Papers by Çiğdem Demircan-Simon

Praksis Sayı 58: Engels 200: Tarih, Toplum, Sınıf, Kent, 2023
İnsan doğa ilişkisi diyalektiktir. Bugünkü toplumsal varlıklara evrilme sürecimiz uzunca bir insa... more İnsan doğa ilişkisi diyalektiktir. Bugünkü toplumsal varlıklara evrilme sürecimiz uzunca bir insanlık tarihini arkada bırakmamız, önce gelenden itki almamız sayesindeyse, insan türü olarak var oluşumuzu insanlık tarihinden daha uzun olan, süregelmiş, süregelen ve bizimle veya bizsiz süregelecek doğa tarihine borçluyuz. Karşılıklı eyleyen, dönüşen, dönüştüren bir organizmanın birer unsuruyuz. Bu çalışmada bahsi geçen bu organizmanın parçası, toplumsal, bilinçli dönüştürücü varlıklar olan bizlerin kapitalist üretim biçimi nedeniyle bu organizmada nasıl bir tahribat yarattığımızı, daha çok Marksizm’in aynı harmoni ve ritme sahip iki büyük kaşifinden birisi, Marksizm’in orkestrasının ikinci kemancısı Engels’in özellikle erken dönem çalışmalarına referansla tekrar ele almaya çalışacağım.
Anahtar Kelimleler: Engels, Marksizm, ekoloji, yabancılaşma, metabolik yarılma
Memleket Siyaset Yönetim, 2010

In this article I try to expose i) the significance for capital of the disposal of excessive wast... more In this article I try to expose i) the significance for capital of the disposal of excessive waste production which is not only intrinsic to capitalist production but also a challange for capitalism itself; ii) whether waste has a value or not; and iii) the role of the working class in general and the recycling workers in particular in value production. Even though there is a voluminous literature on garbage and/or solid waste, a large part of this literature focuses on waste management and national development theories. There have been few studies about the commodity analysis of garbage and/or formal or informal labourers creating value. Some of the existing ones focus especially on the health problems of workers in this sector.
The unstable structure of informal sectors and the lack of reliable waste statistics in developing countries are two of the difficulties that hinder the study. The recycling statistics of waste in undeveloped or developing countries are either inadequate or unattainable. In countries like Turkey, it is almost impossible to track the fate of garbage after a certain stage. Although academic concerns about recycling workers have begun to emerge recently and a series of studies about these issues were published, there still are shortcomings in these studies concerning the exploitation of labour and the accumulation of capital.
In this study, which is based on Marxist value theory of labour, I unfortunately could not include the fieldwork which the issue requires because of the shortcomings mentioned above. Therefore, in my literature survey, I tried to investigate comparative studies.
Keywords: garbage, solid waste, value, surplus value, recycling, recycling workers.

Özet Üçüncü Yol ve Yolun Sonu Makale, 1990'lı yıllarla özdeşleşmiş olan Üçüncü Yol yaklaşımının s... more Özet Üçüncü Yol ve Yolun Sonu Makale, 1990'lı yıllarla özdeşleşmiş olan Üçüncü Yol yaklaşımının sosyal devlete bakış açısını irdelemeyi amaçlamaktadır. Makalede, klasik sosyal demokrasinin temel tezlerinde revizyona gidilmesi ve neoliberalizm eleştirisi üzerinden oluşturulmaya çalışılan Çağdaş Üçüncü Yol yaklaşımının klasik sosyal demokrasi ve neoliberalizmden farklı bir yol önermekten ziyade, kendisini neoliberalizmin yanında konumlandırdığı kabul edilmekte ve neoliberalizmle ortak noktanın, 1990'lı yıllarda ortaya çıkan Washington Sonrası Konsensüs ile görünür hale geldiği ileri sürülmektedir. Makalede, Üçüncü Yol ile özdeşleşmiş olan İngiliz (Yeni) İşçi Partisi'nin uygulamaları ışığında, Üçüncü Yol politikalarının eşitlik, yurttaşlık, kamu hizmeti, devlet ve piyasa konusundaki yaklaşımları ele alınmaktadır. Yeni İşçi Partisi söylem ve uygulamada ortaya koyduğu çelişkilerle sosyal demokrasinin dönüşümü konusunda zengin örnekler sunmaktadır. Bu noktalardan hareketle makalenin temel tezi, Üçüncü Yol'un, sosyal devletin tasfiyesinde kritik bir role sahip olduğudur.

