Çift başlı kartal, ejder, simurg, siren başta olmak üzere mitolojik kaynaklı hayvan figürlerinin ... more Çift başlı kartal, ejder, simurg, siren başta olmak üzere mitolojik kaynaklı hayvan figürlerinin Türk mimari süsleme sanatlarında uygulama alanlarını inceleyebilmek için öncelikli olarak hayvan üslubunun çıkış noktasını, özelliklerini bilmemiz gerekir. Göçebe bir toplumun yaşam tarzını yansıtan bu üslup İslamiyet öncesi ve sonrasında Orta Asya’dan Anadolu Selçuklu Döneminin sonuna kadar geniş bir uygulama alanı bulmuş, Anadolu Beylikleri Döneminde azalarak Osmanlı Döneminde yok olmuştur. Bozkır dini olarak adlandırılan ve Hayvan Üslubuyla yakından ilişkilendirilen Şamanizmde insanların hayvanlar ile yakın ilişki içinde olduğuna inanılır. Yine mitolojik kaynaklı hayvan figürleri içerisinde yer alan ejder; bozkır kültüründen çıktığı kabul edilen On İki Hayvanlı Türk Takvimi Hayvanlarından biri olup, Türk Sanatında en sık kullanılan motiflerden biridir. Ejder koruyuculuk, ahenk, hareket, gökyüzü, evren, bereket, bolluk verici, hükümdarlıkla ilgili olarak, kudret, güç, iktidar gibi çeşi...
ÖZ: Ölüm ve ölümden sonraki hayatın varlığı; insanın varoluşundan itibaren zihnini meşgul eden ön... more ÖZ: Ölüm ve ölümden sonraki hayatın varlığı; insanın varoluşundan itibaren zihnini meşgul eden önemli konulardan biri olmuştur. Yeryüzünde ömrünü tamamlayan herkesin ruhu bedeninden ayrılır ve geçici hayatından ebedi hayata göç eder. Her uygarlığın ölüm ve ölümden sonraki hayat ile ilgili tutumu farklı olmuştur. İnanç sistemi ve din, bu tutumu yönlendiren etmenlerin başında gelmektedir. Toplumların ölüme bakış açısı, ölümle yüzleşmesi, Ölüm sonrasında yapılan uygulamalar, zaman içinde değişim gösterse de temel olarak din ve gelenekler ile şekillenir. Her ne kadar ölüme farklı anlamlar yüklenilse de, bazen engel olabilmek için önlemler alınmış, bazen de ölüm kavuşma veya kurtuluş olarak algılanmış, hatta ölümsüzlük için türlü çabalar sarf edilmiştir. Bu makalede, insanlığın varoluşundan beri merak ettiği, anlamlandırmaya çalıştığı ve hatta korktuğu ölüm kavramı ve ölüm sonrası ritüeller tarihsel bir süreç içerisinde incelenmiştir. Ölüm kavramı ele alınırken; öncelikli olarak dini ve toplumsal gelenekler çerçevesinde bir analiz yapılmış ve konu ile ilgili literatür taraması yapılarak günümüz gelenekleri ile karşılaştırılmak sureti ile bir sonuca ulaşılmıştır.
1869 yilinda Istanbul’da dunyaya gelen Calouste Sarkis Gulbenkian, yaklasik alti bin parcalik bir... more 1869 yilinda Istanbul’da dunyaya gelen Calouste Sarkis Gulbenkian, yaklasik alti bin parcalik bir koleksiyona sahiptir. Bu koleksiyon Gulbenkian’in omrunun son 13 yilini gecirdigi Lizbon kentinde bulunan Calouste Gulbenkian Muzesi’nde sergilenmektedir. Bu makalede Gulbenkian’in hayati ve koleksiyonerligine deginilmis, Gulbenkian Muzesi’nde yer alan eserlerin bir kismi tanitilmis ve son olarak bu muzenin neden Turkiye’de kurulmadigina dair goruslere yer verilmistir. Alan arastirmasi ve tarama yontemi kullanilan bu calismada kitaplar, muze ve sergi kataloglari ve gazete yazilari kaynak olarak kullanilmistir. Gulbenkian Muzesi’ne gidilerek yerinde inceleme yapilmis ve makalede kullanilan tum fotograflar yerinde cekilmistir.
