Papers by Hüsamettin İnaç
Özgür Yayınları eBooks, Oct 22, 2023
Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Çalışmalar Dergisi, Nov 2, 2023
Uluslararası Sosyal ve Ekonomik Çalışmalar Dergisi, Dec 29, 2023
Rusya-Ukrayna arasında 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan ve halihazırda devam eden savaş, ABD'nin ... more Rusya-Ukrayna arasında 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan ve halihazırda devam eden savaş, ABD'nin hegemon gücünü sürdürmesi, AB'nin Rus korkusuyla ABD'nin hakimiyeti altına sığınması, Rusya'nın yıpratılması gibi stratejik amaçlara ulaşılabilmesi için Anglosakson İttifakı'nın teşvikiyle çıkarılmıştır. Nitekim geldiğimiz noktada Rusya'dan ucuz enerji alamayan ve Çin'le ticaret hacmi kısıtlanan AB çökmenin eşiğine gelmiş, Rusya yıpranmış ve ABD küresel hegemonya sürecini uzatmış görünmektedir. Makale bu süreçleri yeni dünya düzeninin inşası bağlamında irdelemeyi amaçlamaktadır.

Afro-Avrasya Araştırmaları Üzerine Seçme Yazılar
Türkiye ile İsrail yakınlaşması 1990’larda zirve yapmış ve ikili ilişkiler İsrail’in kuruluşundan... more Türkiye ile İsrail yakınlaşması 1990’larda zirve yapmış ve ikili ilişkiler İsrail’in kuruluşundan bu yana en üst düzeye yükselmiştir. Özellikle bu dönemde yaşanan bölgesel etkenler ve bitemeyen Ortadoğu istikrarsızlığı bu iki devleti bir birine yakın kılmış ve ikili müttefik ilişkiler bölgede askeri dengenin devamlığını korumuştur. İkili ilişkilerde askeri faktörün ön plana çıkması bu yıllarda bölgede savaş tansiyonun daha yüksek olması ile ilgili olmuş ve bu bölgesel gerilim ülkeleri bir birine yakınlaştırmıştır. Türkiye cumhuriyeti 1990’larda yaşadığı bölgesel yalnızlık ve Yunan-Suriye-PKK üçgenine karşı kendine en uygun devletin İsrail olduğunu anlamış ve İsrail’de kuruluşundan bu yana yaşadığı yalnızlık politikasını Türkiye ile gidermeye çalışmıştır. Yaşanan ikili ilişkiler 1990’larda olumlu seyir etmiş ve özellikle 1996- 1999 yılları arasında iki ülke askeri ilişkileri zirve dönemini yaşamıştır. İkili ilişkilerde bu olumlu gelişmeler 2000’lerde ayni olmamış ve 2002 yılından so...
Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi, Oct 31, 2017
Nisan 2017 referandumunun Türk halkı tarafından geniş bir kabul görmesinin akabinde Yeni Türkiye ... more Nisan 2017 referandumunun Türk halkı tarafından geniş bir kabul görmesinin akabinde Yeni Türkiye yeniden inşa edilmeye başlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı verilen yeni yönetim biçimi, bürokrasiden güvenliğe savunmadan ekonomiye göre pek çok politikayı radikal bir biçimde değiştirmiştir. Avrupa Birliği"nin dağılma sürecine girdiği, Suriye"de iç savaşın şiddetlendiği, Körfez ülkelerinin büyük ihtilaflar yaşadığı ve Türkiye"nin kuzey ve güneyinin tamamen istikrarsızlaştığı bir dönemde bu yeni sistem, Türk dış politikasını da önemli ölçüde dönüştürmüştür. Bu tebliğ, Türk dış politikasının geleneksel yörüngesinden çıkarak çevredeki gelişmlere nasıl tepkiler ürettiğini sosyo-politik ve yapısal boyutlarıyla tartışmaya açmayı hedeflemektedir.

Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi, Mar 13, 2018
Globalization, postmodern culture and the progress in the transportation and communication enforc... more Globalization, postmodern culture and the progress in the transportation and communication enforced to increase the multicultural living within the world, especially in Europe. Nevertheless Europe has a trouble in managing to give the representation for the different cultures because of many reasons in last decade. After the global financial crisis suffered in 2008, Europe faced with huge economic problems. During this period of time, the rebellion and upheavals against the dictatorial regimes we witnessed in Middle East, called as Arab Spring, led to the revenge of the existing regimes and eventually civil wars. As a result of these civil wars, the immigrant issue come to the European agenda. The main problem was not merely the flux of the immigrants into Europe but their cultures they bring together. The European officials envisaged that the different cultures of Middle Eastern refugees may distort the cultural harmony in Europe. This fear has been called as Islamophobia, xenophobia and sometimes as racism because of the popular protests in European streets. In this article, I will attempt to elucidate the multicultural practice of Europe and its potential to include the different collective identities with theoretical perspective.
Akademik Bakış, 2007
Siyasal partilerin demokrasi için vazgeçilmez bir olgu olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Ancak... more Siyasal partilerin demokrasi için vazgeçilmez bir olgu olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Ancak siyasal partiler kavramının tanımı konusunda oldukça farklı görüşler bulunmaktadır. Bu bağlamda, siyasal partiler, siyaset bilimcilerin değişik yaklaşımları ekseninde sayısal, örgütsel ve fonksiyonel parametreler açısından tanımlanmakta ve bu analiz çerçevesi içinde değerlendirilmektedir. Bu çalışma da siyasal partilerin ortaya çıkışını etkileyen faktörler ve/veya toplumsal olaylar tartışılmakta ve bu kapsamda geliştirilmiş bulunan teoriler eleştirel bir bakış açısı ile ele alınmaktadır. Bu makalemizde siyasal partiler kavramının çağrıştırdıkları bağlamında siyasal partileri oluşturan sosyopolitik ve kültürel zemin tartışmaya açılmaktadır.

DergiPark (Istanbul University), Jun 5, 2023
Vatandaşlık, hukuki, siyasi ve sosyal ilişkileri taşıyan; değişip, değiştirilebilen nitelikte olu... more Vatandaşlık, hukuki, siyasi ve sosyal ilişkileri taşıyan; değişip, değiştirilebilen nitelikte olup, şart ve hükümleri, egemenlik hakkı kullanılarak idari otorite tarafınca tek taraflı olarak belirlenen bir statüdür ve vatandaşlık statüsünün edinilme yolları ülkeden ülkeye farklılık gösterebilmektedir. Ülkelerdeki yoğun göçmen nüfusu, misafir olarak gelen işçilerin kalıcı olmaları gibi sebepler bu alanda çalışan kuramcıları ve hukukçuları çeşitli çare arayışlarına sevk etmiştir. Özellikle bu yöndeki tartışmalara Nottebohm kararının da etki ettiğini söyleyebiliyoruz. Uluslararası hukuk penceresinden gerçek kişilerin vatandaşlığının kabulü konusunda diplomatik himayenin mümkün olup olmadığı sorunu üzerine 67 yıl önce verilmiş olan Nottebohm kararındaki 'gerçek bağlantı' kriterinin günümüze kadar etkisini sürdürebilmiş olduğunu görmekteyiz. Fakat küreselleşme ile beraber kişilerin artık vatandaşları oldukları ülkelerden gerek iş gerekse sosyal bağlar kurmak, farklı yerlerde yaşamak isteği gibi sebeplerden ötürü yaşadıkları ülkeyi değiştirme istekleri artmıştır. Bu makalede söz konusu olan Nottebohm Davası, dava sonucu alınan kararlar, uluslararası hukuka etkisi, bu gelişme sonucunda ortaya çıkan 'tabiiyetin gerçekliği ilkesi ' üzerinde durulacaktır.

