University of Gaziantep
Nizip Eğitim Fakültesi
The aim of this research is to identify the problems experienced by the classroom teachers who have Syrian students in their classes. This research was designed according to the survey model. The population of the research consisted of... more
The aim of this research is to identify the problems experienced by the classroom teachers who have Syrian students in their classes. This research was designed according to the survey model. The population of the research consisted of classroom teachers working in Nizip district of Gaziantep within 2019-2020 academic year. Criterion sampling, one of the purposeful sampling methods, was used to determine the sampling. The sampling of the study consisted of 361 classroom teachers working in Nizip district and having Syrian students enrolled in their classes. The data of the research were collected by a survey with 33 items that was prepared by the researchers and consisted of classroom management, communication, academic achievement, and family dimensions. The data collected within the scope of the research were analyzed using the SPSS program. Percentage, frequency, arithmetic mean and standard deviation calculations were made in the analysis of the data. In the classroom management dimension, teachers were identified to have problems due to the registering of Syrian students in the middle of the semester, enrolling of Syrian students in classes that did not comply with their development levels, and increase in their class sizes due to Syrian students. In the communication dimension, it was determined that Syrian students had a problem of understanding and being understood due to language differences, which was problem for teachers. In terms of academic success, teachers were found to experience problems due to the inability of Syrian students to internalize subjects as well as because of their absenteeism. In the family dimension, It was determined that teachers were not provided with adequate support due to the education levels of parents of Syrian students. In the light of the findings and results obtained, suggestions were developed for implementers and researchers.
This study aimed to examine the relationship between the cultural intelligence levels of primary school teachers and their attitudes towards refugee students. The sample of the study, which was designed using the correlational survey... more
This study aimed to examine the relationship between the cultural intelligence levels of primary school teachers and their attitudes towards refugee students. The sample of the study, which was designed using the correlational survey model among the quantitative research methods, consisted of 386 teachers working at primary schools in Nizip district of Gaziantep in the academic year 2019-2020. The data were collected through the "Cultural Intelligence Scale" and "Refugee Student Attitude Scale". During the analysis procedure, mean scores and standard deviation for the variables were estimated, and the correlation and stepwise multiple regression analyses were performed. Based on the research findings, the cultural intelligence levels of teachers and their attitudes towards refugee students were relatively high. Moreover, there was a positive and significant relationship between the cultural intelligence levels of teachers and their attitudes towards refugee students. As a result of the stepwise multiple regression analysis, it was determined that the cultural intelligence level of teachers was a significant predictor of their attitudes towards refugee students. The second model yielded that the rise in the metacognitive, cognitive and motivational sub-dimensions of cultural intelligence significantly predicted teachers' attitudes towards refugee students. It is advisable to create an atmosphere that may improve the cultural intelligence level of teachers at schools and to contribute to their development of positive attitudes towards students. The present study was carried out through the quantitative research methodology, and it has been recommended to examine the relationship between the variables in detail with the studies to be designed with qualitative or mixed methods in future research.
Öz Yabancı uyruklu öğrencilerin göç ettikleri ülkelerde yaşadıkları önemli sorunların başında dil problemi gelmektedir. Bu öğrencilerin özellikle dili konuşma ve anlama becerilerinde sorun yaşamaları bu soruna yönelik çözümleri önemli... more
Öz Yabancı uyruklu öğrencilerin göç ettikleri ülkelerde yaşadıkları önemli sorunların başında dil problemi gelmektedir. Bu öğrencilerin özellikle dili konuşma ve anlama becerilerinde sorun yaşamaları bu soruna yönelik çözümleri önemli kılmaktadır. Akran öğretimi yönteminin de bu açıdan önemli çözüm seçeneği oluşturabileceği düşünülmektedir. Bu araştırmanın amacı, yabancı uyruklu (Suriyeli) öğrencilerin Türkçe öğrenimi sürecinde akran öğretiminin etkisini incelemektir. Bu araştırmada, yarı deneysel araştırma türlerinden biri olan ön test/son test eşitlenmemiş kontrol gruplu model kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Gaziantep'in Nizip ilçesinde yer alan bir ilkokuldaki 92 yabancı uyruklu (Suriyeli) öğrenci oluşturmaktadır. Bu öğrencilerden 50'si deney grubunda, 42'si ise kontrol grubunda yer almaktadır. Deney grubunda bulunan öğrenciler, araştırmacılar tarafından hazırlanan ve 5 hafta süren akran öğretimi uygulamasına tabi tutulmuştur. Verilerin analizi sürecinde, deney ve kontrol grupları arasında karşılaştırma yapmak için t-testi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, yabancı uyruklu öğrencilerin Türkçe öğrenme sürecinde akran öğretiminin olumlu etkisi olduğunu gösteren bulgular elde edilmiştir. Araştırmanın bulguları ve sonuçları dikkate alınarak önerilerde bulunulmuştur.