Öz: TŸrkler dŸnyanõn kšklŸ milletlerinden biri olmuş, geniş bir coğrafyada yaşamõşlardõr. Konargš... more Öz: TŸrkler dŸnyanõn kšklŸ milletlerinden biri olmuş, geniş bir coğrafyada yaşamõşlardõr. Konargšçer toplum yaşantõsõna sahip olan Türkler, yaşamlarõnõ genel olarak hayvancõlõkla sağlamõşlardõr. Hayvan Ÿslubu; Orta AsyaÕnõn bozkõrlarõnda gšçebe hayatõ yaşayan topluluklarda kendini gšstermiştir. Orta Asya geleneklerinde; kuş tasvirlerinin çõkõş noktasõ olarak hayvan Ÿslubu karşõmõza çõkmaktadõr. Bozkõr kŸltŸrŸnŸn inanç sistemi olan Şamanizm ile ilişkilendirilerek kuşlarõn koruyuculuğuna inanõlmaktaydõ. Bozkõr hayvan kŸltŸ, TŸrk gšçebe ruhuna hitap eder. Orta AsyaÕdaki TŸrk topluluklarõ; Gšk Tanrõ inancõ ile bağlõ olarak kuşu, TanrõÕnõn temsilcisi, iyilik, bereket, gŸç, kahramanlõk sembolŸ olarak kabul etmişlerdir. …zellikle kartal, TŸrk mitolojisinde hŸkŸmdarlõğõ ifade etmektedir. Bozkõr topraklarõnda yaşayan TŸrkler; dinî inançlarõ ve yaşadõklarõ coğrafyanõn etkisi ile hayvan Ÿslubunun uygulandõğõ šnemli eserler bõrakmõşlardõr. TŸrk sanatõnda kuş figŸrŸ saray, kale, medrese, mezar, tŸrbe ve cami gibi yapõtlarda alçõ, taş ve çini Ÿzerine uygulanmõştõr. Makalede TŸrk mimari sŸsleme sanatõnda kuş figŸrŸnŸ incelemeden šnce, Orta AsyaÕdan, AnadoluÕya kuş sembolizmi ve mitolojideki yeri, anlamõ ve tasvirleri Ÿzerinde durulmuştur. ‚alõşmanõn amacõ; İslamiyetÕin kabulŸnden sonra daha nadir kullanõlmaya başlanan naturalist hayvan motiflerinden kuş figŸrŸnŸn incelenerek, TŸrk mimari sŸsleme sanatõ içerisindeki yerinin ve šneminin belirtilmesidir. LitaratŸr taramasõ yapõlõrken farklõ tarihlerde yazõlmõş makale ve araştõrmalar incelenerek šrneklerin durum saptamasõ yapõlmõştõr.
Yüzyıllar boyunca bir çok uygarlığa başkentlik yapan İstanbul hakkında çok sayıda yazılmış kitap ... more Yüzyıllar boyunca bir çok uygarlığa başkentlik yapan İstanbul hakkında çok sayıda yazılmış kitap ve kaynak bulunmaktadır. Boğazı, yedi tepesi, insanları ve sanat yapıtlarıyla yıllarca bir çok yazara konu olmuştur. İstanbul'un geçmişi üçbin yıl öncesine kadar uzanır. Bir yerleşim birimi olarak kurulduğundan beri, yeryüzünün en gözde mekanlarından biri, belki de en önemlisi olarak günümüze gelmiştir. Boğaziçi, muhteşem yalılarla, uçsuz bucaksız bahçelerle doluydu. Ancak günümüzde, İstanbul'da olduğu gibi, Boğaziçi'de çarpık şehirleşmeden ve kültür erezyonundan nasibini almıştır.
