Papers by Özgür Altindağ

Ufkun Ötesi Bilim Dergisi, 2018
ÖZET Bu araştırmanın genel amacı, sosyal hizmet akademisyenlerinin teknoloji kullanımlarının ince... more ÖZET Bu araştırmanın genel amacı, sosyal hizmet akademisyenlerinin teknoloji kullanımlarının incelenmesidir. Bu doğrultuda Türkiye'de sosyal hizmet eğitimi vermekte olan 29'u devlet üniversitesi ve 14'ü de vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 52 üniversiteden 140 akademisyen katılım sağlamıştır. Araştırmanın verileri araştırmacılar tarafından geliştirilen "çevrimiçi anket" aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin analizi SPSS 21.0 programıyla yapılmıştır. Akademisyenlerin genel olarak teknolojiyi etkin kullandıkları, yüksek oranda internet erişimine sahip oldukları, interneti en çok akademik çalışmalar ve e-posta kontrolü için kullandıkları, e-postayı aktif bir iletişim aracı olarak kullandıkları, MS Office programlarına çoğunlukla hakim oldukları, nitel ve nicel araştırmalarda kullanılan veri işleme programlarını ve bulut depolama hizmetlerini aktif kullandıkları, çevrimiçi anket uygulamalarını bildikleri ve yarıdan çoğunun kullandığını, yarıdan çoğunun çalıştıkları üniversitenin teknolojik imkanlarını yeterli bulmadığı, büyük çoğunluğunun üniversitedeki en büyük eksiklik olarak altyapı eksikliğini ifade ettiği, çoğunluğunu teknolojik yazılımları öğrenme konusunda kendilerini engelleyen bir şey bulunmadığını belirttiği, teknolojik konularda akademisyenlerin en büyük desteği araştırma görevlilerinden aldıkları, teknoloji ile ilgili bilgi almada en fazla çevrimiçi videoları tercih ettikleri bulunmuştur. Anahtar kelimeler: Sosyal hizmet, sosyal hizmet akademisyenleri, teknoloji.

II. Uluslararası Ekonomi, Siyaset ve Yönetim Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2018
Sosyal hizmet, uygulamaya dayalı bir mesleği ve toplumsal değişimi ve gelişmeyi, sosyal uyumu ve ... more Sosyal hizmet, uygulamaya dayalı bir mesleği ve toplumsal değişimi ve gelişmeyi, sosyal uyumu ve insanların güçlendirilmesini ve özgürleşmesini destekleyen akademik bir disiplindir. Sosyal adalet prensipleri, insan hakları, ortak sorumluluk ve farklılıklara saygı sosyal hizmetin temelidir. Sosyal hizmet, sosyal bilimler, beşeri
bilimler ve yerel bilgi teorileri ile desteklenen sosyal hizmet, insanları ve yapıları birbirleri ile ilişkilendirerek yaşam zorlukları ile başetme ve refahlarını artırma için çalışır (IFSW,2014).
Başta çocuk refahı bağlantılı sorunlar olmak üzere sosyal bilimlerin gündemini oluşturan pek çok sorunun genellikle tek bir çözüm yolu bulunmamaktadır. Bu çalışmada, sorunları çok boyutlu görebilmek, bireylerin sorunlarının kaynağı yalnızca bireyin kendisinde değil onun çevresel etkileşimleriyle birlikte değerlendirebilmek ve kalıcı çözümler için soruna ilişkin geniş bir bakış açısı geliştirebilmek için sosyal hizmetin, üzerinde önemle durduğu ekolojik yaklaşım, güncel sorunlara sunabileceği katkı örnekler üzerinden tartışılmıştır.

Ufkun Ötesi Bilim Dergisi, 2017
Küba küçük bir ada ülkesi olmasına karşın sosyal göstergeleri ile tüm dünyanın ilgisini çekmekted... more Küba küçük bir ada ülkesi olmasına karşın sosyal göstergeleri ile tüm dünyanın ilgisini çekmektedir. Küba'da sosyalist planlı ekonominin aktif olduğu, tek parti egemenliğine dayalı sosyalist bir devlet yapısı vardır. Çok ciddi bir ekonomik ambargo altında olmasına rağmen özellikle sağlık alanındaki başarısı ile gelişmiş çoğu ülkeye göre uluslararası göstergelerde üst sıralarda yer almakta, ürettiği aşıları dünyanın dört bir yanına ihraç etmektedir. Genel anlamda bakıldığında en büyük gelir kaynağı turizm olan ülkede devlet sisteminin dışa kapalı olduğu söylenebilir. Uluslararası kuruluşların yaptığı bağımsız çalışmalar ülkedeki kırılgan ekonomiye rağmen sosyal göstergelerin hala iyi düzeyde olduğunu göstermektedir. Çalışma kapsamında Küba'nın sağlık sistemi, demografik göstergeleri, ekonomik yapısı, sosyal hizmet sistemi hakkında bilgiler verilmiş bu bilgiler uluslararası göstergelerle kıyaslanarak yorumlanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın amacı Küba'nın kıt ekonomik kaynaklarla sağlık alanında ve sosyal hizmetlerde yarattığı başarı öyküsünü ortaya koymaktır. Anahtar Kelimeler: Küba, sağlık sistemi, sosyal hizmet, Latin Amerika, insan.

