Papers by Zeynep Alimoğlu Sürmeli

e-Makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi, 2024
İslam düşüncesinde ortaya çıkan fırkalar hakkında gerek müntesipler gerekse muhalifler tarafından... more İslam düşüncesinde ortaya çıkan fırkalar hakkında gerek müntesipler gerekse muhalifler tarafından çeşitli isim veya nitelemeler kullanılmıştır. Bu isim ve nitelemelerin bir kısmı övgü içerirken bir kısmı ise yergi içermektedir. Övgü içerikli isim ve nitelemeler meşruiyet gayesi; yergi içerikli isimler ve nitelemeler ise ilgili grubu gayrı meşrulaştırma gayesi ile çeşitli ayet ve hadislere müracaat edilerek kullanılmıştır. Bu hususta kullanılan nitelemelerden biri de Ehl-i zeyğ ibaresidir. Kavram, Âl-i İmran sûresi 7. ayette geçen “kalplerinde zeyğ olanlar” ifadesinden mülhem olarak yergi maksatlı muhalifler hakkında kullanılmıştır. Ancak zeyğ kavramı, nüzûlü itibari ile Ehl-i kitap hakkında küfür bağlamında kullanılmış bir nitelemedir. Bununla beraber mezheplerin teşekkül etmesi ile mevzubahis niteleme, gerek Sünnî gerekse Şiî gelenekte İslam bünyesinde ortaya çıkmış bazı fırkalar hakkında kullanılmaya başlanmıştır. Bu makale, kullanımın dayanak kılındığı ayetlerin Sünnî ve Şiî Tefsirlerde yorumlanma biçimini incelemektedir. Bir makalenin sınırlarının aşılmaması için bu çalışmada, kullanıma dayanak kılınan ayetlerin tefsir eserlerinde fırkalar ile ilişkilendirilmesi meselesine yoğunlaşılmış; konuya dair diğer kaynaklardaki malumat ise ayrı bir çalışma olarak planlanmıştır.

Amasya İlahiyat Dergisi, 2024
İslam ilim geleneğinde şerhler, önemli bir yekûn tutmaktadır. Çeşitli ilmî tartışmaların şerh yaz... more İslam ilim geleneğinde şerhler, önemli bir yekûn tutmaktadır. Çeşitli ilmî tartışmaların şerh yazım geleneğinin doğmasındaki etkisi kabul edilmekle beraber şerh yazım geleneği, genellikle ilmî ve fikrî donukluğun yansıması olarak görülmüştür. Bununla beraber şerh çalışmaları, bazı etki ve sonuçlar da doğurmuştur. Bu sonuçlardan biri ise genellikle muhtasar metinler hakkında kaleme alınan şerhlerin bir mezhebin yaklaşımını merkeze alması ve konuları detaylandırması gibi nitelikleri nedeniyle ilgili çevrelerde büyük bir önem görerek öğrenim faaliyetlerinde kullanılmış olmasıdır. Kendisine büyük bir önem atfedilen ve hakkında pek çok şerh çalışması yapılmış olan Ali b. Osman b. Muhammed el-Ûşî’nin (öl. 575/1179) el-Emâlî adlı kasidesi sözünü etmiş olduğumuz eserlerden biridir. el-Emâlî, uzun yıllar Ehl-i sünnet akidesinin formülasyonu olarak kabul görmüş ve medreselerde okutulmuştur. Makalemizin konusu, el-Emâlî’nin önde gelen şerhlerinden biri olup Ali b. Muhammed Nûruddîn el-Herevî el-Ḳārî (öl. 1014/1605) tarafından kaleme alınmış olan Ḍavʾü’l-meʿâlî fî şerḥi Bedʾi’l-emâlî adlı eserdir. Tespit edilebildiği kadarıyla Ḍavʾü’l-meʿâlî adlı eser, İslam mezhepleri açısından incelemeye konu olmadığı gibi Ali el-Ḳārî’nin el-Emâlî şerhi üzerinden geleneğe getirmiş