Bir ülkenin eğitim sisteminin başarısı ve kalitesi, bu sistem içerisinde görev yapan öğretmenlerin yeterlilikleri ve niteliği ile doğru orantılıdır. Bu nedenle, gelecek nesilleri yetiştirecek potansiyel öğretmen adayları olan pedagojik... more
Bir ülkenin eğitim sisteminin başarısı ve kalitesi, bu sistem içerisinde görev yapan öğretmenlerin yeterlilikleri ve niteliği ile doğru orantılıdır. Bu nedenle, gelecek nesilleri yetiştirecek potansiyel öğretmen adayları olan pedagojik formasyon programı öğrencilerinin “öğretmen” kavramına ilişkin görüşlerinin önemli olduğu düşünülmektedir. Bundan dolayı bu çalışmada, pedagojik formasyon programı öğrencilerinin öğretmen ve ideal öğretmen kavramlarına ilişkin algılarının metaforlar yoluyla ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, nitel araştırma desenlerinden biri olan olgubilim (fenomenoloji) deseni kullanılmıştır.
Araştırmanın çalışma grubunu, ölçüt örnekleme yöntemine göre belirlenen ve 2018-2019 ders yılının bahar döneminde Gaziantep Üniversitesi’nde pedagojik formasyon sertifika programında eğitim gören 102 öğrenci oluşturmuştur. Veriler, araştırmanın amacına
uygun bir şekilde araştırmacı tarafından hazırlanan bir form ile toplanmış ve içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Öğretmen kavramına ilişkin katılımcılar tarafından birbirinden farklı 66 metafor üretilmiş ve bu metaforlar 12 kategori altında toplanmıştır. Bu kategorilerden en yüksek frekansa sahip olanlar; yetiştirici/geliştirici olarak öğretmen, bilgi kaynağı
olarak öğretmen ve mekanik/tekdüze olarak öğretmen şeklindedir. Diğer yandan ideal öğretmen kavramına ilişkin katılımcılar tarafından birbirinden farklı 74 metafor oluşturulmuş ve bu metaforlar 12 kategoride toplanmıştır. Bu kategoriler içerisinde en yüksek frekansa sahip olanlar ise; yetiştirici/geliştirici olarak öğretmen, bilgi kaynağı olarak öğretmen ve motivasyon kaynağı olarak öğretmen şeklindedir. Araştırmada son olarak, elde edilen bulgular ve sonuçlar dikkate alınarak öneriler geliştirilmiştir.
Araştırmanın çalışma grubunu, ölçüt örnekleme yöntemine göre belirlenen ve 2018-2019 ders yılının bahar döneminde Gaziantep Üniversitesi’nde pedagojik formasyon sertifika programında eğitim gören 102 öğrenci oluşturmuştur. Veriler, araştırmanın amacına
uygun bir şekilde araştırmacı tarafından hazırlanan bir form ile toplanmış ve içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Öğretmen kavramına ilişkin katılımcılar tarafından birbirinden farklı 66 metafor üretilmiş ve bu metaforlar 12 kategori altında toplanmıştır. Bu kategorilerden en yüksek frekansa sahip olanlar; yetiştirici/geliştirici olarak öğretmen, bilgi kaynağı
olarak öğretmen ve mekanik/tekdüze olarak öğretmen şeklindedir. Diğer yandan ideal öğretmen kavramına ilişkin katılımcılar tarafından birbirinden farklı 74 metafor oluşturulmuş ve bu metaforlar 12 kategoride toplanmıştır. Bu kategoriler içerisinde en yüksek frekansa sahip olanlar ise; yetiştirici/geliştirici olarak öğretmen, bilgi kaynağı olarak öğretmen ve motivasyon kaynağı olarak öğretmen şeklindedir. Araştırmada son olarak, elde edilen bulgular ve sonuçlar dikkate alınarak öneriler geliştirilmiştir.
The present study aimed to determine the opinions of teachers about the Primary School Education Program (PSEP). The phenomenological model, one of the qualitative research methods, was used in the study. The study group consisted of 38... more
The present study aimed to determine the opinions of teachers about the Primary School Education Program (PSEP). The phenomenological model, one of the qualitative research methods, was used in the study. The study group consisted of 38 teachers working in the Primary School Education Program in Nizip district of Gaziantep province in the academic year of 2018-2019. A semi-structured interview form was used as a data collection instrument. The research data were analysed through content analysis method. According to the obtained findings, the Primary School Education Program had several contributions for students, teachers, and parents. It was concluded that the PSEP contributed to reducing disadvantages and the academic differences within the classroom and ensuring parent satisfaction. It was found that there were problems concerning students, teachers, parents, and legislation and the functioning of the Primary School Education Program. The teachers listed their suggestions for the solution of the problems experienced in the Primary School Education Program such as maintaining attendance during the program, improving teacher wages, providing parent cooperation during the program, prolonging the program throughout the academic year, and providing materials and resources for the program. It was pointed out that there should be a collaboration with parents, regular feedback to parents, and the organization and diversification of the books for the program based on the student level during the implementation of the program. It was necessary to determine and provide the materials for more effective and efficient lessons within the scope of the program.
