Papers by İsmail Cem Feridunoglu

DergiPark (Istanbul University), Dec 20, 2017
This study is the investigation of the Johnson Letter, which carries the signature of the U.S. Pr... more This study is the investigation of the Johnson Letter, which carries the signature of the U.S. President Johnson, written on 6th, June, 1964 right after the Turkey's decision in interference to Cyprus and its effects on the basis of Hürriyet Newspaper with the method of discourse analysis. In the 1960s, the violence acts in Cyprus reached a peak point. Turkey's efforts to find a solution to this matter and its foreign and domestic behaviour in the milestones of Cyprus History are examined, the process until 1964 is observed and with the discourse method the Cyprus news of Hürriyet Newspaper, which is recognized as the leading newspaper of the Turkish press, are investigated from the months April to June of the year 1964. Although there are many studies regarding the Cyprus problem in the literature, there are only a few studies based on the discourse analysis of a newspaper; thus it has been considered that this present study will contribute to the literature. This study consists of two chapters: History of Cyprus and the Discourse Analysis of Hürriyet Newspaper issues from April to June 1964. For the first chapter a wide literature scan is made and for the second chapter all Hürriyet Newspaper issues from April to June 1964 are scanned.
Social mentality and researcher thinkers journal, 2020

The Journal of International Social Research, Jun 30, 2016
Öz Bu çalışmanın konusu, 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti (DP) ile dönemin basını arasında y... more Öz Bu çalışmanın konusu, 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti (DP) ile dönemin basını arasında yaşanan ilişkileri ortaya koyarak besleme basın olgusunun incelenmesidir. DP'nin iktidar olduğu bu dönemde tüm dünyada değişim söz konusuydu ve Türkiye'de bu değişimden hem toplumsal hem de siyasal açıdan etkilenmiştir. Demokrat Parti'nin özgürlükçü demokratik düzen ve liberal ekonomi söylemleriyle geldiği iktidardaki faaliyetleri ve özellikle basın politikası üzerinde durulmuştur. 1950-1954 arası olan dönem demokratikleşme ve ekonomik açıdan oldukça önemli bir evreyi temsil etmektedir. 1954'ten sonra doğan olumsuzluklar ve yine bu yıllarda basın ile DP'nin adaletsiz ilişkileri söz konusu olmuştur. Uzun yıllar hak ve özgürlük mücadelesi veren basının DP'nin vaadettiği özgürlüğe kavuşması ancak bu sürecin oldukça kısa sürmesi ve bu sırada besleme basın kavramının ortaya çıkışı ve günümüzdeki yansımaları bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Demokrat Parti Dönemi'ne dair literatürde birçok çalışma bulunmaktadır ancak besleme basın özelinde yapılan çalışma sayısı oldukça azdır. Dolayısıyla bu çalışmanın literatüre yapacağı katkı oldukça önemlidir. Üç başlık altında toplanan bu çalışma geniş bir kaynak taraması sonucu hazırlanmıştır.
Social mentality and researcher thinkers journal, 2020

Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Sep 25, 2019
artık günümüzde hemen herkesi ilgilendiren bir kavramdır. Medya ise bu anlamda önemli bir söylem ... more artık günümüzde hemen herkesi ilgilendiren bir kavramdır. Medya ise bu anlamda önemli bir söylem oluşturma alanıdır. Medyanın görevi, haber söyleminin içinde yer alan olaylar ve gerçekleri sözde yaratarak, canlandırmaktadır. Böylece söylem, kaynak ve hedef arasında kurulan bir diyalogdur. Medya, herhangi bir eylem ya da söyleme nereden bakıldığının ortaya konulması açısından önemlidir. Zira medya siyasi ve sosyal olayların yorumlanarak insanların zihnine yerleşmesinde birincil derecede etkilidir. Mart 2017'de yaşanan Hollanda-Türkiye krizinde de basının bakış açısı oldukça önemlidir. 21 Ocak tarihinde TBMM tarafından kabul edilen ve 16 Nisan'da halkoyuna sunulacak olan Anayasa değişikliği çerçevesinde Türk Bakanların Avrupa'da yaşayan vatandaşlara yönelik mitingler düzenlemek istemeleri ve bu mitinglerin ilk olarak Almanya'da daha sonra da Hollanda'da iptal edilmesi krizin başlangıç noktasını oluşturmuştur. Almanya ile başlayan sorun, 15 Mart 2017 yapılacak genel seçiminin arifesinde olan Hollanda ile derinleşmiş ve karşılıklı suçlayıcı açıklamalarla diplomatik kriz boyutuna gelmiştir. İlk olarak 2 Mart günü Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Almanya'nın Gaggenau şehrinde ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin de Köln'de yapacağı konuşmalara yasak getirilmiştir. Bunun ardından karşılıklı sert söylemler sonucu, iki ülke arasındaki gerilim tırmanmıştır. Bu bağlamda Türk Medyası'ndan Hürriyet Gazetesi ile Hollanda Basını'ndan Algemeen Dagblad gazeteleri incelenmiş, kriz olgusu medya aracılığıyla değerlendirilmiştir. Çalışmada yöntem olarak içerik ve söylem analizi uygulanmıştır.