olduğu yorum da incelenmemiştir. Bu nedenle yapılacak olan çalışmanın literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu makalede, Hanefî bir fakîh olan Ali el-Ḳārî’nin Ḍavʾü’l-meʿâlî adlı eserinde Ehl-i sünnet akîdesine yönelik savunusu ve Ehl-i sünnet’e muhalif olan gruplar ile ilgili aktarımlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca Ali el-Ḳārî’nin Sünnî mezhepler arasında tartışma konusu olan ihtilaflı meselelere yaklaşımının aydınlatılması hedeflenmiştir. Böylece Hanefî kimliği hususunda şüphe olmayan Ali el-Ḳārî’nin Ehl-i sünnet kelam ekollerine yaklaşımı aydınlatılmaya çalışılmıştır. Araştırmada Ali el-Ḳārî’nin Ḍavʾü’l-meʿâlî’de Ehl-i sünnet’in fıkhî ve kelamî ekollerine ve bu ekollerin önde gelen temsilcilerine yönelik atıfları incelenerek tevhîd, nübüvvet ve ahiret inancı konusundaki görüşleri tespit edilmeye ve böylece Ali el-Ḳārî’nin gelenek içerisindeki konumu aydınlatılmaya gayret edilmiştir. Bunun yanında bazı konularda, Ali el-Ḳārî’nin Ehl-i sünnet’e muhalif görüşleri ile temayüz eden gruplarla ilgili aktarımları ve söz konusu gruplara yaklaşımı da mercek altına alınmıştır. Araştırmada, Mâhir Edîb Habbûş’un üç ayrı yazma nüshayı esas alarak Ḍavʾü’l-meʿâlî’yi tahkik ettiği çalışması kullanılmıştır. Ayrıca çalışmada, Ḍavʾü’l-meʿâlî’nin II. Abdülhamit döneminde Hüseyin Hüsnü Efendi tarafından gerçekleştirilen Mirʾâtü'l-akâid isimli Osmanlıca çevirisinden de yararlanılmıştır. Böylece önemli hususlarda iki eser karşılaştırılmış ve kapalı lafızların doğru anlaşılıp anlaşılmadığının kontrolü sağlanmıştır. Ali el-Ḳārî, şerhinde Ûşî’nin çizmiş olduğu genel çerçevenin dışına pek çıkmamaktadır. Şerhe genel olarak Hanefî bir yaklaşımın hâkim olduğu söylenebilirse de şârih, Sünnî fırkalar arasında ihtilaf konusu olan meseleleri, tâlî meseleler; bu meselelerdeki farklı yorumları ise lafzî veya itibarî farklılıklar olarak yorumlayarak Sünnî fırkaların görüşlerini telif etmeye çalışmaktadır. Bunun yanında Ali el-Ḳārî’nin ihtilaflı konularda tercihini belirtmekten geri durmadığı görülmektedir. Müteşabih ayetlerin te’viline yönelik tavrı ile selef âlimlerinin tutumunu sergileyen Ali el-Ḳārî, halku’l-kur’ân konusundaki görüşleri nedeniyle Hanbelîleri, Ehl-i hakk kapsamı dışında tutmaktadır. Ayrıca o, fiilî sıfatlar konusu ile tekvîn-mükevven ilişkisi hususunda Mâtürîdîlerin yorumunu tercih etmektedir. Tevhîd konusunda Mâtürîdî mütekellimlerden söz etmeyen Şârih Ali el-Ḳārî, bu konuda ana muhatabı olan Muʿtezile’ye yönelik eleştirilerini genellikle selef âlimleri ile Eşʿarî âlimler üzerinden yürütmektedir. Ayrıca eserde Cehmiyye, Kerrâmiyye, Havâric ve Şîa gibi grupları da muhtelif konularda Ehl- i sünnet’e muhalif olan gruplar olarak zikretmektedir. Ancak bu gruplara yönelik eleştirileri, Muʿtezile eleştirisinin gölgesinde kalmaktadır. Ali el-Ḳārî’nin Ḍavʾü’l-meʿâlî adlı eserinde, genel itibari ile gelenekçi bir tutum sergilediği söylenebilirse de eser, Sünnî fırkalardan tek bir fırkanın görüşlerinin savunusu mahiyetinde

Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2024
Kerrâmiyye, Muhammed b. Kerrâm’ın (255/869) fikirleri zemininde ortaya çıkan ve kendisinden sonra... more Kerrâmiyye, Muhammed b. Kerrâm’ın (255/869) fikirleri zemininde ortaya çıkan ve kendisinden sonra önemli Kerrâmî isimlerin katkısı ile teşekkül eden bir fırkadır. Horasan ve Maverâünnehir bölgelerinde taraftar edinmiş bir fırka olan Kerrâmiyye, bölgede hâkim olan diğer dinî-siyasî topluluklar ile çeşitli konularda ihtilaf içerisinde olmuştur. Söz konusu muhalefet mezheplerin makâlât yazımında Kerrâmiyye’nin konumlandırılma biçimine etki etmiştir. Kerrâmiyye, makâlât eserlerinde, bağımsız bir fırka, Mürcie’nin alt kolu veya Mücessime-Müşebbihe ile ilişkilendirilen bir fırka şeklindeki tasniflere konu olmuştur. Kerrâmiyye, Şiî makâlât eserlerinde ise Mürcie ile ilişkili veya bağımsız bir fırka olarak ele alınmıştır. Kerrâmiyye’ye yönelik tasnifler, tasnifi yapan kesimin konumuna bağlı olarak farklılaşabildiği gibi sınıflandırmaya konu olan kesimin tarihsel seyirle birlikte politik ve sosyal gücündeki değişimden de etkilenmiştir. Bu nedenle değişen şartların Kerrâmiyye ile ilgili algıda ve Kerrâmiyye’nin sunumunda meydana getirdiği değişimi süreç merkezli olarak işlemek önemlidir. Bu makalede, Kerrâmiyye’nin Şiî makâlât eserlerindeki sınıflandırılma şekli ve bu eserlerde Kerrâmiyye’ye nispet edilen görüşlerin tahlili konu edinilmektedir.
22 Kutlu bu yöntemi kullanırken Mezhebler Tarihi kaynakları ile yetinilmemesi gerektiğine; fikrin... more 22 Kutlu bu yöntemi kullanırken Mezhebler Tarihi kaynakları ile yetinilmemesi gerektiğine; fikrin ait olduğu dönemle ilgili tarih, edebiyat, coğrafya, Ģehir tarihleri ve diğer bütün eserlerin dikkate alınması gerektiğine dikkat çeker. GeniĢ bilgi için bkz.

2. Uluslararası Sanat ve Estetik Sempozyumu, 2018
Dinin yorumlanış biçimleri olarak ifade edebileceğimiz mezhepler, yaklaşım şekillerine göre farkl... more Dinin yorumlanış biçimleri olarak ifade edebileceğimiz mezhepler, yaklaşım şekillerine göre farklı siyasî ve itikadî kabuller geliştirmişlerdir. Ancak mezhepler arasındaki farklılıklar, sadece siyasî ve itikadî görüşler çerçevesi ile sınırlı kalmamıştır. Sanat ve edebiyat başta olmak üzere muhtelif alanlarda mezhepler arasındaki farklılıkların izdüşümlerini görmek mümkündür. Şii ve Sünni camiilerdeki farklılıkların bir bölümünün siyasî ve itikadî görüş farklılıklarından beslendiğini söylemek mümkündür.
Bunun yanısıra Ehl-i Beyt tasavvurunun şiir ve edebiyata yansımasında da itikadi görüşler belirleyici olmuştur. Bu tebliğimizde, Şii ve Sünni mezhepleri benimseyen iktidarlar döneminde inşa edilen sanat
eserleri başta olmak üzere mezhebi kabullerin sanat, şiir ve edebiyata yansımalarını aydınlatmaya gayret edeceğiz.
Anahtar Kelimeler: Şii, Sünni, Ehl-i Beyt, Sanat, Edebiyat.

