Books by pınar özlem aytaçlar
The Lives of Ancient Villages by Peter Thonemann, 2024

Kitap hakkında
168 s, s/b resimler, Türkçe.
“Bu yeni -aslında çok eski- inançlarda, insan... more Kitap hakkında
168 s, s/b resimler, Türkçe.
“Bu yeni -aslında çok eski- inançlarda, insanlara çekici gelen pek çok özellik mevcuttu. Ruhun kurtuluşu umudunu müjdeleme, kimi durumlarda arınmış bir seçkin sınıfına üye olabilmek için egzotik törenler, evrensel düzeni ve bireyin evrendeki yerini tanımlayan allegorik söylencelerle süslüydüler. En önemlisi de, yaşamını toprağa ve yetiştirdiği çiftlik hayvanlarına bağlamış, gelir ve kültür seviyesi şehirde yaşayanlara oranla düşük olan kırsal kesim insanının istek ve umutlarına cevap veren tanrıları kapsamalarıydı. Yunan ve Romalıların eski tanrıları bu sorunların hiçbiriyle ilgilenmiyordu. Artık insanlar tanrıların birbirleriyle değil, kendileriyle olan ilişkileriyle ilgiliydiler. İlk bakışta akılcılığa doğru giden bir eğilim izlenimi veren bu değişim aslında güçlü bir kadercilik anlayışı ve boş inançlarla dolu bir dönemin sinyallerini vermekteydi. Öyle ki, Roma döneminde büyülerin, bedduaların, lanetlemelerin sayısı artmış, tanrıların kulları üzerindeki gücü, onların tek ve mutlak hükümdarı olmaya kadar varmıştı. Onlar Yunan tanrıları gibi uzak ve ulaşılmaz olmaktan çıkmışlardı ancak sosyal hayata getirdikleri kısıtlamalar da o denli çoğalmıştı.”
İsa sonrası 1. ve 3. yüzyıllar arasında, Batı Anadolu’nun kuzeydoğu Lydia ve Phrygia bölgelerinde rastlanan itiraf yazıtları, dönemin kırsal kesim insanının inançlarına ve günlük yaşamlarına ilişkin çarpıcı bilgiler veren metinlerdir. Kendi geleneksel tanrılarının kimliklerini, Zeus, Apollon gibi Yunan tanrılarına adapte ederek bu tanrılara tapınmış olan halkın bu ‘yüce güç’ karşısındaki çaresizliği, yitirdikleri sağlıklarını ararken, haksız yere suçlandıklarında adalet isterken ya da tek varlıkları olan çiftlik hayvanlarını kaybettiklerinde, tüm bunların ancak işledikleri bir günahtan kaynaklanmış olabileceğine inanmaları ve affedilmek için tanrılara yakarmalarında gizlidir.
Bu kitap, kefaret yazıtlarından yola çıkarak, Roma dönemi’nde Lydia ve Phrygia kırsalındaki dinsel yapıyı ele almaktadır. Kitabın sonunda bugüne dek ele geçmiş olan tüm kefaret metinlerinin biraraya toplandığı ve Türkçe çevirilerinin sunulduğu bir katalog eklenmiştir.

Kitap hakkında
Antik dönem felsefesi dendiğinde, birçok kişinin aklına ilk gelen Platon, Sok... more Kitap hakkında
Antik dönem felsefesi dendiğinde, birçok kişinin aklına ilk gelen Platon, Sokrates gibi filozoflar ve onların öğretileridir. Yaşadığımız topraklarda doğmuş olan ilk filozoflar ya da Klasik dönem Atinası’nın sofistleri her zaman için merak konusu olmuştur. Ancak, daha geç dönemlerin “Entelektüel Dünyası”, çokları için bir muammadır.
Bu kitapta, İsa sonrası 2. ve 3. yüzyıllara damgasını vurmuş bir akım olan “İkinci Sofistik” dönemi ve bu dönemin kahramanları olarak sofist, hatip, filozof ve hekimler, onları zikreden Grekçe yazıtlar ve diğer yazılı antik kaynaklardan yola çıkılarak, toplum içerisindeki konumları, eğitimleri, ekonomik durumları, birbirleriyle ilişkileri, mesleki hiyerarşileri, görev ve işlevleri açısından mercek altına alınmaktadır. Kitabın sonuna, Batı Anadolu’da bulunmuş, sofist, hatip, filozof ve hekimleri zikreden Grekçe yazıtlar ve bunların Türkçe çevirilerinden oluşan geniş bir katalog eklenmiştir.
