Papers by FATİH VOLKAN AYYILDIZ

DergiPark (Istanbul University), Jun 24, 2023
Öz: Bu çalışmanın amacı BRICS ülkelerinde 2000-2018 döneminde üretken kapasiteler bileşenleri-ikt... more Öz: Bu çalışmanın amacı BRICS ülkelerinde 2000-2018 döneminde üretken kapasiteler bileşenleri-iktisadi büyüme ilişkisini panel kantil regresyon analiziyle ölçmektir. Öncelikle panel kantil regresyon analizinin gerçekleştirilebilmesi için korelasyon testi, çoklu doğrusal bağlantı testi, normallik sınamaları ve Hausman testi uygulanmıştır. Değişkenlere ait farklı kantil bantlarında (10th-90th) uygulanan modellerde otokorelasyon ve değişen varyans sorunlarının olup olmadığının tespiti için otokorelasyon ve değişen varyans testleri uygulanmıştır. Modelde otokorelasyon ve değişen varyans sorunlarının olduğu tespit edilmiş, bu yüzden model 50th kantil aralığında ve %5 anlamlılık seviyesinde dirençli hatalarla tahmin edilmiştir. Modelin dirençli standart hatalarla %5 anlamlılık düzeyinde tahmin edilmesi sonucunda BRICS ülkelerinde 2000-2018 döneminde üretken kapasiteler endeksi bileşenlerinin iktisadi büyümeye etkileri şu şeklidedir; doğal sermayedeki %1'lik artışın iktisadi büyümeyi %0.06 oranında azalttığı; enerjideki %1'lik artışın iktisadi büyümeyi %0.13 oranında artırdığı; ulaşımdaki %1'lik bir artışın iktisadi büyümeyi %0.05 oranında artırdığı, bilgi ve iletişim teknolojisindeki %1'lik artışın iktisadi büyümeyi %0.12 oranında artırdığı, kurumlardaki %1'lik artışın iktisadi büyümeyi %0.07 oranında artırdığı, özel sektördeki %1'lik artışın iktisadi büyümeyi %0.02 oranında artırdığı; yapısal değişimdeki %1'lik artışın ise iktisadi büyümeyi %0.03 oranında azalttığı bulgularına ulaşılmıştır.
Üçüncü sektör sosyal ekonomi dergisi, Dec 31, 2022

International Conference on Eurasian Economies 2023
The economic freedom index measures whether the factors that enable the realization of economic a... more The economic freedom index measures whether the factors that enable the realization of economic activities prevent or help the realization of these activities. In the literature, there is a dominant view that countries that are less exposed to restrictions in economic activities will have higher economic growth tendencies. Despite this, discussions about the direction of the relationship between economic freedoms and economic growth variables continue. In this study, it is aimed to measure whether there is a relationship between economic freedoms and growth in the sample of countries in the period of 1995-2021 and to measure the direction of a possible causality between the variables. In the study, data on economic growth were obtained from UNCTAD (United Nations Conference on Trade and Development), and data on economic freedoms were obtained from the Heritage Foundation website. For the purpose, cross-section dependency test, unit root tests, homogeneity test, panel cointegration ...

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2023
Bu çalışmanın amacı BRICS ülkelerinde 2000-2018 döneminde üretken kapasiteler bileşenleri-iktisad... more Bu çalışmanın amacı BRICS ülkelerinde 2000-2018 döneminde üretken kapasiteler bileşenleri-iktisadi büyüme ilişkisini panel kantil regresyon analiziyle ölçmektir. Öncelikle panel kantil regresyon analizinin gerçekleştirilebilmesi için korelasyon testi, çoklu doğrusal bağlantı testi, normallik sınamaları ve Hausman testi uygulanmıştır. Değişkenlere ait farklı kantil bantlarında (10th-90th) uygulanan modellerde otokorelasyon ve değişen varyans sorunlarının olup olmadığının tespiti için otokorelasyon ve değişen varyans testleri uygulanmıştır. Modelde otokorelasyon ve değişen varyans sorunlarının olduğu tespit edilmiş, bu yüzden model 50th kantil aralığında ve %5 anlamlılık seviyesinde dirençli hatalarla tahmin edilmiştir. Modelin dirençli standart hatalarla %5 anlamlılık düzeyinde tahmin edilmesi sonucunda BRICS ülkelerinde 2000-2018 döneminde üretken kapasiteler endeksi bileşenlerinin iktisadi büyümeye etkileri şu şeklidedir; doğal sermayedeki %1'lik artışın iktisadi büyümeyi %0.06 oranında azalttığı; enerjideki %1'lik artışın iktisadi büyümeyi %0.13 oranında artırdığı; ulaşımdaki %1'lik bir artışın iktisadi büyümeyi %0.05 oranında artırdığı, bilgi ve iletişim teknolojisindeki %1'lik artışın iktisadi büyümeyi %0.12 oranında artırdığı, kurumlardaki %1'lik artışın iktisadi büyümeyi %0.07 oranında artırdığı, özel sektördeki %1'lik artışın iktisadi büyümeyi %0.02 oranında artırdığı; yapısal değişimdeki %1'lik artışın ise iktisadi büyümeyi %0.03 oranında azalttığı bulgularına ulaşılmıştır.
