 3,22 milyon Suriyeli, gecici koruma kapsaminda ulkemizde bulunmaktadir. Suriye harici ulkelerden gelen multeci ve siginmacilarin sayisi ise Haziran 2017 itibariyle 315,643’tur. Goc eden gruplar goc ettikleri bolgelere daha onceden orada olmayan yeni saglik sorunlari tasiyabilirler. Goc edilen ulkenin alt yapisi kisa surede buyuk yeni bir grubun sorunlarini cozmeye yetmeyebilir. Ayrica goc eden grubun saglik guvencesinin olmamasi, dil engeli ve dusuk sosyoekonomik duzey bu kisilerin saglik hizmetlerinden yararlanamamasina yol acmaktadir. Gocmenlere oncelikle koruyucu saglik hizmetlerinin verilmesi cok onemlidir. Hizmet ver...
Bu çalışma, Tıp Fakültesi öğrencilerinin tıbbi malpraktis bilgi düzeylerinin saptanması, ilişkili... more Bu çalışma, Tıp Fakültesi öğrencilerinin tıbbi malpraktis bilgi düzeylerinin saptanması, ilişkili olduğu düşünülen bazı değişkenlerin incelenmesi ve tıbbi hatalara karşı tutumlarının değerlendirilmesi amacı ile yapılmıştır. Çalışma, bir Tıp Fakültesinde öğrenim görmekte olan öğrenciler üzerinde yapılan kesitsel tipte bir araştırmadır. Çalışma grubu 916 öğrenciden oluşmuştur. Malpraktis bilgi düzeyi literatürden faydalanılarak hazırlanan 25 bilgi sorusu ile, tıbbi hatalara karşı tutumları ise Tıbbi Hatalarda Tutum Ölçeği ile değerlendirilmiştir. Malpraktis bilgi düzeyi yeterliliği Roc analizi ile değerlendirildi. Analizler için Ki-kare testi, lojistik regresyon analizi ve Spearman korelasyon analizi kullanıldı. Öğrencilerin %51.9'u kadın, %48.1'i ise erkektir. Yaşları 18-40 arasında değişmekte olup, ortalama 20.91±2.11 yıl idi. Öğrencilerden %66.8'inin malpraktis bilgi düzeyi yeterliydi. Parçalanmış aileye sahip olmak, 19 yaş ve altında olmak ve baba öğrenim durumunun ilkokul altında olması malpraktis bilgi düzeyi yeterliliğini azaltan faktörler olarak saptandı. Malpraktis kavramını daha önceden duyanlarda (OR: 3.54), malpraktis hakkında daha önceden bilgi alanlarda (OR: 1.75) ve hekim hak ve sorumlulukları hakkında eğitim alanlarda (OR: 1.54) malpraktis bilgi düzeyi yeterliliğinin daha yüksek olduğu bulundu. Öğrencilerin malpraktis bilgi sorularından aldıkları puanlar ile Tıbbi Hatalarda Tutum Ölçeğinden aldıkları puanlar arasında pozitif yönde zayıf bir ilişki olduğu saptandı (r=0.288, p<0.001). Öğrencilerin çoğunun malpraktis bilgi düzeyi yeterliydi. Malpraktis bilgi düzeyi ile tıbbi hatalarda tutum düzeyi arasında pozitif yönde zayıf bir ilişki vardır.
The aim of this study was to analyze energy drink consumption, perceived stress and sleep quality... more The aim of this study was to analyze energy drink consumption, perceived stress and sleep quality among health science students. This cross-sectional study was conducted at the faculties of Medicine, Dentistry and Health Science in 2017-2018 with the participation of 2095 students.The data were gathered using a questionnaire as well as Perceived Stress Scale and Pittsburg Sleep Quality Index. Energy drinks were consumed by as many as 1255(%59.9) respondents. Energy drink consumption was more common among men, above 21 years, smokers, alcohol and coffee drinkers and believing that energy drinks are not addictive. In the 13.8% of the study group who consumed energy drink stated that they had experienced a health complaint while consuming energy drink and the most frequently reported health complaints were palpitations and the other complaints were frequent urination, insomnia. Energy drink consumption is prevalent among health science students. There was no significant difference between mean scores of the Perceived Stress Scale of the students who consumed and not consumed energy drinks in the study and the Pitssburg Sleep Quality Index. There is a need to raising awareness about energy drink's potential health effects.
Amaç: Çalışmanın amacı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Dönem VI öğrencile... more Amaç: Çalışmanın amacı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Dönem VI öğrencilerinin, Halk Sağlığı stajı içerisinde aldıkları teorik ve uygulamalı eğitimin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Çalışma, 2017-2018 eğitim öğretim yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Halk Sağlığı stajı yapan altıncı sınıf öğrencilerinde yürütülen bir araştırmadır. Çalışma iki aşamada gerçekleştirildi. Veri toplama amacıyla, Halk Sağlığı stajında yapılan uygulamaları içeren bir anket form hazırlandı. Çalışma grubunu, bir yıl boyunca Halk Sağlığı stajı alan öğrencilerin tümü (184) oluşturdu. Aynı anket form öğrencilere staj başında ve staj sonunda uygulandı. Staj başındaki ankette öğrencilerin eğitimlerin faydalı olup olmayacağına dair düşünceleri, staj sonundaki ankette ise eğitimleri aldıktan sonra, faydalı bulup bulmadıklarına dair düşünceleri değerlendirildi. Verilerin değerlendirilmesinde, bağımlı örneklerin karşılaştırmasında nicel verilerde Wilcoxon ve nitel verilerde Ki-kare testleri kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık değeri olarak p<0.05 kabul edildi. Bulgular: Öğrencilerin staj bitiminde eğitimlerin faydalı olma durumu ile ilgili verdikleri puan (53.4 ± 9.6), staj başlangıcındaki puana (51.5 ± 7.0) göre anlamlı düzeyde yüksekti (p = 0.002).
