Papers by Yasemin ABAYHAN
Psikolojik dislanma bireyin, bir baska birey ya da grup tarafindan yok sayilmasi, grup disinda tutul

Liberal düşünce, Dec 10, 2022
Bu çalışmanın amacı, Anderson (2018) tarafından geliştirilen "Prejudice Against Asylum Seekers Sc... more Bu çalışmanın amacı, Anderson (2018) tarafından geliştirilen "Prejudice Against Asylum Seekers Scale" isimli ölçeğin Türkçeye uyarlanmasıdır. Geliştirilmekte olan ölçeğin psikometrik özelliklerini incelemek amacıyla madde-toplam test puanı korelasyon katsayıları, doğrulayıcı faktör analizi ve güvenirlik analizi uygulanmıştır. Bu analizler sonucunda, ölçeğin "klasik önyargı" ve "koşullu önyargı" olarak tanımlanan iki faktörlü yapısının kabul edilebilir düzeyde olduğu bulunmuştur (CFI= .92, RMSEA= .075, GFI=.90, AGFI= .87, NFI= .89). Tüm test puanının Cronbach Alfa iç tutarlık katsayısı ise .77 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca, ölçeğin ölçüt geçerliğini incelemek amacıyla ölçekten elde edilen puanlar ile Sosyal Baskınlık Yönelimi Ölçeği, Sağ Kanat Yetkecilik Ölçeği ve Suriyeli Göçmenlere Yönelik Tutum Ölçeğinden alınan puanlar arasındaki ilişkiler incelenmiş, elde edilen bulgular ilgili kısımda aktarılmıştır. Bulgular sonuç olarak, Mültecilere Yönelik Önyargı Ölçeği'nin Türkçe Formu'nun güvenilir ve geçerli bir ölçek olduğunu göstermiştir. Bu ölçeğin sadece klasik değil koşullu önyargıyı da göstermesi açısından önemli olduğu ve bu yönüyle literatüre önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Liberal Düşünce Dergisi, Sep 1, 2017
15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye, etki alanı ve planlanan eylemin şiddeti göz önüne alın-dığında ... more 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye, etki alanı ve planlanan eylemin şiddeti göz önüne alın-dığında " işgal " denebilecek bir süreci atlattı. İşgal içerisinde yer alan bireylerin psikolojik durumlarının anlaşılabilmesi için Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) ne tür bir yapılanmaya sahip olduğunun araştırılması gerekmektedir. Bu araştırmanın amacı, belirli bir süre bu grup içerisinde yer almış bireylerin anlatımlarına dayalı bir şekilde grubun dinamiklerinin, yapısının, sembol kullanımlarının ve grubun devamlılığı açısından işlevsel olan davranışların irdelenmesidir. Bu terör örgütünün sosyal psikoloji literatüründe oldukça iyi bilinen grup sargınlığı, grup gururu, bilişsel çelişki olgularını kullanarak gruba üye devşirdiği düşünülmektedir. Dolayısıyla grubun yapısının ve çekiciliğinin anlaşılabilmesi açısından sosyal psikoloji perspektifi elzemdir. Abstract On the date of July 15, 2016 considering the orbit and the severity of the planned action, Turkey has eluded a process which can be named as an " occupation ". For this process to be comprehended, what kind of structure Fethullah Terrorist Organization (FETO) has must be investigated. Purpose of this research is to examine the group dynamics, group structure, the usage of symbols and the functioning behaviours for the continuity of the group, based upon the expressions of the people who have been a part of this group for a while. It is thought that this terrorist organization recruits members by using the well known phenomenons of social psychology literature such as group cohesiveness, group pride and cognitive contradicition. Thereby, social psychology perspective is essential for the group structure and attraction to be understood.
DergiPark (Istanbul University), Apr 1, 2016
Turk Psikoloji Dergisi, 2014
Psikolojik dislanma bireyin, bir baska birey ya da grup tarafindan yok sayilmasi, grup disinda tutul

Humanistic Perspective
Başkasının üzüntüsüne sevinme duygusu, başkalarının başına gelen talihsiz bir olay karşısında sev... more Başkasının üzüntüsüne sevinme duygusu, başkalarının başına gelen talihsiz bir olay karşısında sevinmek olarak tanımlanmaktadır. Mevcut araştırmanın amacı hedef kişinin başarısının, grup üyeliğinin ve güvenilir olmasının kıskançlık, hakçalık ve başkasının üzüntüsüne sevinme duygusu üzerindeki etkisini incelemektir. Araştırmanın örneklemini 139 üniversite öğrencisi (35 erkek, 104 kadın) oluşturmaktadır. Araştırmanın deseni 2 (başarı düzeyi: yüksek veya düşük) x 2 (grup üyeliği: iç veya dış grup) x 2 (güvenilirlik düzeyi: yüksek veya düşük) karma ANOVA desenidir. Araştırmanın koşullarından birine seçkisiz atanan katılımcılar, bir hedef kişinin başarısının ve grup üyeliğinin değişimlendiği hikâyenin ilk bölümünü okuduktan sonra Kıskançlık Ölçeği'ni ve hedef kişinin güvenilirliğinin değişimlendiği ikinci bölümü okuduktan sonra ise sırasıyla Başkasının Üzüntüsüne Sevinme Ölçeği ve Hakçalık Ölçeği'ni doldurmuşlardır. Analizler, hedef kişinin güvenilir olma düzeyinin başkasının üzün...
