
Çetin İZGİ
Related Authors
Gizem Akşit-Ergen
Newcastle University
Celil Yiğit
Yildiz Technical University
Ismet Güney
Kilis 7 Aralik University www.kilis.edu.tr
Murat Ercan
Bilecik University
Emre Baysoy
Namik Kemal University
Mert Ünal
Anadolu University
Dr. Ayla AVCI
Antalya Akev University
Nuriye KÜLAHLI
Selcuk University (Selçuk Üniversitesi)
Uploads
Papers by Çetin İZGİ
bir bölge olarak dikkat çekmiştir. Bu coğrafya, zengin doğal kaynakları, çeşitlilik
arz eden kültürel yapısı ve jeopolitik konumu nedeniyle hem bölgesel hem
de küresel ekonominin önemli bir parçası haline gelmiştir. Bölge, Avrasya’nın
kalbinde yer alması dolayısıyla doğu ile batı arasında bir köprü işlevi görmüş,
tarih boyunca birçok uygarlığın kesişim noktasında bulunmuştur. Bu stratejik
önem, Kafkasya’nın enerji kaynakları, ticaret yolları ve jeopolitik çatışmalar
bağlamında sıkça ele alınmasına yol açmıştır. Çalışma, Kafkasya coğrafyasını iktisadi açıdan inceleyen bibliyometrik
bir analizin sonuçlarını sunmayı amaçlamaktadır. Bibliyometrik analiz yöntemiyle
yapılan bu çalışma, bölgedeki iktisadi araştırma eğilimlerini ve literatürdeki
boşlukları ortaya koyarak, gelecekteki çalışmalara rehberlik etmeyi
hedeflemektedir. Çalışma kapsamında, akademik yayınların tarihsel dağılımı,
anahtar kelime ağları, yazar iş birlikleri ve atıf analizleri gibi unsurlar ele alınacaktır. Bu bağlamda, Kafkasya üzerine yapılan iktisadi çalışmaların bölgenin
kalkınma potansiyeline olan etkisi de tartışılacaktır.
The Caucasus geography has been of strategic and economic importance throughout history.
as a region of diversity. This geography, with its rich natural resources, diversity
and geopolitical position, it is both a regional and a
has also become an important part of the global economy. The region is Eurasia's
and thus served as a bridge between east and west,
It has been at the crossroads of many civilizations throughout history. This strategic
importance, Caucasus energy resources, trade routes and geopolitical conflicts
in the context of the Caucasus geography. This study analyzes bibliometric research on the Caucasus geography from an economic perspective.
aims to present the results of an analysis. By bibliometric analysis
this study aims to analyze the trends in economic research in the region and the literature.
to identify gaps and guide future work
aims. Within the scope of the study, the historical distribution of academic publications,
elements such as keyword networks, author collaborations and citation analysis will be discussed. In this context, economic studies on the Caucasus will be analyzed in terms of the region's
its impact on development potential will also be discussed.
The effect of defense spending on employment remains a highly debated topic in both theoretical and empirical studies. The Keynesian perspective suggests that defense spending increases employment, while the Neo-Classical view argues that it reduces employment. Despite this, the empirical literature does not reach a consensus on the impact of defense expenditures on employment. The E-7 group, comprising Brazil, China, Indonesia, India, Russia, Mexico, and Turkey, has experienced rising defense expenditures and unemployment rates over the past 30 years, highlighting the importance of understanding the long-term effects of defense spending on employment in these countries. This study examines the long-term impact of defense expenditures on employment in the E-7 economies from 1992 to 2022 using a panel cointegration method. The analysis found that a 1% increase in defense spending in the E-7 countries led to a 0.07% increase in employment. This finding is consistent with Keynesian theory, which asserts that defense spending stimulates employment and economic growth. Thus, the results suggest that increasing defense expenditures, to a certain extent, plays a significant role in enhancing employment in the E-7 nations.