Abstract: The aim of this study is to measure the productive capacities components-economic growth relationship in the BRICS countries in the period of 2000-2018 with panel quantile regression analysis. First of all, correlation test, multicollinearity test, normality tests and Hausman test were applied to perform panel quantile regression analysis. Autocorrelation tests and varying variance tests were applied to determine whether there were autocorrelation and varying variance problems in the models applied in different quantile bands (10th-90th) of the variables. It was determined that there were problems of autocorrelation and varying variance in the model and therefore the model was estimated with robust standart errors in the 50th quantile range and at the 5% significance level. As a result of estimating the model at 5% significance level with robust standard errors, the effects of productive capacities index components on economic growth in the BRICS countries in the 2000-2018 period are as follows; a 1% increase in natural capital reduces economic growth by 0.06%; 1% increase in energy increases economic growth by 0.13%; a 1% increase in transportation increases economic growth by 0.05%, a 1% increase in information and communication technology increases economic growth by 0.12%, a 1% increase in institutions increases economic growth by 0.07%, and a 1% increase in the private sector. increased economic growth by about 0.02%; It has been found that 1% increase in structural change reduces economic growth by 0.03%.
Keywords: Panel Quantile Regression Analysis, Economic Growth, Productive Capacities Index Components, BRICS Countries

Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi Dergisi, 2023
Öz 1980'li yıllardan sonra ülkelerin zengin doğal kaynaklara sahip olmalarının ekonomik büyüme üz... more Öz 1980'li yıllardan sonra ülkelerin zengin doğal kaynaklara sahip olmalarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi ve bu etkinin altında yatan mekanizma hakkında çok az fikir birliği olduğu görülmektedir. Bu kapsamda doğal kaynakların potansiyel etki yolunu ekonomik büyümeye yönlendirmek için literatürde çok sayıda kuramsal ilişki tartışılmaktadır. Dikkat çekici sonuçlardan birisi, kaynak zengini ülkelerin kaynak fakiri ülkelere göre daha yavaş ekonomik büyüme oranlarına sahip olmasıdır. Bu bağlamda bu araştırmanın amacı, kaynak laneti ve çevresel ekonomik büyüme modeli temelinde Amerika Birleşik Devletleri'nin 1990-2020 dönemindeki doğal kaynak bileşenleri ile büyüme arasındaki kısa ve uzun vadeli bağlantılarının incelenmesidir. Eşbütünleşme metodolojisi uzun vadeli katsayı bulguları, GSYH ile sermaye, iş gücü, ormanlık alanlar, yenilenemeyen kaynaklardan elektrik üretimi, ekilebilir ve tarımsal alanlar değişkenlerinin pozitif yönlü; okullaşma, doğal kaynak rantları ve ekili alanlar değişkenlerinin ise negatif yönlü olduğunu göstermektedir. Kısa vadeli katsayı bulguları, GSYH ile sermaye, iş gücü, yenilenemeyen kaynaklardan elektrik üretimi ve tarımsal alanlar değişkenlerinin pozitif yönlü; okullaşma, doğal kaynak rantları ve ekili alanlar değişkenlerinin ise negatif yönlü olduğuna işaret etmektedir. Bununla birlikte uzun ve kısa vadeli bulgular, doğal kaynak rantlarının ekonomik büyümeyi kısıtlayarak kaynak laneti hipotezinin doğrulandığını açıklamaktadır. Aynı zamanda sermaye birikimi ve iş gücü, ekonomik performansı desteklemektedir.

