Osmanlı İmparatorluğu, ondokuzuncu yüzyıla gelindiğinde siyasî, ekonomik ve askerî alanda eski gü... more Osmanlı İmparatorluğu, ondokuzuncu yüzyıla gelindiğinde siyasî, ekonomik ve askerî alanda eski gücünü kaybetmiş; bu gücü tekrar yakalayabilmek adına yeniden yapılanma süreçlerine girmiştir. Osmanlı tahtına geçen III. Selim (1789-1807), II. Mahmud (1808-1839) gibi padişahların Batılı devletlerin hızlı ilerleyişlerini yakından takip etmeleri ve yenilik yanlısı olmaları ise, bu yeniden yapılanma süreçlerini daha etkin kılmıştır. II. Mahmud döneminde Mekteb-i Harbiye'nin kuruluşu, eğitim alanındaki modernleşme sürecinde geçmişten farklı olarak yeni yöntemlerin benimsendiğinin bir kanıtıdır.
(1888-1951) yürütmüş olduğu arkeolojik kazıları ve akademik çalışmalarıyla arkeoloji alanının önd... more (1888-1951) yürütmüş olduğu arkeolojik kazıları ve akademik çalışmalarıyla arkeoloji alanının önde gelen isimlerindendir. 1920'li yıllardan itibaren Yunanistan'ın çeşitli bölgelerinde kazılar yapan Persson, İsveç Veliahdı VI. Gustaf Adolf'un referans olmasına binaen imzalanan 1935 yılındaki kararnameyle Türkiye'de kazı izni almıştır. Bu bağlamda Karya medeniyetinin izlerini sürmek amacıyla Milas Genciktepe'de sondaj çalışmaları yapmış ve 1936'daki kararnameyle de Genciktepe Kazısı'nın idaresini almıştır. Bu kazıda çıkan buluntuların korunması ve sergilenebilmesi amacıyla 1938'de Milas Firuz Bey Camii'nin müzeye çevrilme talebi Persson'un girişimleriyle gündeme gelmiştir. II. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte Türkiye'deki çalışmalarına ara vermiştir. 1948'deki Labraunda Kazısı ile tekrar Türkiye'ye gelen Persson buradaki kazı başkanlığı görevini vefatına kadar sürdürmüştür. Bu araştırmada literatür taramasından elde edilen bilgilerin yanı sıra arşiv belgeleri ve ulusal basın temel alınarak onun Türkiye'deki çalışmalarının bütüncül bir şekilde incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada Persson'un Prehistorik Dönem'de Ege'de hüküm sürmüş medeniyetlerin ortak bir kültüre sahip oldukları anlayışını Genciktepe ve Labraunda'daki arkeolojik kazılarıyla kanıtlamak istediği sonucuna ulaşılmıştır.
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Jun 27, 2023
Londra Halkevi, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin yurt dışında açtığı kültür kurumlarının ilk örnekler... more Londra Halkevi, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin yurt dışında açtığı kültür kurumlarının ilk örnekleri arasında olma özelliğini taşıması yanında Halkevi olarak da tek örnektir. 1942-1950 yılları arasında faaliyet gösteren bu kurum Türk-İngiliz diplomatik ilişkilerinin geliştirilmesine katkı sağladığı gibi Türklerle İngilizlerin birbirilerinin kültürünü tanımasında da aracı bir rol oynamıştır. Öte yandan o dönemde İngiltere'de bulunan vatandaşlarımızın Türkiye ile temas kurduğu noktalardan biri olmuştur. Bu araştırmanın öncelikli amacı özgün akademik çalışmalara konu olan Londra Halkevi'ni Dışişleri Bakanlığı Türk Diplomatik Arşivi'nde bulunan belgeler ışığında yeniden ele almaktır. Bu belgeler daha çok Londra Halkevi ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreterliği, Hariciye Vekaleti, Londra Büyükelçiliği ve çeşitli kurumlar arasında yapılan yazışmaları kapsamaktadır. Bu yazışmalar Londra Halkevi'nin kuruluş süreci, idare heyeti, üye sayısı, binası, bütçesi ve etkinlikleri gibi hususlara ilişkin pek çok ayrıntıya ulaşma olanağı sağlamıştır. Makalenin diğer bir amacı ise ulusal, yerel ve uluslararası basında bu kurum ile ilgili yer alan çeşitli haber/yazıların derlenerek literatüre kazandırılmasıdır. Araştırmada literatür taraması, arşiv taraması ve doküman analizi yöntemleri kullanılmıştır. Elde edilen bulgulardan hareketle Londra Halkevi'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin İngiltere ile geliştirdiği diplomatik ilişkilere ve özellikle bu ilişkilerin kültürel boyutuna önemli katkılar sağladığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu merkezin, Cumhuriyet değerlerinin yurt dışında tanıtıldığı bir vitrin vazifesi görmüş olması da ulaşılan diğer bir sonuçtur.
