Papers by Haluk Sağlamtimur

Turkish Journal of Archaeological Science, 2024
TR
Mezarlar arkeolojinin kritik konularından biridir ve ölüm sonrası sürecin bağlamı arkeologlar ... more TR
Mezarlar arkeolojinin kritik konularından biridir ve ölüm sonrası sürecin bağlamı arkeologlar tarafından araştırılan arkeolojik kayıtların önemli bir bölümünü oluşturur. Ancak, insan kalıntılarının bilimsel analizi genellikle kazı sonrasıyla sınırlıdır. Bu da arkeolojik verilerin insan kalıntılarının yorumlanmasına nadiren entegre edildiği anlamına gelir. Bu makalede, kazı sırasında toplanan mekansal verinin insan kalıntılarının yorumlanmasını nasıl etkilediği tartışılmaktadır. Başur Höyük’te (Siirt, Türkiye) bulunan bir toplu mezarda birey düzeyinde toplanan mekansal verilerin ve konum özelliklerinin, mezarın oluşum koşulları ve eylemlerini yeniden yapılandırmak için ne denli önemli olduğunu öne sürüyoruz.
ENG
The excavation of human remains is a critical aspect of archaeology, and mortuary context forms a considerable portion of the archaeological record investigated by archaeologists. However, the scientific analysis of human remains is frequently limited to post-excavation, meaning that archaeological data is rarely integrated into the interpretation of human remains. This paper examines the contribution of anthropological science during excavation using one specific class of data – spatial position – in order to understand how information on location affects the interpretation of human remains in archaeological contexts. Examining the utility of spatial information of human remains excavated from a mass grave at the site of Başur Höyük, near Siirt, Türkiye, we propose that spatial or location data collected at the level of the individual element is necessary to reconstruct the circumstances and actions in respect of the creation and formation of the studied mass grave.
Brepols Publishers eBooks, 2022
Late 7th early 6 millennium BC settlement on the Aegean coast. (Neolithic site, buried under 4 me... more Late 7th early 6 millennium BC settlement on the Aegean coast. (Neolithic site, buried under 4 meters thick alluvial deposits. Paleogeography of a Neolithic settlement on Aegean Coast)
Antiquity, Jun 1, 2018
Human sacrifice has long been associated with the rise of hierarchical centralised societies. Rec... more Human sacrifice has long been associated with the rise of hierarchical centralised societies. Recent excavation of a large cist tomb at third-millennium BC Başur Höyük, in Turkey, shows that state formation in Mesopotamia was accompanied by a fundamental change in the value of human life within local ritual economy. Osteological analysis and study of the grave goods have identified some of the dead as human sacrifices. This was indeed a retainer burial, reflecting the emergence of stratified society at a time of instability and crisis.
The 89th Annual Meeting of the American Association of Physical Anthropologists, Los Angeles, CA, 2020
89th Annual Meeting of the American-Association-of-Physical-Anthropologists (AAPA) -- APR 15-18, ... more 89th Annual Meeting of the American-Association-of-Physical-Anthropologists (AAPA) -- APR 15-18, 2020 -- Los Angeles, CAWOS: 000513288901187[No abstract available]Amer Assoc Phys AnthropologistsBritish Institute at Ankara; Arts and Humanities Funding Council UKThis project has received funding from the British Institute at Ankara and the Arts and Humanities Funding Council UK

This paper presents the compositional results of one stone and six faience beads together with fi... more This paper presents the compositional results of one stone and six faience beads together with five metal pin fragments from Başur Höyük, southeast Türkiye in order to preliminarily evaluate possible source and production regions. Dating to the Early Bronze Age I (ca. 3100–2900 BCE), the samples are part of burial contexts with more than 100,000 beads, hundreds of metal objects, and evidence of human sacrifice. The microstructures of blue and greenish-blue faience beads indicate the application of cementation and efflorescence techniques. The variations in mineral compositions and differences in production techniques of the faience beads indicate Bas ̧ur Ho ̈yük’s access to at least two production centers for faience beads. Pins were made of copper and arsenical copper. Lead isotope analysis on metals indicates possible ties to Iran. Evaluated with further archaeological data from the site, consumption of copper from the Kerman and Sistan regions demonstrate the earliest evidence of the long- distance trade of southeast Anatolia with southeast Iran feasibly via southern Mesopotamian or Diyala region networks. This indicates considerable connectivity and organization in the aftermath of the Uruk collapse and shows both sophisticated technical knowledge and shared aesthetic values between regions.

