Papers by Ünsal Deniz

Eurasian Journal of Music and Dance, 2019
ÖZ
Türkiye’de ilk radyo yayını, 6 Mayıs 1927 tarihinde programlı ve düzenli yayınlara başlayan İs... more ÖZ
Türkiye’de ilk radyo yayını, 6 Mayıs 1927 tarihinde programlı ve düzenli yayınlara başlayan İstanbul Radyosu’nda
yapılmıştır. Telsiz Telefon Türk Anonim Şirketi (TTTAŞ) tarafından özel teşebbüs olarak kurulan radyo, kurulduğu ilk
dönem yayınlarında ağırlıklı olarak müzik programlarına yer vermiştir. Radyo’daki müzik yayınları hem yurt içindeki hem de
Avrupa’daki dinleyiciler düşünülerek hazırlanmıştır. İstanbul Radyosu, yayınlarıyla bir taraftan dinleyicilerine hoşça vakit
geçirtmek isterken, bir yandan da dinleyicilerin müzik zevklerini yükseltmeyi hedeflemiştir.
Bu araştırma, 1927’de kurulan İstanbul Radyosu’nun ilk döneminde, müzik yayınlarının içeriğine ve müzik türlerine göre
nasıl bir dağılım gösterdiğine odaklanmıştır. Bu araştırmanın konusu kapsamında, arşiv taraması ile elde edilen kitap, dergi,
gazete, fotoğraf, ve karikatürler gibi dokümanlarda, İstanbul Radyosu’nun ilk dönemine ait yayın programları tespit edilerek
incelenmiş ve betimlenmiştir. Bu yönüyle betimsel bir araştırma özelliği de taşımaktadır. Ayrıca Osmanlıca yazılmış bazı
metinlerin, Latin alfabesine çeviri yazıları yapılmış ve Türk müziği tarihi literatürüne katkı sağlanmıştır.
Araştırma neticesinde, İstanbul Radyosu’nun ilk dönem yayınlarında; Cumhuriyet döneminin müzik politikaları
doğrultusunda halkın kulağının Batı müziğine alıştırılmasında önemli rol oynadığı, Radyo’nun yayınlarında ağırlıklı olarak
Türk müziğine yer verilmekle birlikte, halk müziği, Batı müziği, caz, tango, kanto, dans müziği, Rus halk şarkıları ve hatta
Havai müziklerine yer verilmiş olduğu, misafir sanatçı/kadrolu sanatçı ayrımının ilk kez 1927’de İstanbul Radyosu’nda
uygulanmış olması ulaşılan sonuçlardan bazılarıdır.
Anahtar Kelimeler: İstanbul Radyosu, Telsiz Telefon, Alaturka Mûsikî, Batı Müziği, Halk Müziği.

RAUF YELTÂ'S VIEWS ON TURKISH FOLK MUSIC, 2018
Öz Rauf Yektâ Bey, klasik Türk mûsikîsi tarihi ve nazariyatı ile ilgili çalışmaları ile tanınmışt... more Öz Rauf Yektâ Bey, klasik Türk mûsikîsi tarihi ve nazariyatı ile ilgili çalışmaları ile tanınmıştır. Bestekâr, neyzen ve bir müzik eğitimcisi olmasının yanı sıra klasik Türk mûsikîsi tarihi üzerine yaptığı kapsamlı araştırmalar ve yazdığı yazılar, onun Türk mü-zikolojisinin kurucularından biri hatta kimilerine göre Türk müzikolojisinin kurucusu olarak görülmesini sağlamıştır. 11 Ocak 1897 tarihli Resimli Gazete'nin 10. sayısında ya-yınlanan ‚Mûsikî-i Osmânî Nazariyâtı Lisân-ı Elhân-I‛ başlıklı makalesi ile mûsikî ya-zarlığına başlayan Rauf Yektâ Bey, ölüm yılı olan 1935'e kadar klasik Türk mûsikîsi ile ilgili hemen her konuda birçok yazı kaleme almış ve klasik Türk mûsikîsi ses sistemleri üzerine bilimsel çalışmalar yapmıştır. Yazdığı yazıların neredeyse tamamı klasik Türk mûsikîsi üzerine olmuş, adeta hayatını Türk mûsikîsi tarihini ve nazariyatını bilimsel temellere dayanarak anlatmaya, geliştirmeye, yaygınlaştırmaya ve Batı dünyasına doğru bir biçimde anlatmaya vakfetmiştir. Günümüzde Rauf Yektâ Bey'in klasik Türk mûsikîsi üzerine yaptığı çalışmalar üzerine çok sayıda yayın yapılmıştır. Bu yayınların tamamı klasik Türk mûsikîsi nazari-yatı ya da tarihi odaklıdır. Fakat Rauf Yektâ Bey'in, Türk halk müziği ile ilgili yazıları ve çalışmaları da bulunmaktadır. Bu araştırma, Rauf Yektâ Bey'in Türk halk müziğine dair fikir ve yazıları ile Türk halk müziği derleme, inceleme ve kayıt altına alma çalışmala-rındaki katkılarına odaklanmaktadır. Araştırma konusunun odak noktasından hareketle; Rauf Yektâ Bey'in, Vakit, Yenises, İkdâm, vb. dönemin gazete ve dergilerinde yayınla-nan makaleleri, Anadolu Halk Şarkıları 1. ve 2. Defterlerindeki önsözleri ile bu defter-lerde bulunan türkü notaları üzerinde yaptığı analiz ve yorumları incelenmiştir. Bu araştırma neticesinde; 6 Nisan 1898 tarihinde İkdâm'da yayınlanan ‚Bu araştırma neticesinde; 6 Nisan 1898 tarihinde İkdâm’da yayınlanan “Os-manlı Mûsikîsi Hakkında Birkaç Söz” başlıklı yazısından hareketle, Türk halk müziği derleme çalışmalarının yapılması gerekliliğini, türkülerin notaya alınarak yayınlan-ması gerekliliğini ve asıl millî Türk mûsikîsinin bu türküler olduğunu söyleyen ilk Türk müzikoloğu olduğu, Dârülelhan tarafından yayınlanan halk şarkıları 1. ve 2. Def-terlerin yayına hazırlanmasında Rauf Yektâ Bey’in önemli katkıları olduğu ve Defter-lerin mukaddimelerini Rauf Yektâ Bey’in yazdığı, türkülerde klasik Türk mûsikîsinde kullanılan dört koma bemol (Bakiye) ve beş koma bemol (Küçük Mücenneb) gibi de-ğiştirici işaretleri ilk defa Raûf Yektâ Bey’in kullandığı, ulaşılan sonuçlardan bazıları-dır.
Anahtar Kelimeler: Rauf Yektâ Bey, Türk Halk Müziği, Millî Türk Mûsikîsi, Derleme, Dârülelhan
Abstract
Rauf Yektâ is known for his works on classical Turkish music history and the-ories. In addition to being a composer, a neyzen (ney player) and a music educator, his extensive research and writings on classical Turkish music history have made him one of the founders of Turkish musicology, and he is even regarded by some as the founder of Turkish musicology. Rauf Yektâ, who started his musical writings with the article titled "Mûsikî-i Osmânî Nazariyâtı Lisân-ı Elhân - I" (Language of Melodies in Ottoman Music Theories - I) published on the 10th issue of the “Resimli Gazette” on 11 January 1897, wrote articles on almost everything related to classical Turkish music and con-ducted scientific studies on classical Turkish music sound systems until the year of his death, in 1935. Almost all of his articles were regarding classical Turkish music, he vir-tually devoted his entire life to express, develop and popularize the history of Turkish music, to theories based on scientific grounds and to properly explain them to the Wes-tern world.
Today, there are many publications regarding the studies conducted by Rauf Yektâ on classical Turkish music. These publications entirely focuse on classical Tur-kish music theory or its history. However, Rauf Yektâ also has publications and studies regarding Turkish folk music . This research focuses on Rauf Yektâ's ideas and writings on Turkish folk music and his contributions to the compilation, reviewing and recor-ding of Turkish folk music. Considering the focal point of the research topic; Rauf Yektâ's articles published in newspapers and journals of the time such as Vakit, Yeni-ses, İkdâm etc., his forewords in the 1st and 2nd Books of Anatolian Folk Songs (Ana-dolu Halk Şarkıları) and his analysis and comments on the notes of the folk songs fo-und in these books were analyzed.
As a result of this research, based on his article titled "A Few Words About Ot-toman Music" published on İkdâm on 6 April 1898, it was understood that Rauf Yetka was the first Turkish musicologist that stated the necessity of compilation of the stu-dies of Turkish folk music, the necessity that folk songs must be notated and published and that these folk songs were the actual national Turkish music; that Rauf Yeltâ had important contributions in the editing the 1st and 2nd Books of Anatolian Folk Songs by the Dârülelhan (the first official conservatory in the Ottoman Empire). Another re-sult is that the introductions of these books were written by Rauf Yektâ, and that the al-teration signs used in classical Turkish music such as the 4 coma flat (Bakiye) and the 5 coma flat (Küçük Mücenneb) were first used in Turkish folk song notation by Rauf Yeltâ.
