
selçuk kırtepe
I am working at Tokat Gaziosmanpaşa University. My specialty is the sociology of religion. I am interested in psychology, sociology, mysticism and music.
Phone: +905056755586
Address: Tokat Gaziosmanpaşa Uni. Theology Faculty
Tokat/Turkey
Phone: +905056755586
Address: Tokat Gaziosmanpaşa Uni. Theology Faculty
Tokat/Turkey
less
Related Authors
Fatih Aman
Uludağ Üniversitesi
Dr. Sümeyye Asan
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
Esra Sari
Sakarya University
Hakan IŞIK
Istanbul Esenyurt University
InterestsView All (15)
Uploads
Papers by selçuk kırtepe
Yöntem: Çalışmada betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Veriler nicel paradigmaya dayalı anket tekniğiyle elde edilmiştir. Anket, Tokat merkezde öğrenim gören ortaöğretim öğrencileri tarafından cevaplanmıştır. Katılımcıların demografik verileri ile internet kullanım amacını, sürecini ve sonuçlarını belirlemek üzere sorular oluşturulmuştur. Verilerin SPSS 25 programı ile betimsel istatistik analizleri yapılmıştır. Bu çalışma Tokat il merkezinde 2020-2021 eğitim ve öğretim yılı 2. dönem öğrenim gören ortaöğretim öğrencilerine yapılan anket uygulaması ile elde edilen verilerle sınırlıdır.
Bulgular: Yapılan analizler neticesinde internet kullanım amacının çoğunlukla müzik ve oyun dosyası indirme, daha sonra sosyal ağ kullanma, oyun oynama ve internetten online alışveriş yapma olduğu tespit edilmiştir. Katılımcılar çoğunlukla internet kullanırken kontrolü elde tutabildiğini ve arkadaşlarla zaman geçirmeyi internette gezinmeye tercih ettiğini belirtmiştir. Az sayıdaki katılımcı ise internette ne yaptığını gizlemeyi tercih etmiştir. Diğer ekran aktiviteleri internette oyun oynamaya tercih edilmektedir. Ders dışı zamanlarını internette geçirme ve internette yapılanları arkadaşlarla paylaşma oranları düşük çıkmıştır. Katılımcıların güvenli internet kullanma becerisine sahip olduğu ancak akademik başarılarının internet kullanımından olumsuz etkilendiği anlaşılmıştır. İnternet kullanımı esnasında rahatsız edilmenin kırıcı davranmaya yönlendirmediği, internetin uykusuzluk sebebi olduğu ve internet oyun karakterlerinin örnek alınmadığı ifade edilmiştir. Kısaca katılımcıların büyük çoğunluğu internetin faydalarının daha fazla olduğu düşüncesindedir.
Sonuç: Eğlenme ve zaman geçirme amacıyla kullanılan internet sanal bir hayat ve ilişkiler oluşturmuştur. Bireyler sanal hayat ile gerçek yaşamı harmanlayarak internetten faydalanma çabası sergilemektedir.
Anahtar Sözcükler: Toplum, Öğrenci, İnternet, Sosyal Medya, Zaman Yönetimi.
individuals. It causes an experiencing extraordinary period by affecting
the individuals who make up the society in many ways. Outbreaks
primarily shows the impact on the health status of individuals and their
psychology. However, it cannot be said that it is a healthy approach to
limit the effects of epidemic diseases only to the health and psychology of
the individual. Because the interaction that occurs on the individual is
reflected in the society formed by the individuals. Thus, changes may
occur in social life and relationships due to the epidemic. The traces of
this social change can be seen in family, kinship and neighborly relations.
