Papers by Selcuk Kahraman

Kutlu, Ö., Karabulut, N. ve Kahraman, S. (2018). Karar Alma Süreçlerinde Gençlerin Katılımının Ar... more Kutlu, Ö., Karabulut, N. ve Kahraman, S. (2018). Karar Alma Süreçlerinde Gençlerin Katılımının Artırılması ve E-Katılım. IV. Stratejik Kamu Yönetimi Sempozyumu Bildiri Kitabı, ISBN: 978605674811, 18-19 Ekim 2018, İstanbul, ss. 128-137.
E-Participation And Promoting Youth Participation
Abstract
Since the 1990s, the importance of participation has increased at well as the number of participation channels which has started to increase. Thus, the promotion and support of participation has become a priority issue. Especially the participation of the groups which are expressed as disadvantaged due to social, economic and political conditions, has gained an extra importance in this context. Young people who are accepted by the United Nations as disadvantaged groups also have a special place in participation. Increasing the participation of young people, since therefore getting them involved in the society and in the decision-making process, has emerged as one of the basic needs in the context of supporting civic participation. In this study, the extent to which the participation of young people can be increased through e-participation activities will be discussed. The primary goal is to establish some valid and effective ways to increase youth participation. In order to achieve this goal, the importance of young people in terms of civil and political participation will be emphasized first. This will then be followed by a discussion of examples of how electronic participation and different dimensions of it can be of benefit to young people's participation.
Finally, the application proposals that can be put forward to increase the participation of young people will be listed and the necessary conditions for the passage of these suggestions will be mentioned. The ultimate goal of this study is putting forward concrete projects which can be implemented by means of e-participation tools to increase the participation of young people in Turkey. Particularly because of the disconnection, indifference, lack of self-esteem, and many other similar factors observed in young people who have been raised in recent years, it is necessary to encourage them to participate for realizing themselves. It is also useful to increase the level of interest in the related issues in order to encourage the youth. In this context, an environment in which young people actively use and they can freely express their opinions, wishes, and complaints should be preferred. At this point, participation channels developed through information and communication technologies, is e-participation channels, are in place. Indeed, when a classification is made according to age groups, both in Turkey and in all over the world, it has been determined that most of the people using the internet are in high school and college-age youth.It is also clear that the Internet is the most effective channel for promoting the participation of young people who use the Internet for socializing, spending time, having fun, communicating, and studying.
Key Words: Youth, Participation, E-Participation, Disadvantaged Groups

Kutlu, Ö., Kahraman, S. ve Dinçer, S. (2021). Demokratik Kamu Politikalarına Sivil Toplum Katkısı... more Kutlu, Ö., Kahraman, S. ve Dinçer, S. (2021). Demokratik Kamu Politikalarına Sivil Toplum Katkısı: Konya STK Platformu Örneği, Yönetim ve Ekonomi, Cilt. 28, Sayı. 1, ss. 139-167.
ÖZ Esasında bu çalışma, Türkiye'de-yerel düzeyde-sivil toplum çatı kuruluşları üzerinden bir durum analizini ortaya koymaktadır. Bu çalışma Konya gibi bir Anadolu kentinde, kentin siyasal ve toplumsal yapısına daha yakın nitelikli sivil toplum kuruluşlarının bir çatı altında toplanması ve çeşitli politika alanlarına yönelik anlamlı karşılıklar oluşturup oluşturamadıklarının algısal boyutuna vurgu yapmayı içermektedir. Bu açıdan çalışmanın temel sorun alanı bu noktadır. Bu bağlamda sivil toplum örgütlerinin kamu politikası alanlarında demokratik etkinlik gösterebilmesi, özünde katılımcı ve hesap-verebilir nitelikleri ile öne çıkan bir demokratik sivil toplum anlayışının pekişmesi ile gerçekleşebileceği, bu araştırmanın bir önermesidir. Çalışma sırasında Konya STK Platformu'nun 108 ana kuruluşunun 105'inin katıldığı ve katılımcılardan 98'inin yanıt vermeye çalıştığı mülakat formlarından 83'ü, nitel ve nicel veri analizleri çerçevesinde değerlendirilebilir yanıt formları kategorisinde belirlenmiştir. Anketlerin nicel çıktılarında Konya STK Platformu üyelerinin algısal açıdan sivil toplum kuruluşlarının performans düzeylerinin olumsuz olduğunu düşündüklerini, kamu politikası alanlarında etkinlik güçlerinin yetersiz olduğunu ve sivil toplum ile kamu kurumları arasındaki ilişkilerin, geçerli anket formlarındaki çoğunluk tarafından olumlu görülemediğini ortaya koymaktadır. Ayrıca sivil toplum kuruluşlarının gençlerin etkin katılımını sağlayabilmeleri gerektiği, STK'lar ile kamu kurumları arasındaki yönetişim ilişkisinin yasal zemininin güçlendirilmesi ve özgür tartışma platformlarının oluşturulması görüşleri belirmiştir. Kamu politikalarının karar almadan uygulama süreçlerine kadar demokratik bir nitelik kazanabilmesi öncelikli olarak, devlet dışı aktörlerin demokratik niteliklere haiz olmasını gerektirmektedir. Bu çalışma ile yerel düzeyde bir sivil toplum çatı örgütlenmesi üzerinden çeşitli alanlardaki genel kamu politikaları üzerinde demokratiklik düzeyinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, STK'ların katılımcı demokrasiye uygun faaliyetler oluşturabilmesi ile yakından bağlantılı olarak değerlendirilmektedir. Ancak yerel bazda gerçekleştirilen bu çalışmada STK'ların kamu politikaları alanında demokratik katkı sunabilmelerinden önce STK'ların demokratikleşmesi gerektiği sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
Kahraman, S. ve Sevinç, İ. (2020). Fransa'da Çocuk Hakları ve Çocuk Politikalarının Yönetimi, Ed.... more Kahraman, S. ve Sevinç, İ. (2020). Fransa'da Çocuk Hakları ve Çocuk Politikalarının Yönetimi, Ed. Yasemin Mamur Işıkçı ve Abdullah Dirikoç, Çocuklara Yönelik Karşılaştırmalı Yönetsel Yapılar, 1. Baskı, Ankara: Astana Yayınları, ss. 111-130.
Örselli, E. ve Kahraman, S. (2020). E-Devlet Projeleri Bağlamında SAY-2000İ Projesi, Ed.: Ali Şah... more Örselli, E. ve Kahraman, S. (2020). E-Devlet Projeleri Bağlamında SAY-2000İ Projesi, Ed.: Ali Şahin ve Erhan Örselli, Teoriden Uygulamaya E-Devlet, 3. Baskı, Konya: Atlas Akademi, ss. 175-192.
Kahraman, S. ve Kutlu, Ö. (2020). Fransa'da Gençlik Politikaları, Ed. Yasemin Çakırer Özservet - ... more Kahraman, S. ve Kutlu, Ö. (2020). Fransa'da Gençlik Politikaları, Ed. Yasemin Çakırer Özservet - Hülya Küçük Bayraktar, Dünyadan Farklı Ülke Örnekleriyle Gençlik Politikaları, 1. Baskı, Ankara: Astana Yayınları, ss. 233-248.

Sipahi, E. B. ve Kahraman, S. (2020). Yerel Kalkınmada Yenilikçi Bir Anlayış Olarak Yaratıcı Kent... more Sipahi, E. B. ve Kahraman, S. (2020). Yerel Kalkınmada Yenilikçi Bir Anlayış Olarak Yaratıcı Kentler, Yerel Yönetimlerde Yenilikçi Yaklaşımlar, Ed. L. Memiş, O. Erdoğan ve C. Babaoğlu, 1. Baskı, Ankara: Orion Kitabevi, ss. 377-403.
Yaratıcı kent, yeni ve dikkat çekici bir kavram olarak son zamanların popüler konularından biri haline gelmiş ve endüstri kentleri, marka kentler, inovatif/yenilikçi kentler vb. kavramlarla birlikte anılmaya başlamıştır. Yaratıcı kent, özünde kentlerin kendine özgü kültürel kodlarının korunarak yerel düzeyden küresel düzeye yeni bir kent algısını ortaya çıkarma girişimidir. Bu kent algısı, dijitalleşme ve küreselleşmenin kentler üzerindeki karmaşıklaşan etki alanı açısından yeni düşünsel proje ve ağlara alan açma eğilimini güçlendirmektedir. Yaratıcı kent, aynı zamanda üyelerine turizmden üretime birçok alanda ekonomik fırsatlar sunmayı vadetmekte; yenilikçi proje ve uygulamaların hayata geçirilmesi ile kentlerin kalkınmacı bir anlayışla kendilerini gerçekleştirebilmelerine olanak sağlamaktadır.