ACP Official Conference Proceedings

Liberal Düşünce Dergisi
Bu çalışmanın amacı, Anderson (2018) tarafından geliştirilen “Prejudice Against Asylum Seekers Sc... more Bu çalışmanın amacı, Anderson (2018) tarafından geliştirilen “Prejudice Against Asylum Seekers Scale” isimli ölçeğin Türkçeye uyarlanmasıdır. Geliştirilmekte olan ölçeğin psikometrik özelliklerini incelemek amacıyla madde-toplam test puanı korelasyon katsayıları, doğrulayıcı faktör analizi ve güvenirlik analizi uygulanmıştır. Bu analizler sonucunda, ölçeğin “klasik önyargı” ve “koşullu önyargı” olarak tanımlanan iki faktörlü yapısının kabul edilebilir düzeyde olduğu bulunmuştur (CFI= .92, RMSEA= .075, GFI=.90, AGFI= .87, NFI= .89). Tüm test puanının Cronbach Alfa iç tutarlık katsayısı ise .77 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca, ölçeğin ölçüt geçerliğini incelemek amacıyla ölçekten elde edilen puanlar ile Sosyal Baskınlık Yönelimi Ölçeği, Sağ Kanat Yetkecilik Ölçeği ve Suriyeli Göçmenlere Yönelik Tutum Ölçeğinden alınan puanlar arasındaki ilişkiler incelenmiş, elde edilen bulgular ilgili kısımda aktarılmıştır. Bulgular sonuç olarak, Mültecilere Yönelik Önyargı Ölçeği’nin Türkçe Formu’nun ...

Journal of Applied Social Psychology
Immigration has played a significant role in human history as people move to new places for econo... more Immigration has played a significant role in human history as people move to new places for economic opportunities, religious freedom, and political refuge. However, asylum seekers are often viewed negatively and falsely portrayed in media, leading to fear and distrust among locals. In the current research, participants read a fictitious news article about an asylum seeker's (Syrian, Ukrainian, or Yemeni) motivation for seeking asylum (seeking safety, seeking financial betterment from a position of relative financial hardship, or seeking financial betterment from a position of extreme financial hardship). Participants then reported their willingness to help that asylum seeker, and their prejudice and empathy toward both that asylum seeker and their group as a whole (e.g., Syrian refugees). Results showed that people were more willing to help asylum seekers whose motivation for seeking asylum was grounded in safety concerns rather than moderate financial concerns (studies 1, 2, a...

PLOS ONE
This study examined how self-reported sarcasm use is related to individual differences in non-Wes... more This study examined how self-reported sarcasm use is related to individual differences in non-Western adults. A sample of 329 Turkish speakers of high socioeconomic status completed an online survey including measures of self-reported sarcasm use, personality traits, positive and negative affect, self-presentation styles, self-esteem, as well as age and gender. Participants who reported being more likely to use sarcasm in social situations had scores indicating that they were less agreeable, less conscientious, and less emotional stable (i.e., more neurotic). Also, those who reported using sarcasm more often tended to be younger and had lower self-esteem. Self-reported sarcasm use was also positively related to both the self-promoting and the self-depreciating presentation styles. In addition to highlighting the complex relationship between individual differences and language production, these findings underscore the importance of expanding sarcasm research to include non-Western sa...

HUMOR
Humor and sarcasm are closely related – sarcasm is often identified with aggressive humor or humo... more Humor and sarcasm are closely related – sarcasm is often identified with aggressive humor or humorous mockery. Research in this area is common in Western European languages, but not in non-WEIRD populations. The aim of the study was to examine the relationship between humor styles and sarcasm use in the Turkish-speaking population. We also attempted to predict the use of different sarcasm types (general sarcasm, embarrassment diffusion, face-saving, and frustration diffusion) by the scores of the Humor Styles Questionnaire (Martin, Rod A., Patricia Puhlik-Doris, Gwen Larsen, Jeanette Gray & Kelly Weir. 2003. Individual differences in uses of humor and their relation to psychological well-being: Development of the Humor Styles Questionnaire. Journal of Research in Personality 37(1). 48–75) scales (aggressive, affiliative, self-enhancing, and self-defeating humor). The data from 329 Turkish-speaking participants were collected: 250 women and 79 men (M age = 37; SD = 12.32; age range: ...