İnsan figürünün bir süsleme unsuru olarak kullanımı, geometrik, bitkisel ve hayvan motifine göre ... more İnsan figürünün bir süsleme unsuru olarak kullanımı, geometrik, bitkisel ve hayvan motifine göre daha seyrek ve kısıtlıdır. Başlıca sebebi ise, Kuran-ı Kerim'de tasvir yasağı olduğu, insan figürünün resim, heykel ya da mimaride bezeme unsuru olarak kullanılmasına izin vermediği konusunda yanlış inanıştır. İslamiyet'te gerek ayetlerde gerekse hadislerde insan figür yasağını belirten herhangi bir ibare yoktur. Erken İslam Sanatında sivil mimaride ve plastik sanatlarda insan figürünün kullanıldığı pek çok örnek görüyoruz. İslamiyet'te tasvir yasağı olmadığı halde, daha sonra böyle bir kavram ortaya çıkmıştır. İslamiyet öncesi ve İslamiyet sonrası Türk Sanatında insan tasviri, taş, ahşap, maden vb. malzemeler kullanılarak, imaret, türbe, medrese, tekke, bimarhane, gibi yapılar üzerine bezeme olarak karşımıza çıkmaktadır. Her ne kadar İslamiyet öncesi inanç sistemlerinin izlerini taşısalar bile, İslamiyet'i kabul ettikten sonra figürlü tasvirlerin uygulandığı örnekler gitgide azalarak geometrik ve bitkisel motifler ağırlık kazanmıştır. Bu makalede tasvir yasağı konusu incelenerek, Anadolu'da geometrik ve bitkisel süslemeye nazaran daha nadir olarak kullanılan insan figürünün uygulandığı örnekler üzerinde durulmuştur. Yazılı kaynaklardan yola çıkılarak incelenen figürlü tasvirlerin bezeme unsuru ve ikonografik çözümlenmesi incelenmiştir.
Çift başlı kartal, ejder, simurg, siren başta olmak üzere mitolojik kaynaklı hayvan figürlerinin ... more Çift başlı kartal, ejder, simurg, siren başta olmak üzere mitolojik kaynaklı hayvan figürlerinin Türk mimari süsleme sanatlarında uygulama alanlarını inceleyebilmek için öncelikli olarak hayvan üslubunun çıkış noktasını, özelliklerini bilmemiz gerekir. Göçebe bir toplumun yaşam tarzını yansıtan bu üslup İslamiyet öncesi ve sonrasında Orta Asya’dan Anadolu Selçuklu Döneminin sonuna kadar geniş bir uygulama alanı bulmuş, Anadolu Beylikleri Döneminde azalarak Osmanlı Döneminde yok olmuştur. Bozkır dini olarak adlandırılan ve Hayvan Üslubuyla yakından ilişkilendirilen Şamanizmde insanların hayvanlar ile yakın ilişki içinde olduğuna inanılır. Yine mitolojik kaynaklı hayvan figürleri içerisinde yer alan ejder; bozkır kültüründen çıktığı kabul edilen On İki Hayvanlı Türk Takvimi Hayvanlarından biri olup, Türk Sanatında en sık kullanılan motiflerden biridir. Ejder koruyuculuk, ahenk, hareket, gökyüzü, evren, bereket, bolluk verici, hükümdarlıkla ilgili olarak, kudret, güç, iktidar gibi çeşi...