Terrorism is the pre-planned acts of violence and threats through individuals or sub-national organizations that negatively affect large communities with the desire to achieve social and political goals and cause nations to have negative macroeconomic dynamics. As an important factor of production costs, oil prices affect all sectors of the economy. An increase in oil prices will lead to cost inflation, resulting in a decrease in the level of production and a contraction in economic growth. The unstable state of oil prices creates uncertainty in the economy. While this situation causes a decrease in investments, it causes a decrease in the level of employment and a decrease in the gross national product. This research focused on the impact of terrorism on the economy while examining its impact on oil markets. The negative impact on macroeconomic variables has been clearly identified as a result of the abnormal return of oil prices in attacks and bombings, including the distance between the location of the terrorist attacks and the nearest oil facilities.
Özet
Terörizm; dünyanın insan yaşamı, mülkiyeti ve ekonomik görünümüne yönelik en büyük tehditlerinden biridir. Terör faaliyetleri sosyal ve siyasi gayeler elde etmek arzusu ile geniş toplulukları negatif etkileyen ve ulusların makroekonomik boyutta olumsuz dinamiklere sahip olmasına neden olan kişiler veya ulusaltı oluşumlar aracılığıyla önceden planlanmış şiddet ve tehdit fiilleridir. Petrol fiyatları üretim maliyetlerinin önemli bir faktörü olarak ekonominin bütün sektörlerine etki etmektedir. Petrol fiyatlarının artış göstermesi maliyet enflasyonuna yol açarak üretim düzeyinin azalmasına ve ekonomik büyümenin daralmasına sebep olacaktır. Petrol fiyatlarının istikrarsız durum sergilemesi ekonomide belirsizlik oluşturmaktadır. Bu durum yatırımların azalmasına neden olmakla birlikte istihdam seviyesinin düşmesine ve gayri safi milli hasılanın azalmasına sebep oluşturur. Bu araştırma, terörizmin ekonomi üzerindeki etkisini incelerken bir yandan da petrol piyasaları üzerindeki etkisine odaklanmıştır. Terör saldırılarının yeri ile en yakın petrol tesisleri arasındaki mesafe dahil olmak üzere, saldırı ve bombalamalarda petrol fiyatlarının anormal bir şekilde geri dönüşlerinin sonucu ile makroekonomik değişkenler üzerindeki olumsuz etki çok net olarak tespit edilmiştir.
Books by Çetin İZGİ
serbestleşmesi ve sermaye hareketlerinin tamamen liberal hale gelmesi
bağlamında sıcak para hareketleri ve bu hareketlerin olumlu-olumsuz
etkileri ele alınmaktadır. Özellikle kısa vadeli sermaye yatırımları, yani sıcak
para akımları, dikkat çekmektedir. Çalışmada Türkiye ekonomisi için 1990-
2009 dönemi incelenerek, bu yıllar içinde dört önemli kriz yaşandığı ve bu
krizlerin hem yurt içinde hem de yurt dışında bir dizi makroekonomik şoka
neden olduğu ortaya konmaktadır.
idame ettirmek için sıkça başvurdukları bir ticaret faaliyetidir. Bu
durum, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan halk için de geçerlidir.
Bölgede, tarıma dayalı faaliyetlerin düşük kârlılığı ve belirsizliği
nedeniyle, sınır ticareti önemli bir alternatif gelir kaynağı ve istihdam alanı
oluşturmaktadır. Sınır ticareti, sadece bireysel hayatları değil, bölge ekonomisini
de pozitif yönde etkilemektedir. Bu nedenle, sınır ticareti bölge halkının
yaşam standartlarını yükseltirken, sınır bölgelerindeki ekonomik ilişkileri
de canlandırmaktadır. Sınır ticareti, bölge halkının hayatını ve ekonomisini
olumlu etkileyen önemli bir faaliyettir ve gelecekte de bölge ekonomisine katkıda
bulunmaya devam edecektir
ekonomilerde önemli bir konu haline gelmiştir. Ekonomik politikaların başarısı,
bir ülkenin ekonomik büyüme, istihdam düzeyi, fiyat istikrarı ve dış ticaret
dengesi gibi temel hedeflere ulaşmasını sağlamakla yakından ilişkilidir. Ancak,
bu hedeflere ulaşma süreci, ekonominin kapalı veya açık olmasına bağlı olarak
farklılık gösterir.