Hakkında pek az çalışma bulunan Kerrâmiyye, hicri üçüncü asrın sonlarından itibaren tarih sahnesi... more Hakkında pek az çalışma bulunan Kerrâmiyye, hicri üçüncü asrın sonlarından itibaren tarih sahnesine çıkar ve Horasan-Maveraünnehir bölgelerinde pek çok taraftar edinir. Hicri dördüncü asrın başlarına kadar olan zaman dilimi ile sınırlandırmış olduğumuz ilk dönem Kerrâmiliği, kelami bir mezhepten ziyade sufi bir yapılanma arz etmiş ve bu özelliğinden olsa gerek müstakil bir fırka muamelesine tabi tutulmaksızın çoğunlukla Mürcie içerisinde değerlendirilmiştir. Önde gelen Kerrâmi şahsiyetlerin zâhidâne yaşayışları bunda etkili olmuştur. İbn Kerrâm'dan sonraMuhammed b. Heysem gibi önemli isimlerin katkısı ile Kerrâmilik, kendine has teolojisi olan bir mezhebe dönüşmüştür. Mezhebin söz konusu dönüşümünde etkili olan şahsiyetlerin tamamına yakını ise faaliyetlerini Nişabur'da yoğunlaştırmıştır. Bundan dolayı bu makalede Nişabur'da ön plana çıkmış Kerrâmi şahıslar ve bu şahısların Kerrâmiyye'nin teşekkülündeki etkileri üzerinde durulmuştur.

Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017
Kerrâmiyye, iman anlayışı ve Allah tasavvuru nedeniyle makâlât ve kelam eserlerinde adından sıkça... more Kerrâmiyye, iman anlayışı ve Allah tasavvuru nedeniyle makâlât ve kelam eserlerinde adından sıkça söz edilen bir fırka olmuştur. İmanı salt ikrara indirgediği ve Allah anlayışında teşbihe düştüğü gerekçesiyle bu fırka, farklı dini-toplumsal grupların eleştirilerine muhatap olmuş ve pek çok muhalif gruba karşı aynı anda mücadele etmek zorunda kalmıştır. Eş'ariler ile Kerrâmiler arasındaki muhalefetin boyutu ise diğer geleneklerden biraz farklı olmuştur. İki mezhep arasındaki muhalefet İbn Fûrek (406/1015), Bağdâdî (429/1037) ve Ebu'l Muzaffer el-İsferâyînî (471/1078) ile önde gelen Kerrâmî isimler arasında vuku bulan münazaralar çercevesinde tarihi kaynaklara yansımıştır. Bu makalede Kerrâmiyye-Eş'ariyye muhalefetinin birer örneği olmak üzere İbn Fûrek. Bağdâdî ve İsferâyînî'nin eserlerinde Kerrâmî isimlere ve görüşlerine yönelttiği tenkitler; tarihi, siyasi ve sosyal bağlamları ile birlikte ele alınmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kerramiyye, Eş'ariyye, İbn Fûrek, İsferâyînî, Bağdâdî.

e-Makâlât Mezhep Araştırmaları Dergisi, 2023
Yirmi birinci yüzyılın önde gelen or
yantalistlerinden biri olan Bernard
Lewis, araştırmalarını ... more Yirmi birinci yüzyılın önde gelen or
yantalistlerinden biri olan Bernard
Lewis, araştırmalarını Ortadoğu ve İs
lam konularına hasretmiş bir akade
misyendir. Bir dönem, George Walker
Bush’un danışmanlığını yapan Lewis’e
yönelik toplumumuzdaki genel algı,
araştırmalarını, akademik merakın
ötesinde ABD’nin Ortadoğu politikala
rını şekillendirmek ve coğrafyayı yeni
den düzenlemek için devletine istihba
rat sağlamak gayesi ile yaptığı yönün
dedir. Akademik çevreleri istisna eder
sek Lewis’e ve çalışmalarına yönelik
toplumumuzdaki genel algı olumsuz
dur. Eserlerinin pek çoğu Türkçe’ye de
tercüme edilmiş olan ve ülkemizde çok
okunan Bernard Lewis, Türkiye’yi Or
tadoğu ülkelerinden ayrı bir yere koy
maktadır. Türkiye’nin demokrasi serü
venini göklere çıkarması nedeniyle
bazı akademik çevrelerde yüceltilen
Lewis’in İslam’a yönelik eleştirilerinin,
eleştirilerinde kullandığı dilin ve daha
da önemlisi Lewis’in objektifliğine dair raştırmaların ihmal edildiği dikkati
mizi çekmiştir. Etkili bir akademisyen
olması nedeniyle Lewis’in fikirlerine
yönelik çalışmalar önem arz etmekte
dir. Doğu-Batı kutuplaşmasının en te
mel nedeninin din olduğunu düşünen
Lewis’e göre kısa vadede söz konusu
iki medeniyetin birbirine müsamaha
ile yaklaşması imkân dahilinde değil
dir. Bunun nedeni ise İslam’ın vazet
tiği öğretiler ve dini düşüncede yeni
lenmeye dair herhangi bir çabanın ol
mayışıdır. Bu araştırmada Lewis’in
konu ile ilgili fikirleri ele alınarak bir
düşünürün aidiyetlerinden mutlak
mânâda soyutlanarak ötekine tarafsız
bir gözle bakışının imkânı Bernard
Lewis özelinde tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: İslam Mezhepleri
Tarihi, Bernard Lewis, Oryantalizm,
İslam, Doğu-Batı Kutuplaşması.