Günümüzde yerel yönetimler, kentsel ihtiyaçların çeşitlenmesi, dijitalleşme, alternatif pazarlama ve üretim alanlarının yeni anlamlar kazanması ile yenilikçi fikirlere de ihtiyaç duymaya başlamışlardır. Kentlerinin özellikle bir marka değere sahip olması, turizm adresi haline gelmesi, yerel kalkınmaya katkı sağlanması, yerelden küresele uzanan bir tanıtım ağı ile çeşitli kazanımlar elde edilmesi gibi hedefleri kapsamında kimi yerel yönetimler, alternatif girişimler için adım atmaktadırlar. İşte bu sürecin özellikle küreselleşme dinamiklerinin bir parçası olarak yazar Charles Landry'nin 1978 yılında kentlerin büyük küresel sorunlar karşısında kendi kültürel değerleri üzerinden kalkınmalarını yeniden düşünmeyi amaçlayan "Comedia" adlı düşünce kuruluşunu oluşturması ve 1986 yılında yaratıcı kentler (the Creative Cities) kavramını ortaya atması yeni ve dayanışmacı bir kentsel anlayışa zemin hazırlamıştır. Bu bağlam, 2004 yılında resmen ve fiilen UNESCO’nun öncülüğünde oluşturulan Yaratıcı Kentler Ağı Programı ile yeni bir sürecin ilk adımı olmuştur. Bu bölümde, yaratıcı kent kavramının temel konuları, hedefleri, yaratıcı kent kategorileri çerçevesinde dünya kentlerinin ve özelde Türkiye kentlerinin deneyim ve uygulamaları ortaya konulmaya ve yaratıcı kent yaklaşımlarının kentlere olası katkıları ve potansiyelleri tartışılmaya çalışılacaktır.

Sevinç, İ. ve Kahraman, S. (2020). Türk Kamu Yönetimi Açısından Kalkınma Planlarındaki Yönetsel R... more Sevinç, İ. ve Kahraman, S. (2020). Türk Kamu Yönetimi Açısından Kalkınma Planlarındaki Yönetsel Reform Hedeflerinin İncelenmesi, PESA Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt. 6, Sayı. 2, ss. 90-112.
Organik ve dinamik bir yapıya sahip olduğu genel kabul gören kamu yönetiminin belirli dönemlerde kendini yenileme ihtiyacının doğduğu ifade edilebilir. Bu bağlamda yönetsel, siyasal, ekonomik ve toplumsal boyutları olan kalkınma planları çeşitli hedef ve stratejilerden oluşmakta ve belli periyotlar içerisinde yaşama geçirilmesi hedeflenen yol ve yöntemleri ortaya koymaya çalışmaktadır. Bu açıdan kalkınma planları hükümetlerin kamu politikalarını daha rasyonel gerçekleştirebilmelerinde ve kamu yönetiminin daha etkin ve sistematik işletilebilmesinde önemli görevler üstlenebilmektedir. Ayrıca bu planlar çerçevesinde yönetsel yapı da yeni bir görünüm kazanabilmektedir.
Bu çalışmada Türkiye'de sistematik ve dönemsel planlama sürecinde kamu yönetiminde kurumsal dinamiklerin düzenlenmesi ve dönüşmesine yönelik konuların ortaya konulması açısından 1960 öncesi dönemdeki planlamaya ilişkin önemli gelişmeler dikkate alınarak 1963 yılından itibaren hazırlanan ulusal kalkınma planları öne çıkarılmıştır. Devlet Planlama Teşkilatı uhdesinde beş yıllık kalkınma planları olarak başlayan bu planlama dönemlerindeki kamu yönetimini ilgilendiren işlevsel ve yapısal unsurların ortaya konulması adına 1963-2023 yılları arasında on bir kalkınma planı nitel araştırma yöntemlerinden birisi olan belge/doküman incelemesi ve analizi tekniği kullanılarak bu çalışmanın hazırlanması hedeflenmiştir.
It can be stated that the public administration needs to renew itself in certain periods, which is generally accepted as having an organic and dynamic structure. In this context, development plans with administrative, political, economic and social dimensions are composed of various objectives and strategies. It tries to put forward the ways and methods that are targeted to be implemented in certain periods. In this respect, development plans can play an important role in making governments more rational in their public policies and in making public administration more effective and systematic. In addition, within the framework of these plans, the administrative structure can gain a new appearance. In this study has been featured in national development plans and systematic regulation of public administration institutional dynamics in periodic planning process and to determine the issues for the transformation considering the important developments related to the planning of the pre-1960 in terms of the period made since 1963 in Turkey. Under the auspices of the State Planning Organization was prioritized the introduction of functional and structural elements of public administration in these planning periods, which began as
Kutlu, Ö. ve Kahraman, S. (2019). Minimal Devlet. Kamu Yönetimi Ansiklopedisi, Ed. Y. Mamur Işıkç... more Kutlu, Ö. ve Kahraman, S. (2019). Minimal Devlet. Kamu Yönetimi Ansiklopedisi, Ed. Y. Mamur Işıkçı ve E. Alacadağlı, Genişletilmiş ve Gözden Geçirilmiş 2. Baskı, Ankara: Astana Yayınları, ss. 602-610.
Kutlu, Ö. ve Kahraman, S. (2019). Düzenleyici Devlet. Kamu Yönetimi Ansiklopedisi, Ed. Y. Mamur I... more Kutlu, Ö. ve Kahraman, S. (2019). Düzenleyici Devlet. Kamu Yönetimi Ansiklopedisi, Ed. Y. Mamur Işıkçı ve E. Alacadağlı, Genişletilmiş ve Gözden Geçirilmiş 2. Baskı, Ankara: Astana Yayınları, ss. 204-214.
Kutlu, Ö. ve Kahraman, S. (2019). Göç Politikası. Kamu Yönetimi Ansiklopedisi, Ed. Y. Mamur Işıkç... more Kutlu, Ö. ve Kahraman, S. (2019). Göç Politikası. Kamu Yönetimi Ansiklopedisi, Ed. Y. Mamur Işıkçı ve E. Alacadağlı, Genişletilmiş ve Gözden Geçirilmiş 2. Baskı, Ankara: Astana Yayınları, ss. 349-365.

Kahraman, S., Tanıyıcı, Ş. ve Kutlu, Ö. (2019). Türkiye'de Yerel Yönetimler ve Yabancı Göçmenler.... more Kahraman, S., Tanıyıcı, Ş. ve Kutlu, Ö. (2019). Türkiye'de Yerel Yönetimler ve Yabancı Göçmenler. Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt. 5, Sayı. 10, 44-67.
ABSTRACT
As a consequence of historical ties and neighbourhood relations with Syria, after the start of the civil war in 2011 in the country, the government’s ‘open door’ policy has facilitated the flow of millions of immigrants to Turkey. In hosting around four million Syrian immigrants, that accounts about 5 % of the entire population; Turkey has been struggling to meet the basic physiologic needs of this group and therefore making policies in this regard. Some of the policies involve political actors, whereas some others require the active support of the bureaucratic mechanisms. Besides, in this quite contentious period, especially during the multi-level crisis times, multi-level and multi-actor contribution approaches have to be developed by the system.Municipalities which have been within the realms of this study and deemed as the major local government unit in the country, have learnt from the previous experiences, but need to innovate new policies with new emphasis on public policy processes. Some of the municipalities have been really active to take initiatives in different fields in differing scale and scopes, while some of them chose to be passive by doing nothing. At the end, municipalities displayed various approaches stemming from political, economic, socio-cultural and legal matters vis-à-vis Syrian immigrants in particular, foreign immigrants in general. This study intends to deal with the problems of the municipalities in providing services and eventually make suggestions in solving them in due process. For this goal, the notion of immigration with special reference to local people and the governments are examined through deployment of primary and secondary sources. Keywords: Municipality, Immigration, Immigration Law, Syrian Immigrants.