ÖZ: Ölüm ve ölümden sonraki hayatın varlığı; insanın varoluşundan itibaren zihnini meşgul eden ön... more ÖZ: Ölüm ve ölümden sonraki hayatın varlığı; insanın varoluşundan itibaren zihnini meşgul eden önemli konulardan biri olmuştur. Yeryüzünde ömrünü tamamlayan herkesin ruhu bedeninden ayrılır ve geçici hayatından ebedi hayata göç eder. Her uygarlığın ölüm ve ölümden sonraki hayat ile ilgili tutumu farklı olmuştur. İnanç sistemi ve din, bu tutumu yönlendiren etmenlerin başında gelmektedir. Toplumların ölüme bakış açısı, ölümle yüzleşmesi, Ölüm sonrasında yapılan uygulamalar, zaman içinde değişim gösterse de temel olarak din ve gelenekler ile şekillenir. Her ne kadar ölüme farklı anlamlar yüklenilse de, bazen engel olabilmek için önlemler alınmış, bazen de ölüm kavuşma veya kurtuluş olarak algılanmış, hatta ölümsüzlük için türlü çabalar sarf edilmiştir. Bu makalede, insanlığın varoluşundan beri merak ettiği, anlamlandırmaya çalıştığı ve hatta korktuğu ölüm kavramı ve ölüm sonrası ritüeller tarihsel bir süreç içerisinde incelenmiştir. Ölüm kavramı ele alınırken; öncelikli olarak dini ve toplumsal gelenekler çerçevesinde bir analiz yapılmış ve konu ile ilgili literatür taraması yapılarak günümüz gelenekleri ile karşılaştırılmak sureti ile bir sonuca ulaşılmıştır.
1869 yilinda Istanbul’da dunyaya gelen Calouste Sarkis Gulbenkian, yaklasik alti bin parcalik bir... more 1869 yilinda Istanbul’da dunyaya gelen Calouste Sarkis Gulbenkian, yaklasik alti bin parcalik bir koleksiyona sahiptir. Bu koleksiyon Gulbenkian’in omrunun son 13 yilini gecirdigi Lizbon kentinde bulunan Calouste Gulbenkian Muzesi’nde sergilenmektedir. Bu makalede Gulbenkian’in hayati ve koleksiyonerligine deginilmis, Gulbenkian Muzesi’nde yer alan eserlerin bir kismi tanitilmis ve son olarak bu muzenin neden Turkiye’de kurulmadigina dair goruslere yer verilmistir. Alan arastirmasi ve tarama yontemi kullanilan bu calismada kitaplar, muze ve sergi kataloglari ve gazete yazilari kaynak olarak kullanilmistir. Gulbenkian Muzesi’ne gidilerek yerinde inceleme yapilmis ve makalede kullanilan tum fotograflar yerinde cekilmistir.
Öz: TŸrkler dŸnyanõn kšklŸ milletlerinden biri olmuş, geniş bir coğrafyada yaşamõşlardõr. Konargš... more Öz: TŸrkler dŸnyanõn kšklŸ milletlerinden biri olmuş, geniş bir coğrafyada yaşamõşlardõr. Konargšçer toplum yaşantõsõna sahip olan Türkler, yaşamlarõnõ genel olarak hayvancõlõkla sağlamõşlardõr. Hayvan Ÿslubu; Orta AsyaÕnõn bozkõrlarõnda gšçebe hayatõ yaşayan topluluklarda kendini gšstermiştir. Orta Asya geleneklerinde; kuş tasvirlerinin çõkõş noktasõ olarak hayvan Ÿslubu karşõmõza çõkmaktadõr. Bozkõr kŸltŸrŸnŸn inanç sistemi olan Şamanizm ile ilişkilendirilerek kuşlarõn koruyuculuğuna inanõlmaktaydõ. Bozkõr hayvan kŸltŸ, TŸrk gšçebe ruhuna hitap eder. Orta AsyaÕdaki TŸrk topluluklarõ; Gšk Tanrõ inancõ ile bağlõ olarak kuşu, TanrõÕnõn temsilcisi, iyilik, bereket, gŸç, kahramanlõk sembolŸ olarak kabul etmişlerdir. …zellikle kartal, TŸrk mitolojisinde hŸkŸmdarlõğõ ifade etmektedir. Bozkõr topraklarõnda yaşayan TŸrkler; dinî inançlarõ ve yaşadõklarõ coğrafyanõn etkisi ile hayvan Ÿslubunun uygulandõğõ šnemli eserler bõrakmõşlardõr. TŸrk sanatõnda kuş figŸrŸ saray, kale, medrese, mezar, tŸrbe ve cami gibi yapõtlarda alçõ, taş ve çini Ÿzerine uygulanmõştõr. Makalede TŸrk mimari sŸsleme sanatõnda kuş figŸrŸnŸ incelemeden šnce, Orta AsyaÕdan, AnadoluÕya kuş sembolizmi ve mitolojideki yeri, anlamõ ve tasvirleri Ÿzerinde durulmuştur. ‚alõşmanõn amacõ; İslamiyetÕin kabulŸnden sonra daha nadir kullanõlmaya başlanan naturalist hayvan motiflerinden kuş figŸrŸnŸn incelenerek, TŸrk mimari sŸsleme sanatõ içerisindeki yerinin ve šneminin belirtilmesidir. LitaratŸr taramasõ yapõlõrken farklõ tarihlerde yazõlmõş makale ve araştõrmalar incelenerek šrneklerin durum saptamasõ yapõlmõştõr.