DergiPark (Istanbul University), May 31, 2023
The biggest supporter of Azerbaijan, which gained its independence in 1991, has been Turkey. Turk... more The biggest supporter of Azerbaijan, which gained its independence in 1991, has been Turkey. Turkey is the first state to recognize the independence of Azerbaijan. Due to the invading policy of Armenia, Azerbaijan has lost Nagorno-Karabakh and seven districts since the day it gained its independence. According to many UN Security Council resolutions, a decision was made to withdraw Armenia from the occupied territories, but Armenia continued to occupy it. As a result of the counterattack launched on September 27, in 2020, Azerbaijan succeeded in liberating its lands from the Armenian occupation. With the declaration signed on November 10, 2020, Armenia, as the party that lost the war, had to accept the conditions of Azerbaijan and agreed to withdraw its military power from the occupied territories. In this war, Turkey became the most important state that supported Azerbaijan politically, militarily and diplomatically. Before the war, the relations between the two states reached the level of strategic partnership both politically and militarily. Many joint economic projects have been implemented with the initiative of the two states. Especially the agreements signed between the parties in the military field have been an important factor in the victory of Azerbaijan in the war. For the South Caucasus, the victory of Azerbaijan in the Second Karabakh war is very important for the establishment of lasting peace. At the same time, this situation will create new opportunities for Turkey. It will strengthen Turkey's position in the South Caucasus. Especially opening the corridor between Azerbaijan and Nakhchivan will directly connect Turkey to Central Asia via Azerbaijan and the Caspian Sea. Therefore, Turkey will become a more active actor in terms of economy, politics and military.

benzer çeşitli politikaları tekerrür ederek ilerlemiştir. Nitekim bu platformdan doğan sonuçlar k... more benzer çeşitli politikaları tekerrür ederek ilerlemiştir. Nitekim bu platformdan doğan sonuçlar kimi ülkelerin lehine işlerken, kimilerinin de aleyhine işlemiştir. Soğuk Savaş dönemi ise, dünya tarihinin sayfalarına bu işleyişin en önemli parçalarından birisini oluşturarak girmiştir. Soğuk Savaş olgusu, çift kutuplu bir dünyayı oluşturmuş; buna mukabil dünyayı birbirine düşman şekilde iki ayrı kampa ayırmıştır. Her ne kadar çift kutuplu bir dünyadan bahsedilse de, bu kutuplar, mevcut müttefik devletleri kendi elinde tutmaya çalışmış ve yeni müttefikler kazanmak amacı ile adeta bir yarışa girerek, diğer dünya ülkelerini de kendi tesirleri altına almışlardır. İkinci Dünya Savaşı sonrası görülen ve ABD ile SSCB'nin hem askeri, hem de siyasi gerginlik dönemini oluşturan Soğuk Savaş dönemi, çeşitli sorunları doğurarak bazı işleyişleri etkilemiştir. Diğer ülkelerin de fazlasıyla etkilendikleri bu dönem (1947-1989), dünya tarihi açısından büyük önem teşkil etmektedir. Buradan doğan sonuçlar, kimilerini doğrudan, kimilerini ise dolaylı şekilde etkilemiştir. Konumuz bağlamında, Türk dış politikasının en hassas kalemi, ABD ile olan ilişkilerimiz olmuştur. Bunun ana sebebi ise, Türkiye'nin iç siyasetinin ve diğer bütün dış politika içeriklerinin Türkiye-ABD ilişkilerinden etkilenmesidir. Türkiye, dünya platformunda daha etkin ve dinamik bir dünya gücü olarak uluslararası sisteme dâhil olma süreci içerisinde bulunmaktadır. ABD ile olan ilişkiler de, bu sürece yansımaktadır. Bu ilişkinin temeli ise stratejik boyutlara dayanmaktadır.
Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi, Aug 1, 2015
Demokratik rejimlerde yönetime duyulan muhalefet ve memnuniyetsizliği barışçıl yollardan gösterme... more Demokratik rejimlerde yönetime duyulan muhalefet ve memnuniyetsizliği barışçıl yollardan göstermenin en modern yolu olarak görülen sivil itaatsizlik, ciddi bir tarihsel arka plana ve teorik çerçeveye sahiptir. Özellikle son on yılda küresel anlamda başvurulan bu yöntem, bu çalışmada farklı örnekleriyle betimlenmeye çalışılmış ve özellikle Rawls ve Habermas'ın ideal bir demokratik yönetişim tartışmaları üzerinden mukayeselerle kavramın farklı veçhe ve uygulamaları sosyo-politik bir analize tabi tutulmuştur. Sonuç olarak bu makale, demokrasinin çoğunluğun tahakkümü ve azınlığın susturulduğu bir sistem olmadığının sivil itaatsizlik üzerinden ispatı arayışındadır.