Ufkun Ötesi Bilim Dergisi, 2017
Bu çalışma üniversite öğrencilerinin engelli bireyler hakkındaki farkındalıklarını belirlemek ama... more Bu çalışma üniversite öğrencilerinin engelli bireyler hakkındaki farkındalıklarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Nicel yöntem ilkelerine uygun olarak tarama modelinde tasarlanan bu araştırmada araştırmacılar tarafından hazırlanan 15 soruluk bir görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma verileri bu görüşme formu kullanılarak Malatya İnönü Üniversitesi’nde eğitim gören ve çalışmaya katılmayı kabul eden rastgele seçilen 525 öğrenci ile Ocak 2016 – Haziran 2017 tarihleri arasında toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 21,0 paket programı ile çözümlenmiş, araştırma sonuçları frekans tablolarından yararlanılarak ortaya konulmuştur.
Araştırma sonucu elde edilen verilerde öğrencilerin % 8,6’sının ailesinde engelli bir birey olduğu, %26,09’un eğitimleri sürecinde engelli bir birey ile eğitim aldığı, %85,14’ünün yaşanılan çevrenin engelliler açısından uygun olmadığını düşündüğü, büyük bölümünün bulunduğu ortamda engelli bir birey olmasından rahatsızlık duyduğu, çoğunluğunun engelli bir arkadaşının olmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır. Yapılan çalışmada öğrencilerin engellilik konusundaki bilgi ve ilgi düzeylerinin genel olarak düşük olduğu saptanmıştır.

Ufkun Ötesi Bilim Dergisi, 2015
Bu çalışma üniversite öğrencilerinin yerli diziler üzerine düşüncelerini, diziler içerisindeki to... more Bu çalışma üniversite öğrencilerinin yerli diziler üzerine düşüncelerini, diziler içerisindeki toplumsal cinsiyet, şiddet, bağımlılık gibi olgulara karşı farkındalıklarını ve dizilerin öğrenciler üzerindeki etkilerini ortaya çıkarma amacıyla yapılmıştır.
Nicel yöntem ilkelerine uygun olarak tarama modelinde tasarlanan bu araştırmada araştırmacılar tarafından hazırlanan 45 soruluk bir görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma verileri bu görüşme formu kullanılarak Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne devam eden 181 kadın, 182 erkek toplam 362 öğrenci ile 15 Aralık 2016 – 15 Mart 2017 tarihleri arasında toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 21,0 paket programı ile çözümlenmiş, araştırma sonuçları frekans tabloları ve çapraz tablolardan yararlanılarak ortaya konulmuştur.
Araştırma sonucu elde edilen verilerde öğrencilerin %40,6’sının boş zamanlarını televizyon izleyerek değerlendirdiği, öğrencilerini %82,3’ünün dizi izlediği, öğrencilerin %59,5’inin dizileri günlük yaşamın stresinden uzaklaşmada bir araç olarak gördüğü sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin izlemeyi en çok tercih ettiği dizi türü aksiyondur. Öğrencilerin dizi seçimindeki en önemli unsur dizilerin konusudur.

Objective: The aim of this study was to obtain information concerning the relationship between th... more Objective: The aim of this study was to obtain information concerning the relationship between the sociodemographic attributes, social support systems, coping strategies, and quality of life of patients with multiple sclerosis (MS). Results: Sociodemographic variables have an impact on the coping styles of patients with MS. When the relationship between coping and quality of life is examined, there is a positive correlation between the use of problem-focused coping strategies and quality of life, whereas there is a negative correlation between the use of emotion-focused coping strategies and quality of life. The scores of active coping, planning, use of emotional support, and use of instrumental support of patients who received social support were higher, whereas their denial scores were lower. Conclusions: According to the findings of our study, the sociodemographic attributes and social support mechanisms of patients have an impact on their quality of life, as well as the way they cope with MS.

Anglosakson ülkelerde uygulanmakta olan ekonomik sistem günümüz sosyal politikasının yapılanmasın... more Anglosakson ülkelerde uygulanmakta olan ekonomik sistem günümüz sosyal politikasının yapılanmasında önemli bir yere sahiptir. Esping Andersen’in liberal refah yaklaşımı olarak tanımını yaptığı bu yapılanmanın temeli ekonomik anlamda özgürlük ilkesine dayanan liberal ekonomik sistemde yatmaktadır. Özellikle 1970’li yıllarda yaşanan ekonomik krizler Anglosakson ülkelerinin 1601’deki yoksulluk yasasından itibaren önemli bir gelişim gösteren refah rejimlerini ve buna bağlı olarak sosyal politika, sosyal güvenlik, sosyal hizmet ve sosyal yardım yapılanmasını derinden etkilemiş ve bu alanlarda özelleştirme olgusu hızla güç kazanırken devletin sosyal alandaki rolü giderek azalmıştır. Bu gidişata bağlı olarak sosyal devlet olmanın en temel göstergelerinden biri olan yoksullara yönelik sosyal yardımların “refah bağımlılığı”na neden olduğu düşüncesi ağırlık kazanmaya başlamıştır. Sonrasında bu düşünceden hareketle bu yardımların karşılıksız olmaktan çıkarılarak yoksulların
istihdam piyasasına katılımı için düşük statülü işlerde çalışmasını gerektiren “workfare” kavramı gündeme gelmiştir.
Yardımlar ile aktif önlemler arasında ilişki kuran bu uygulamalar özellikle, Anglo-sakson ülkelerde çalıştırmacı (workfare) programlar olarak adlandırılmaktadır. İşsizlik yardımı ve sosyal yardımların yaygın olduğu veya yaygınlaşmakta olduğu ülkelerde çalıştırmacı programlar “refah için çalışma”, “refah bağımlılığının ortadan kaldırılması”, “çalışma refahı” veya “refah karşılığı çalışma” gibi deyimlerde de anılmaktadır (Barbier,2000:3). Refah devletlerinin gelecekleri ile ilgili tartışmaların yaşandığı son süreçte çalışmacı
programların önemi, geleceği ve sürdürülebilirliğine ilişkin veriler ve geribildirimler birçok devletin ilgisini çekmektedir.