Bu calismanin konusunu 6 Haziran 1964’te Turkiye’nin Kibris’a mudahale karari almasinin ardindan ... more Bu calismanin konusunu 6 Haziran 1964’te Turkiye’nin Kibris’a mudahale karari almasinin ardindan donemin ABD Baskani Johnson’in imzasini tasiyan ve diplomasi tarihine Johnson Mektubu olarak gecen mesajin ve etkilerinin Hurriyet Gazetesi ozelinde soylem analizi yontemiyle incelenmesi olusturmaktadir.** Kibris’ta 1960’li yillarda doruk noktasina ulasan siddet eylemleri, Turkiye’nin bu soruna cozum bulma cabalari ve hem ic hem de ic politikada takinilan tavrin daha iyi anlasilabilmesi icin Kibris tarihinin donum noktalarina deginilerek 1964’e kadar gelinen surec incelenmis, ardindan Turk basininin amiral gemisi olarak adlandirilan Hurriyet Gazetesi’nin 1964 yili Nisan ve Temmuz aylarini kapsayan surecteki tum Kibris haberleri soylem analizi yontemi kullanilarak cozumlenmistir. Kibris sorunu konusunda literaturde pek cok calisma bulunmasina ragmen bir gazete ozelinde spesifik soylem analizine dayanan calisma sayisinin azligi goz onunde bulundurularak bu calismanin literature onemli bir ...
International Journal of Social Humanities Sciences Research (JSHSR), 2020

International Journal of Social Humanities Sciences Research (JSHSR), 2019
ÖZET Demokrasi, oldukça pahalı bir yönetim biçimidir. Siyasi partiler, seçimler ve rutin etkinlik... more ÖZET Demokrasi, oldukça pahalı bir yönetim biçimidir. Siyasi partiler, seçimler ve rutin etkinliklerini yürütmek için, çeşitli kaynaklardan bağış sağlamaktadırlar. Ancak bazıları sorgulanan bu kaynak akışı, demokrasisinin bütünlüğünü korumada ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Ancak giderek artan sayıda ülke, kamu sübvansiyonlarının yolunu açmış ve doğrudan partilere ve siyasi faaliyetlere fon sağlayarak, kaynağı sorgu işaretli paraya olan bağımlılığı azaltmayı, siyasi fırsatı eşitlemeyi ve demokratik süreçlere daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirliği getirmeyi amaçlamıştır. Ülkemizde de kaliteli demokrasiye giden yolda gerekli adımların atılması konusunda araştırmalar yapılmaktadır. Kaliteli demokrasi için Dünya'da ve Türkiye'de siyasetin finansmanının önemi üzerine kurgulanan bu çalışma ile ülkemizde ve dünyada bu konuda yapılan araştırmaların ışığında, konuya açıklık sağlamak, uygulamadaki farklılıkları tanımlamak ve Türkiye için uygun seçeneklerin bir listesini sunmaya çalışılmıştır. Araştırma, çok yöntemli bir tasarım ve kanıt kaynakları üzerine yapılandırılmıştır. Kamu politikalarını karşılaştırmak ve kampanya finansman reformunun altta yatan tarihsel süreçlerini belirli bağlamlarda izlemek için dünyanın tüm bölgelerinden ülke vaka çalışmaları seçilmiştir. Karşılaştırma, pek çok faktörün her durumda önemli bir siyasi finans reformu ürettiğini ve genellikle uzun vadeli tarihsel koşulların ve kısa vadeli katalizörlerin bir karışımını birleştirerek yeni mevzuat için baskılar oluşturduğunu göstermektedir. ABSTRACT Democracy is a very expensive form of government. Political parties receive donations from various sources in order to conduct elections and their routine activities. However, this flow of resources, some of which are questioned, has serious consequences in maintaining the integrity of democracy. On the other hand, a growing number of countries have paved the way for public subsidies, aiming to reduce dependence on questionable funds, to equalize the political opportunity and to bring more transparency and accountability to democratic processes by supplying funds directly to parties and political activities. In our country, researches are being made to take the necessary steps on the way to high-quality democracy. In this research on the significance of the financing of politics in the world and in Turkey, it is aimed to clarify the issue in the light of the relevant researches conducted in Turkey and around the world, to identify the differences in practice and to present a list of options suitable for Turkey. The research is based on a multi-method design and on evidence sources. Country case studies were selected from all regions of the world in order to compare public policies and to trace the underlying historical processes of campaign financing reform in specific contexts. The comparison shows that several factors produce a significant political financial reform in each case and often create pressures for new legislation by combining a mix of long-term historical conditions and short-term catalysts in general.
R&S - Research Studies Anatolia Journal, 2019

SOCIAL MENTALITY AND RESEARCHER THINKERS JOURNAL, 2020
Türban ya da başörtüsü sorunu, Türkiye'nin siyasi tarihine yaklaşık 30 yıldır hâkim olan tartışma... more Türban ya da başörtüsü sorunu, Türkiye'nin siyasi tarihine yaklaşık 30 yıldır hâkim olan tartışmalardan biridir. Son 30 yılda Türkiye'nin gündemine farklı kişiler, farklı siyasal akımlar ile gelen türban sorunu, 'Kamusal alan', 'anayasal hak ve özgürlükler', 'felsefi seçimler' gibi konular çerçevesinde defalarca tartışılmış, konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) kadar taşınmıştır. Bütün bu süreçlerden sonra kamu personeli için başörtüsü yasağının kalkması dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1 Ekim 2013'te açıkladığı demokratikleşme paketi ile olmuştur. Kılık kıyafet yönetmeliğinin 5. maddesinde yapılan değişiklikle kısıtlayıcı hükümler kaldırılmıştır. Bu çalışmada Cumhuriyet Gazetesi'nin kurulduğu yıllardan bugüne sahiplik yapısı ve genel yayın politikasına ilişkin bilgilendirme yapıldıktan sonra, laiklik ve demokrasi kavramlarına ve türban sorununun tarihsel süreçteki gelişimine değinilmiştir. Cumhuriyet Gazetesi'nin bu süreçteki yayınları, haber metinleri ve köşe yazarları çerçevesinde değerlendirilerek, son bölümde gazetenin konumlandırılması, laiklik ve demokrasi açısından yorumlanmıştır.