International Journal of Languages' Education and Teaching, 2015
In the founding years of Republic of Turkey, one of the main goals of Republican ideology has bee... more In the founding years of Republic of Turkey, one of the main goals of Republican ideology has been to build a new and modern society. The revolutions which were made in this period have been tried to come down to commons and to assimilate by common; for this purpose many projects have been put into practice. One of the most notable among them is People's Houses which opened in the various parts of Anatolia, particularly in Istanbul on February 19, 1932. People's Houses which are carrying out their activities through their branches have been an active role between the years of 1932-1951; have been a pioneer function in the development of society in many areas. Especially with the alphabet reform in the year of 1928 the orbit of People's Houses have been expanded, It was tried to increase the community's literacy rate by organizing literacy courses in Turkish with Public classroom and Courses branch. In this study tries to touch on activities and importance of literacy courses in Turkish carrying out by People's Houses in Urfa and its zone. In this context datas and documents which are taken part especially in the archieves of Republic are planned to utilize in the study by using the model of literature review. Thus, the course play the role of education and training the Turkish with the importance of cultural development of society will be examined.
incelemek olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak Falke'nin Türkiye'de bulunduğu beş yıl boyunca kale... more incelemek olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak Falke'nin Türkiye'de bulunduğu beş yıl boyunca kaleme aldığı bilimsel yayınları ve yetiştirdiği öğrencilerinin yanı sıra Yüksek Ziraat Enstitüsü'nün yapılandırılmasındaki emekleriyle Türk ziraat ve bilim hayatına önemli katkılarda bulunduğu ortaya konmuştur.
Gülşah ESER** Öz Sultan II. Mahmud döneminde, 1834 yılında kurulan ve varlığını günümüzde de deva... more Gülşah ESER** Öz Sultan II. Mahmud döneminde, 1834 yılında kurulan ve varlığını günümüzde de devam ettiren Mekteb-i Harbiye bugünkü adıyla Kara Harp Okulu tarihimizde önemli bir yere sahiptir ve öncü bir eğitim kurumudur. Harbiye'nin kuruluş sürecinde ve günümüze kadar gelmesinde pek çok kişinin emeği geçmiştir. Bunlardan biri de ilk Harbiyelileri teşkil edecek olan Sıbyan Bölükleri'nin başına getirilen Binbaşı Azmi Bey'dir. Azmi Bey, henüz kuruluş aşamasında olan bu modern askerî okulun öğretim sisteminden dizaynına kadar pek çok aşamasıyla yakından ilgilenmiştir. O dönemde İngiltere'de icat edilen ve Amerikalı misyonerler vasıtasıyla İstanbul'daki azınlık okullarında uygulanan Lancaster öğretim sistemini Harbiye'ye uyarlayan da Azmi Bey olmuştur. Bu süreçte Amerikalıların yardımıyla İngiltere'ye gönderilmiş ve orada çeşitli incelemelerde bulunmuştur. Harbiye için gösterdiği gayret ve yaptığı çalışmalar onun mektep nazırlığına (okul komutanlığı) yükseltilmesinde etkili olmuştur. Bu dönemde gerek Harbiye gerekse Azmi Bey yabancıların ilgisini üzerine çekmeye devam etmiştir. 1836 yılında İstanbul'a gelen İngiliz seyyah Julia Pardoe Harbiye'yi ziyaret etmek istemiş ve Azmi Bey de okulun kapılarını kendisine sonuna kadar açarak Pardoe'nun hatıratının Mekteb-i Harbiye kısmının oluşmasında mihenk taşı olmuştur. Azmi Bey'in eğitim ve askerî tarihimizdeki öncü rolüne rağmen biyografisine ve okul komutanlığı dönemindeki çalışmalarına değinen çalışmalar son derece kısıtlıdır. Bu nedenle bu makalenin amacı Azmi Bey'in bu öncü rolünü ortaya koyabilmek ve daha önemli olarak onun faaliyetlerini yabancı kaynaklar temelinde değerlendirmek olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda literatür tarama modeli kullanılarak Amerikalı misyonerlerin raporlarından, Julia Pardoe'nun hatıratından ve İngiliz basınının önde gelen gazetelerinden biri olan The Times'tan yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular Azmi Bey'in başarılı bir askerlik hayatı geçirdiğini, Mekteb-i Harbiye'nin kurulma ve kurumsallaşma sürecinde ciddi katkılar sunduğunu ve dahası Harbiye'de bu dönemde hissedilen Amerikan ve İngiliz etkisinde önemli bir rolü olduğunu ortaya koymaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminden itibaren Macar bilim adamları, uzmanlar ve öğretmenler... more Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminden itibaren Macar bilim adamları, uzmanlar ve öğretmenler bilhassa mesleki ve teknik eğitim veren kurumlarda görev almışlardır. 1940’lı yıllara gelindiğinde Köy Enstitüleri’nin açılması buralarda da istihdam edilmelerine olanak vermiş ve böylelikle Macarların inşaat, altyapı vb. alanlardaki bilgilerinden büyük oranda istifade edilmiştir. Enstitülerin inşaat faaliyetlerinden elektrik ve suya kavuşturulmalarına kadar pek çok çalışmaya emek veren Macar eğitimciler böylelikle bu kurumların yapılandırılmalarına önemli katkılar sağlamışlardır. Arşiv belgelerinde Macar asıllı üç kişinin bu kurumlarda istihdam edildiği bilgisine yer verilmiş ve bunlar arasında Gáspár Nagypál ismi zikredilmiştir. Bu makale Nagypál’in hayatını ve Türkiye’deki çalışmalarını konu almaktadır. Nagypál’in Macaristan’ın Szeged şehrinde doğduğu ve eğitim aldığı, makineci olarak yetiştiği bilinmekle birlikte Köy Enstitüleri’nde görevlendirilecekler arasında neden onun seçildiği...
The Military School and the Teaching of Modern Sciences in Turkey The present article aims to exa... more The Military School and the Teaching of Modern Sciences in Turkey The present article aims to examine the establishment of the Military School ( Mekteb-i Harbiye ) founded in Istanbul by Sultan Mahmud II (r.1808-1839) to train officers knowledgeable in modern military techniques and equipped with contemporary scientific knowledge. The article will also investigate the role, effects and contributions of the Military School to the teaching and dissemination of modern sciences in the Ottoman army. The time period under study starts from 1834, the establishment year of the school, and end with the proclamation of the Constitution ( Mesrutiyet ) in 1876. During the early years of its foundation, the teaching of military arts had a prominent place in the curriculum. Later on, the teaching of modern mathematical and applied sciences such as physics and chemistry gained importance. The presence of a printing press in the school enabled the reproduction of teaching material, stimulated the i...
Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu
Köy öğretmeni ve köye yararlı meslek elemanı yetiştirmek amacıyla 17 Nisan 1940 tarihinde kurulan... more Köy öğretmeni ve köye yararlı meslek elemanı yetiştirmek amacıyla 17 Nisan 1940 tarihinde kurulan Köy Enstitüleri'nin 1 , işlevsellikleri ve başarılarıyla bu amaçlardan daha fazlasına hizmet ettiği bilinmektedir. Cumhuriyet devrimlerinin köylere yayılması, toplumun okuryazarlık oranının arttırılması, tarımla ilgili teknik bilgilerin köylüye kazandırılarak tarım sektöründe verim ve ilerlemenin sağlanması ya da sağlık hizmetlerinin köye kadar götürülmesi bu hizmetler arasında yer almaktadır. Bu amaçlardan hareketle, Köy Enstitüleri projesinin salt Milli Eğitim alanına yönelik olmayıp özellikle Tarım ve Sağlık bakanlıklarıyla koordineli biçimde yürütülen toplumsal bir proje olduğunu belirtmek gerekir. Köy Enstitüleri kuruluş amaçlarının yanı sıra okul faaliyetleri, sosyal yapıları, demokratik uygulamaları, toplumdaki etkileri ve köy hayatına katkılarıyla Cumhuriyet tarihindeki eğitim kurumlarının üzerinde en çok konuşulan ve en çok tartışılan konularından biri olmuştur. 2 Bu çalışmada, öncelikle Köy Enstitüleri'nin kuruluş süreci ve ders programları üzerinde durularak; genelde Arifiye Köy Enstitüsü tarihi, özelde ise bu enstitünün Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi'ndeki balıkçılık çalışmaları hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır.