Today there are approximately 250 million international and 763 million national immigrants all o... more Today there are approximately 250 million international and 763 million national immigrants all over the world. Outward migrations to Turkey are mostly from Syria, Afghanistan and Iraq. The status of Syrians in Turkey is formed as temporary protection who do not have refugee request., The number of Syrians in our country is 3,22 million by the date of October 2017 and the number of refugees and asylum seekers from non-Syrian countries is 315,643 by the date of June 2017. Migrant groups carry their own health problems which do not exist before on the places they migrated. The substructure and potential of the migrated country may not be enough to solve the problems of immigrants. In addition, the lack health insurance, language disability and low socioeconomic level make these people unable to benefit from health care services. It is very important to provide preventive health services to migrants. The records of the population should be kept on regular basis, problems of population at risk should be identified. Immunization, maternal and child health should be considered. Environmental health must be improved, clean food and water must be provided, suitable environment of accommodation must be provided to prevent new diseases.
Tip fakultesi ogrencilerinin COVID-19 hastaligi ile ilgili bilgi duzeylerinin saptanmasi, iliskil... more Tip fakultesi ogrencilerinin COVID-19 hastaligi ile ilgili bilgi duzeylerinin saptanmasi, iliskili oldugu dusunulen bazi degiskenlerin incelenmesi ve COVID-19 hastaligi ile ilgili davranislarinin degerlendirilmesi amaclanmistir. 01.08.2020-30.10.2020 tarihleri arasinda Eskisehir Osmangazi Universitesi Tip Fakultesi ogrencileri uzerinde yapilan kesitsel tipte bir arastirmadir. 984 ogrenci calisma grubunu olusturdu. Yazarlar tarafindan hazirlanan 26 soru ile ogrencilerin COVID-19 hastaligi ile ilgili bilgileri, 15 soru ile davranislari degerlendirildi. Her dogru cevaba “1 puan” verildi, yanlis cevaplara puan verilmedi. Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis Analizi kullanilmistir. Calisma grubunda 501 (%50.9) kadin vardi. Yaslari 17-35 arasinda degismekteydi, ortalama 20.77±2.18 yil idi. Ogrencilerin COVID-19 hastaligi ile ilgili bilgi sorularindan aldiklari puanlar 5-25 arasinda degismekte olup ortalama 18.82±3.16 puan idi. Parcalanmis aile yapisina sahip olanlarda, dorduncu sinif ve uzerinde ogrenim gormekte olanlarda ve hastalik hakkinda bilgisinin yeterli oldugunu bildirenlerde COVID-19 hastaligi ile ilgili bilgi puanlarinin daha yuksek oldugu saptanmistir (her biri icin; p≤0.05). Bu calismada en cok dogru bilinen bilgi sorusu %97.4 ile “COVID-19 hastaliginin etkeni ile temas edenler 14 gun sure ile izolasyona alinir” iken en cok yanlis bilinen ise %64.8 ile “Tibbi olmayan kumas maskelerin koruyuculugu yoktur” bilgi sorusu idi. Ogrencilerin COVID-19 hastaligi ile ilgili davranis sorularindan aldiklari puanlar 0-15 arasinda degismekte olup ortalama 10.00±2.02 idi. Ogrencilerin COVID-19 hastaligi ile ilgili bilgileri iyi duzeydeydi, bilgi ve davranis duzeyleri arasinda pozitif yonde zayif bir iliski vardi. Bilgi duzeylerinin arttirilmasi icin yetkin saglik otoriteleri tarafindan daha etkili bilgilendirme calismalarinin yapilmasi yararli olabilir. Hastalik hakkinda bilgi ve davranis duzeyleri arasindaki iliskinin ortaya konabilmesi icin daha kapsamli calismalara ihtiyac vardir.
Turkish Journal of Pediatric Disease, Mar 25, 2020
Objective: The aim of this study was to evaluate the prevalence of energy drink consumption and i... more Objective: The aim of this study was to evaluate the prevalence of energy drink consumption and its effects on perceived stress and sleep quality among high school students. Material and Methods: In this cross-sectional study was conducted with 2806 students. The first part of specific survey investigated the sociodemographic characteristics and the energy drink consumption habits of students. The perceived stress scale and the Pittsburgh Sleep Quality Index (PSQI) were performed. Results: The mean age of students was calculated as 15.73 ± 1.16 years. It was revealed that prevalence of energy drink consumption was 70.8%. Male sex, being a member of divorced family, irregular sleep habits, and believing that energy drinks are unhealthy & addictive were found to be significant factors affecting the frequency of energy drink usage. The mean score of the students' Perceived Stress Scale was 28.95 ± 7.22 and the mean score of the PSQI was 6.56 ± 2.84. Perceived Stress Scale and PSQI scores of consumer students were higher than non-consumers. Conclusion: Energy drink consumption was found to be quite frequent in the study group. Consumption of energy drinks negatively affected the level of stress and sleep quality. Educational programs should be provided to students on the harmful effects of these beverages.