Belleten
Alaköy Van il merkezinin 28 km. kuzeybatısında, Merkez ilçeye bağlı bir köydür. Bunun 1 km. kuzey... more Alaköy Van il merkezinin 28 km. kuzeybatısında, Merkez ilçeye bağlı bir köydür. Bunun 1 km. kuzeyinde, köylülerce "Garibin Tepe" olarak adlandırılan bir kaleye ait kalıntılar bulunmaktadır. Alaköy-Ağartı (Ayanıs) arasındaki eski dağ yolunun hemen doğusundaki kale, haritalarda "Yumru Tepe" olarak gösterilmiştir. Deniz seviyesinden 1867 m. yüksekte bulunmasına rağmen, yerleşim alanının çevresindeki rakımın 1800-1850 m. civarında olması kalenin alçak bir tepe gibi görünmesine neden olmaktadır. Alaköy'ü Ayanıs'a bağlayan yeni yola 150 m. uzaklıkta olmasına karşın uzun yıllar fark edilmemiştir. Bunun nedeni sur duvarlarının anakaya seviyesine kadar sökülmüş olmasıdır. 1993 yılında yaptığımız bir yüzey araştırmasında, köylülerin "fil heykeli" çıktığını söyledikleri yüzeyi bazalt parçaları ile kaplı yerleşim alanının küçük boyutlu bir Urartu Kalesi olduğu anlaşılmıştır.
Proceedings of the 10th International Congress on the Archaeology of the Ancient Near East, Volume 1

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
Günümüzde kültürel belleğin somut kalıntılarından biri olarak kabul edilen kibrit ve kutusu, teme... more Günümüzde kültürel belleğin somut kalıntılarından biri olarak kabul edilen kibrit ve kutusu, temel tüketim malı olması nedeniyle 2000’lerin başına dek Türkiye’de gündelik yaşamın önemli bir parçası olmuştur. Teknik işlevi yanısıra, kutular üzerinde yer alan grafik öğeler aracılığıyla toplumu bilinçlendirmeyi ve farkındalık yaratmayı amaçlayan sosyal mesajların aktarılması için bir araç olarak kullanılmıştır. Bu çalışmanın amacı, kibrit kutusunun kamu kurum/kuruluşları ve dernek/vakıf gibi kâr amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşları tarafından kullanılan bir kitle iletişim aracı olarak fonksiyonel önemini ortaya koymaktır. Çalışma kapsamında Haluk Sağlamtimur Kibrit Kutusu Koleksiyonun bir kısmını oluşturan sosyal mesaj içerikli örnekler temalarına göre 21 ana başlık altında sınıflandırılmış ve sağlık konulu sosyal mesaj içeren 9 ana başlıkta yer alan 116 örnek içerik analizi ile incelenmiştir. İmal tarihi belli olmayan örneklere, dönemin sosyo politik ortamı değerlendirilerek ve efe...
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 2004
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, May 1, 2018