240 s, karton kapak, Türkçe.
Papers by pınar özlem aytaçlar

Adalya 27, 2024
This article analyses 33 grave inscriptions found during the 2021 and 2022 excavation seasons in ... more This article analyses 33 grave inscriptions found during the 2021 and 2022 excavation seasons in the ancient city of Aizanoi. Most of the monuments presented here are doorstones and separate gables, along with a few bomoi, stelae, and a marble block, all dating back to the Roman Imperial period.These inscriptions are particularly noteworthy for the personal names they contain. When it comes to the second century AD, the citizens of Aizanoi were Hellenized to a large extent. The onomastic data that we get from the funerary inscriptions of the city confirm this too. Most of the inscriptions presented here include Greek names scarcely found in upland inner Anatolia. Masculine names like Thelymithres, Melankomas, Philostratos, or Aischines took the place of indigenous names. The indigenous names of daughters and wives like Tatiane, Aphia, Apphias, Appes, Ammia, or Babeis show that most of these men with Greek names were not Greek ethnically but Hellenized locals. Similarly, as a part of the fashion of the period, Homeric names like Menelaos and Troilos, and the names of the heroic, glorious Greek past like Solon and Alexandros are frequently attested in the inscriptions.
Arkeoduvar 20 Eylül/2024, 2024
Gephyra, cilt 27, 2024
This study focuses on five gladiator monuments found in Thyateira, in the northeastern part of Ly... more This study focuses on five gladiator monuments found in Thyateira, in the northeastern part of Lydia. The monuments are identical in both style and size and are similar. 1 All of them are altars of marble, with the depiction of a single gladiator advancing to the right on a raised plinth. The monuments form a group together with the five gladiator monuments previously found in Thyateira 2 and provide us with information about the importance and content of the gladiatorial fights in the city.
Arkeoduvar sayı:18 Mart, 2024
ArkeoDuvar 15 Temmuz-Ağustos 2023, 2023

GEPHYRA , 2023
This article discusses four honouring inscriptions found in the ancient city of Aizanoi during th... more This article discusses four honouring inscriptions found in the ancient city of Aizanoi during the 2021 and 2022 excavation seasons. Except for inscription 2, all of them are quadrangular bomostype statue bases and date to the Roman Imperial period. Inscription No. 1 belongs to Lucius Claudius Lepidus, lifelong high priest of Emperor Commodus, high priest of Asia, and neochoros of the temples in Smyrna. It dates to the 3 rd quarter of the 2 nd century AD. Lepidus was honoured at Aizanoi with a series of statue basis as stephanephoros and agonothetes. These were known to have been erected by the phyle of Heracleas and Hadriane. With this new inscription, the phyle of Asclepias has been added to the phylai of Aizanoi honouring Lepidus. The phyle of Asclepias was the phyle whose name was first encountered during the excavations in the theatre in 2020. Inscription number 2 is the honouring of (-)nios, who served as chreophylakes, by the Assembly and the People. The office of chreophylakia was one of the most prominent offices in Aizanoi and is found in inscriptions honouring the elite citizens of the city. Inscriptions 3 and 4 are bomostype statue bases and are contemporary. Both inscriptions belong to persons honoured by ἡ πατρίς. Inscription 3 honours Philiskos, an ephebos. Inscription 4 belongs to stephanephoros Neikostratos, honoured by his homeland.
Arkeo Duvar, sayı 13, Mart-Nisan 2023
I Kucukasya Tarihi ve Epigrafyasi Sempozyumu , 2020
ArkeoDuvar sayı 9, Temmuz Ağustos 2022
ArkeoDuvar sayı 8, Mayıs-Haziran, 2022
ArkeoDuvar 7, Nisan-Mayıs 2022, 2022
Arkeoduvar sayı 6, Ocak-Şubat 2022
Arkeo Duvar sayı 4. Eylül-Ekim 2021
Arkeo Duvar sayı 5. Kasım-Aralık 2021
ArkeoDuvar Sayı 3, Temmuz-Ağustos 2021
ArkeoDuvar Sayı 2, Mayıs-Haziran 2021
Uploads
Books by pınar özlem aytaçlar
168 s, s/b resimler, Türkçe.