Turkish journal of shiite studies, Jun 30, 2023
Bâbü’ş-Şeyṭân, İsmâiliyye mezhebine mensup Ebû Temmâm’ın Kitabüş-Şecere adlı eserinin bir bölümüd... more Bâbü’ş-Şeyṭân, İsmâiliyye mezhebine mensup Ebû Temmâm’ın Kitabüş-Şecere adlı eserinin bir bölümüdür. Kitabüş-Şecere’de cinler, şeytanlar, iblisler ve insanlar gibi çeşitli varlık türlerini inceleyen Ebû Temmâm, Bâbü’ş-Şeyṭân’da ise İslam mezheplerine yer vermektedir. Müellifin mezhebî kimliği, eserini diğer makâlât eserlerinden farklı kılmaktadır. Zira İsmâilî müelliflerce kaleme alınmış iki eserden biri olan Bâbü’ş-Şeyṭân’da pek çok bâtınî öge ile karşılaşmak mümkündür. Ayrıca eser kendisine has tasnif sistemiyle de diğer makâlât eserlerinden ayrılmaktadır. Eserde İslam mezhepleri yetmiş üç fırka hadisine göre tasnif edilmiştir. Amelleri imandan sayanlar, amelleri imandan saymayanlar ve imâmetin Hz. Ali’nin hakkı olduğunu düşünenler olmak üzere üç ana başlık altında fırkaları tasnif eden Ebû Temmâm, her başlık altında yirmi dört fırkaya yer vermiştir. Yetmiş üçüncü fırka ise Ebû Temmâm’ın Ehl-i Bâṭın olarak nitelediği kendi fırkasıdır. Bu makalemizde amaç, Bâbü’ş-Şeyṭân’ın başta tasnif sistemi ve bâtınî unsurların kullanımı olmak üzere diğer makâlât eserlerinden ayrılan özelliklerini tespit etmek olacaktır.
MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, Oct 1, 2017
Karrâmiyya, about which there are insufficient studies in Islamic intellectual history, appears a... more Karrâmiyya, about which there are insufficient studies in Islamic intellectual history, appears at the end of h. 3 rd century and gains a lot of followers in Khorasan and Transoxiana regions. In the beginning, Karrâmiyya, which emerged in Murji'ah, turns into a sect that has a specific theology and fıqh. However, the sect could not reach the present day despite its strength in the region, and the pioneering scholars' works, notably Muhammed b. Karrâm. For this reason, the existing data about Karrâmiyya consists of opponents' perception of Karrâmiyya in their resources. Our aim in this paper is to illuminate the perception of Karrâmiyya that dominates Mâturîdî recources and the background of this perception.