PLOS-ONE, 2022
This study examined how self-reported sarcasm use is related to individual differences in non-Wes... more This study examined how self-reported sarcasm use is related to individual differences in non-Western adults. A sample of 329 Turkish speakers of high socioeconomic status completed an online survey including measures of self-reported sarcasm use, personality traits, positive and negative affect, self-presentation styles, self-esteem, as well as age and gender. Participants who reported being more likely to use sarcasm in social situations had scores indicating that they were less agreeable, less conscientious, and less emotional stable (i.e., more neurotic). Also, those who reported using sarcasm more often tended to be younger and had lower self-esteem. Self-reported sarcasm use was also positively related to both the self-promoting and the self-depreciating presentation styles. In addition to highlighting the complex relationship between individual differences and language production, these findings underscore the importance of expanding sarcasm research to include non-Western samples.

Psikoloji Çalışmaları / Studies in Psychology, 2022
Crysel (2014), sosyal yaşamda çeşitli talihsiz olaylar karşısında başkasının
üzüntüsüne sevinme ... more Crysel (2014), sosyal yaşamda çeşitli talihsiz olaylar karşısında başkasının
üzüntüsüne sevinme duygusunun bir kişilik özelliği olarak ele alınabileceğini ileri
sürmüştür. Bu doğrultuda, iyicil ve kötücül başkasının üzüntüsüne sevinme olmak
üzere iki faktöre sahip ve toplam 12 maddeden oluşan bir ölçek geliştirmiştir. Bu
çalışmanın amacı Crysel (2014) tarafından Amerikan örnekleminde geliştirilen
Başkasının Üzüntüsüne Sevinme Ölçeği’ni Türkçeye uyarlamak ve psikometrik
özelliklerini incelemektir. Bu çalışmanın örneklemini 379 üniversite öğrencisi
(183 erkek, 196 kadın, Ort.yaş = 20.6, SS = 2.48) oluşturmaktadır. Başkasının
Üzüntüsüne Sevinme Ölçeği’ne ek olarak katılımcılara geçerlik sınamaları
kapsamında Toronto Empati Ölçeği ve BeMaS- Haset ve Gıpta Ölçeği de
verilmiştir. Psikometrik sınamalar kapsamında madde analizi, doğrulayıcı faktör
analizi, diğer yapılarla ilişkiler ve güvenirlik için tutarlık analizi uygulanmıştır.
Madde analizi, ölçek maddelerinin madde toplam korelasyon katsayılarının
uygun değerlere sahip olduğunu göstermektedir (.27- .46). Doğrulayıcı faktör
analizleri sonucunda toplam beş model sınanmış ve elde edilen bulgular ölçeğin
Türkçe formunun yeterli uyum değerlerine sahip olduğunu ve orijinal ölçek
ile benzer faktör yapısına sahip olduğunu göstermiştir. Beklenildiği şekilde,
faktörlerin kendi aralarındaki ve ölçekle olan ilişkileri anlamlı olduğu gibi;
başkasının üzüntüsüne sevinme ile empati arasında negatif yönlü, haset arasında
ise pozitif yönlü bir ilişki vardır. Ayrıca, sonuçlar gıpta ile başkasının üzüntüsüne
sevinme duygusu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını
göstermiştir. Sonuç olarak, Başkasının Üzüntüsüne Sevinme Ölçeği’nin Türkçe
formu iki faktörden ve 11 maddeden oluşmuştur. Yapılan analizler doğrultusunda
ilgili ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olabileceğine ilişkin çeşitli
kanıtlar elde edilmiştir. Dolayısıyla, bu ölçek kişiler arası süreçleri, duyguları,
benliği ve kişilik özelliklerini inceleyecek gelecek araştırmalarda başkasının
üzüntüsüne sevinme duygusunun düzeyini belirlemek için kolayca kullanılabilir.