Bu bağlamda bu çalışmada Anglosakson ülkelerde gözlemlenen liberal refah yaklaşımı çerçevesinde sosyal politika, sosyal yardım ve hizmetlerde son yıllarda refah kavramından çalışma refahı kavramına doğru yaşanan değişim eleştirel bir bakış açısı ile ele alınacaktır.
Sosyal hizmetin doğasının anlatılması için cevaplanması gereken en temel soru sosyal hizmetin ne ... more Sosyal hizmetin doğasının anlatılması için cevaplanması gereken en temel soru sosyal hizmetin ne olduğudur. Mesleği tanımlamak ve dolayısı İle sosyal hizmet uzmanının rol ve işlevlerini keşfetmek basit gibi görünse de, sosyal hizmetin yapısı ile ilgili kabul edilmiş bazı kavramlar olma¬dan, sosyal hizmet uzmanının rollerini, sahip olması gereken beceri ve yetenekleri, sosyal hizmet uzmanına uygun eğitim öğretimi ve sosyal hizmet mesleğini diğer mesleklerden ayıran özellikleri tespit etmek neredeyse imkânsızdır. Bu nedenle tanımlama yapılır¬ken tüm bu ayrıntılara dikkat edilmelidir.
İnsan hakları, insanın sadece insan olmasından
dolayı sahip olduğu hakları ifade etmektedir.
Sosy... more İnsan hakları, insanın sadece insan olmasından
dolayı sahip olduğu hakları ifade etmektedir.
Sosyal hizmetlerin ihtiyaç içerisindeki
her insanın hakkı olduğunu savunan hak temelli
yaklaşım ise günümüzde sosyal hizmette
geçerli olan yaklaşımdır. Bunun yanında
sosyal hizmet disiplininin kuram, etik, değer
ve uygulamaları insan haklarının kabulüyle
başlar. Sosyal hizmetteki insan hakları söylemi,
temel hakların tanımlanması ve desteklenmesi
ile ayrım yapılmaksızın her bir
insanın bu haklardan yararlanmasının sağlanması
gerekliliğine vurgu yapar. Bu çalışmada
sosyal hizmet; insan hakları ve hak temelli
yaklaşım çerçevesinde ele alınacaktır.

Living conditions has changed as a result of historical, socio-economic, political, and technolog... more Living conditions has changed as a result of historical, socio-economic, political, and technological developments. To control this conditions, to protect and to empower the isolated people are aims of social work which identifies itself with the principles of human rights and social justice. Social work is an applied science was a volunteer and charitable activity later showed a development path as being a profession and a science discipline in the last century. It's educational organization has an important role in the path which is from voluntary social work activities to professionalism and being a science discipline. Social work education has important developments in Turkey since 1961, the year of initial education. One of these developments is distance education applications. In this study, distance education applications in the field of social work in Turkey will be discussed.
Conference Presentations by Özgür Altindağ

Dünyada çocuk adalet sistemi içerisinde birbirinden farklı yaklaşımların var olduğu görülmektedir... more Dünyada çocuk adalet sistemi içerisinde birbirinden farklı yaklaşımların var olduğu görülmektedir. Aslında insanlık var olduğundan bu yana suç kavramının da var olduğu ve çocuk suçluluğunun da en az suç kavramı kadar eski olduğu söylenebilir. Suça sürüklenen çocuklar ile ilgili olarak sorunun yaşandığı hemen her yerde pek çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar ya çocukları suçtan uzaklaştıracak çalışmalar ya da cezalandırma olarak iki boyutta ele alınabilir. Geçmişten günümüze baktığımızda cezalandırma yaklaşımının daha ağırlıklı kullanıldığı söylenebilir. Aslında süreç içinde gelinen noktada çocuğun yüksek yararını ve gereksinimlerini odak alan onun korunması için gerekli olan önlemlerin alınmasını, sağaltımını hedefleyen rehabilitasyon odaklı yaklaşımların benimsenmesidir.
Türk adalet sisteminde çocuğun korunmasını sağlayan önemli unsurlardan birisi de sosyal çalışma görevlileridir. Türkiye’de çocuk adalet sistematiği içerisinde bu kavram ilk kez 5395 sayılı kanunda kullanılmıştır. Ancak mahkeme süreçlerine yardımcı olacak meslek elemanları ilk kez 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’da kullanılmıştır.

Ölçme ve değerlendirme, bir eğitim sisteminin vazgeçilmez iki temel öğesidir. Verilen eğitimin ak... more Ölçme ve değerlendirme, bir eğitim sisteminin vazgeçilmez iki temel öğesidir. Verilen eğitimin aksayan yönlerinin ortaya çıkarılması, eğitimin verilmesinde ve eğitim sonunda ortaya çıkan ürünlerin değerlendirilmesinde bilimsel temelli eşitlikçi yaklaşımların benimsenmesi konuları eğitimin genel kalitesinin artırılması için gereklidir. Özellikle yüksek öğrenimde çok farklı yapılardan gelen öğrencilerin hepsine birden hitap edebilecek kalibrede bir eğitim sistemi tasarlamak ve bunu hayata geçirmek oldukça zordur. Eğitim sisteminin hem bilimsel hem de eşitlikçi bir bakış açısı ile tasarlanmasındaki bu zorluk aynı şekilde sosyal hizmet eğitimi için de geçerlidir. Sosyal hizmet eğitiminin hem teorik hem de uygulama yönünün olduğu dikkate alındığında bu sürecin sosyal hizmet eğitiminde çok daha zorlu bir şekilde ortaya çıktığı sonucuna varılabilir. Yazıda genel olarak sosyal hizmet eğitimi özelinde yüksek öğrenimde eğitim verme, değerlendirme ve ölçme süreçlerinde yaşanan aksaklıklar ve bu aksaklıkların çözümüne ilişkin bazı önerilerden bahsedilecektir.

