
Çiğdem Gülbaş
İstanbul Üniversitesi/ Genel Türk Tarihi/ Yüksek Lisans. Oğuz Boy Yerleşimi
İstanbul Üniversitesi/ Genel Türk Tarihi/ Doktora
İstanbul Üniversitesi/ Genel Türk Tarihi/ Doktora
less
Related Authors
Sema Yılmaz Genç
Kocaeli University
Gamze ARIKAN
Ankara Hacı Bayram Veli University
Ahmet Sait ÖZKUL
Süleyman Demirel Üniversitesi
emrullah turk
Batman University
Suat Kara
Balikesir University
Gökçen Aydınbaş
Anadolu University
InterestsView All (17)
Uploads
Papers by Çiğdem Gülbaş
tekliğin ve bu tekliğin ardından meydana gelen elementer yapıdaki kutsallığın izahı sayı simgeciliğinin varlığına neden olmuştur. Konu daha özele indirgendiğinde Türk milleti, tarihin her devrinde sayılara belirli anlamlar yüklemiş ve onları değerli hale getirmiştir. Tek Tanrı inancı ve anasır-ı erbaa tanımlamasında sayılara sık sık başvuran Türk milleti, evren tasavvuru ve din algısını da bu çerçevede ortaya çıkarmıştır. Bu duruma ek olarak anayurttaki bazı Türk devletlerinin kuruluşu da sayılarla temellendirilmiştir. Türkistan coğrafyasından Anadolu’ya kadar çok geniş bir alanda hakim olan Türk kültürü, İslamiyetin kabulü ile daha zengin bir çehreye bürünmüş hatta sayı kutsallığı özellikle Anadolu coğrafyasında hem milli hem de dini bir kimlikle varlığını devam ettirmiştir. Türk kültürüne ait detayların Alevi-Bektaşi inancı ile oluşturduğu sentez, halkın hem günlük hayatına hem de geçiş törenlerine yansıtılarak yaşatılmaktadır. Çalışmanın ana eksenini Tokat ilindeki Oğuz boy adı taşıyan köyler oluşturmuştur. Alan araştırması sonuçlarına dayanan bu çalışma, Türkistan’dan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyaya kültür ve medeniyet getirmiş bir milletin dini anlayışındaki ezoterik yapıyı da gözler önüne sermektedir.
tarihin her devrinde dikkat çekici bir unsur halini alması hakimiyet altına alınan bölgelerin bu durumdan etkilenmesine neden olmuştur. Bu bağlamda Anadolu coğrafyasının Türk hakimiyeti altına alınması yerel unsurlar ile milli unsurların sentezini başlatmış ve böylece zengin bir kültürel yapı meydana gelmiştir.
Geleneksel yapının kökleri ve ortaya çıkan anlamsal zenginlik, Türk hakimiyeti
altındaki Anadolu coğrafyasında özellikle sufî cereyanların etkisiyle bambaşka bir çehreye bürünmüştür. Bu noktada süregelen geleneksel yapı kültürel aidiyetin en temel ve önemli ögesi haline gelmiştir.
Bu çalışmada amacımız geleneğe sıkı sıkıya bağlı Anadolu insanının sözlü kültürle
bezenmiş yapısını ve bunların eski Türk gelenekleriyle olan bağlantısını ortaya çıkarmak
olmuştur. Bu amaç için Tokat ilinde üç ilçe seçilmiş ve özellikle Oğuz boy isimlerini taşıyan köylerle çalışmaya başlanmıştır. Sahadaki malzemenin eski Türk gelenekleri doğrultusunda şekillenmesi sonucu toplamda 9 köyde bir araştırma gerçekleştirilmiş ve kaynak kişilerin ifadesiyle çalışmanın ana ekseni ortaya çıkarılmıştır. Kültürel ögelerin önemli bir basamağını oluşturan mezar taşları ise Acısu köyü başta olmak üzere Anşa Bacılı Ocağı’na mensup 4 köydeki sembollerin değerlendirilmesi sonucu belirlenmiştir. Doğum, düğün, ölüm ekseninde gerçekleştirilen görüşmeler ve yapılan analizler, bölge insanının bakışını, maddî ve manevî ögelerin geleneğe etkilerini göstermeyi amaçlamıştır.
çekmiştir. Devlet teşkilâtındaki siyasî rolü ve günlük hayat ile dinî
törenlerdeki yeri ve önemiyle kadın, Türk kültürünün en temel ögelerinden
biri olmuştur. Toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen ailenin ve
dolayısıyla ocağın kadınlara ve erkeklere eşit dağılımı, toplumdaki
kadınlara verilen eşitliğin en önemli göstergelerinden biridir. Bu çalışma
Tokat ilinin Zile ilçesi ve Yozgat ilinin bazı köylerinde Anşa Bacılı
Ocağına mensup Sıraç Türkmenlerinin gösterdikleri anaerkil yapı, kadına
verilen önemi göstermesi açısından büyük önem taşımaktadır. Sıraç
Türkmenlerinin kültürel ögelerinden kabul edilen mezar taşlarında kadının
simgelenmesi bu ocağın kadına verdiği değerin boyutunu gösterirken
toplum ise bu kutsallığı günlük hayatında titizlikle sürdürmektedir. Bu
çalışma, geniş bir coğrafyada hüküm süren Türk milletinde kadın
olgusunun kutsallığını ve kadının önemini Sıraç Türkmenlerinin anaerkil
yapısı üzerinden ele almayı amaçlamaktadır. Alan araştırması sonuçlarına
dayanan bu çalışmada detaylar özellikle mezar taşları ekseninde ortaya
çıkmış ve Anşa Bacılılar için özel ve anlamlı bir dil oluşmasına neden
olarak ciddi bir kutsallıkla bezenmiştir.