“Bir standardizasyon calismasi: Intihara yonelik tutumlar olcegi’nin Turk kulturune uyarlanmasi” ... more “Bir standardizasyon calismasi: Intihara yonelik tutumlar olcegi’nin Turk kulturune uyarlanmasi” (The Application of Suicide Opinion Questionnaire to Turkish Culture), Istanbul/Turkey, September, 3-5 2008
Liberalizmin modern bir siyasi doktrin olarak ele alinmasinin otesinde gunluk hayatimizda hepimiz... more Liberalizmin modern bir siyasi doktrin olarak ele alinmasinin otesinde gunluk hayatimizda hepimizin kullandigi bazi kavramlarin kokenini ortaya koydugu asikârdir. Her ne kadar liberalizm politik bir hareket olarak 1800’lerde tarih sahnesinde yerini almis (Uslu, 2013) olsa da aslinda insan dogasinin sonucu olarak liberalizmin kose taslarinin zaman icerisinde sekillendigi soylenebilir

Kesit Akademi Dergisi, 2020
GERÇEK BİR YAŞAM OLAYINA DAYALI YENİ PSİKOLOJİK DIŞLANMA PARADİGMASININ ETKİLİLİĞİ
Öz
Literatürde... more GERÇEK BİR YAŞAM OLAYINA DAYALI YENİ PSİKOLOJİK DIŞLANMA PARADİGMASININ ETKİLİLİĞİ
Öz
Literatürde psikolojik dışlanmanın etkisini ortaya çıkarmak için en çok kullanılan sanal top oyunu paradigması oyun olması, oyuncuların yavaş top atması ve kont-rollü ortam gerektirmesinden dolayı yapısında sorunlar taşımaktadır. Diğer tek-nikler de psikolojik dışlanmayı dolaylı olarak ölçmekte ya da kişinin geleceğine yönelik damgalama ve uzun süreli olumsuz etkiler içermektedir. Bu araştırmada görsel ve vinyete dayalı olarak geliştirilen psikolojik dışlanma paradigmasında bir kişinin bir kursa başlamasının ilk gününde diğer kişiler tarafından göz ardı edilmesini konu alınmaktadır. Kontrol koşulunda ise herhangi bir dışlanma söz konusu değildir. Hipotetik olarak geliştirilen bu vinyet sonrası, 55 katılımcıdan 11’li bir ölçek üzerinde kendilerini okudukları durumla ilgili ne kadar öfkeli, sa-kin, hayal kırıklığı yaşamış, dışlanmış, mutlu, canı sıkılmış, endişelenmiş ve üz-gün hissettiklerini derecelendirmeleri istenmiştir. Daha sonra katılımcılar İhtiyaç Tehdidi Ölçeği’ni doldurmuştur. Araştırmanın bulguları dışlanma koşulunda yer alan katılımcıların kontrol koşulunda olanlara göre 1) daha fazla öfke, hayal kı-rıklığı, dışlanma, can sıkıntısı, endişe ve üzüntü hissettiklerini, 2) daha mutsuz ve gergin olduklarını belirttiklerini ve 3) ait olma, benlik değeri, kontrol algısı ve anlamlı varoluş ihtiyaçlarının tehdit edildiğini göstermektedir. Dolayısıyla gerçek bir yaşam olayına dayalı olan bu yeni psikolojik dışlanma paradigmasının bu ölçümler üzerinde etkisi güçlüdür. Araştırmanın bu sonuçları bu modelin dış-lanmayı ortaya çıkarmada güvenilir olarak kullanabileceğini ve psikolojide, eği-timde, terapi ve örgüt alanında uygulamaları olabileceğine işaret etmektedir.
Anahtar Kelimeler: vinyet, yeni psikolojik dışlanma paradigması, ihtiyaç tehdidi, dışlanmış bireyler
The cyberball paradigm, which is the most used in the literature to reveal the ef-fect of ostracism, has problems in its structure since it is a slow ball game and re-quires a controlled environment. Other techniques also measure ostracism indi-rectly or include stigma and long-term adverse effects on the future of the person. In this research, the ostracism paradigm, which is developed based on visual and vignette, focuses on the exclusion of a person by other people on the first day of starting a course. In the control condition, there is no exclusion. After this hypo-thetically developed model, a total of 55 participants were asked to rate how an-gry, calm, disappointed, excluded, happy, annoyed, worried, and sad about the situation in which they read themselves on an 11-point scale. Later, the partici-pants filled out the Need Threat Scale. The findings of the study showed that compared to control condition, the ostracized participants had 1) more anger, frus-tration, exclusion, boredom, anxiety, and sadness; 2) they felt more unhappy and nervous, and 3) had a lower level of scores in belonging, self-worth, sense of con-trol, and existence. The effect of this new ostracism paradigm on these measure-ments was strong. These results of the study indicate that this model can be used reliably to reveal ostracism and may have applications in psychology, education, therapy, and organization.
Key Words: vignette, new ostracism paradigm, need threat, ostracized individu-als

15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye, etki alanı ve planlanan eylemin şiddeti göz önüne alın-dığında ... more 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye, etki alanı ve planlanan eylemin şiddeti göz önüne alın-dığında " işgal " denebilecek bir süreci atlattı. İşgal içerisinde yer alan bireylerin psikolojik durumlarının anlaşılabilmesi için Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) ne tür bir yapılanmaya sahip olduğunun araştırılması gerekmektedir. Bu araştırmanın amacı, belirli bir süre bu grup içerisinde yer almış bireylerin anlatımlarına dayalı bir şekilde grubun dinamiklerinin, yapısının, sembol kullanımlarının ve grubun devamlılığı açısından işlevsel olan davranışların irdelenmesidir. Bu terör örgütünün sosyal psikoloji literatüründe oldukça iyi bilinen grup sargınlığı, grup gururu, bilişsel çelişki olgularını kullanarak gruba üye devşirdiği düşünülmektedir. Dolayısıyla grubun yapısının ve çekiciliğinin anlaşılabilmesi açısından sosyal psikoloji perspektifi elzemdir.