The present study revealed the contributions of support and training courses to the stakeholders in addition to the problems experienced by different stakeholders during the course procedure and their solution offers based on the opinions... more
The present study revealed the contributions of support and training courses to the stakeholders in addition to the problems experienced by different stakeholders during the course procedure and their solution offers based on the opinions of school administrators. The qualitative research methodology was used in the study and phenomenology was determined to be the research design. The study group consisted of 40 school administrators employed at support and training courses in Nizip district of Gaziantep province in the academic year of 2018-2019 and determined through criterion sampling. Content analysis was conducted for the in-depth analysis of research data. According to the obtained findings, it was concluded that support and training courses contributed to the students in terms of promoting school lessons and increasing school success, to the teachers in terms of financial support and professional development, to the parents in terms of freeing from financial burden, and to the administrators in terms of financial support and teaching skills development. It was found that support and training courses had several problems such as absenteeism, tiredness, intervention in course selection, indifference, increased workload, arranging teaching schedule, lack of resources, and lack of supervision. Based on the findings of the present study, it was recommended to maintain discipline about absenteeism by reducing the number of lessons, to establish a course employment system for teachers, to request a fair amount of money from the parents, to increase the income of administrators, to produce materials and resources by establishing course centres and to improve supervision for support and training courses to be more effective.
Türkiye Okul Yöneticileri Raporu (TOYR), Öncü Okul Yöneticileri Derneği tarafından okul yöneticiliği mesleğinin ve okul yöneticilerinin durumunu betimlemek amacıyla hazırlanmıştır. İlki 2019’da ‘Türkiye Okul Yöneticileri Raporu 2019’... more
Türkiye Okul Yöneticileri Raporu (TOYR), Öncü Okul Yöneticileri Derneği tarafından okul yöneticiliği mesleğinin ve okul yöneticilerinin durumunu betimlemek amacıyla hazırlanmıştır. İlki 2019’da ‘Türkiye Okul Yöneticileri Raporu 2019’ adıyla yayımlanmıştır. TOYR 2020, Türkiye’de okul yöneticiliği mesleği ve okul yöneticilerinin durumunu, okul
yöneticilerinin perspektifinden ele almaktadır. Rapor, dünyada ve Türkiye’de 2019 yılı boyunca yaşanan sosyal, ekonomik ve politik gelişmeler doğrultusunda Türkiye’de okul yöneticiliğinin değişim ve gelişim sürecini özetleyen bir bölümle başlamaktadır. Rapordaki
veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilmiş bir anket aracılığıyla Türkiye genelinde 21 farklı şehirden 330 okul yöneticisi ve yönetici yardımcısından toplanmıştır. Anket, Demografik Bilgiler, Günlük ve Sosyal Yaşam, Meslek Algısı ve Yetkinlikler ve 2019 Yılı Eğitim Politikaları ve Uygulamaları olmak üzere dört bölümden, 99 sorudan ve 180 maddeden
oluşmaktadır. Bulgular ve sonuçlar, farklı alanlardan dört uzman tarafından analiz edilmiş ve bu analizler de bağımsız değerlendirmeler olarak rapora eklenmiştir.
yöneticilerinin perspektifinden ele almaktadır. Rapor, dünyada ve Türkiye’de 2019 yılı boyunca yaşanan sosyal, ekonomik ve politik gelişmeler doğrultusunda Türkiye’de okul yöneticiliğinin değişim ve gelişim sürecini özetleyen bir bölümle başlamaktadır. Rapordaki
veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilmiş bir anket aracılığıyla Türkiye genelinde 21 farklı şehirden 330 okul yöneticisi ve yönetici yardımcısından toplanmıştır. Anket, Demografik Bilgiler, Günlük ve Sosyal Yaşam, Meslek Algısı ve Yetkinlikler ve 2019 Yılı Eğitim Politikaları ve Uygulamaları olmak üzere dört bölümden, 99 sorudan ve 180 maddeden
oluşmaktadır. Bulgular ve sonuçlar, farklı alanlardan dört uzman tarafından analiz edilmiş ve bu analizler de bağımsız değerlendirmeler olarak rapora eklenmiştir.