Journal of International Social Research, 2016
Öz Bu çalışmanın konusu, 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti (DP) ile dönemin basını arasında y... more Öz Bu çalışmanın konusu, 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti (DP) ile dönemin basını arasında yaşanan ilişkileri ortaya koyarak besleme basın olgusunun incelenmesidir. DP'nin iktidar olduğu bu dönemde tüm dünyada değişim söz konusuydu ve Türkiye'de bu değişimden hem toplumsal hem de siyasal açıdan etkilenmiştir. Demokrat Parti'nin özgürlükçü demokratik düzen ve liberal ekonomi söylemleriyle geldiği iktidardaki faaliyetleri ve özellikle basın politikası üzerinde durulmuştur. 1950-1954 arası olan dönem demokratikleşme ve ekonomik açıdan oldukça önemli bir evreyi temsil etmektedir. 1954'ten sonra doğan olumsuzluklar ve yine bu yıllarda basın ile DP'nin adaletsiz ilişkileri söz konusu olmuştur. Uzun yıllar hak ve özgürlük mücadelesi veren basının DP'nin vaadettiği özgürlüğe kavuşması ancak bu sürecin oldukça kısa sürmesi ve bu sırada besleme basın kavramının ortaya çıkışı ve günümüzdeki yansımaları bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Demokrat Parti Dönemi'ne dair literatürde birçok çalışma bulunmaktadır ancak besleme basın özelinde yapılan çalışma sayısı oldukça azdır. Dolayısıyla bu çalışmanın literatüre yapacağı katkı oldukça önemlidir. Üç başlık altında toplanan bu çalışma geniş bir kaynak taraması sonucu hazırlanmıştır.

artık günümüzde hemen herkesi ilgilendiren bir kavramdır. Medya ise bu anlamda önemli bir söylem ... more artık günümüzde hemen herkesi ilgilendiren bir kavramdır. Medya ise bu anlamda önemli bir söylem oluşturma alanıdır. Medyanın görevi, haber söyleminin içinde yer alan olaylar ve gerçekleri sözde yaratarak, canlandırmaktadır. Böylece söylem, kaynak ve hedef arasında kurulan bir diyalogdur. Medya, herhangi bir eylem ya da söyleme nereden bakıldığının ortaya konulması açısından önemlidir. Zira medya siyasi ve sosyal olayların yorumlanarak insanların zihnine yerleşmesinde birincil derecede etkilidir. Mart 2017'de yaşanan Hollanda-Türkiye krizinde de basının bakış açısı oldukça önemlidir. 21 Ocak tarihinde TBMM tarafından kabul edilen ve 16 Nisan'da halkoyuna sunulacak olan Anayasa değişikliği çerçevesinde Türk Bakanların Avrupa'da yaşayan vatandaşlara yönelik mitingler düzenlemek istemeleri ve bu mitinglerin ilk olarak Almanya'da daha sonra da Hollanda'da iptal edilmesi krizin başlangıç noktasını oluşturmuştur. Almanya ile başlayan sorun, 15 Mart 2017 yapılacak genel seçiminin arifesinde olan Hollanda ile derinleşmiş ve karşılıklı suçlayıcı açıklamalarla diplomatik kriz boyutuna gelmiştir. İlk olarak 2 Mart günü Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Almanya'nın Gaggenau şehrinde ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin de Köln'de yapacağı konuşmalara yasak getirilmiştir. Bunun ardından karşılıklı sert söylemler sonucu, iki ülke arasındaki gerilim tırmanmıştır. Bu bağlamda Türk Medyası'ndan Hürriyet Gazetesi ile Hollanda Basını'ndan Algemeen Dagblad gazeteleri incelenmiş, kriz olgusu medya aracılığıyla değerlendirilmiştir. Çalışmada yöntem olarak içerik ve söylem analizi uygulanmıştır.

SOCIAL MENTALITY AND RESEARCHER THINKERS JOURNAL, 2019
This study aims to explain the concepts of charisma, rulership, and leadership and to exemplify t... more This study aims to explain the concepts of charisma, rulership, and leadership and to exemplify the phenomenon of People's Alliance within the scope of these concepts. The nature of charisma and charismatic leadership constitutes a very popular research area today. For example, leadership experts have discussed the importance of impression management. Charismatic leaders have been suggested to participate in impression management techniques to strengthen their images of perfection and to increase the loyalty and faith in themselves. Or it is reported that charismatic political leaders can be distinguished from other leaders by using articulation and impression management applications to enable their followers to chase in pursuit of a vision. Today, generally the tendency towards focusing on personality issues such as the charisma of leaders is more frequently related to organizational contexts compared to previous periods. At the same time, dramatic viewpoints on leadership and charisma have emerged and fantasies, intuitions, visions, and other mental activities have been recognized to play a role in leadership, too. In this study, the method, which can be named as "interpretative study of concepts", is used. Bu çalışma karizma, iktidar ve liderlik kavramlarını açıklama ve Cumhur İttifakı olgusunu bu kavramlar kapsamında örnekleme amacı taşımaktadır. Karizmanın ve karizmatik liderliğin doğası günümüzde oldukça popüler bir araştırma alanını oluşturmaktadır. Örneğin, liderlik uzmanları izlenim yönetiminin önemini tartışmışlardır. Karizmatik liderlerin, yetkinlik imajlarını güçlendirmek, onlara bağlılık ve onlara olan inancı arttırmak için, izlenim yönetimi tekniklerine katılmaları önerilmiştir. Veya karizmatik politik liderlerin, takipçilerinin bir vizyon peşinde koşmalarını sağlamak amacıyla, eklemlenme ve izlenim yönetimi uygulamalarını kullanarak, diğer liderlerden ayırt edilebileceği bildirilmektedir. Genel olarak günümüzde, liderlerin karizması gibi kişilik konularına odaklanma eğilimi daha önceki dönemlere göre daha sık olarak örgütsel bağlamlarla ilgilidir. Aynı zamanda liderlik ve karizma üzerine dramatik bakış açıları ortaya çıkmış ve fantezilerin, sezgilerin, vizyonların ve diğer zihinsel faaliyetlerin liderlikte de rol oynadığı kabul edilmiştir. Bu çalışmada, “kavramların yorumlayıcı çalışması” olarak adlandırılabilen yöntem kullanılmıştır.