Osmanlı İmparatorluğu, ondokuzuncu yüzyıla gelindiğinde siyasî, ekonomik ve askerî alanda eski gü... more Osmanlı İmparatorluğu, ondokuzuncu yüzyıla gelindiğinde siyasî, ekonomik ve askerî alanda eski gücünü kaybetmiş; bu gücü tekrar yakalayabilmek adına yeniden yapılanma süreçlerine girmiştir. Osmanlı tahtına geçen III. Selim (1789-1807), II. Mahmud (1808-1839) gibi padişahların Batılı devletlerin hızlı ilerleyişlerini yakından takip etmeleri ve yenilik yanlısı olmaları ise, bu yeniden yapılanma süreçlerini daha etkin kılmıştır. II. Mahmud döneminde Mekteb-i Harbiye'nin kuruluşu, eğitim alanındaki modernleşme sürecinde geçmişten farklı olarak yeni yöntemlerin benimsendiğinin bir kanıtıdır.
(1888-1951) yürütmüş olduğu arkeolojik kazıları ve akademik çalışmalarıyla arkeoloji alanının önd... more (1888-1951) yürütmüş olduğu arkeolojik kazıları ve akademik çalışmalarıyla arkeoloji alanının önde gelen isimlerindendir. 1920'li yıllardan itibaren Yunanistan'ın çeşitli bölgelerinde kazılar yapan Persson, İsveç Veliahdı VI. Gustaf Adolf'un referans olmasına binaen imzalanan 1935 yılındaki kararnameyle Türkiye'de kazı izni almıştır. Bu bağlamda Karya medeniyetinin izlerini sürmek amacıyla Milas Genciktepe'de sondaj çalışmaları yapmış ve 1936'daki kararnameyle de Genciktepe Kazısı'nın idaresini almıştır. Bu kazıda çıkan buluntuların korunması ve sergilenebilmesi amacıyla 1938'de Milas Firuz Bey Camii'nin müzeye çevrilme talebi Persson'un girişimleriyle gündeme gelmiştir. II. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte Türkiye'deki çalışmalarına ara vermiştir. 1948'deki Labraunda Kazısı ile tekrar Türkiye'ye gelen Persson buradaki kazı başkanlığı görevini vefatına kadar sürdürmüştür. Bu araştırmada literatür taramasından elde edilen bilgilerin yanı sıra arşiv belgeleri ve ulusal basın temel alınarak onun Türkiye'deki çalışmalarının bütüncül bir şekilde incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada Persson'un Prehistorik Dönem'de Ege'de hüküm sürmüş medeniyetlerin ortak bir kültüre sahip oldukları anlayışını Genciktepe ve Labraunda'daki arkeolojik kazılarıyla kanıtlamak istediği sonucuna ulaşılmıştır.
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Jun 27, 2023
Londra Halkevi, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin yurt dışında açtığı kültür kurumlarının ilk örnekler... more Londra Halkevi, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin yurt dışında açtığı kültür kurumlarının ilk örnekleri arasında olma özelliğini taşıması yanında Halkevi olarak da tek örnektir. 1942-1950 yılları arasında faaliyet gösteren bu kurum Türk-İngiliz diplomatik ilişkilerinin geliştirilmesine katkı sağladığı gibi Türklerle İngilizlerin birbirilerinin kültürünü tanımasında da aracı bir rol oynamıştır. Öte yandan o dönemde İngiltere'de bulunan vatandaşlarımızın Türkiye ile temas kurduğu noktalardan biri olmuştur. Bu araştırmanın öncelikli amacı özgün akademik çalışmalara konu olan Londra Halkevi'ni Dışişleri Bakanlığı Türk Diplomatik Arşivi'nde bulunan belgeler ışığında yeniden ele almaktır. Bu belgeler daha çok Londra Halkevi ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreterliği, Hariciye Vekaleti, Londra Büyükelçiliği ve çeşitli kurumlar arasında yapılan yazışmaları kapsamaktadır. Bu yazışmalar Londra Halkevi'nin kuruluş süreci, idare heyeti, üye sayısı, binası, bütçesi ve etkinlikleri gibi hususlara ilişkin pek çok ayrıntıya ulaşma olanağı sağlamıştır. Makalenin diğer bir amacı ise ulusal, yerel ve uluslararası basında bu kurum ile ilgili yer alan çeşitli haber/yazıların derlenerek literatüre kazandırılmasıdır. Araştırmada literatür taraması, arşiv taraması ve doküman analizi yöntemleri kullanılmıştır. Elde edilen bulgulardan hareketle Londra Halkevi'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin İngiltere ile geliştirdiği diplomatik ilişkilere ve özellikle bu ilişkilerin kültürel boyutuna önemli katkılar sağladığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu merkezin, Cumhuriyet değerlerinin yurt dışında tanıtıldığı bir vitrin vazifesi görmüş olması da ulaşılan diğer bir sonuçtur.