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Dec 18, 2016
Suriyeli mülteciler üzerinden Alman Şansölyesi Merkel ile yeniden başlayan müzakerelerin AB-Türki... more Suriyeli mülteciler üzerinden Alman Şansölyesi Merkel ile yeniden başlayan müzakerelerin AB-Türkiye ilişkilerine yeni bir ivme kazandırıp kazandıramayacağı sorusu Türk kamuoyunun gündemine taşınmıştır. Bu bağlamda müzakerelerin yeniden başlaması, üç yeni faslın açılacağının deklare edilmesi ve Ortadoğu konusunda işbirliği arayışlarına girişilmesi ilişkilerin yeni bir faza taşınması umudunu artırmış durumdadır. Bu makale, entegrasyon sürecinin niçin tıkandığını sosyo-politik ve kültürel boyutlarıyla analiz etmeyi amaçlamaktadır.

As one of the Western Balkan countries Bosnia-Hersegovina had the first official contact with the... more As one of the Western Balkan countries Bosnia-Hersegovina had the first official contact with the EU immediately after its recognition as the sovereign and independent state on April 1992 by the Union. Nevertheless, some structural and institutional problems arisen from the Dayton Peace Agreement halting the war had been signed on December 1995 made the EU integration process more complex and complicated for Bosnia-Hersegovina. Under these circumstances, Dayton Peace Agreement created a state which was lack of executive and bureaucratic structure which will represent the whole country and intermixed decision-making bodies/assets which will proceed the relations with EU. This study aims to elaborate the EU-Bosnia-Hersegovina relations within the framework of Western Balkans. For this target, the strategies, policies, dynamics, actors and instruments of the EU used for the sake of removing the problems during this process will be explained in the first stage, the historical evolution, turning points and theoretical perspective of the relations will be summarized secondly and lastly, the critical analysis of the recent developments and futuristic perspective of these relations will be discussed with socio-political aspects as well as with the different perception of the parties concerned with this process.
Uluslararası yönetim akademisi dergisi, Dec 30, 2018
Paranın, malların, sermayenin ve işçilerin küre çapında hiçbir engele takılmadan dolaşması olarak... more Paranın, malların, sermayenin ve işçilerin küre çapında hiçbir engele takılmadan dolaşması olarak bilinen küreselleşme olgusu, bir yandan eski kentleri dönüştürürken öte yandan küresel kentler yaratmıştır. Çokkültürlülük perspektifini geliştiren bu yeni kent modeli, yeni bir markalaşma cazibesine yol açmış ve çoğulcu bir toplumsal yapının önünü açmıştır. Öte yandan küreselleşme yerel ve geleneksel olanı ve kültürel çoğulculuğu ortadan kaldırarak şehir hayatını tektipleşme tehdidi de getirdiğini dikkate almak gerekir. Bu makale, kent, küresel kimlik ve markalaşma arasında korelasyon kurarak küresel dönemde nasıl bir kent modelinin hakim kılınması gerektiği hususunda alternatif görüşler sunmaktadır.

Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi, Jan 5, 2019
İnsan hakları olgusu, bireyler arasında hiçbir ayrım gözetmeden tüm insanların sırf insan oldukla... more İnsan hakları olgusu, bireyler arasında hiçbir ayrım gözetmeden tüm insanların sırf insan olduklarından ötürü doğuştan kazandıkları haklar olup; bütün insanları kapsamaları bakımından evrenseldir, diğer tüm haklardan ve hukuk kurallarından üstündür ve önceliklidir. İnsan hakları salt hukuki veya siyasi bir konu olmanın öncesinde, esasında ahlakidir. İnsan hakları bugünkü halini, genel hatlarıyla 16. Yüzyıldan itibaren görülmeye başlanan toplumsal ve siyasal gelişmelerden almış olsa da bütün insanlık tarihine yayılan özgürlük, eşitlik, adalet arayışları, bu hakların tarihsel temel çerçevesini oluşturmaktadır. Buradan yola çıktığımızda ise insan haklarının özgürlük, eşitlik ve adalet temellerinde sağlamca gelişip, bunlarla sürekli korelasyon içerisinde olduğunu söyleyebiliriz. İnsan hakları, diğer hukuk dalları tarafından tanınmış olsun veya olmasın, belirli düzen ile beraber insanlara verilen ve içerisinde temel hak ile özgürlükleri barındıran yapıyı baz almaktadır. İnsan haklarının bekası; insan onuru ve değeri üzerine kurulu olan bir düzende, bu özellikleri sonuna kadar korumak şeklinde tezahür etmektedir. Gerek geçmişte gerekse günümüzde insan hakları ve bu hakların biz bireylere olan getirileri kapsamlı olarak gelişim göstermiştir. Bireylere verilen bu hakların içerisinde bizleri temele götüren ve insan haklarının da beslenerek gelişmesini sağlayan çeşitli kavramlar bulunmaktadır. Bunları iki temel ölçütle genellemek gerekirse: 'ÖZGÜRLÜK VE HAK' olarak sınıflandırabiliriz. Bu iki kavram, bireylerin sırf birey olduklarından dolayı kazandıkları ve toplum içerisinde kendilerini ifade edebilme, kendilerine verilen haklardan yararlanarak kimlik oluşturma gibi fiilleri beraberinde getirmiştir. İnsan Hakları ve Evrensel Bildirisi; bireyler ile doğup gelişen, beraberinde bir çok hak ve kavramla korelasyon kuran benliğimizin güvenlik kartıdır. Bu kartların en önemlilerin birisi de "İfade özgürlüğü hakkıdır." Kazandığımız temel ve insani haklarımız, bizlere insani olarak kendini ifade edebilme, temel ihtiyaçlarımızın karşılanabilmesi ve toplumda kişilik kazanarak yer edinme gibi önemli boyutları sunar.
Ankara Avrupa çalışmaları dergisi, 2006
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dergisi, 2006
DergiPark (Istanbul University), Jul 1, 2006
The EU began its journey at the beginning of the second half of the twentieth century as a sector... more The EU began its journey at the beginning of the second half of the twentieth century as a sectoral cooperation between the six founding member states and progressed miraculously by creating an economic union and then a political union with the new members. Throughout the years it has developed with new members and institutional set up in order to cope with the tremendous issues concerning the administration of the European people. It has advanced to such an extent that recently its structure and institutions have been questioned in terms of congruence with democratic rules and procedures; and what is more, this is usually done by comparing the EU with democratically and economically developed states. This article tries to indicate the institutional deficits of EU in achieving the aforementioned aims.

In recent decades, the modernism and modern socio-political analysis has been subjected to critic... more In recent decades, the modernism and modern socio-political analysis has been subjected to criticism in many respects. The ideas of the global, post-modern and post-industrial societies attempted to legimitize themselves over the criticism of the modern approach towards the economic, social, political and philosophical parameters of modern version. Due to the fact that the institutions, models, matrixes pertaining with the modern realm faded away one after the other, challenging and confrontation with modernizm was popularized. Nevertheless, many critical series of analysis remained as deficient, abortive and defective studies because many researchers had not adequate information and awareness about the dynamics of the modernism which was shaping the main character of modernism. Yet modernism just as the other movements of thought was directly relevant, related and bound to the time and space which produce them. In the light of this understanding, we attempted to elaborate the main historical dymanics and the socio-political ground which the modernizm had been created. We hope that this study demonstrates the intrinsic and essential trajectory which the modernism followed within the dark labyrinth of history in order to meet the expectations of alternative models of societies as an harbinger. Keywords: Modernism, modernisation, modern fallacy, social change, individualism, Eurocentrism, colonialism, rationalism
Uploads
Papers by Hüsamettin İnaç