
Mustafa Durmuş
hardworking, asking unusual questions, never give up
less
Related Authors
Muqtedar Khan
University of Delaware
Andreas Umland
National University of "Kyiv-Mohyla Academy"
Armando Marques-Guedes
UNL - New University of Lisbon
Noe Cornago
University of the Basque Country, Euskal Herriko Unibertsitatea
George Lawson
The Australian National University
Mauro Grondona
University of Genova
Marc Goergen
IE BUSINESS SCHOOL
Nicola Lupo
LUISS Guido Carli
Juraj Marušiak
Slovak Academy of Sciences
Werner Bonefeld
University of York
Uploads
Papers by Mustafa Durmuş
Ülkede acilen bir demokratikleşme ve ekonomide demokratik bir planlama altında emek ve doğa dostu, verimli, etkin ve adaletli bir ekonomik ve sosyal kalkınma paradigmasına, buna uygun bir büyüme stratejisine ve bunu hayata geçirebilecek bir siyasal iradeye ve yönetime ihtiyaç var.
Drafts by Mustafa Durmuş
Türkiye derinleşen ekonomik ve politik krizinin paralelinde ‘yeni rejim’ yolculuğunu sürdürürken, bu yolculukta yalnız olmadığı anlaşılıyor. 2008 Büyük Resesyonunun ardından, özellikle de 2010 yılından bu yana, önce Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın bazı İslamcı rejimleri Arap Baharı yenilgisinin ardından hızla eskisinden daha fazla otoriterliğe yöneldiler. Aynı dönemde Avrupa’da uygulanmaya başlanan kemer sıkma politikaları, AB bünyesinde uygulanmaya başlanan “Mali Anlaşma” gibi anlaşmalar, 2018 yılında İtalya’da ikinci kez gündeme gelen teknokrat hükümetler, Troyka’nın ulusal bütçelere müdahale etmesi gibi olaylar aslında klasik burjuva demokrasilerinden mali oligarşilere doğru bir yönelimin yaşanmakta olduğunu gösterdi. Hatta mülteci sorununun tetiklemesiyle Macaristan gibi bazı ülkelerde ve popülist politikaların iflası ve artan yolsuzluk iddialarının ardından Latin Amerika’nın en büyük, dünyanın yedinci büyük ekonomisine sahip ülkesi olan Brezilya’da ırkçı, homofobik, aşırı sağcı Bolsalar başkanlığa seçildi. ABD’de Trump’ın seçilmesinin ardından yaşanan artan korumacılık, ticaret savaşları, artan küresel çaptaki eşitsizlikler, Brexit tartışmaları ve biriken devasa borç stoklarıyla birlikte dünya ekonomisinde 2017 yılında yaşanan toparlanma eğilimi tersine dönmeye başlarken yeni bir finansal kriz gündemde olabileceği konusundaki uluslararası örgütlerin uyarıları arttı.
Ülkede acilen bir demokratikleşme ve ekonomide demokratik bir planlama altında emek ve doğa dostu, verimli, etkin ve adaletli bir ekonomik ve sosyal kalkınma paradigmasına, buna uygun bir büyüme stratejisine ve bunu hayata geçirebilecek bir siyasal iradeye ve yönetime ihtiyaç var.
Türkiye derinleşen ekonomik ve politik krizinin paralelinde ‘yeni rejim’ yolculuğunu sürdürürken, bu yolculukta yalnız olmadığı anlaşılıyor. 2008 Büyük Resesyonunun ardından, özellikle de 2010 yılından bu yana, önce Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın bazı İslamcı rejimleri Arap Baharı yenilgisinin ardından hızla eskisinden daha fazla otoriterliğe yöneldiler. Aynı dönemde Avrupa’da uygulanmaya başlanan kemer sıkma politikaları, AB bünyesinde uygulanmaya başlanan “Mali Anlaşma” gibi anlaşmalar, 2018 yılında İtalya’da ikinci kez gündeme gelen teknokrat hükümetler, Troyka’nın ulusal bütçelere müdahale etmesi gibi olaylar aslında klasik burjuva demokrasilerinden mali oligarşilere doğru bir yönelimin yaşanmakta olduğunu gösterdi. Hatta mülteci sorununun tetiklemesiyle Macaristan gibi bazı ülkelerde ve popülist politikaların iflası ve artan yolsuzluk iddialarının ardından Latin Amerika’nın en büyük, dünyanın yedinci büyük ekonomisine sahip ülkesi olan Brezilya’da ırkçı, homofobik, aşırı sağcı Bolsalar başkanlığa seçildi. ABD’de Trump’ın seçilmesinin ardından yaşanan artan korumacılık, ticaret savaşları, artan küresel çaptaki eşitsizlikler, Brexit tartışmaları ve biriken devasa borç stoklarıyla birlikte dünya ekonomisinde 2017 yılında yaşanan toparlanma eğilimi tersine dönmeye başlarken yeni bir finansal kriz gündemde olabileceği konusundaki uluslararası örgütlerin uyarıları arttı.