Deniz CALIS KURAL
Prof. Dr. Çalış Kural is an architect, and, currently teaches at Istanbul Bilgi University, Faculty of Architecture, Istanbul, Turkey. Received her BArch at METU Middle East Technical University (1995); MArch at Pratt Institute, Brooklyn, NY (1998), and, her PhD at METU (2004). She was a junior fellow at Dumbarton Oaks Garden and Landscape Studies (2003-2004); and post-doctoral associate at Harvard University Aga Khan Program (2015-2016); hold scholarships from TUBITAK The Scientific & Technological Research Council of Turkey, TUBA and Dumbarton Oaks. Before Bilgi University, she was a research and teaching assistant at Pratt and METU; taught at Yeditepe and Bahçeşehir universities of Istanbul, and, at University of Virginia, School of Architecture. Her work focuses on the history of space culture; perception and construction of space. Her research interests include both contemporary and historical gardens and landscape, as well as the urban history of Istanbul. Her book Şehrengiz, Urban Rituals and Deviant Sufi Mysticism in Ottoman Istanbul has been published by Ashgate in 2014, discusses the significance of the concept of “imagination” and the theory of “in-between space” in the appropriation and construction of gardens and landscape and related practices in Ottoman Istanbul from early sixteenth to the early eighteenth century. Held several administrative positions, she was the Vice Dean at Yeditepe University; acted as the Director of Graduate Program in Architectural History, Theory and Criticism (2014-2021), and as the Head of the Department of Architecture (2021-2023) at Istanbul Bilgi University. She teaches both architectural design and history of architecture, gardens and landscape at Bilgi, and, also, practices design at UrbAr Office of Urbanism and Architecture at Istanbul, Turkey.
less
Related Authors
InterestsView All (18)
Uploads
Beyazıt Square Urban Design Project 2023 by Deniz CALIS KURAL
The history of Beyazıt Square dates back to the Roman and Byzantine period as the largest forum of the city. Fallen in despair, the new project reintroduced this historic urban space to the city. While the perimeters are redefined for urban continuity; the urban void in the center is highlighted. Theatrical new entrances were designed with landscaping arrangements that clarify the urban experience. The tree-lined staircases - defined by flowering redbud trees or fragrant lindens, aim to create a new layer in urban memory. All pedestrian paths reaching the square are connected with promenade-ramps that emphasize fluidity towards the center within the framework of universal design. The design establishes a dialogue between monuments that have controversial symbolic meanings. Following the ICOMOS Valletta principles, the space aims to allow for diversity and free will. Beyond revealing the complex geometric relationships between monuments, this discovery is used as a multi-layered design strategy. Thus, the intangible heritage is presented to the urban dweller's experience. Daily life is enriched with a dry pool, new cafe structures, lighting design, terraces, and open courtyards.
From the Jury report: “Urban-scale architectural projects in this country always take a long time, but the longest one must be the Beyazıt Square. This urban space, which is almost at the temporal and spatial intersection of the Ottoman Empire and the Republic of Turkey -with its structures and memories, bearing the traces of both- is an exceptional 'place' not only on urban scale, but also on a national scale. If we even mention the designs of two important architects such as Sedad Hakkı Eldem and Turgut Cansever of opposing world views, in addition to other designers who had participated in the discussions about the Square, we would be talking about a very unique place... Such a special place is created by preserving the traces of former proposals, which transforms the design into a "superposition project", and reconsiders the mosque, madrasah, and university doors with an egalitarian approach - following the footsteps of Eldem rather than Cansever, while preserving Cansever's stairs in front of the door, allowing us to understand the value of the things that were built before. In a place where even the Küllük Kahvesi is not forgotten, the square will be completed when the Turan Emeksiz Monument reaches its place - as shown in the project... In addition to preserving what has been done before, the material, and detail choices - almost following Gülten Akın's warning "ah, no one has time to stop and contemplate these fine details”; the square creates itself with the stairs, ramps, and terraces into a harmonious unity with its surrounding; even when it is not occupied, the sense of “emptiness” becomes as fitting as when it is “occupied.” There is even room for protests, if the university will one day remember its rebellious nature… Since it is impossible to describe the design as a building; due to the features we tried to express in as short an explanation as possible, it was deemed worthy of the jury's special award.”