Öz Amaç: Çalışmada, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim görmekte olan öğre... more Öz Amaç: Çalışmada, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim görmekte olan öğrencilerin ve araştırma görevlisi hekimlerin, hekimlik mesleğine yönelik görüş ve tutumlarını belirlemek ve bazı faktörlerle ilişkisini ortaya koymak amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Çalışma Aralık 2017-Mayıs 2018 tarihleri arasında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim görmekte olan 1066 öğrenci ve araştırma görevlisi hekimle yürütülen kesitsel tipte bir araştırmadır. Katılımcılara demografik özellikleri sorgulayan ve Hekimlik Mesleğine Yönelik Tutum Ölçeği'ni (HMTÖ) içeren bir anket form uygulandı. Elde edilen verilerin analizi SPSS (v15,0) istatistik paket programı ile Mann Whitney U ve Kruskal Wallis testleri kullanılarak yapıldı. Bulgular: Çalışmaya katılan 1066 kişinin yaşları 17-42 arasında değişmekte olup ortalama 22,56±3,79 yıl idi. Katılımcıların %50,80'i kadındı. Çalışma grubundakilerin HMTÖ'den aldıkları puanlar 25-120 arasında değişmekte olup ortanca 91 idi. Öğrencilerin yaşları 17-42 arasında değişmekte olup ortalama 21,15±2,34 yıl; HMTÖ'den aldıkları puanlar 25-120 arasında değişmekte olup ortanca 92 idi. Araştırma görevlisi hekimlerin yaşları 24-42 arasında değişmekte olup ortalama 28,63±2,74 yıl; HMTÖ'den aldıkları puanlar 37-120 arasında değişmekte olup ortanca 86 idi. HMTÖ'den alınan puanlar kadınlarda, hekimlik mesleğini ilk sırada tercih edenlerde, hekimlik mesleğini seçmiş olmaktan memnun olanlarda, araştırma görevlisi hekimlere göre hekim adayı öğrencilerde, bulunduğu bölümde çalışma yılı 2 yıldan fazla olan araştırma görevlisi hekimlerde daha yüksek, öğrencilerin kendi arasında ise 6. sınıfta daha düşük bulundu. Sonuç: Cinsiyet, mesleği tercih sırası, mesleği seçmekten dolayı duyulan memnuniyet, meslekte çalışmaya başlama durumu, çalışma yılı ve devam edilen sınıf hekimlik mesleğine yönelik tutumu etkileyen faktörler olarak bulundu.
The aim of the study was to investigate the perceived stress levels in university students and th... more The aim of the study was to investigate the perceived stress levels in university students and the relation with some sociodemographic characteristics. This cross-sectional study is performed 405 university students in 2018. In the study, a questionnaire consisting of questions about sociodemographic characteristics and perceived stress level. The mean age of the 405 participants was between 17 and 28 years and the mean±SD was 20.68±1.53 years. High perceived stress was detected in 12.8% of the university students. In the study group, it was found that perceived stress were higher in poor health status, in chronic disease, in type A personality, in poor sleep quality and patterns, in no hobbies, in poor perceived family and friends support. In conclusion, educational studies should be conducted to reduce the stress level in the groups where the perceived stress level is thought to be moderate and high. This context, psychological counseling and guidance services in universities might be made more effective and professional support should be provided to the students.
Today there are approximately 250 million international and 763 million national immigrants all o... more Today there are approximately 250 million international and 763 million national immigrants all over the world. Outward migrations to Turkey are mostly from Syria, Afghanistan and Iraq. The status of Syrians in Turkey is formed as temporary protection who do not have refugee request., The number of Syrians in our country is 3,22 million by the date of October 2017 and the number of refugees and asylum seekers from non-Syrian countries is 315,643 by the date of June 2017. Migrant groups carry their own health problems which do not exist before on the places they migrated. The substructure and potential of the migrated country may not be enough to solve the problems of immigrants. In addition, the lack health insurance, language disability and low socioeconomic level make these people unable to benefit from health care services. It is very important to provide preventive health services to migrants. The records of the population should be kept on regular basis, problems of population at risk should be identified. Immunization, maternal and child health should be considered. Environmental health must be improved, clean food and water must be provided, suitable environment of accommodation must be provided to prevent new diseases. Keywords: Migration, Migrant Health, Syrian, Refugee, Asylum Seeker