Erciyes akademi, Mar 29, 2023
Sanayi Devrimi sonrasında dünya çapında artan hammadde ihtiyacı yansımasını birincil enerji tüket... more Sanayi Devrimi sonrasında dünya çapında artan hammadde ihtiyacı yansımasını birincil enerji tüketimi boyutuyla göstermiştir. Bu durum birincil enerji tüketimin iktisadi faaliyetlerde önemli bir belirleyici olmasını sağlamıştır. Dolayısıyla, ülkelerin temel ortak hedeflerinden biri olan sürdürülebilir iktisadi büyüme ve kalkınmayı sağlamada iktisadi büyüme-birincil enerji tüketimi ilişkisinin sorgulanması ayrı bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı küresel sermayenin 2021 yılı itibariyle %30,7'sine sahip olan G-7 ülkeleri örnekleminde 1990-2021 döneminde birincil enerji tüketiminin iktisadi büyümeye etkisini ölçmektir. Amaç doğrultusunda panel kantil regresyon analizi yapılmıştır. Çalışmanın analiz kısmında sırasıyla Spearman sıralama korelasyon testi, Shapiro-Wilk W, Skewness/Kurtosis ve Jarque-Bera normallik sınamaları ve Hausman testi yapılmıştır. 10th-90th farklı kantil aralığında hesaplanan panel kantil regresyon modelleri arasında otokorelasyon ve değişen varyans sorunlarının olup olmadığına dair Durbin-Watson / Baltagi-Wu otokorelasyon testleri ve Breusch-Pagan / Cook-Weisberg değişen varyans testleri yapılmıştır. Farklı kantil modelleri arasında değişen varyans ve otokorelasyon sorunlarının olmasından ötürü bu sorunların çözümü için model robust (dirençli) standart hatalarla 50th kantil düzeyinde tahmin edilmiştir. Modelin panel kantil regresyon yaklaşımıyla robust (dirençli) standart hatalarla tahmini sonucunda %5 anlamlılık düzeyinde G-7 ülkelerinde 1990-2021 döneminde birincil enerji tüketiminde meydana gelen %1'lik bir artışın iktisadi büyümeyi yaklaşık olarak %2,29 oranında artırdığı bulgusuna ulaşılmıştır.

Springer eBooks, 2022
Climate change creates large-scale environmental, social, political, and economic changes. This c... more Climate change creates large-scale environmental, social, political, and economic changes. This chapter reviews problems associated to climate change within the frame of the Schumpeterian growth model for the US, Germany, Russia, China, India, Japan, and South Korea (sample for the 2002–2018 period). Co-integration results reflect a long-term balance relationship between CO2 emissions, GDP, fixed capital investments, government expenditure, genuine savings, entrepreneurship, R&D, and patent applications. We conclude that GDP, fixed capital investments, and innovations increase emissions, while government expenditure and genuine savings decrease emissions. Causality results confirm the feedback hypothesis between CO2 and growth, fixed capital investments, government expenditure, genuine savings, and patent applications. Moreover, a one-way causality relationship from R&D and entrepreneurial activities to CO2 emissions is observed.

DergiPark (Istanbul University), Apr 30, 2019
Araştırmanın amacı, uluslararası ticaretin çevre kirliliği üzerindeki etkisini kirlilik sığınağı ... more Araştırmanın amacı, uluslararası ticaretin çevre kirliliği üzerindeki etkisini kirlilik sığınağı ve kirlenme hale hipotezleri kapsamında Türkiye örneğinde 1990-2015 dönemi içerisinde incelemektir. Amaç bağlamında sera gazı salınımları, doğrudan yabancı yatırımlar, imalat sanayisinde katma değer ve uluslararası ticarete ilişkin üç farklı parametre kullanılmıştır. Temel bulgular: (1) Eşbütünleşme sonuçları, değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişkinin varlığının; değişkenlerin çoğunlukla sera gazı salınımlarını artırdığının (2) Hata Düzeltme Modeli sonuçları, 1 birimlik sapmanın yaklaşık %12'sinin bir sonraki dönemde düzelerek kısa dönem dengesizliklerinin ortadan kalktığının kanıtlarını sunmuştur. Sonuçlar, Türkiye'nin açık piyasa yapısına bağlı olarak ticaretin kirliliği genel anlamda artırdığını ve kirlilik sığınağı hipotezinin kanıtlarının güçlü olduğunu göstermiştir.

MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, Apr 24, 2020
Öz Gelişmekte olan ülkelerin sosyo-ekonomik açıdan ilerleyebilmesi ve gelişmiş ülkeler seviyesine... more Öz Gelişmekte olan ülkelerin sosyo-ekonomik açıdan ilerleyebilmesi ve gelişmiş ülkeler seviyesine çıkabilmeleri için üretim seviyelerini arttırarak ekonomik büyümeyi sağlamaları gerekmektedir. Ekonomik büyümenin sağlanması sürecinde de ekonomik karar vericilerin yatırımları doğru alanlara kanalize etmesi gerekmektedir. Çin, Hindistan, Brezilya, Meksika, Endonezya, Rusya ve Türkiye, gelişme hızının yüksek olduğu ülkeler olarak E7 (emerging) ülkeleri olarak adlandırılmaktadır. Ekonomistler, E7 ülkelerinin sahip oldukları kaynakları doğru alanlara yönlendirmeleri durumunda yüksek bir gelişme hızı yakalayacaklarını ve ilerleyen yıllarda da dünya ekonomisinde üst sıralara yükseleceklerini ileri sürmektedirler. Bu süreçte, E7 ülkelerinin doğru alanlara yatırım yapabilmesi için ekonomideki "kilit sektörleri" doğru tespit edebilmesi ve bu sektörlere yatırım yapması büyük önem arz etmektedir. Kilit sektörler sahip oldukları yüksek ileri ve geri yönlü bağlantı etkileriyle ekonomideki diğer endüstrilerin ve sektörlerin de gelişme hızını olumlu yönde etkileyen sektörlerdir. Bu çalışmada E7 ülkelerinin toplam ileri ve geri yönlü bağlantı etkileriyle bu ülkelerin kilit sektörleri 2014 yılı WİOD verileri aracılığı ve Girdi-Çıktı analizi ile tespit edilmeye çalışılmıştır.