Key Words: Rauf Yektâ Bey, Turkish Folk Music, National Turkish Music, Compilation, Dârülelhan

Öz Erken Cumhuriyet döneminde, Türk mûsikîsinin yasaklanması ve yasaklanma nedenleri, günümüzde h... more Öz Erken Cumhuriyet döneminde, Türk mûsikîsinin yasaklanması ve yasaklanma nedenleri, günümüzde halen tartışılmakta ve merak edilmektedir. 1926'da Sanâyi-i Nefîse Encümeni'nin aldığı bir kararla Alaturka mûsikîye getirilen ilk yasak, Dârülelhan bünyesindeki Türk mûsikîsi şubesinin lağvedilmesi ve tüm okullardan Türk mûsikîsi eğitiminin kaldırılmasıdır. Encümen'in bu kararı hem dönemin mûsikîşinâsları hem de halk tarafından tartışılmaya başlar. Bu tartışmalar dönemin gazetelerinde geniş bir yer bulmuştur. Yeni Ses gazetesi 1926 yılında bir anket başlatarak, özellikle dönemin mûsikîşinâslarının bu yasak hakkındaki görüşlerini yayınlamıştır. Bu araştırmanın amacı, Sanâyi-i Nefîse Encümeni'nin Türk müziği eğitim/öğretimini Dârülelhan ve okullardan yasaklama kararının dönemin siyasetçileri, mûsikîşinâsları ve halk tarafından nasıl karşılandığını, ne gibi sonuçlarının olduğunu ve Türk müziğine etkilerinin neler olduğunu ortaya koymaktır. Araştırmanın amacı doğrultusunda, tarihsel araştırma modeli uygulanmış, elde edilen bilgi ve dokümanlar incelenerek betimlenmiştir. Araştırma kapsamında, Millî Kütüphane'nin Süreli Yayınlar bölümünde bulunan Yeni Ses gazetesinin 1926 yılında yayınlanan 276 sayısı incelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda, toplam 1577 sayfada Alaturka yasağı ile ilgili yazılar, haberler, röportajlar ve halktan gelen mektuplar araştırılmış ve tespit edilenler analiz edilerek dönemin tartışmaları ortaya konmuştur. Bu araştırmada, Rauf Yektâ Bey, Zeki Üngör, Halil Bedî, Refik Fersan, Ekrem Besim Tektaş, Dürrü (Dürri) Turan, İsmail Hakkı Bey, Zekâizâde Hâfız Ahmet Efendi, Yusuf Ziya Demircioğlu ve Mesut Cemil (Tel) gibi dönemin mûsikîye yön veren isimlerinin daha önce yayınlanmamış yazıları Osmanlıcadan Latin alfabesine çeviriyazıları yapılarak Türk mûsikîsi tarihi literatürüne katkı sağlanmıştır. Bu araştırmanın amacı ve kapsamı doğrultusunda elde edilen veriler ışığında; 1926'da, resmî görüş olarak Alaturka mûsikînin dışlandığı, Sanâyi-i Nefîse Encümeni'nin aldığı bir kararla Alaturka mûsikî eğitiminin Dârülelhan ve okullardan kaldırıldığı, yasak kararının toplumu ve mûsikîşinâsları Alafranga ya da Alaturka taraftarı olarak ikiye böldüğü, Alafranga taraftarlarının; Alafranga mûsikîyi medeniyetle eşdeğer tuttukları, Alaturka mûsikîyi geriliğin ve Şark kültürünün bir sembolü olarak gördükleri, Alaturka mûsikînin millî Türk mûsikîsini temsil edemeyeceği ve onun yerine halk mûsikîsinin Garp tekniğiyle işlenerek millî Türk mûsikîsi yaratılması gerektiği fikrinin oluştuğu, Alaturka taraftarlarının ise; Alaturka mûsikînin kaldırılmasının bir cinayet olduğunu, halkın Alafranga mûsikîden anlamayacağını ve zevk almayacağını düşündükleri, Encümen kararının taraflı olduğunu ve Alaturka mûsikînin kaldırılamayacağını düşündükleri, ayrıca bu yasak kararı ile klasik Türk mûsikîsine zarar verileceğini düşündükleri ulaşılan sonuçlardan bazılarıdır. Anahtar Kelimeler: Sanâyi-i Nefîse Encümeni, Dârülelhan, Alaturka, Yeni Ses Gazetesi, Mûsikî. Abstract The prohibition of Turkish Music (Alaturka) and the reasons for this prohibition in the early Republican era are the subjects of intense public debate today. In 1926, the first prohibition of Alaturka by the decision of the Fine Arts Commission (Sanayi-i Nefise Encümeni) resulted in the abolition of Turkish music branch in the first conservatory of music in Turkey (Dârülelhan) and prohibition of the teaching of Turkish music in schools. This decision of Commission was widely debated among the musicians of the period and by the people. These debates had received widespread coverage in newspapers of the time. Yeni Ses journal submitted a questionnaire in 1926 and published the opinions of the musicians of the period regarding of prohibition of Turkish music. The aim of this study is to evaluate how the decision of the Fine Arts Commission to proscribe the teaching of Turkish music in Dârülelhan and in other schools was regarded by the politicians, musicians and public of early Republican era, the consequences and effects of this decision on Turkish music. In this study, the historical method of research was utilized. The information and documents obtained were examined and described. Within the scope of the study, we reviewed 276 issues of Yeni Ses journal that were published in 1926 and kept in the Periodicals Section of the National Library of Turkey. As a result of the research, articles, news, interviews, and letters from the public regarding the prohibition in question, consisting of 1577 pages in total, have been examined and analyzed to reveal the widely publicized debate. In this study, the unpublished Ottoman texts of the important musicians, such as Rauf Yektâ Bey, Zeki Üngör, Halil Bedî, Refik Fersan, Ekrem Besim Tektaş, Dürrü (Dürri) Turan, İsmail Hakkı Bey, Zekâizâde Hâfız Ahmet Efendi, Yusuf Ziya Demircioğlu and Mesut Cemil (Tel) have been translated to the Latin alphabet, and they have contributed to Turkish music history. The results from this study show that, in 1926, Alaturka was officially excluded in all forms; the teaching of Alaturka was proscribed in Dârülelhan and in other schools by the decision of the Fine Arts Commission; and this decision of prohibition divided the musicians of the period and the public into two groups-proponents of Alafranga (western music) and that of Alaturka. Exponents of the western music considered that Alafranga was the symbol for civilization and modernization; while Alaturka symbolized orientalism. Therefore, they considered that Alaturka could not represent national style (Millî Mûsikî) and that Turkish music should be reformed by combining western style with folk music. On the other hand, supporters of Alaturka considered that the exclusion of Dr. Öğr. Üyesi, İnönü Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, Müzik Bölümü, Yaylı Çalgılar Ana Sanat Dalı.

Özet Bu araştırma, klasik Türk mûsikîsi çalgılarının, 1930'lu yıllardaki kültürel değişim/dönüşüm... more Özet Bu araştırma, klasik Türk mûsikîsi çalgılarının, 1930'lu yıllardaki kültürel değişim/dönüşüm çalışmaları kapsamında yer alan Türk Mûsikî İnkılâbı sürecinden nasıl etkilendiğinin belirlenmesine odaklanmaktadır. Bu kapsamda, dönemin siyasîlerinin, yazarlarının, müzik adamlarının ve toplumun, Türk Mûsikî İnkılâbı çerçevesinde klasik Türk mûsikîsi çalgılarına bakış açılarının nasıl olduğu araştırılmıştır. Araştırma kapsamında; günümüzde de sıkça tartışılan Alaturka mûsikînin yasaklı yıllarında yayınlanmış olan gazete ve dergilerde konuya yönelik yayınlanan haberler, yazılar, karikatürler incelenmiştir. Bu doğrultuda, Kurun, Akşam, Vakit ve Hâkimiyeti Milliye gibi dönemin önemli gazetelerinden ulaşılabilenler taranmış, araştırma sürecinde elde edilen kazanımlar ışığında ulaşılan veriler çeşitli açılardan yorumlanmaya çalışılmıştır. Araştırma doğrultusunda, Türk Mûsikî İnkılâbı kapsamında, bir yandan Osmanlı'nın izlerini silmek, diğer yandan Şark kültüründen ayrıldığımızı göstermek için propaganda malzemesi yapılan Alaturka mûsikînin ve klasik Türk mûsikîsi çalgılarının, o dönemde en ağır eleştirilerin hedefi haline geldiği, klasik Türk mûsikîsi çalgılarının Alaturka mûsikî ile birlikte geriliğin ve Şark kültürünün bir sembolü olarak algılandığı, dönemin aydınlarının büyük bir çoğunluğunun yazdıkları yazılarla Alaturka mûsikî ve klasik Türk mûsikîsi çalgılarını toplumun gözünden düşürmeye çalıştıkları, klasik Türk mûsikîsi çalgılarının gazete ve dergilerde karikatürler yoluyla gülünç duruma düşürülmeye çalışıldığı, dönemin aydınlarından bazılarının, klasik Türk mûsikîsi çalgılarının çoksesli millî Türk müziğinin ilerlemesindeki engellerden biri olduğunu savundukları, Türk Mûsikî İnkılâbı sürecine bağlı olarak, klasik Türk mûsikîsi çalgılarının icrasına yönelik ilmî çalışmaların, klasik Türk mûsikîsi icracılarının yetişmesinin, klasik Türk mûsikîsi çalgı yapımcılığı ve klasik Türk mûsikîsi çalgıları yapımında yenilikçi yaklaşımların daha ileriki dönemlere ötelenmesine sebep olduğu, ayrıca klasik Türk mûsikîsi çalgılarının icrasına yönelik sistematik ve bilimsel metot çalışmalarının gecikmesine neden olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Bu sonuçlarla birlikte, Türk Mûsikî İnkılâbı sürecinde getirilen yasaklar, yapılan yoğun çalışmalar ve propagandalar neticesinde Batı müziğinin yaygınlaşması, Batı müziği çalgılarının tanınması, kulakların çoksesliliğe alışması, konservatuvarların kurulması, Türk bestecilerin yetişmesi, orkestraların kurulması ve en önemlisi çoksesli millî Türk müziği ekolünün kurulması gibi birçok olumlu sonuçları da beraberinde getirdiği tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Klasik Türk Mûsikîsi Çalgıları, Türk Musiki İnkılâbı, Alaturka Mûsikî.