Okulun hedeflere ulaşmasında en önemli unsur öğretmendir. Özellikle öğretmenlik mesleğine yeni başlayan aday öğretmenlerin okula yönelik tutumlarını etkilemesi bakımından okula ilişkin düşüncelerini ve yükledikleri anlamları ortaya koymak... more
Okulun hedeflere ulaşmasında en önemli unsur öğretmendir. Özellikle öğretmenlik mesleğine yeni başlayan aday öğretmenlerin okula yönelik tutumlarını etkilemesi bakımından okula ilişkin düşüncelerini ve yükledikleri anlamları ortaya koymak önem arz etmektedir. Bu araştırmada, aday öğretmenlerin okul kavramına ilişkin sahip oldukları düşüncelerin metaforlar aracılığıyla ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Araştırmada, nitel araştırma desenlerinden biri olan olgu bilim (fenomenoloji) deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2015-2016 eğitim öğretim yılında Gaziantep ilinin Nizip ilçesinde aday öğretmen yetiştirme sürecine tabi olan 39 aday öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda aday öğretmenler tarafından okul kavramı ile ilgili birbirinden farklı toplam 113 adet metafor üretilmiştir. Bu metaforlardan en yüksek frekansa sahip olanlar ev, fabrika, bahçe ve aile metaforlarıdır. Araştırmada, okul kavramına ilişkin elde edilen metaforlar sırasıyla; farklı yapıdaki unsurları barındıran bir bütün olarak okul, sevgi ve güven ortamı olarak okul, üretim yeri olarak okul, yaşamın bir parçası olarak okul ve bilgi ve kazanım yeri olarak okul kategorilerinde toplanmıştır.
Bu araştırmanın amacı, öğretmen görüşlerine göre resmi ve özel ortaöğretim okullarının kurumsallaşma düzeylerinin belirlenmesidir. Bu çalışmadan elde edilen sonuçların literatürde eğitim örgütlerinin kurumsallaşmasıyla ilgili var olan... more
Bu araştırmanın amacı, öğretmen görüşlerine göre resmi ve özel ortaöğretim okullarının kurumsallaşma düzeylerinin belirlenmesidir. Bu çalışmadan elde edilen sonuçların literatürde eğitim örgütlerinin kurumsallaşmasıyla ilgili var olan boşluğu azaltması açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Bu araştırma, tarama modelinde betimsel bir araştırmadır. Araştırmanın evrenini Gaziantep ilinin Nizip, Şa-hinbey ve Şehitkâmil ilçelerinin resmi ve özel ortaöğretim okullarında görev yapan öğretmenler oluşturmaktadır. Araştırma örneklemini, 2015-2016 eğitim öğretim yılında tabakalı örneklem yöntemine göre seçilen ve 50 ortaöğretim okulunda görev yapan 758 öğretmen oluşturmuştur. Öğretmenlerin görüşleri Özgan (2011) tarafın-dan geliştirilen "Okul Kurumsallaşma Ölçeği" ile alınmıştır. Veriler aritmetik orta-lama, standart sapma ve t testi sonuçları dikkate alınarak yorumlanmıştır. Araştır-ma sonuçlarına göre resmi ortaöğretim okulları uzmanlaşma ve adapte olabilirlik boyutlarında orta düzeyde; kültürel güç, sosyal sorumluluk, formalleşme ve tutarlılık boyutlarında ise yüksek düzeyde kurumsallaşmıştır. Özel ortaöğretim okulları ise uzmanlaşma, sosyal sorumluluk ve adapte olabilirlik boyutlarında yüksek düzeyde; kültürel güç, formalleşme ve tutarlılık boyutlarında ise çok yüksek düzeyde kurumsallaşmıştır. Özel ortaöğretim okulları ise uzmanlaşma, sosyal sorumluluk ve adapte olabilirlik boyutlarında yüksek düzeyde; kültürel güç, formalleşme ve tutarlılık boyutlarında ise çok yüksek düzeyde kurumsallaşmıştır. Aynı zamanda tüm boyutlarda resmi ve özel ortaöğretim okullarının kurumsallaşma düzeyleri arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar dikkate alınarak öneriler geliştirilmiştir.
Bu araştırmada örgün ve yaygın eğitimi destekleme ve yetiştirme kurslarında karşılaşılan sorunlar, kursun paydaşlara olumlu katkıları ve kurs sürecinde yaşanan sorunlara yönelik öğretmen görüşleri temelinde çözüm önerileri incelenmiştir.... more
Bu araştırmada örgün ve yaygın eğitimi destekleme ve yetiştirme kurslarında karşılaşılan sorunlar, kursun paydaşlara olumlu katkıları ve kurs sürecinde yaşanan sorunlara yönelik öğretmen görüşleri temelinde çözüm önerileri incelenmiştir. Bu çalışma nitel araştırma desenlerinden durum çalışmasıdır. Çalışma grubunu 2015-2016 eğitim-öğretim yılında Gaziantep Nizip İlçesinde DYK'da görevli 48 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada görüşme yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi kullanılmıştır. Veriler betimsel ve içerik analizi yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizinde nitel veri analiz programı (ATLAS.ti 6) kullanılmıştır. DYK'da görevli öğretmen görüşlerine göre kurslarda en fazla yaşanan sorunlar; devamsızlık, kursa yönelik kaynak eksikliği, kursun ücretsiz olmasının ilgiyi azaltması ve öğrencilerin kursu ciddiye almamaları şeklindedir. Çalışmada DYK'nın, öğrencilerin okul derslerine destek, öğretmene maddi destek olması, öğretmenlerin mesleki gelişimini sağlama ve maddi durumu iyi olmayan öğrencilere destek olması gibi olumlu katkılarının olduğu ortaya çıkmıştır. Öğretmen görüşlerine göre; DYK'nın daha etkili ve verimli bir şekilde devam etmesi için; kursa yönelik kaynaklar sağlanmalı, aile ile işbirliği sağlanmalı, öğrencilere kursun önemi hakkında bilgi verilmeli ve kurslar için aileden az miktarda ücret talep edilmelidir. Anahtar Kelimeler: Destekleme ve Yetiştirme kursları, Öğretmen, Okul ve Aile. Toplumsal Mesaj. Bu çalışmada destekleme ve yetiştirme kurslarının yararları, süreçte yaşanan sorunlar ve bu sorunlara çözüm bulmak amaçlanmıştır. Çalışma sonucunda; kursların öğrencilerin derslerine destek olduğu ve öğretmenlere mesleki ve maddi anlamda olumlu katkılarının olduğu anlaşılmıştır. Kursların daha iyi olması için okul ve aileler işbirliği içinde çalışmalıdır.