Kapalı ekonomiler, dışa açıklığın sınırlı olduğu veya dış ticaretin ekonomi
üzerinde sınırlı bir etkiye sahip olduğu ekonomileri ifade eder. Bu tür
ekonomilerde, para ve maliye politikalarının etkinliği genellikle daha yüksektir
çünkü dış etkiler daha azdır. Örneğin, bir kapalı ekonomide para politikaları iç
talebi etkileyebilir ve bu, ekonomik büyümeyi teşvik edebilir.
Açık ekonomiler ise dış ticaretin canlı olduğu ve uluslararası ekonomik
ilişkilerin daha yoğun olduğu ekonomileri ifade eder. Bu tür ekonomilerde, para
ve maliye politikalarının etkisi daha karmaşıktır. Özellikle para politikalarının
döviz kuru üzerinde etkisi vardır ve bu, uluslararası sermaye hareketlerini
etkileyebilir.
Türkiye ile olan ekonomik ilişkilerini detaylı bir şekilde ele almayı
amaçlamaktadır. Bölgedeki stratejik projeler, ticaret hacmi ve ekonomik
iş birlikleri incelenerek, Türkiye’nin Güney Kafkasya’daki rolü ve etkileri
değerlendirilecektir. Bu bağlamda, Türkiye’nin bölgesel politikalarının ekonomik
boyutları ve Güney Kafkasya ülkeleri ile olan ilişkilerinin geleceği
hakkında bir perspektif sunulacaktır.
political, and economic developments. New global organizations such
as the International Monetary Fund (IMF) and the International Bank
for Reconstruction and Development (World Bank) emerged for economic and commercial stability and the United Nations for political stability. Meanwhile, the Cold War in the bipolar world took place in this period. The dominant economic worldview of this period–at least for Western societies, including Western Europe and the USA–was the “demand-oriented” Keynesian economics and advocated states’ intervention in the economy as opposed to the liberal Laissez-faire “market-centered” approach.1 Keynesian economy affected the world economy and politics from the 1930s to the 1970s. While Keynesian economics was dissolving after the crisis in the 1970s, neo-liberalism, which was the continuation of classical liberalism, superseded it by simply adapting to the new situation. Neo-liberalism, a new-period adaptation of classical liberalism, began to express itself with new concepts, institutions, and forms. One of these
concepts is governance
Kars) sosyo-ekonomik açıdan zorlu koşullara sahip bir bölge olduğunu vurgulamaktadır. Tarım ve hayvancılığın ekonomiyi belirlediği bu bölgede, coğrafi konumunun ve stratejik öneminin turizm sektörünün gelişimi üzerinde etkili olduğu belirtilmektedir. Bölge, kış turizmi ve doğa turizmi gibi birçok potansiyel turizm türünü barındırmakta ancak bu potansiyelden yeterince faydalanılmamaktadır. Bu durum, bölgesel dengesizliklerin azaltılması için turizmin ekonomik bir kaldıraç olarak daha etkin şekilde değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Çalışma kapsamında, Iğdır ilinin turistik değerleri, mevcut turizm altyapısı,
turist profili, turizm gelirleri ve sektördeki istihdam gibi faktörler özelinde
detaylı bir analiz gerçekleştirilecek ve elde edilen bulgular, bölgesel kalkınma ve turizm politikalarının geliştirilmesinde rehberlik edecek şekilde sunulacaktır. Bu araştırma, Iğdır ilinin turizm potansiyelini daha iyi anlamak ve bölge ekonomisine sürdürülebilir katkılarda bulunmak adına önemli bir adım olacaktır.
edilen, devletin gelir dağılımını ve ekonomik istikrarı düzenlemek amacıyla
kullanılan bir politika aracıdır. Bu politika, genellikle devlet müdahalesini
gerektiren ekonomik dengesizlikleri düzeltmeyi hedefler ve genellikle vergi,
harcama, ücret ve diğer ekonomik faktörleri içermektedir. Gelirler Politikası,
bir ülkenin ekonomik ve sosyal politikalarının bir parçası olarak önemli bir
rol oynar. Bu politika, hükümetlerin gelir dağılımını düzenlemesi, enflasyonu
kontrol altına alması, işsizliği azaltması ve genel ekonomik istikrarı sağlaması
için kullanılır. Gelirler politikası, genellikle para politikası ve mali politika
ile birlikte üç temel ekonomik politika aracından biri olarak kabul edilir. Bu
politikalar genellikle devlet tarafından yürütülür ve ekonomik büyümenin tüm
vatandaşlar arasında adaletli bir şekilde dağılmasını hedeflemektedir.
