Günümüzde yabancı düşmanlığı gün geçtikçe saldırganlığını arttıran bir tutum haline gelmiştir. To... more Günümüzde yabancı düşmanlığı gün geçtikçe saldırganlığını arttıran bir tutum haline gelmiştir. Toplumların kendilerine yabancı olarak tanımladıkları gruplara karşı beslediği zenofobik duygular, hâlihazırda var olan etnik, dini, kültürel ve ırkçı önyargılar temelli gelişmektedir. Bu önyargıdan kaynaklanan korku zaman zaman karşıtlık duyulan gruba karşı saldırgan uygulamaların artmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda Rus tarihinden kaynaklanan önyargı ve Rusya'nın bugün dış dünyaya karşı sürdürdüğü politik tutumun arttırdığı Rus karşıtı duygular, bazı dönemlerde saldırgan bir boyuta ulaşmaktadır. Çalışmada Rus karşıtlığının ortaya çıkmasında etkili olan faktörlerin neler olduğu sorusundan hareketle Rusofobinin ortaya çıkışı ve günümüzdeki gelişimi üzerinden bir analiz amaçlanmıştır. Bu bakımdan öncelikle Rusofobik duyguların tarihsel gelişimi ortaya konulmuş ve toplumların zihniyetinin tarihsel deneyimlerinden büyük ölçüde etkilendiği savı doğrultusunda, Rus tarihindeki olumsuz devlet imajına neden olan politikalara örnekler verilmiştir. Ardından Rusofobinin hedef aldığı "Rus Dünyası"nın, Sovyetlerin dağılması ardından belirlenen formunun kapsam alanı ortaya konulmuştur. Bu doğrultuda Rus Dünyası söylemi üzerinden belirlenen dış politika kararlarının Ruslara karşı kaygının artmasına ve Rusların tehdit olarak algılanmasına neden olduğu ileri sürülmüştür.
Journal of Humanity and Society (insan & toplum)
Bilişim teknolojilerinin endüstriyel üretim ile bütünleşmesiyle Sanayi Devrimi’nin dördüncü fazı ... more Bilişim teknolojilerinin endüstriyel üretim ile bütünleşmesiyle Sanayi Devrimi’nin dördüncü fazı olarak adlandırılan yeni bir dönemece girilmiştir. Başta ulus devletler olmak üzere uluslararası sistemde yer alan diğer tüm aktörler de bu süreçte yeni sosyalleşme alanı olan internet ve sosyal medyayı kendi çıkarları için kullanmaya başlamıştır. Görsel ve yazılı medya üzerinden halklar nezdinde algı yaratma süreci olarak tanımlanabilecek kamu diplomasisi bu noktada devreye girmektedir. Hamas, İslami Cihat Örgütü ve Hizbullah ile sürekli mücadele içinde bulunan İsrail Savunma Güçleri (İSG), terörle mücadele adı altında orantısız güç uygulamaktadır. Bu nedenle uluslararası toplumda İsrail’e ve İSG’ye karşı tepki oluşmaya başlamıştır. İsrail militarist bir devlet olarak etiketlenmekte, İSG askerleri ise acımasız olarak görülmektedir. Yumuşak ve akıllı güç uygulamaları ve kamu diplomasisi hem İsrail hem de İSG için bu nedenle önem kazanmaktadır. Bu çalışma, akıllı güç stratejisi ve bir kam...
Relations between the Russian Federation and People’s Republic of China, the two most important p... more Relations between the Russian Federation and People’s Republic of China, the two most important powers of the Central Asia, have gone through ups and downs historically. While China, the sleeping giant, has begun to revive since the 2000s, Russia has set its priority as becoming a great power under the presidency of Vladimir Putin. Hence, these actors of middle scale have no longer remained indifferent to each other in developing a policy against the USA, a great power, and defining energy policies of their own. Although they share the rival status ad pursue similar objectives in the same geography, viewing the USA as a threat to their own securities, they solved the disputes between them at first and then opted for increasing mutual cooperation around the Shanghai Cooperation Organization. Although each observes the growth of the other carefully, the USA’s deploy of military bases in the Central Asia after the September 11 and possibility of staying permanently in the region urged these states to act on the same side.