Türkiye’de cumhuriyetin ilanından kısa bir süre önce başlayan “Millî Türk Müziği” oluşturma düşün... more Türkiye’de cumhuriyetin ilanından kısa bir süre önce başlayan “Millî Türk Müziği” oluşturma düşüncesi, cumhuriyetin ilanından sonra da somut adımlar ve resmî çalışmalarla hız kazanmıştır. Bu çalışmalarda Anadolu insanının özünü yansıtan türkülerin toplanması (derlenmesi), incelenmesi, kayıt altına alınması ve arşivlenerek sonraki kuşaklara aktarılması düşünülmüştür. Ayrıca, derlenen Türk halk melodilerinin çoksesli çağdaş Türk müziği bestecileri için bir kompozisyon malzemesi olarak kullanılabileceği, bu sayede Türk halk ezgilerinin yerellikten ulusallığa ve çoksesli çağdaş Türk müziği bestecilerinin, Türk kimliğinin dokusunu taşıyan kompozisyonları sayesinde uluslararası alana taşınması hedeflenmiştir.
Bu araştırma Türk müzik tarihi literatürüne “Türk Beşleri” olarak geçen Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Ahmet Adnan Saygun, Hasan Ferid Alnar ve Necil Kâzım Akses’in, Türk halk müziği derleme, inceleme ve kayıt altına alma çalışmalarındaki katkılarına odaklanmaktadır. Araştırma konusunun odak noktasından hareketle, Cumhuriyet öncesi folklor bilimine atıfta bulunan bilimsel yazılar, Cumhuriyet döneminde yapılan Türk halk müziği derleme faaliyetleri, bu faaliyetlere katkıda bulunan kişi ve kurumlar, derleme faaliyetleri sonucu ortaya çıkarılan bilimsel yayınlar ve Türk Beşleri’nin bu faaliyetlere katkıları araştırılmıştır.
Bu araştırma neticesinde; 1926’da Dârü’l-Elhân tarafından yapılan derleme seyahatinde kullanılan kayıt cihazının Cemal Reşit Rey’in aracılığı ile ülkemize getirildiği, Dârü’l-Elhân tarafından yayınlanan halk şarkıları defterlerinden 3. ve 4. defterlerin mukaddimelerinin Rey tarafından yazıldığı, 1936’da Türkiye’de derleme çalışmaları yapan Macar müzikolog Béla Bartók’a Ahmet Adnan Saygun, Necil Kâzım Akses ve Ulvi Cemal Erkin’in refakat ettiği, 1937’de Ankara Devlet Konservatuvarı bünyesinde yapılan birinci halk müziği derleme seyahatinde Ferid Alnar, Necil Kâzım Akses ve Ulvi Cemal Erkin’in bulunduğu, ikinci derleme seyahatinin ise Alnar ve Erkin’in başkanlıklarında iki gurup halinde yapıldığı ve İstanbul Konsrvatuvarı’nın 15. ve son derleme defterinin Saygun tarafından yazıldığı ulaşılan sonuçlardan bazılarıdır.
Anahtar Kelimeler: Türk halk müziği, Türk Beşleri, derleme, Dârü’l-Elhân.
ABSTRACT
The idea of establishing “National Turkish Music” came up shortly before the proclamation of the republic in Turkey and it gained speed with concrete steps and official studies. These studies aimed to collect (compile) the folk songs reflecting the core character of the Anatolian people and to record these songs in archive for passing down to future generations. It was also considered that; the compiled Turkish folk melodies could be used as a composition material for the contemporary polyphonic Turkish music composers and thus it was aimed to carry the Turkish folk melodies from local context to the national context and to bring the contemporary polyphonic Turkish music composers into the international arena with the help of their compositions, which possess Turkish identity.
This paper focuses on the contributions of the ‘Turkish Five’ of the Turkish music history, namely as Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Ahmet Adnan Saygun, Hasan Ferid Alnar and Necil Kâzım Akses to the compilation, investigation and recording studies concerning the Turkish folk music. In parallel with this focus, scientific articles referring to the folkloric science, compilations belonging to the Republican period Turkish folk music, the persons and institutions that contributed to the compilation works, the scientific articles that were published at the end of these works and contributions of the Turkish Five to these works, were investigated.
Some of the conclusions reached at the end of the study are the following: the recorder used in the compilation journey made by Dârü’l-Elhân (Conservatory) in 1926 was brought to our country by Cemal Reşit Rey for the first time; the exordia of the 3rd and 4th books of the folk songs books published by Dârü’l-Elhân were written by Rey; the Hungarian musicologist, Béla Bartók, who carried out compilation works in Turkey in 1936 was accompanied by Ahmet Adnan Saygun, Necil Kâzım Akses and Ulvi Cemal Erkin; the first folk music compilation journey was made within the body of Ankara Municipal Conservatory in 1937 under the leadership of Ferid Alnar, Necil Kâzım Akses and Ulvi Cemal Erkin and the second compilation journey was made under the leadership of Alnar and Erkin; the 15 and last compilation book of Istanbul Conservatory was written by Saygun.
Key Words: Turkish folk music, Turkish Five, compilation, Dârü’l-Elhân.

Özet
Bu araştırma Türk müzik tarihi literatüründe Türk Beşleri olarak anılan Cemal Reşit Rey, Has... more Özet
Bu araştırma Türk müzik tarihi literatüründe Türk Beşleri olarak anılan Cemal Reşit Rey, Hasan Ferid
Alnar, Ulvi Cemal Erkin, Ahmed Adnan Saygun ve Necil Kâzım Akses’in, Cumhuriyet döneminin ilk
yıllarından itibaren başlatılan, millî Türk müziği oluşturma çalışmalarındaki rollerinin belirlenmesine
odaklanmaktadır. Bu kapsamda, Cumhuriyet dönemi müzik politikalarına zemin hazırlayan Osmanlı’nın
son dönem müzik politikaları incelenmiş, Cumhuriyet döneminde millî Türk müziği oluşturmayı
hedefleyen çalışmalar, kurumlar, yazılar, görüşler ve kişiler araştırılmıştır. Bu doğrultuda Türk
Beşleri’nin tespit edilebilen eserleri türlerine göre sınıflandırılmış, görev aldıkları kurumlar, yazdıkları
yazılar/görüşler, hazırladıkları raporlar, ulusal/uluslararası alanda aldıkları ödüller ve
ulusal/uluslararası yaptıkları konserler incelenmiştir. Ayrıca araştırma sürecinde yapılan inceleme ve
araştırma sonucunda elde edilen veriler çeşitli açılardan yorumlanmaya çalışılmıştır.