Özet: Ruhsal bozuklukların taranması amacıyla DSÖ tarafından geliştirilen Öz Bildirim Ölçeği'nin ... more Özet: Ruhsal bozuklukların taranması amacıyla DSÖ tarafından geliştirilen Öz Bildirim Ölçeği'nin 18 yaş ve üzeri genç grupta Türkçe geçerlik ve güvenirliğini test etmek amaçlanmıştır. Çalışma, Eylül-Ekim 2021 tarihinde, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim görmekte olan 18-25 yaş arası öğrencilerde yapılan metodolojik tipte bir araştırmadır. SRQ-20, üç yabancı dil uzmanı tarafından çeviri-geri çeviri yöntemiyle Türkçe'ye çevrildi. Yapı geçerliği için açımlayıcı faktör analizi(AFA), doğrulayıcı faktör analizi (DFA) ve ayırt edici geçerlik test edildi. Ölçüt geçerliği için Genel Sağlık Anketi (GSA) kullanıldı. Güvenirliği değerlendirmek için Cronbach Alfa ve madde toplam korelasyon katsayısı hesaplandı. Test-tekrar test yöntemiyle ölçeğin kararlılığı değerlendirildi. Madde ayırt ediciliğini değerlendirmek için alt-üst %27'lik gruplara ait madde puanları karşılaştırıldı. Çalışma grubunu 164 kadın (%50,5) ve 161 erkek (%49,5) olmak üzere 325 kişi oluşturdu. Yaş ortalamaları 21,2±2,1 yıldı. SRQ-20'nin Türkçe versiyonun üç alt boyuttan oluştuğu görüldü. Faktör yükleri 0,408-0,779 arasında idi. Toplam açıklanan varyans %44,2 bulundu. Uyum iyiliği indekslerinden Ki-kare/SD=1,58, SRMR=0,08, RMSEA=0,042, CFI=0,971 ve NNFI=0,967 bulundu. Cronbach Alfa ölçeğin geneli için 0,875 bulundu. Madde toplam korelasyon katsayıları 0,323-0,613 arasında değişmekteydi. Alt-üst %27'lik grupların SRQ-20'den aldıkları puanlar arasında fark tespit edildi. SRQ-20 ve GSA arasında pozitif yönde kuvvetli bir korelasyon tespit edildi. Hekim tanılı ruhsal bir bozukluğu olduğunu bildiren öğrencilerin SRQ-20'den aldıkları puanlar diğerlerine göre daha yüksek bulundu. Test-tekrar test uygulaması sonucu iki uygulamadan elde edilen SRQ-20 puanları arasındaki Spearman korelasyon katsayısı 0,792 olarak bulundu. SRQ-20'nin ruhsal bozuklukların taranması amacıyla Türk toplumunda 18 ve üzeri genç yaş grubunda kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu sonucuna ulaşıldı.
Giris ve Amac: Engellilik okuryazarligi; engelli bireyin tanimini, ozelliklerini, gunluk yasamda ... more Giris ve Amac: Engellilik okuryazarligi; engelli bireyin tanimini, ozelliklerini, gunluk yasamda karsilastigi zorluklari ve cozum onerilerini, sahip oldugu haklari ve engellilerle ilgili yanlis yargi ve yonelimleri algilayabilme yetenegidir. Calismada, gelecekte engelli bireylere hizmet verebilecek veya engellilerle ayni ortamlarda bulunabilme acisindan ozellikli bir grup olan universite ogrencilerinde engellilik okuryazarligi ve iliskili faktorlerin degerlendirilmesi amaclandi. Gerec ve Yontem: Calisma, 2018-2019 egitim-ogretim doneminde Eskisehir Osmangazi Universitesinde ogrenim gormekte olan ogrencilerde gerceklestirilen kesitsel tipte bir arastirmadir. Gerekli etik ve idari izinler alindi. Calismanin orneklemi engellilik okuryazarlik orantisi %35, guven araligi %95 ve hata payi %5 ongorusu ile 2854 kisi olarak hesaplandi. Orneklem cok asamali tabakali ornekleme yontemi ile secildi. Universitenin saglik bilimleri ile iliskili olan (Tip, Dis, Saglik Bilimleri) ve saglik bilimleri ile iliskisi olmayan (Ilahiyat, Muhendislik ve Mimarlik) fakultelerinden ogrenci alindi. Calismada kullanilan anket form kisilerin sosyodemografik ozelliklerini, Engellilik Okuryazarlik Olcegi (EOYO), Engellilere Yonelik Damgalama Olcegi (EYDO) ve Engellilere Yonelik Iletisim Olcegi (EYIO)’ni icermekteydi. EOYO, arastirma ekibi tarafindan literature uygun olarak gelistirilmis olup Cronbach alfa degeri 0.615 idi. EOYO’nden alinan puanin ortalama deger ve uzerinde olmasi okuryazarlik icin yeterli kabul edildi. EYDO ve EYIO ise arastirma ekibi tarafindan Turkce’ye cevrilmis olup, Cronbach alfa degerleri sirasiyla 0.904 ve 0.918 idi. Elde edilen verilerin analizi SPSS(v15.0) paket programiyla degerlendirildi. Verilerin analizinde normal dagilim gostermemesi nedeniyle Mann-Whitney U, Kruskall Wallis, Sperman Korelasyon Analizi ve Cok Degiskenli Lojistik Regresyon Analizi kullanildi. Bulgular: Calisma grubunu olusturan 3040 katilimcinin %36.5(n=1109)’i Tip, %26.6(n=810)’si Muhendislik ve Mimarlik, %19.9(n=604)’u Saglik Bilimleri, %8.8(n=269)’i Dis