Toplumsal yapı içinde vazgeçilmez bir öneme sahip olan aile, toplumu oluşturan bireylerin ilk eği... more Toplumsal yapı içinde vazgeçilmez bir öneme sahip olan aile, toplumu oluşturan bireylerin ilk eğitim kurumu olmakla birlikte doğum öncesi ve sonrasında çocuğun fiziksel, sosyal ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasında kritik bir rol üstlenmektedir. Çocuğun sağlıklı bir gelişim göstermesi onun fiziksel, bilişsel, zihinsel ve sosyal anlamda uyumlu ve dengeli ilerlemesine bağlıdır. Bu dengenin sağlanmasında en önemli unsur çocuğun sağlıklı bir aile ortamında olmasıdır. Bu ortamdan yoksun kalan çocuklar dezavantajlı duruma düşmekte ve bu durum da çocuklar sağlıklı bir kişilik oluşturmasını engelleyebilmektedir. Çocuk açısından dezavantajlı durumlardan biri de ebeveynlerinin evlilikte çatışmalar yaşaması ve boşanma sürecine girmesi ile başlamaktadır. 2003 yılında aile mahkemelerinin kurulması ve 2005 yılından başlayarak mahkeme bünyesinde pedagog, psikolog ve sosyal çalışmacıların yer alması bu zorlu süreçte aileler ve özellikle çocuklar için önemli bir avantaj oluşturmuştur. Ebeveynler ve çocuklar ile iletişim kuran, hem mahkeme sürecinde hem de sonrası için çocukların ihtiyaçlarının ortaya konması, haklarının korunması ve onların daha az örselenmesi adına mahkeme sürecini desteklemeye çalışan uzmanların görevlerinin ve öneminin
açıklanmaya çalışıldığı bu çalışma ile toplumda boşanma süreci ile karşı karşıya olan bireylerde ve konuyla ilgili kesimlerde farkındalığın arttırılarak genelde aile özelde ise çocuğu korumaya dönük yapıların irdelenmesi amaçlanmaktadır.
Hollanda, denetimli serbestlik fikrinin ortaya çıkıp olgunlaştığı ve adalet sistemi içerisinde ol... more Hollanda, denetimli serbestlik fikrinin ortaya çıkıp olgunlaştığı ve adalet sistemi içerisinde oldukça etkin bir şekilde kullanıldığı bir ülkelerden biridir. Ülkede sistem sivil toplum kuruluşları ve gönüllü faaliyetleri ile başlamış sonrasında giderek profesyonel bir hale bürünmüştür. Bu çalışma gelişmiş bir sosyal refah düzeyine sahip ülkelerden biri olan Hollanda’nın neredeyse 200 yıla yaklaşan denetimli serbestlik hizmeti tarihinin ve sisteminin yazarlar tarafından merakı ile ortaya çıkmış ve kapsamlı bir alan yazın taraması ile Hollanda denetimli serbestlik hizmetleri tarihsel ve güncel uygulama boyutları ile değerlendirilmiştir.
This study briefly recounts social work, which is closely related to many other branches of scien... more This study briefly recounts social work, which is closely related to many other branches of science and deals with people directly, and then dwells on the practice dimension of the field which is quite important for social work education. This study focuses on the activities towards a better practice for education in social work on the basis of the experiences of the authors of this text. In this context, we tried to put forward some suggestions which can improve the quality of the practice courses by discussing over the fundamental principles of understanding
the human being. Each suggestion is based on data which is collected from a long-haul study. The study highlights an ideal practical process, which is formed directly with the feedback from the students and knowledge of updated practices, is emphasized.
Books by Özgür Altindağ

Çizgi Yayınevi, 2020
Yaşlılığın tüm yönleriyle araştırılması için, yaşlıların farklılıklarının dikkate alınarak; ihtiy... more Yaşlılığın tüm yönleriyle araştırılması için, yaşlıların farklılıklarının dikkate alınarak; ihtiyaçlar, sorunlar ve hizmet beklentilerinin ortaya çıkarılması gereklidir. Bu bağlamda bu değişkenler ışığında çalışılacak en uygun kuramsal temel ekosistem yaklaşımı, Max Neef’in ihtiyaçlar hiyerarşisi ve baskı karşıtı uygulamanın birlikte kullanımı ile mümkün olmuştur.
Bu çalışmada Diyarbakır il merkezinde yaşayan 60 yaş ve üzerindeki bireylerin bireysel özellikleri, ailelerine ve aile ilişkilerine dair özellikleri, sosyo-ekonomik özellikleri, göç deneyimleri, Diyarbakır’da günlük yaşamları, hayata ve geleceğe dair görüşleri doğrultusunda sorun, ihtiyaç ve hizmet beklentilerinin ortaya konulması ve bunlara dair çözüm önerilerinin geliştirilmesi amaçlanmıştır.
Nicel yöntem ilkelerine uygun olarak tarama modelinde tasarlanan bu araştırmada araştırmacı tarafından hazırlanan 116 soruluk bir görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma verileri bu görüşme formu kullanılarak Diyarbakır kent merkezinde yaşayan 218 kadın, 218 erkek toplam 436 yaşlı ile 6 Temmuz 2014 - 25 Ocak 2016 tarihleri arasında toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 21,0 paket programı ile çözümlenmiş, araştırma sonuçları yaşlıların aktarımları, gözlemler, frekans tabloları, çapraz tablolar ve ki-kare testinden yararlanılarak ortaya konulmuştur.
