Papers by İ. Volkan Gülüm

Özet Üniversite yaşamı başlangıcından bitimine kadar pek çok stres verici olayın ortaya çıkmasına... more Özet Üniversite yaşamı başlangıcından bitimine kadar pek çok stres verici olayın ortaya çıkmasına ortam hazırlayan bir süreçtir. Öğrenciler için heyecan verici olabildiği kadar başa çıkılması gereken çok sayıda koşul yaratan bu süreçte öğrencilerin yaşadıkları stres verici olaylar ve bu olaylarla başa çıkabilme becerileri bazı bilişsel değişkenlerle ilişkilidir. Bu çalışma kapsamında öğrencilerinin son bir ay içerisinde yaşadıkları stres verici yaşam olayları niteliksel olarak incelenmiş ve bu olaylarla başa çıkma sürecinde bilişsel esneklik ve tekrarlayıcı düşünme gibi bilişsel değişkenlerin ne şekilde işlev görüyor olabileceği incelenmiştir. Öğrencilerinin en çok rapor ettikleri stres verici olaylar gelecek kaygısı, okulla ilişkili akademik sorunlar ve kişilerarası ilişki sorunları olarak öne çıkmıştır. Bilişsel esneklik ve tekrarlayıcı düşünme açısından farklılaşan öğrencilerin rapor ettikleri stresli yaşam olayları açısından belirgin bir farklılığa sahip olmadıkları dikkat çekmiştir. Bu bulgu bilişsel özelliklerin üniversite öğrencilerinin stres verici yaşam olayları konusunda hem koruyucu hem de sürdürücü nitelik taşıyabileceğine işaret etmektedir. Bilişsel esnekliğin artması ve tekrarlayıcı düşünmenin azalması öğrencilerinin psikolojik iyilik halleriyle ilişkili olabilmektedir. Elde edilen bulgular olası koruyucu uygulamalar ışığında tartışılmıştır.

Terapinin gorev ve amaclarinda uzlasim ve bu surec sirasinda hasta ve terapist arasindaki duygula... more Terapinin gorev ve amaclarinda uzlasim ve bu surec sirasinda hasta ve terapist arasindaki duygulanimsal bag gibi onemli ozellikleri icerisinde barindiran terapotik ittifak olgusunun, terapi sonucuna dair en dogru ongoruyu saglayan degisken oldugu pek cok arastirmada ulasilmis ortak bir bulgudur (Horvath, Del Re, Fluckiger ve Symonds, 2011). Terapotik ittifakta kirilma ise isbirligine dayanan hasta terapist iliskisinde yasanan bozulmalari ifade etmek uzere kullanilan bir kavramdir. Bu olgu, icerisinde bulundugumuz, terapotik ittifak calismalarinda ikinci nesil denilen donemde calisilmaya baslanmistir (Safran, Muran, Samstag ve Stevens, 2002).Hastalarin kararlastirilan terapi randevularina gelmemesi olarak tanimlanabilecek psikoterapiyi yarida birakma (PYB) olgusunun ardindaki mekanizmalar tam olarak anlasilamamistir. Fakat bu, hasta, terapist, tedavinin saglandigi kurum ve toplum icin ciddi zararlari olan bir durumdur.