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
Türkler ile Japonlar on dokuzuncu yüzyıl gibi geç bir süreçte birbirlerini yakından tanımaya başl... more Türkler ile Japonlar on dokuzuncu yüzyıl gibi geç bir süreçte birbirlerini yakından tanımaya başlamışsa da, yirminci yüzyıla gelindiğinde iki taraf da aralarındaki ilişkiyi geliştirmeye çalışmıştır. Türkiye hem bir Ortadoğu ülkesi olması, hem de Batı'ya açılan bir köprü görevi görmesi nedenleriyle Japonya'nın ilgisini çekmiştir. Japonya ise gelişen ekonomisi ve teknolojik faaliyetleri nedenleriyle Türkiye için potansiyel ekonomik partner olarak görülmüştür. Aslında iki ülke de uzun zamandır siyasal ve iktisadi ilişkileri geliştirme niyetindedir. İki ülke bürokratları defalarca yan yana gelmişse de istenilen ekonomik sonuç bir türlü sağlanamamıştır. Kültürel faaliyetler iki ülke halkının birbirini yakından tanımasına olanak sağlasa da iki ülke dış politikalarında birbirine öncelik tanımamaktadır. Bu da ilişkilerin gelişmesini engellemiştir. Bu çalışmada iki ülkenin siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkileri geliştirme istençleri sorgulanmıştır. Sonuç olarak siyasal yakınlaşmanın kültürel yakınlaşmayı sağladığı ama iktisadi ilişkileri çok da arttırmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Oysa Japonya'nın Ortadoğu'da güvenilir bir müttefik olarak Türkiye'ye, Türkiye'nin de Uzak Doğu'da stratejik işbirliği geliştirebileceği bir ülke olarak Japonya'ya ihtiyacı vardır.
Sovyetler Birligi’nin sona ermesinden sonra yeni kurulan Rusya Federasyonu egemen oldugu cografya... more Sovyetler Birligi’nin sona ermesinden sonra yeni kurulan Rusya Federasyonu egemen oldugu cografyanin daralmasi nedeniyle sadece Baltik ve Karadeniz’e olan cikisinda sinirlanma sorunu yasamamis ayni zamanda ulke Avrupa’ya olan dogrudan baglanti yollarini da kaybetmistir. Bu durum Rus dis politikasini da etkilemistir. Federasyonun ilk baskani olan Boris Yeltsin doneminde ulke pek cok sorunla karsi karsiya kalmis, Vladimir Putin’in 2000 yilinda baskan olmasi ile birlikte ise ulke yeniden yapilanma surecine girmistir. Dis politika konusunda Putin, cok kutuplulugu tesvik ederek Rusya’nin dunyadaki pozisyonunu guclendirmeye calismistir. Gorbacov ve Yeltsin tarafindan bati ulkelerinde yaratilan Rusya’nin uluslararasi politikaya esit bir ortak olarak katilimi konusundaki suphelerin aksine yeni baskan Rusya’yi yeniden yapilandirmis ve ulkesini onemli bolgesel guclerden biri haline getirmistir. Ulke ekonomisinde iyilesmeler yasanmasi ile birlikte Putin, ABD’nin tek super guc konumuna karsi ci...
Afganistan; ic mucadeleler sonrasi savaslar, teror orgutlerinin yikimi ve buyuk guclerin isgaller... more Afganistan; ic mucadeleler sonrasi savaslar, teror orgutlerinin yikimi ve buyuk guclerin isgalleri gibi nedenlerle kaotik bir gecmise sahiptir. Bugun de etkileri devam eden catisma ve karisikliklar sonucunda Afganistan halki icin dunyada “Istikrarli Gocmenler”, Afganistan devleti icin ise tarihinin her doneminde “Istikrarli Goc Veren Ulke” tanimlamalari yapilmaktadir. Bu calismada Afganistan halkinin goc etmesinin nedenleri tarihsel surecleri ile birlikte ele alinmis ve goc hareketlerinin Turkiye’ye yansimalari uzerinde durulmustur. Calismanin ana savi; ic karisikliklarin yaninda, dis mudahalelerin yikici etkisinin de Afganistan halkini goc etmeye surukledigi ve bu goc hareketlerinden ciddi oranda etkilenen ulkelerden birisinin de Turkiye oldugudur.