Beyazıt Meydanı Kentsel Tasarım Projesi Beyazıt Meydanı tarihi, kentin en büyük forumu olarak şekil aldığı Roma ve Bizans dönemlerine uzanmaktadır. Yeni kentsel tasarım projesi, atıl durumda olan alanı şehre yeniden kazandırmıştır. Çeperler, kentsel süreklilik sağlayacak şekilde tanımlanırken; merkezde kentsel boşluk ön plana çıkarılmıştır. Kentsel deneyime netlik kazandıracak peyzaj düzenlemeleri ile teatral yeni girişler tasarlanmış; çiçekli erguvan ağaçları veya kokulu ıhlamurlarla tanımlanan ağaçlı merdiven dizeleri kentsel hafızada yeni bir katman oluşturmayı hedeflemiştir. Meydana ulaşan tüm yaya yolları evrensel tasarım çerçevesinde merkeze doğru akışkanlığı vurgulayan promenad-rampalarla birbirine bağlanmıştır. Tartışmalı sembolik anlamlar taşıyan anıtlar arasında diyalog kurulması amaçlanmış; bu bağlamda ICOMOS Valetta ilkeleri uyarınca, tasarım kent sakinlerinin farklı görüşlerini ifade etmelerine imkan sağlamayı amaçlamıştır. Anıtlar arasındaki karmaşık geometrik alan ilişkilerini keşfedip ortaya çıkarmanın ötesinde, bu bulguyu çok katmanlı bir tasarım stratejisi olarak geliştirerek, somut olmayan soyut miras da kentlinin deneyimine sunulmuştur. Günlük hayat deneyimi, kuru su havuzu, yeni kafe yapıları, aydınlatma tasarımı, dinlenme terasları ve açık avlularla zenginleştirilmiştir.
Jüri raporu'ndan: "Bu ülkede kentsel ölçekteki mimarlık uygulamaları hep uzun sürer ama en uzun süreni Beyazıt Meydanı olmalı; içinde barındırdığı yapıları ve anılarıyla neredeyse Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin zamansal ve mekânsal arakesitinde, her ikisinin de izlerini taşıyan bu kentsel mekân sadece kentsel ölçekte değil, ülkesel ölçekte de çok özel bir 'yer'. Sedad Hakkı Eldem ve Turgut Cansever gibi iki önemli mimarın birbirine zıt dünya görüşleri doğrultusundaki tasarımları üzerinden sürdürdükleri ve zaman zaman başka tasarımcıların da katıldıkları tartışmaları da eklersek iyice kendine has bir yerden söz ediyor oluruz... Bu kadar özel bir mekânı burada olmuş olanların izlerini koruyarak ve tasarımı bir "superpozisyon projesi"ne dönüştürerek gerçekleştiren öneri Cansever'den çok Eldem izleğiyle cami, medrese ve üniversite kapısını eşitlikçi bir anlayışla ele alırken Cansever'in kapı önündeki merdivenlerini de koruyarak kendisi kadar kendisinden önce yapılmış olan şeylerin değerini de anlamamızı sağlıyor. Küllük Kahvesi'nin-bile-unutulmadığı bir yerde Turan Emeksiz Anıtı da-projesinde gösterildiği gibi-olması gereken yere geldiğinde meydan tamamlanmış olacak… Daha önce yapılmış olanları korumasının yanısıra malzeme, detay tercihleri ve Gülten Akın'ın "ah, kimselerin vakti durup bu ince şeyleri anlamaya" uyarısıyla üretilmiş merdivenleri, rampalari, platformlarıyla kendini oluştururken çevresine açılışıyla da bütünlüklü görünen meydan insanlar varken de yokken de gerektiği kadar 'doluluk'la gerektiği kadar 'boşluk' üretebiliyor; üniversite bir gün isyankâr huyunu hatırlarsa protestolar için bile yer var…Olabildiğince kısaltılmış bir açıklamayla belirtmeye çalıştığımız özellikleri nedeniyle bu yetkin tasarım-yapı olarak tanımlanması mümkün olmadığı için jüri özel ödülüne değer bulunmuştur."
whose architectural design would be able to establish a dialogue with monuments and urban open space, and at the same time fulfill the technical requirements of a contemporary coffee house. The project and construction processes were carried out within the scope of the Beyazıt
Square Urban Design Project prepared by UrbAr Urbanization and Architecture Office, Ali Kural and Deniz Çalış Kural.
Interview on Beyazıt Square Urban Design Project, January 2023, SOURCE: https://mag.bilgi.edu.tr/tr/ “Istanbul Bilgi University Head of the Department of Architecture, Assoc. Dr. B. Deniz Çalış Kural was interviewed and published on BİLGİmag in January 2023.” In the interview, you can read about the the main design criteria of the Beyazıt Square Urban Design Project - the construction of which was completed in 2022, along with images from the public square. The designers of the Beyazıt Square Urban Design Project are Ali Kural (METU, Harvard GSD MAUD) from Urbar Urbanization and Architecture Office, Bebek, Istanbul and Assoc. Dr. Deniz Çalış Kural (METU, Pratt), Head of Architecture Department of Istanbul Bilgi University.