Abstract
On the date of July 15, 2016 considering the orbit and the severity of the planned action, Turkey has eluded a process which can be named as an " occupation ". For this process to be comprehended, what kind of structure Fethullah Terrorist Organization (FETO) has must be investigated. Purpose of this research is to examine the group dynamics, group structure, the usage of symbols and the functioning behaviours for the continuity of the group, based upon the expressions of the people who have been a part of this group for a while. It is thought that this terrorist organization recruits members by using the well known phenomenons of social psychology literature such as group cohesiveness, group pride and cognitive contradicition. Thereby, social psychology perspective is essential for the group structure and attraction to be understood.

Psikolojik dışlanmanın yol açtığı anlık yıkıcı tepkilerin evrensel oldukları ve bu tepkiler üzeri... more Psikolojik dışlanmanın yol açtığı anlık yıkıcı tepkilerin evrensel oldukları ve bu tepkiler üzerinde bireysel, durumsal
ve ortamsal değişkenlerin düzenleyici rolünün bulunmadığı ileri sürülmüş olsa da, yapılan bazı çalışmalar bu görüşü
desteklememektedir. Sosyal etki kuramına göre, hem kaynak hem de hedef sayısının kaynağın hedef üzerindeki
etkisini belirlemede rolü vardır. Dışlanma sürecinin de bir sosyal etki süreci olduğu düşünülecek olursa, kaynak ve
hedef sayısı dışlanma sonucunda ortaya konan anlık tepkiler üzerinde rol oynayan düzenleyici değişkenler olarak
ele alınabilir. Bu amaçla yürütülen iki deneyin ilkinde dışlayan, ikinci deneyinde dışlanan sayısındaki artışın temel
ihtiyaçlara (ait olma, anlamlı varoluş ihtiyacı, benlik değeri ve kontrol) yönelik tehdit algısında farklılaşmalara yol
açıp açmadığı incelenmiştir. Deneylerde dışlanma, tanışma paradigması ile değişimlenmiştir. Deney 1’de kaynağı
oluşturan dışlayan ve kabul eden kişi sayısı, Deney 2’de ise hedef sayısı değişimlenmiştir. Bulgular, Deney 1’de
dışlayan üye sayısına, Deney 2’de ise dışlanan üye sayısına bağlı olarak ait olma, benlik değeri, anlamlı varoluş ve
algılanan kontrol ölçümleri açısından farklılaşma olduğunu göstermektedir.
Uploads
Papers by Yasemin ABAYHAN
üzüntüsüne sevinme duygusunun bir kişilik özelliği olarak ele alınabileceğini ileri
sürmüştür. Bu doğrultuda, iyicil ve kötücül başkasının üzüntüsüne sevinme olmak
üzere iki faktöre sahip ve toplam 12 maddeden oluşan bir ölçek geliştirmiştir. Bu
çalışmanın amacı Crysel (2014) tarafından Amerikan örnekleminde geliştirilen
Başkasının Üzüntüsüne Sevinme Ölçeği’ni Türkçeye uyarlamak ve psikometrik
özelliklerini incelemektir. Bu çalışmanın örneklemini 379 üniversite öğrencisi
(183 erkek, 196 kadın, Ort.yaş = 20.6, SS = 2.48) oluşturmaktadır. Başkasının
Üzüntüsüne Sevinme Ölçeği’ne ek olarak katılımcılara geçerlik sınamaları
kapsamında Toronto Empati Ölçeği ve BeMaS- Haset ve Gıpta Ölçeği de
verilmiştir. Psikometrik sınamalar kapsamında madde analizi, doğrulayıcı faktör
analizi, diğer yapılarla ilişkiler ve güvenirlik için tutarlık analizi uygulanmıştır.
Madde analizi, ölçek maddelerinin madde toplam korelasyon katsayılarının
uygun değerlere sahip olduğunu göstermektedir (.27- .46). Doğrulayıcı faktör
analizleri sonucunda toplam beş model sınanmış ve elde edilen bulgular ölçeğin
Türkçe formunun yeterli uyum değerlerine sahip olduğunu ve orijinal ölçek
ile benzer faktör yapısına sahip olduğunu göstermiştir. Beklenildiği şekilde,
faktörlerin kendi aralarındaki ve ölçekle olan ilişkileri anlamlı olduğu gibi;
başkasının üzüntüsüne sevinme ile empati arasında negatif yönlü, haset arasında
ise pozitif yönlü bir ilişki vardır. Ayrıca, sonuçlar gıpta ile başkasının üzüntüsüne
sevinme duygusu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını
göstermiştir. Sonuç olarak, Başkasının Üzüntüsüne Sevinme Ölçeği’nin Türkçe
formu iki faktörden ve 11 maddeden oluşmuştur. Yapılan analizler doğrultusunda
ilgili ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olabileceğine ilişkin çeşitli
kanıtlar elde edilmiştir. Dolayısıyla, bu ölçek kişiler arası süreçleri, duyguları,
benliği ve kişilik özelliklerini inceleyecek gelecek araştırmalarda başkasının
üzüntüsüne sevinme duygusunun düzeyini belirlemek için kolayca kullanılabilir.
