Edebiyat by Dr. Alkım Saygın
Asyalı ve Afrikalı aydınlar, Batı medeniyetini tanıyıp oryantalizmin aptallık hipnozuna son verme... more Asyalı ve Afrikalı aydınlar, Batı medeniyetini tanıyıp oryantalizmin aptallık hipnozuna son vermedikçe, emperyalizme karşı etkin bir mücâdele veremezler.

19 Şubat 1923 günü Profesör Felix Krownunber, biraz temiz hava almak ve düşüncelerini toparlamak ... more 19 Şubat 1923 günü Profesör Felix Krownunber, biraz temiz hava almak ve düşüncelerini toparlamak için Invaliden Caddesi numara yedideki dairesinden çıkıp Kastanien Bulvarı'na doğru yöneldi. Dışarıda iliklerine kadar işleyen soğuk, Petersburg'daki günlerini anımsattı. Paltosuna sıkıca sarındı. Krownunber, bu soğuklara aslında alışkındı ve her şeye rağmen yeniden Berlin'de olmak, onun için târif olunmaz bir mutluluktu. Fakat kafası, sorularla doluydu. Berlin'in puslu havası ve hüzün kokan dokusu, bu şehri onun gözünde vazgeçilmez kılıyordu. Kastanien Bulvarı'nın ise apayrı bir yeri vardı. İlk gençlik yıllarının engel tanımaz coşkusunun devrimci ruhuna karıştığı o günlerde, Kastanien Bulvarı'nın kaldırım taşlarından başkaldırının ve isyânın kokusu savrulurdu. Bu bulvar, Berlin Proleter Öğrenci Cephesi (BPÖC) üyelerinin toplanma ve direniş noktasıydı. Henüz on beş-on altı yaşlarında genç Krownunber, bu bulvar üzerinde çok hırpalanmıştı. Ancak, o ve arkadaşları hırpalandıkça bulvar, isyânın ve direnişin simgesi hâline gelmişti. ...

Yeni evime taşınalı, bir hafta kadar olmuştu. Kirâsı uygun, içi bakımlı, balkonu güzel bir ev. Kü... more Yeni evime taşınalı, bir hafta kadar olmuştu. Kirâsı uygun, içi bakımlı, balkonu güzel bir ev. Kütüphânemi yerleştirmek, mutfağa çeki düzen vermek derken, epeyce de yorulmuştum. Fakat ertesi gün, tüm bunların acısını çıkartırcasına balkonuma kurulmayı ve keyif yapmayı düşünüyor, kendimi buna hazırlıyordum. Oysa işler, hiç de öyle gelişmedi. Saat 09.15 sularında, uyur uykumdan sıçrayarak uyandım. Perdeyi açıp baktım; sokağın girişinde kakavan bir mugannî, bayağı seçim sloganlarını sıralayıp duruyor. Kâbus gibiydi! Kendimi, bir sinir törpüsünde hissettim. Neyse ki, çok sürmeden gitti. Ben de mutfağa gidip kahve hazırladım, elimde kupamla birlikte balkona doğru yöneldim. Karşı apartmanda, müstakbel komşularımdan biri, bağıra çağıra etrâfına öfkeler saçıyor; yanındaki hanıma küfürler savuruyordu. Adamı bir görecek olsanız; insanın midesini dümdüz edecek el kol hareketlerini fütursuzca savuruyordu ve bir kaşık su bulsa, yanındaki hanımı boğacak gibiydi.
Taşradan gelip de büyük bir şehrin sunduğu imkânları görüp hayrete düşmeyen yoktur sanırım. Okuma... more Taşradan gelip de büyük bir şehrin sunduğu imkânları görüp hayrete düşmeyen yoktur sanırım. Okumak için geldiğim Ankara'da, özellikle de kültür ve sanat faaliyetleriyle gençlere sunulan imkânlar karşısında çok şaşırmıştım. Hele bir de müziğe ilgi duyuyorsanız... Trabzon'da; Doğu Karadeniz Bölgesi'nin incisi bu kentte, tek bir stüdyo vardı ve saat ücreti de epeyce yüklüydü. Gerçi, uzun zamandır Trabzon'a gidemedim ve şimdiki durumun ne olduğunu bilmiyorum. Ankara'da ise çok sayıda stüdyo var ve Ankaralı müzisyenler de tıpkı diğer büyük kentlerdeki müzisyenler gibi çok şanslı.
Vakur bir Mart günüydü. Dışarıda, dünden kalma yarım bir güneş; karakolun bahçesinde ise derin bi... more Vakur bir Mart günüydü. Dışarıda, dünden kalma yarım bir güneş; karakolun bahçesinde ise derin bir gül kokusu vardı. Saat 15.30 sularında, devriye araçlarından biri, karakoldan içeri girdi; yanlarında, Filistinli iki mülteci vardı. Kimlik bilgilerini açıklamam hem etik, hem de hukukî bakımdan doğru olmayacağı için ben onlara, Ahmet ve Mehmet diyeceğim. Bu iki mülteci, altı ay kadar önce, İstanbul'a kaçak giriş yapmış ve Lâleli'de bir otelde, soydaşlarıyla birlikte bir ay geçirmişler. Sonra, Edirne üzerinden Yunanistan'a geçmek için bir transit şoförüyle anlaşmışlar; fakat, İzmir'de buluvermişler kendilerini. Bir süre Yağhâneler'de kalıp takı satarak para biriktirdikten sonra, yine Yunanistan'a kaçak giriş yapmaya hazırlandıkları sırada, bizim ekiplere yakalanmışlar.