PubMed, 2014
Objective: The main aim of the study is to investigate the mediator roles of locus of control and... more Objective: The main aim of the study is to investigate the mediator roles of locus of control and repetitive thinking in the known relationship between adult attachment patterns and depression, obsessive compulsive disorder (OCD) and social anxiety symptoms. Together with this aim we sought to generate an integrative point of view to these relationships using a cognitive framework. Method: There were 992 participants (661 women, 331 men) for the locus of control model, and 875 participants (581 women, 294 men) for the repetitive thinking model. All of the participants were college students and come from 14 different colleges across 9 different provinces. Participants were evaluated using the Locus of Control Scale, the Repetitive Thinking Questionnaire, the Experiences in Close Relationship Scale-II, the Beck Depression Inventory, the Maudsley Obsessive Compulsive Inventory and the Liebowitz Social Anxiety Scale. Structural Equation Modeling and mediator analysis were applied to the data. Results: The results revealed that there are some partial mediator roles of the locus of control in the relationship between attachment anxiety and depression, OCD and social anxiety for women but there is only an association with depression for men. Regarding repetitive thinking, there are some partial mediator roles between attachment anxiety and depression, OCD and social anxiety for both women and men. These cognitive features do not mediate the relationship between avoidant attachment and psychopathology symptoms for either women or men. Conclusion: This study uncovered that cognitive features are important and incontrovertible variables in the relationship between attachment patterns and psychopathology symptoms.

Turkish Psychological Counseling and Guidance Journal, 2017
Amac: Bu calismanin amaci, ruh sagligi alaninda calisan klinisyenlerin farkindalik uygulama ve eg... more Amac: Bu calismanin amaci, ruh sagligi alaninda calisan klinisyenlerin farkindalik uygulama ve egitim deneyimleri ile bu uygulamalarin kisisel iyilik hallerine etkisini inceleyen niteliksel calismalarin sistematik bir sekilde bir araya getirilmesi ve bu calismalarin bir meta sentezinin yapilmasidir. Yontem: Bu amaca uygun olarak Web of Science (SSCI, SCI, AHCI), Scopus, MEDLINE, PsycInfo ve PsycArticles veri tabanlari belirlenen anahtar sozcuklerle (mindfulness; therapist; psychotherapist; counselor; counsellor) sistematik bir sekilde taranmis ve iliskili olabilecek yayinlar secilmistir. Klinisyenlerin ya da klinisyen adaylarinin farkindalik uygulamalari ve farkindalik egitimini incelemeye yonelik olarak yurutulmus 13 niteliksel arastirma calismaya dâhil edilmistir. Soz konusu calismalar Timulak’in (2009) onerdigi “niteliksel betimsel-yorumlayici analiz” yontemi ile incelenmis ve sonuclar “ikincil bir niteliksel calisma” olarak yani niteliksel calismalarin nitel analizi seklinde rapor edilmistir. Bulgular: Calisma sonucunda birincil niteliksel analizlere paralel olarak “farkindalik”, “kabul”, “bakim” gibi temalar one ciksa da, birincil calismalarin cok da uzerinde durmadigi onemli ozellikler de gozlemlenmistir. Buna gore farkindalik odakli egitim ve uygulamalarin zorluklari da ayri bir tema olarak one cikmaktadir. Tartisma: Farkindalik odakli egitim ve uygulamalar hasta ve danisanlar icin onemli oldugu kadar terapistler icin de cesitli acilardan onem arz etmektedir. Bu tur uygulamalarin terapistlerin kisisel gelisim ve oznel iyilik haline olumlu katkilar sundugu ancak soz konusu uygulamalarin hayata gecirilme asamasinda ortaya cikabilecek olasi zorluklarin hesaba katilarak alternatif mudahaleler ya da programlar gelistirilmesinin onemi dikkat cekmektedir.

