Papers by Serhat Altıntaş
Bu çalışmada, Osmanlı Tanzimat dönemi fikir akımlarından olan İslamcılık düşüncesi ele alınmıştır... more Bu çalışmada, Osmanlı Tanzimat dönemi fikir akımlarından olan İslamcılık düşüncesi ele alınmıştır. İslamcılığın ortaya çıktığı dönem, Avrupa ve Osmanlı perspektifinden ele alınarak dönemin gelişmelerinden bahsedilmiş ve İslamcılık başta olmak üzere diğer fikir akımlarının da ortaya çıkmasına neden olan tarihsel olaylar genel bir çerçeve içerisinde incelenmiştir. İslamcılığın tanımlarının neler olduğuna ve farklı grupların İslamcılığı nasıl yorumladığına değinilerek İslamcılığın ortaya çıkmasında ve yayılmasında etkili olan isimler farklı tarihsel dönemler içerisinde sınıflandırılarak çalışmaya dâhil edilmiştir. Çalışmanın sonunda İslamcılık kavramının yeniden yorumlandığı Post-İslamcılık kavramı işlenerek, günümüzde İslamcılığın nasıl algılandığından ve buna getirilen eleştirilerin neler olduğundan bahsedilmiştir.
Türkiye'de Popülizm (Kitap İncelemesi), 2021
Zafer Toprak, bu çalışmada incelenen Türkiye’de Popülizm 1908-1923 adlı kitabında, Ⅱ. Meşrutiyet’... more Zafer Toprak, bu çalışmada incelenen Türkiye’de Popülizm 1908-1923 adlı kitabında, Ⅱ. Meşrutiyet’in ilan edildiği yıl olan 1908’den başlayarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu yıl olan 1923’e kadar olan dönem içinde “popülizm” kavramını çok boyutlu olarak ele almaktadır. Popülizm kavramının ortaya çıkışını, gelişimini, başlangıcından bu yana geçirdiği dönüşümleri ayrıntılı olarak inceleyen Toprak, konuyu yalnızca Türkiye özelinde aktarmak yerine popülizme çok daha geniş bir perspektiften yaklaşmaktadır. Zafer Toprak kitabında, Rusya'da başlayan halka yönelme hareketinin Türkiye'yi nasıl etkilediğini ve bu hareketin Türk toplumunda nasıl bir karşılık bulduğunu ayrıntılı olarak incelemektedir.
Bu çalışmada İsmail Hakkı Tonguç'un hayatının belli başlı dönüm noktaları incelenerek Tonguç'un e... more Bu çalışmada İsmail Hakkı Tonguç'un hayatının belli başlı dönüm noktaları incelenerek Tonguç'un eğitim düşüncesinin hangi aşamalardan geçerek olgunlaştığı, öğretmen olarak görev aldığı kurumlar ve Türk Milli Eğitim'ine olan katkıları incelenmiştir. İsmail Hakkı Tonguç ve Eğitim başlığı özelinde, Tonguç2un iş ve meslek eğitimine yönelik düşünceleri üzerinde durulmuş ve bu bağlamda düşüncelerini hayata geçirme olanağı bulduğu Köy Enstitüleri ele alınmıştır. İsmail Hakkı Tonguç, fikir ve eylemleriyle kurduğu ve onun ismiyle bütünleşen enstitülerde yalnızca farklı bölgelerde öğretmen okulları açmakla kalmamıştır, o Türk halkını aydınlatma hareketinin önemli bir ismi olmuştur.

Tarih öğretiminin varoluş nedeni, yüzyıllar içerisinde yaşanan siyasi, sosyal, ekonomik ve kültür... more Tarih öğretiminin varoluş nedeni, yüzyıllar içerisinde yaşanan siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmeler doğrultusunda her dönem için yeniden tanımlanmıştır. Tarih öğretiminin neden gerekli olduğu sorusuna verilen cevaplar yüzyıllar içerisinde değişiklik gösterse de tarih eğitimi her dönem önemini korumuştur. Bu çalışma, dünyada tarih öğretiminin gelişimini Antik Yunan ve Roma, Ortaçağ, Rönesans ve Aydınlanma, 19. Yüzyıl ve 20. Yüzyıl olmak üzere, beş ayrı dönem içerisinde ele almayı ve incelenen dönemlerin tarih eğitim anlayışlarını modelleme sistemiyle ortaya koymayı
amaçlamaktadır. Belgesel tarama modelinin kullanıldığı bu araştırmada, çalışmaya konu olan veriler incelenen dönemlere ait eser, bilgi ve belgelere ulaşmak suretiyle elde edilmiştir. Verilerin analizinde aynı konu üzerinde yazılmış birden fazla kaynağa ulaşılmış ve böylece geçerli ve güvenilir bilgilerin araştırmaya kaynaklık etmesi sağlanmıştır. Araştırma bulgularına göre; Antik Yunan ve Roma dönemi tarih eğitim anlayışı, şiirsel bir dilin kullanıldığı, sözlü anlatım geleneğinin hâkim olduğu bir yapı üzerine inşa edilirken, Ortaçağ döneminde tarih eğitimi, didaktik bir dil kullanılarak Hristiyan öğretilerinin aktarıldığı bir araç olarak kabul görmüştür. Rönesans ve Aydınlanma dönemi tarih eğitimi ise Hümanizm ve Romantizm akımlarının etkisinde şekillenmiştir. 19. Yüzyıl tarih öğretimi,
pozitivizm etkisinde devletin hizmetinde olan bir eğitim aracına dönüşürken, 20. Yüzyıl ile birlikte modern anlamda tarih eğitim anlayışının başladığı, tarih öğretimiyle tarihsel sorgulama, yöntem ve süreçlerinin kazandırılmasının hedeflendiği yeni bir döneme girilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgulara dayanarak çalışmanın sonunda, tarih öğretiminin incelenen dönemlere göre değişimini anlatan bir modelleme sistemi geliştirilmiş ve görsel olarak çalışmaya dâhil edilmiştir.