Araştırma sonucunda, Osmanlı’nın son dönemlerindeki müzik politikalarının Cumhuriyet dönemindeki
millî Türk müziği oluşturma çalışmalarına zemin hazırladığı, millî Türk müziği oluşturulurken
Anadolu’dan toplanan halk şarkılarının Türk besteciler tarafından bir müziksel malzeme olarak
kullanıldığı, ilk kuşak Türk bestecileri olarak anılan Türk Beşleri’nin; Opera, Operet, Solo Çalgı ve
Orkestra, Oda Müziği, Koro, Sahne Müziği, Marş vb. türlerde çok sayıda eser yazdıkları, Cumhuriyet
döneminde kurulan Musiki Muallim Mektebi, İstanbul Belediye Konservatuvarı ve Cumhur Başkanlığı
Senfoni orkestrası gibi resmi kurumlarda görev aldıkları, çok sayıda besteci yetiştirdikleri, Türk Halk
Müziği derleme çalışmalarında görev aldıkları, Türkiye’deki müzik eğitimi alanında belirleyici ve
yönlendirici olarak rol aldıkları, ulusal ve uluslararası alanda çok sayıda konser vererek millî Türk
müziğini tanıttıkları/yaygınlaştırdıkları ve ulusal/uluslararası alanda çok sayıda ödüle layık görüldükleri
sonuçlarına ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Türk Beşleri, millî Türk müziği, Türk halk müziği
THE ROLES OF THE TURKISH FIVE IN CREATING REPUBLICAN
PERIOD NATIONAL TURKISH MUSIC
Abstract
This study focuses on determining the roles of Cemal Reşit Rey, Hasan Ferid Alnar, Ulvi Cemal Erkin,
Ahmed Adnan Saygun and Necil Kâzım Akses, known as the Turkish Fives in the Turkish music history
literature, in works of creating national Turkish music that was started in the first years of the Republican
period. In this context, the musical policies of late Ottoman Empire that laid the groundwork for the
republican period musical policies were examined and the studies, institutions, reviews and persons
aiming to create national Turkish music in the Republican period were researched. In this direction, the
works by the Turkish Fives that were able to be identified were categorized by genre and the institutions
they took office in, the writings/reviews they wrote, the national/international awards they received and
the national/international concerts they held were examined. Also, the data obtained from the
examination and research conducted during the research process were tried to be interpreted in different
perspectives.
In conclusion of the study, the results were reached that the musical policies of late Ottoman Empire laid
the groundwork for creating national Turkish music in the Republican period, that while national Turkish
music was being created, the folk songs collected from Anatolia were used as a musical material by
Turkish composers, that the Turkish Fives, known as the first generation of Turkish composers, composed
numerous pieces in genres such as Opera, Operetta, Solo Instrument and Orchestra, Chamber Music,
Choir, Stage Music, March etc., that they took office in official intuitions such as Music Teaching School,
İstanbul Municipality Conservatoire and the Presidential Symphony Orchestra, that they educated many composers and participated in the works of compilation of Turkish Folk Music. It was also concluded that
they participated in the field of Turkish musical education as determinants and leaders,
introduced/popularized Turkish Music by giving a large number of both national and international
concerts and that they were deemed worthy of many national and international awards.
Keywords: Turkish Fives, national Turkish music, Turkish folk music.

Bu araştırma, 1930’lu yıllardaki kültürel değişim/dönüşüm çalışmaları kapsamında yer alan, ‘Musik... more Bu araştırma, 1930’lu yıllardaki kültürel değişim/dönüşüm çalışmaları kapsamında yer alan, ‘Musiki İnkılâbı’nın, mizahın bir türü olan karikatürler aracılığı ile nasıl yansıtıldığının belirlenmesine odaklanmaktadır. Bu kapsamda, dönemin karikatüristlerinin alaturka musikinin yasaklanması, Batı
müziğinin benimsetilmesi, alaturka musiki yerine Türk halk müziğinin milli musikimiz olduğu vb. düşüncelere sahip oldukları ve bu düşüncelerini karikatürlerine nasıl yansıttıkları araştırılmış. Araştırma kapsamında; günümüzde de sıkça tartışılan alaturka musikinin yasaklı yıllarında yayınlanmış olan gazete ve dergilerde konuya yönelik yayınlanan haberler,
yazılar, karikatürler incelenmiştir. Bu doğrultuda, Kurun, Akşam, Vakit ve Hakimiyeti Milliye gibi dönemin önemli gazetelerinden ulaşılabilenler taranmış, ayrıca araştırma sürecinde elde edilen kazanımlar ışığında ulaşılan veriler çeşitli açılardan yorumlanmaya çalışılmıştır. Araştırma doğrultusunda, Musiki İnkılâbı kapsamında, bir yandan Osmanlı’nın izlerini silmek, diğer yandan Şark kültüründen ayrıldığımızı göstermek için propaganda malzemesi yapılan alaturka musikinin, o dönemde en ağır eleştirilerin hedefi haline geldiği, alaturka musikinin geriliğin ve şarklılığın sembolü olarak algılandığı ve aşağılandığı, dönemin aydınlarının büyük bir çoğunluğunun yazdıkları yazılarla alaturka musikiyi itibarsızlaştırmaya çalıştıkları, alaturka musikinin gazete ve dergilerde
karikatürler yoluyla gülünç duruma düşürülmeye çalışıldığı sonuçlarına ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Türk Musiki İnkılâbı, Türk Müziği, Türk Halk Müziği, Karikatür.

ÖZET
Bu çalışmada Şanlıurfa’nın bir beldesi
ve bölgedeki tek Alevi köyü olan Kısas’a ait
müziğin ... more ÖZET
Bu çalışmada Şanlıurfa’nın bir beldesi
ve bölgedeki tek Alevi köyü olan Kısas’a ait
müziğin bölgesel Urfa Sound’undan ne şekilde
etkilendiğini çözümleyebilmek amaçlanmıştır.
Bölgenin müziksel kültürü yerinde
incelenmiş ve bölge sakinleri ile müzik
odaklı görüşmeler düzenlenmiştir.
Kısas sakinleri ile yapılan müzik odaklı
görüşmelerde temel amaç, Kısas müziğinin
Urfa bölgesel soundundan etkileniş biçimini
anlamaktır. Kısas bölgesi Alevileri,
Urfa’dan ‘gazel ve gazelhanlık’, ‘Cezayir
Havası’, ‘Türkmeni’ ve ‘Hoyrat’ gibi pek çok
türü kendi kültürlerine adapte ederek içselleştirmişlerdir.
Aynı zamanda Urfa’da aktif
olarak kullanılan kemanı, cem çalgısı olan
bağlamayla birlikte icra etme yoluna gitmişlerdir.
Yine, Urfa sıra gecelerine hâkim olan
müzik geleneğinin etkisiyle, zaman zaman
cem müziklerini hep birlikte icra etme yoluna
gitmişlerdir. Kısas bölgesinde, Kısaslıların
öz kültürüne ait olmayıp Urfa’dan ithal
edilerek alınan geleneklerin, belirli dönemlerde
sekteye uğrayabildiği sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kısas, Kısas Yöresel
Müziği, Urfa Sound’u, Âşıklık Geleneği.
ABSTRACT
In this study, it was aimed to analyze
how the music which belongs to Kısas, the
only Alevi village in the region, and town
of Şanlıurfa is affected by the regional Urfa
Sound. The musical culture of the region has
been analyzed in its own place and meetings
which focus on music have been arranged
to interview with the inhabitants of the region.
The main purpose of those meetings
which have focused on music and have been done in order to talk with Kısas residents
were to explain the way Kısas music was
affected by the regional Urfa sound. Kısas
Region’s Alevis have internalized some
types such as the ghazal and the jop of singing
ghazal, Algerian Air, Türkmeni and
Hoyrat, which is a type of folk song. Each
of them belongs to Urfa by adapting them
to their own culture. At the same time they
also played violin, which is used actively
in Urfa with the bağlama, an Alevi instrument.
Additionally, they have sometimes
performed Alevi music together with the effect
of music tradition which is really active
in Urfa music nights. It has been concluded
that in Kısas region, traditions which do not
belong to the self-culture of Kısas and which
have been imported from Urfa may come to
a standstill in specifi c periods.
Teaching Documents by Ünsal Deniz
Finale Yazım Klavuzu ders notlarına aşagıdaki linkten ulaşabilirsiniz. https://www.inonu.edu.tr/t... more Finale Yazım Klavuzu ders notlarına aşagıdaki linkten ulaşabilirsiniz. https://www.inonu.edu.tr/tr/cms/unsal.deniz Hazırlamış oldugum Finale Nota Yazım Klavuzu'ndan herhangi bir maddi kazanç saglamadan, ders notuşeklinde tüm müzik egitimcileri ve ögrencileri ile paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Soru ve görüşlerinizi ya da önerilerinizi bana aşagıdaki mail adresimden ulaşarak bildirebilirsiniz.
Uploads
Papers by Ünsal Deniz
Türkiye’de ilk radyo yayını, 6 Mayıs 1927 tarihinde programlı ve düzenli yayınlara başlayan İstanbul Radyosu’nda
yapılmıştır. Telsiz Telefon Türk Anonim Şirketi (TTTAŞ) tarafından özel teşebbüs olarak kurulan radyo, kurulduğu ilk
dönem yayınlarında ağırlıklı olarak müzik programlarına yer vermiştir. Radyo’daki müzik yayınları hem yurt içindeki hem de
Avrupa’daki dinleyiciler düşünülerek hazırlanmıştır. İstanbul Radyosu, yayınlarıyla bir taraftan dinleyicilerine hoşça vakit
geçirtmek isterken, bir yandan da dinleyicilerin müzik zevklerini yükseltmeyi hedeflemiştir.