“Bu yeni -aslında çok eski- inançlarda, insanlara çekici gelen pek çok özellik mevcuttu. Ruhun kurtuluşu umudunu müjdeleme, kimi durumlarda arınmış bir seçkin sınıfına üye olabilmek için egzotik törenler, evrensel düzeni ve bireyin evrendeki yerini tanımlayan allegorik söylencelerle süslüydüler. En önemlisi de, yaşamını toprağa ve yetiştirdiği çiftlik hayvanlarına bağlamış, gelir ve kültür seviyesi şehirde yaşayanlara oranla düşük olan kırsal kesim insanının istek ve umutlarına cevap veren tanrıları kapsamalarıydı. Yunan ve Romalıların eski tanrıları bu sorunların hiçbiriyle ilgilenmiyordu. Artık insanlar tanrıların birbirleriyle değil, kendileriyle olan ilişkileriyle ilgiliydiler. İlk bakışta akılcılığa doğru giden bir eğilim izlenimi veren bu değişim aslında güçlü bir kadercilik anlayışı ve boş inançlarla dolu bir dönemin sinyallerini vermekteydi. Öyle ki, Roma döneminde büyülerin, bedduaların, lanetlemelerin sayısı artmış, tanrıların kulları üzerindeki gücü, onların tek ve mutlak hükümdarı olmaya kadar varmıştı. Onlar Yunan tanrıları gibi uzak ve ulaşılmaz olmaktan çıkmışlardı ancak sosyal hayata getirdikleri kısıtlamalar da o denli çoğalmıştı.”
İsa sonrası 1. ve 3. yüzyıllar arasında, Batı Anadolu’nun kuzeydoğu Lydia ve Phrygia bölgelerinde rastlanan itiraf yazıtları, dönemin kırsal kesim insanının inançlarına ve günlük yaşamlarına ilişkin çarpıcı bilgiler veren metinlerdir. Kendi geleneksel tanrılarının kimliklerini, Zeus, Apollon gibi Yunan tanrılarına adapte ederek bu tanrılara tapınmış olan halkın bu ‘yüce güç’ karşısındaki çaresizliği, yitirdikleri sağlıklarını ararken, haksız yere suçlandıklarında adalet isterken ya da tek varlıkları olan çiftlik hayvanlarını kaybettiklerinde, tüm bunların ancak işledikleri bir günahtan kaynaklanmış olabileceğine inanmaları ve affedilmek için tanrılara yakarmalarında gizlidir.
Bu kitap, kefaret yazıtlarından yola çıkarak, Roma dönemi’nde Lydia ve Phrygia kırsalındaki dinsel yapıyı ele almaktadır. Kitabın sonunda bugüne dek ele geçmiş olan tüm kefaret metinlerinin biraraya toplandığı ve Türkçe çevirilerinin sunulduğu bir katalog eklenmiştir.
Antik dönem felsefesi dendiğinde, birçok kişinin aklına ilk gelen Platon, Sokrates gibi filozoflar ve onların öğretileridir. Yaşadığımız topraklarda doğmuş olan ilk filozoflar ya da Klasik dönem Atinası’nın sofistleri her zaman için merak konusu olmuştur. Ancak, daha geç dönemlerin “Entelektüel Dünyası”, çokları için bir muammadır.
Bu kitapta, İsa sonrası 2. ve 3. yüzyıllara damgasını vurmuş bir akım olan “İkinci Sofistik” dönemi ve bu dönemin kahramanları olarak sofist, hatip, filozof ve hekimler, onları zikreden Grekçe yazıtlar ve diğer yazılı antik kaynaklardan yola çıkılarak, toplum içerisindeki konumları, eğitimleri, ekonomik durumları, birbirleriyle ilişkileri, mesleki hiyerarşileri, görev ve işlevleri açısından mercek altına alınmaktadır. Kitabın sonuna, Batı Anadolu’da bulunmuş, sofist, hatip, filozof ve hekimleri zikreden Grekçe yazıtlar ve bunların Türkçe çevirilerinden oluşan geniş bir katalog eklenmiştir.