Max Neef’in ihtiyaçlar hiyerarşisi, ekosistem yaklaşımı ve baskı karşıtı uygulama ışığında yapılan analiz sonucunda Diyarbakır il merkezinde yaşayan yaşlıların en büyük sorunlarının ekonomik temelli olduğu, zorunlu göç sonrası hala çözülemeyen pek çok sorun yaşadıkları, kent içinde yıllardır süren çatışma ortamı ile asayiş olaylarından ciddi derecede etkilendikleri, yaşadıkları pek çok sorunun temelinde baskı unsurlarının olduğu, geçmiş yaşam hikâyelerinin doğrudan tüm yaşamlarını etkilediği, ataerkil sistem ve aile desteğinin hala güçlü olduğu, kurumsal hizmetlere ilişkin bilgi ve katılımın eksik olduğu, buna ek olarak cinsiyetçi bakış açısının da özellikle kadın yaşlıların yaşadığı sorunları artırdığı, yaşlıların yerel yönetimlerden kendilerine özel kuruluşların yapılmasını istedikleri, yaşlıların çoğunlukla eski yaşadıkları yere dönmek istedikleri, aktarılan tüm sorunların altında en temelde uygulanan politikaların olduğu görülmüştür. Bu sorunların çözümünde de yine yaşlıların yaşam kalitelerini artırmaya yönelik politikalar ve bu kapsamda oluşturulacak kurumsal hizmetler büyük önem taşımaktadır. Tüm bu süreçlere yaşlıların katılımının sağlanması hayati bir öneme sahiptir.
Bu üç yaklaşım çerçevesinde yapılan analiz sonrasında sorunların ortadan kaldırılmasında uygulanacak politik çözümlerin yerel güçlerle birlikte bütüncül bir bakış açısıyla hareket etmesini zorunlu kıldığı görülmüştür. Yaşlıların ifade ettikleri sorun ve ihtiyaçların giderilmesi, buna dönük hizmet beklentilerinin karşılanması Diyarbakır özelinde yaşlılığın ele alınmasında farklılığın göz ardı edilmemesi ve yerel bilgi üretmenin öneminin anlaşılması açısından son derece önemlidir.
Çalışma bir tez raporu formatından farklı bir şekilde kurgulanmış, ilk bölümde araştırmanın yöntemsel temelleri ile ilgili ilk ağızdan bilgi aktarılmış sonrasında çalışmanın kuramsal temellerinden bahsedilmiş, ardından çalışmanın bulguları verilmiş son bölümde çalışmanın sonuçlarına ve yazarın sonuçlara ilişkin önerilerine yer verilerek çalışma sonlandırılmıştır.
Son yıllarda yaşlılığa dair çok sınırlı çalışmanın yapıldığı göz önüne alındığında bu çalışmanın hem ulusal hem de bölgesel odağının olması alanyazına çok şey katacaktır.
Dr. Özgür ALTINDAĞ
Çocuk ve Oyun Hakkı: Oyun Örnekleriyle Çocukların Oyun Hakkını Gerçekleştirmek, 2018
Uploads
Papers by Özgür Altindağ
bilimler ve yerel bilgi teorileri ile desteklenen sosyal hizmet, insanları ve yapıları birbirleri ile ilişkilendirerek yaşam zorlukları ile başetme ve refahlarını artırma için çalışır (IFSW,2014).
Başta çocuk refahı bağlantılı sorunlar olmak üzere sosyal bilimlerin gündemini oluşturan pek çok sorunun genellikle tek bir çözüm yolu bulunmamaktadır. Bu çalışmada, sorunları çok boyutlu görebilmek, bireylerin sorunlarının kaynağı yalnızca bireyin kendisinde değil onun çevresel etkileşimleriyle birlikte değerlendirebilmek ve kalıcı çözümler için soruna ilişkin geniş bir bakış açısı geliştirebilmek için sosyal hizmetin, üzerinde önemle durduğu ekolojik yaklaşım, güncel sorunlara sunabileceği katkı örnekler üzerinden tartışılmıştır.
Araştırma sonucu elde edilen verilerde öğrencilerin % 8,6’sının ailesinde engelli bir birey olduğu, %26,09’un eğitimleri sürecinde engelli bir birey ile eğitim aldığı, %85,14’ünün yaşanılan çevrenin engelliler açısından uygun olmadığını düşündüğü, büyük bölümünün bulunduğu ortamda engelli bir birey olmasından rahatsızlık duyduğu, çoğunluğunun engelli bir arkadaşının olmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır. Yapılan çalışmada öğrencilerin engellilik konusundaki bilgi ve ilgi düzeylerinin genel olarak düşük olduğu saptanmıştır.
Nicel yöntem ilkelerine uygun olarak tarama modelinde tasarlanan bu araştırmada araştırmacılar tarafından hazırlanan 45 soruluk bir görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma verileri bu görüşme formu kullanılarak Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne devam eden 181 kadın, 182 erkek toplam 362 öğrenci ile 15 Aralık 2016 – 15 Mart 2017 tarihleri arasında toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 21,0 paket programı ile çözümlenmiş, araştırma sonuçları frekans tabloları ve çapraz tablolardan yararlanılarak ortaya konulmuştur.