Kutlu, Ö, Kahraman, S. ve Dinçer, S. (2019). Politika Süreçleri Bağlamında Sivil Toplum Kuruluşla... more Kutlu, Ö, Kahraman, S. ve Dinçer, S. (2019). Politika Süreçleri Bağlamında Sivil Toplum Kuruluşlarında Performans. Ed. S. Palaz ve K. Yıldız, 10. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Kongresi (NGO'19) Tam Metin Bildiriler Kitabı. 1. Baskı, Balıkesir: Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Yayınları, 392-404.
ÖZET:
Sivil toplumla ilgili literatür çoğu zaman farklı kuramsal tartışmalara yer vermekte, sahada çalışma yürüten kuruluşların performansları çoğu zaman ikinci plana itilmektedir. Bu kuruluşların sivil toplum olma konusundaki yeterlilikleri, örgütlenmeleri ve kapasitelerinin dışarıdan bakanların gözüyle ele alınması bir aşama olarak değerlendirilmektedir. Ancak bunun kadar önemli bir husus ise bu kuruluşların gerçekten gönüllülük, gerçekten özgürlük bağlamındaki konumlarını Sivil toplum gözüyle, yani öz-değerlendirmeleri özerinden analiz edilmesidir. Bu, bir anlamda algı değerlendirmesi anlamına gelmektedir. Algı analizi çalışması, sivil toplum kuruluşları mensuplarının kamusal faaliyetlerinde performans algı yaklaşımlarını değerlendirebilmek sivil toplum kuruluşlarının niteliğini ve etkinliğini de tartışmamıza yardımcı olabilecektir. Bu öncelikler ve hedefler çerçevesinde çalışmamızda Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu bünyesinde yer alan sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin yaklaşımları esas alınacaktır. Bu bağlamda yürütülmüş olan anket çalışması ve bulguları değerlendirilmekte, bu kuruluşların genel sorunlarının yanında Konya STK örneği üzerinden sivil toplumun sorunları üzerine değerlendirme imkânı ortaya çıkabilecektir.
Anahtar sözcükler: sivil toplum kuruluşları, politika süreci, performans algısı, Konya STK’ları, sivil toplum algısı.
ABSTRACT:
The literature relating to civil society in general terms deals with differing theoretical dimensions, rather than examining performances of these institutions which are assigned to prove services in the field. Yet, it can be regarded as an important milestone in advancing the civil society to carry out research vis-à-vis its civil character, organisation and capacity. However, the point which is as important as this to analyse their voluntary character and the autonomies they enjoy in the terms of self-evaluation reports created by the civil society. This is an evaluation of images in one aspect. This image analysis work poses a real support to evaluate the performance images of members of civil society in providing public services. Our paper intends to focus on the methods and means of the civil society acting under the umbrella of Konya NGOs Platform related to the priorities and goals. In this vein, the paper evaluates the surveys conducted with these institutions and the data collected from the source. Therefore, problems of the civil society in Konya as well as in Turkeyare dealt with the intention of providing solutions in the field.
Keywords: civil society institutions, policy process, policy image, Konya NGOs, civil society image.
Kutlu, Ö. ve Kahraman, S. (2019). Göç Politikası. Ed. Y. Mamur Işıkçı ve E. Alacadağlı, Kamu Yöne... more Kutlu, Ö. ve Kahraman, S. (2019). Göç Politikası. Ed. Y. Mamur Işıkçı ve E. Alacadağlı, Kamu Yönetimi Ansiklopedisi, 2. Baskı, Ankara: Astana Yayınları, 351-365.

Bayrakcı, E., Kahraman, S. ve Dinçer, S. (2019). Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü De... more Bayrakcı, E., Kahraman, S. ve Dinçer, S. (2019). Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı. 41, 329-347.
ÖZ
Türkiye’de dezavantajlı toplumsal gruplara ya da bireylere yönelik eğitim politikalarının etkin ve etkili bir şekilde uygulanabilmesi için çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalarda ilgili sorun alanlarında farklı aktörler arasında işbirliği çabaları geliştirilmektedir. Ancak otizmli ve engelli çocukların eğitim süreçlerine yönelik kurumsal ve yönetsel politika tercihleri konusunda arzu edilen düzeylere ulaşılamadığı görülmektedir. Bununla birlikte Türkiye’de yaklaşık 550 bin otizmli birey yaşadığı belirtilmektedir. 0-14 yaş arası otizmli çocuk sayısı ise 140 bin olarak ifade edilmektedir. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de devlet okullarında yalnızca 2 bini aşkın otizmli çocuk eğitim görmektedir. Bu açıdan özellikle yerel ve ulusal düzeyde otizmli çocuklara yönelik kapsamlı kurumsal pratiklerin yaşama geçirilmesi oldukça önemlidir. Otizmin gün geçtikçe artan oranda görülmesi değerlendirildiğinde, otizmli bireylere yönelik politikalar daha da önem kazanmaktadır.
Esasında otizm alanında ulusal düzeyde çeşitli politikalar benimsenmiş ve bu politikaların yerel düzeyde bazı yansımaları görülse de yerel alanda otizm konusunda istenilen düzeylere erişilememiştir. İşte bu noktada yönetişim anlayışına da uygun bir
şekilde bu alandaki kısmen politikasızlığın da etkisiyle otizmli bireylere yönelik politikalar konusunda Konya’da Selçuklu Belediyesi bir yerel yönetim birimi olarak öncü bir rol oynamıştır. Buna mukabil süreç içerisinde farklı aktörlerin de dahil edildiği otizmli
bireylerin eğitimi ve rehabilite edilerek topluma kazandırılmasında bir model oluşturan Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı (SOBE) bu hususta önemli bir katkı sunmuştur. Bu anlayış, esasında ulusal düzeyde ilgili bakanlıkların temel eksikliği ya da
sorununu da ifade etmektedir. Türkiye, gönüllü çaba ve çalışmaların verdiği başarıları iyi değerlendirmek ve desteklemek konusunda bu alandaki politikalarını tekrar gözden geçirmelidir.
Bu çalışmanın amacı Türkiye’de otizmli bireylere yönelik olarak üniversiteler ve belediyeler arasındaki işbirliği çabalarının kurumsal düzeyde ulaştığı boyutlara dikkat çekmektir. Bu bağlamda Konya’da Selçuklu Belediyesi öncülüğünde kurulan Selçuklu
Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı (SOBE) ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Otizm Çalışmaları, Araştırma ve Uygulama Merkezi önemli bir işbirliği modeli göstermektedir. Aynı zamanda bu kuruluşlar Türkiye açısından örneği az bulunan bir işbirliği modeli de
sunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Otizm, Eğitim politikası, Üniversite, Yerel yönetim, Yönetişim, SOBE.
Coordination between Universities and Local Administrations for
the Education Policies on Individuals with Autism in Turkey
ABSTRACT
Various studies are being carried out in order to ensure effective and effective implementation of educational policies for disadvantaged social groups or individuals in Turkey. In these studies, cooperation efforts are being developed between different
actors in there levant problem areas. However, it is observed that the desired levels of institutional and administrative policy preferences for the education processes of children with autism and disabled cannot be reached. Despite that, it is stated that
approximately 550 thousand individuals autism live in Turkey. The number of children with autism between 0-14 years is 140 thousand. Although, according to the Ministry of National Education data, only more than 2,000 children with autism are educated in state schools in Turkey. In this respect, it is very important to implement omprehensive institutional practices for children with autism at local and national levels. Considering the increasing rate of autism, Policies towards individuals with autism gain more importance.
In fact, various policies at the national level have been adopted in the field of autism, and some of the reflections of these policies at the local level have not been attained. At this point, in accordance with the understanding of governance, partly due to
the non-policy effect in this area, the understanding of the policies directed towards individuals with autism as a local administration unit of the Seljuk Municipality in Konya. For his purpose Seljuk Autism Education Foundation (SOBE) which was established with the aim of becoming a model for education and rehabilitation of individuals with autism, has made an important contribution at this point.; It also refers to the basic lack or problem. Turkey, volunteer efforts and accomplishments that give
beter evaluate the work and should reconsider their policies in this area in support.
The aim of this study is to draw attention to the extent that cooperation efforts between universities and municipalities have reached at the institutional level for individuals with autism in Turkey. At the same time, these organizations also offer a model of cooperation that has little precedent for Turkey.