240 s, karton kapak, Türkçe.
Papers by pınar özlem aytaçlar
168 s, s/b resimler, Türkçe.
“Bu yeni -aslında çok eski- inançlarda, insanlara çekici gelen pek çok özellik mevcuttu. Ruhun kurtuluşu umudunu müjdeleme, kimi durumlarda arınmış bir seçkin sınıfına üye olabilmek için egzotik törenler, evrensel düzeni ve bireyin evrendeki yerini tanımlayan allegorik söylencelerle süslüydüler. En önemlisi de, yaşamını toprağa ve yetiştirdiği çiftlik hayvanlarına bağlamış, gelir ve kültür seviyesi şehirde yaşayanlara oranla düşük olan kırsal kesim insanının istek ve umutlarına cevap veren tanrıları kapsamalarıydı. Yunan ve Romalıların eski tanrıları bu sorunların hiçbiriyle ilgilenmiyordu. Artık insanlar tanrıların birbirleriyle değil, kendileriyle olan ilişkileriyle ilgiliydiler. İlk bakışta akılcılığa doğru giden bir eğilim izlenimi veren bu değişim aslında güçlü bir kadercilik anlayışı ve boş inançlarla dolu bir dönemin sinyallerini vermekteydi. Öyle ki, Roma döneminde büyülerin, bedduaların, lanetlemelerin sayısı artmış, tanrıların kulları üzerindeki gücü, onların tek ve mutlak hükümdarı olmaya kadar varmıştı. Onlar Yunan tanrıları gibi uzak ve ulaşılmaz olmaktan çıkmışlardı ancak sosyal hayata getirdikleri kısıtlamalar da o denli çoğalmıştı.”
İsa sonrası 1. ve 3. yüzyıllar arasında, Batı Anadolu’nun kuzeydoğu Lydia ve Phrygia bölgelerinde rastlanan itiraf yazıtları, dönemin kırsal kesim insanının inançlarına ve günlük yaşamlarına ilişkin çarpıcı bilgiler veren metinlerdir. Kendi geleneksel tanrılarının kimliklerini, Zeus, Apollon gibi Yunan tanrılarına adapte ederek bu tanrılara tapınmış olan halkın bu ‘yüce güç’ karşısındaki çaresizliği, yitirdikleri sağlıklarını ararken, haksız yere suçlandıklarında adalet isterken ya da tek varlıkları olan çiftlik hayvanlarını kaybettiklerinde, tüm bunların ancak işledikleri bir günahtan kaynaklanmış olabileceğine inanmaları ve affedilmek için tanrılara yakarmalarında gizlidir.
Bu kitap, kefaret yazıtlarından yola çıkarak, Roma dönemi’nde Lydia ve Phrygia kırsalındaki dinsel yapıyı ele almaktadır. Kitabın sonunda bugüne dek ele geçmiş olan tüm kefaret metinlerinin biraraya toplandığı ve Türkçe çevirilerinin sunulduğu bir katalog eklenmiştir.
Antik dönem felsefesi dendiğinde, birçok kişinin aklına ilk gelen Platon, Sokrates gibi filozoflar ve onların öğretileridir. Yaşadığımız topraklarda doğmuş olan ilk filozoflar ya da Klasik dönem Atinası’nın sofistleri her zaman için merak konusu olmuştur. Ancak, daha geç dönemlerin “Entelektüel Dünyası”, çokları için bir muammadır.
Bu kitapta, İsa sonrası 2. ve 3. yüzyıllara damgasını vurmuş bir akım olan “İkinci Sofistik” dönemi ve bu dönemin kahramanları olarak sofist, hatip, filozof ve hekimler, onları zikreden Grekçe yazıtlar ve diğer yazılı antik kaynaklardan yola çıkılarak, toplum içerisindeki konumları, eğitimleri, ekonomik durumları, birbirleriyle ilişkileri, mesleki hiyerarşileri, görev ve işlevleri açısından mercek altına alınmaktadır. Kitabın sonuna, Batı Anadolu’da bulunmuş, sofist, hatip, filozof ve hekimleri zikreden Grekçe yazıtlar ve bunların Türkçe çevirilerinden oluşan geniş bir katalog eklenmiştir.
240 s, karton kapak, Türkçe.