Bir uluslararasi sistem icinde varlik gosteren devletler, guvenligi saglamak icin, dost-dusman ay... more Bir uluslararasi sistem icinde varlik gosteren devletler, guvenligi saglamak icin, dost-dusman ayrimi yaparlar. Sistemde yer alan tek aktor devletler olmadigi icin, guvenligin olusturulmasi zorlasmaktadir. Musluman Kardesler Orgutu, hem uluslararasi sistemde, hem de Misir ic siyasetinde, barisi savundugu halde, adi “teror orgutu” ifadesi ile eslestirilmeye calisilan onemli bir aktordur. 11 Eylul 2001 teror saldirilarinin ardindan, Islam dininin adini, teror ile birlikte kullanmaya baslayan ABD, uluslararasi literature “Islamofobi” kavramini hediye etmistir. Bu noktadan sonra da ABD dis politikasinda onceligi, radikal Islamci orgutlerle mucadeleye vermistir. Şuphesiz El-Kaide ya da IŞID gibi orgutler, sivil yasama kast eden teror eylemleri organize etmektedir. Ancak tum Islami orgutleri ayni kefeye koymak adil olmamaktadir. Savunmaci Islami orgutler, bir sivil toplum orgutu gibi hareket ederek, fikirsel mucadele vermektedirler. Ancak daha ortak bir teror orgutu tanimi yapamayan devl...
Anadolu’nun dogal bir uzantisi olan Kibris adasi, bulundugu konum itibariyle, Turkiye’nin hem guv... more Anadolu’nun dogal bir uzantisi olan Kibris adasi, bulundugu konum itibariyle, Turkiye’nin hem guvenligini, hem de Dogu Akdeniz siyasetini sekillendirmektedir. Adada Rum nufusun artisa gecmesi ve sistematik olarak Turk nufusun azalmasiyla birlikte, Turkiye, bati hattindan sonra guney hattinda da Rumlar tarafindan kusatildigini dusunmustur. Bu nedenle adada hic Turk kalmasa bile, Turkiye’nin bir Kibris siyaseti olmak zorundadir. Dahasi adada dost ve muttefik Turklerin varligi, Turkiye’nin kendisini guvende hissetmesine neden olmaktadir. Bu nedenle Turkiye, her zaman adada Turklerin de hakkinin gozetildigi adilane ve kalici bir barisin tesisinden yana bir tavir belirlemistir. Ancak sorun cozumlenemeden Rum tarafi Avrupa Birligi’ne uye olunca, taraflarin muzakere masasina oturma istegi azalmistir. Butun bunlara ek olarak, adanin etrafinda isletilebilir dogal kaynaklar bulununca, karmasik Kibris sorununa bir de bu durumdan yararlanmak isteyen guclerin politikalari eklenmistir. Bu calisma...
Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2020
Palestine is not only a struggle for land but it's also Palestinian people's fight for a vital be... more Palestine is not only a struggle for land but it's also Palestinian people's fight for a vital being. Every land that has been losing means that thousands of families become homeless. But Western states view it as a political problem rather than a humanitarian drama. Even though there are decisions taken by the United Nations Israel ignores them all. In addition to physical division and a difficult life standard the Palestinians are divided between two different organizations politically; Hamas and Fatah. Fatah has been criticized by some Palestinians because of its relations with Western states. Hamas is experiencing a crisis of legitimacy because of not abandoning the armed struggle. Hamas has been seen as a terrorist organization in the eyes of Western states and Israel. The aim of this study is to reveal the effect of the split between the two actors on the Palestinian resistance by mentioning the differences and competition between these two organizations. The study will also include official statements of the leaders of the organization and Palestinian bureaucrats.
Energy is the common need of all living creatures and things from daily life needs to the product... more Energy is the common need of all living creatures and things from daily life needs to the productions of complex structures. Governments encounter problems in supplying the energy of their nations as reliable, cheap and constant. In an environment where common worry is same but the main need of fossil fuels are running out, to reach at the source creates a competitive environment and for this reason reserves cause various conflicts. It is not coincidence that conflict areas of the world are also the areas where fossil fuel reserves are high. For this reason, it is seen that hydrocarbons are used as a tool in steering international policy. Having Russia using natural gas transmission network as a political manoeuvre in order to steer Ukraine crisis or having Iran attaching importance to the natural gas agreement which is done with Turkey in order to configure their economics which was subjected to the American Economic Embargo since 1980s, epitomize this situation. The aim of this study is to provide information about the reserve status of the hydrocarbons, to explain how they develop the global policy and to interpret how the start of use of alternative energy sources in Turkey may influence this situation.