International Journal of Languages' Education and Teaching, 2015
In the founding years of Republic of Turkey, one of the main goals of Republican ideology has bee... more In the founding years of Republic of Turkey, one of the main goals of Republican ideology has been to build a new and modern society. The revolutions which were made in this period have been tried to come down to commons and to assimilate by common; for this purpose many projects have been put into practice. One of the most notable among them is People's Houses which opened in the various parts of Anatolia, particularly in Istanbul on February 19, 1932. People's Houses which are carrying out their activities through their branches have been an active role between the years of 1932-1951; have been a pioneer function in the development of society in many areas. Especially with the alphabet reform in the year of 1928 the orbit of People's Houses have been expanded, It was tried to increase the community's literacy rate by organizing literacy courses in Turkish with Public classroom and Courses branch. In this study tries to touch on activities and importance of literacy courses in Turkish carrying out by People's Houses in Urfa and its zone. In this context datas and documents which are taken part especially in the archieves of Republic are planned to utilize in the study by using the model of literature review. Thus, the course play the role of education and training the Turkish with the importance of cultural development of society will be examined.
incelemek olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak Falke'nin Türkiye'de bulunduğu beş yıl boyunca kale... more incelemek olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak Falke'nin Türkiye'de bulunduğu beş yıl boyunca kaleme aldığı bilimsel yayınları ve yetiştirdiği öğrencilerinin yanı sıra Yüksek Ziraat Enstitüsü'nün yapılandırılmasındaki emekleriyle Türk ziraat ve bilim hayatına önemli katkılarda bulunduğu ortaya konmuştur.
Gülşah ESER** Öz Sultan II. Mahmud döneminde, 1834 yılında kurulan ve varlığını günümüzde de deva... more Gülşah ESER** Öz Sultan II. Mahmud döneminde, 1834 yılında kurulan ve varlığını günümüzde de devam ettiren Mekteb-i Harbiye bugünkü adıyla Kara Harp Okulu tarihimizde önemli bir yere sahiptir ve öncü bir eğitim kurumudur. Harbiye'nin kuruluş sürecinde ve günümüze kadar gelmesinde pek çok kişinin emeği geçmiştir. Bunlardan biri de ilk Harbiyelileri teşkil edecek olan Sıbyan Bölükleri'nin başına getirilen Binbaşı Azmi Bey'dir. Azmi Bey, henüz kuruluş aşamasında olan bu modern askerî okulun öğretim sisteminden dizaynına kadar pek çok aşamasıyla yakından ilgilenmiştir. O dönemde İngiltere'de icat edilen ve Amerikalı misyonerler vasıtasıyla İstanbul'daki azınlık okullarında uygulanan Lancaster öğretim sistemini Harbiye'ye uyarlayan da Azmi Bey olmuştur. Bu süreçte Amerikalıların yardımıyla İngiltere'ye gönderilmiş ve orada çeşitli incelemelerde bulunmuştur. Harbiye için gösterdiği gayret ve yaptığı çalışmalar onun mektep nazırlığına (okul komutanlığı) yükseltilmesinde etkili olmuştur. Bu dönemde gerek Harbiye gerekse Azmi Bey yabancıların ilgisini üzerine çekmeye devam etmiştir. 1836 yılında İstanbul'a gelen İngiliz seyyah Julia Pardoe Harbiye'yi ziyaret etmek istemiş ve Azmi Bey de okulun kapılarını kendisine sonuna kadar açarak Pardoe'nun hatıratının Mekteb-i Harbiye kısmının oluşmasında mihenk taşı olmuştur. Azmi Bey'in eğitim ve askerî tarihimizdeki öncü rolüne rağmen biyografisine ve okul komutanlığı dönemindeki çalışmalarına değinen çalışmalar son derece kısıtlıdır. Bu nedenle bu makalenin amacı Azmi Bey'in bu öncü rolünü ortaya koyabilmek ve daha önemli olarak onun faaliyetlerini yabancı kaynaklar temelinde değerlendirmek olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda literatür tarama modeli kullanılarak Amerikalı misyonerlerin raporlarından, Julia Pardoe'nun hatıratından ve İngiliz basınının önde gelen gazetelerinden biri olan The Times'tan yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular Azmi Bey'in başarılı bir askerlik hayatı geçirdiğini, Mekteb-i Harbiye'nin kurulma ve kurumsallaşma sürecinde ciddi katkılar sunduğunu ve dahası Harbiye'de bu dönemde hissedilen Amerikan ve İngiliz etkisinde önemli bir rolü olduğunu ortaya koymaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminden itibaren Macar bilim adamları, uzmanlar ve öğretmenler... more Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminden itibaren Macar bilim adamları, uzmanlar ve öğretmenler bilhassa mesleki ve teknik eğitim veren kurumlarda görev almışlardır. 