International Social Mentality and Researcher Thinkers Journal , 2020
ÖZET:
Türban ya da başörtüsü sorunu, Türkiye’nin siyasi tarihine yaklaşık 30 yıldır hâkim... more ÖZET:
Türban ya da başörtüsü sorunu, Türkiye’nin siyasi tarihine yaklaşık 30 yıldır hâkim olan tartışmalardan biridir.Son 30 yılda Türkiye’nin gündemine farklı kişiler, farklı siyasal akımlar ile gelen türban sorunu, ‘Kamusal alan’, ‘anayasal hak ve özgürlükler’, ‘felsefi seçimler’ gibi konular çerçevesinde defalarca tartışılmış, konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar taşınmıştır. Bütün bu süreçlerden sonra kamu personeli için başörtüsü yasağının kalkması dönemin BaşbakanıRecep Tayyip Erdoğan'ın 1 Ekim 2013'te açıkladığı demokratikleşme paketi ile olmuştur. Kılık kıyafet yönetmeliğinin 5. maddesindeyapılan değişikliklekısıtlayıcı hükümler kaldırılmıştır. Bu çalışmada Cumhuriyet Gazetesi’nin kurulduğu yıllardan bugüne sahiplik yapısı ve genel yayın politikasına ilişkin bilgilendirme yapıldıktan sonra, laiklik ve demokrasi kavramlarına ve türban sorununun tarihsel süreçteki gelişimine değinilmiştir. Cumhuriyet Gazetesi’nin bu süreçteki yayınları, haber metinleri ve köşe yazarları çerçevesinde değerlendirilerek, son bölümde gazetenin konumlandırılması, laiklik ve demokrasi açısından yorumlanmıştır.Anahtar Sözcükler:Türban sorunu, Laiklik, Siyasi Gelişim, Cumhuriyet Gazetesi
ABSTRACT:
The turban or head scarf issue is one of the debates that have dominated the country's political history for almost 30 years. The head scarf issue, which has occupied Turkey's agenda with different people an ddifferent political movements over the past three decades, has been discussed many times within the frame work of 'publicsphere', 'constitution alrights and freedoms' and 'philosophical choices'. The matter has even been broughtto the European Court of Human Rights (ECHR). After all the seprocesses, the lifting of the head scarf ban fort the public personel was realized witht he democratization pack age announced by the then Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan on October 1, 2013. With the amendments made to the fifth article of the dress code, the restrictive provisions were abolished. Afterin forming about owners hip structure and general publication policy of Cumhuriyet Newspaper since its establishment, this study also touches on the concepts of secularis mand democracy, as well as the development ofthe heads carf issue in the historical process. Publications of Cumhuriyet Newspaper in this process have been evaluated within the frame work of news articles and columnists, and the position of the newspaper has been interpreted in terms of secularism and democracy in the last chapter. Key Words:Headscarf problem, Secularism, Political Development, Cumhuriyet Newspaper

International Social Mentality and Researcher Thinkers Journal, 2019
This study aims to explain the concepts of charisma, rulership, and leadership and to exemplify t... more This study aims to explain the concepts of charisma, rulership, and leadership and to exemplify the phenomenon of People's Alliance within the scope of these concepts. The nature of charisma and charismatic leadership constitutes a very popular research area today. For example, leadership experts have discussed the importance of impression management. Charismatic leaders have been suggested to participate in impression management techniques to strengthen their images of perfection and to increase the loyalty and faith in themselves. Or it is reported that charismatic political leaders can be distinguished from other leaders by using articulation and impression management applications to enable their followers to chase in pursuit of a vision. Today, generally the tendency towards focusing on personality issues such as the charisma of leaders is more frequently related to organizational contexts compared to previous periods. At the same time, dramatic viewpoints on leadership and charisma have emerged and fantasies, intuitions, visions, and other mental activities have been recognized to play a role in leadership, too. In this study, the method, which can be named as "interpretative study of concepts", is used.
Bu çalışma karizma, iktidar ve liderlik kavramlarını açıklama ve Cumhur İttifakı olgusunu bu kavramlar kapsamında örnekleme amacı taşımaktadır. Karizmanın ve karizmatik liderliğin doğası günümüzde oldukça popüler bir araştırma alanını oluşturmaktadır. Örneğin, liderlik uzmanları izlenim yönetiminin önemini tartışmışlardır. Karizmatik liderlerin, yetkinlik imajlarını güçlendirmek, onlara bağlılık ve onlara olan inancı arttırmak için, izlenim yönetimi tekniklerine katılmaları önerilmiştir. Veya karizmatik politik liderlerin, takipçilerinin bir vizyon peşinde koşmalarını sağlamak amacıyla, eklemlenme ve izlenim yönetimi uygulamalarını kullanarak, diğer liderlerden ayırt edilebileceği bildirilmektedir. Genel olarak günümüzde, liderlerin karizması gibi kişilik konularına odaklanma eğilimi daha önceki dönemlere göre daha sık olarak örgütsel bağlamlarla ilgilidir. Aynı zamanda liderlik ve karizma üzerine dramatik bakış açıları ortaya çıkmış ve fantezilerin, sezgilerin, vizyonların ve diğer zihinsel faaliyetlerin liderlikte de rol oynadığı kabul edilmiştir. Bu çalışmada, “kavramların yorumlayıcı çalışması” olarak adlandırılabilen yöntem kullanılmıştır.

Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, 2019
Haber, artık günümüzde hemen herkesi ilgilendiren bir kavramdır. Medya ise bu anlamda önemli bir ... more Haber, artık günümüzde hemen herkesi ilgilendiren bir kavramdır. Medya ise bu anlamda önemli bir söylem oluşturma alanıdır. Medyanın görevi, haber söyleminin içinde yer alan olaylar ve gerçekleri sözde yaratarak, canlandırmaktadır. Böylece söylem, kaynak ve hedef arasında kurulan bir diyalogdur. Medya, herhangi bir eylem ya da söyleme nereden bakıldığının ortaya konulması açısından önemlidir. Zira medya siyasi ve sosyal olayların yorumlanarak insanların zihnine yerleşmesinde birincil derecede etkilidir. Mart 2017’de yaşanan Hollanda-Türkiye krizinde de basının bakış açısı oldukça önemlidir. 21 Ocak tarihinde TBMM tarafından kabul edilen ve 16 Nisan’da halkoyuna sunulacak olan Anayasa değişikliği çerçevesinde Türk Bakanların Avrupa’da yaşayan vatandaşlara yönelik mitingler düzenlemek istemeleri ve bu mitinglerin ilk olarak Almanya’da daha sonra da Hollanda’da iptal edilmesi krizin başlangıç noktasını oluşturmuştur. Almanya ile başlayan sorun, 15 Mart 2017 yapılacak genel seçiminin arifesinde olan Hollanda ile derinleşmiş ve karşılıklı suçlayıcı açıklamalarla diplomatik kriz boyutuna gelmiştir. İlk olarak 2 Mart günü Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın Almanya’nın Gaggenau şehrinde ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin de Köln’de yapacağı konuşmalara yasak getirilmiştir. Bunun ardından karşılıklı sert söylemler sonucu, iki ülke arasındaki gerilim tırmanmıştır. Bu bağlamda Türk Medyası’ndan Hürriyet Gazetesi ile Hollanda Basını’ndan Algemeen Dagblad gazeteleri incelenmiş, kriz olgusu medya aracılığıyla değerlendirilmiştir. Çalışmada yöntem olarak içerik ve söylem analizi uygulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Basın, Haber, Hollanda-Türkiye Krizi, Hürriyet Gazetesi, Hollanda Basını