Keywords: Autism, Education policy, University, Local government, Governance, SOBE
Kutlu, Ö. ve Kahraman, S. (2019). Düzenleyici Devlet. Ed. Y. Mamur Işıkçı ve E. Alacadağlı, Kamu ... more Kutlu, Ö. ve Kahraman, S. (2019). Düzenleyici Devlet. Ed. Y. Mamur Işıkçı ve E. Alacadağlı, Kamu Yönetimi Ansiklopedisi, 2. Baskı, Ankara: Astana Yayınları, 206-216.
Kutlu, Ö., Kahraman, S. ve Dinçer, S. (2019). Teknoloji Güvenliği ve Dijital Dönüşüm Kapsamında A... more Kutlu, Ö., Kahraman, S. ve Dinçer, S. (2019). Teknoloji Güvenliği ve Dijital Dönüşüm Kapsamında ABD, Rusya ve Türkiye’de Siber Güvenlik Politikaları. Ed. H. Acar, Kamu Güvenliği Politikaları: Yerelden Küresele, 1. Baskı, Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, ss. 169-200.
Kutlu, Ö. ve Kahraman, S. (2019). Minimal Devlet. Kamu Yönetimi Ansiklopedisi. Ed. Y. Mamur Işıkç... more Kutlu, Ö. ve Kahraman, S. (2019). Minimal Devlet. Kamu Yönetimi Ansiklopedisi. Ed. Y. Mamur Işıkçı ve E. Alacadağlı, 2. Baskı, Ankara: Astana Yayınları, 603-610.
Kutlu, Ö., Örselli, E. ve Kahraman, S. (2019). Kamu Yönetiminde Denetim, Ombudsmanlık ve E-Yöneti... more Kutlu, Ö., Örselli, E. ve Kahraman, S. (2019). Kamu Yönetiminde Denetim, Ombudsmanlık ve E-Yönetişim. Ed. B. Parlak ve K. C. Doğan, E-Yönetişim. 1. Baskı, İstanbul: Beta Yayıncılık, ss. 115-148.

Kahraman, S. ve Tanıyıcı, Ş. (2018). Türkiye'de Suriyeli Sığınmacılar Örneğinde Çok Düzeyli Göç Y... more Kahraman, S. ve Tanıyıcı, Ş. (2018). Türkiye'de Suriyeli Sığınmacılar Örneğinde Çok Düzeyli Göç Yönetişimi. TESAM Akademi Dergisi, Cilt. 5, Sayı. 1, ss. 235-280.
Abstract
The aim of this study is to analyze the governance and implementation dimension of immigration policy in Turkey by taking into account the interaction among government organizations and civil society actors in the implementation of policy decisions. In this study, semi-structured interviews were conducted in Hatay, Gaziantep, Kilis, and Istanbul to determine the implementation problems of migration policies for Syrian asylum-seekers in Turkey. Within the scope of the fieldwork, we have interviewed approximately a hundred actors who are from government institutions and organizations, municipalities, representatives of local, national and international non-governmental organizations and foreign organizations. The main goal of this study is to examine the migration management efforts in Turkey within the framework of a multi-level governance approach.
Keywords: Migration Policies, Syrian Asylum-Seekers, Migration Governance, Multi-Level Governance, Cooperation Network.
Kutlu, Ö., Kahraman, S. ve Karabulut, N. (2018). Sistem Yaklaşımı ve Yeni Kamu İşletmeciliği Kura... more Kutlu, Ö., Kahraman, S. ve Karabulut, N. (2018). Sistem Yaklaşımı ve Yeni Kamu İşletmeciliği Kuramının Mukayeseli İzdüşümlerinin Türk Kamu Yönetimi Açısından İncelenmesi. Ed. Hasan Yaylı, Türkiye'de Toplum, Yerleşim ve Yönetim Tartışmaları. 12. KAYSEM E-Bildiriler Kitabı, Kırıkkale, ss. 807-815.
Uploads
Papers by Selcuk Kahraman
E-Participation And Promoting Youth Participation
Abstract
Since the 1990s, the importance of participation has increased at well as the number of participation channels which has started to increase. Thus, the promotion and support of participation has become a priority issue. Especially the participation of the groups which are expressed as disadvantaged due to social, economic and political conditions, has gained an extra importance in this context. Young people who are accepted by the United Nations as disadvantaged groups also have a special place in participation. Increasing the participation of young people, since therefore getting them involved in the society and in the decision-making process, has emerged as one of the basic needs in the context of supporting civic participation. In this study, the extent to which the participation of young people can be increased through e-participation activities will be discussed. The primary goal is to establish some valid and effective ways to increase youth participation. In order to achieve this goal, the importance of young people in terms of civil and political participation will be emphasized first. This will then be followed by a discussion of examples of how electronic participation and different dimensions of it can be of benefit to young people's participation.
Finally, the application proposals that can be put forward to increase the participation of young people will be listed and the necessary conditions for the passage of these suggestions will be mentioned. The ultimate goal of this study is putting forward concrete projects which can be implemented by means of e-participation tools to increase the participation of young people in Turkey. Particularly because of the disconnection, indifference, lack of self-esteem, and many other similar factors observed in young people who have been raised in recent years, it is necessary to encourage them to participate for realizing themselves. It is also useful to increase the level of interest in the related issues in order to encourage the youth. In this context, an environment in which young people actively use and they can freely express their opinions, wishes, and complaints should be preferred. At this point, participation channels developed through information and communication technologies, is e-participation channels, are in place. Indeed, when a classification is made according to age groups, both in Turkey and in all over the world, it has been determined that most of the people using the internet are in high school and college-age youth.It is also clear that the Internet is the most effective channel for promoting the participation of young people who use the Internet for socializing, spending time, having fun, communicating, and studying.
Key Words: Youth, Participation, E-Participation, Disadvantaged Groups
ÖZ Esasında bu çalışma, Türkiye'de-yerel düzeyde-sivil toplum çatı kuruluşları üzerinden bir durum analizini ortaya koymaktadır. Bu çalışma Konya gibi bir Anadolu kentinde, kentin siyasal ve toplumsal yapısına daha yakın nitelikli sivil toplum kuruluşlarının bir çatı altında toplanması ve çeşitli politika alanlarına yönelik anlamlı karşılıklar oluşturup oluşturamadıklarının algısal boyutuna vurgu yapmayı içermektedir. Bu açıdan çalışmanın temel sorun alanı bu noktadır. Bu bağlamda sivil toplum örgütlerinin kamu politikası alanlarında demokratik etkinlik gösterebilmesi, özünde katılımcı ve hesap-verebilir nitelikleri ile öne çıkan bir demokratik sivil toplum anlayışının pekişmesi ile gerçekleşebileceği, bu araştırmanın bir önermesidir. Çalışma sırasında Konya STK Platformu'nun 108 ana kuruluşunun 105'inin katıldığı ve katılımcılardan 98'inin yanıt vermeye çalıştığı mülakat formlarından 83'ü, nitel ve nicel veri analizleri çerçevesinde değerlendirilebilir yanıt formları kategorisinde belirlenmiştir. Anketlerin nicel çıktılarında Konya STK Platformu üyelerinin algısal açıdan sivil toplum kuruluşlarının performans düzeylerinin olumsuz olduğunu düşündüklerini, kamu politikası alanlarında etkinlik güçlerinin yetersiz olduğunu ve sivil toplum ile kamu kurumları arasındaki ilişkilerin, geçerli anket formlarındaki çoğunluk tarafından olumlu görülemediğini ortaya koymaktadır. Ayrıca sivil toplum kuruluşlarının gençlerin etkin katılımını sağlayabilmeleri gerektiği, STK'lar ile kamu kurumları arasındaki yönetişim ilişkisinin yasal zemininin güçlendirilmesi ve özgür tartışma platformlarının oluşturulması görüşleri belirmiştir. Kamu politikalarının karar almadan uygulama süreçlerine kadar demokratik bir nitelik kazanabilmesi öncelikli olarak, devlet dışı aktörlerin demokratik niteliklere haiz olmasını gerektirmektedir. Bu çalışma ile yerel düzeyde bir sivil toplum çatı örgütlenmesi üzerinden çeşitli alanlardaki genel kamu politikaları üzerinde demokratiklik düzeyinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, STK'ların katılımcı demokrasiye uygun faaliyetler oluşturabilmesi ile yakından bağlantılı olarak değerlendirilmektedir. Ancak yerel bazda gerçekleştirilen bu çalışmada STK'ların kamu politikaları alanında demokratik katkı sunabilmelerinden önce STK'ların demokratikleşmesi gerektiği sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
Yaratıcı kent, yeni ve dikkat çekici bir kavram olarak son zamanların popüler konularından biri haline gelmiş ve endüstri kentleri, marka kentler, inovatif/yenilikçi kentler vb. kavramlarla birlikte anılmaya başlamıştır. Yaratıcı kent, özünde kentlerin kendine özgü kültürel kodlarının korunarak yerel düzeyden küresel düzeye yeni bir kent algısını ortaya çıkarma girişimidir. Bu kent algısı, dijitalleşme ve küreselleşmenin kentler üzerindeki karmaşıklaşan etki alanı açısından yeni düşünsel proje ve ağlara alan açma eğilimini güçlendirmektedir. Yaratıcı kent, aynı zamanda üyelerine turizmden üretime birçok alanda ekonomik fırsatlar sunmayı vadetmekte; yenilikçi proje ve uygulamaların hayata geçirilmesi ile kentlerin kalkınmacı bir anlayışla kendilerini gerçekleştirebilmelerine olanak sağlamaktadır.