Araştırma sonucu elde edilen verilerde öğrencilerin %40,6’sının boş zamanlarını televizyon izleyerek değerlendirdiği, öğrencilerini %82,3’ünün dizi izlediği, öğrencilerin %59,5’inin dizileri günlük yaşamın stresinden uzaklaşmada bir araç olarak gördüğü sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin izlemeyi en çok tercih ettiği dizi türü aksiyondur. Öğrencilerin dizi seçimindeki en önemli unsur dizilerin konusudur.
istihdam piyasasına katılımı için düşük statülü işlerde çalışmasını gerektiren “workfare” kavramı gündeme gelmiştir.
Yardımlar ile aktif önlemler arasında ilişki kuran bu uygulamalar özellikle, Anglo-sakson ülkelerde çalıştırmacı (workfare) programlar olarak adlandırılmaktadır. İşsizlik yardımı ve sosyal yardımların yaygın olduğu veya yaygınlaşmakta olduğu ülkelerde çalıştırmacı programlar “refah için çalışma”, “refah bağımlılığının ortadan kaldırılması”, “çalışma refahı” veya “refah karşılığı çalışma” gibi deyimlerde de anılmaktadır (Barbier,2000:3). Refah devletlerinin gelecekleri ile ilgili tartışmaların yaşandığı son süreçte çalışmacı
programların önemi, geleceği ve sürdürülebilirliğine ilişkin veriler ve geribildirimler birçok devletin ilgisini çekmektedir.
Bu bağlamda bu çalışmada Anglosakson ülkelerde gözlemlenen liberal refah yaklaşımı çerçevesinde sosyal politika, sosyal yardım ve hizmetlerde son yıllarda refah kavramından çalışma refahı kavramına doğru yaşanan değişim eleştirel bir bakış açısı ile ele alınacaktır.
dolayı sahip olduğu hakları ifade etmektedir.
Sosyal hizmetlerin ihtiyaç içerisindeki
her insanın hakkı olduğunu savunan hak temelli
yaklaşım ise günümüzde sosyal hizmette
geçerli olan yaklaşımdır. Bunun yanında
sosyal hizmet disiplininin kuram, etik, değer
ve uygulamaları insan haklarının kabulüyle
başlar. Sosyal hizmetteki insan hakları söylemi,
temel hakların tanımlanması ve desteklenmesi
ile ayrım yapılmaksızın her bir
insanın bu haklardan yararlanmasının sağlanması
gerekliliğine vurgu yapar. Bu çalışmada
sosyal hizmet; insan hakları ve hak temelli
yaklaşım çerçevesinde ele alınacaktır.
Conference Presentations by Özgür Altindağ
Türk adalet sisteminde çocuğun korunmasını sağlayan önemli unsurlardan birisi de sosyal çalışma görevlileridir. Türkiye’de çocuk adalet sistematiği içerisinde bu kavram ilk kez 5395 sayılı kanunda kullanılmıştır. Ancak mahkeme süreçlerine yardımcı olacak meslek elemanları ilk kez 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’da kullanılmıştır.
açıklanmaya çalışıldığı bu çalışma ile toplumda boşanma süreci ile karşı karşıya olan bireylerde ve konuyla ilgili kesimlerde farkındalığın arttırılarak genelde aile özelde ise çocuğu korumaya dönük yapıların irdelenmesi amaçlanmaktadır.
the human being. Each suggestion is based on data which is collected from a long-haul study. The study highlights an ideal practical process, which is formed directly with the feedback from the students and knowledge of updated practices, is emphasized.
Books by Özgür Altindağ
Bu çalışmada Diyarbakır il merkezinde yaşayan 60 yaş ve üzerindeki bireylerin bireysel özellikleri, ailelerine ve aile ilişkilerine dair özellikleri, sosyo-ekonomik özellikleri, göç deneyimleri, Diyarbakır’da günlük yaşamları, hayata ve geleceğe dair görüşleri doğrultusunda sorun, ihtiyaç ve hizmet beklentilerinin ortaya konulması ve bunlara dair çözüm önerilerinin geliştirilmesi amaçlanmıştır.
Nicel yöntem ilkelerine uygun olarak tarama modelinde tasarlanan bu araştırmada araştırmacı tarafından hazırlanan 116 soruluk bir görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma verileri bu görüşme formu kullanılarak Diyarbakır kent merkezinde yaşayan 218 kadın, 218 erkek toplam 436 yaşlı ile 6 Temmuz 2014 - 25 Ocak 2016 tarihleri arasında toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 21,0 paket programı ile çözümlenmiş, araştırma sonuçları yaşlıların aktarımları, gözlemler, frekans tabloları, çapraz tablolar ve ki-kare testinden yararlanılarak ortaya konulmuştur.
Max Neef’in ihtiyaçlar hiyerarşisi, ekosistem yaklaşımı ve baskı karşıtı uygulama ışığında yapılan analiz sonucunda Diyarbakır il merkezinde yaşayan yaşlıların en büyük sorunlarının ekonomik temelli olduğu, zorunlu göç sonrası hala çözülemeyen pek çok sorun yaşadıkları, kent içinde yıllardır süren çatışma ortamı ile asayiş olaylarından ciddi derecede etkilendikleri, yaşadıkları pek çok sorunun temelinde baskı unsurlarının olduğu, geçmiş yaşam hikâyelerinin doğrudan tüm yaşamlarını etkilediği, ataerkil sistem ve aile desteğinin hala güçlü olduğu, kurumsal hizmetlere ilişkin bilgi ve katılımın eksik olduğu, buna ek olarak cinsiyetçi bakış açısının da özellikle kadın yaşlıların yaşadığı sorunları artırdığı, yaşlıların yerel yönetimlerden kendilerine özel kuruluşların yapılmasını istedikleri, yaşlıların çoğunlukla eski yaşadıkları yere dönmek istedikleri, aktarılan tüm sorunların altında en temelde uygulanan politikaların olduğu görülmüştür. Bu sorunların çözümünde de yine yaşlıların yaşam kalitelerini artırmaya yönelik politikalar ve bu kapsamda oluşturulacak kurumsal hizmetler büyük önem taşımaktadır. Tüm bu süreçlere yaşlıların katılımının sağlanması hayati bir öneme sahiptir.