Hekimligi ve %8.2(n=248)’si Ilahiyat Fakultesi ogrencisiydi. Ogrencilerin yas ortalamasi 20.9±2.1(17-35) olup, %54.3’u kadin, %45.7’si erkekti. Calismaya katilanlarin %21.5’i cevresinde engelli birey bulundugunu, %90.5’i engellilikle ilgili ders almadigini, %18.3’u hayatinin herhangi bir doneminde engellilikle ilgili sosyal sorumluluk projesinde yer aldigini ve %9.9’u engelli bireye bakmak durumunda kaldigini belirtti. EOYO’nden alinan puanlar 0-22 arasinda degismekte olup, ortalama 13.5±3.1 ve ortanca 14.0(0-22) olarak bulundu. Katilimcilarin %54.6(n=1661)’sinin engellilik okuryazarligi olceginden ortalamanin uzerinde puan aldigi saptandi. Engellilik okuryazarlik olceginden tip fakultesi ogrencileri diger dort fakulte ogrencilerinden, saglik bilimleri fakultesi ogrencileriyse ilahiyat ve muhendislik fakultesi ogrencilerinden daha yuksek puan aldi (p<0.001). Engellilik okuryazarlik puani, anne ve baba ogrenim duzeyi lise ve uzeri olanlarda, cekirdek aile tipinde yasayanlarda, engellilikle ilgili ders alanlarda ve hayatinin herhangi bir doneminde engellilik ile ilgili projelerde yer alanlarda puani daha yuksekti (p<0.05). Ogrencilerin EOYO ve EYDO’nden aldiklari puanlar arasinda negatif yonde zayif duzeyde (r=-0.091,p<0.001) ve EYIO’nden aldiklari puanlar arasindaysa pozitif yonde zayif duzeyde bir iliski (r=0.064,p<0.001) oldugu saptandi. Cok degiskenli lojistik regresyon analizinde engellilik okuryazarlik duzeyiyle iliskili degiskenler olarak anne ogrenim durumu (OR:%95GA;1.23:1.034-1.46), baba ogrenim durumu (1.29:1.08-1.56), iletisim olcegi toplam puani (1.01:1.00-1.02), engellilik ile ilgili ders alma durumu (1.37:1.06-1.77) olarak bulundu. Sonuc ve Oneriler: Ogrencilerin engellilik okuryazarligi orta duzeydeydi. Calisma grubunun engellilik okuryazarligi arttikca damgalamasinin azaldigi, iletisiminin arttigi saptandi. Universite ogrencilerine, engellilere yonelik okuryazarliklarinin arttirilmasi, saglikli iletisim kurabilmelerinin saglanmasi ve damgalamanin azaltilmasi icin egitim calismalari yapilmali, mufredata konuyla ilgili dersler eklenmeli ve sosyal sorumluluk projeleriyle farkindaligin arttirilmasina calisilmalidir. Anahtar Kelimeler: Engellilik, Okuryazarlik, Damgalama, Iletisim
Bu calismanin amaci saglikla iliskili alanlarda ogrenim goren universite ogrencilerinde enerji ic... more Bu calismanin amaci saglikla iliskili alanlarda ogrenim goren universite ogrencilerinde enerji icecegi tuketimi, algilanan stres ve uyku kalitesinin incelenmesidir. Calisma 2017-2018 akademik yilinda Tip, Dis Hekimligi ve Saglik Bilimleri Fakultelerinde ogrenim gormekte olan 2095 ogrencide gerceklestirilen kesitsel tipte bir arastirmadir. Calismanin verileri Algilanan Stres Olcegi ve Pittsburg Uyku Kalitesi indeksini de iceren bir anket form ile toplandi. ogrencilerin 1255’i(%59.9) enerji icecegi tukettigini bildirdi. Enerj icecegi tuketimi erkeklerde, 21 yasindan buyuklerde, sigara icenlerde, alkol ve kahve tuketimi olanlarda ve enerji iceceklerinin bagimlilik yapici etkisinin olmadigi dusunenlerde daha sikti. Enerji icecegi tuketenlerin %13.8’si enerji icecegi tuketirken saglik sikayeti yasadigini bildirirken; en sik bildirilen saglik sikayetleri carpinti, sik idrara cikma ve uykusuzluktu. Enerji icecegi tuketiminin universite ogrencilerinde oldukca sik oldugu goruldu. enerji icec...
Gunumuzde tum dunyada yaklasik 250 milyon uluslararasi, 763 milyon kendi ulkesinde yer degistiren... more Gunumuzde tum dunyada yaklasik 250 milyon uluslararasi, 763 milyon kendi ulkesinde yer degistiren gocmen bulunmaktadir. Turkiye’ye yapilan dis gocler en cok Suriye, Afganistan ve Irak’tan olmaktadir. Turkiye’deki Suriyeliler gecici koruma statusu altinda bulunurlar yani iltica basvurusu bulunmayan misafir statusundeki zorunlu goc magdurlaridir. Ekim 2017 itibariyle 3,22 milyon Suriyeli, gecici koruma kapsaminda ulkemizde bulunmaktadir. Suriye harici ulkelerden gelen multeci ve siginmacilarin sayisi ise Haziran 2017 itibariyle 315,643’tur. Goc eden gruplar goc ettikleri bolgelere daha onceden orada olmayan yeni saglik sorunlari tasiyabilirler. Goc edilen ulkenin alt yapisi kisa surede buyuk yeni bir grubun sorunlarini cozmeye yetmeyebilir. Ayrica goc eden grubun saglik guvencesinin olmamasi, dil engeli ve dusuk sosyoekonomik duzey bu kisilerin saglik hizmetlerinden yararlanamamasina yol acmaktadir. Gocmenlere oncelikle koruyucu saglik hizmetlerinin verilmesi cok onemlidir. Hizmet ver...