Hz. Hasan ve Soyuna Mezhebi Yaklaşımlarla Biçilen Siyasi ve dini Rol Problematiğinin Analizi, 2020
Ebû Mutî' Mekhûl b. el-Fadl en-Nesefî'nin "Kitâbu'r-Redd 'alâ ehli'l-bidâ' ve'l-ehvâi'ḍ-ḍâlle" ad... more Ebû Mutî' Mekhûl b. el-Fadl en-Nesefî'nin "Kitâbu'r-Redd 'alâ ehli'l-bidâ' ve'l-ehvâi'ḍ-ḍâlle" adlı eserinin Hanefî makâlât geleneği içerisinde 73 fırka rivayetini esas alarak İslâm fırkalarının 6x12+1=73'lük sistemle tasnife tâbi tutulduğu en eski çalışmalardan biri olduğu söylenebilir. Nesefî'nin kullandığı bu tasnif sistemi, kendisinden sonraki pek çok müellifi özellikle de Hanefî makâlât müelliflerini etkilemiştir. Ancak bu tasnif sistemini kullanan alimler Hanefîlerle sınırlı değildir. Nitekim Hadis taraftarları içerisinde değerlendirilebilecek olan Hanbelî alimi Ebü'l-Ferec İbnü'l-Cevzî de Telbîsü İblîs adlı eserinin bir bölümünde 6x12+1=73 şeklindeki sisteme dayanan bir tasnif kullanmıştır ki bu tasnif; fırkaların isimlendirilmesi, alt fırkaların sıralanışı ve tanımlanması gibi pek çok yönden Nesefî'nin tasnifine
e-Makalat Mezhep Araştırmaları Dergisi, Dec 31, 2019
Bu makale, "Ehl-i Sünnet'in Kerrâmiyye Eleştirisi" adlı doktora tezinden istifade edilerek hazırl... more Bu makale, "Ehl-i Sünnet'in Kerrâmiyye Eleştirisi" adlı doktora tezinden istifade edilerek hazırlanmıştır.
e-Makalat Mezhep Araştırmaları Dergisi
Ticaniyye, Kadiriyye, Şia ve diğer irili ufaklı yapılanmaların bulunduğu pek çok İslami grup vard... more Ticaniyye, Kadiriyye, Şia ve diğer irili ufaklı yapılanmaların bulunduğu pek çok İslami grup vardır. Bu gruplar arasında zaman zaman bazı çatışmalar yaşanmaktadır. Ancak Nijerya devletinin kurumsal varlığını tehdit eden ve politik otoriteyi reddeden mezhep kaynaklı eylemler sınırlı sayıda kalmıştır. Aralık 1980 Maitatsine ile Temmuz 2009 Boko Haram isyanları bunlardan biridir. Her iki grubun eylemleri binlerce insanın ölümüne neden olan şiddet gösterileri ile doruğa ulaşmıştır.
Uploads
Papers by Zeynep Alimoğlu Sürmeli
Bunun yanısıra Ehl-i Beyt tasavvurunun şiir ve edebiyata yansımasında da itikadi görüşler belirleyici olmuştur. Bu tebliğimizde, Şii ve Sünni mezhepleri benimseyen iktidarlar döneminde inşa edilen sanat
eserleri başta olmak üzere mezhebi kabullerin sanat, şiir ve edebiyata yansımalarını aydınlatmaya gayret edeceğiz.
Anahtar Kelimeler: Şii, Sünni, Ehl-i Beyt, Sanat, Edebiyat.
Anahtar Kelimeler: Kerramiyye, Eş'ariyye, İbn Fûrek, İsferâyînî, Bağdâdî.