Bu üç yaklaşım çerçevesinde yapılan analiz sonrasında sorunların ortadan kaldırılmasında uygulanacak politik çözümlerin yerel güçlerle birlikte bütüncül bir bakış açısıyla hareket etmesini zorunlu kıldığı görülmüştür. Yaşlıların ifade ettikleri sorun ve ihtiyaçların giderilmesi, buna dönük hizmet beklentilerinin karşılanması Diyarbakır özelinde yaşlılığın ele alınmasında farklılığın göz ardı edilmemesi ve yerel bilgi üretmenin öneminin anlaşılması açısından son derece önemlidir.
Çalışma bir tez raporu formatından farklı bir şekilde kurgulanmış, ilk bölümde araştırmanın yöntemsel temelleri ile ilgili ilk ağızdan bilgi aktarılmış sonrasında çalışmanın kuramsal temellerinden bahsedilmiş, ardından çalışmanın bulguları verilmiş son bölümde çalışmanın sonuçlarına ve yazarın sonuçlara ilişkin önerilerine yer verilerek çalışma sonlandırılmıştır.
Son yıllarda yaşlılığa dair çok sınırlı çalışmanın yapıldığı göz önüne alındığında bu çalışmanın hem ulusal hem de bölgesel odağının olması alanyazına çok şey katacaktır.
Dr. Özgür ALTINDAĞ
bilimler ve yerel bilgi teorileri ile desteklenen sosyal hizmet, insanları ve yapıları birbirleri ile ilişkilendirerek yaşam zorlukları ile başetme ve refahlarını artırma için çalışır (IFSW,2014).
Başta çocuk refahı bağlantılı sorunlar olmak üzere sosyal bilimlerin gündemini oluşturan pek çok sorunun genellikle tek bir çözüm yolu bulunmamaktadır. Bu çalışmada, sorunları çok boyutlu görebilmek, bireylerin sorunlarının kaynağı yalnızca bireyin kendisinde değil onun çevresel etkileşimleriyle birlikte değerlendirebilmek ve kalıcı çözümler için soruna ilişkin geniş bir bakış açısı geliştirebilmek için sosyal hizmetin, üzerinde önemle durduğu ekolojik yaklaşım, güncel sorunlara sunabileceği katkı örnekler üzerinden tartışılmıştır.
Araştırma sonucu elde edilen verilerde öğrencilerin % 8,6’sının ailesinde engelli bir birey olduğu, %26,09’un eğitimleri sürecinde engelli bir birey ile eğitim aldığı, %85,14’ünün yaşanılan çevrenin engelliler açısından uygun olmadığını düşündüğü, büyük bölümünün bulunduğu ortamda engelli bir birey olmasından rahatsızlık duyduğu, çoğunluğunun engelli bir arkadaşının olmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır. Yapılan çalışmada öğrencilerin engellilik konusundaki bilgi ve ilgi düzeylerinin genel olarak düşük olduğu saptanmıştır.
Nicel yöntem ilkelerine uygun olarak tarama modelinde tasarlanan bu araştırmada araştırmacılar tarafından hazırlanan 45 soruluk bir görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma verileri bu görüşme formu kullanılarak Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne devam eden 181 kadın, 182 erkek toplam 362 öğrenci ile 15 Aralık 2016 – 15 Mart 2017 tarihleri arasında toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 21,0 paket programı ile çözümlenmiş, araştırma sonuçları frekans tabloları ve çapraz tablolardan yararlanılarak ortaya konulmuştur.
Araştırma sonucu elde edilen verilerde öğrencilerin %40,6’sının boş zamanlarını televizyon izleyerek değerlendirdiği, öğrencilerini %82,3’ünün dizi izlediği, öğrencilerin %59,5’inin dizileri günlük yaşamın stresinden uzaklaşmada bir araç olarak gördüğü sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin izlemeyi en çok tercih ettiği dizi türü aksiyondur. Öğrencilerin dizi seçimindeki en önemli unsur dizilerin konusudur.
istihdam piyasasına katılımı için düşük statülü işlerde çalışmasını gerektiren “workfare” kavramı gündeme gelmiştir.
Yardımlar ile aktif önlemler arasında ilişki kuran bu uygulamalar özellikle, Anglo-sakson ülkelerde çalıştırmacı (workfare) programlar olarak adlandırılmaktadır. İşsizlik yardımı ve sosyal yardımların yaygın olduğu veya yaygınlaşmakta olduğu ülkelerde çalıştırmacı programlar “refah için çalışma”, “refah bağımlılığının ortadan kaldırılması”, “çalışma refahı” veya “refah karşılığı çalışma” gibi deyimlerde de anılmaktadır (Barbier,2000:3). Refah devletlerinin gelecekleri ile ilgili tartışmaların yaşandığı son süreçte çalışmacı
programların önemi, geleceği ve sürdürülebilirliğine ilişkin veriler ve geribildirimler birçok devletin ilgisini çekmektedir.
Bu bağlamda bu çalışmada Anglosakson ülkelerde gözlemlenen liberal refah yaklaşımı çerçevesinde sosyal politika, sosyal yardım ve hizmetlerde son yıllarda refah kavramından çalışma refahı kavramına doğru yaşanan değişim eleştirel bir bakış açısı ile ele alınacaktır.
dolayı sahip olduğu hakları ifade etmektedir.