This epidemic, which has threatened all people for more than a year and
is called covid-19, emerged in the Wuhan region of China and affected
the social order. There are different reasons for the emergence and
spread of epidemics. However, it should be noted that the approaches
regarding the emergence, prevalence and medical dimensions of the
epidemic exceed the limits of this study. Therefore, the focus of the study
is the social reflections of the epidemic on the students of the Faculty of
Theology. The covid-19 pandemic, which caused an extraordinary period,
has almost started to rearrange individual and social life. It is thought
that there is a need to determine the traces of the social change taking
place in individual and social life. The aim of this study is to examine the
level of fear created by the covid-19 pandemic among the students of the
Faculty of Theology and its impact on their socio-cultural life. While the
universe of the study is composed of the students who live in different
regions of Turkey and receive their university education at Tokat
Gaziosmanpaşa University, the sample consists of the students of the
496
Faculty of Islamic Sciences. It is assumed that determining the changes
that occur in students due to the fear of Covid-19 will contribute to the
understanding of the universe of research and socio-cultural changes in
society in general. For this purpose, the questionnaire form, which
includes the Covid-19 fear scale and questions about socio-cultural life,
was created in google forms and data were collected from the students. It
is aimed to evaluate the socio-cultural effects of the Covid-19 pandemic
on family, kinship, neighborhood and religion and society relations
according to different variables. These changes are expected to have
moral and conscientious reflections. As a result, it is predicted that
significant changes will occur in individual and social life due to the
epidemic.
Öz: Bu çalışma İslamofobi kavramının sosyo-psikolojik analizini yapmayı ve İslamodium kavramının kullanımını yaygınlaştırmayı amaçlamaktadır. İslam nefretini tanımlamak için kullanılan İslamofobi, İslam’a ve Müslümanlara karşı olumsuz duygu ve düşünceler çağrıştırabilen, bu yüzden sorunlu olduğu düşünülen bir kavramdır. Bu kavram Müslümanlara karşı korku hissedilmesine neden olabilmektedir. Hissedilen korku duygusu ise düşmanlığa dönüştürülmektedir. Zira “kurtuluşa ermek” ve “barış yapmak” anlamına gelen “İslam” terimi, “fobi” denilen bir hastalıkla birlikte anılmaktadır. Ayrıca İslamofobi, Müslümanları tehdit eden katliamlarda özne görevi görebilmekte, maruz kalınan saldırılar medyada “İslamofobi saldırısı” şeklinde duyurulmaktadır. Bu sunumla, Müslümanlar korkulan pozisyonuna düşürülmekte ve yaşanan saldırılar meşrulaştırılmaktadır. Aslında bu kavram İslam dinine ve Müslümanlara karşı hissedilen korkuyu ifade etmek için kullanılabilir. Fakat saldırılara maruz kalan Müslümanların durumunu ve bu saldırıları tanımlamak için de kullanılması bir anlam karmaşasına yol açabilmektedir. Çok kültürlü yaşamın gereği olarak duyguların düşmanlığa dönüştürülmeden ifade edilebilmesi için kullanılabilecek bir kavrama ihtiyaç duyulmaktadır. Aynı zamanda hastalık çağrışımı yapmayacak bir kavram olmalıdır. Bu makalede; sadece Müslümanlara karşı nefreti yansıtabilecek, İslam’ı ve Müslümanları korku unsurları şeklinde göstermeyecek İslamodium kavramının kullanılması önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Din Sosyolojisi, Korku, Nefret, Hastalık, İslamofobi, İslamodium.
yapılabilir. Bu çalışmada izleyicilerin televizyon dizileriyle ilgili
değerlendirmeleri tespit edilmiştir. Televizyon dizilerinin içeriğinin,
izleyici ölçüm oranının ve ekonomik karlılığının yanı sıra izleyicilerin onlar
hakkındaki değerlendirmeleri de önemlidir. Bu çerçevede, izlenilen
dizilerde hoşlanılan ve hoşlanılmayan şeylerin izleyicilerin ifadeleriyle
belirlenmesine çalışılmıştır. İzleyicilerin televizyon dizilerinde en çok
hoşlandığı şeyin eğlence ve vakit geçirme olduğu ancak değerlerle
uyuşmayan unsurların gösteriminden rahatsızlık duyduğu anlaşılmıştır.
nazarında daha önemli bir konuma yükseltmiştir. Bu gelişmeler iletişim
araçlarının özelliklerinin artmasına katkıda bulunmuştur. Ekonomik
imkânların artışı iletişim araçlarının elde edilmesini kolaylaştırmıştır.