Bu çalışma, Tıp Fakültesi öğrencilerinin tıbbi malpraktis bilgi düzeylerinin saptanması, ilişkili... more Bu çalışma, Tıp Fakültesi öğrencilerinin tıbbi malpraktis bilgi düzeylerinin saptanması, ilişkili olduğu düşünülen bazı değişkenlerin incelenmesi ve tıbbi hatalara karşı tutumlarının değerlendirilmesi amacı ile yapılmıştır. Çalışma, bir Tıp Fakültesinde öğrenim görmekte olan öğrenciler üzerinde yapılan kesitsel tipte bir araştırmadır. Çalışma grubu 916 öğrenciden oluşmuştur. Malpraktis bilgi düzeyi literatürden faydalanılarak hazırlanan 25 bilgi sorusu ile, tıbbi hatalara karşı tutumları ise Tıbbi Hatalarda Tutum Ölçeği ile değerlendirilmiştir. Malpraktis bilgi düzeyi yeterliliği Roc analizi ile değerlendirildi. Analizler için Ki-kare testi, lojistik regresyon analizi ve Spearman korelasyon analizi kullanıldı. Öğrencilerin %51.9'u kadın, %48.1'i ise erkektir. Yaşları 18-40 arasında değişmekte olup, ortalama 20.91±2.11 yıl idi. Öğrencilerden %66.8'inin malpraktis bilgi düzeyi yeterliydi. Parçalanmış aileye sahip olmak, 19 yaş ve altında olmak ve baba öğrenim durumunun ilkokul altında olması malpraktis bilgi düzeyi yeterliliğini azaltan faktörler olarak saptandı. Malpraktis kavramını daha önceden duyanlarda (OR: 3.54), malpraktis hakkında daha önceden bilgi alanlarda (OR: 1.75) ve hekim hak ve sorumlulukları hakkında eğitim alanlarda (OR: 1.54) malpraktis bilgi düzeyi yeterliliğinin daha yüksek olduğu bulundu. Öğrencilerin malpraktis bilgi sorularından aldıkları puanlar ile Tıbbi Hatalarda Tutum Ölçeğinden aldıkları puanlar arasında pozitif yönde zayıf bir ilişki olduğu saptandı (r=0.288, p<0.001). Öğrencilerin çoğunun malpraktis bilgi düzeyi yeterliydi. Malpraktis bilgi düzeyi ile tıbbi hatalarda tutum düzeyi arasında pozitif yönde zayıf bir ilişki vardır.
The aim of this study was to analyze energy drink consumption, perceived stress and sleep quality... more The aim of this study was to analyze energy drink consumption, perceived stress and sleep quality among health science students. This cross-sectional study was conducted at the faculties of Medicine, Dentistry and Health Science in 2017-2018 with the participation of 2095 students.The data were gathered using a questionnaire as well as Perceived Stress Scale and Pittsburg Sleep Quality Index. Energy drinks were consumed by as many as 1255(%59.9) respondents. Energy drink consumption was more common among men, above 21 years, smokers, alcohol and coffee drinkers and believing that energy drinks are not addictive. In the 13.8% of the study group who consumed energy drink stated that they had experienced a health complaint while consuming energy drink and the most frequently reported health complaints were palpitations and the other complaints were frequent urination, insomnia. Energy drink consumption is prevalent among health science students. There was no significant difference between mean scores of the Perceived Stress Scale of the students who consumed and not consumed energy drinks in the study and the Pitssburg Sleep Quality Index. There is a need to raising awareness about energy drink's potential health effects.
Amaç: Çalışmanın amacı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Dönem VI öğrencile... more Amaç: Çalışmanın amacı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Dönem VI öğrencilerinin, Halk Sağlığı stajı içerisinde aldıkları teorik ve uygulamalı eğitimin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Çalışma, 2017-2018 eğitim öğretim yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Halk Sağlığı stajı yapan altıncı sınıf öğrencilerinde yürütülen bir araştırmadır. Çalışma iki aşamada gerçekleştirildi. Veri toplama amacıyla, Halk Sağlığı stajında yapılan uygulamaları içeren bir anket form hazırlandı. Çalışma grubunu, bir yıl boyunca Halk Sağlığı stajı alan öğrencilerin tümü (184) oluşturdu. Aynı anket form öğrencilere staj başında ve staj sonunda uygulandı. Staj başındaki ankette öğrencilerin eğitimlerin faydalı olup olmayacağına dair düşünceleri, staj sonundaki ankette ise eğitimleri aldıktan sonra, faydalı bulup bulmadıklarına dair düşünceleri değerlendirildi. Verilerin değerlendirilmesinde, bağımlı örneklerin karşılaştırmasında nicel verilerde Wilcoxon ve nitel verilerde Ki-kare testleri kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık değeri olarak p<0.05 kabul edildi. Bulgular: Öğrencilerin staj bitiminde eğitimlerin faydalı olma durumu ile ilgili verdikleri puan (53.4 ± 9.6), staj başlangıcındaki puana (51.5 ± 7.0) göre anlamlı düzeyde yüksekti (p = 0.002).