Turkish Psychological Counseling and Guidance Journal, Mar 9, 2017
Bu çalışmanın amacı, ruh sağlığı alanında çalışan klinisyenlerin farkındalık uygulama ve eğitim d... more Bu çalışmanın amacı, ruh sağlığı alanında çalışan klinisyenlerin farkındalık uygulama ve eğitim deneyimleri ile bu uygulamaların kişisel iyilik hallerine etkisini inceleyen niteliksel çalışmaların sistematik bir şekilde bir araya getirilmesi ve bu çalışmaların bir meta sentezinin yapılmasıdır. Yöntem: Bu amaca uygun olarak Web of Science (SSCI, SCI, AHCI), Scopus, MEDLINE, PsycInfo ve PsycArticles veri tabanları belirlenen anahtar sözcüklerle (mindfulness; therapist; psychotherapist; counselor; counsellor) sistematik bir şekilde taranmış ve ilişkili olabilecek yayınlar seçilmiştir. Klinisyenlerin ya da klinisyen adaylarının farkındalık uygulamaları ve farkındalık eğitimini incelemeye yönelik olarak yürütülmüş 13 niteliksel araştırma çalışmaya dâhil edilmiştir. Söz konusu çalışmalar Timulak'ın (2009) önerdiği "niteliksel betimselyorumlayıcı analiz" yöntemi ile incelenmiş ve sonuçlar "ikincil bir niteliksel çalışma" olarak yani niteliksel çalışmaların nitel analizi şeklinde rapor edilmiştir. Bulgular: Çalışma sonucunda birincil niteliksel analizlere paralel olarak "farkındalık", "kabul", "bakım" gibi temalar öne çıksa da, birincil çalışmaların çok da üzerinde durmadığı önemli özellikler de gözlemlenmiştir. Buna göre farkındalık odaklı eğitim ve uygulamaların zorlukları da ayrı bir tema olarak öne çıkmaktadır. Tartışma: Farkındalık odaklı eğitim ve uygulamalar hasta ve danışanlar için önemli olduğu kadar terapistler için de çeşitli açılardan önem arz etmektedir. Bu tür uygulamaların terapistlerin kişisel gelişim ve öznel iyilik haline olumlu katkılar sunduğu ancak söz konusu uygulamaların hayata geçirilme aşamasında ortaya çıkabilecek olası zorlukların hesaba katılarak alternatif müdahaleler ya da programlar geliştirilmesinin önemi dikkat çekmektedir.
Turkiye Klinikleri Psychology - Special Topics, 2017

Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, Dec 31, 2016
Bu çalışmanın birincil amacı farkındalık temelli eğitim ve uygulamaların ruh sağlığı alanında eği... more Bu çalışmanın birincil amacı farkındalık temelli eğitim ve uygulamaların ruh sağlığı alanında eğitim alan ya da çalışan bireyler tarafından nasıl deneyimleniyor olduğunu anlamaya çalışmaktır. Buna paralel olarak söz konusu eğitim ve uygulamaların etkili bir ruh sağlığı hizmeti sağlamak adına ne gibi faydalar sağlayabileceğine dair fikir edinmek de çalışmanın amaçları arasındadır. Ruh sağlığı alanında eğitim alan ya da bu alanda çalışanların farkındalık uygulamaları ve farkındalık eğitimini incelemeye yönelik olarak yürütülmüş 12 niteliksel araştırma meta-senteze dâhil edilmiştir. Metasentez sonucunda ortaya çıkan ana temalar, genel fayda, kuramsal ve kavramsal değişimler, kişilik özelliklerinde değişme-terapist kimliği, yeni beceriler-terapistlik biçiminde sıralanmıştır. Bu ana temalar içerisinde empati, merhamet, ilişki kurma becerisinde artış, kabul, seans içeriğiyle başa çıkabilme, odaklanma gibi kategoriler öne çıkmıştır. Sonuç olarak farkındalık odaklı eğitim ve uygulamaların ruh sağlığı alanında çalışanların hem kişisel hem de mesleki yaşamlarına olumlu katkılar sunduğu görülmüştür.

Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, 2012
Yararlı olabilme potansiyeline sahip herhangi bir tedavinin aynı zamanda zararlı olabilme ihtimal... more Yararlı olabilme potansiyeline sahip herhangi bir tedavinin aynı zamanda zararlı olabilme ihtimali de vardır. Psikoterapi uygulamaları da bu şekilde değerlendirilmelidir. Hastaların fiziksel bütünlüklerine doğrudan bir müdahale olmaması psikoterapinin kendisinin, psikoterapide uygulanan tekniklerin ya da psikoterapistin hastaya zarar verme gücüne sahip olmadığı anlamına gelmez. Bu nedenle de psikoterapistlerin öncelikle hastalarına zarar vermemeleri gerektiği ilkesini sürekli akıllarında tutması gerekmektedir. Literatürde psikoterapi etkinlik ve etkililik çalışmalarının sayısının çokluğu göze çarparken, psikoterapinin olası olumsuz etkilerini ele alan çalışmaların sayısının az olduğu görülmektedir. Ancak sayıları henüz az olsa da son yıllarda psikoterapilerin olası olumsuz etkilerine dair kuramsal ve uygulamalı çalışmalar yapılmaya başlamıştır. Bu yazıda psikoterapilerin etkinlik ve etkililiğine dair yapılan tartışmalar kısaca özetlenmiş, olası olumsuz etkilerin nasıl tanımlandığı, kaynaklarının neler olabileceği, nasıl tespit edilebileceği ve tespit edilmesinin ardından bunlara nasıl müdahale edilebileceği tartışılmıştır.

Yararlı olabilme potansiyeline sahip herhangi bir tedavinin aynı zamanda zararlı olabilme ihtimal... more Yararlı olabilme potansiyeline sahip herhangi bir tedavinin aynı zamanda zararlı olabilme ihtimali de vardır. Psikoterapi uygulamaları da bu şekilde değerlendirilmelidir. Hastaların fiziksel bütünlüklerine doğrudan bir müdahale olmaması psikoterapinin kendisinin, psikoterapide uygulanan tekniklerin ya da psikoterapistin hastaya zarar verme gücüne sahip olmadığı anlamına gelmez. Bu nedenle de psikoterapistlerin öncelikle hastalarına zarar vermemeleri gerektiği ilkesini sürekli akıllarında tutması gerekmektedir. Literatürde psikoterapi etkinlik ve etkililik çalışmalarının sayısının çokluğu göze çarparken, psikoterapinin olası olumsuz etkilerini ele alan çalışmaların sayısının az olduğu görülmektedir. Ancak sayıları henüz az olsa da son yıllarda psikoterapilerin olası olumsuz etkilerine dair kuramsal ve uygulamalı çalışmalar yapılmaya başlamıştır. Bu yazıda psikoterapilerin etkinlik ve etkililiğine dair yapılan tartışmalar kısaca özetlenmiş, olası olumsuz etkilerin nasıl tanımlandığı, kaynaklarının neler olabileceği, nasıl tespit edilebileceği ve tespit edilmesinin ardından bunlara nasıl müdahale edilebileceği tartışılmıştır.
DOAJ (DOAJ: Directory of Open Access Journals), Jul 1, 2013

Research in psychotherapy, Aug 8, 2018
Schema therapy (ST) is a form of psychotherapy originally developed by Young in 1990 as an indivi... more Schema therapy (ST) is a form of psychotherapy originally developed by Young in 1990 as an individual therapy focusing particularly on personality disorders and chronic life problems. ST combines aspects of cognitive, behavioral, psychodynamic, attachment, and gestalt models and integrates cognitive, behavioral, and experiential techniques. Along with the innovative and strong integrative basis of ST, some specific approaches related to the therapeutic relationship also have a strong emphasis, namely limited reparenting and empathic confrontation. ST should not be considered as a technical eclecticism effort. It combines all of these features with a strong theoretical background and offers a firm tool for change. According to ST, there are 18 schemas which develop as a consequence of unfulfilled emotional needs especially in childhood or traumatic events (Young, Koloskoi & Weishaar, 2003). Recent developments related to ST theory suggest that we should put emphasis on schema modes which might represent different schemas, emotional and behavioral patterns at the same time (Arntz & Jacob, 2013). ST offers limited reparenting and empathic confrontation via cognitive, behavioral, and experiential techniques to meet unfulfilled needs underlying of these schemas and modes. Variety of schemas and modes contributes flexibility of the ST and makes easier to use it in challenging situations such as personality disorder treatments. Moreover, in patients with several schemas and modes as in personality disorders, it could be easier to work with these modes than schemas because mode approach offers explanations for reasons of the cognitive, behavioral, and emotional patterns as well as coping mechanisms of these patterns (Arntz & Jacob, 2013). Although initially ST was designed as an individual psychotherapy approach, it has been modified for use in group therapy (Farrell, Shaw, & Webber, 2009). Both the individual and group forms of the ST approach show promising findings in their effectiveness (Bamelis, Evers,