Televizyon bu araçların en yaygın olanıdır. Bu sihirli kutunun en çok
izlenen program türü ise dizilerdir. Teknolojik gelişmelerin televizyon ve
ürünlerine yansıması kültürel değişmelere zemin oluşturur. Böylece
televizyon ve dizi filmler toplum içerisinde kültürel açıdan birtakım
değişikliklerin oluşmasına sebep olabilmektedir.
bağ kurulur. Bu bağın periyodik olarak yenilenen öncelikli türü dizi
filmlerdir. Bu program türünde hayatta bulunan unsurlara karakterler
aracılığı ile yer verildiği görülür. Bu durum dizi film karakterlerine toplum
üyelerine örnek oluşturucu bir özellik kazandırmaktadır. Bu noktada dizi
filmlerde yer alan karakterler izleyicileri etkileyebilmektedir.
Bu çalışmada, dizi film karakterlerinden etkilenme, yaş ve meslek
değişkenleri açısından incelenmiştir. Katılımcıların yaklaşık yarısı
etkilenmediğini ifade etmiştir. Yarıya yakın bir kısmı ise düşük düzeylerde
etkilendiğini belirtmiştir. Katılımcılar farklı düzeylerde etkilenme
olduğunu ifade etmişlerdir. Bu ifadeler, dizi karakterlerinin izleyicileri
etkilediğine işarettir.
Books by selçuk kırtepe
haberdar olması sosyal çevresinden haberdar olduğunun göstergesi olarak
kabul edilebilir. Toplumsal sorunların ve nedenlerinin tespit edilip çözüm önerilmesi toplumun varlığının devam ettirilmesine zemin hazırlamaktadır. Sosyal ilişkiler ve toplumsal işleyişin anlaşılması amacı ile Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi İlahiyat Fakültesi lisans öğrencilerine üç soru sorulmuştur. Bunlar: “Toplumdaki en önemli problem nedir? Bu problemin sonuçları nelerdir? Bu probleme çözüm öneriniz ne(ler)dir?”. Bu çalışma, öğrencilerin sorulara verdikleri cevaplar esas alınarak vücuda getirilmiştir. Üniversite öğrencisi gençlerin toplumsal sorunlara yaklaşımını incelemeyi amaçlayan bu çalışmada nitel paradigmaya dayalı tarama modeli esas alınarak veriler toplanmıştır. Elde edilen veriler temalandırılarak değerlendirmeler yapılmıştır. Araştırma sonucunda üniversite öğrencilerine göre toplumdaki en önemli problemlerin; “eğitim”, “ekran bağımlılığı”, “israf”, “ailevi problemler”, “iletişim sorunları” ve “diğer problemler” olduğu tespit edilmiştir. Eğitim konusunda yönetim, müfredat, sınıftaki öğrenci sayısı, öğretmen ataması, kitap okumama ve mesleki becerilerin kazanılması konuları ön plana çıkmıştır. Ekran bağımlılığı ile ilgili olarak zaman kullanımı, akademik başarı, sağlık problemleri ve sosyal ilişkiler konusunda problem yaşandığı ifade edilmiştir. İsraf konusunda ise aşırı tüketim, sosyal ve ekonomik sermayenin değerlendirilememesi ile zaman yönetimindeki sorunlar dile getirilmiştir. Ailevi problemler konusunda ise aile içi iletişim, boşanma, şiddet, ebeveyn ve çocuk ilişkileri ile cinsel istismar gibi problemlere işaret edilmiştir. İletişim problemleri kapsamında psikolojik sorunlar, sosyalleşme, kuşak çatışmaları gibi sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Ayrıca frekans sıklıkları yüksek olmayan konular ise “Diğer problemler” başlığında yer almıştır.