Günümüzde yerel yönetimler, kentsel ihtiyaçların çeşitlenmesi, dijitalleşme, alternatif pazarlama ve üretim alanlarının yeni anlamlar kazanması ile yenilikçi fikirlere de ihtiyaç duymaya başlamışlardır. Kentlerinin özellikle bir marka değere sahip olması, turizm adresi haline gelmesi, yerel kalkınmaya katkı sağlanması, yerelden küresele uzanan bir tanıtım ağı ile çeşitli kazanımlar elde edilmesi gibi hedefleri kapsamında kimi yerel yönetimler, alternatif girişimler için adım atmaktadırlar. İşte bu sürecin özellikle küreselleşme dinamiklerinin bir parçası olarak yazar Charles Landry'nin 1978 yılında kentlerin büyük küresel sorunlar karşısında kendi kültürel değerleri üzerinden kalkınmalarını yeniden düşünmeyi amaçlayan "Comedia" adlı düşünce kuruluşunu oluşturması ve 1986 yılında yaratıcı kentler (the Creative Cities) kavramını ortaya atması yeni ve dayanışmacı bir kentsel anlayışa zemin hazırlamıştır. Bu bağlam, 2004 yılında resmen ve fiilen UNESCO’nun öncülüğünde oluşturulan Yaratıcı Kentler Ağı Programı ile yeni bir sürecin ilk adımı olmuştur. Bu bölümde, yaratıcı kent kavramının temel konuları, hedefleri, yaratıcı kent kategorileri çerçevesinde dünya kentlerinin ve özelde Türkiye kentlerinin deneyim ve uygulamaları ortaya konulmaya ve yaratıcı kent yaklaşımlarının kentlere olası katkıları ve potansiyelleri tartışılmaya çalışılacaktır.
Organik ve dinamik bir yapıya sahip olduğu genel kabul gören kamu yönetiminin belirli dönemlerde kendini yenileme ihtiyacının doğduğu ifade edilebilir. Bu bağlamda yönetsel, siyasal, ekonomik ve toplumsal boyutları olan kalkınma planları çeşitli hedef ve stratejilerden oluşmakta ve belli periyotlar içerisinde yaşama geçirilmesi hedeflenen yol ve yöntemleri ortaya koymaya çalışmaktadır. Bu açıdan kalkınma planları hükümetlerin kamu politikalarını daha rasyonel gerçekleştirebilmelerinde ve kamu yönetiminin daha etkin ve sistematik işletilebilmesinde önemli görevler üstlenebilmektedir. Ayrıca bu planlar çerçevesinde yönetsel yapı da yeni bir görünüm kazanabilmektedir.
Bu çalışmada Türkiye'de sistematik ve dönemsel planlama sürecinde kamu yönetiminde kurumsal dinamiklerin düzenlenmesi ve dönüşmesine yönelik konuların ortaya konulması açısından 1960 öncesi dönemdeki planlamaya ilişkin önemli gelişmeler dikkate alınarak 1963 yılından itibaren hazırlanan ulusal kalkınma planları öne çıkarılmıştır. Devlet Planlama Teşkilatı uhdesinde beş yıllık kalkınma planları olarak başlayan bu planlama dönemlerindeki kamu yönetimini ilgilendiren işlevsel ve yapısal unsurların ortaya konulması adına 1963-2023 yılları arasında on bir kalkınma planı nitel araştırma yöntemlerinden birisi olan belge/doküman incelemesi ve analizi tekniği kullanılarak bu çalışmanın hazırlanması hedeflenmiştir.
It can be stated that the public administration needs to renew itself in certain periods, which is generally accepted as having an organic and dynamic structure. In this context, development plans with administrative, political, economic and social dimensions are composed of various objectives and strategies. It tries to put forward the ways and methods that are targeted to be implemented in certain periods. In this respect, development plans can play an important role in making governments more rational in their public policies and in making public administration more effective and systematic. In addition, within the framework of these plans, the administrative structure can gain a new appearance. In this study has been featured in national development plans and systematic regulation of public administration institutional dynamics in periodic planning process and to determine the issues for the transformation considering the important developments related to the planning of the pre-1960 in terms of the period made since 1963 in Turkey. Under the auspices of the State Planning Organization was prioritized the introduction of functional and structural elements of public administration in these planning periods, which began as
ABSTRACT
As a consequence of historical ties and neighbourhood relations with Syria, after the start of the civil war in 2011 in the country, the government’s ‘open door’ policy has facilitated the flow of millions of immigrants to Turkey. In hosting around four million Syrian immigrants, that accounts about 5 % of the entire population; Turkey has been struggling to meet the basic physiologic needs of this group and therefore making policies in this regard. Some of the policies involve political actors, whereas some others require the active support of the bureaucratic mechanisms. Besides, in this quite contentious period, especially during the multi-level crisis times, multi-level and multi-actor contribution approaches have to be developed by the system.Municipalities which have been within the realms of this study and deemed as the major local government unit in the country, have learnt from the previous experiences, but need to innovate new policies with new emphasis on public policy processes. Some of the municipalities have been really active to take initiatives in different fields in differing scale and scopes, while some of them chose to be passive by doing nothing. At the end, municipalities displayed various approaches stemming from political, economic, socio-cultural and legal matters vis-à-vis Syrian immigrants in particular, foreign immigrants in general. This study intends to deal with the problems of the municipalities in providing services and eventually make suggestions in solving them in due process. For this goal, the notion of immigration with special reference to local people and the governments are examined through deployment of primary and secondary sources. Keywords: Municipality, Immigration, Immigration Law, Syrian Immigrants.
ÖZET:
Sivil toplumla ilgili literatür çoğu zaman farklı kuramsal tartışmalara yer vermekte, sahada çalışma yürüten kuruluşların performansları çoğu zaman ikinci plana itilmektedir. Bu kuruluşların sivil toplum olma konusundaki yeterlilikleri, örgütlenmeleri ve kapasitelerinin dışarıdan bakanların gözüyle ele alınması bir aşama olarak değerlendirilmektedir. Ancak bunun kadar önemli bir husus ise bu kuruluşların gerçekten gönüllülük, gerçekten özgürlük bağlamındaki konumlarını Sivil toplum gözüyle, yani öz-değerlendirmeleri özerinden analiz edilmesidir. Bu, bir anlamda algı değerlendirmesi anlamına gelmektedir. Algı analizi çalışması, sivil toplum kuruluşları mensuplarının kamusal faaliyetlerinde performans algı yaklaşımlarını değerlendirebilmek sivil toplum kuruluşlarının niteliğini ve etkinliğini de tartışmamıza yardımcı olabilecektir. Bu öncelikler ve hedefler çerçevesinde çalışmamızda Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu bünyesinde yer alan sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin yaklaşımları esas alınacaktır. Bu bağlamda yürütülmüş olan anket çalışması ve bulguları değerlendirilmekte, bu kuruluşların genel sorunlarının yanında Konya STK örneği üzerinden sivil toplumun sorunları üzerine değerlendirme imkânı ortaya çıkabilecektir.
Anahtar sözcükler: sivil toplum kuruluşları, politika süreci, performans algısı, Konya STK’ları, sivil toplum algısı.