Kriz ve Türkiye, Aşınan Teoriler - (ed.) Hale Balseven, Fuat Ercan, Phoenix Yayınları, 2013
Ekosistemlerin yanında ekolojik yıkımın en büyük sorumlusu olan kapitalizm, kırmızı alarm veriyor... more Ekosistemlerin yanında ekolojik yıkımın en büyük sorumlusu olan kapitalizm, kırmızı alarm veriyor. Bu yıkımı önlemeye yönelik çözüm arayışları ise rengarenk. Bu arayışlardan al ve yeşili birleştirmeye çalışan düşünce akımlarından birisi de ekososyalist düşüncedir. Ekososyalist düşünce temelde kendisini kapitalizm ile reel sosyalizm arasında konumlandırdığı için ekolojide üçüncü yol olarak da değerlendirilmektedir. Ekososyalistlerin temel problemleri de kapitalizm ile reel sosyalizm arasındaki bu konumlarıyla ilişkili olarak, bir taraftan kapitalist sömürünün eleştirisini yaparken diğer taraftan da Marx’ın sosyalizmini, değer kuramı, sanayileşme, ilerleme, nüfus artışı çerçevesinde tartışmak ya da çoğunlukla eleştirmektir.
Ekososyalistler arasında da bu tartışmalar henüz bir sonuç vermiş değildir. Bu nedenle, ekososyalizm değerlendirmesinde hem ekososyalist düşüncenin ortaya konulması sürecine öncülük eden hem de ekososyalistler arasındaki tartışmaları derinleştiren düşünürlerin ekososyalist topluma dair yöntem ve kurgularını incelemek anlamlıdır.
Birinci bölümde, insan-doğa ilişkisinin tarihsel materyalist bir perspektiften ele alınması ve insanın doğadan yabancılaşmasının incelenmesi, kapitalizmin emek ve doğa sömürüsünü ortaya koymanın yanında, makalenin hedefinde yer alan ekososyalistlerin sosyalist topluma dair kurgularının ütopik ve nihai olarak idealist olduğu konusundaki iddiamızın temel argümanlarını sunacaktır. İkinci bölümde, ekososyalistlerin sosyalist bir topluma dair kurgularının, Marx’ın değer kuramı, sanayileşme, ilerleme, nüfus artışı çerçevesinde ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve eleştirilmesi hedeflenmiştir.
İçinde bulunduğumuz yüzyıl, tam da bir önceki yüzyılın sonunda kapitalizmin nihai zaferi ilan edi... more İçinde bulunduğumuz yüzyıl, tam da bir önceki yüzyılın sonunda kapitalizmin nihai zaferi ilan edilmiş, tarihin sonunun geldiği iddia edilmişken, yeni ve derin bir bunalım ile açılmış bulunmaktadır. Dahası, kapitalizmin bunalımı, yine bu üretim şeklinin sonuçlarından olan ekolojik yıkımın da daha fazla görünür hale geldiği bir sürece denk gelmektedir. Aşağıda, hem kriz ve onun yarattığı işsizlik ile hem de ekolojik sorunlarla doğrudan bağlantılı olan enformel çöp toplama sürecine ilişkin bir çerçeve çizilmeye çalışılacak, ardından da Antalya'da geri dönüşüm işçilerinin örgütlenmesine ilişkin gözlemler aktarılacaktır.
Yeşil ve Siyaset, Mar 1, 2012
Ekoloji hareketi, temelde endüstriyel kapitalizme karşı bir dizi bakış açısıyla beslenmektedir. İ... more Ekoloji hareketi, temelde endüstriyel kapitalizme karşı bir dizi bakış açısıyla beslenmektedir. İlkçağ filozoflarından itibaren merakları cezbeden insan doğa ilişkisinin
Edited Volumes by Çiğdem Demircan-Simon

Praksis-Sayı 59 (2022/2) Dijital Kapitalizm Dedikleri Yirminci yüzyılın son on yılından bu yana k... more Praksis-Sayı 59 (2022/2) Dijital Kapitalizm Dedikleri Yirminci yüzyılın son on yılından bu yana kapitalizmin üçüncü aşamasına geçildiğini işaret eden "yeni kapitalizm" tartışmaları sosyal bilim literatüründe önemli bir hacme ulaşmış gözüküyor. Dijitalleşme tartışmalarının artmasıyla birlikte söz konusu dönüşümü tarihsel kapitalizmin bir aşaması olarak değerlendiren Marksist teoride bu tartışma, "bilişsel kapitalizm", "dijital kapitalizm" ve "platform kapitalizmi" gibi başlıklar altında yürütülüyor. Dijital emek, büyük veri, yapay zekâ ve robot üretim yarışları, yeni enformasyon ve iletişim