In this study, the challenges faced in enhancing formal and non-formal education and training courses, the benefits of these courses for stakeholders and solution proposals of teachers for the challenges faced were examined. The study is one of qualitative research methods, was used. The study group of the study was comprised of 48 teachers who teach at ETCs in the Nizip district of Gaziantep province in the academic year of 2015-2016. Semi-structured interview method was used in the present study. The data were analyzed using descriptive and content analyses techniques. A qualitative data analysis program (ATLAS.ti 6) was used in the analysis of the data. According to teachers who teach at ETCs, the most commonly faced challenges are absenteeism, lack of resources for courses, lack of interest in courses due to being provided free of charge and students' not taking these courses seriously. It was found that the positive contributions of ETCs are that these courses support school courses and teachers financially, promote teachers' professional development, and help students who are in need financially. Based on teachers' views, it was suggested that resources must be provided for the ETCs, cooperation must be built with parents, students must be informed about the importance of the courses and a small proportion of money must be taken from the families to hold the ETCs effectively and efficiently.
In this study, the challenges faced in enhancing formal and non-formal education and training courses, the benefits of these courses for stakeholders and solution proposals of teachers for the challenges faced were examined. The study is one of qualitative research methods, was used. The study group of the study was comprised of 48 teachers who teach at ETCs in the Nizip district of Gaziantep province in the academic year of 2015-2016. Semi-structured interview method was used in the present study. The data were analyzed using descriptive and content analyses techniques. A qualitative data analysis program (ATLAS.ti 6) was used in the analysis of the data. According to teachers who teach at ETCs, the most commonly faced challenges are absenteeism, lack of resources for courses, lack of interest in courses due to being provided free of charge and students' not taking these courses seriously. It was found that the positive contributions of ETCs are that these courses support school courses and teachers financially, promote teachers' professional development, and help students who are in need financially. Based on teachers' views, it was suggested that resources must be provided for the ETCs, cooperation must be built with parents, students must be informed about the importance of the courses and a small proportion of money must be taken from the families to hold the ETCs effectively and efficiently.
Bu çalışmanın amacı; öğretmenlerin sendikalara üye olmama nedenlerini ve sendikalardan beklentilerini öğretmen algılarına göre ortaya koymaktır. Bu çalışma, sendikalı olmayan öğretmenlerin sendikalara kazandırılması ve öğretmenlerin... more
Bu çalışmanın amacı; öğretmenlerin sendikalara üye olmama nedenlerini ve sendikalardan beklentilerini öğretmen algılarına göre ortaya koymaktır. Bu çalışma, sendikalı olmayan öğretmenlerin sendikalara kazandırılması ve öğretmenlerin örgütlenmesi önündeki engellerin ortaya koyulması açısından önemlidir. Araştırma nitel araştırma desenlerinden durum çalışmasıdır. Çalışma grubunu 2013-2014 eğitim-öğretim yılında Şanlıurfa ilinin Birecik ilçesinde ve Gaziantep ilinin Nizip ilçesinde, ilkokul ve ortaokullarda görev yapan 20 öğretmen oluşturmaktadır. Bu öğretmenler ölçüt örnekleme yöntemi ile seçilmiştir. Veriler görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Veriler betimsel ve içerik analiz yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada öğretmenlerin sendikalara üye olmama nedenleri ilgili literatürden ve katılımcıların verdiği yanıtlardan faydalanılarak; sendikalardan kaynaklanan, sosyal etmenlerden kaynaklanan ve kendi düşüncelerinden kaynaklanan üye olmama nedenleri olmak üzere 3 kategori altında toplanmıştır. Aynı zamanda öğretmenlerin sendikalardan beklentileri de; özlük ve ekonomik haklar, kadın-erkek eşitliği, dayanışma, dini ve milli değerler ve toplumsal duyarlılıkla ilgili olmak üzere 5 kategoride bir araya getirilmiştir. Bu sonuçlara dayalı öneriler geliştirilmiştir.