Fiscaoeconomia
Savunma harcamalarının GSYH içindeki payının yüksek oluşu bazı ekonomilerde büyüme üzerinde olums... more Savunma harcamalarının GSYH içindeki payının yüksek oluşu bazı ekonomilerde büyüme üzerinde olumsuz bir etki yaratmaktadır. Arz yönlü iktisatçılar bu etkinin, kaynakların daha verimli ve üretime dönük alanlarda değerlendirilmesiyle giderilebileceğini savunmaktadır. Keynesyen görüş ise askeri harcamaların çarpan mekanizması yoluyla iktisadi büyümeyi pozitif etkileyebileceğini öne sürmektedir. Bu argüman, artan savunma harcamalarının toplam harcamaları artıracağını, toplam harcamaların da toplam talebi artıracağını ve böylece iktisadi büyümenin ivme kazanacağı anlayışına dayanmaktadır. Savunma harcamaları sürekli yüksek seyreden ülkelerde bu duruma sebebiyet veren faktörler arasında savaş, deprem ve göçmen sorunları gibi jeopolitik riskler de gösterilebilir. Bu riskleri yüksek olan ülkelerin savunma harcamalarının da GSYH içinde görece önemli bir paya sahip olduğu gözlenebilmektedir. Ekonomi yazınında savunma harcamaları ve ekonomik büyüme ilişkisi üzerine geniş bir literatür mevcut i...

Erciyes Akademi, 2023
Sanayi Devrimi sonrasında dünya çapında artan hammadde ihtiyacı yansımasını birincil enerji tüket... more Sanayi Devrimi sonrasında dünya çapında artan hammadde ihtiyacı yansımasını birincil enerji tüketimi boyutuyla göstermiştir. Bu durum birincil enerji tüketimin iktisadi faaliyetlerde önemli bir belirleyici olmasını
sağlamıştır. Dolayısıyla, ülkelerin temel ortak hedeflerinden biri olan sürdürülebilir iktisadi büyüme ve kalkınmayı sağlamada iktisadi büyüme-birincil enerji tüketimi ilişkisinin sorgulanması ayrı bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı küresel sermayenin 2021 yılı itibariyle %30,7’sine sahip olanG-7 ülkeleri örnekleminde 1990-2021 döneminde birincil enerji tüketiminin iktisadi büyümeye etkisini ölçmektir. Amaç doğrultusunda panel kantil regresyon analizi yapılmıştır. Çalışmanın analiz kısmında sırasıyla Spearman sıralama korelasyon testi, Shapiro-Wilk W, Skewness/Kurtosis ve Jarque-Bera normallik sınamaları ve Hausman testi yapılmıştır. 10th-90th farklı kantil aralığında hesaplanan panel kantil regresyon modelleri arasında otokorelasyon ve değişen varyans sorunlarının olup olmadığına dair Durbin-Watson /Baltagi-Wu otokorelasyon testleri ve Breusch-Pagan / Cook-Weisberg değişen varyans testleri yapılmıştır.Farklı kantil modelleri arasında değişen varyans ve otokorelasyon sorunlarının olmasından ötürü busorunların çözümü için model robust (dirençli) standart hatalarla 50th kantil düzeyinde tahmin edilmiştir.Modelin panel kantil regresyon yaklaşımıyla robust (dirençli) standart hatalarla tahmini sonucunda %5 anlamlılık düzeyinde G-7 ülkelerinde 1990-2021 döneminde birincil enerji tüketiminde meydana gelen %1’lik bir artışın iktisadi büyümeyi yaklaşık olarak %2,29 oranında artırdığı bulgusuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: İktisadi büyüme, Birincil enerji tüketimi, Panel kantil regresyon analizi, G-7 ülkeleri
THE ECONOMIC GROWTH EFFECT OF PRIMARY ENERGY CONSUMPTION IN G-7 COUNTRIESWITH PANEL CANTILE REGRESSION APPROACH
Abstract
After the Industrial Revolution, the worldwide increasing need for raw materials showed its reflection in the dimension of primary energy consumption. This has made primary energy consumption an important determinant in economic activities. Therefore, questioning the relationship between economic growth and primary energy consumption has a special importance in ensuring sustainable economic growth and development, which is one of the main common goals of countries. In this context, the aim of this study is to measure the effect of primary energy consumption on economic growth in the period of 1990-2021 in the sample of G-7 countries, which have 30.7% of the global capital as of 2021. For the purpose, panel quantile regression analysis was performed, Spearman's rank correlation test, Shapiro-Wilk W, Skewness/Kurtosis and
Jarque-Bera normality tests and Hausman test were performed, respectively. Durbin-Watson / Baltagi-Wu autocorrelation tests and Breusch-Pagan / Cook-Weisberg varying variance tests were performed to determine whether there were autocorrelation and varying variance problems between panel quantile regression models calculated in the 10th-90th different quantile range. Since there are variance and autocorrelation problems between different quantile models, the model is estimated at the 50th quantile level with robust standard errors to solve these problems. As a result of the estimation of the model with robust standard errors using the panel quantile regression approach, it was found that a 1% increase in primary energy consumption in the G-7 countries during the 1990-2021 period increased the economic growth by approximately 2.29% at the 5% significance level.