Atatürk liderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim felsefesinin temeli bilim ve akıldır.... more Atatürk liderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim felsefesinin temeli bilim ve akıldır. Atatürk, yeni Türk insanının yetişmesini eğitim sisteminin bir görevi olarak görmüştür. Atatürk’ün ölümünden kısa bir süre sonra Maarif Vekilliği görevine getirilen Hasan Ali Yücel, Cumhuriyet tarihi boyunca görev yapmış milli eğitim bakanları arasında en uzun süre bu görevi yapan ve Cumhuriyet Eğitim tarihine damgasını vuran Türk aydınıdır. Bu çalışmada, Hasan Ali Yücel’in aile ve eğitim hayatı, Milli Eğitim Bakanı olmadan hangi görevlerde bulunduğu, Milli Eğitim Bakanı olarak görev aldığı yıllarda Türk milli eğitimine ve kültür hayatına katkıları ile Hümanizm anlayışı ele alınmıştır. Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Bakanı olarak göreve başladığı yıllar, ülkenin ekonomik olarak sıkıntılar yaşadığı, yoğun dış siyasal gelişmelerin görüldüğü, zorlu bir dönemdir. Tüm zorluklara rağmen Hasan Ali Yücel, fikir ve eylemleriyle hayatını eğitime adamış, Atatürk devrimlerinin yaşamasını sağlamak için ömrü boyunca çabalamış ve Anadolu’nun çehresini değiştirmiş önemli bir Türk eğitimcisidir. Anadolu’nun çehresini değiştirmek için Türk eğitim tarihinin en özgün atılımlarından birisi olan Köy Enstitülerine imzasını atmış ve eğitim yoluyla Türkiye’yi kırsal kesimde kucaklamayı amaçlamıştır. Hasan Ali Yücel, yalnızca bir öğretmen ve devlet adamı olmamıştır, o şair, edebiyatçı, çevirmen, gazeteci, bestekâr, felsefeci gibi birçok farklı kimliği bünyesinde barındırmış ve el attığı her alanın hakkını veren, Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük ve nadir bir aydını olarak tarihe geçmiştir.

Bu çalışma yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı Devleti’nden aldığı ekonomik mirasla birl... more Bu çalışma yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı Devleti’nden aldığı ekonomik mirasla birlikte sanayileşme, hızlı kalkınma ve ekonomik bağımsızlık hedeflerine ulaşmak amacıyla Cumhuriyet Halk Partisi vasıtasıyla izlemiş olduğu iktisadi adımları incelemektedir. 1923- 1931 döneminde kıt kaynaklarla yarı bağımlı olan ekonominin kendi ayakları üzerinde durması için önemli girişimler gerçekleştirilmesine rağmen özel girişimci sınıfının kendisinden beklenileni verememesi ve sanayileşmenin kalkınma için yeterli düzeyde olmaması üzerine istenilen hedeflere ulaşılamamıştır. 1932-1939 yılları arasında ekonomik zorlukların üstesinden gelip, ekonomik bağımsızlığa ulaşmak için devletçilik uygulamaları esas alınmıştır. Devletçilik, ideolojik veya teorik bir yaklaşımla değil günün koşullarında gerekli görüldüğü için, faydacı bir yaklaşımla uygulanmıştır. 1932-1939 dönemi, kendisini tamamlayan diğer iktisat politikası unsurlarıyla birlikte bir sanayileşme çabası olarak yorumlanabilir ve dönemin iktisadi bilançosu olumlu olarak değerlendirilebilir. 1932-1939 yıllarının uygulamasına dayanan devletçilik, 1939’dan sonra resmi iktisat politikası olmaktan çıkmıştır. 1940-1950 yılları ile birlikte döneme savaş ekonomisi koşulları hâkim olduğu için devletçilikten fiilen uzaklaşılmış, 1946 ve sonrasında devletçiliğin tasfiyesinin başladığı bir döneme geçiş gerçekleşmiştir. Bu çalışma esas itibariyle 1929-1939 dönemine odaklanmaktadır. 1929-1939 yıllarının öncesi ve sonrası, incelenen dönemin daha iyi anlaşılabilmesi açısından önemlidir.