ABSTRACT:
The literature relating to civil society in general terms deals with differing theoretical dimensions, rather than examining performances of these institutions which are assigned to prove services in the field. Yet, it can be regarded as an important milestone in advancing the civil society to carry out research vis-à-vis its civil character, organisation and capacity. However, the point which is as important as this to analyse their voluntary character and the autonomies they enjoy in the terms of self-evaluation reports created by the civil society. This is an evaluation of images in one aspect. This image analysis work poses a real support to evaluate the performance images of members of civil society in providing public services. Our paper intends to focus on the methods and means of the civil society acting under the umbrella of Konya NGOs Platform related to the priorities and goals. In this vein, the paper evaluates the surveys conducted with these institutions and the data collected from the source. Therefore, problems of the civil society in Konya as well as in Turkeyare dealt with the intention of providing solutions in the field.
Keywords: civil society institutions, policy process, policy image, Konya NGOs, civil society image.
ÖZ
Türkiye’de dezavantajlı toplumsal gruplara ya da bireylere yönelik eğitim politikalarının etkin ve etkili bir şekilde uygulanabilmesi için çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalarda ilgili sorun alanlarında farklı aktörler arasında işbirliği çabaları geliştirilmektedir. Ancak otizmli ve engelli çocukların eğitim süreçlerine yönelik kurumsal ve yönetsel politika tercihleri konusunda arzu edilen düzeylere ulaşılamadığı görülmektedir. Bununla birlikte Türkiye’de yaklaşık 550 bin otizmli birey yaşadığı belirtilmektedir. 0-14 yaş arası otizmli çocuk sayısı ise 140 bin olarak ifade edilmektedir. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de devlet okullarında yalnızca 2 bini aşkın otizmli çocuk eğitim görmektedir. Bu açıdan özellikle yerel ve ulusal düzeyde otizmli çocuklara yönelik kapsamlı kurumsal pratiklerin yaşama geçirilmesi oldukça önemlidir. Otizmin gün geçtikçe artan oranda görülmesi değerlendirildiğinde, otizmli bireylere yönelik politikalar daha da önem kazanmaktadır.
Esasında otizm alanında ulusal düzeyde çeşitli politikalar benimsenmiş ve bu politikaların yerel düzeyde bazı yansımaları görülse de yerel alanda otizm konusunda istenilen düzeylere erişilememiştir. İşte bu noktada yönetişim anlayışına da uygun bir
şekilde bu alandaki kısmen politikasızlığın da etkisiyle otizmli bireylere yönelik politikalar konusunda Konya’da Selçuklu Belediyesi bir yerel yönetim birimi olarak öncü bir rol oynamıştır. Buna mukabil süreç içerisinde farklı aktörlerin de dahil edildiği otizmli
bireylerin eğitimi ve rehabilite edilerek topluma kazandırılmasında bir model oluşturan Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı (SOBE) bu hususta önemli bir katkı sunmuştur. Bu anlayış, esasında ulusal düzeyde ilgili bakanlıkların temel eksikliği ya da
sorununu da ifade etmektedir. Türkiye, gönüllü çaba ve çalışmaların verdiği başarıları iyi değerlendirmek ve desteklemek konusunda bu alandaki politikalarını tekrar gözden geçirmelidir.
Bu çalışmanın amacı Türkiye’de otizmli bireylere yönelik olarak üniversiteler ve belediyeler arasındaki işbirliği çabalarının kurumsal düzeyde ulaştığı boyutlara dikkat çekmektir. Bu bağlamda Konya’da Selçuklu Belediyesi öncülüğünde kurulan Selçuklu
Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı (SOBE) ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Otizm Çalışmaları, Araştırma ve Uygulama Merkezi önemli bir işbirliği modeli göstermektedir. Aynı zamanda bu kuruluşlar Türkiye açısından örneği az bulunan bir işbirliği modeli de
sunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Otizm, Eğitim politikası, Üniversite, Yerel yönetim, Yönetişim, SOBE.
Coordination between Universities and Local Administrations for
the Education Policies on Individuals with Autism in Turkey
ABSTRACT
Various studies are being carried out in order to ensure effective and effective implementation of educational policies for disadvantaged social groups or individuals in Turkey. In these studies, cooperation efforts are being developed between different
actors in there levant problem areas. However, it is observed that the desired levels of institutional and administrative policy preferences for the education processes of children with autism and disabled cannot be reached. Despite that, it is stated that
approximately 550 thousand individuals autism live in Turkey. The number of children with autism between 0-14 years is 140 thousand. Although, according to the Ministry of National Education data, only more than 2,000 children with autism are educated in state schools in Turkey. In this respect, it is very important to implement omprehensive institutional practices for children with autism at local and national levels. Considering the increasing rate of autism, Policies towards individuals with autism gain more importance.
In fact, various policies at the national level have been adopted in the field of autism, and some of the reflections of these policies at the local level have not been attained. At this point, in accordance with the understanding of governance, partly due to
the non-policy effect in this area, the understanding of the policies directed towards individuals with autism as a local administration unit of the Seljuk Municipality in Konya. For his purpose Seljuk Autism Education Foundation (SOBE) which was established with the aim of becoming a model for education and rehabilitation of individuals with autism, has made an important contribution at this point.; It also refers to the basic lack or problem. Turkey, volunteer efforts and accomplishments that give
beter evaluate the work and should reconsider their policies in this area in support.
The aim of this study is to draw attention to the extent that cooperation efforts between universities and municipalities have reached at the institutional level for individuals with autism in Turkey. At the same time, these organizations also offer a model of cooperation that has little precedent for Turkey.
Keywords: Autism, Education policy, University, Local government, Governance, SOBE
Abstract
The aim of this study is to analyze the governance and implementation dimension of immigration policy in Turkey by taking into account the interaction among government organizations and civil society actors in the implementation of policy decisions. In this study, semi-structured interviews were conducted in Hatay, Gaziantep, Kilis, and Istanbul to determine the implementation problems of migration policies for Syrian asylum-seekers in Turkey. Within the scope of the fieldwork, we have interviewed approximately a hundred actors who are from government institutions and organizations, municipalities, representatives of local, national and international non-governmental organizations and foreign organizations. The main goal of this study is to examine the migration management efforts in Turkey within the framework of a multi-level governance approach.
Keywords: Migration Policies, Syrian Asylum-Seekers, Migration Governance, Multi-Level Governance, Cooperation Network.
E-Participation And Promoting Youth Participation
Abstract
Since the 1990s, the importance of participation has increased at well as the number of participation channels which has started to increase. Thus, the promotion and support of participation has become a priority issue. Especially the participation of the groups which are expressed as disadvantaged due to social, economic and political conditions, has gained an extra importance in this context. Young people who are accepted by the United Nations as disadvantaged groups also have a special place in participation. Increasing the participation of young people, since therefore getting them involved in the society and in the decision-making process, has emerged as one of the basic needs in the context of supporting civic participation. In this study, the extent to which the participation of young people can be increased through e-participation activities will be discussed. The primary goal is to establish some valid and effective ways to increase youth participation. In order to achieve this goal, the importance of young people in terms of civil and political participation will be emphasized first. This will then be followed by a discussion of examples of how electronic participation and different dimensions of it can be of benefit to young people's participation.
Finally, the application proposals that can be put forward to increase the participation of young people will be listed and the necessary conditions for the passage of these suggestions will be mentioned. The ultimate goal of this study is putting forward concrete projects which can be implemented by means of e-participation tools to increase the participation of young people in Turkey. Particularly because of the disconnection, indifference, lack of self-esteem, and many other similar factors observed in young people who have been raised in recent years, it is necessary to encourage them to participate for realizing themselves. It is also useful to increase the level of interest in the related issues in order to encourage the youth. In this context, an environment in which young people actively use and they can freely express their opinions, wishes, and complaints should be preferred. At this point, participation channels developed through information and communication technologies, is e-participation channels, are in place. Indeed, when a classification is made according to age groups, both in Turkey and in all over the world, it has been determined that most of the people using the internet are in high school and college-age youth.It is also clear that the Internet is the most effective channel for promoting the participation of young people who use the Internet for socializing, spending time, having fun, communicating, and studying.