Insanligin kendisini duvar orerek, tehdit olarak algiladigi “oteki”ne karsi korumasinin ornekleri... more Insanligin kendisini duvar orerek, tehdit olarak algiladigi “oteki”ne karsi korumasinin ornekleri Roma ve Cin Imparatorluklarinda gorulebildigi gibi, Ortacag doneminin feodal sisteminde ve Yakincag’in Dogu ve Bati Almanya’yi birbirinden ayiran Berlin duvarinda da gozlemlenebilmektedir. 21 Şubat 2002’de Israil Basbakani Ariel Şaron, Kneset’in ulke guvenligine bir tehdit olarak gorulen ve otekilestirilen Filistinli direniscilerin olasi eylemlerine karsi bir “tampon bolge” olusturulmasi karari aldigini aciklamistir. Bati Şeria duvar insaati yapilirken, 1949 yilinda belirlenen Yesil Hat cizgisi takip edilmemis ve Israil, Bati Şeria topraklarini ilhak ederek uluslararasi hukuka aykiri bir eylemde bulunmustur. Insa edilen duvar, bolgede yasayan Filistin halkini hem ekonomik, hem de siyasal acidan etkilemistir. Insa sirasinda bazi Filistinlilerin evlerine el konulmus, bazilarininki yikilmistir. Bolgenin su kanallari gibi altyapi hizmetleri insaattan zarar gormustur. Ustelik bolge halki ici...
Hungarians who ran out the domination of Ottoman Empire in 1699 and came under the domination of ... more Hungarians who ran out the domination of Ottoman Empire in 1699 and came under the domination of Habsburgs, started to pursue a policy so as to reach their majority against Austria as of this date. When nationalism movements started to develop European map once again by the atmosphere that is generated by French Revolution in 1789, this ideology started to penetrate also Hungarians. The Hungarian revival which started under language and literature fields against the Germanization politics of Austria, ensured Hungarian folk to act towards nationalism. However, this claim of Hungarians required a two-way campaign; while Hungary was being established, disintegration of non-Hungarian minorities in this land should be prevented and Austrian dominance should be discharged. While this was being done, lands shouldn't be lost. Hungarian uprisings had to resist these problems all the time. The aim of this research is to make an analysis on how Hungarians created their own geopolitical hinterlands over their problematic historical heritage.
Günümüzde yabancı düşmanlığı gün geçtikçe saldırganlığını arttıran bir tutum haline gelmiştir. To... more Günümüzde yabancı düşmanlığı gün geçtikçe saldırganlığını arttıran bir tutum haline gelmiştir. Toplumların kendilerine yabancı olarak tanımladıkları gruplara karşı beslediği zenofobik duygular, hâlihazırda var olan etnik, dini, kültürel ve ırkçı önyargılar temelli gelişmektedir. Bu önyargıdan kaynaklanan korku zaman zaman karşıtlık duyulan gruba karşı saldırgan uygulamaların artmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda Rus tarihinden kaynaklanan önyargı ve Rusya'nın bugün dış dünyaya karşı sürdürdüğü politik tutumun arttırdığı Rus karşıtı duygular, bazı dönemlerde saldırgan bir boyuta ulaşmaktadır. Çalışmada Rus karşıtlığının ortaya çıkmasında etkili olan faktörlerin neler olduğu sorusundan hareketle Rusofobinin ortaya çıkışı ve günümüzdeki gelişimi üzerinden bir analiz amaçlanmıştır. Bu bakımdan öncelikle Rusofobik duyguların tarihsel gelişimi ortaya konulmuş ve toplumların zihniyetinin tarihsel deneyimlerinden büyük ölçüde etkilendiği savı doğrultusunda, Rus tarihindeki olumsuz devlet imajına neden olan politikalara örnekler verilmiştir. Ardından Rusofobinin hedef aldığı "Rus Dünyası"nın, Sovyetlerin dağılması ardından belirlenen formunun kapsam alanı ortaya konulmuştur. Bu doğrultuda Rus Dünyası söylemi üzerinden belirlenen dış politika kararlarının Ruslara karşı kaygının artmasına ve Rusların tehdit olarak algılanmasına neden olduğu ileri sürülmüştür.