Books by Deniz CALIS KURAL
Book Review by Deniz CALIS KURAL
Podcasts by Deniz CALIS KURAL
Book Chapters by Deniz CALIS KURAL
The history of Beyazıt Square dates back to the Roman and Byzantine period as the largest forum of the city. Fallen in despair, the new project reintroduced this historic urban space to the city. While the perimeters are redefined for urban continuity; the urban void in the center is highlighted. Theatrical new entrances were designed with landscaping arrangements that clarify the urban experience. The tree-lined staircases - defined by flowering redbud trees or fragrant lindens, aim to create a new layer in urban memory. All pedestrian paths reaching the square are connected with promenade-ramps that emphasize fluidity towards the center within the framework of universal design. The design establishes a dialogue between monuments that have controversial symbolic meanings. Following the ICOMOS Valletta principles, the space aims to allow for diversity and free will. Beyond revealing the complex geometric relationships between monuments, this discovery is used as a multi-layered design strategy. Thus, the intangible heritage is presented to the urban dweller's experience. Daily life is enriched with a dry pool, new cafe structures, lighting design, terraces, and open courtyards.
From the Jury report: “Urban-scale architectural projects in this country always take a long time, but the longest one must be the Beyazıt Square. This urban space, which is almost at the temporal and spatial intersection of the Ottoman Empire and the Republic of Turkey -with its structures and memories, bearing the traces of both- is an exceptional 'place' not only on urban scale, but also on a national scale. If we even mention the designs of two important architects such as Sedad Hakkı Eldem and Turgut Cansever of opposing world views, in addition to other designers who had participated in the discussions about the Square, we would be talking about a very unique place... Such a special place is created by preserving the traces of former proposals, which transforms the design into a "superposition project", and reconsiders the mosque, madrasah, and university doors with an egalitarian approach - following the footsteps of Eldem rather than Cansever, while preserving Cansever's stairs in front of the door, allowing us to understand the value of the things that were built before. In a place where even the Küllük Kahvesi is not forgotten, the square will be completed when the Turan Emeksiz Monument reaches its place - as shown in the project... In addition to preserving what has been done before, the material, and detail choices - almost following Gülten Akın's warning "ah, no one has time to stop and contemplate these fine details”; the square creates itself with the stairs, ramps, and terraces into a harmonious unity with its surrounding; even when it is not occupied, the sense of “emptiness” becomes as fitting as when it is “occupied.” There is even room for protests, if the university will one day remember its rebellious nature… Since it is impossible to describe the design as a building; due to the features we tried to express in as short an explanation as possible, it was deemed worthy of the jury's special award.”
Beyazıt Meydanı Kentsel Tasarım Projesi Beyazıt Meydanı tarihi, kentin en büyük forumu olarak şekil aldığı Roma ve Bizans dönemlerine uzanmaktadır. Yeni kentsel tasarım projesi, atıl durumda olan alanı şehre yeniden kazandırmıştır. Çeperler, kentsel süreklilik sağlayacak şekilde tanımlanırken; merkezde kentsel boşluk ön plana çıkarılmıştır. Kentsel deneyime netlik kazandıracak peyzaj düzenlemeleri ile teatral yeni girişler tasarlanmış; çiçekli erguvan ağaçları veya kokulu ıhlamurlarla tanımlanan ağaçlı merdiven dizeleri kentsel hafızada yeni bir katman oluşturmayı hedeflemiştir. Meydana ulaşan tüm yaya yolları evrensel tasarım çerçevesinde merkeze doğru akışkanlığı vurgulayan promenad-rampalarla birbirine bağlanmıştır. Tartışmalı sembolik anlamlar taşıyan anıtlar arasında diyalog kurulması amaçlanmış; bu bağlamda ICOMOS Valetta ilkeleri uyarınca, tasarım kent sakinlerinin farklı görüşlerini ifade etmelerine imkan sağlamayı amaçlamıştır. Anıtlar arasındaki karmaşık geometrik alan ilişkilerini keşfedip ortaya çıkarmanın ötesinde, bu bulguyu çok katmanlı bir tasarım stratejisi olarak geliştirerek, somut olmayan soyut miras da kentlinin deneyimine sunulmuştur. Günlük hayat deneyimi, kuru su havuzu, yeni kafe yapıları, aydınlatma tasarımı, dinlenme terasları ve açık avlularla zenginleştirilmiştir.