Öz
Literatürde psikolojik dışlanmanın etkisini ortaya çıkarmak için en çok kullanılan sanal top oyunu paradigması oyun olması, oyuncuların yavaş top atması ve kont-rollü ortam gerektirmesinden dolayı yapısında sorunlar taşımaktadır. Diğer tek-nikler de psikolojik dışlanmayı dolaylı olarak ölçmekte ya da kişinin geleceğine yönelik damgalama ve uzun süreli olumsuz etkiler içermektedir. Bu araştırmada görsel ve vinyete dayalı olarak geliştirilen psikolojik dışlanma paradigmasında bir kişinin bir kursa başlamasının ilk gününde diğer kişiler tarafından göz ardı edilmesini konu alınmaktadır. Kontrol koşulunda ise herhangi bir dışlanma söz konusu değildir. Hipotetik olarak geliştirilen bu vinyet sonrası, 55 katılımcıdan 11’li bir ölçek üzerinde kendilerini okudukları durumla ilgili ne kadar öfkeli, sa-kin, hayal kırıklığı yaşamış, dışlanmış, mutlu, canı sıkılmış, endişelenmiş ve üz-gün hissettiklerini derecelendirmeleri istenmiştir. Daha sonra katılımcılar İhtiyaç Tehdidi Ölçeği’ni doldurmuştur. Araştırmanın bulguları dışlanma koşulunda yer alan katılımcıların kontrol koşulunda olanlara göre 1) daha fazla öfke, hayal kı-rıklığı, dışlanma, can sıkıntısı, endişe ve üzüntü hissettiklerini, 2) daha mutsuz ve gergin olduklarını belirttiklerini ve 3) ait olma, benlik değeri, kontrol algısı ve anlamlı varoluş ihtiyaçlarının tehdit edildiğini göstermektedir. Dolayısıyla gerçek bir yaşam olayına dayalı olan bu yeni psikolojik dışlanma paradigmasının bu ölçümler üzerinde etkisi güçlüdür. Araştırmanın bu sonuçları bu modelin dış-lanmayı ortaya çıkarmada güvenilir olarak kullanabileceğini ve psikolojide, eği-timde, terapi ve örgüt alanında uygulamaları olabileceğine işaret etmektedir.
Anahtar Kelimeler: vinyet, yeni psikolojik dışlanma paradigması, ihtiyaç tehdidi, dışlanmış bireyler
The cyberball paradigm, which is the most used in the literature to reveal the ef-fect of ostracism, has problems in its structure since it is a slow ball game and re-quires a controlled environment. Other techniques also measure ostracism indi-rectly or include stigma and long-term adverse effects on the future of the person. In this research, the ostracism paradigm, which is developed based on visual and vignette, focuses on the exclusion of a person by other people on the first day of starting a course. In the control condition, there is no exclusion. After this hypo-thetically developed model, a total of 55 participants were asked to rate how an-gry, calm, disappointed, excluded, happy, annoyed, worried, and sad about the situation in which they read themselves on an 11-point scale. Later, the partici-pants filled out the Need Threat Scale. The findings of the study showed that compared to control condition, the ostracized participants had 1) more anger, frus-tration, exclusion, boredom, anxiety, and sadness; 2) they felt more unhappy and nervous, and 3) had a lower level of scores in belonging, self-worth, sense of con-trol, and existence. The effect of this new ostracism paradigm on these measure-ments was strong. These results of the study indicate that this model can be used reliably to reveal ostracism and may have applications in psychology, education, therapy, and organization.
Key Words: vignette, new ostracism paradigm, need threat, ostracized individu-als
Abstract
On the date of July 15, 2016 considering the orbit and the severity of the planned action, Turkey has eluded a process which can be named as an " occupation ". For this process to be comprehended, what kind of structure Fethullah Terrorist Organization (FETO) has must be investigated. Purpose of this research is to examine the group dynamics, group structure, the usage of symbols and the functioning behaviours for the continuity of the group, based upon the expressions of the people who have been a part of this group for a while. It is thought that this terrorist organization recruits members by using the well known phenomenons of social psychology literature such as group cohesiveness, group pride and cognitive contradicition. Thereby, social psychology perspective is essential for the group structure and attraction to be understood.