Journal of Social and Humanities Sciences Research, 2019
ÖZET
Demokrasi, oldukça pahalı bir yönetim biçimidir. Siyasi partiler, seçimler ve rutin etkinl... more ÖZET
Demokrasi, oldukça pahalı bir yönetim biçimidir. Siyasi partiler, seçimler ve rutin etkinliklerini yürütmek için, çeşitli kaynaklardan bağış sağlamaktadırlar. Ancak bazıları sorgulanan bu kaynak akışı, demokrasisinin bütünlüğünü korumada ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Ancak giderek artan sayıda ülke, kamu sübvansiyonlarının yolunu açmış ve doğrudan partilere ve siyasi faaliyetlere fon sağlayarak, kaynağı sorgu işaretli paraya olan bağımlılığı azaltmayı, siyasi fırsatı eşitlemeyi ve demokratik süreçlere daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirliği getirmeyi amaçlamıştır. Ülkemizde de kaliteli demokrasiye giden yolda gerekli adımların atılması konusunda araştırmalar yapılmaktadır. Kaliteli demokrasi için Dünya'da ve Türkiye'de siyasetin finansmanının önemi üzerine kurgulanan bu çalışma ile ülkemizde ve dünyada bu konuda yapılan araştırmaların ışığında, konuya açıklık sağlamak, uygulamadaki farklılıkları tanımlamak ve Türkiye için uygun seçeneklerin bir listesini sunmaya çalışılmıştır. Araştırma, çok yöntemli bir tasarım ve kanıt kaynakları üzerine yapılandırılmıştır. Kamu politikalarını karşılaştırmak ve kampanya finansman reformunun altta yatan tarihsel süreçlerini belirli bağlamlarda izlemek için dünyanın tüm bölgelerinden ülke vaka çalışmaları seçilmiştir. Karşılaştırma, pek çok faktörün her durumda önemli bir siyasi finans reformu ürettiğini ve genellikle uzun vadeli tarihsel koşulların ve kısa vadeli katalizörlerin bir karışımını birleştirerek yeni mevzuat için baskılar oluşturduğunu göstermektedir. ABSTRACT Democracy is a very expensive form of government. Political parties receive donations from various sources in order to conduct elections and their routine activities. However, this flow of resources, some of which are questioned, has serious consequences in maintaining the integrity of democracy. On the other hand, a growing number of countries have paved the way for public subsidies, aiming to reduce dependence on questionable funds, to equalize the political opportunity and to bring more transparency and accountability to democratic processes by supplying funds directly to parties and political activities. In our country, researches are being made to take the necessary steps on the way to high-quality democracy. In this research on the significance of the financing of politics in the world and in Turkey, it is aimed to clarify the issue in the light of the relevant researches conducted in Turkey and around the world, to identify the differences in practice and to present a list of options suitable for Turkey. The research is based on a multi-method design and on evidence sources. Country case studies were selected from all regions of the world in order to compare public policies and to trace the underlying historical processes of campaign financing reform in specific contexts. The comparison shows that several factors produce a significant political financial reform in each case and often create pressures for new legislation by combining a mix of long-term historical conditions and short-term catalysts in general.

Research Studies Anatolia Journal, 2019
İnsanın yeryüzündeki birkaç milyon yıla dayanan serüveni, günümüzden on bin yıl kadar önce tarımı... more İnsanın yeryüzündeki birkaç milyon yıla dayanan serüveni, günümüzden on bin yıl kadar önce tarımın başlamasına dek sakin çizgisini korumuş; ancak yeryüzü, daha sonra hareketli gelişmelere sahne olmuştur. Uzun sakinlik döneminden sonra yaşanan hızlı gelişmeler; özellikle, sanayi devriminin ardından artmış ve insanlar daha önceleri görülmemiş boyutlarda değişen yaşam tarzlarıyla karşı karşıya kalmış ve yaklaşık 50 yıl kadar önce üçüncü dalga olarak, servetlerini bilgiden ürettikleri Bilgi Çağını başlatmışlardır. Bu gelişmelere paralel olarak, internetin hızlı ve kapsamlı bir şekilde etkisini arttırması, onu bir teknolojik yenilik olmanın ötesine taşıdı. Günümüzde internet; kültür, kimlik, siyaset ve ekonomi, alanı olarak tartışılmaktadır Bauman, iletişim ve bilgisayar teknolojisindeki hızlı gelişimlerin, insanların yaşamlarındaki etkilerini alan çalışmalara yoğunlaşmıştır. Özgürlüğü toplumsal bir ilişki olarak ele alan Bauman, insanların kuruluş amacı iletişim olan sosyal medyayı, yalnız kendilerini görecekleri bir ayna olarak kullanıp, özgürlüklerini kendi kendilerine kısıtladıklarını ifade etmektedir. Bu bağlamda çalışmada Bauman metinlerinde sosyal medya ve özgürlük konuları ile ilgili içerik analizi yapılmıştır.