Keywords: Economic growth, Primary energy consumption, Panel quantile regression analysis, G-7 countries

Erciyes Akademi
Sanayi Devrimi sonrasında dünya çapında artan hammadde ihtiyacı yansımasını birincil enerji tüket... more Sanayi Devrimi sonrasında dünya çapında artan hammadde ihtiyacı yansımasını birincil enerji tüketimi boyutuyla göstermiştir. Bu durum birincil enerji tüketimin iktisadi faaliyetlerde önemli bir belirleyici olmasını sağlamıştır. Dolayısıyla, ülkelerin temel ortak hedeflerinden biri olan sürdürülebilir iktisadi büyüme ve kalkınmayı sağlamada iktisadi büyüme-birincil enerji tüketimi ilişkisinin sorgulanması ayrı bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı küresel sermayenin 2021 yılı itibariyle %30,7’sini sahip olan G-7 ülkeleri örnekleminde 1990-2021 döneminde birincil enerji tüketimin iktisadi büyümeye etkisini ölçmektir. Amaç doğrultusunda panel kantil regresyon analizi yapılmıştır. Çalışmanın analiz kısmında sırasıyla Spearman sıralama korelasyon testi, Shapiro-Wilk W, Skewness/Kurtosis ve Jarque-Bera normallik sınamaları ve Hausman testi yapılmıştır. 10th-90th farklı kantil aralığında hesaplanan panel kantil regresyon modelleri arasında otokorelasyon ve değişen varyans so...

Lectures Notes in Energy -Dynamics of Energy, Environment and Economy, 2020
The goal of this research was to examine the relationship between climate change and energy resou... more The goal of this research was to examine the relationship between climate change and energy resources within the scope of the European Union by using static panel data method and Root Mean Square Error methodologies for the period of 1990–2018. As more specifically, the purpose was to evaluate the effects of the consumption in nonrenewable and ecological energy resources on CO2 emissions. Under the related purpose, the variables of CO2 emissions, which have the greatest impact on the climate change parameter among the greenhouse gases; oil, natural gas, coal, nuclear energy, hydroelectric energy, wind energy, geothermal energy, solar energy and biomass energy related to energy parameter were used. According to the findings of the unit effective fixed effects model; it was concluded that coal, natural gas and oil consumption increased CO2 emissions while ecological energy consumption decreased CO2 emissions. Oil consumption was the most influential variable on CO2 emissions. Root Mean Square Error findings indicate that the variable which has the highest effect on CO2 emissions is geothermal energy consumption; and the lowest effect variable is the consumption of oil energy.
Ekonomi ve Finans Alanındaki Uygulamaların Ampirik Sonuçları, 2022
Tüm hakları mahfuzdur. Bu kitabın tamamı ya da bir kısmı 5846 Sayılı Yasa'nın hükümlerine göre, k... more Tüm hakları mahfuzdur. Bu kitabın tamamı ya da bir kısmı 5846 Sayılı Yasa'nın hükümlerine göre, kitabı yayınlayan yayınevinin izni olmaksızın elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, özetlenemez, yayınlanamaz, depolanamaz.
Tüm hakları mahfuzdur. Bu kitabın tamamı ya da bir kısmı 5846 Sayılı Yasa'nın hükümlerine göre, k... more Tüm hakları mahfuzdur. Bu kitabın tamamı ya da bir kısmı 5846 Sayılı Yasa'nın hükümlerine göre, kitabı yayınlayan yayınevinin izni olmaksızın elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, özetlenemez, yayınlanamaz, depolanamaz.