The purpose of the present study was explore why teachers do not affiliate to education unions and their expectations from them based on teachers' views. This research is significant in that it can stimulate teachers to be affiliated with education unions and specify the barriers behind teachers' unionization. Case study 1 Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitim Bilimleri ABD., [email protected] 2 Bu çalışma 8-10 Mayıs 2014 tarihleri arasında Siirt'te yapılmış olan 9. Ulusal Eğitim Yönetimi Kongresi'nde sözlü bildiri olarak sunulmuştur.
The purpose of the present study was explore why teachers do not affiliate to education unions and their expectations from them based on teachers' views. This research is significant in that it can stimulate teachers to be affiliated with education unions and specify the barriers behind teachers' unionization. Case study 1 Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitim Bilimleri ABD., [email protected] 2 Bu çalışma 8-10 Mayıs 2014 tarihleri arasında Siirt'te yapılmış olan 9. Ulusal Eğitim Yönetimi Kongresi'nde sözlü bildiri olarak sunulmuştur.
Bu araştırmanın amacı, popüler kültürün ortaöğretim kurumlarındaki öğrenciler üze-rinde meydana getirdiği etkileri belirlemektir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2012-2013 eğitim öğretim yılında Gaziantep ilinde görev yapan 24 ortaöğretim... more
Bu araştırmanın amacı, popüler kültürün ortaöğretim kurumlarındaki öğrenciler üze-rinde meydana getirdiği etkileri belirlemektir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2012-2013 eğitim öğretim yılında Gaziantep ilinde görev yapan 24 ortaöğretim öğretmeni oluştur-maktadır. Araştırmanın çalışma grubunu belirlemek için amaçlı örnekleme yöntemlerin-den ''maksimum çeşitlilik'' örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Çeşitliliği sağlayabilmek için, araştırmada farklı üç lise türünde çalışan öğretmenler seçilmiştir. Nitel araştırma desenlerinden "durum çalışmasıdır". Araştırma verilerinin toplanmasında nitel araştır-ma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Popüler kültürün öğrenciler üzerindeki etkilerini velilere, öğretmenlere, okul yönetimine ve okul çalışan-larına göstermesi açısından önemlidir. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre popüler kültür, öğrenci davranışlarında, olumlu ve olumsuz birçok etki oluşturmaktadır.
The purpose of the present study was to explore effects that popular culture brings about for the students in secondary schools. The study group composed 24 secondary school teachers working in Gaziantep in 2012-2013 academic year. Participants were selected via maximum variation sampling technique. To ensure "maximum variation", the participants were selected from three different secondary school types. This research is a case study, one of qualitative research methods. For data collection, individual qualitative semi-structured interviews were conducted.This study is significant as students display the influences of popular culture to their parents, teachers, school administration and school staff. Research results indicated that popular culture has many positive and negative effects on students' behaviors.
The purpose of the present study was to explore effects that popular culture brings about for the students in secondary schools. The study group composed 24 secondary school teachers working in Gaziantep in 2012-2013 academic year. Participants were selected via maximum variation sampling technique. To ensure "maximum variation", the participants were selected from three different secondary school types. This research is a case study, one of qualitative research methods. For data collection, individual qualitative semi-structured interviews were conducted.This study is significant as students display the influences of popular culture to their parents, teachers, school administration and school staff. Research results indicated that popular culture has many positive and negative effects on students' behaviors.
Bu çalışmanın amacı; okullarda öğretmenlerin yöneticilere uyguladıkları psikolojik yıldırma uygulamalarını ve bu uygulamaların etkilerini ortaya koymaktır. Bu çalışma okullarda psikolojik yıldırma uygulamalarının ve etkilerinin azalması... more
Bu çalışmanın amacı; okullarda öğretmenlerin yöneticilere uyguladıkları psikolojik yıldırma uygulamalarını ve bu uygulamaların etkilerini ortaya koymaktır. Bu çalışma okullarda psikolojik yıldırma uygulamalarının ve etkilerinin azalması bakımından önemlidir. Araştırma nitel araştırma desenlerinden durum çalışmasıdır. Çalışma grubu 2012-2013 öğretim yılında Şanlıurfa ili Birecik ilçesindeki ilkokul ve ortaokullarda görev yapan ve random seçilen 15 yöneticiden oluşturmaktadır. Veriler görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Veriler betimsel ve içerik analizi yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada öğretmenlerin itibara yönelik, iletişime yönelik, göreve yönelik ve sosyal ilişkilere yönelik boyutlarda yöneticilere psikolojik yıldırma uyguladıkları sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerin uyguladıkları psikolojik yıldırma uygulamalarının yöneticiler üzerindeki olumsuz etkilerinin; huzursuzluk, moral bozukluğu, soğukluk, çatışma, stres, uzaklaşma, öğretmenlere güvensizlik, motivasyonda azalma, tükenmişlik, iş doyumunda, okula bağlılıkta ve performansta azalma ile kendini değersiz hissetme olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçlara dayalı öneriler geliştirilmiştir.