Giresun Üniversitesi Uluslararası Demokrasi Seempozyumu Darbeler ve Tepkiler E Kitapcığı, 2016
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ve 15 Temmuz 2016 FETÖ’cü Darbe Girişimi, Türk basınının amiral gem... more 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ve 15 Temmuz 2016 FETÖ’cü Darbe Girişimi, Türk basınının amiral gemisi olarak anılan Hürriyet Gazetesinde kendine geniş yer bulmuş iki tarihi olaydır. Hürriyet Gazetesinin gerek tiraj gerekse kamuoyunda gündem oluşturma gücü göz önüne alındığında her iki darbe esnasındaki yaklaşımı ve aldığı tavır incelemenin ana konusunu oluşturmaktadır.
12 Eylül Darbesi ve 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından yaşanan on beş günlük sürecin Hürriyet ana sayfasına yansıma şekli, kullanılan dil ve alınan tavır, Türk basın tarihi araştırmacılarının olduğu kadar yakın tarih araştırmacılarının da yıllarca üzerinde çalışabileceği bir konudur.
Araştırmanın Kısıtlılığı:
Bu çalışma 12 Eylül – 30 Eylül 1980 ve 17 temmuz – 2 Ağustos 2016 tarihli Hürriyet Gazetesi nüshalarının ana sayfalarının söylem ve içerik analizini içermektedir.
Uploads
Papers by İsmail Cem Feridunoglu
Türban ya da başörtüsü sorunu, Türkiye’nin siyasi tarihine yaklaşık 30 yıldır hâkim olan tartışmalardan biridir.Son 30 yılda Türkiye’nin gündemine farklı kişiler, farklı siyasal akımlar ile gelen türban sorunu, ‘Kamusal alan’, ‘anayasal hak ve özgürlükler’, ‘felsefi seçimler’ gibi konular çerçevesinde defalarca tartışılmış, konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar taşınmıştır. Bütün bu süreçlerden sonra kamu personeli için başörtüsü yasağının kalkması dönemin BaşbakanıRecep Tayyip Erdoğan'ın 1 Ekim 2013'te açıkladığı demokratikleşme paketi ile olmuştur. Kılık kıyafet yönetmeliğinin 5. maddesindeyapılan değişikliklekısıtlayıcı hükümler kaldırılmıştır. Bu çalışmada Cumhuriyet Gazetesi’nin kurulduğu yıllardan bugüne sahiplik yapısı ve genel yayın politikasına ilişkin bilgilendirme yapıldıktan sonra, laiklik ve demokrasi kavramlarına ve türban sorununun tarihsel süreçteki gelişimine değinilmiştir. Cumhuriyet Gazetesi’nin bu süreçteki yayınları, haber metinleri ve köşe yazarları çerçevesinde değerlendirilerek, son bölümde gazetenin konumlandırılması, laiklik ve demokrasi açısından yorumlanmıştır.Anahtar Sözcükler:Türban sorunu, Laiklik, Siyasi Gelişim, Cumhuriyet Gazetesi
ABSTRACT:
The turban or head scarf issue is one of the debates that have dominated the country's political history for almost 30 years. The head scarf issue, which has occupied Turkey's agenda with different people an ddifferent political movements over the past three decades, has been discussed many times within the frame work of 'publicsphere', 'constitution alrights and freedoms' and 'philosophical choices'. The matter has even been broughtto the European Court of Human Rights (ECHR). After all the seprocesses, the lifting of the head scarf ban fort the public personel was realized witht he democratization pack age announced by the then Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan on October 1, 2013. With the amendments made to the fifth article of the dress code, the restrictive provisions were abolished. Afterin forming about owners hip structure and general publication policy of Cumhuriyet Newspaper since its establishment, this study also touches on the concepts of secularis mand democracy, as well as the development ofthe heads carf issue in the historical process. Publications of Cumhuriyet Newspaper in this process have been evaluated within the frame work of news articles and columnists, and the position of the newspaper has been interpreted in terms of secularism and democracy in the last chapter. Key Words:Headscarf problem, Secularism, Political Development, Cumhuriyet Newspaper
Bu çalışma karizma, iktidar ve liderlik kavramlarını açıklama ve Cumhur İttifakı olgusunu bu kavramlar kapsamında örnekleme amacı taşımaktadır. Karizmanın ve karizmatik liderliğin doğası günümüzde oldukça popüler bir araştırma alanını oluşturmaktadır. Örneğin, liderlik uzmanları izlenim yönetiminin önemini tartışmışlardır. Karizmatik liderlerin, yetkinlik imajlarını güçlendirmek, onlara bağlılık ve onlara olan inancı arttırmak için, izlenim yönetimi tekniklerine katılmaları önerilmiştir. Veya karizmatik politik liderlerin, takipçilerinin bir vizyon peşinde koşmalarını sağlamak amacıyla, eklemlenme ve izlenim yönetimi uygulamalarını kullanarak, diğer liderlerden ayırt edilebileceği bildirilmektedir. Genel olarak günümüzde, liderlerin karizması gibi kişilik konularına odaklanma eğilimi daha önceki dönemlere göre daha sık olarak örgütsel bağlamlarla ilgilidir. Aynı zamanda liderlik ve karizma üzerine dramatik bakış açıları ortaya çıkmış ve fantezilerin, sezgilerin, vizyonların ve diğer zihinsel faaliyetlerin liderlikte de rol oynadığı kabul edilmiştir. Bu çalışmada, “kavramların yorumlayıcı çalışması” olarak adlandırılabilen yöntem kullanılmıştır.