İSLAM İKTISADI VE FINANSI TEORIK VE AMPIRIK ÇALIŞMALAR, 2022
Dünya ekonomilerinin dışa açıklıkları 1980 sonrası dönemde hız
kazanmış ve küresel sermayenin ser... more Dünya ekonomilerinin dışa açıklıkları 1980 sonrası dönemde hız
kazanmış ve küresel sermayenin serbest dolaşımı finansal sistemi
evrimleştirmiştir. Bu dönüşüm öncesi büyük oranda faize dayalı
bir sisteme sahip olan finansal yapılar zamanla faizi çıpa olarak
kullanan faizsiz modelleri de bünyesine katmıştır. Böylece
çok daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşılması hedeflenmiş ve
piyasa derinleşmesi sağlanmıştır. Finansal piyasalarda yatırımcı
riskinin dağıtılması amacıyla faiz içeren ya da içermeyen sermaye
ve para piyasası araçları kullanılarak oluşturulan portföyler
belirli şartlar dahilinde gerektiği zaman kullanılmak üzere ‘Fon’
adı verilen sistemlerde tutulmaktadır.

Gelişme hızının yüksek olduğu ülkeler, sosyo-ekonomik değişim ve ekonomik büyüme açısından diğer ... more Gelişme hızının yüksek olduğu ülkeler, sosyo-ekonomik değişim ve ekonomik büyüme açısından diğer ülkelere oranla önemli avantajlara sahiptirler. Bu ülkeler, belirli sektörlerindeki gelişmiş yapı sonucunda yüksek gelir elde etmekte ve dolayısıyla yüksek bir gelişme hızını sağlamaktadırlar. Gelişme hızını koruyarak ekonomilerindeki ilerlemeyi ve yapısal dönüşümü sürdürebilmeleri için, bu ülkelerin endüstriyel ilişkileri ve yatırım analizlerini doğru bir şekilde planlaması gerekmektedir. Dünyada yüksek gelişme hızına sahip olan ülkeler denilince E7 ülkeleri akla gelmektedir. Bu çalışmada Girdi-Çıktı modeli ile E7 ülkelerindeki endüstrilerin büyüme ve istihdam sürecindeki etkileri analiz edilmiştir. Analizde 2014 yılı WİOD verileri ile tüm ülkelerdeki 56 sektör için gelir ve istihdam çarpanı hesaplamaları yapılmıştır. Analiz sonucunda, E7 ülkelerinde kamuya bağlı endüstrilerdeki istihdam çarpanı değerlerinin yüksek olduğu bulunmuştur. E7 ülkelerinin büyük çoğunluğunda gelir çarpanı yüksek olan sektörler şunlardır: Gayrimenkul faaliyetleri, Eğitim, Ormancılık faaliyetleri, Balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği, Finansal hizmet faaliyetleridir.
Trends in Business and Economics
Uploads
Papers by FATİH VOLKAN AYYILDIZ
Abstract: The aim of this study is to measure the productive capacities components-economic growth relationship in the BRICS countries in the period of 2000-2018 with panel quantile regression analysis. First of all, correlation test, multicollinearity test, normality tests and Hausman test were applied to perform panel quantile regression analysis. Autocorrelation tests and varying variance tests were applied to determine whether there were autocorrelation and varying variance problems in the models applied in different quantile bands (10th-90th) of the variables. It was determined that there were problems of autocorrelation and varying variance in the model and therefore the model was estimated with robust standart errors in the 50th quantile range and at the 5% significance level. As a result of estimating the model at 5% significance level with robust standard errors, the effects of productive capacities index components on economic growth in the BRICS countries in the 2000-2018 period are as follows; a 1% increase in natural capital reduces economic growth by 0.06%; 1% increase in energy increases economic growth by 0.13%; a 1% increase in transportation increases economic growth by 0.05%, a 1% increase in information and communication technology increases economic growth by 0.12%, a 1% increase in institutions increases economic growth by 0.07%, and a 1% increase in the private sector. increased economic growth by about 0.02%; It has been found that 1% increase in structural change reduces economic growth by 0.03%.