Bu araştırma, 1927’de kurulan İstanbul Radyosu’nun ilk döneminde, müzik yayınlarının içeriğine ve müzik türlerine göre
nasıl bir dağılım gösterdiğine odaklanmıştır. Bu araştırmanın konusu kapsamında, arşiv taraması ile elde edilen kitap, dergi,
gazete, fotoğraf, ve karikatürler gibi dokümanlarda, İstanbul Radyosu’nun ilk dönemine ait yayın programları tespit edilerek
incelenmiş ve betimlenmiştir. Bu yönüyle betimsel bir araştırma özelliği de taşımaktadır. Ayrıca Osmanlıca yazılmış bazı
metinlerin, Latin alfabesine çeviri yazıları yapılmış ve Türk müziği tarihi literatürüne katkı sağlanmıştır.
Araştırma neticesinde, İstanbul Radyosu’nun ilk dönem yayınlarında; Cumhuriyet döneminin müzik politikaları
doğrultusunda halkın kulağının Batı müziğine alıştırılmasında önemli rol oynadığı, Radyo’nun yayınlarında ağırlıklı olarak
Türk müziğine yer verilmekle birlikte, halk müziği, Batı müziği, caz, tango, kanto, dans müziği, Rus halk şarkıları ve hatta
Havai müziklerine yer verilmiş olduğu, misafir sanatçı/kadrolu sanatçı ayrımının ilk kez 1927’de İstanbul Radyosu’nda
uygulanmış olması ulaşılan sonuçlardan bazılarıdır.
Anahtar Kelimeler: İstanbul Radyosu, Telsiz Telefon, Alaturka Mûsikî, Batı Müziği, Halk Müziği.
Anahtar Kelimeler: Rauf Yektâ Bey, Türk Halk Müziği, Millî Türk Mûsikîsi, Derleme, Dârülelhan
Abstract
Rauf Yektâ is known for his works on classical Turkish music history and the-ories. In addition to being a composer, a neyzen (ney player) and a music educator, his extensive research and writings on classical Turkish music history have made him one of the founders of Turkish musicology, and he is even regarded by some as the founder of Turkish musicology. Rauf Yektâ, who started his musical writings with the article titled "Mûsikî-i Osmânî Nazariyâtı Lisân-ı Elhân - I" (Language of Melodies in Ottoman Music Theories - I) published on the 10th issue of the “Resimli Gazette” on 11 January 1897, wrote articles on almost everything related to classical Turkish music and con-ducted scientific studies on classical Turkish music sound systems until the year of his death, in 1935. Almost all of his articles were regarding classical Turkish music, he vir-tually devoted his entire life to express, develop and popularize the history of Turkish music, to theories based on scientific grounds and to properly explain them to the Wes-tern world.
Today, there are many publications regarding the studies conducted by Rauf Yektâ on classical Turkish music. These publications entirely focuse on classical Tur-kish music theory or its history. However, Rauf Yektâ also has publications and studies regarding Turkish folk music . This research focuses on Rauf Yektâ's ideas and writings on Turkish folk music and his contributions to the compilation, reviewing and recor-ding of Turkish folk music. Considering the focal point of the research topic; Rauf Yektâ's articles published in newspapers and journals of the time such as Vakit, Yeni-ses, İkdâm etc., his forewords in the 1st and 2nd Books of Anatolian Folk Songs (Ana-dolu Halk Şarkıları) and his analysis and comments on the notes of the folk songs fo-und in these books were analyzed.
As a result of this research, based on his article titled "A Few Words About Ot-toman Music" published on İkdâm on 6 April 1898, it was understood that Rauf Yetka was the first Turkish musicologist that stated the necessity of compilation of the stu-dies of Turkish folk music, the necessity that folk songs must be notated and published and that these folk songs were the actual national Turkish music; that Rauf Yeltâ had important contributions in the editing the 1st and 2nd Books of Anatolian Folk Songs by the Dârülelhan (the first official conservatory in the Ottoman Empire). Another re-sult is that the introductions of these books were written by Rauf Yektâ, and that the al-teration signs used in classical Turkish music such as the 4 coma flat (Bakiye) and the 5 coma flat (Küçük Mücenneb) were first used in Turkish folk song notation by Rauf Yeltâ.
Key Words: Rauf Yektâ Bey, Turkish Folk Music, National Turkish Music, Compilation, Dârülelhan
Bu araştırma Türk müzik tarihi literatürüne “Türk Beşleri” olarak geçen Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Ahmet Adnan Saygun, Hasan Ferid Alnar ve Necil Kâzım Akses’in, Türk halk müziği derleme, inceleme ve kayıt altına alma çalışmalarındaki katkılarına odaklanmaktadır. Araştırma konusunun odak noktasından hareketle, Cumhuriyet öncesi folklor bilimine atıfta bulunan bilimsel yazılar, Cumhuriyet döneminde yapılan Türk halk müziği derleme faaliyetleri, bu faaliyetlere katkıda bulunan kişi ve kurumlar, derleme faaliyetleri sonucu ortaya çıkarılan bilimsel yayınlar ve Türk Beşleri’nin bu faaliyetlere katkıları araştırılmıştır.
Bu araştırma neticesinde; 1926’da Dârü’l-Elhân tarafından yapılan derleme seyahatinde kullanılan kayıt cihazının Cemal Reşit Rey’in aracılığı ile ülkemize getirildiği, Dârü’l-Elhân tarafından yayınlanan halk şarkıları defterlerinden 3. ve 4. defterlerin mukaddimelerinin Rey tarafından yazıldığı, 1936’da Türkiye’de derleme çalışmaları yapan Macar müzikolog Béla Bartók’a Ahmet Adnan Saygun, Necil Kâzım Akses ve Ulvi Cemal Erkin’in refakat ettiği, 1937’de Ankara Devlet Konservatuvarı bünyesinde yapılan birinci halk müziği derleme seyahatinde Ferid Alnar, Necil Kâzım Akses ve Ulvi Cemal Erkin’in bulunduğu, ikinci derleme seyahatinin ise Alnar ve Erkin’in başkanlıklarında iki gurup halinde yapıldığı ve İstanbul Konsrvatuvarı’nın 15. ve son derleme defterinin Saygun tarafından yazıldığı ulaşılan sonuçlardan bazılarıdır.
Anahtar Kelimeler: Türk halk müziği, Türk Beşleri, derleme, Dârü’l-Elhân.
ABSTRACT
The idea of establishing “National Turkish Music” came up shortly before the proclamation of the republic in Turkey and it gained speed with concrete steps and official studies. These studies aimed to collect (compile) the folk songs reflecting the core character of the Anatolian people and to record these songs in archive for passing down to future generations. It was also considered that; the compiled Turkish folk melodies could be used as a composition material for the contemporary polyphonic Turkish music composers and thus it was aimed to carry the Turkish folk melodies from local context to the national context and to bring the contemporary polyphonic Turkish music composers into the international arena with the help of their compositions, which possess Turkish identity.
This paper focuses on the contributions of the ‘Turkish Five’ of the Turkish music history, namely as Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Ahmet Adnan Saygun, Hasan Ferid Alnar and Necil Kâzım Akses to the compilation, investigation and recording studies concerning the Turkish folk music. In parallel with this focus, scientific articles referring to the folkloric science, compilations belonging to the Republican period Turkish folk music, the persons and institutions that contributed to the compilation works, the scientific articles that were published at the end of these works and contributions of the Turkish Five to these works, were investigated.
Some of the conclusions reached at the end of the study are the following: the recorder used in the compilation journey made by Dârü’l-Elhân (Conservatory) in 1926 was brought to our country by Cemal Reşit Rey for the first time; the exordia of the 3rd and 4th books of the folk songs books published by Dârü’l-Elhân were written by Rey; the Hungarian musicologist, Béla Bartók, who carried out compilation works in Turkey in 1936 was accompanied by Ahmet Adnan Saygun, Necil Kâzım Akses and Ulvi Cemal Erkin; the first folk music compilation journey was made within the body of Ankara Municipal Conservatory in 1937 under the leadership of Ferid Alnar, Necil Kâzım Akses and Ulvi Cemal Erkin and the second compilation journey was made under the leadership of Alnar and Erkin; the 15 and last compilation book of Istanbul Conservatory was written by Saygun.
Key Words: Turkish folk music, Turkish Five, compilation, Dârü’l-Elhân.