Hacettepe Felsefe'yi kazandığımı öğrendiğimde, sevinçten havalara uçmuştum. Ancak, aradan kısa bi... more Hacettepe Felsefe'yi kazandığımı öğrendiğimde, sevinçten havalara uçmuştum. Ancak, aradan kısa bir süre geçtikten sonra, içimi korkuyla karışık bir endişe kaplamıştı. İlk defâ ailemden bu kadar uzağa gidecek; havasını, suyunu, insanlarını bilmediğim bu kentte bir başıma kalacaktım. Ailem benim, ilk önce yurda yerleşmemi ve birkaç arkadaş bularak birlikte eve çıkmamızı istiyordu. Belki böylesi hem ekonomik, hem de insânî nedenlerle pek mâkûl olacaktı. Fakat, buna ben yanaşmadım; bilinmezliklerle dolu bu kentte tüm zorlukların üstesinden kendi başıma gelmeyi öğrenmek istedim. Ankara'ya, 2001 yılının Eylül başlarında babamla birlikte geldim ve o zamanki PTT Misâfirhânesi'nde kaldık. Bir hafta sonra, Eryaman 3. Etap'ta 1+1'lerden bir tâne kirâlamış ve yerleşmiştim de. Sonra babam, Trabzon'a dönmüştü; bense, yeni hayâtıma alışmaya çalışıyordum. İlk olarak görmek istediğim yer Anıtkabir'di, orayı Ankara'ya gelişimin ikinci günü babamla birlikte ziyâret etmiştik. Sonra da Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni görmek istiyordum, babam döndükten sonra orayı ziyâret etmeye gittim.
Türk edebiyâtı ve düşünce dünyâsında Hâlide Edip Adıvar'ın çok önemli bir yeri var. 80 yıllık hay... more Türk edebiyâtı ve düşünce dünyâsında Hâlide Edip Adıvar'ın çok önemli bir yeri var. 80 yıllık hayâtı boyunca edebiyâtımıza birbirinden güzel eserler kazandıran Hâlide Edip Adıvar, Doğu-Batı sorunu çerçevesinde geliştirdiği sentez söylemiyle düşünce dünyâmızda da önemli izler bıraktı. 1922 yılında yazdığı ve Millî Mücâdele'yi anlatan ilk roman olan Ateşten Gömlek'te Türk milletinin emperyalizme direnişini gerçekçi şekilde resmetti. 1928'de yayınladığı Türk'ün Ateşle İmtihânı'yla o yıllarda yaşananlara kendi penceresinden ışık tuttu. 1932'de yayınladığı Sinekli Bakkal'da Batı taklitçiliğine karşı çıktı, Doğu-Batı sentezi temelinde önemli görüşler ortaya koydu. Vurun Kahpeye, Mor Salkımlı Ev, Dağa Çıkan Kurt ve daha birçok eseriyle edebî şahsiyetinin yanı sıra fikirleri, söylemleri ve tanıklıklarıyla da Türk düşüncesinde önemli izler bıraktı.
Uploads
Edebiyat by Dr. Alkım Saygın