Journal of Humanity and Society (insan & toplum)
Bilişim teknolojilerinin endüstriyel üretim ile bütünleşmesiyle Sanayi Devrimi’nin dördüncü fazı ... more Bilişim teknolojilerinin endüstriyel üretim ile bütünleşmesiyle Sanayi Devrimi’nin dördüncü fazı olarak adlandırılan yeni bir dönemece girilmiştir. Başta ulus devletler olmak üzere uluslararası sistemde yer alan diğer tüm aktörler de bu süreçte yeni sosyalleşme alanı olan internet ve sosyal medyayı kendi çıkarları için kullanmaya başlamıştır. Görsel ve yazılı medya üzerinden halklar nezdinde algı yaratma süreci olarak tanımlanabilecek kamu diplomasisi bu noktada devreye girmektedir. Hamas, İslami Cihat Örgütü ve Hizbullah ile sürekli mücadele içinde bulunan İsrail Savunma Güçleri (İSG), terörle mücadele adı altında orantısız güç uygulamaktadır. Bu nedenle uluslararası toplumda İsrail’e ve İSG’ye karşı tepki oluşmaya başlamıştır. İsrail militarist bir devlet olarak etiketlenmekte, İSG askerleri ise acımasız olarak görülmektedir. Yumuşak ve akıllı güç uygulamaları ve kamu diplomasisi hem İsrail hem de İSG için bu nedenle önem kazanmaktadır. Bu çalışma, akıllı güç stratejisi ve bir kam...
Relations between the Russian Federation and People’s Republic of China, the two most important p... more Relations between the Russian Federation and People’s Republic of China, the two most important powers of the Central Asia, have gone through ups and downs historically. While China, the sleeping giant, has begun to revive since the 2000s, Russia has set its priority as becoming a great power under the presidency of Vladimir Putin. Hence, these actors of middle scale have no longer remained indifferent to each other in developing a policy against the USA, a great power, and defining energy policies of their own. Although they share the rival status ad pursue similar objectives in the same geography, viewing the USA as a threat to their own securities, they solved the disputes between them at first and then opted for increasing mutual cooperation around the Shanghai Cooperation Organization. Although each observes the growth of the other carefully, the USA’s deploy of military bases in the Central Asia after the September 11 and possibility of staying permanently in the region urged these states to act on the same side.
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
Türkler ile Japonlar on dokuzuncu yüzyıl gibi geç bir süreçte birbirlerini yakından tanımaya başl... more Türkler ile Japonlar on dokuzuncu yüzyıl gibi geç bir süreçte birbirlerini yakından tanımaya başlamışsa da, yirminci yüzyıla gelindiğinde iki taraf da aralarındaki ilişkiyi geliştirmeye çalışmıştır. Türkiye hem bir Ortadoğu ülkesi olması, hem de Batı'ya açılan bir köprü görevi görmesi nedenleriyle Japonya'nın ilgisini çekmiştir. Japonya ise gelişen ekonomisi ve teknolojik faaliyetleri nedenleriyle Türkiye için potansiyel ekonomik partner olarak görülmüştür. Aslında iki ülke de uzun zamandır siyasal ve iktisadi ilişkileri geliştirme niyetindedir. İki ülke bürokratları defalarca yan yana gelmişse de istenilen ekonomik sonuç bir türlü sağlanamamıştır. Kültürel faaliyetler iki ülke halkının birbirini yakından tanımasına olanak sağlasa da iki ülke dış politikalarında birbirine öncelik tanımamaktadır. Bu da ilişkilerin gelişmesini engellemiştir. Bu çalışmada iki ülkenin siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkileri geliştirme istençleri sorgulanmıştır. Sonuç olarak siyasal yakınlaşmanın kültürel yakınlaşmayı sağladığı ama iktisadi ilişkileri çok da arttırmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Oysa Japonya'nın Ortadoğu'da güvenilir bir müttefik olarak Türkiye'ye, Türkiye'nin de Uzak Doğu'da stratejik işbirliği geliştirebileceği bir ülke olarak Japonya'ya ihtiyacı vardır.