ve ortamsal değişkenlerin düzenleyici rolünün bulunmadığı ileri sürülmüş olsa da, yapılan bazı çalışmalar bu görüşü
desteklememektedir. Sosyal etki kuramına göre, hem kaynak hem de hedef sayısının kaynağın hedef üzerindeki
etkisini belirlemede rolü vardır. Dışlanma sürecinin de bir sosyal etki süreci olduğu düşünülecek olursa, kaynak ve
hedef sayısı dışlanma sonucunda ortaya konan anlık tepkiler üzerinde rol oynayan düzenleyici değişkenler olarak
ele alınabilir. Bu amaçla yürütülen iki deneyin ilkinde dışlayan, ikinci deneyinde dışlanan sayısındaki artışın temel
ihtiyaçlara (ait olma, anlamlı varoluş ihtiyacı, benlik değeri ve kontrol) yönelik tehdit algısında farklılaşmalara yol
açıp açmadığı incelenmiştir. Deneylerde dışlanma, tanışma paradigması ile değişimlenmiştir. Deney 1’de kaynağı
oluşturan dışlayan ve kabul eden kişi sayısı, Deney 2’de ise hedef sayısı değişimlenmiştir. Bulgular, Deney 1’de
dışlayan üye sayısına, Deney 2’de ise dışlanan üye sayısına bağlı olarak ait olma, benlik değeri, anlamlı varoluş ve
algılanan kontrol ölçümleri açısından farklılaşma olduğunu göstermektedir.
üzüntüsüne sevinme duygusunun bir kişilik özelliği olarak ele alınabileceğini ileri
sürmüştür. Bu doğrultuda, iyicil ve kötücül başkasının üzüntüsüne sevinme olmak
üzere iki faktöre sahip ve toplam 12 maddeden oluşan bir ölçek geliştirmiştir. Bu
çalışmanın amacı Crysel (2014) tarafından Amerikan örnekleminde geliştirilen
Başkasının Üzüntüsüne Sevinme Ölçeği’ni Türkçeye uyarlamak ve psikometrik
özelliklerini incelemektir. Bu çalışmanın örneklemini 379 üniversite öğrencisi
(183 erkek, 196 kadın, Ort.yaş = 20.6, SS = 2.48) oluşturmaktadır. Başkasının
Üzüntüsüne Sevinme Ölçeği’ne ek olarak katılımcılara geçerlik sınamaları
kapsamında Toronto Empati Ölçeği ve BeMaS- Haset ve Gıpta Ölçeği de
verilmiştir. Psikometrik sınamalar kapsamında madde analizi, doğrulayıcı faktör
analizi, diğer yapılarla ilişkiler ve güvenirlik için tutarlık analizi uygulanmıştır.
Madde analizi, ölçek maddelerinin madde toplam korelasyon katsayılarının
uygun değerlere sahip olduğunu göstermektedir (.27- .46). Doğrulayıcı faktör
analizleri sonucunda toplam beş model sınanmış ve elde edilen bulgular ölçeğin
Türkçe formunun yeterli uyum değerlerine sahip olduğunu ve orijinal ölçek
ile benzer faktör yapısına sahip olduğunu göstermiştir. Beklenildiği şekilde,
faktörlerin kendi aralarındaki ve ölçekle olan ilişkileri anlamlı olduğu gibi;
başkasının üzüntüsüne sevinme ile empati arasında negatif yönlü, haset arasında
ise pozitif yönlü bir ilişki vardır. Ayrıca, sonuçlar gıpta ile başkasının üzüntüsüne
sevinme duygusu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını
göstermiştir. Sonuç olarak, Başkasının Üzüntüsüne Sevinme Ölçeği’nin Türkçe
formu iki faktörden ve 11 maddeden oluşmuştur. Yapılan analizler doğrultusunda
ilgili ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olabileceğine ilişkin çeşitli
kanıtlar elde edilmiştir. Dolayısıyla, bu ölçek kişiler arası süreçleri, duyguları,
benliği ve kişilik özelliklerini inceleyecek gelecek araştırmalarda başkasının
üzüntüsüne sevinme duygusunun düzeyini belirlemek için kolayca kullanılabilir.