bir bölge olarak dikkat çekmiştir. Bu coğrafya, zengin doğal kaynakları, çeşitlilik
arz eden kültürel yapısı ve jeopolitik konumu nedeniyle hem bölgesel hem
de küresel ekonominin önemli bir parçası haline gelmiştir. Bölge, Avrasya’nın
kalbinde yer alması dolayısıyla doğu ile batı arasında bir köprü işlevi görmüş,
tarih boyunca birçok uygarlığın kesişim noktasında bulunmuştur. Bu stratejik
önem, Kafkasya’nın enerji kaynakları, ticaret yolları ve jeopolitik çatışmalar
bağlamında sıkça ele alınmasına yol açmıştır. Çalışma, Kafkasya coğrafyasını iktisadi açıdan inceleyen bibliyometrik
bir analizin sonuçlarını sunmayı amaçlamaktadır. Bibliyometrik analiz yöntemiyle
yapılan bu çalışma, bölgedeki iktisadi araştırma eğilimlerini ve literatürdeki
boşlukları ortaya koyarak, gelecekteki çalışmalara rehberlik etmeyi
hedeflemektedir. Çalışma kapsamında, akademik yayınların tarihsel dağılımı,
anahtar kelime ağları, yazar iş birlikleri ve atıf analizleri gibi unsurlar ele alınacaktır. Bu bağlamda, Kafkasya üzerine yapılan iktisadi çalışmaların bölgenin
kalkınma potansiyeline olan etkisi de tartışılacaktır.
The Caucasus geography has been of strategic and economic importance throughout history.
as a region of diversity. This geography, with its rich natural resources, diversity
and geopolitical position, it is both a regional and a
has also become an important part of the global economy. The region is Eurasia's
and thus served as a bridge between east and west,
It has been at the crossroads of many civilizations throughout history. This strategic
importance, Caucasus energy resources, trade routes and geopolitical conflicts
in the context of the Caucasus geography. This study analyzes bibliometric research on the Caucasus geography from an economic perspective.
aims to present the results of an analysis. By bibliometric analysis
this study aims to analyze the trends in economic research in the region and the literature.
to identify gaps and guide future work
aims. Within the scope of the study, the historical distribution of academic publications,
elements such as keyword networks, author collaborations and citation analysis will be discussed. In this context, economic studies on the Caucasus will be analyzed in terms of the region's
its impact on development potential will also be discussed.
The effect of defense spending on employment remains a highly debated topic in both theoretical and empirical studies. The Keynesian perspective suggests that defense spending increases employment, while the Neo-Classical view argues that it reduces employment. Despite this, the empirical literature does not reach a consensus on the impact of defense expenditures on employment. The E-7 group, comprising Brazil, China, Indonesia, India, Russia, Mexico, and Turkey, has experienced rising defense expenditures and unemployment rates over the past 30 years, highlighting the importance of understanding the long-term effects of defense spending on employment in these countries. This study examines the long-term impact of defense expenditures on employment in the E-7 economies from 1992 to 2022 using a panel cointegration method. The analysis found that a 1% increase in defense spending in the E-7 countries led to a 0.07% increase in employment. This finding is consistent with Keynesian theory, which asserts that defense spending stimulates employment and economic growth. Thus, the results suggest that increasing defense expenditures, to a certain extent, plays a significant role in enhancing employment in the E-7 nations.
Terrorism is the pre-planned acts of violence and threats through individuals or sub-national organizations that negatively affect large communities with the desire to achieve social and political goals and cause nations to have negative macroeconomic dynamics. As an important factor of production costs, oil prices affect all sectors of the economy. An increase in oil prices will lead to cost inflation, resulting in a decrease in the level of production and a contraction in economic growth. The unstable state of oil prices creates uncertainty in the economy. While this situation causes a decrease in investments, it causes a decrease in the level of employment and a decrease in the gross national product. This research focused on the impact of terrorism on the economy while examining its impact on oil markets. The negative impact on macroeconomic variables has been clearly identified as a result of the abnormal return of oil prices in attacks and bombings, including the distance between the location of the terrorist attacks and the nearest oil facilities.