The purpose of the current study was to explore mobbing behaviors that teachers impose on school administrators in schools and the impacts of these behaviors on school administrators. This study is significant as it
attempts to decrease mobbing behaviors and their impacts in schools. This research is a case study, one of the qualitative research methods. The sample of the study comprised of 15 school administrators working in primary and elementary schools located in the Birecik district of Şanlıurfa in the 2012-2013 academic year. The sample of the study was selected at random. Data were collected via individual interviews. In the qualitative analysis of the data, descriptive and content analyses were used. Research findings indicated that teachers imposed mobbing on school administrators in the reputation, communication, job-related and social relationship-related dimensions. The negative impacts of mobbing behaviors on school administrators were restlessness/discomfort, demoralization, apathy, conflict, alienation, distrust in teachers, and lack of motivation, burnout, and decrease in job satisfaction, commitment
to school and performance and feeling of self-depreciation. Some implications were provided based on research findings.
The purpose of the current study was to explore mobbing behaviors that teachers impose on school administrators in schools and the impacts of these behaviors on school administrators. This study is significant as it
attempts to decrease mobbing behaviors and their impacts in schools. This research is a case study, one of the qualitative research methods. The sample of the study comprised of 15 school administrators working in primary and elementary schools located in the Birecik district of Şanlıurfa in the 2012-2013 academic year. The sample of the study was selected at random. Data were collected via individual interviews. In the qualitative analysis of the data, descriptive and content analyses were used. Research findings indicated that teachers imposed mobbing on school administrators in the reputation, communication, job-related and social relationship-related dimensions. The negative impacts of mobbing behaviors on school administrators were restlessness/discomfort, demoralization, apathy, conflict, alienation, distrust in teachers, and lack of motivation, burnout, and decrease in job satisfaction, commitment
to school and performance and feeling of self-depreciation. Some implications were provided based on research findings.
This study aimed to reveal the main problems of the Turkish education system in line with the opinions of the stakeholders in education. Phenomenology, among the qualitative research designs, was used in the study. The study group... more
This study aimed to reveal the main problems of the Turkish education system in line with the opinions of the stakeholders in education. Phenomenology, among the qualitative research designs, was used in the study. The study group consisted of 120 respondents determined through maximum variation sampling. The variation of participants was maintained by including stakeholders (students, teachers, school administrators, parents, the representatives of non-governmental organizations, and faculty members) with different roles in the Turkish education system. The research data were collected through a semi-structured interview form. The obtained data were analysed using the content analysis method. Various techniques have been employed to ensure the validity and reliability of the study. It was determined that the Turkish education system had 42 number of main problems in line with the opinions of the participating group. The most frequently voiced problems were frequent changes in the system, failure to train qualified teachers, lack of parental involvement, political interventions, lack of personalized learning, crowded classrooms, insufficient professional development of teachers and 12-year compulsory education. The 42 main problems identified for the Turkish education system were grouped under 8 distinct categories: administration, teacher and teacher education, educational process, parental and societal, physical infrastructure and materials, curriculum, finance, and vocational training. Some suggestions were offered for the practitioners and researchers based on the obtained results and the discussion of the findings.
Bu çalışmanın amacı, Türk eğitim sisteminin temel sorunlarının eğitim paydaşlarının görüşleri doğrultusunda ortaya konmasıdır. Çalışmada, nitel araştırma desenlerinden biri olan olgubilim (fenomenoloji) kullanılmıştır. Çalışma grubu, maksimum çeşitlilik örneklemesine göre belirlenen 120 kişiden oluşmaktadır. Türk eğitim sistemi içerisinde farklı rolleri bulunan paydaşların (öğrenci, öğretmen, okul yöneticisi, veli, sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve öğretim elemanı) çalışma grubuna dâhil edilmesi ile çeşitlilik sağlanmıştır. Araştırmanın verileri yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın geçerliğini ve güvenirliğini sağlamaya yönelik çeşitli uygulamalara başvurulmuştur. Katılımcıların görüşleri doğrultusunda Türk eğitim sisteminin 42 temel sorununun olduğu tespit edilmiştir. Bu sorunlar içerisinde, sistemde yaşanan sık değişiklikler, nitelikli öğretmen yetişmemesi, aile desteğinin yetersiz olması, siyasi müdahaleler, kişisel özelliklerin göz ardı edilmesi, kalabalık sınıflar, öğretmenlerde yetersiz mesleki gelişim ve 12 yıllık zorunlu eğitim en sık vurgulanan sorunlardır. Türk eğitim sistemine ilişkin belirlenen 42 temel sorun yönetsel, öğretmen ve öğretmen eğitimi, eğitim-öğretim süreci, ailevi ve toplumsal, fiziksel altyapı ve materyal, eğitim programı, finansman ve mesleki eğitim olmak üzere 8 kategoride toplanmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlar ve yapılan tartışmalar ışığında uygulayıcılara ve araştırmacılara yönelik öneriler sunulmuştur.