Archeological research carried out for many years in the Euphrates Region, have proved that the r... more Archeological research carried out for many years in the Euphrates Region, have proved that the region had a very important place in terms of metallurgical activities. The works, which have been continued within the scope of the Ilısu Dam and HEPP Projects over the last twenty years, have shown that the Upper Tigris Region had also an advanced organization in terms of metallurgical activities. Especially at the beginning of the 3rd millennium BC, Arslantepe in the Upper Euphrates Region and Başur Höyük in the Upper Tigris Region are the key settlements for their regions in order to understand the developments’ dynamics because they had some complex funerary customs such as human sacrifice and their extraordinary metalwork represented a difference which had not been seen in any other contemporary settlement. In this paper, we aim to focus on the significance of metal for the local communities by taking in hand the tombs and rich metal objects in burial contexts dated to the beginnings of the 3rd millennium BC revealed at Arslantepe and Başur Höyük located in these two regions rich in terms of raw material.
Uploads
Papers by Haluk Sağlamtimur
Mezarlar arkeolojinin kritik konularından biridir ve ölüm sonrası sürecin bağlamı arkeologlar tarafından araştırılan arkeolojik kayıtların önemli bir bölümünü oluşturur. Ancak, insan kalıntılarının bilimsel analizi genellikle kazı sonrasıyla sınırlıdır. Bu da arkeolojik verilerin insan kalıntılarının yorumlanmasına nadiren entegre edildiği anlamına gelir. Bu makalede, kazı sırasında toplanan mekansal verinin insan kalıntılarının yorumlanmasını nasıl etkilediği tartışılmaktadır. Başur Höyük’te (Siirt, Türkiye) bulunan bir toplu mezarda birey düzeyinde toplanan mekansal verilerin ve konum özelliklerinin, mezarın oluşum koşulları ve eylemlerini yeniden yapılandırmak için ne denli önemli olduğunu öne sürüyoruz.
ENG
The excavation of human remains is a critical aspect of archaeology, and mortuary context forms a considerable portion of the archaeological record investigated by archaeologists. However, the scientific analysis of human remains is frequently limited to post-excavation, meaning that archaeological data is rarely integrated into the interpretation of human remains. This paper examines the contribution of anthropological science during excavation using one specific class of data – spatial position – in order to understand how information on location affects the interpretation of human remains in archaeological contexts. Examining the utility of spatial information of human remains excavated from a mass grave at the site of Başur Höyük, near Siirt, Türkiye, we propose that spatial or location data collected at the level of the individual element is necessary to reconstruct the circumstances and actions in respect of the creation and formation of the studied mass grave.
Mezarlar arkeolojinin kritik konularından biridir ve ölüm sonrası sürecin bağlamı arkeologlar tarafından araştırılan arkeolojik kayıtların önemli bir bölümünü oluşturur. Ancak, insan kalıntılarının bilimsel analizi genellikle kazı sonrasıyla sınırlıdır. Bu da arkeolojik verilerin insan kalıntılarının yorumlanmasına nadiren entegre edildiği anlamına gelir. Bu makalede, kazı sırasında toplanan mekansal verinin insan kalıntılarının yorumlanmasını nasıl etkilediği tartışılmaktadır. Başur Höyük’te (Siirt, Türkiye) bulunan bir toplu mezarda birey düzeyinde toplanan mekansal verilerin ve konum özelliklerinin, mezarın oluşum koşulları ve eylemlerini yeniden yapılandırmak için ne denli önemli olduğunu öne sürüyoruz.
ENG
The excavation of human remains is a critical aspect of archaeology, and mortuary context forms a considerable portion of the archaeological record investigated by archaeologists. However, the scientific analysis of human remains is frequently limited to post-excavation, meaning that archaeological data is rarely integrated into the interpretation of human remains. This paper examines the contribution of anthropological science during excavation using one specific class of data – spatial position – in order to understand how information on location affects the interpretation of human remains in archaeological contexts. Examining the utility of spatial information of human remains excavated from a mass grave at the site of Başur Höyük, near Siirt, Türkiye, we propose that spatial or location data collected at the level of the individual element is necessary to reconstruct the circumstances and actions in respect of the creation and formation of the studied mass grave.
The results clearly demonstrate the utility of this spatial-analytical approach. We are able to interpret the mass grave as a single deposition event of primary burials over a very limited period of time. We reconstruct the sequence of deposition including events such as moving bodies to make more room, and even the physical act of flinging bodies into the pit by the persons burying them. This offers a potential new methodology for reconstructing mass death events in the past.
This project has received funding from the British Institute at Ankara and the Arts and Humanities Funding Council UK.
and mass burials. This comprehensive analysis sheds light on a number of variables, including access to dietary resources among the population as well as regional mobility dynamics. The analysis of multiple skeletal elements derived from a single individual, including comparison between bone and tooth enamel, elucidates life histories, such as identifying whether an individual was a migrant or a local and establish dietary change before and after major life events. Evaluation of the stable isotope data in combination with the archaeological and bioarchaeological context at the site allows us to consider broad trends in regional collapse and early state formation, and the utility of multi-isotopic analyses for informing these interpretations.
kapsamında Bismil, Batman, Mardin ve Siirt çevresinde arkeolojik kazı ve yüzey araştırmalarının yanı sıra jeomorfolojik araştırmalar da yürütülmüştür. Bu çalışmalardan biri de Siirt ve çevresinde, Botan, Başur ve Kezer Çayı vadilerinde yer alan arkeolojik yerleşmelerin çevreleri ile olan ilişkilerini ele alan jeomorfolojik çalışmalardır.
Aktif tektonizmanın devam ettiği Siirt çevresinde tektonik ve yapısal faktörlerin yanında karstik ve fluviyal etkenlerin şekillendirdiği oldukça zengin ve çeşitli, engebeli bir jeomorfolojik manzara hakimdir. Botan
Çayı ve onun kolları olan Başur (Bitlis) ve Kezer Çayları tarafından aşındırılan kıvrımlı yapılar üzerinde kluz, komb, val, gömük menderes gibi tipik yapısal jeomorfolojik öğeler gelişmiştir. Bu akarsuların
oluşturduğu vadiler üzerinde özellikle ulaşım faktörüne bağlı olarak tarihi yollar işlevi gören noktalarda önemli arkeolojik yerleşmeler kurulmuştur. Bunlardan Başur Höyük ve Çattepe yerleşmelerinin konumsal
özellikleri ve çevre ile olan ilişkileri ele alınmıştır.
Başur Höyük, Anadolu Yüksek Platoları ile Mezopotamya arasında önemli bir ulaşım koridoru olan Başur (Bitlis) Çayı’nın Siirt çevresindeki dar ve derin boğazlara girmeden önceki geniş taşkın yatağı üzerindeki
taraçalar üzerinde kurulmuştur. Yerleşme, bölgelerarası ticaretin önemli bir kavşak noktasıdır. Botan Çayı ile Dicle Nehri’nin birleştiği noktada, bu akarsuların tüm aşındırıcı ve taşkın risklerine rağmen oldukça sert
konglomeralardan oluşan bir tepe üzerinde kurulmuş olan Çattepe yerleşmesi de akarsu ulaşımı açısından oldukça önemli bir lokasyonda bulunmaktadır. Tarihi dönemlerde Yukarı Dicle Havzası’nda keleklerle
taşınan çeşitli ürünler, Çattepe’de toplanarak sefinelerle (gemi) Güney Mezopotamya’ya gönderilmiştir.