1940’lı yıllara gelindiğinde Köy Enstitüleri’nin açılması buralarda da istihdam edilmelerine olanak vermiş ve böylelikle Macarların inşaat, altyapı vb. alanlardaki bilgilerinden büyük oranda istifade edilmiştir. Enstitülerin inşaat faaliyetlerinden elektrik ve suya kavuşturulmalarına kadar pek çok çalışmaya emek veren Macar eğitimciler böylelikle bu kurumların yapılandırılmalarına önemli katkılar sağlamışlardır. Arşiv belgelerinde Macar asıllı üç kişinin bu kurumlarda istihdam edildiği bilgisine yer verilmiş ve bunlar arasında Gáspár Nagypál ismi zikredilmiştir. Bu makale Nagypál’in hayatını ve Türkiye’deki çalışmalarını konu almaktadır. Nagypál’in Macaristan’ın Szeged şehrinde doğduğu ve eğitim aldığı, makineci olarak yetiştiği bilinmekle birlikte Köy Enstitüleri’nde görevlendirilecekler arasında neden onun seçildiği...
The Military School and the Teaching of Modern Sciences in Turkey The present article aims to exa... more The Military School and the Teaching of Modern Sciences in Turkey The present article aims to examine the establishment of the Military School ( Mekteb-i Harbiye ) founded in Istanbul by Sultan Mahmud II (r.1808-1839) to train officers knowledgeable in modern military techniques and equipped with contemporary scientific knowledge. The article will also investigate the role, effects and contributions of the Military School to the teaching and dissemination of modern sciences in the Ottoman army. The time period under study starts from 1834, the establishment year of the school, and end with the proclamation of the Constitution ( Mesrutiyet ) in 1876. During the early years of its foundation, the teaching of military arts had a prominent place in the curriculum. Later on, the teaching of modern mathematical and applied sciences such as physics and chemistry gained importance. The presence of a printing press in the school enabled the reproduction of teaching material, stimulated the i...
Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu
Köy öğretmeni ve köye yararlı meslek elemanı yetiştirmek amacıyla 17 Nisan 1940 tarihinde kurulan... more Köy öğretmeni ve köye yararlı meslek elemanı yetiştirmek amacıyla 17 Nisan 1940 tarihinde kurulan Köy Enstitüleri'nin 1 , işlevsellikleri ve başarılarıyla bu amaçlardan daha fazlasına hizmet ettiği bilinmektedir. Cumhuriyet devrimlerinin köylere yayılması, toplumun okuryazarlık oranının arttırılması, tarımla ilgili teknik bilgilerin köylüye kazandırılarak tarım sektöründe verim ve ilerlemenin sağlanması ya da sağlık hizmetlerinin köye kadar götürülmesi bu hizmetler arasında yer almaktadır. Bu amaçlardan hareketle, Köy Enstitüleri projesinin salt Milli Eğitim alanına yönelik olmayıp özellikle Tarım ve Sağlık bakanlıklarıyla koordineli biçimde yürütülen toplumsal bir proje olduğunu belirtmek gerekir. Köy Enstitüleri kuruluş amaçlarının yanı sıra okul faaliyetleri, sosyal yapıları, demokratik uygulamaları, toplumdaki etkileri ve köy hayatına katkılarıyla Cumhuriyet tarihindeki eğitim kurumlarının üzerinde en çok konuşulan ve en çok tartışılan konularından biri olmuştur. 2 Bu çalışmada, öncelikle Köy Enstitüleri'nin kuruluş süreci ve ders programları üzerinde durularak; genelde Arifiye Köy Enstitüsü tarihi, özelde ise bu enstitünün Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi'ndeki balıkçılık çalışmaları hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır.
Uploads
Papers by Gülşah Eser