Sosyal hizmetlerin ihtiyaç içerisindeki
her insanın hakkı olduğunu savunan hak temelli
yaklaşım ise günümüzde sosyal hizmette
geçerli olan yaklaşımdır. Bunun yanında
sosyal hizmet disiplininin kuram, etik, değer
ve uygulamaları insan haklarının kabulüyle
başlar. Sosyal hizmetteki insan hakları söylemi,
temel hakların tanımlanması ve desteklenmesi
ile ayrım yapılmaksızın her bir
insanın bu haklardan yararlanmasının sağlanması
gerekliliğine vurgu yapar. Bu çalışmada
sosyal hizmet; insan hakları ve hak temelli
yaklaşım çerçevesinde ele alınacaktır.
Türk adalet sisteminde çocuğun korunmasını sağlayan önemli unsurlardan birisi de sosyal çalışma görevlileridir. Türkiye’de çocuk adalet sistematiği içerisinde bu kavram ilk kez 5395 sayılı kanunda kullanılmıştır. Ancak mahkeme süreçlerine yardımcı olacak meslek elemanları ilk kez 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’da kullanılmıştır.
açıklanmaya çalışıldığı bu çalışma ile toplumda boşanma süreci ile karşı karşıya olan bireylerde ve konuyla ilgili kesimlerde farkındalığın arttırılarak genelde aile özelde ise çocuğu korumaya dönük yapıların irdelenmesi amaçlanmaktadır.
the human being. Each suggestion is based on data which is collected from a long-haul study. The study highlights an ideal practical process, which is formed directly with the feedback from the students and knowledge of updated practices, is emphasized.
Bu çalışmada Diyarbakır il merkezinde yaşayan 60 yaş ve üzerindeki bireylerin bireysel özellikleri, ailelerine ve aile ilişkilerine dair özellikleri, sosyo-ekonomik özellikleri, göç deneyimleri, Diyarbakır’da günlük yaşamları, hayata ve geleceğe dair görüşleri doğrultusunda sorun, ihtiyaç ve hizmet beklentilerinin ortaya konulması ve bunlara dair çözüm önerilerinin geliştirilmesi amaçlanmıştır.
Nicel yöntem ilkelerine uygun olarak tarama modelinde tasarlanan bu araştırmada araştırmacı tarafından hazırlanan 116 soruluk bir görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma verileri bu görüşme formu kullanılarak Diyarbakır kent merkezinde yaşayan 218 kadın, 218 erkek toplam 436 yaşlı ile 6 Temmuz 2014 - 25 Ocak 2016 tarihleri arasında toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 21,0 paket programı ile çözümlenmiş, araştırma sonuçları yaşlıların aktarımları, gözlemler, frekans tabloları, çapraz tablolar ve ki-kare testinden yararlanılarak ortaya konulmuştur.
Max Neef’in ihtiyaçlar hiyerarşisi, ekosistem yaklaşımı ve baskı karşıtı uygulama ışığında yapılan analiz sonucunda Diyarbakır il merkezinde yaşayan yaşlıların en büyük sorunlarının ekonomik temelli olduğu, zorunlu göç sonrası hala çözülemeyen pek çok sorun yaşadıkları, kent içinde yıllardır süren çatışma ortamı ile asayiş olaylarından ciddi derecede etkilendikleri, yaşadıkları pek çok sorunun temelinde baskı unsurlarının olduğu, geçmiş yaşam hikâyelerinin doğrudan tüm yaşamlarını etkilediği, ataerkil sistem ve aile desteğinin hala güçlü olduğu, kurumsal hizmetlere ilişkin bilgi ve katılımın eksik olduğu, buna ek olarak cinsiyetçi bakış açısının da özellikle kadın yaşlıların yaşadığı sorunları artırdığı, yaşlıların yerel yönetimlerden kendilerine özel kuruluşların yapılmasını istedikleri, yaşlıların çoğunlukla eski yaşadıkları yere dönmek istedikleri, aktarılan tüm sorunların altında en temelde uygulanan politikaların olduğu görülmüştür. Bu sorunların çözümünde de yine yaşlıların yaşam kalitelerini artırmaya yönelik politikalar ve bu kapsamda oluşturulacak kurumsal hizmetler büyük önem taşımaktadır. Tüm bu süreçlere yaşlıların katılımının sağlanması hayati bir öneme sahiptir.
Bu üç yaklaşım çerçevesinde yapılan analiz sonrasında sorunların ortadan kaldırılmasında uygulanacak politik çözümlerin yerel güçlerle birlikte bütüncül bir bakış açısıyla hareket etmesini zorunlu kıldığı görülmüştür. Yaşlıların ifade ettikleri sorun ve ihtiyaçların giderilmesi, buna dönük hizmet beklentilerinin karşılanması Diyarbakır özelinde yaşlılığın ele alınmasında farklılığın göz ardı edilmemesi ve yerel bilgi üretmenin öneminin anlaşılması açısından son derece önemlidir.
Çalışma bir tez raporu formatından farklı bir şekilde kurgulanmış, ilk bölümde araştırmanın yöntemsel temelleri ile ilgili ilk ağızdan bilgi aktarılmış sonrasında çalışmanın kuramsal temellerinden bahsedilmiş, ardından çalışmanın bulguları verilmiş son bölümde çalışmanın sonuçlarına ve yazarın sonuçlara ilişkin önerilerine yer verilerek çalışma sonlandırılmıştır.
Son yıllarda yaşlılığa dair çok sınırlı çalışmanın yapıldığı göz önüne alındığında bu çalışmanın hem ulusal hem de bölgesel odağının olması alanyazına çok şey katacaktır.
Dr. Özgür ALTINDAĞ