Key Words: Youth, Participation, E-Participation, Disadvantaged Groups
ÖZ Esasında bu çalışma, Türkiye'de-yerel düzeyde-sivil toplum çatı kuruluşları üzerinden bir durum analizini ortaya koymaktadır. Bu çalışma Konya gibi bir Anadolu kentinde, kentin siyasal ve toplumsal yapısına daha yakın nitelikli sivil toplum kuruluşlarının bir çatı altında toplanması ve çeşitli politika alanlarına yönelik anlamlı karşılıklar oluşturup oluşturamadıklarının algısal boyutuna vurgu yapmayı içermektedir. Bu açıdan çalışmanın temel sorun alanı bu noktadır. Bu bağlamda sivil toplum örgütlerinin kamu politikası alanlarında demokratik etkinlik gösterebilmesi, özünde katılımcı ve hesap-verebilir nitelikleri ile öne çıkan bir demokratik sivil toplum anlayışının pekişmesi ile gerçekleşebileceği, bu araştırmanın bir önermesidir. Çalışma sırasında Konya STK Platformu'nun 108 ana kuruluşunun 105'inin katıldığı ve katılımcılardan 98'inin yanıt vermeye çalıştığı mülakat formlarından 83'ü, nitel ve nicel veri analizleri çerçevesinde değerlendirilebilir yanıt formları kategorisinde belirlenmiştir. Anketlerin nicel çıktılarında Konya STK Platformu üyelerinin algısal açıdan sivil toplum kuruluşlarının performans düzeylerinin olumsuz olduğunu düşündüklerini, kamu politikası alanlarında etkinlik güçlerinin yetersiz olduğunu ve sivil toplum ile kamu kurumları arasındaki ilişkilerin, geçerli anket formlarındaki çoğunluk tarafından olumlu görülemediğini ortaya koymaktadır. Ayrıca sivil toplum kuruluşlarının gençlerin etkin katılımını sağlayabilmeleri gerektiği, STK'lar ile kamu kurumları arasındaki yönetişim ilişkisinin yasal zemininin güçlendirilmesi ve özgür tartışma platformlarının oluşturulması görüşleri belirmiştir. Kamu politikalarının karar almadan uygulama süreçlerine kadar demokratik bir nitelik kazanabilmesi öncelikli olarak, devlet dışı aktörlerin demokratik niteliklere haiz olmasını gerektirmektedir. Bu çalışma ile yerel düzeyde bir sivil toplum çatı örgütlenmesi üzerinden çeşitli alanlardaki genel kamu politikaları üzerinde demokratiklik düzeyinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, STK'ların katılımcı demokrasiye uygun faaliyetler oluşturabilmesi ile yakından bağlantılı olarak değerlendirilmektedir. Ancak yerel bazda gerçekleştirilen bu çalışmada STK'ların kamu politikaları alanında demokratik katkı sunabilmelerinden önce STK'ların demokratikleşmesi gerektiği sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
Yaratıcı kent, yeni ve dikkat çekici bir kavram olarak son zamanların popüler konularından biri haline gelmiş ve endüstri kentleri, marka kentler, inovatif/yenilikçi kentler vb. kavramlarla birlikte anılmaya başlamıştır. Yaratıcı kent, özünde kentlerin kendine özgü kültürel kodlarının korunarak yerel düzeyden küresel düzeye yeni bir kent algısını ortaya çıkarma girişimidir. Bu kent algısı, dijitalleşme ve küreselleşmenin kentler üzerindeki karmaşıklaşan etki alanı açısından yeni düşünsel proje ve ağlara alan açma eğilimini güçlendirmektedir. Yaratıcı kent, aynı zamanda üyelerine turizmden üretime birçok alanda ekonomik fırsatlar sunmayı vadetmekte; yenilikçi proje ve uygulamaların hayata geçirilmesi ile kentlerin kalkınmacı bir anlayışla kendilerini gerçekleştirebilmelerine olanak sağlamaktadır.
Günümüzde yerel yönetimler, kentsel ihtiyaçların çeşitlenmesi, dijitalleşme, alternatif pazarlama ve üretim alanlarının yeni anlamlar kazanması ile yenilikçi fikirlere de ihtiyaç duymaya başlamışlardır. Kentlerinin özellikle bir marka değere sahip olması, turizm adresi haline gelmesi, yerel kalkınmaya katkı sağlanması, yerelden küresele uzanan bir tanıtım ağı ile çeşitli kazanımlar elde edilmesi gibi hedefleri kapsamında kimi yerel yönetimler, alternatif girişimler için adım atmaktadırlar. İşte bu sürecin özellikle küreselleşme dinamiklerinin bir parçası olarak yazar Charles Landry'nin 1978 yılında kentlerin büyük küresel sorunlar karşısında kendi kültürel değerleri üzerinden kalkınmalarını yeniden düşünmeyi amaçlayan "Comedia" adlı düşünce kuruluşunu oluşturması ve 1986 yılında yaratıcı kentler (the Creative Cities) kavramını ortaya atması yeni ve dayanışmacı bir kentsel anlayışa zemin hazırlamıştır. Bu bağlam, 2004 yılında resmen ve fiilen UNESCO’nun öncülüğünde oluşturulan Yaratıcı Kentler Ağı Programı ile yeni bir sürecin ilk adımı olmuştur. Bu bölümde, yaratıcı kent kavramının temel konuları, hedefleri, yaratıcı kent kategorileri çerçevesinde dünya kentlerinin ve özelde Türkiye kentlerinin deneyim ve uygulamaları ortaya konulmaya ve yaratıcı kent yaklaşımlarının kentlere olası katkıları ve potansiyelleri tartışılmaya çalışılacaktır.
Organik ve dinamik bir yapıya sahip olduğu genel kabul gören kamu yönetiminin belirli dönemlerde kendini yenileme ihtiyacının doğduğu ifade edilebilir. Bu bağlamda yönetsel, siyasal, ekonomik ve toplumsal boyutları olan kalkınma planları çeşitli hedef ve stratejilerden oluşmakta ve belli periyotlar içerisinde yaşama geçirilmesi hedeflenen yol ve yöntemleri ortaya koymaya çalışmaktadır. Bu açıdan kalkınma planları hükümetlerin kamu politikalarını daha rasyonel gerçekleştirebilmelerinde ve kamu yönetiminin daha etkin ve sistematik işletilebilmesinde önemli görevler üstlenebilmektedir. Ayrıca bu planlar çerçevesinde yönetsel yapı da yeni bir görünüm kazanabilmektedir.
Bu çalışmada Türkiye'de sistematik ve dönemsel planlama sürecinde kamu yönetiminde kurumsal dinamiklerin düzenlenmesi ve dönüşmesine yönelik konuların ortaya konulması açısından 1960 öncesi dönemdeki planlamaya ilişkin önemli gelişmeler dikkate alınarak 1963 yılından itibaren hazırlanan ulusal kalkınma planları öne çıkarılmıştır. Devlet Planlama Teşkilatı uhdesinde beş yıllık kalkınma planları olarak başlayan bu planlama dönemlerindeki kamu yönetimini ilgilendiren işlevsel ve yapısal unsurların ortaya konulması adına 1963-2023 yılları arasında on bir kalkınma planı nitel araştırma yöntemlerinden birisi olan belge/doküman incelemesi ve analizi tekniği kullanılarak bu çalışmanın hazırlanması hedeflenmiştir.
It can be stated that the public administration needs to renew itself in certain periods, which is generally accepted as having an organic and dynamic structure. In this context, development plans with administrative, political, economic and social dimensions are composed of various objectives and strategies. It tries to put forward the ways and methods that are targeted to be implemented in certain periods. In this respect, development plans can play an important role in making governments more rational in their public policies and in making public administration more effective and systematic. In addition, within the framework of these plans, the administrative structure can gain a new appearance. In this study has been featured in national development plans and systematic regulation of public administration institutional dynamics in periodic planning process and to determine the issues for the transformation considering the important developments related to the planning of the pre-1960 in terms of the period made since 1963 in Turkey. Under the auspices of the State Planning Organization was prioritized the introduction of functional and structural elements of public administration in these planning periods, which began as
ABSTRACT
As a consequence of historical ties and neighbourhood relations with Syria, after the start of the civil war in 2011 in the country, the government’s ‘open door’ policy has facilitated the flow of millions of immigrants to Turkey. In hosting around four million Syrian immigrants, that accounts about 5 % of the entire population; Turkey has been struggling to meet the basic physiologic needs of this group and therefore making policies in this regard. Some of the policies involve political actors, whereas some others require the active support of the bureaucratic mechanisms. Besides, in this quite contentious period, especially during the multi-level crisis times, multi-level and multi-actor contribution approaches have to be developed by the system.Municipalities which have been within the realms of this study and deemed as the major local government unit in the country, have learnt from the previous experiences, but need to innovate new policies with new emphasis on public policy processes. Some of the municipalities have been really active to take initiatives in different fields in differing scale and scopes, while some of them chose to be passive by doing nothing. At the end, municipalities displayed various approaches stemming from political, economic, socio-cultural and legal matters vis-à-vis Syrian immigrants in particular, foreign immigrants in general. This study intends to deal with the problems of the municipalities in providing services and eventually make suggestions in solving them in due process. For this goal, the notion of immigration with special reference to local people and the governments are examined through deployment of primary and secondary sources. Keywords: Municipality, Immigration, Immigration Law, Syrian Immigrants.