Özet
Terörizm; dünyanın insan yaşamı, mülkiyeti ve ekonomik görünümüne yönelik en büyük tehditlerinden biridir. Terör faaliyetleri sosyal ve siyasi gayeler elde etmek arzusu ile geniş toplulukları negatif etkileyen ve ulusların makroekonomik boyutta olumsuz dinamiklere sahip olmasına neden olan kişiler veya ulusaltı oluşumlar aracılığıyla önceden planlanmış şiddet ve tehdit fiilleridir. Petrol fiyatları üretim maliyetlerinin önemli bir faktörü olarak ekonominin bütün sektörlerine etki etmektedir. Petrol fiyatlarının artış göstermesi maliyet enflasyonuna yol açarak üretim düzeyinin azalmasına ve ekonomik büyümenin daralmasına sebep olacaktır. Petrol fiyatlarının istikrarsız durum sergilemesi ekonomide belirsizlik oluşturmaktadır. Bu durum yatırımların azalmasına neden olmakla birlikte istihdam seviyesinin düşmesine ve gayri safi milli hasılanın azalmasına sebep oluşturur. Bu araştırma, terörizmin ekonomi üzerindeki etkisini incelerken bir yandan da petrol piyasaları üzerindeki etkisine odaklanmıştır. Terör saldırılarının yeri ile en yakın petrol tesisleri arasındaki mesafe dahil olmak üzere, saldırı ve bombalamalarda petrol fiyatlarının anormal bir şekilde geri dönüşlerinin sonucu ile makroekonomik değişkenler üzerindeki olumsuz etki çok net olarak tespit edilmiştir.
serbestleşmesi ve sermaye hareketlerinin tamamen liberal hale gelmesi
bağlamında sıcak para hareketleri ve bu hareketlerin olumlu-olumsuz
etkileri ele alınmaktadır. Özellikle kısa vadeli sermaye yatırımları, yani sıcak
para akımları, dikkat çekmektedir. Çalışmada Türkiye ekonomisi için 1990-
2009 dönemi incelenerek, bu yıllar içinde dört önemli kriz yaşandığı ve bu
krizlerin hem yurt içinde hem de yurt dışında bir dizi makroekonomik şoka
neden olduğu ortaya konmaktadır.
idame ettirmek için sıkça başvurdukları bir ticaret faaliyetidir. Bu
durum, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan halk için de geçerlidir.
Bölgede, tarıma dayalı faaliyetlerin düşük kârlılığı ve belirsizliği
nedeniyle, sınır ticareti önemli bir alternatif gelir kaynağı ve istihdam alanı
oluşturmaktadır. Sınır ticareti, sadece bireysel hayatları değil, bölge ekonomisini
de pozitif yönde etkilemektedir. Bu nedenle, sınır ticareti bölge halkının
yaşam standartlarını yükseltirken, sınır bölgelerindeki ekonomik ilişkileri
de canlandırmaktadır. Sınır ticareti, bölge halkının hayatını ve ekonomisini
olumlu etkileyen önemli bir faaliyettir ve gelecekte de bölge ekonomisine katkıda
bulunmaya devam edecektir
ekonomilerde önemli bir konu haline gelmiştir. Ekonomik politikaların başarısı,
bir ülkenin ekonomik büyüme, istihdam düzeyi, fiyat istikrarı ve dış ticaret
dengesi gibi temel hedeflere ulaşmasını sağlamakla yakından ilişkilidir. Ancak,
bu hedeflere ulaşma süreci, ekonominin kapalı veya açık olmasına bağlı olarak
farklılık gösterir.
Kapalı ekonomiler, dışa açıklığın sınırlı olduğu veya dış ticaretin ekonomi
üzerinde sınırlı bir etkiye sahip olduğu ekonomileri ifade eder. Bu tür
ekonomilerde, para ve maliye politikalarının etkinliği genellikle daha yüksektir
çünkü dış etkiler daha azdır. Örneğin, bir kapalı ekonomide para politikaları iç
talebi etkileyebilir ve bu, ekonomik büyümeyi teşvik edebilir.