yantalistlerinden biri olan Bernard
Lewis, araştırmalarını Ortadoğu ve İs
lam konularına hasretmiş bir akade
misyendir. Bir dönem, George Walker
Bush’un danışmanlığını yapan Lewis’e
yönelik toplumumuzdaki genel algı,
araştırmalarını, akademik merakın
ötesinde ABD’nin Ortadoğu politikala
rını şekillendirmek ve coğrafyayı yeni
den düzenlemek için devletine istihba
rat sağlamak gayesi ile yaptığı yönün
dedir. Akademik çevreleri istisna eder
sek Lewis’e ve çalışmalarına yönelik
toplumumuzdaki genel algı olumsuz
dur. Eserlerinin pek çoğu Türkçe’ye de
tercüme edilmiş olan ve ülkemizde çok
okunan Bernard Lewis, Türkiye’yi Or
tadoğu ülkelerinden ayrı bir yere koy
maktadır. Türkiye’nin demokrasi serü
venini göklere çıkarması nedeniyle
bazı akademik çevrelerde yüceltilen
Lewis’in İslam’a yönelik eleştirilerinin,
eleştirilerinde kullandığı dilin ve daha
da önemlisi Lewis’in objektifliğine dair raştırmaların ihmal edildiği dikkati
mizi çekmiştir. Etkili bir akademisyen
olması nedeniyle Lewis’in fikirlerine
yönelik çalışmalar önem arz etmekte
dir. Doğu-Batı kutuplaşmasının en te
mel nedeninin din olduğunu düşünen
Lewis’e göre kısa vadede söz konusu
iki medeniyetin birbirine müsamaha
ile yaklaşması imkân dahilinde değil
dir. Bunun nedeni ise İslam’ın vazet
tiği öğretiler ve dini düşüncede yeni
lenmeye dair herhangi bir çabanın ol
mayışıdır. Bu araştırmada Lewis’in
konu ile ilgili fikirleri ele alınarak bir
düşünürün aidiyetlerinden mutlak
mânâda soyutlanarak ötekine tarafsız
bir gözle bakışının imkânı Bernard
Lewis özelinde tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: İslam Mezhepleri
Tarihi, Bernard Lewis, Oryantalizm,
İslam, Doğu-Batı Kutuplaşması.
Bunun yanısıra Ehl-i Beyt tasavvurunun şiir ve edebiyata yansımasında da itikadi görüşler belirleyici olmuştur. Bu tebliğimizde, Şii ve Sünni mezhepleri benimseyen iktidarlar döneminde inşa edilen sanat
eserleri başta olmak üzere mezhebi kabullerin sanat, şiir ve edebiyata yansımalarını aydınlatmaya gayret edeceğiz.
Anahtar Kelimeler: Şii, Sünni, Ehl-i Beyt, Sanat, Edebiyat.
Anahtar Kelimeler: Kerramiyye, Eş'ariyye, İbn Fûrek, İsferâyînî, Bağdâdî.
yantalistlerinden biri olan Bernard
Lewis, araştırmalarını Ortadoğu ve İs
lam konularına hasretmiş bir akade
misyendir. Bir dönem, George Walker
Bush’un danışmanlığını yapan Lewis’e
yönelik toplumumuzdaki genel algı,
araştırmalarını, akademik merakın
ötesinde ABD’nin Ortadoğu politikala
rını şekillendirmek ve coğrafyayı yeni
den düzenlemek için devletine istihba
rat sağlamak gayesi ile yaptığı yönün
dedir. Akademik çevreleri istisna eder
sek Lewis’e ve çalışmalarına yönelik
toplumumuzdaki genel algı olumsuz
dur. Eserlerinin pek çoğu Türkçe’ye de
tercüme edilmiş olan ve ülkemizde çok
okunan Bernard Lewis, Türkiye’yi Or
tadoğu ülkelerinden ayrı bir yere koy
maktadır. Türkiye’nin demokrasi serü
venini göklere çıkarması nedeniyle
bazı akademik çevrelerde yüceltilen
Lewis’in İslam’a yönelik eleştirilerinin,
eleştirilerinde kullandığı dilin ve daha
da önemlisi Lewis’in objektifliğine dair raştırmaların ihmal edildiği dikkati
mizi çekmiştir. Etkili bir akademisyen
olması nedeniyle Lewis’in fikirlerine
yönelik çalışmalar önem arz etmekte
dir. Doğu-Batı kutuplaşmasının en te
mel nedeninin din olduğunu düşünen
Lewis’e göre kısa vadede söz konusu
iki medeniyetin birbirine müsamaha
ile yaklaşması imkân dahilinde değil
dir. Bunun nedeni ise İslam’ın vazet
tiği öğretiler ve dini düşüncede yeni
lenmeye dair herhangi bir çabanın ol
mayışıdır. Bu araştırmada Lewis’in
konu ile ilgili fikirleri ele alınarak bir
düşünürün aidiyetlerinden mutlak
mânâda soyutlanarak ötekine tarafsız
bir gözle bakışının imkânı Bernard
Lewis özelinde tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: İslam Mezhepleri
Tarihi, Bernard Lewis, Oryantalizm,
İslam, Doğu-Batı Kutuplaşması.