Anahtar kelimeler: Din Sosyolojisi, Toplumsal Sorunlar, Eğitim, Aile, Genç.
Yöntem: Çalışmada betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Veriler nicel paradigmaya dayalı anket tekniğiyle elde edilmiştir. Anket, Tokat merkezde öğrenim gören ortaöğretim öğrencileri tarafından cevaplanmıştır. Katılımcıların demografik verileri ile internet kullanım amacını, sürecini ve sonuçlarını belirlemek üzere sorular oluşturulmuştur. Verilerin SPSS 25 programı ile betimsel istatistik analizleri yapılmıştır. Bu çalışma Tokat il merkezinde 2020-2021 eğitim ve öğretim yılı 2. dönem öğrenim gören ortaöğretim öğrencilerine yapılan anket uygulaması ile elde edilen verilerle sınırlıdır.
Bulgular: Yapılan analizler neticesinde internet kullanım amacının çoğunlukla müzik ve oyun dosyası indirme, daha sonra sosyal ağ kullanma, oyun oynama ve internetten online alışveriş yapma olduğu tespit edilmiştir. Katılımcılar çoğunlukla internet kullanırken kontrolü elde tutabildiğini ve arkadaşlarla zaman geçirmeyi internette gezinmeye tercih ettiğini belirtmiştir. Az sayıdaki katılımcı ise internette ne yaptığını gizlemeyi tercih etmiştir. Diğer ekran aktiviteleri internette oyun oynamaya tercih edilmektedir. Ders dışı zamanlarını internette geçirme ve internette yapılanları arkadaşlarla paylaşma oranları düşük çıkmıştır. Katılımcıların güvenli internet kullanma becerisine sahip olduğu ancak akademik başarılarının internet kullanımından olumsuz etkilendiği anlaşılmıştır. İnternet kullanımı esnasında rahatsız edilmenin kırıcı davranmaya yönlendirmediği, internetin uykusuzluk sebebi olduğu ve internet oyun karakterlerinin örnek alınmadığı ifade edilmiştir. Kısaca katılımcıların büyük çoğunluğu internetin faydalarının daha fazla olduğu düşüncesindedir.
Sonuç: Eğlenme ve zaman geçirme amacıyla kullanılan internet sanal bir hayat ve ilişkiler oluşturmuştur. Bireyler sanal hayat ile gerçek yaşamı harmanlayarak internetten faydalanma çabası sergilemektedir.
Anahtar Sözcükler: Toplum, Öğrenci, İnternet, Sosyal Medya, Zaman Yönetimi.
individuals. It causes an experiencing extraordinary period by affecting
the individuals who make up the society in many ways. Outbreaks
primarily shows the impact on the health status of individuals and their
psychology. However, it cannot be said that it is a healthy approach to
limit the effects of epidemic diseases only to the health and psychology of
the individual. Because the interaction that occurs on the individual is
reflected in the society formed by the individuals. Thus, changes may
occur in social life and relationships due to the epidemic. The traces of
this social change can be seen in family, kinship and neighborly relations.