Bu çalışmanın amacı, Türk eğitim sisteminin temel sorunlarının eğitim paydaşlarının görüşleri doğrultusunda ortaya konmasıdır. Çalışmada, nitel araştırma desenlerinden biri olan olgubilim (fenomenoloji) kullanılmıştır. Çalışma grubu, maksimum çeşitlilik örneklemesine göre belirlenen 120 kişiden oluşmaktadır. Türk eğitim sistemi içerisinde farklı rolleri bulunan paydaşların (öğrenci, öğretmen, okul yöneticisi, veli, sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve öğretim elemanı) çalışma grubuna dâhil edilmesi ile çeşitlilik sağlanmıştır. Araştırmanın verileri yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın geçerliğini ve güvenirliğini sağlamaya yönelik çeşitli uygulamalara başvurulmuştur. Katılımcıların görüşleri doğrultusunda Türk eğitim sisteminin 42 temel sorununun olduğu tespit edilmiştir. Bu sorunlar içerisinde, sistemde yaşanan sık değişiklikler, nitelikli öğretmen yetişmemesi, aile desteğinin yetersiz olması, siyasi müdahaleler, kişisel özelliklerin göz ardı edilmesi, kalabalık sınıflar, öğretmenlerde yetersiz mesleki gelişim ve 12 yıllık zorunlu eğitim en sık vurgulanan sorunlardır. Türk eğitim sistemine ilişkin belirlenen 42 temel sorun yönetsel, öğretmen ve öğretmen eğitimi, eğitim-öğretim süreci, ailevi ve toplumsal, fiziksel altyapı ve materyal, eğitim programı, finansman ve mesleki eğitim olmak üzere 8 kategoride toplanmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlar ve yapılan tartışmalar ışığında uygulayıcılara ve araştırmacılara yönelik öneriler sunulmuştur.
Türkiye Okul Yöneticileri Raporu (TOYR), Öncü Okul Yöneticileri Derneği tarafından okul yöneticiliği mesleğinin ve okul yöneticilerinin durumunu betimlemek amacıyla hazırlanmıştır. İlki 2019’da ‘Türkiye Okul Yöneticileri Raporu 2019’... more
Türkiye Okul Yöneticileri Raporu (TOYR), Öncü Okul Yöneticileri Derneği tarafından okul yöneticiliği mesleğinin ve okul yöneticilerinin durumunu betimlemek amacıyla hazırlanmıştır. İlki 2019’da ‘Türkiye Okul Yöneticileri Raporu 2019’ adıyla yayımlanmıştır. TOYR 2020, Türkiye’de okul yöneticiliği mesleği ve okul yöneticilerinin durumunu, okul yöneticilerinin perspektifinden ele almaktadır. Rapor, dünyada ve Türkiye’de 2019 yılı boyunca yaşanan sosyal, ekonomik ve politik gelişmeler doğrultusunda Türkiye’de okul yöneticiliğinin değişim ve gelişim sürecini özetleyen bir bölümle başlamaktadır. Rapordaki veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilmiş bir anket aracılığıyla Türkiye genelinde 21 farklı şehirden 330 okul yöneticisi ve yönetici yardımcısından toplanmıştır. Anket, Demografik Bilgiler, Günlük ve Sosyal Yaşam, Meslek Algısı ve Yetkinlikler ve 2019 Yılı Eğitim Politikaları ve Uygulamaları olmak üzere dört bölümden, 99 sorudan ve 180 maddeden oluşmaktadır. Bulgular ve sonuçlar, farklı alanlardan dört uzman tarafından analiz edilmiş ve bu analizler de bağımsız değerlendirmeler olarak rapora eklenmiştir.
- by İbrahim H Karataş and +1
- •
Bu araştırmada Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Eylül 2018 dönemi mesleki çalışma programı kapsamında öğretmenlerin izlemesi için önerdiği filmlerin sınıf yönetiminin boyutları açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda... more
Bu araştırmada Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Eylül 2018 dönemi mesleki çalışma programı kapsamında öğretmenlerin izlemesi için önerdiği filmlerin sınıf yönetiminin boyutları açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda MEB tarafından önerilen 50 film arasından sınıf içi uygulamaların en yoğun sahnelendiği dört film ölçüt örnekleme tekniği ile seçilmiştir. Nitel olarak tasarlanan bu araştırmada verilerin elde edilmesinde doküman incelemesi; çözümünde betimsel analiz tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda, filmlerde sınıf yönetimi açısından öğrencilerin tek kişilik sıralarda oturması, öğretmenlerin derse hazırlıklı ve öğrenciden önce gelmesi, öğrencilere ismi ile hitap etmesi ve sakin, samimi, nezaket kurallarına dikkat eden bir yapıda olmaları gibi olumlu özelliklerin ön plana çıktığı belirlenmiştir. Diğer yandan öğretmen tarafından sınıfın seviyesine uygun olmayan bir metnin okutulması, dersin plansız bir şekilde işlenmesi ve tepkisel sınıf yönetimi mode...
- by Mevlüt Kara
- •