Nesne Psikoloji dergisi, Dec 21, 2018
This study aims to summarize studies related to psychotherapy trainees' and psychotherapy experts... more This study aims to summarize studies related to psychotherapy trainees' and psychotherapy experts' awareness on the process of psychotherapy, specifically the process those have potential for causing a negative psychotherapy outcome. In this scope, this study also aims to provide some insights and methods to increase awareness related to psychotherapy process. There are three possible negative outcomes of psychotherapy: dropout, no change, and deterioration. Psychotherapists' low awareness level skin to these results can be considered as a risk factor. Dropping out from a psychotherapy process is a negative phenomenon for patients, psychotherapists, institutions which treatments take place. Similarly, no change and deterioration are also negative phenomenon especially for the patients. In the scope of this study firstly possible sources of these negative consequences will be presented and latter some insights and methods related to increase psychotherapists' awareness will be discussed. In this context, outcome monitoring, mindfulness based application, and therapeutic alliance focused trainings and interventions will be covered.
Anadolu psikiyatri dergisi, 2012

Research in Psychotherapy: Psychopathology, Process and Outcome, 2016
This study aimed to qualitatively examine the perspectives of therapists using different theoreti... more This study aimed to qualitatively examine the perspectives of therapists using different theoretical orientations on rupture moments. The study features a qualitative research design. Six different therapy session segments were presented to the participants and questions were asked to gather their perspectives on the segments. The thematic analyses conducted on 20 therapists’ evaluations on the 6 rupture segments of 5 patients were based on two categories: i) the causes of the rupture moments, ii) the recommendations for resolution. Findings revealed that therapists are more likely to report patients’ negative contribution as the main cause of rupture moments. Participants attributed less importance to the negative contribution of the therapist or to the therapist-patient relationship in rupture moments, and therapists tended to suggest mostly technical resolutions to ruptures. This second-generation alliance research draws attention to relational aspects of the rupture resoluti...
“Bir standardizasyon calismasi: Intihara yonelik tutumlar olcegi’nin Turk kulturune uyarlanmasi” ... more “Bir standardizasyon calismasi: Intihara yonelik tutumlar olcegi’nin Turk kulturune uyarlanmasi” (The Application of Suicide Opinion Questionnaire to Turkish Culture), Istanbul/Turkey, September, 3-5 2008

Psychological Reports, 2020
In this study, we investigated the mediator roles of anger-related schema modes in the relationsh... more In this study, we investigated the mediator roles of anger-related schema modes in the relationship between dysfunctional parent modes and psychological symptoms. We focused on specific schema modes (i.e., punitive and demanding parent modes; vulnerable, angry, and enraged child modes; and the angry protector mode). The study included 297 college students (159 women), with the average age of the sample being 19.66 years (SD = 1.53, range = 18 to 29 years). All participants completed self-report questionnaires on schema modes and psychological symptoms, as well as a demographic form. We evaluated two different mediational models to understand two different dysfunctional parenting styles. The results suggest that all variables significantly correlated with each other and almost all the direct paths in the models were significant. However, the mediator analysis revealed that some of the anger-related modes had very low but significant mediator roles in the models (i.e., the angry child...