Today there are approximately 250 million international and 763 million national immigrants all o... more Today there are approximately 250 million international and 763 million national immigrants all over the world. Outward migrations to Turkey are mostly from Syria, Afghanistan and Iraq. The status of Syrians in Turkey is formed as temporary protection who do not have refugee request., The number of Syrians in our country is 3,22 million by the date of October 2017 and the number of refugees and asylum seekers from non-Syrian countries is 315,643 by the date of June 2017. Migrant groups carry their own health problems which do not exist before on the places they migrated. The substructure and potential of the migrated country may not be enough to solve the problems of immigrants. In addition, the lack health insurance, language disability and low socioeconomic level make these people unable to benefit from health care services. It is very important to provide preventive health services to migrants. The records of the population should be kept on regular basis, problems of population at risk should be identified. Immunization, maternal and child health should be considered. Environmental health must be improved, clean food and water must be provided, suitable environment of accommodation must be provided to prevent new diseases.
Tip fakultesi ogrencilerinin COVID-19 hastaligi ile ilgili bilgi duzeylerinin saptanmasi, iliskil... more Tip fakultesi ogrencilerinin COVID-19 hastaligi ile ilgili bilgi duzeylerinin saptanmasi, iliskili oldugu dusunulen bazi degiskenlerin incelenmesi ve COVID-19 hastaligi ile ilgili davranislarinin degerlendirilmesi amaclanmistir. 01.08.2020-30.10.2020 tarihleri arasinda Eskisehir Osmangazi Universitesi Tip Fakultesi ogrencileri uzerinde yapilan kesitsel tipte bir arastirmadir. 984 ogrenci calisma grubunu olusturdu. Yazarlar tarafindan hazirlanan 26 soru ile ogrencilerin COVID-19 hastaligi ile ilgili bilgileri, 15 soru ile davranislari degerlendirildi. Her dogru cevaba “1 puan” verildi, yanlis cevaplara puan verilmedi. Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis Analizi kullanilmistir. Calisma grubunda 501 (%50.9) kadin vardi. Yaslari 17-35 arasinda degismekteydi, ortalama 20.77±2.18 yil idi. Ogrencilerin COVID-19 hastaligi ile ilgili bilgi sorularindan aldiklari puanlar 5-25 arasinda degismekte olup ortalama 18.82±3.16 puan idi. Parcalanmis aile yapisina sahip olanlarda, dorduncu sinif ve uzerinde ogrenim gormekte olanlarda ve hastalik hakkinda bilgisinin yeterli oldugunu bildirenlerde COVID-19 hastaligi ile ilgili bilgi puanlarinin daha yuksek oldugu saptanmistir (her biri icin; p≤0.05). Bu calismada en cok dogru bilinen bilgi sorusu %97.4 ile “COVID-19 hastaliginin etkeni ile temas edenler 14 gun sure ile izolasyona alinir” iken en cok yanlis bilinen ise %64.8 ile “Tibbi olmayan kumas maskelerin koruyuculugu yoktur” bilgi sorusu idi. Ogrencilerin COVID-19 hastaligi ile ilgili davranis sorularindan aldiklari puanlar 0-15 arasinda degismekte olup ortalama 10.00±2.02 idi. Ogrencilerin COVID-19 hastaligi ile ilgili bilgileri iyi duzeydeydi, bilgi ve davranis duzeyleri arasinda pozitif yonde zayif bir iliski vardi. Bilgi duzeylerinin arttirilmasi icin yetkin saglik otoriteleri tarafindan daha etkili bilgilendirme calismalarinin yapilmasi yararli olabilir. Hastalik hakkinda bilgi ve davranis duzeyleri arasindaki iliskinin ortaya konabilmesi icin daha kapsamli calismalara ihtiyac vardir.
Turkish Journal of Pediatric Disease, Mar 25, 2020
Objective: The aim of this study was to evaluate the prevalence of energy drink consumption and i... more Objective: The aim of this study was to evaluate the prevalence of energy drink consumption and its effects on perceived stress and sleep quality among high school students. Material and Methods: In this cross-sectional study was conducted with 2806 students. The first part of specific survey investigated the sociodemographic characteristics and the energy drink consumption habits of students. The perceived stress scale and the Pittsburgh Sleep Quality Index (PSQI) were performed. Results: The mean age of students was calculated as 15.73 ± 1.16 years. It was revealed that prevalence of energy drink consumption was 70.8%. Male sex, being a member of divorced family, irregular sleep habits, and believing that energy drinks are unhealthy & addictive were found to be significant factors affecting the frequency of energy drink usage. The mean score of the students' Perceived Stress Scale was 28.95 ± 7.22 and the mean score of the PSQI was 6.56 ± 2.84. Perceived Stress Scale and PSQI scores of consumer students were higher than non-consumers. Conclusion: Energy drink consumption was found to be quite frequent in the study group. Consumption of energy drinks negatively affected the level of stress and sleep quality. Educational programs should be provided to students on the harmful effects of these beverages.