Jüri raporu'ndan: "Bu ülkede kentsel ölçekteki mimarlık uygulamaları hep uzun sürer ama en uzun süreni Beyazıt Meydanı olmalı; içinde barındırdığı yapıları ve anılarıyla neredeyse Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin zamansal ve mekânsal arakesitinde, her ikisinin de izlerini taşıyan bu kentsel mekân sadece kentsel ölçekte değil, ülkesel ölçekte de çok özel bir 'yer'. Sedad Hakkı Eldem ve Turgut Cansever gibi iki önemli mimarın birbirine zıt dünya görüşleri doğrultusundaki tasarımları üzerinden sürdürdükleri ve zaman zaman başka tasarımcıların da katıldıkları tartışmaları da eklersek iyice kendine has bir yerden söz ediyor oluruz... Bu kadar özel bir mekânı burada olmuş olanların izlerini koruyarak ve tasarımı bir "superpozisyon projesi"ne dönüştürerek gerçekleştiren öneri Cansever'den çok Eldem izleğiyle cami, medrese ve üniversite kapısını eşitlikçi bir anlayışla ele alırken Cansever'in kapı önündeki merdivenlerini de koruyarak kendisi kadar kendisinden önce yapılmış olan şeylerin değerini de anlamamızı sağlıyor. Küllük Kahvesi'nin-bile-unutulmadığı bir yerde Turan Emeksiz Anıtı da-projesinde gösterildiği gibi-olması gereken yere geldiğinde meydan tamamlanmış olacak… Daha önce yapılmış olanları korumasının yanısıra malzeme, detay tercihleri ve Gülten Akın'ın "ah, kimselerin vakti durup bu ince şeyleri anlamaya" uyarısıyla üretilmiş merdivenleri, rampalari, platformlarıyla kendini oluştururken çevresine açılışıyla da bütünlüklü görünen meydan insanlar varken de yokken de gerektiği kadar 'doluluk'la gerektiği kadar 'boşluk' üretebiliyor; üniversite bir gün isyankâr huyunu hatırlarsa protestolar için bile yer var…Olabildiğince kısaltılmış bir açıklamayla belirtmeye çalıştığımız özellikleri nedeniyle bu yetkin tasarım-yapı olarak tanımlanması mümkün olmadığı için jüri özel ödülüne değer bulunmuştur."
whose architectural design would be able to establish a dialogue with monuments and urban open space, and at the same time fulfill the technical requirements of a contemporary coffee house. The project and construction processes were carried out within the scope of the Beyazıt
Square Urban Design Project prepared by UrbAr Urbanization and Architecture Office, Ali Kural and Deniz Çalış Kural.
Interview on Beyazıt Square Urban Design Project, January 2023, SOURCE: https://mag.bilgi.edu.tr/tr/ “Istanbul Bilgi University Head of the Department of Architecture, Assoc. Dr. B. Deniz Çalış Kural was interviewed and published on BİLGİmag in January 2023.” In the interview, you can read about the the main design criteria of the Beyazıt Square Urban Design Project - the construction of which was completed in 2022, along with images from the public square. The designers of the Beyazıt Square Urban Design Project are Ali Kural (METU, Harvard GSD MAUD) from Urbar Urbanization and Architecture Office, Bebek, Istanbul and Assoc. Dr. Deniz Çalış Kural (METU, Pratt), Head of Architecture Department of Istanbul Bilgi University.
Kentsel tasarım süreci ve evreleri: Geriye dönüp bakmak. Şimdiki Alaçatı Yeldeğirmenleri Park’ının bulunduğu alandan meydanın inşaatına bakış. Tasarım: UrbAr Kentleşme ve Mimarlık Ofisi
Bahçeler politik anlamlar taşıyan ve politik gücün ortaya konulmasına olanak sağlayan mekanlardır. İstanbul bahçeleri yüzyıllar boyunca karşıt politik izleri silme çabası doğrultusunda pek çok kere tahrip edilmiştir. Yapılacak sunum, İstanbul şehrindeki örneklere odaklanıp özellikle Kağıthane Vadisi’ndeki değişimleri ele alacaktır. Sunum, kültürel peyzaj kavramı tartışmaları çerçevesinde Osmanlı bahçe kültürünün devamlılığını, benimsenmesini, transformasyon ve adaptasyonunu, anlam kaymalarını ve yanlış kullanımlarını günümüze kadar birbirini peşi sıra takip eden dönemler üzerinden sorgulamayı amaçlamaktadır.
Gardens are politically loaded spaces and they enable manifestation of political power. Gardens of Istanbul were destroyed numerous times throughout centuries, as efforts for erasing signs of rival political display. The presentation will focus on examples in the city of Istanbul, and, will mainly examine the transformation of the Kağıthane Valley. The presentation will question the concept of cultural landscapes as well as the continuity of the Ottoman garden culture - as it was adopted, transformed, cherished, challenged, misunderstood and misused through subsequent periods until today.