Demokrasi, oldukça pahalı bir yönetim biçimidir. Siyasi partiler, seçimler ve rutin etkinliklerini yürütmek için, çeşitli kaynaklardan bağış sağlamaktadırlar. Ancak bazıları sorgulanan bu kaynak akışı, demokrasisinin bütünlüğünü korumada ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Ancak giderek artan sayıda ülke, kamu sübvansiyonlarının yolunu açmış ve doğrudan partilere ve siyasi faaliyetlere fon sağlayarak, kaynağı sorgu işaretli paraya olan bağımlılığı azaltmayı, siyasi fırsatı eşitlemeyi ve demokratik süreçlere daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirliği getirmeyi amaçlamıştır. Ülkemizde de kaliteli demokrasiye giden yolda gerekli adımların atılması konusunda araştırmalar yapılmaktadır. Kaliteli demokrasi için Dünya'da ve Türkiye'de siyasetin finansmanının önemi üzerine kurgulanan bu çalışma ile ülkemizde ve dünyada bu konuda yapılan araştırmaların ışığında, konuya açıklık sağlamak, uygulamadaki farklılıkları tanımlamak ve Türkiye için uygun seçeneklerin bir listesini sunmaya çalışılmıştır. Araştırma, çok yöntemli bir tasarım ve kanıt kaynakları üzerine yapılandırılmıştır. Kamu politikalarını karşılaştırmak ve kampanya finansman reformunun altta yatan tarihsel süreçlerini belirli bağlamlarda izlemek için dünyanın tüm bölgelerinden ülke vaka çalışmaları seçilmiştir. Karşılaştırma, pek çok faktörün her durumda önemli bir siyasi finans reformu ürettiğini ve genellikle uzun vadeli tarihsel koşulların ve kısa vadeli katalizörlerin bir karışımını birleştirerek yeni mevzuat için baskılar oluşturduğunu göstermektedir. ABSTRACT Democracy is a very expensive form of government. Political parties receive donations from various sources in order to conduct elections and their routine activities. However, this flow of resources, some of which are questioned, has serious consequences in maintaining the integrity of democracy. On the other hand, a growing number of countries have paved the way for public subsidies, aiming to reduce dependence on questionable funds, to equalize the political opportunity and to bring more transparency and accountability to democratic processes by supplying funds directly to parties and political activities. In our country, researches are being made to take the necessary steps on the way to high-quality democracy. In this research on the significance of the financing of politics in the world and in Turkey, it is aimed to clarify the issue in the light of the relevant researches conducted in Turkey and around the world, to identify the differences in practice and to present a list of options suitable for Turkey. The research is based on a multi-method design and on evidence sources. Country case studies were selected from all regions of the world in order to compare public policies and to trace the underlying historical processes of campaign financing reform in specific contexts. The comparison shows that several factors produce a significant political financial reform in each case and often create pressures for new legislation by combining a mix of long-term historical conditions and short-term catalysts in general.
12 Eylül Darbesi ve 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından yaşanan on beş günlük sürecin Hürriyet ana sayfasına yansıma şekli, kullanılan dil ve alınan tavır, Türk basın tarihi araştırmacılarının olduğu kadar yakın tarih araştırmacılarının da yıllarca üzerinde çalışabileceği bir konudur.
Araştırmanın Kısıtlılığı:
Bu çalışma 12 Eylül – 30 Eylül 1980 ve 17 temmuz – 2 Ağustos 2016 tarihli Hürriyet Gazetesi nüshalarının ana sayfalarının söylem ve içerik analizini içermektedir.
Türban ya da başörtüsü sorunu, Türkiye’nin siyasi tarihine yaklaşık 30 yıldır hâkim olan tartışmalardan biridir.Son 30 yılda Türkiye’nin gündemine farklı kişiler, farklı siyasal akımlar ile gelen türban sorunu, ‘Kamusal alan’, ‘anayasal hak ve özgürlükler’, ‘felsefi seçimler’ gibi konular çerçevesinde defalarca tartışılmış, konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar taşınmıştır. Bütün bu süreçlerden sonra kamu personeli için başörtüsü yasağının kalkması dönemin BaşbakanıRecep Tayyip Erdoğan'ın 1 Ekim 2013'te açıkladığı demokratikleşme paketi ile olmuştur. Kılık kıyafet yönetmeliğinin 5. maddesindeyapılan değişikliklekısıtlayıcı hükümler kaldırılmıştır. Bu çalışmada Cumhuriyet Gazetesi’nin kurulduğu yıllardan bugüne sahiplik yapısı ve genel yayın politikasına ilişkin bilgilendirme yapıldıktan sonra, laiklik ve demokrasi kavramlarına ve türban sorununun tarihsel süreçteki gelişimine değinilmiştir. Cumhuriyet Gazetesi’nin bu süreçteki yayınları, haber metinleri ve köşe yazarları çerçevesinde değerlendirilerek, son bölümde gazetenin konumlandırılması, laiklik ve demokrasi açısından yorumlanmıştır.Anahtar Sözcükler:Türban sorunu, Laiklik, Siyasi Gelişim, Cumhuriyet Gazetesi
ABSTRACT:
The turban or head scarf issue is one of the debates that have dominated the country's political history for almost 30 years. The head scarf issue, which has occupied Turkey's agenda with different people an ddifferent political movements over the past three decades, has been discussed many times within the frame work of 'publicsphere', 'constitution alrights and freedoms' and 'philosophical choices'. The matter has even been broughtto the European Court of Human Rights (ECHR). After all the seprocesses, the lifting of the head scarf ban fort the public personel was realized witht he democratization pack age announced by the then Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan on October 1, 2013. With the amendments made to the fifth article of the dress code, the restrictive provisions were abolished. Afterin forming about owners hip structure and general publication policy of Cumhuriyet Newspaper since its establishment, this study also touches on the concepts of secularis mand democracy, as well as the development ofthe heads carf issue in the historical process. Publications of Cumhuriyet Newspaper in this process have been evaluated within the frame work of news articles and columnists, and the position of the newspaper has been interpreted in terms of secularism and democracy in the last chapter. Key Words:Headscarf problem, Secularism, Political Development, Cumhuriyet Newspaper