Öz Amaç: Çalışmada, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim görmekte olan öğre... more Öz Amaç: Çalışmada, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim görmekte olan öğrencilerin ve araştırma görevlisi hekimlerin, hekimlik mesleğine yönelik görüş ve tutumlarını belirlemek ve bazı faktörlerle ilişkisini ortaya koymak amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Çalışma Aralık 2017-Mayıs 2018 tarihleri arasında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenim görmekte olan 1066 öğrenci ve araştırma görevlisi hekimle yürütülen kesitsel tipte bir araştırmadır. Katılımcılara demografik özellikleri sorgulayan ve Hekimlik Mesleğine Yönelik Tutum Ölçeği'ni (HMTÖ) içeren bir anket form uygulandı. Elde edilen verilerin analizi SPSS (v15,0) istatistik paket programı ile Mann Whitney U ve Kruskal Wallis testleri kullanılarak yapıldı. Bulgular: Çalışmaya katılan 1066 kişinin yaşları 17-42 arasında değişmekte olup ortalama 22,56±3,79 yıl idi. Katılımcıların %50,80'i kadındı. Çalışma grubundakilerin HMTÖ'den aldıkları puanlar 25-120 arasında değişmekte olup ortanca 91 idi. Öğrencilerin yaşları 17-42 arasında değişmekte olup ortalama 21,15±2,34 yıl; HMTÖ'den aldıkları puanlar 25-120 arasında değişmekte olup ortanca 92 idi. Araştırma görevlisi hekimlerin yaşları 24-42 arasında değişmekte olup ortalama 28,63±2,74 yıl; HMTÖ'den aldıkları puanlar 37-120 arasında değişmekte olup ortanca 86 idi. HMTÖ'den alınan puanlar kadınlarda, hekimlik mesleğini ilk sırada tercih edenlerde, hekimlik mesleğini seçmiş olmaktan memnun olanlarda, araştırma görevlisi hekimlere göre hekim adayı öğrencilerde, bulunduğu bölümde çalışma yılı 2 yıldan fazla olan araştırma görevlisi hekimlerde daha yüksek, öğrencilerin kendi arasında ise 6. sınıfta daha düşük bulundu. Sonuç: Cinsiyet, mesleği tercih sırası, mesleği seçmekten dolayı duyulan memnuniyet, meslekte çalışmaya başlama durumu, çalışma yılı ve devam edilen sınıf hekimlik mesleğine yönelik tutumu etkileyen faktörler olarak bulundu.
The aim of the study was to investigate the perceived stress levels in university students and th... more The aim of the study was to investigate the perceived stress levels in university students and the relation with some sociodemographic characteristics. This cross-sectional study is performed 405 university students in 2018. In the study, a questionnaire consisting of questions about sociodemographic characteristics and perceived stress level. The mean age of the 405 participants was between 17 and 28 years and the mean±SD was 20.68±1.53 years. High perceived stress was detected in 12.8% of the university students. In the study group, it was found that perceived stress were higher in poor health status, in chronic disease, in type A personality, in poor sleep quality and patterns, in no hobbies, in poor perceived family and friends support. In conclusion, educational studies should be conducted to reduce the stress level in the groups where the perceived stress level is thought to be moderate and high. This context, psychological counseling and guidance services in universities might be made more effective and professional support should be provided to the students.
Today there are approximately 250 million international and 763 million national immigrants all o... more Today there are approximately 250 million international and 763 million national immigrants all over the world. Outward migrations to Turkey are mostly from Syria, Afghanistan and Iraq. The status of Syrians in Turkey is formed as temporary protection who do not have refugee request., The number of Syrians in our country is 3,22 million by the date of October 2017 and the number of refugees and asylum seekers from non-Syrian countries is 315,643 by the date of June 2017. Migrant groups carry their own health problems which do not exist before on the places they migrated. The substructure and potential of the migrated country may not be enough to solve the problems of immigrants. In addition, the lack health insurance, language disability and low socioeconomic level make these people unable to benefit from health care services. It is very important to provide preventive health services to migrants. The records of the population should be kept on regular basis, problems of population at risk should be identified. Immunization, maternal and child health should be considered. Environmental health must be improved, clean food and water must be provided, suitable environment of accommodation must be provided to prevent new diseases. Keywords: Migration, Migrant Health, Syrian, Refugee, Asylum Seeker
Uploads
Papers by Sevil Aydoğan
may not be enough to solve the problems of immigrants. In addition, the lack health insurance, language disability and low socioeconomic level make these people unable to benefit from health care services. It is very important to provide preventive health services to migrants. The records of the population should be kept on regular basis, problems of
population at risk should be identified. Immunization, maternal and child health should be considered. Environmental health must be improved, clean food and water must be provided, suitable environment of accommodation must be provided to prevent new diseases.
Keywords: Migration, Migrant Health, Syrian, Refugee, Asylum Seeker
may not be enough to solve the problems of immigrants. In addition, the lack health insurance, language disability and low socioeconomic level make these people unable to benefit from health care services. It is very important to provide preventive health services to migrants. The records of the population should be kept on regular basis, problems of
population at risk should be identified. Immunization, maternal and child health should be considered. Environmental health must be improved, clean food and water must be provided, suitable environment of accommodation must be provided to prevent new diseases.
Keywords: Migration, Migrant Health, Syrian, Refugee, Asylum Seeker