Turkish journal of psychiatry, 2014
Objective: The main aim of the study is to investigate the mediator roles of locus of control and... more Objective: The main aim of the study is to investigate the mediator roles of locus of control and repetitive thinking in the known relationship between adult attachment patterns and depression, obsessive compulsive disorder (OCD) and social anxiety symptoms. Together with this aim we sought to generate an integrative point of view to these relationships using a cognitive framework. Method: There were 992 participants (661 women, 331 men) for the locus of control model, and 875 participants (581 women, 294 men) for the repetitive thinking model. All of the participants were college students and come from 14 different colleges across 9 different provinces. Participants were evaluated using the Locus of Control Scale, the Repetitive Thinking Questionnaire, the Experiences in Close Relationship Scale-II, the Beck Depression Inventory, the Maudsley Obsessive Compulsive Inventory and the Liebowitz Social Anxiety Scale. Structural Equation Modeling and mediator analysis were applied to the data. Results: The results revealed that there are some partial mediator roles of the locus of control in the relationship between attachment anxiety and depression, OCD and social anxiety for women but there is only an association with depression for men. Regarding repetitive thinking, there are some partial mediator roles between attachment anxiety and depression, OCD and social anxiety for both women and men. These cognitive features do not mediate the relationship between avoidant attachment and psychopathology symptoms for either women or men. Conclusion: This study uncovered that cognitive features are important and incontrovertible variables in the relationship between attachment patterns and psychopathology symptoms.

Turkish Psychological Counseling and Guidance Journal, Mar 9, 2017
Bu çalışmanın amacı, ruh sağlığı alanında çalışan klinisyenlerin farkındalık uygulama ve eğitim d... more Bu çalışmanın amacı, ruh sağlığı alanında çalışan klinisyenlerin farkındalık uygulama ve eğitim deneyimleri ile bu uygulamaların kişisel iyilik hallerine etkisini inceleyen niteliksel çalışmaların sistematik bir şekilde bir araya getirilmesi ve bu çalışmaların bir meta sentezinin yapılmasıdır. Yöntem: Bu amaca uygun olarak Web of Science (SSCI, SCI, AHCI), Scopus, MEDLINE, PsycInfo ve PsycArticles veri tabanları belirlenen anahtar sözcüklerle (mindfulness; therapist; psychotherapist; counselor; counsellor) sistematik bir şekilde taranmış ve ilişkili olabilecek yayınlar seçilmiştir. Klinisyenlerin ya da klinisyen adaylarının farkındalık uygulamaları ve farkındalık eğitimini incelemeye yönelik olarak yürütülmüş 13 niteliksel araştırma çalışmaya dâhil edilmiştir. Söz konusu çalışmalar Timulak'ın (2009) önerdiği "niteliksel betimselyorumlayıcı analiz" yöntemi ile incelenmiş ve sonuçlar "ikincil bir niteliksel çalışma" olarak yani niteliksel çalışmaların nitel analizi şeklinde rapor edilmiştir. Bulgular: Çalışma sonucunda birincil niteliksel analizlere paralel olarak "farkındalık", "kabul", "bakım" gibi temalar öne çıksa da, birincil çalışmaların çok da üzerinde durmadığı önemli özellikler de gözlemlenmiştir. Buna göre farkındalık odaklı eğitim ve uygulamaların zorlukları da ayrı bir tema olarak öne çıkmaktadır. Tartışma: Farkındalık odaklı eğitim ve uygulamalar hasta ve danışanlar için önemli olduğu kadar terapistler için de çeşitli açılardan önem arz etmektedir. Bu tür uygulamaların terapistlerin kişisel gelişim ve öznel iyilik haline olumlu katkılar sunduğu ancak söz konusu uygulamaların hayata geçirilme aşamasında ortaya çıkabilecek olası zorlukların hesaba katılarak alternatif müdahaleler ya da programlar geliştirilmesinin önemi dikkat çekmektedir.
Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi, 2013
Uploads
Papers by İ. Volkan Gülüm