Bu çalışma karizma, iktidar ve liderlik kavramlarını açıklama ve Cumhur İttifakı olgusunu bu kavramlar kapsamında örnekleme amacı taşımaktadır. Karizmanın ve karizmatik liderliğin doğası günümüzde oldukça popüler bir araştırma alanını oluşturmaktadır. Örneğin, liderlik uzmanları izlenim yönetiminin önemini tartışmışlardır. Karizmatik liderlerin, yetkinlik imajlarını güçlendirmek, onlara bağlılık ve onlara olan inancı arttırmak için, izlenim yönetimi tekniklerine katılmaları önerilmiştir. Veya karizmatik politik liderlerin, takipçilerinin bir vizyon peşinde koşmalarını sağlamak amacıyla, eklemlenme ve izlenim yönetimi uygulamalarını kullanarak, diğer liderlerden ayırt edilebileceği bildirilmektedir. Genel olarak günümüzde, liderlerin karizması gibi kişilik konularına odaklanma eğilimi daha önceki dönemlere göre daha sık olarak örgütsel bağlamlarla ilgilidir. Aynı zamanda liderlik ve karizma üzerine dramatik bakış açıları ortaya çıkmış ve fantezilerin, sezgilerin, vizyonların ve diğer zihinsel faaliyetlerin liderlikte de rol oynadığı kabul edilmiştir. Bu çalışmada, “kavramların yorumlayıcı çalışması” olarak adlandırılabilen yöntem kullanılmıştır.
Demokrasi, oldukça pahalı bir yönetim biçimidir. Siyasi partiler, seçimler ve rutin etkinliklerini yürütmek için, çeşitli kaynaklardan bağış sağlamaktadırlar. Ancak bazıları sorgulanan bu kaynak akışı, demokrasisinin bütünlüğünü korumada ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Ancak giderek artan sayıda ülke, kamu sübvansiyonlarının yolunu açmış ve doğrudan partilere ve siyasi faaliyetlere fon sağlayarak, kaynağı sorgu işaretli paraya olan bağımlılığı azaltmayı, siyasi fırsatı eşitlemeyi ve demokratik süreçlere daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirliği getirmeyi amaçlamıştır. Ülkemizde de kaliteli demokrasiye giden yolda gerekli adımların atılması konusunda araştırmalar yapılmaktadır. Kaliteli demokrasi için Dünya'da ve Türkiye'de siyasetin finansmanının önemi üzerine kurgulanan bu çalışma ile ülkemizde ve dünyada bu konuda yapılan araştırmaların ışığında, konuya açıklık sağlamak, uygulamadaki farklılıkları tanımlamak ve Türkiye için uygun seçeneklerin bir listesini sunmaya çalışılmıştır. Araştırma, çok yöntemli bir tasarım ve kanıt kaynakları üzerine yapılandırılmıştır. Kamu politikalarını karşılaştırmak ve kampanya finansman reformunun altta yatan tarihsel süreçlerini belirli bağlamlarda izlemek için dünyanın tüm bölgelerinden ülke vaka çalışmaları seçilmiştir. Karşılaştırma, pek çok faktörün her durumda önemli bir siyasi finans reformu ürettiğini ve genellikle uzun vadeli tarihsel koşulların ve kısa vadeli katalizörlerin bir karışımını birleştirerek yeni mevzuat için baskılar oluşturduğunu göstermektedir. ABSTRACT Democracy is a very expensive form of government. Political parties receive donations from various sources in order to conduct elections and their routine activities. However, this flow of resources, some of which are questioned, has serious consequences in maintaining the integrity of democracy. On the other hand, a growing number of countries have paved the way for public subsidies, aiming to reduce dependence on questionable funds, to equalize the political opportunity and to bring more transparency and accountability to democratic processes by supplying funds directly to parties and political activities. In our country, researches are being made to take the necessary steps on the way to high-quality democracy. In this research on the significance of the financing of politics in the world and in Turkey, it is aimed to clarify the issue in the light of the relevant researches conducted in Turkey and around the world, to identify the differences in practice and to present a list of options suitable for Turkey. The research is based on a multi-method design and on evidence sources. Country case studies were selected from all regions of the world in order to compare public policies and to trace the underlying historical processes of campaign financing reform in specific contexts. The comparison shows that several factors produce a significant political financial reform in each case and often create pressures for new legislation by combining a mix of long-term historical conditions and short-term catalysts in general.
12 Eylül Darbesi ve 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından yaşanan on beş günlük sürecin Hürriyet ana sayfasına yansıma şekli, kullanılan dil ve alınan tavır, Türk basın tarihi araştırmacılarının olduğu kadar yakın tarih araştırmacılarının da yıllarca üzerinde çalışabileceği bir konudur.
Araştırmanın Kısıtlılığı:
Bu çalışma 12 Eylül – 30 Eylül 1980 ve 17 temmuz – 2 Ağustos 2016 tarihli Hürriyet Gazetesi nüshalarının ana sayfalarının söylem ve içerik analizini içermektedir.
Yeni bir devletin kurulması aşamasında Atatürk, basından halkı aydınlatmasını istemiş, bu yolda gazetecilerle görüşmüş ve onları ikna etme çabalarına girişmiştir. Bazı gazeteciler durumun ciddiyetini anlayarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda omuz omuza çalışmış, ancak bazı gazetecilerde eski dönemden kalma hırslarını yenememiş ve sürekli yönetim mekanizmasında bulunan kişilere çatmışlardır.
Türk siyasi hayatında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurulmasıyla başlayıp, 1926’da Atatürk’e başarısız suikast girişiminin ardından İstiklal Mahkemeleri yargılamalarıyla sona eren süreç, 1930 yılında Serbest Fırka kurucuları için daima hatırdan çıkmayan önemli dersleri barındıran bir örnek olmuştur. Çok partili düzene geçiş döneminde (1945-1950) CHP ve DP bu dönemin politikasında belirleyici olan güçlü siyasi aktörleridir. Bu iki parti arasındaki ilişkiler dönemin iç politikasının kaderini belirleyecektir. Her iki partinin politikalarını, stratejilerini tespit eden yönetici kadroların 1930’daki Serbest Fırka denemesini yaşamış olmaları bizi ister istemez Serbest Fırka olayına yeniden bakmamızı gerektirmektedir. 1930 yılında yaşanmış olan bu deneme 1945- 1950 arası dönemin CHP ve DP yöneticileri için önemli bir laboratuvar niteliğindedir.