Keywords: Panel Quantile Regression Analysis, Economic Growth, Productive Capacities Index Components, BRICS Countries
sağlamıştır. Dolayısıyla, ülkelerin temel ortak hedeflerinden biri olan sürdürülebilir iktisadi büyüme ve kalkınmayı sağlamada iktisadi büyüme-birincil enerji tüketimi ilişkisinin sorgulanması ayrı bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı küresel sermayenin 2021 yılı itibariyle %30,7’sine sahip olanG-7 ülkeleri örnekleminde 1990-2021 döneminde birincil enerji tüketiminin iktisadi büyümeye etkisini ölçmektir. Amaç doğrultusunda panel kantil regresyon analizi yapılmıştır. Çalışmanın analiz kısmında sırasıyla Spearman sıralama korelasyon testi, Shapiro-Wilk W, Skewness/Kurtosis ve Jarque-Bera normallik sınamaları ve Hausman testi yapılmıştır. 10th-90th farklı kantil aralığında hesaplanan panel kantil regresyon modelleri arasında otokorelasyon ve değişen varyans sorunlarının olup olmadığına dair Durbin-Watson /Baltagi-Wu otokorelasyon testleri ve Breusch-Pagan / Cook-Weisberg değişen varyans testleri yapılmıştır.Farklı kantil modelleri arasında değişen varyans ve otokorelasyon sorunlarının olmasından ötürü busorunların çözümü için model robust (dirençli) standart hatalarla 50th kantil düzeyinde tahmin edilmiştir.Modelin panel kantil regresyon yaklaşımıyla robust (dirençli) standart hatalarla tahmini sonucunda %5 anlamlılık düzeyinde G-7 ülkelerinde 1990-2021 döneminde birincil enerji tüketiminde meydana gelen %1’lik bir artışın iktisadi büyümeyi yaklaşık olarak %2,29 oranında artırdığı bulgusuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: İktisadi büyüme, Birincil enerji tüketimi, Panel kantil regresyon analizi, G-7 ülkeleri
THE ECONOMIC GROWTH EFFECT OF PRIMARY ENERGY CONSUMPTION IN G-7 COUNTRIESWITH PANEL CANTILE REGRESSION APPROACH
Abstract
After the Industrial Revolution, the worldwide increasing need for raw materials showed its reflection in the dimension of primary energy consumption. This has made primary energy consumption an important determinant in economic activities. Therefore, questioning the relationship between economic growth and primary energy consumption has a special importance in ensuring sustainable economic growth and development, which is one of the main common goals of countries. In this context, the aim of this study is to measure the effect of primary energy consumption on economic growth in the period of 1990-2021 in the sample of G-7 countries, which have 30.7% of the global capital as of 2021. For the purpose, panel quantile regression analysis was performed, Spearman's rank correlation test, Shapiro-Wilk W, Skewness/Kurtosis and
Jarque-Bera normality tests and Hausman test were performed, respectively. Durbin-Watson / Baltagi-Wu autocorrelation tests and Breusch-Pagan / Cook-Weisberg varying variance tests were performed to determine whether there were autocorrelation and varying variance problems between panel quantile regression models calculated in the 10th-90th different quantile range. Since there are variance and autocorrelation problems between different quantile models, the model is estimated at the 50th quantile level with robust standard errors to solve these problems. As a result of the estimation of the model with robust standard errors using the panel quantile regression approach, it was found that a 1% increase in primary energy consumption in the G-7 countries during the 1990-2021 period increased the economic growth by approximately 2.29% at the 5% significance level.
Keywords: Economic growth, Primary energy consumption, Panel quantile regression analysis, G-7 countries
kazanmış ve küresel sermayenin serbest dolaşımı finansal sistemi
evrimleştirmiştir. Bu dönüşüm öncesi büyük oranda faize dayalı
bir sisteme sahip olan finansal yapılar zamanla faizi çıpa olarak
kullanan faizsiz modelleri de bünyesine katmıştır. Böylece
çok daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşılması hedeflenmiş ve
piyasa derinleşmesi sağlanmıştır. Finansal piyasalarda yatırımcı
riskinin dağıtılması amacıyla faiz içeren ya da içermeyen sermaye
ve para piyasası araçları kullanılarak oluşturulan portföyler
belirli şartlar dahilinde gerektiği zaman kullanılmak üzere ‘Fon’
adı verilen sistemlerde tutulmaktadır.
Abstract: The aim of this study is to measure the productive capacities components-economic growth relationship in the BRICS countries in the period of 2000-2018 with panel quantile regression analysis. First of all, correlation test, multicollinearity test, normality tests and Hausman test were applied to perform panel quantile regression analysis. Autocorrelation tests and varying variance tests were applied to determine whether there were autocorrelation and varying variance problems in the models applied in different quantile bands (10th-90th) of the variables. It was determined that there were problems of autocorrelation and varying variance in the model and therefore the model was estimated with robust standart errors in the 50th quantile range and at the 5% significance level. As a result of estimating the model at 5% significance level with robust standard errors, the effects of productive capacities index components on economic growth in the BRICS countries in the 2000-2018 period are as follows; a 1% increase in natural capital reduces economic growth by 0.06%; 1% increase in energy increases economic growth by 0.13%; a 1% increase in transportation increases economic growth by 0.05%, a 1% increase in information and communication technology increases economic growth by 0.12%, a 1% increase in institutions increases economic growth by 0.07%, and a 1% increase in the private sector. increased economic growth by about 0.02%; It has been found that 1% increase in structural change reduces economic growth by 0.03%.