Bu araştırma Türk müzik tarihi literatüründe Türk Beşleri olarak anılan Cemal Reşit Rey, Hasan Ferid
Alnar, Ulvi Cemal Erkin, Ahmed Adnan Saygun ve Necil Kâzım Akses’in, Cumhuriyet döneminin ilk
yıllarından itibaren başlatılan, millî Türk müziği oluşturma çalışmalarındaki rollerinin belirlenmesine
odaklanmaktadır. Bu kapsamda, Cumhuriyet dönemi müzik politikalarına zemin hazırlayan Osmanlı’nın
son dönem müzik politikaları incelenmiş, Cumhuriyet döneminde millî Türk müziği oluşturmayı
hedefleyen çalışmalar, kurumlar, yazılar, görüşler ve kişiler araştırılmıştır. Bu doğrultuda Türk
Beşleri’nin tespit edilebilen eserleri türlerine göre sınıflandırılmış, görev aldıkları kurumlar, yazdıkları
yazılar/görüşler, hazırladıkları raporlar, ulusal/uluslararası alanda aldıkları ödüller ve
ulusal/uluslararası yaptıkları konserler incelenmiştir. Ayrıca araştırma sürecinde yapılan inceleme ve
araştırma sonucunda elde edilen veriler çeşitli açılardan yorumlanmaya çalışılmıştır.
Araştırma sonucunda, Osmanlı’nın son dönemlerindeki müzik politikalarının Cumhuriyet dönemindeki
millî Türk müziği oluşturma çalışmalarına zemin hazırladığı, millî Türk müziği oluşturulurken
Anadolu’dan toplanan halk şarkılarının Türk besteciler tarafından bir müziksel malzeme olarak
kullanıldığı, ilk kuşak Türk bestecileri olarak anılan Türk Beşleri’nin; Opera, Operet, Solo Çalgı ve
Orkestra, Oda Müziği, Koro, Sahne Müziği, Marş vb. türlerde çok sayıda eser yazdıkları, Cumhuriyet
döneminde kurulan Musiki Muallim Mektebi, İstanbul Belediye Konservatuvarı ve Cumhur Başkanlığı
Senfoni orkestrası gibi resmi kurumlarda görev aldıkları, çok sayıda besteci yetiştirdikleri, Türk Halk
Müziği derleme çalışmalarında görev aldıkları, Türkiye’deki müzik eğitimi alanında belirleyici ve
yönlendirici olarak rol aldıkları, ulusal ve uluslararası alanda çok sayıda konser vererek millî Türk
müziğini tanıttıkları/yaygınlaştırdıkları ve ulusal/uluslararası alanda çok sayıda ödüle layık görüldükleri
sonuçlarına ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Türk Beşleri, millî Türk müziği, Türk halk müziği
THE ROLES OF THE TURKISH FIVE IN CREATING REPUBLICAN
PERIOD NATIONAL TURKISH MUSIC
Abstract
This study focuses on determining the roles of Cemal Reşit Rey, Hasan Ferid Alnar, Ulvi Cemal Erkin,
Ahmed Adnan Saygun and Necil Kâzım Akses, known as the Turkish Fives in the Turkish music history
literature, in works of creating national Turkish music that was started in the first years of the Republican
period. In this context, the musical policies of late Ottoman Empire that laid the groundwork for the
republican period musical policies were examined and the studies, institutions, reviews and persons
aiming to create national Turkish music in the Republican period were researched. In this direction, the
works by the Turkish Fives that were able to be identified were categorized by genre and the institutions
they took office in, the writings/reviews they wrote, the national/international awards they received and
the national/international concerts they held were examined. Also, the data obtained from the
examination and research conducted during the research process were tried to be interpreted in different
perspectives.
In conclusion of the study, the results were reached that the musical policies of late Ottoman Empire laid
the groundwork for creating national Turkish music in the Republican period, that while national Turkish
music was being created, the folk songs collected from Anatolia were used as a musical material by
Turkish composers, that the Turkish Fives, known as the first generation of Turkish composers, composed
numerous pieces in genres such as Opera, Operetta, Solo Instrument and Orchestra, Chamber Music,
Choir, Stage Music, March etc., that they took office in official intuitions such as Music Teaching School,
İstanbul Municipality Conservatoire and the Presidential Symphony Orchestra, that they educated many composers and participated in the works of compilation of Turkish Folk Music. It was also concluded that
they participated in the field of Turkish musical education as determinants and leaders,
introduced/popularized Turkish Music by giving a large number of both national and international
concerts and that they were deemed worthy of many national and international awards.
Keywords: Turkish Fives, national Turkish music, Turkish folk music.
müziğinin benimsetilmesi, alaturka musiki yerine Türk halk müziğinin milli musikimiz olduğu vb. düşüncelere sahip oldukları ve bu düşüncelerini karikatürlerine nasıl yansıttıkları araştırılmış. Araştırma kapsamında; günümüzde de sıkça tartışılan alaturka musikinin yasaklı yıllarında yayınlanmış olan gazete ve dergilerde konuya yönelik yayınlanan haberler,
yazılar, karikatürler incelenmiştir. Bu doğrultuda, Kurun, Akşam, Vakit ve Hakimiyeti Milliye gibi dönemin önemli gazetelerinden ulaşılabilenler taranmış, ayrıca araştırma sürecinde elde edilen kazanımlar ışığında ulaşılan veriler çeşitli açılardan yorumlanmaya çalışılmıştır. Araştırma doğrultusunda, Musiki İnkılâbı kapsamında, bir yandan Osmanlı’nın izlerini silmek, diğer yandan Şark kültüründen ayrıldığımızı göstermek için propaganda malzemesi yapılan alaturka musikinin, o dönemde en ağır eleştirilerin hedefi haline geldiği, alaturka musikinin geriliğin ve şarklılığın sembolü olarak algılandığı ve aşağılandığı, dönemin aydınlarının büyük bir çoğunluğunun yazdıkları yazılarla alaturka musikiyi itibarsızlaştırmaya çalıştıkları, alaturka musikinin gazete ve dergilerde
karikatürler yoluyla gülünç duruma düşürülmeye çalışıldığı sonuçlarına ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Türk Musiki İnkılâbı, Türk Müziği, Türk Halk Müziği, Karikatür.
Bu çalışmada Şanlıurfa’nın bir beldesi
ve bölgedeki tek Alevi köyü olan Kısas’a ait
müziğin bölgesel Urfa Sound’undan ne şekilde
etkilendiğini çözümleyebilmek amaçlanmıştır.
Bölgenin müziksel kültürü yerinde
incelenmiş ve bölge sakinleri ile müzik
odaklı görüşmeler düzenlenmiştir.
Kısas sakinleri ile yapılan müzik odaklı
görüşmelerde temel amaç, Kısas müziğinin
Urfa bölgesel soundundan etkileniş biçimini
anlamaktır. Kısas bölgesi Alevileri,
Urfa’dan ‘gazel ve gazelhanlık’, ‘Cezayir
Havası’, ‘Türkmeni’ ve ‘Hoyrat’ gibi pek çok
türü kendi kültürlerine adapte ederek içselleştirmişlerdir.
Aynı zamanda Urfa’da aktif
olarak kullanılan kemanı, cem çalgısı olan
bağlamayla birlikte icra etme yoluna gitmişlerdir.
Yine, Urfa sıra gecelerine hâkim olan
müzik geleneğinin etkisiyle, zaman zaman
cem müziklerini hep birlikte icra etme yoluna
gitmişlerdir. Kısas bölgesinde, Kısaslıların
öz kültürüne ait olmayıp Urfa’dan ithal
edilerek alınan geleneklerin, belirli dönemlerde
sekteye uğrayabildiği sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kısas, Kısas Yöresel
Müziği, Urfa Sound’u, Âşıklık Geleneği.
ABSTRACT
In this study, it was aimed to analyze
how the music which belongs to Kısas, the
only Alevi village in the region, and town
of Şanlıurfa is affected by the regional Urfa
Sound. The musical culture of the region has
been analyzed in its own place and meetings
which focus on music have been arranged
to interview with the inhabitants of the region.
The main purpose of those meetings
which have focused on music and have been done in order to talk with Kısas residents
were to explain the way Kısas music was
affected by the regional Urfa sound. Kısas
Region’s Alevis have internalized some
types such as the ghazal and the jop of singing
ghazal, Algerian Air, Türkmeni and
Hoyrat, which is a type of folk song. Each
of them belongs to Urfa by adapting them
to their own culture. At the same time they
also played violin, which is used actively
in Urfa with the bağlama, an Alevi instrument.
Additionally, they have sometimes
performed Alevi music together with the effect
of music tradition which is really active
in Urfa music nights. It has been concluded
that in Kısas region, traditions which do not
belong to the self-culture of Kısas and which
have been imported from Urfa may come to
a standstill in specifi c periods.