teknolojileri, online platformlar, gig ekonomisi, Endüstri 4.0 ile Emek 4.0 ve bu sayı yayıma hazırlanırken büyük bir ihtimalle yenileri eklenecek pek çok kavramla açıklanmaya çalışılan bu dönüşüm süreci, kapitalist dünyada uluslararası iş bölümü ve emek süreçlerini köklü bir biçimde değiştiriyor. Bu sayıda, dijital teknolojileri yücelten fütürist ve ütopyacı bakış açılarına karşı dijital kapitalizmde üretim, dolaşım ve tüketim süreçlerindeki çelişkilere ve dönüşen emek süreçlerine odaklanmayı amaçlıyoruz. Dijital kapitalizm diye tarif edilen süreçte bir yandan burjuvazi ve proletaryanın sınıf içi hiyerarşik konumlanışında yeni biçimler açığa çıkarken diğer yandan emek-sermaye çelişkisi giderek daha da derinleşiyor. Emek süreci bakımından dijitalleşme, sermayenin emek üzerindeki "gerçek" boyunduruğuna olanak veren açık ya da örtük kontrol biçimlerinin artışını getirirken, sermayenin canlı ve ölü emek arasında değişen organik bileşimi, geleneksel ve teknoloji-yoğun emek denetimlerini aynı anda kapsayan melez mekanizmalara yol açıyor. Sürekli yeni vasıflar kazanma gereği ve buna eşlik eden iş yükündeki artış, emek süreci üzerinde artan kontrolü daha da sıkılaştırıyor. Dijital emek yalnızca dijital araçların üretilmesi ya da dijital sektörde çalışma boyutunda değil, aynı zamanda dijital teknolojileri üretmek için gerekli olan ham maddelerin çıkarılmasından sosyal medya ve platformların kullanımına, pandemiyle birlikte daha da artan yeni çalışma biçimleri olarak home-office ve uzaktan çalışma uygulamalarından online eylemlerin yaygınlaşmasına kadar hayatımızın her alanına girmiş durumda. Bu bağlamda bir taraftan sınıf çelişkileri derinleşirken diğer taraftan zaman ve mekânla kurduğumuz ilişkinin değişimiyle işçi sınıfını bölen politikalar
Drafts by Çiğdem Demircan-Simon

Ekoloji, 21. Yüzyılda Sınıflar Mücadelesi ve Toplumsal Dönüşüm
Doğanın işleyişini anlama çabaları... more Ekoloji, 21. Yüzyılda Sınıflar Mücadelesi ve Toplumsal Dönüşüm
Doğanın işleyişini anlama çabalarının bir ürünü olarak ortaya çıkan ve günümüzde artık yaşamsal bir mücadelenin konusu olan, Charles Darwin tarafından tanımlandığı şekliyle “doğanın ekonomisi”nin, yani günümüz popüler kullanımıyla ekolojinin dosyasını yine ve yeniden açıyoruz. Ekoloji terimi, büyüme teorilerinden, değer teorilerine, ekonomik boyutundan yaşamsal duyarlılıklara, mikro canlılardan makro düzeydeki etkilerine, feminist kuram ve harekelere kadar farklı disiplinlerin cazibe alanı. 1960’ların sonlarından itibaren bir mücadele alanı olarak da karşımıza çıkan ekoloji üzerine yazılanlar oldukça kapsamlı ve büyük bir hacme ulaşmış durumda. Ayrıca, 1990’lı yılların sonundan itibaren de ekolojik kriz tarafından belirlenen bir çoklu krizden çokça bahsediliyor.
Meseleyi hangi bağlamda ele aldığımız -sınıfsal ya da saf hümanizm boyutuyla- ekolojinin konusu olan tüm canlılara yaklaşım biçimimizi de etkiliyor. Ekoloji kapsamında sürdürülen tartışmaların ortaklaştığı kriz olgusuna Marksizmin neler söylediği ya da söyleyebileceği bu sayımızın ana eksenlerinden biri olacak. Ekoloji tartışmalarında insanın doğaya egemen bir varlık oluşuna meydan okuma gibi görünen meselenin doğa – insan savaşı gibi bir soyutlamadan çok tarihsel ve sınıfsal bağlamıyla birlikte ele alınması bu sayıdaki temel ihtiyacımız.
Sizleri, tartışma ve mücadelelerin çok daha sert ve hızlı geçtiği bu süreçte dünyanın sonu korkularından beslenerek meseleyi yalnızca varoluşsal düzeyde değil, sınıfsal mücadele bağlamından kopmadan tüm yönleriyle ele almaya çağırıyoruz. Bu bağlamda ve farklı temalara da açık olduğumuzu belirterek aşağıdaki konu başlıkları çerçevesinde eleştirel katkılarınızı bekliyoruz.