ÖZET:
Sivil toplumla ilgili literatür çoğu zaman farklı kuramsal tartışmalara yer vermekte, sahada çalışma yürüten kuruluşların performansları çoğu zaman ikinci plana itilmektedir. Bu kuruluşların sivil toplum olma konusundaki yeterlilikleri, örgütlenmeleri ve kapasitelerinin dışarıdan bakanların gözüyle ele alınması bir aşama olarak değerlendirilmektedir. Ancak bunun kadar önemli bir husus ise bu kuruluşların gerçekten gönüllülük, gerçekten özgürlük bağlamındaki konumlarını Sivil toplum gözüyle, yani öz-değerlendirmeleri özerinden analiz edilmesidir. Bu, bir anlamda algı değerlendirmesi anlamına gelmektedir. Algı analizi çalışması, sivil toplum kuruluşları mensuplarının kamusal faaliyetlerinde performans algı yaklaşımlarını değerlendirebilmek sivil toplum kuruluşlarının niteliğini ve etkinliğini de tartışmamıza yardımcı olabilecektir. Bu öncelikler ve hedefler çerçevesinde çalışmamızda Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu bünyesinde yer alan sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin yaklaşımları esas alınacaktır. Bu bağlamda yürütülmüş olan anket çalışması ve bulguları değerlendirilmekte, bu kuruluşların genel sorunlarının yanında Konya STK örneği üzerinden sivil toplumun sorunları üzerine değerlendirme imkânı ortaya çıkabilecektir.
Anahtar sözcükler: sivil toplum kuruluşları, politika süreci, performans algısı, Konya STK’ları, sivil toplum algısı.
ABSTRACT:
The literature relating to civil society in general terms deals with differing theoretical dimensions, rather than examining performances of these institutions which are assigned to prove services in the field. Yet, it can be regarded as an important milestone in advancing the civil society to carry out research vis-à-vis its civil character, organisation and capacity. However, the point which is as important as this to analyse their voluntary character and the autonomies they enjoy in the terms of self-evaluation reports created by the civil society. This is an evaluation of images in one aspect. This image analysis work poses a real support to evaluate the performance images of members of civil society in providing public services. Our paper intends to focus on the methods and means of the civil society acting under the umbrella of Konya NGOs Platform related to the priorities and goals. In this vein, the paper evaluates the surveys conducted with these institutions and the data collected from the source. Therefore, problems of the civil society in Konya as well as in Turkeyare dealt with the intention of providing solutions in the field.
Keywords: civil society institutions, policy process, policy image, Konya NGOs, civil society image.
ÖZ
Türkiye’de dezavantajlı toplumsal gruplara ya da bireylere yönelik eğitim politikalarının etkin ve etkili bir şekilde uygulanabilmesi için çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalarda ilgili sorun alanlarında farklı aktörler arasında işbirliği çabaları geliştirilmektedir. Ancak otizmli ve engelli çocukların eğitim süreçlerine yönelik kurumsal ve yönetsel politika tercihleri konusunda arzu edilen düzeylere ulaşılamadığı görülmektedir. Bununla birlikte Türkiye’de yaklaşık 550 bin otizmli birey yaşadığı belirtilmektedir. 0-14 yaş arası otizmli çocuk sayısı ise 140 bin olarak ifade edilmektedir. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de devlet okullarında yalnızca 2 bini aşkın otizmli çocuk eğitim görmektedir. Bu açıdan özellikle yerel ve ulusal düzeyde otizmli çocuklara yönelik kapsamlı kurumsal pratiklerin yaşama geçirilmesi oldukça önemlidir. Otizmin gün geçtikçe artan oranda görülmesi değerlendirildiğinde, otizmli bireylere yönelik politikalar daha da önem kazanmaktadır.
Esasında otizm alanında ulusal düzeyde çeşitli politikalar benimsenmiş ve bu politikaların yerel düzeyde bazı yansımaları görülse de yerel alanda otizm konusunda istenilen düzeylere erişilememiştir. İşte bu noktada yönetişim anlayışına da uygun bir
şekilde bu alandaki kısmen politikasızlığın da etkisiyle otizmli bireylere yönelik politikalar konusunda Konya’da Selçuklu Belediyesi bir yerel yönetim birimi olarak öncü bir rol oynamıştır. Buna mukabil süreç içerisinde farklı aktörlerin de dahil edildiği otizmli
bireylerin eğitimi ve rehabilite edilerek topluma kazandırılmasında bir model oluşturan Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı (SOBE) bu hususta önemli bir katkı sunmuştur. Bu anlayış, esasında ulusal düzeyde ilgili bakanlıkların temel eksikliği ya da
sorununu da ifade etmektedir. Türkiye, gönüllü çaba ve çalışmaların verdiği başarıları iyi değerlendirmek ve desteklemek konusunda bu alandaki politikalarını tekrar gözden geçirmelidir.
Bu çalışmanın amacı Türkiye’de otizmli bireylere yönelik olarak üniversiteler ve belediyeler arasındaki işbirliği çabalarının kurumsal düzeyde ulaştığı boyutlara dikkat çekmektir. Bu bağlamda Konya’da Selçuklu Belediyesi öncülüğünde kurulan Selçuklu
Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı (SOBE) ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Otizm Çalışmaları, Araştırma ve Uygulama Merkezi önemli bir işbirliği modeli göstermektedir. Aynı zamanda bu kuruluşlar Türkiye açısından örneği az bulunan bir işbirliği modeli de
sunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Otizm, Eğitim politikası, Üniversite, Yerel yönetim, Yönetişim, SOBE.
Coordination between Universities and Local Administrations for
the Education Policies on Individuals with Autism in Turkey
ABSTRACT
Various studies are being carried out in order to ensure effective and effective implementation of educational policies for disadvantaged social groups or individuals in Turkey. In these studies, cooperation efforts are being developed between different
actors in there levant problem areas. However, it is observed that the desired levels of institutional and administrative policy preferences for the education processes of children with autism and disabled cannot be reached. Despite that, it is stated that
approximately 550 thousand individuals autism live in Turkey. The number of children with autism between 0-14 years is 140 thousand. Although, according to the Ministry of National Education data, only more than 2,000 children with autism are educated in state schools in Turkey. In this respect, it is very important to implement omprehensive institutional practices for children with autism at local and national levels. Considering the increasing rate of autism, Policies towards individuals with autism gain more importance.
In fact, various policies at the national level have been adopted in the field of autism, and some of the reflections of these policies at the local level have not been attained. At this point, in accordance with the understanding of governance, partly due to
the non-policy effect in this area, the understanding of the policies directed towards individuals with autism as a local administration unit of the Seljuk Municipality in Konya. For his purpose Seljuk Autism Education Foundation (SOBE) which was established with the aim of becoming a model for education and rehabilitation of individuals with autism, has made an important contribution at this point.; It also refers to the basic lack or problem. Turkey, volunteer efforts and accomplishments that give
beter evaluate the work and should reconsider their policies in this area in support.
The aim of this study is to draw attention to the extent that cooperation efforts between universities and municipalities have reached at the institutional level for individuals with autism in Turkey. At the same time, these organizations also offer a model of cooperation that has little precedent for Turkey.
Keywords: Autism, Education policy, University, Local government, Governance, SOBE
Abstract
The aim of this study is to analyze the governance and implementation dimension of immigration policy in Turkey by taking into account the interaction among government organizations and civil society actors in the implementation of policy decisions. In this study, semi-structured interviews were conducted in Hatay, Gaziantep, Kilis, and Istanbul to determine the implementation problems of migration policies for Syrian asylum-seekers in Turkey. Within the scope of the fieldwork, we have interviewed approximately a hundred actors who are from government institutions and organizations, municipalities, representatives of local, national and international non-governmental organizations and foreign organizations. The main goal of this study is to examine the migration management efforts in Turkey within the framework of a multi-level governance approach.
Keywords: Migration Policies, Syrian Asylum-Seekers, Migration Governance, Multi-Level Governance, Cooperation Network.