Teaching Documents by Ünsal Deniz
Türkiye’de ilk radyo yayını, 6 Mayıs 1927 tarihinde programlı ve düzenli yayınlara başlayan İstanbul Radyosu’nda
yapılmıştır. Telsiz Telefon Türk Anonim Şirketi (TTTAŞ) tarafından özel teşebbüs olarak kurulan radyo, kurulduğu ilk
dönem yayınlarında ağırlıklı olarak müzik programlarına yer vermiştir. Radyo’daki müzik yayınları hem yurt içindeki hem de
Avrupa’daki dinleyiciler düşünülerek hazırlanmıştır. İstanbul Radyosu, yayınlarıyla bir taraftan dinleyicilerine hoşça vakit
geçirtmek isterken, bir yandan da dinleyicilerin müzik zevklerini yükseltmeyi hedeflemiştir.
Bu araştırma, 1927’de kurulan İstanbul Radyosu’nun ilk döneminde, müzik yayınlarının içeriğine ve müzik türlerine göre
nasıl bir dağılım gösterdiğine odaklanmıştır. Bu araştırmanın konusu kapsamında, arşiv taraması ile elde edilen kitap, dergi,
gazete, fotoğraf, ve karikatürler gibi dokümanlarda, İstanbul Radyosu’nun ilk dönemine ait yayın programları tespit edilerek
incelenmiş ve betimlenmiştir. Bu yönüyle betimsel bir araştırma özelliği de taşımaktadır. Ayrıca Osmanlıca yazılmış bazı
metinlerin, Latin alfabesine çeviri yazıları yapılmış ve Türk müziği tarihi literatürüne katkı sağlanmıştır.
Araştırma neticesinde, İstanbul Radyosu’nun ilk dönem yayınlarında; Cumhuriyet döneminin müzik politikaları
doğrultusunda halkın kulağının Batı müziğine alıştırılmasında önemli rol oynadığı, Radyo’nun yayınlarında ağırlıklı olarak
Türk müziğine yer verilmekle birlikte, halk müziği, Batı müziği, caz, tango, kanto, dans müziği, Rus halk şarkıları ve hatta
Havai müziklerine yer verilmiş olduğu, misafir sanatçı/kadrolu sanatçı ayrımının ilk kez 1927’de İstanbul Radyosu’nda
uygulanmış olması ulaşılan sonuçlardan bazılarıdır.
Anahtar Kelimeler: İstanbul Radyosu, Telsiz Telefon, Alaturka Mûsikî, Batı Müziği, Halk Müziği.
Anahtar Kelimeler: Rauf Yektâ Bey, Türk Halk Müziği, Millî Türk Mûsikîsi, Derleme, Dârülelhan
Abstract
Rauf Yektâ is known for his works on classical Turkish music history and the-ories. In addition to being a composer, a neyzen (ney player) and a music educator, his extensive research and writings on classical Turkish music history have made him one of the founders of Turkish musicology, and he is even regarded by some as the founder of Turkish musicology. Rauf Yektâ, who started his musical writings with the article titled "Mûsikî-i Osmânî Nazariyâtı Lisân-ı Elhân - I" (Language of Melodies in Ottoman Music Theories - I) published on the 10th issue of the “Resimli Gazette” on 11 January 1897, wrote articles on almost everything related to classical Turkish music and con-ducted scientific studies on classical Turkish music sound systems until the year of his death, in 1935. Almost all of his articles were regarding classical Turkish music, he vir-tually devoted his entire life to express, develop and popularize the history of Turkish music, to theories based on scientific grounds and to properly explain them to the Wes-tern world.
Today, there are many publications regarding the studies conducted by Rauf Yektâ on classical Turkish music. These publications entirely focuse on classical Tur-kish music theory or its history. However, Rauf Yektâ also has publications and studies regarding Turkish folk music . This research focuses on Rauf Yektâ's ideas and writings on Turkish folk music and his contributions to the compilation, reviewing and recor-ding of Turkish folk music. Considering the focal point of the research topic; Rauf Yektâ's articles published in newspapers and journals of the time such as Vakit, Yeni-ses, İkdâm etc., his forewords in the 1st and 2nd Books of Anatolian Folk Songs (Ana-dolu Halk Şarkıları) and his analysis and comments on the notes of the folk songs fo-und in these books were analyzed.
As a result of this research, based on his article titled "A Few Words About Ot-toman Music" published on İkdâm on 6 April 1898, it was understood that Rauf Yetka was the first Turkish musicologist that stated the necessity of compilation of the stu-dies of Turkish folk music, the necessity that folk songs must be notated and published and that these folk songs were the actual national Turkish music; that Rauf Yeltâ had important contributions in the editing the 1st and 2nd Books of Anatolian Folk Songs by the Dârülelhan (the first official conservatory in the Ottoman Empire). Another re-sult is that the introductions of these books were written by Rauf Yektâ, and that the al-teration signs used in classical Turkish music such as the 4 coma flat (Bakiye) and the 5 coma flat (Küçük Mücenneb) were first used in Turkish folk song notation by Rauf Yeltâ.
Key Words: Rauf Yektâ Bey, Turkish Folk Music, National Turkish Music, Compilation, Dârülelhan
Bu araştırma Türk müzik tarihi literatürüne “Türk Beşleri” olarak geçen Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Ahmet Adnan Saygun, Hasan Ferid Alnar ve Necil Kâzım Akses’in, Türk halk müziği derleme, inceleme ve kayıt altına alma çalışmalarındaki katkılarına odaklanmaktadır. Araştırma konusunun odak noktasından hareketle, Cumhuriyet öncesi folklor bilimine atıfta bulunan bilimsel yazılar, Cumhuriyet döneminde yapılan Türk halk müziği derleme faaliyetleri, bu faaliyetlere katkıda bulunan kişi ve kurumlar, derleme faaliyetleri sonucu ortaya çıkarılan bilimsel yayınlar ve Türk Beşleri’nin bu faaliyetlere katkıları araştırılmıştır.
Bu araştırma neticesinde; 1926’da Dârü’l-Elhân tarafından yapılan derleme seyahatinde kullanılan kayıt cihazının Cemal Reşit Rey’in aracılığı ile ülkemize getirildiği, Dârü’l-Elhân tarafından yayınlanan halk şarkıları defterlerinden 3. ve 4. defterlerin mukaddimelerinin Rey tarafından yazıldığı, 1936’da Türkiye’de derleme çalışmaları yapan Macar müzikolog Béla Bartók’a Ahmet Adnan Saygun, Necil Kâzım Akses ve Ulvi Cemal Erkin’in refakat ettiği, 1937’de Ankara Devlet Konservatuvarı bünyesinde yapılan birinci halk müziği derleme seyahatinde Ferid Alnar, Necil Kâzım Akses ve Ulvi Cemal Erkin’in bulunduğu, ikinci derleme seyahatinin ise Alnar ve Erkin’in başkanlıklarında iki gurup halinde yapıldığı ve İstanbul Konsrvatuvarı’nın 15. ve son derleme defterinin Saygun tarafından yazıldığı ulaşılan sonuçlardan bazılarıdır.
Anahtar Kelimeler: Türk halk müziği, Türk Beşleri, derleme, Dârü’l-Elhân.
ABSTRACT
The idea of establishing “National Turkish Music” came up shortly before the proclamation of the republic in Turkey and it gained speed with concrete steps and official studies. These studies aimed to collect (compile) the folk songs reflecting the core character of the Anatolian people and to record these songs in archive for passing down to future generations. It was also considered that; the compiled Turkish folk melodies could be used as a composition material for the contemporary polyphonic Turkish music composers and thus it was aimed to carry the Turkish folk melodies from local context to the national context and to bring the contemporary polyphonic Turkish music composers into the international arena with the help of their compositions, which possess Turkish identity.
This paper focuses on the contributions of the ‘Turkish Five’ of the Turkish music history, namely as Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Ahmet Adnan Saygun, Hasan Ferid Alnar and Necil Kâzım Akses to the compilation, investigation and recording studies concerning the Turkish folk music. In parallel with this focus, scientific articles referring to the folkloric science, compilations belonging to the Republican period Turkish folk music, the persons and institutions that contributed to the compilation works, the scientific articles that were published at the end of these works and contributions of the Turkish Five to these works, were investigated.
Some of the conclusions reached at the end of the study are the following: the recorder used in the compilation journey made by Dârü’l-Elhân (Conservatory) in 1926 was brought to our country by Cemal Reşit Rey for the first time; the exordia of the 3rd and 4th books of the folk songs books published by Dârü’l-Elhân were written by Rey; the Hungarian musicologist, Béla Bartók, who carried out compilation works in Turkey in 1936 was accompanied by Ahmet Adnan Saygun, Necil Kâzım Akses and Ulvi Cemal Erkin; the first folk music compilation journey was made within the body of Ankara Municipal Conservatory in 1937 under the leadership of Ferid Alnar, Necil Kâzım Akses and Ulvi Cemal Erkin and the second compilation journey was made under the leadership of Alnar and Erkin; the 15 and last compilation book of Istanbul Conservatory was written by Saygun.