İkiyüzüncü yaşında Friedrich Engels'in izinden ve yazdıklarının geniş perspektifinden hareketle, ... more İkiyüzüncü yaşında Friedrich Engels'in izinden ve yazdıklarının geniş perspektifinden hareketle, yaşadığımız salgın günlerinin açığa çıkardığı olgulardan toplum bilimlerinde yönteme, sınıflardan kente, ekolojiden aile ve devlete bakan, dahası ütopyalara bakan bir sayı planlıyoruz.
Uploads
Papers by Çiğdem Demircan-Simon
Anahtar Kelimleler: Engels, Marksizm, ekoloji, yabancılaşma, metabolik yarılma
The unstable structure of informal sectors and the lack of reliable waste statistics in developing countries are two of the difficulties that hinder the study. The recycling statistics of waste in undeveloped or developing countries are either inadequate or unattainable. In countries like Turkey, it is almost impossible to track the fate of garbage after a certain stage. Although academic concerns about recycling workers have begun to emerge recently and a series of studies about these issues were published, there still are shortcomings in these studies concerning the exploitation of labour and the accumulation of capital.
In this study, which is based on Marxist value theory of labour, I unfortunately could not include the fieldwork which the issue requires because of the shortcomings mentioned above. Therefore, in my literature survey, I tried to investigate comparative studies.
Keywords: garbage, solid waste, value, surplus value, recycling, recycling workers.
Ekososyalistler arasında da bu tartışmalar henüz bir sonuç vermiş değildir. Bu nedenle, ekososyalizm değerlendirmesinde hem ekososyalist düşüncenin ortaya konulması sürecine öncülük eden hem de ekososyalistler arasındaki tartışmaları derinleştiren düşünürlerin ekososyalist topluma dair yöntem ve kurgularını incelemek anlamlıdır.
Birinci bölümde, insan-doğa ilişkisinin tarihsel materyalist bir perspektiften ele alınması ve insanın doğadan yabancılaşmasının incelenmesi, kapitalizmin emek ve doğa sömürüsünü ortaya koymanın yanında, makalenin hedefinde yer alan ekososyalistlerin sosyalist topluma dair kurgularının ütopik ve nihai olarak idealist olduğu konusundaki iddiamızın temel argümanlarını sunacaktır. İkinci bölümde, ekososyalistlerin sosyalist bir topluma dair kurgularının, Marx’ın değer kuramı, sanayileşme, ilerleme, nüfus artışı çerçevesinde ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve eleştirilmesi hedeflenmiştir.
Edited Volumes by Çiğdem Demircan-Simon
Drafts by Çiğdem Demircan-Simon
Doğanın işleyişini anlama çabalarının bir ürünü olarak ortaya çıkan ve günümüzde artık yaşamsal bir mücadelenin konusu olan, Charles Darwin tarafından tanımlandığı şekliyle “doğanın ekonomisi”nin, yani günümüz popüler kullanımıyla ekolojinin dosyasını yine ve yeniden açıyoruz. Ekoloji terimi, büyüme teorilerinden, değer teorilerine, ekonomik boyutundan yaşamsal duyarlılıklara, mikro canlılardan makro düzeydeki etkilerine, feminist kuram ve harekelere kadar farklı disiplinlerin cazibe alanı. 1960’ların sonlarından itibaren bir mücadele alanı olarak da karşımıza çıkan ekoloji üzerine yazılanlar oldukça kapsamlı ve büyük bir hacme ulaşmış durumda. Ayrıca, 1990’lı yılların sonundan itibaren de ekolojik kriz tarafından belirlenen bir çoklu krizden çokça bahsediliyor.
Meseleyi hangi bağlamda ele aldığımız -sınıfsal ya da saf hümanizm boyutuyla- ekolojinin konusu olan tüm canlılara yaklaşım biçimimizi de etkiliyor. Ekoloji kapsamında sürdürülen tartışmaların ortaklaştığı kriz olgusuna Marksizmin neler söylediği ya da söyleyebileceği bu sayımızın ana eksenlerinden biri olacak. Ekoloji tartışmalarında insanın doğaya egemen bir varlık oluşuna meydan okuma gibi görünen meselenin doğa – insan savaşı gibi bir soyutlamadan çok tarihsel ve sınıfsal bağlamıyla birlikte ele alınması bu sayıdaki temel ihtiyacımız.