tekliğin ve bu tekliğin ardından meydana gelen elementer yapıdaki kutsallığın izahı sayı simgeciliğinin varlığına neden olmuştur. Konu daha özele indirgendiğinde Türk milleti, tarihin her devrinde sayılara belirli anlamlar yüklemiş ve onları değerli hale getirmiştir. Tek Tanrı inancı ve anasır-ı erbaa tanımlamasında sayılara sık sık başvuran Türk milleti, evren tasavvuru ve din algısını da bu çerçevede ortaya çıkarmıştır. Bu duruma ek olarak anayurttaki bazı Türk devletlerinin kuruluşu da sayılarla temellendirilmiştir. Türkistan coğrafyasından Anadolu’ya kadar çok geniş bir alanda hakim olan Türk kültürü, İslamiyetin kabulü ile daha zengin bir çehreye bürünmüş hatta sayı kutsallığı özellikle Anadolu coğrafyasında hem milli hem de dini bir kimlikle varlığını devam ettirmiştir. Türk kültürüne ait detayların Alevi-Bektaşi inancı ile oluşturduğu sentez, halkın hem günlük hayatına hem de geçiş törenlerine yansıtılarak yaşatılmaktadır. Çalışmanın ana eksenini Tokat ilindeki Oğuz boy adı taşıyan köyler oluşturmuştur. Alan araştırması sonuçlarına dayanan bu çalışma, Türkistan’dan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyaya kültür ve medeniyet getirmiş bir milletin dini anlayışındaki ezoterik yapıyı da gözler önüne sermektedir.
tarihin her devrinde dikkat çekici bir unsur halini alması hakimiyet altına alınan bölgelerin bu durumdan etkilenmesine neden olmuştur. Bu bağlamda Anadolu coğrafyasının Türk hakimiyeti altına alınması yerel unsurlar ile milli unsurların sentezini başlatmış ve böylece zengin bir kültürel yapı meydana gelmiştir.
Geleneksel yapının kökleri ve ortaya çıkan anlamsal zenginlik, Türk hakimiyeti
altındaki Anadolu coğrafyasında özellikle sufî cereyanların etkisiyle bambaşka bir çehreye bürünmüştür. Bu noktada süregelen geleneksel yapı kültürel aidiyetin en temel ve önemli ögesi haline gelmiştir.
Bu çalışmada amacımız geleneğe sıkı sıkıya bağlı Anadolu insanının sözlü kültürle
bezenmiş yapısını ve bunların eski Türk gelenekleriyle olan bağlantısını ortaya çıkarmak
olmuştur. Bu amaç için Tokat ilinde üç ilçe seçilmiş ve özellikle Oğuz boy isimlerini taşıyan köylerle çalışmaya başlanmıştır. Sahadaki malzemenin eski Türk gelenekleri doğrultusunda şekillenmesi sonucu toplamda 9 köyde bir araştırma gerçekleştirilmiş ve kaynak kişilerin ifadesiyle çalışmanın ana ekseni ortaya çıkarılmıştır. Kültürel ögelerin önemli bir basamağını oluşturan mezar taşları ise Acısu köyü başta olmak üzere Anşa Bacılı Ocağı’na mensup 4 köydeki sembollerin değerlendirilmesi sonucu belirlenmiştir. Doğum, düğün, ölüm ekseninde gerçekleştirilen görüşmeler ve yapılan analizler, bölge insanının bakışını, maddî ve manevî ögelerin geleneğe etkilerini göstermeyi amaçlamıştır.
çekmiştir. Devlet teşkilâtındaki siyasî rolü ve günlük hayat ile dinî
törenlerdeki yeri ve önemiyle kadın, Türk kültürünün en temel ögelerinden
biri olmuştur. Toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen ailenin ve
dolayısıyla ocağın kadınlara ve erkeklere eşit dağılımı, toplumdaki
kadınlara verilen eşitliğin en önemli göstergelerinden biridir. Bu çalışma
Tokat ilinin Zile ilçesi ve Yozgat ilinin bazı köylerinde Anşa Bacılı
Ocağına mensup Sıraç Türkmenlerinin gösterdikleri anaerkil yapı, kadına
verilen önemi göstermesi açısından büyük önem taşımaktadır. Sıraç
Türkmenlerinin kültürel ögelerinden kabul edilen mezar taşlarında kadının
simgelenmesi bu ocağın kadına verdiği değerin boyutunu gösterirken
toplum ise bu kutsallığı günlük hayatında titizlikle sürdürmektedir. Bu
çalışma, geniş bir coğrafyada hüküm süren Türk milletinde kadın
olgusunun kutsallığını ve kadının önemini Sıraç Türkmenlerinin anaerkil
yapısı üzerinden ele almayı amaçlamaktadır. Alan araştırması sonuçlarına
dayanan bu çalışmada detaylar özellikle mezar taşları ekseninde ortaya
çıkmış ve Anşa Bacılılar için özel ve anlamlı bir dil oluşmasına neden
olarak ciddi bir kutsallıkla bezenmiştir.