Turkish Studies-Educational Sciences, 2021
In Turkey, the media literacy course is mostly taught by Turkish and Social Studies teachers. In ... more In Turkey, the media literacy course is mostly taught by Turkish and Social Studies teachers. In this respect, it is quite important that the social studies teachers themselves possess critical thinking disposition and have acquired media literacy skills. Within the scope of this research, the primary aims were to determine the critical thinking dispositions and media literacy levels of social studies teacher candidates in terms of certain variables, such as their grade levels and genders, and to investigate whether the critical thinking disposition is a significant predictor of media literacy. As demonstrated in detail in the literature review section of this paper, there is a scarcity of studies in both international and national literature which examine the correlation between these two competences. In that respect, we can confidently claim that our findings from this study carry significance for those who are interested in the subject. Carried out with the correlation survey model, our descriptive study was conducted with 802 students studying at 6 state universities in Bursa and its vicinity by using easily accessible situation sampling, which is one of the goaloriented sampling methods. The research was conducted with the decision number 4 taken by Bursa Uludağ University Publication and Ethics Committees in the session dated 31.05.2019, and during the data collection process, we utilized the California Critical Thinking Disposition Inventory (CCTDI) and the Media Literacy Scale developed by the European Commission (2011). Within the context of our research topic, parametric analysis techniques, descriptive statistical methods (number, percentage, mean, standard deviation), independent sample test, one-way analysis of variance (ANOVA), Levene F test, Scheffe multiple comparison tests, and Pearson correlation analysis were applied. Results of the study demonstrated that the critical thinking disposition of social studies teacher candidates was low and their media use skills were at the basic level; and the correlation between their critical thinking dispositions and media literacy skills was * This article is extracted from the first author's master's thesis prepared under the supervision of the second author.
Uploads
Papers by Serhat Altıntaş
amaçlamaktadır. Belgesel tarama modelinin kullanıldığı bu araştırmada, çalışmaya konu olan veriler incelenen dönemlere ait eser, bilgi ve belgelere ulaşmak suretiyle elde edilmiştir. Verilerin analizinde aynı konu üzerinde yazılmış birden fazla kaynağa ulaşılmış ve böylece geçerli ve güvenilir bilgilerin araştırmaya kaynaklık etmesi sağlanmıştır. Araştırma bulgularına göre; Antik Yunan ve Roma dönemi tarih eğitim anlayışı, şiirsel bir dilin kullanıldığı, sözlü anlatım geleneğinin hâkim olduğu bir yapı üzerine inşa edilirken, Ortaçağ döneminde tarih eğitimi, didaktik bir dil kullanılarak Hristiyan öğretilerinin aktarıldığı bir araç olarak kabul görmüştür. Rönesans ve Aydınlanma dönemi tarih eğitimi ise Hümanizm ve Romantizm akımlarının etkisinde şekillenmiştir. 19. Yüzyıl tarih öğretimi,
pozitivizm etkisinde devletin hizmetinde olan bir eğitim aracına dönüşürken, 20. Yüzyıl ile birlikte modern anlamda tarih eğitim anlayışının başladığı, tarih öğretimiyle tarihsel sorgulama, yöntem ve süreçlerinin kazandırılmasının hedeflendiği yeni bir döneme girilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgulara dayanarak çalışmanın sonunda, tarih öğretiminin incelenen dönemlere göre değişimini anlatan bir modelleme sistemi geliştirilmiş ve görsel olarak çalışmaya dâhil edilmiştir.
amaçlamaktadır. Belgesel tarama modelinin kullanıldığı bu araştırmada, çalışmaya konu olan veriler incelenen dönemlere ait eser, bilgi ve belgelere ulaşmak suretiyle elde edilmiştir. Verilerin analizinde aynı konu üzerinde yazılmış birden fazla kaynağa ulaşılmış ve böylece geçerli ve güvenilir bilgilerin araştırmaya kaynaklık etmesi sağlanmıştır. Araştırma bulgularına göre; Antik Yunan ve Roma dönemi tarih eğitim anlayışı, şiirsel bir dilin kullanıldığı, sözlü anlatım geleneğinin hâkim olduğu bir yapı üzerine inşa edilirken, Ortaçağ döneminde tarih eğitimi, didaktik bir dil kullanılarak Hristiyan öğretilerinin aktarıldığı bir araç olarak kabul görmüştür. Rönesans ve Aydınlanma dönemi tarih eğitimi ise Hümanizm ve Romantizm akımlarının etkisinde şekillenmiştir. 19. Yüzyıl tarih öğretimi,
pozitivizm etkisinde devletin hizmetinde olan bir eğitim aracına dönüşürken, 20. Yüzyıl ile birlikte modern anlamda tarih eğitim anlayışının başladığı, tarih öğretimiyle tarihsel sorgulama, yöntem ve süreçlerinin kazandırılmasının hedeflendiği yeni bir döneme girilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgulara dayanarak çalışmanın sonunda, tarih öğretiminin incelenen dönemlere göre değişimini anlatan bir modelleme sistemi geliştirilmiş ve görsel olarak çalışmaya dâhil edilmiştir.