This epidemic, which has threatened all people for more than a year and
is called covid-19, emerged in the Wuhan region of China and affected
the social order. There are different reasons for the emergence and
spread of epidemics. However, it should be noted that the approaches
regarding the emergence, prevalence and medical dimensions of the
epidemic exceed the limits of this study. Therefore, the focus of the study
is the social reflections of the epidemic on the students of the Faculty of
Theology. The covid-19 pandemic, which caused an extraordinary period,
has almost started to rearrange individual and social life. It is thought
that there is a need to determine the traces of the social change taking
place in individual and social life. The aim of this study is to examine the
level of fear created by the covid-19 pandemic among the students of the
Faculty of Theology and its impact on their socio-cultural life. While the
universe of the study is composed of the students who live in different
regions of Turkey and receive their university education at Tokat
Gaziosmanpaşa University, the sample consists of the students of the
496
Faculty of Islamic Sciences. It is assumed that determining the changes
that occur in students due to the fear of Covid-19 will contribute to the
understanding of the universe of research and socio-cultural changes in
society in general. For this purpose, the questionnaire form, which
includes the Covid-19 fear scale and questions about socio-cultural life,
was created in google forms and data were collected from the students. It
is aimed to evaluate the socio-cultural effects of the Covid-19 pandemic
on family, kinship, neighborhood and religion and society relations
according to different variables. These changes are expected to have
moral and conscientious reflections. As a result, it is predicted that
significant changes will occur in individual and social life due to the
epidemic.
Öz: Bu çalışma İslamofobi kavramının sosyo-psikolojik analizini yapmayı ve İslamodium kavramının kullanımını yaygınlaştırmayı amaçlamaktadır. İslam nefretini tanımlamak için kullanılan İslamofobi, İslam’a ve Müslümanlara karşı olumsuz duygu ve düşünceler çağrıştırabilen, bu yüzden sorunlu olduğu düşünülen bir kavramdır. Bu kavram Müslümanlara karşı korku hissedilmesine neden olabilmektedir. Hissedilen korku duygusu ise düşmanlığa dönüştürülmektedir. Zira “kurtuluşa ermek” ve “barış yapmak” anlamına gelen “İslam” terimi, “fobi” denilen bir hastalıkla birlikte anılmaktadır. Ayrıca İslamofobi, Müslümanları tehdit eden katliamlarda özne görevi görebilmekte, maruz kalınan saldırılar medyada “İslamofobi saldırısı” şeklinde duyurulmaktadır. Bu sunumla, Müslümanlar korkulan pozisyonuna düşürülmekte ve yaşanan saldırılar meşrulaştırılmaktadır. Aslında bu kavram İslam dinine ve Müslümanlara karşı hissedilen korkuyu ifade etmek için kullanılabilir. Fakat saldırılara maruz kalan Müslümanların durumunu ve bu saldırıları tanımlamak için de kullanılması bir anlam karmaşasına yol açabilmektedir. Çok kültürlü yaşamın gereği olarak duyguların düşmanlığa dönüştürülmeden ifade edilebilmesi için kullanılabilecek bir kavrama ihtiyaç duyulmaktadır. Aynı zamanda hastalık çağrışımı yapmayacak bir kavram olmalıdır. Bu makalede; sadece Müslümanlara karşı nefreti yansıtabilecek, İslam’ı ve Müslümanları korku unsurları şeklinde göstermeyecek İslamodium kavramının kullanılması önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Din Sosyolojisi, Korku, Nefret, Hastalık, İslamofobi, İslamodium.
yapılabilir. Bu çalışmada izleyicilerin televizyon dizileriyle ilgili
değerlendirmeleri tespit edilmiştir. Televizyon dizilerinin içeriğinin,
izleyici ölçüm oranının ve ekonomik karlılığının yanı sıra izleyicilerin onlar
hakkındaki değerlendirmeleri de önemlidir. Bu çerçevede, izlenilen
dizilerde hoşlanılan ve hoşlanılmayan şeylerin izleyicilerin ifadeleriyle
belirlenmesine çalışılmıştır. İzleyicilerin televizyon dizilerinde en çok
hoşlandığı şeyin eğlence ve vakit geçirme olduğu ancak değerlerle
uyuşmayan unsurların gösteriminden rahatsızlık duyduğu anlaşılmıştır.
nazarında daha önemli bir konuma yükseltmiştir. Bu gelişmeler iletişim
araçlarının özelliklerinin artmasına katkıda bulunmuştur. Ekonomik
imkânların artışı iletişim araçlarının elde edilmesini kolaylaştırmıştır.