Keywords: Panel Quantile Regression Analysis, Economic Growth, Productive Capacities Index Components, BRICS Countries
sağlamıştır. Dolayısıyla, ülkelerin temel ortak hedeflerinden biri olan sürdürülebilir iktisadi büyüme ve kalkınmayı sağlamada iktisadi büyüme-birincil enerji tüketimi ilişkisinin sorgulanması ayrı bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı küresel sermayenin 2021 yılı itibariyle %30,7’sine sahip olanG-7 ülkeleri örnekleminde 1990-2021 döneminde birincil enerji tüketiminin iktisadi büyümeye etkisini ölçmektir. Amaç doğrultusunda panel kantil regresyon analizi yapılmıştır. Çalışmanın analiz kısmında sırasıyla Spearman sıralama korelasyon testi, Shapiro-Wilk W, Skewness/Kurtosis ve Jarque-Bera normallik sınamaları ve Hausman testi yapılmıştır. 10th-90th farklı kantil aralığında hesaplanan panel kantil regresyon modelleri arasında otokorelasyon ve değişen varyans sorunlarının olup olmadığına dair Durbin-Watson /Baltagi-Wu otokorelasyon testleri ve Breusch-Pagan / Cook-Weisberg değişen varyans testleri yapılmıştır.Farklı kantil modelleri arasında değişen varyans ve otokorelasyon sorunlarının olmasından ötürü busorunların çözümü için model robust (dirençli) standart hatalarla 50th kantil düzeyinde tahmin edilmiştir.Modelin panel kantil regresyon yaklaşımıyla robust (dirençli) standart hatalarla tahmini sonucunda %5 anlamlılık düzeyinde G-7 ülkelerinde 1990-2021 döneminde birincil enerji tüketiminde meydana gelen %1’lik bir artışın iktisadi büyümeyi yaklaşık olarak %2,29 oranında artırdığı bulgusuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: İktisadi büyüme, Birincil enerji tüketimi, Panel kantil regresyon analizi, G-7 ülkeleri
THE ECONOMIC GROWTH EFFECT OF PRIMARY ENERGY CONSUMPTION IN G-7 COUNTRIESWITH PANEL CANTILE REGRESSION APPROACH
Abstract
After the Industrial Revolution, the worldwide increasing need for raw materials showed its reflection in the dimension of primary energy consumption. This has made primary energy consumption an important determinant in economic activities. Therefore, questioning the relationship between economic growth and primary energy consumption has a special importance in ensuring sustainable economic growth and development, which is one of the main common goals of countries. In this context, the aim of this study is to measure the effect of primary energy consumption on economic growth in the period of 1990-2021 in the sample of G-7 countries, which have 30.7% of the global capital as of 2021. For the purpose, panel quantile regression analysis was performed, Spearman's rank correlation test, Shapiro-Wilk W, Skewness/Kurtosis and
Jarque-Bera normality tests and Hausman test were performed, respectively. Durbin-Watson / Baltagi-Wu autocorrelation tests and Breusch-Pagan / Cook-Weisberg varying variance tests were performed to determine whether there were autocorrelation and varying variance problems between panel quantile regression models calculated in the 10th-90th different quantile range. Since there are variance and autocorrelation problems between different quantile models, the model is estimated at the 50th quantile level with robust standard errors to solve these problems. As a result of the estimation of the model with robust standard errors using the panel quantile regression approach, it was found that a 1% increase in primary energy consumption in the G-7 countries during the 1990-2021 period increased the economic growth by approximately 2.29% at the 5% significance level.
Keywords: Economic growth, Primary energy consumption, Panel quantile regression analysis, G-7 countries
kazanmış ve küresel sermayenin serbest dolaşımı finansal sistemi
evrimleştirmiştir. Bu dönüşüm öncesi büyük oranda faize dayalı
bir sisteme sahip olan finansal yapılar zamanla faizi çıpa olarak
kullanan faizsiz modelleri de bünyesine katmıştır. Böylece
çok daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşılması hedeflenmiş ve
piyasa derinleşmesi sağlanmıştır. Finansal piyasalarda yatırımcı
riskinin dağıtılması amacıyla faiz içeren ya da içermeyen sermaye
ve para piyasası araçları kullanılarak oluşturulan portföyler
belirli şartlar dahilinde gerektiği zaman kullanılmak üzere ‘Fon’
adı verilen sistemlerde tutulmaktadır.