Öz
Literatürde psikolojik dışlanmanın etkisini ortaya çıkarmak için en çok kullanılan sanal top oyunu paradigması oyun olması, oyuncuların yavaş top atması ve kont-rollü ortam gerektirmesinden dolayı yapısında sorunlar taşımaktadır. Diğer tek-nikler de psikolojik dışlanmayı dolaylı olarak ölçmekte ya da kişinin geleceğine yönelik damgalama ve uzun süreli olumsuz etkiler içermektedir. Bu araştırmada görsel ve vinyete dayalı olarak geliştirilen psikolojik dışlanma paradigmasında bir kişinin bir kursa başlamasının ilk gününde diğer kişiler tarafından göz ardı edilmesini konu alınmaktadır. Kontrol koşulunda ise herhangi bir dışlanma söz konusu değildir. Hipotetik olarak geliştirilen bu vinyet sonrası, 55 katılımcıdan 11’li bir ölçek üzerinde kendilerini okudukları durumla ilgili ne kadar öfkeli, sa-kin, hayal kırıklığı yaşamış, dışlanmış, mutlu, canı sıkılmış, endişelenmiş ve üz-gün hissettiklerini derecelendirmeleri istenmiştir. Daha sonra katılımcılar İhtiyaç Tehdidi Ölçeği’ni doldurmuştur. Araştırmanın bulguları dışlanma koşulunda yer alan katılımcıların kontrol koşulunda olanlara göre 1) daha fazla öfke, hayal kı-rıklığı, dışlanma, can sıkıntısı, endişe ve üzüntü hissettiklerini, 2) daha mutsuz ve gergin olduklarını belirttiklerini ve 3) ait olma, benlik değeri, kontrol algısı ve anlamlı varoluş ihtiyaçlarının tehdit edildiğini göstermektedir. Dolayısıyla gerçek bir yaşam olayına dayalı olan bu yeni psikolojik dışlanma paradigmasının bu ölçümler üzerinde etkisi güçlüdür. Araştırmanın bu sonuçları bu modelin dış-lanmayı ortaya çıkarmada güvenilir olarak kullanabileceğini ve psikolojide, eği-timde, terapi ve örgüt alanında uygulamaları olabileceğine işaret etmektedir.
Anahtar Kelimeler: vinyet, yeni psikolojik dışlanma paradigması, ihtiyaç tehdidi, dışlanmış bireyler
The cyberball paradigm, which is the most used in the literature to reveal the ef-fect of ostracism, has problems in its structure since it is a slow ball game and re-quires a controlled environment. Other techniques also measure ostracism indi-rectly or include stigma and long-term adverse effects on the future of the person. In this research, the ostracism paradigm, which is developed based on visual and vignette, focuses on the exclusion of a person by other people on the first day of starting a course. In the control condition, there is no exclusion. After this hypo-thetically developed model, a total of 55 participants were asked to rate how an-gry, calm, disappointed, excluded, happy, annoyed, worried, and sad about the situation in which they read themselves on an 11-point scale. Later, the partici-pants filled out the Need Threat Scale. The findings of the study showed that compared to control condition, the ostracized participants had 1) more anger, frus-tration, exclusion, boredom, anxiety, and sadness; 2) they felt more unhappy and nervous, and 3) had a lower level of scores in belonging, self-worth, sense of con-trol, and existence. The effect of this new ostracism paradigm on these measure-ments was strong. These results of the study indicate that this model can be used reliably to reveal ostracism and may have applications in psychology, education, therapy, and organization.
Key Words: vignette, new ostracism paradigm, need threat, ostracized individu-als
Abstract
On the date of July 15, 2016 considering the orbit and the severity of the planned action, Turkey has eluded a process which can be named as an " occupation ". For this process to be comprehended, what kind of structure Fethullah Terrorist Organization (FETO) has must be investigated. Purpose of this research is to examine the group dynamics, group structure, the usage of symbols and the functioning behaviours for the continuity of the group, based upon the expressions of the people who have been a part of this group for a while. It is thought that this terrorist organization recruits members by using the well known phenomenons of social psychology literature such as group cohesiveness, group pride and cognitive contradicition. Thereby, social psychology perspective is essential for the group structure and attraction to be understood.
ve ortamsal değişkenlerin düzenleyici rolünün bulunmadığı ileri sürülmüş olsa da, yapılan bazı çalışmalar bu görüşü
desteklememektedir. Sosyal etki kuramına göre, hem kaynak hem de hedef sayısının kaynağın hedef üzerindeki
etkisini belirlemede rolü vardır. Dışlanma sürecinin de bir sosyal etki süreci olduğu düşünülecek olursa, kaynak ve
hedef sayısı dışlanma sonucunda ortaya konan anlık tepkiler üzerinde rol oynayan düzenleyici değişkenler olarak
ele alınabilir. Bu amaçla yürütülen iki deneyin ilkinde dışlayan, ikinci deneyinde dışlanan sayısındaki artışın temel
ihtiyaçlara (ait olma, anlamlı varoluş ihtiyacı, benlik değeri ve kontrol) yönelik tehdit algısında farklılaşmalara yol
açıp açmadığı incelenmiştir. Deneylerde dışlanma, tanışma paradigması ile değişimlenmiştir. Deney 1’de kaynağı
oluşturan dışlayan ve kabul eden kişi sayısı, Deney 2’de ise hedef sayısı değişimlenmiştir. Bulgular, Deney 1’de
dışlayan üye sayısına, Deney 2’de ise dışlanan üye sayısına bağlı olarak ait olma, benlik değeri, anlamlı varoluş ve
algılanan kontrol ölçümleri açısından farklılaşma olduğunu göstermektedir.