Sizleri, tartışma ve mücadelelerin çok daha sert ve hızlı geçtiği bu süreçte dünyanın sonu korkularından beslenerek meseleyi yalnızca varoluşsal düzeyde değil, sınıfsal mücadele bağlamından kopmadan tüm yönleriyle ele almaya çağırıyoruz. Bu bağlamda ve farklı temalara da açık olduğumuzu belirterek aşağıdaki konu başlıkları çerçevesinde eleştirel katkılarınızı bekliyoruz.
Anahtar Kelimleler: Engels, Marksizm, ekoloji, yabancılaşma, metabolik yarılma
The unstable structure of informal sectors and the lack of reliable waste statistics in developing countries are two of the difficulties that hinder the study. The recycling statistics of waste in undeveloped or developing countries are either inadequate or unattainable. In countries like Turkey, it is almost impossible to track the fate of garbage after a certain stage. Although academic concerns about recycling workers have begun to emerge recently and a series of studies about these issues were published, there still are shortcomings in these studies concerning the exploitation of labour and the accumulation of capital.
In this study, which is based on Marxist value theory of labour, I unfortunately could not include the fieldwork which the issue requires because of the shortcomings mentioned above. Therefore, in my literature survey, I tried to investigate comparative studies.
Keywords: garbage, solid waste, value, surplus value, recycling, recycling workers.
Ekososyalistler arasında da bu tartışmalar henüz bir sonuç vermiş değildir. Bu nedenle, ekososyalizm değerlendirmesinde hem ekososyalist düşüncenin ortaya konulması sürecine öncülük eden hem de ekososyalistler arasındaki tartışmaları derinleştiren düşünürlerin ekososyalist topluma dair yöntem ve kurgularını incelemek anlamlıdır.
Birinci bölümde, insan-doğa ilişkisinin tarihsel materyalist bir perspektiften ele alınması ve insanın doğadan yabancılaşmasının incelenmesi, kapitalizmin emek ve doğa sömürüsünü ortaya koymanın yanında, makalenin hedefinde yer alan ekososyalistlerin sosyalist topluma dair kurgularının ütopik ve nihai olarak idealist olduğu konusundaki iddiamızın temel argümanlarını sunacaktır. İkinci bölümde, ekososyalistlerin sosyalist bir topluma dair kurgularının, Marx’ın değer kuramı, sanayileşme, ilerleme, nüfus artışı çerçevesinde ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve eleştirilmesi hedeflenmiştir.
Doğanın işleyişini anlama çabalarının bir ürünü olarak ortaya çıkan ve günümüzde artık yaşamsal bir mücadelenin konusu olan, Charles Darwin tarafından tanımlandığı şekliyle “doğanın ekonomisi”nin, yani günümüz popüler kullanımıyla ekolojinin dosyasını yine ve yeniden açıyoruz. Ekoloji terimi, büyüme teorilerinden, değer teorilerine, ekonomik boyutundan yaşamsal duyarlılıklara, mikro canlılardan makro düzeydeki etkilerine, feminist kuram ve harekelere kadar farklı disiplinlerin cazibe alanı. 1960’ların sonlarından itibaren bir mücadele alanı olarak da karşımıza çıkan ekoloji üzerine yazılanlar oldukça kapsamlı ve büyük bir hacme ulaşmış durumda. Ayrıca, 1990’lı yılların sonundan itibaren de ekolojik kriz tarafından belirlenen bir çoklu krizden çokça bahsediliyor.
Meseleyi hangi bağlamda ele aldığımız -sınıfsal ya da saf hümanizm boyutuyla- ekolojinin konusu olan tüm canlılara yaklaşım biçimimizi de etkiliyor. Ekoloji kapsamında sürdürülen tartışmaların ortaklaştığı kriz olgusuna Marksizmin neler söylediği ya da söyleyebileceği bu sayımızın ana eksenlerinden biri olacak. Ekoloji tartışmalarında insanın doğaya egemen bir varlık oluşuna meydan okuma gibi görünen meselenin doğa – insan savaşı gibi bir soyutlamadan çok tarihsel ve sınıfsal bağlamıyla birlikte ele alınması bu sayıdaki temel ihtiyacımız.
Sizleri, tartışma ve mücadelelerin çok daha sert ve hızlı geçtiği bu süreçte dünyanın sonu korkularından beslenerek meseleyi yalnızca varoluşsal düzeyde değil, sınıfsal mücadele bağlamından kopmadan tüm yönleriyle ele almaya çağırıyoruz. Bu bağlamda ve farklı temalara da açık olduğumuzu belirterek aşağıdaki konu başlıkları çerçevesinde eleştirel katkılarınızı bekliyoruz.