Açık ekonomiler ise dış ticaretin canlı olduğu ve uluslararası ekonomik
ilişkilerin daha yoğun olduğu ekonomileri ifade eder. Bu tür ekonomilerde, para
ve maliye politikalarının etkisi daha karmaşıktır. Özellikle para politikalarının
döviz kuru üzerinde etkisi vardır ve bu, uluslararası sermaye hareketlerini
etkileyebilir.
Türkiye ile olan ekonomik ilişkilerini detaylı bir şekilde ele almayı
amaçlamaktadır. Bölgedeki stratejik projeler, ticaret hacmi ve ekonomik
iş birlikleri incelenerek, Türkiye’nin Güney Kafkasya’daki rolü ve etkileri
değerlendirilecektir. Bu bağlamda, Türkiye’nin bölgesel politikalarının ekonomik
boyutları ve Güney Kafkasya ülkeleri ile olan ilişkilerinin geleceği
hakkında bir perspektif sunulacaktır.
political, and economic developments. New global organizations such
as the International Monetary Fund (IMF) and the International Bank
for Reconstruction and Development (World Bank) emerged for economic and commercial stability and the United Nations for political stability. Meanwhile, the Cold War in the bipolar world took place in this period. The dominant economic worldview of this period–at least for Western societies, including Western Europe and the USA–was the “demand-oriented” Keynesian economics and advocated states’ intervention in the economy as opposed to the liberal Laissez-faire “market-centered” approach.1 Keynesian economy affected the world economy and politics from the 1930s to the 1970s. While Keynesian economics was dissolving after the crisis in the 1970s, neo-liberalism, which was the continuation of classical liberalism, superseded it by simply adapting to the new situation. Neo-liberalism, a new-period adaptation of classical liberalism, began to express itself with new concepts, institutions, and forms. One of these
concepts is governance
Kars) sosyo-ekonomik açıdan zorlu koşullara sahip bir bölge olduğunu vurgulamaktadır. Tarım ve hayvancılığın ekonomiyi belirlediği bu bölgede, coğrafi konumunun ve stratejik öneminin turizm sektörünün gelişimi üzerinde etkili olduğu belirtilmektedir. Bölge, kış turizmi ve doğa turizmi gibi birçok potansiyel turizm türünü barındırmakta ancak bu potansiyelden yeterince faydalanılmamaktadır. Bu durum, bölgesel dengesizliklerin azaltılması için turizmin ekonomik bir kaldıraç olarak daha etkin şekilde değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Çalışma kapsamında, Iğdır ilinin turistik değerleri, mevcut turizm altyapısı,
turist profili, turizm gelirleri ve sektördeki istihdam gibi faktörler özelinde
detaylı bir analiz gerçekleştirilecek ve elde edilen bulgular, bölgesel kalkınma ve turizm politikalarının geliştirilmesinde rehberlik edecek şekilde sunulacaktır. Bu araştırma, Iğdır ilinin turizm potansiyelini daha iyi anlamak ve bölge ekonomisine sürdürülebilir katkılarda bulunmak adına önemli bir adım olacaktır.
edilen, devletin gelir dağılımını ve ekonomik istikrarı düzenlemek amacıyla
kullanılan bir politika aracıdır. Bu politika, genellikle devlet müdahalesini
gerektiren ekonomik dengesizlikleri düzeltmeyi hedefler ve genellikle vergi,
harcama, ücret ve diğer ekonomik faktörleri içermektedir. Gelirler Politikası,
bir ülkenin ekonomik ve sosyal politikalarının bir parçası olarak önemli bir
rol oynar. Bu politika, hükümetlerin gelir dağılımını düzenlemesi, enflasyonu
kontrol altına alması, işsizliği azaltması ve genel ekonomik istikrarı sağlaması
için kullanılır. Gelirler politikası, genellikle para politikası ve mali politika
ile birlikte üç temel ekonomik politika aracından biri olarak kabul edilir. Bu
politikalar genellikle devlet tarafından yürütülür ve ekonomik büyümenin tüm
vatandaşlar arasında adaletli bir şekilde dağılmasını hedeflemektedir.