Yüzyıllar boyunca bir çok uygarlığa başkentlik yapan İstanbul hakkında çok sayıda yazılmış kitap ... more Yüzyıllar boyunca bir çok uygarlığa başkentlik yapan İstanbul hakkında çok sayıda yazılmış kitap ve kaynak bulunmaktadır. Boğazı, yedi tepesi, insanları ve sanat yapıtlarıyla yıllarca bir çok yazara konu olmuştur. İstanbul'un geçmişi üçbin yıl öncesine kadar uzanır. Bir yerleşim birimi olarak kurulduğundan beri, yeryüzünün en gözde mekanlarından biri, belki de en önemlisi olarak günümüze gelmiştir. Boğaziçi, muhteşem yalılarla, uçsuz bucaksız bahçelerle doluydu. Ancak günümüzde, İstanbul'da olduğu gibi, Boğaziçi'de çarpık şehirleşmeden ve kültür erezyonundan nasibini almıştır.
İnsan figürünün bir süsleme unsuru olarak kullanımı, geometrik, bitkisel ve hayvan motifine göre ... more İnsan figürünün bir süsleme unsuru olarak kullanımı, geometrik, bitkisel ve hayvan motifine göre daha seyrek ve kısıtlıdır. Başlıca sebebi ise, Kuran-ı Kerim'de tasvir yasağı olduğu, insan figürünün resim, heykel ya da mimaride bezeme unsuru olarak kullanılmasına izin vermediği konusunda yanlış inanıştır. İslamiyet'te gerek ayetlerde gerekse hadislerde insan figür yasağını belirten herhangi bir ibare yoktur. Erken İslam Sanatında sivil mimaride ve plastik sanatlarda insan figürünün kullanıldığı pek çok örnek görüyoruz. İslamiyet'te tasvir yasağı olmadığı halde, daha sonra böyle bir kavram ortaya çıkmıştır. İslamiyet öncesi ve İslamiyet sonrası Türk Sanatında insan tasviri, taş, ahşap, maden vb. malzemeler kullanılarak, imaret, türbe, medrese, tekke, bimarhane, gibi yapılar üzerine bezeme olarak karşımıza çıkmaktadır. Her ne kadar İslamiyet öncesi inanç sistemlerinin izlerini taşısalar bile, İslamiyet'i kabul ettikten sonra figürlü tasvirlerin uygulandığı örnekler gitgide azalarak geometrik ve bitkisel motifler ağırlık kazanmıştır. Bu makalede tasvir yasağı konusu incelenerek, Anadolu'da geometrik ve bitkisel süslemeye nazaran daha nadir olarak kullanılan insan figürünün uygulandığı örnekler üzerinde durulmuştur. Yazılı kaynaklardan yola çıkılarak incelenen figürlü tasvirlerin bezeme unsuru ve ikonografik çözümlenmesi incelenmiştir.
Uploads
Papers by Şenay Alsan