Televizyon bu araçların en yaygın olanıdır. Bu sihirli kutunun en çok
izlenen program türü ise dizilerdir. Teknolojik gelişmelerin televizyon ve
ürünlerine yansıması kültürel değişmelere zemin oluşturur. Böylece
televizyon ve dizi filmler toplum içerisinde kültürel açıdan birtakım
değişikliklerin oluşmasına sebep olabilmektedir.
bağ kurulur. Bu bağın periyodik olarak yenilenen öncelikli türü dizi
filmlerdir. Bu program türünde hayatta bulunan unsurlara karakterler
aracılığı ile yer verildiği görülür. Bu durum dizi film karakterlerine toplum
üyelerine örnek oluşturucu bir özellik kazandırmaktadır. Bu noktada dizi
filmlerde yer alan karakterler izleyicileri etkileyebilmektedir.
Bu çalışmada, dizi film karakterlerinden etkilenme, yaş ve meslek
değişkenleri açısından incelenmiştir. Katılımcıların yaklaşık yarısı
etkilenmediğini ifade etmiştir. Yarıya yakın bir kısmı ise düşük düzeylerde
etkilendiğini belirtmiştir. Katılımcılar farklı düzeylerde etkilenme
olduğunu ifade etmişlerdir. Bu ifadeler, dizi karakterlerinin izleyicileri
etkilediğine işarettir.
haberdar olması sosyal çevresinden haberdar olduğunun göstergesi olarak
kabul edilebilir. Toplumsal sorunların ve nedenlerinin tespit edilip çözüm önerilmesi toplumun varlığının devam ettirilmesine zemin hazırlamaktadır. Sosyal ilişkiler ve toplumsal işleyişin anlaşılması amacı ile Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi İlahiyat Fakültesi lisans öğrencilerine üç soru sorulmuştur. Bunlar: “Toplumdaki en önemli problem nedir? Bu problemin sonuçları nelerdir? Bu probleme çözüm öneriniz ne(ler)dir?”. Bu çalışma, öğrencilerin sorulara verdikleri cevaplar esas alınarak vücuda getirilmiştir. Üniversite öğrencisi gençlerin toplumsal sorunlara yaklaşımını incelemeyi amaçlayan bu çalışmada nitel paradigmaya dayalı tarama modeli esas alınarak veriler toplanmıştır. Elde edilen veriler temalandırılarak değerlendirmeler yapılmıştır. Araştırma sonucunda üniversite öğrencilerine göre toplumdaki en önemli problemlerin; “eğitim”, “ekran bağımlılığı”, “israf”, “ailevi problemler”, “iletişim sorunları” ve “diğer problemler” olduğu tespit edilmiştir. Eğitim konusunda yönetim, müfredat, sınıftaki öğrenci sayısı, öğretmen ataması, kitap okumama ve mesleki becerilerin kazanılması konuları ön plana çıkmıştır. Ekran bağımlılığı ile ilgili olarak zaman kullanımı, akademik başarı, sağlık problemleri ve sosyal ilişkiler konusunda problem yaşandığı ifade edilmiştir. İsraf konusunda ise aşırı tüketim, sosyal ve ekonomik sermayenin değerlendirilememesi ile zaman yönetimindeki sorunlar dile getirilmiştir. Ailevi problemler konusunda ise aile içi iletişim, boşanma, şiddet, ebeveyn ve çocuk ilişkileri ile cinsel istismar gibi problemlere işaret edilmiştir. İletişim problemleri kapsamında psikolojik sorunlar, sosyalleşme, kuşak çatışmaları gibi sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Ayrıca frekans sıklıkları yüksek olmayan konular ise “Diğer problemler” başlığında yer almıştır.
Anahtar kelimeler: Din Sosyolojisi, Toplumsal Sorunlar, Eğitim, Aile, Genç.