Key Words: Turkish folk music, Turkish Five, compilation, Dârü’l-Elhân.
Bu araştırma Türk müzik tarihi literatüründe Türk Beşleri olarak anılan Cemal Reşit Rey, Hasan Ferid
Alnar, Ulvi Cemal Erkin, Ahmed Adnan Saygun ve Necil Kâzım Akses’in, Cumhuriyet döneminin ilk
yıllarından itibaren başlatılan, millî Türk müziği oluşturma çalışmalarındaki rollerinin belirlenmesine
odaklanmaktadır. Bu kapsamda, Cumhuriyet dönemi müzik politikalarına zemin hazırlayan Osmanlı’nın
son dönem müzik politikaları incelenmiş, Cumhuriyet döneminde millî Türk müziği oluşturmayı
hedefleyen çalışmalar, kurumlar, yazılar, görüşler ve kişiler araştırılmıştır. Bu doğrultuda Türk
Beşleri’nin tespit edilebilen eserleri türlerine göre sınıflandırılmış, görev aldıkları kurumlar, yazdıkları
yazılar/görüşler, hazırladıkları raporlar, ulusal/uluslararası alanda aldıkları ödüller ve
ulusal/uluslararası yaptıkları konserler incelenmiştir. Ayrıca araştırma sürecinde yapılan inceleme ve
araştırma sonucunda elde edilen veriler çeşitli açılardan yorumlanmaya çalışılmıştır.
Araştırma sonucunda, Osmanlı’nın son dönemlerindeki müzik politikalarının Cumhuriyet dönemindeki
millî Türk müziği oluşturma çalışmalarına zemin hazırladığı, millî Türk müziği oluşturulurken
Anadolu’dan toplanan halk şarkılarının Türk besteciler tarafından bir müziksel malzeme olarak
kullanıldığı, ilk kuşak Türk bestecileri olarak anılan Türk Beşleri’nin; Opera, Operet, Solo Çalgı ve
Orkestra, Oda Müziği, Koro, Sahne Müziği, Marş vb. türlerde çok sayıda eser yazdıkları, Cumhuriyet
döneminde kurulan Musiki Muallim Mektebi, İstanbul Belediye Konservatuvarı ve Cumhur Başkanlığı
Senfoni orkestrası gibi resmi kurumlarda görev aldıkları, çok sayıda besteci yetiştirdikleri, Türk Halk
Müziği derleme çalışmalarında görev aldıkları, Türkiye’deki müzik eğitimi alanında belirleyici ve
yönlendirici olarak rol aldıkları, ulusal ve uluslararası alanda çok sayıda konser vererek millî Türk
müziğini tanıttıkları/yaygınlaştırdıkları ve ulusal/uluslararası alanda çok sayıda ödüle layık görüldükleri
sonuçlarına ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Türk Beşleri, millî Türk müziği, Türk halk müziği
THE ROLES OF THE TURKISH FIVE IN CREATING REPUBLICAN
PERIOD NATIONAL TURKISH MUSIC
Abstract
This study focuses on determining the roles of Cemal Reşit Rey, Hasan Ferid Alnar, Ulvi Cemal Erkin,
Ahmed Adnan Saygun and Necil Kâzım Akses, known as the Turkish Fives in the Turkish music history
literature, in works of creating national Turkish music that was started in the first years of the Republican
period. In this context, the musical policies of late Ottoman Empire that laid the groundwork for the
republican period musical policies were examined and the studies, institutions, reviews and persons
aiming to create national Turkish music in the Republican period were researched. In this direction, the
works by the Turkish Fives that were able to be identified were categorized by genre and the institutions
they took office in, the writings/reviews they wrote, the national/international awards they received and
the national/international concerts they held were examined. Also, the data obtained from the
examination and research conducted during the research process were tried to be interpreted in different
perspectives.
In conclusion of the study, the results were reached that the musical policies of late Ottoman Empire laid
the groundwork for creating national Turkish music in the Republican period, that while national Turkish
music was being created, the folk songs collected from Anatolia were used as a musical material by
Turkish composers, that the Turkish Fives, known as the first generation of Turkish composers, composed
numerous pieces in genres such as Opera, Operetta, Solo Instrument and Orchestra, Chamber Music,
Choir, Stage Music, March etc., that they took office in official intuitions such as Music Teaching School,
İstanbul Municipality Conservatoire and the Presidential Symphony Orchestra, that they educated many composers and participated in the works of compilation of Turkish Folk Music. It was also concluded that
they participated in the field of Turkish musical education as determinants and leaders,
introduced/popularized Turkish Music by giving a large number of both national and international
concerts and that they were deemed worthy of many national and international awards.
Keywords: Turkish Fives, national Turkish music, Turkish folk music.
müziğinin benimsetilmesi, alaturka musiki yerine Türk halk müziğinin milli musikimiz olduğu vb. düşüncelere sahip oldukları ve bu düşüncelerini karikatürlerine nasıl yansıttıkları araştırılmış. Araştırma kapsamında; günümüzde de sıkça tartışılan alaturka musikinin yasaklı yıllarında yayınlanmış olan gazete ve dergilerde konuya yönelik yayınlanan haberler,
yazılar, karikatürler incelenmiştir. Bu doğrultuda, Kurun, Akşam, Vakit ve Hakimiyeti Milliye gibi dönemin önemli gazetelerinden ulaşılabilenler taranmış, ayrıca araştırma sürecinde elde edilen kazanımlar ışığında ulaşılan veriler çeşitli açılardan yorumlanmaya çalışılmıştır. Araştırma doğrultusunda, Musiki İnkılâbı kapsamında, bir yandan Osmanlı’nın izlerini silmek, diğer yandan Şark kültüründen ayrıldığımızı göstermek için propaganda malzemesi yapılan alaturka musikinin, o dönemde en ağır eleştirilerin hedefi haline geldiği, alaturka musikinin geriliğin ve şarklılığın sembolü olarak algılandığı ve aşağılandığı, dönemin aydınlarının büyük bir çoğunluğunun yazdıkları yazılarla alaturka musikiyi itibarsızlaştırmaya çalıştıkları, alaturka musikinin gazete ve dergilerde
karikatürler yoluyla gülünç duruma düşürülmeye çalışıldığı sonuçlarına ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Türk Musiki İnkılâbı, Türk Müziği, Türk Halk Müziği, Karikatür.
Bu çalışmada Şanlıurfa’nın bir beldesi
ve bölgedeki tek Alevi köyü olan Kısas’a ait
müziğin bölgesel Urfa Sound’undan ne şekilde
etkilendiğini çözümleyebilmek amaçlanmıştır.
Bölgenin müziksel kültürü yerinde
incelenmiş ve bölge sakinleri ile müzik
odaklı görüşmeler düzenlenmiştir.
Kısas sakinleri ile yapılan müzik odaklı
görüşmelerde temel amaç, Kısas müziğinin
Urfa bölgesel soundundan etkileniş biçimini
anlamaktır. Kısas bölgesi Alevileri,
Urfa’dan ‘gazel ve gazelhanlık’, ‘Cezayir
Havası’, ‘Türkmeni’ ve ‘Hoyrat’ gibi pek çok
türü kendi kültürlerine adapte ederek içselleştirmişlerdir.
Aynı zamanda Urfa’da aktif
olarak kullanılan kemanı, cem çalgısı olan
bağlamayla birlikte icra etme yoluna gitmişlerdir.
Yine, Urfa sıra gecelerine hâkim olan
müzik geleneğinin etkisiyle, zaman zaman
cem müziklerini hep birlikte icra etme yoluna
gitmişlerdir. Kısas bölgesinde, Kısaslıların
öz kültürüne ait olmayıp Urfa’dan ithal
edilerek alınan geleneklerin, belirli dönemlerde
sekteye uğrayabildiği sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kısas, Kısas Yöresel
Müziği, Urfa Sound’u, Âşıklık Geleneği.
ABSTRACT
In this study, it was aimed to analyze
how the music which belongs to Kısas, the
only Alevi village in the region, and town
of Şanlıurfa is affected by the regional Urfa
Sound. The musical culture of the region has
been analyzed in its own place and meetings
which focus on music have been arranged
to interview with the inhabitants of the region.
The main purpose of those meetings
which have focused on music and have been done in order to talk with Kısas residents
were to explain the way Kısas music was
affected by the regional Urfa sound. Kısas
Region’s Alevis have internalized some
types such as the ghazal and the jop of singing
ghazal, Algerian Air, Türkmeni and
Hoyrat, which is a type of folk song. Each
of them belongs to Urfa by adapting them
to their own culture. At the same time they
also played violin, which is used actively
in Urfa with the bağlama, an Alevi instrument.
Additionally, they have sometimes
performed Alevi music together with the effect
of music tradition which is really active
in Urfa music nights. It has been concluded
that in Kısas region, traditions which do not
belong to the self-culture of Kısas and which
have been imported from Urfa may come to
a standstill in specifi c periods.