Sovyetler Birligi’nin sona ermesinden sonra yeni kurulan Rusya Federasyonu egemen oldugu cografya... more Sovyetler Birligi’nin sona ermesinden sonra yeni kurulan Rusya Federasyonu egemen oldugu cografyanin daralmasi nedeniyle sadece Baltik ve Karadeniz’e olan cikisinda sinirlanma sorunu yasamamis ayni zamanda ulke Avrupa’ya olan dogrudan baglanti yollarini da kaybetmistir. Bu durum Rus dis politikasini da etkilemistir. Federasyonun ilk baskani olan Boris Yeltsin doneminde ulke pek cok sorunla karsi karsiya kalmis, Vladimir Putin’in 2000 yilinda baskan olmasi ile birlikte ise ulke yeniden yapilanma surecine girmistir. Dis politika konusunda Putin, cok kutuplulugu tesvik ederek Rusya’nin dunyadaki pozisyonunu guclendirmeye calismistir. Gorbacov ve Yeltsin tarafindan bati ulkelerinde yaratilan Rusya’nin uluslararasi politikaya esit bir ortak olarak katilimi konusundaki suphelerin aksine yeni baskan Rusya’yi yeniden yapilandirmis ve ulkesini onemli bolgesel guclerden biri haline getirmistir. Ulke ekonomisinde iyilesmeler yasanmasi ile birlikte Putin, ABD’nin tek super guc konumuna karsi ci...
Afganistan; ic mucadeleler sonrasi savaslar, teror orgutlerinin yikimi ve buyuk guclerin isgaller... more Afganistan; ic mucadeleler sonrasi savaslar, teror orgutlerinin yikimi ve buyuk guclerin isgalleri gibi nedenlerle kaotik bir gecmise sahiptir. Bugun de etkileri devam eden catisma ve karisikliklar sonucunda Afganistan halki icin dunyada “Istikrarli Gocmenler”, Afganistan devleti icin ise tarihinin her doneminde “Istikrarli Goc Veren Ulke” tanimlamalari yapilmaktadir. Bu calismada Afganistan halkinin goc etmesinin nedenleri tarihsel surecleri ile birlikte ele alinmis ve goc hareketlerinin Turkiye’ye yansimalari uzerinde durulmustur. Calismanin ana savi; ic karisikliklarin yaninda, dis mudahalelerin yikici etkisinin de Afganistan halkini goc etmeye surukledigi ve bu goc hareketlerinden ciddi oranda etkilenen ulkelerden birisinin de Turkiye oldugudur.
Bir uluslararasi sistem icinde varlik gosteren devletler, guvenligi saglamak icin, dost-dusman ay... more Bir uluslararasi sistem icinde varlik gosteren devletler, guvenligi saglamak icin, dost-dusman ayrimi yaparlar. Sistemde yer alan tek aktor devletler olmadigi icin, guvenligin olusturulmasi zorlasmaktadir. Musluman Kardesler Orgutu, hem uluslararasi sistemde, hem de Misir ic siyasetinde, barisi savundugu halde, adi “teror orgutu” ifadesi ile eslestirilmeye calisilan onemli bir aktordur. 11 Eylul 2001 teror saldirilarinin ardindan, Islam dininin adini, teror ile birlikte kullanmaya baslayan ABD, uluslararasi literature “Islamofobi” kavramini hediye etmistir. Bu noktadan sonra da ABD dis politikasinda onceligi, radikal Islamci orgutlerle mucadeleye vermistir. Şuphesiz El-Kaide ya da IŞID gibi orgutler, sivil yasama kast eden teror eylemleri organize etmektedir. Ancak tum Islami orgutleri ayni kefeye koymak adil olmamaktadir. Savunmaci Islami orgutler, bir sivil toplum orgutu gibi hareket ederek, fikirsel mucadele vermektedirler. Ancak daha ortak bir teror orgutu tanimi yapamayan devl...
Anadolu’nun dogal bir uzantisi olan Kibris adasi, bulundugu konum itibariyle, Turkiye’nin hem guv... more Anadolu’nun dogal bir uzantisi olan Kibris adasi, bulundugu konum itibariyle, Turkiye’nin hem guvenligini, hem de Dogu Akdeniz siyasetini sekillendirmektedir. Adada Rum nufusun artisa gecmesi ve sistematik olarak Turk nufusun azalmasiyla birlikte, Turkiye, bati hattindan sonra guney hattinda da Rumlar tarafindan kusatildigini dusunmustur. Bu nedenle adada hic Turk kalmasa bile, Turkiye’nin bir Kibris siyaseti olmak zorundadir. Dahasi adada dost ve muttefik Turklerin varligi, Turkiye’nin kendisini guvende hissetmesine neden olmaktadir. Bu nedenle Turkiye, her zaman adada Turklerin de hakkinin gozetildigi adilane ve kalici bir barisin tesisinden yana bir tavir belirlemistir. Ancak sorun cozumlenemeden Rum tarafi Avrupa Birligi’ne uye olunca, taraflarin muzakere masasina oturma istegi azalmistir. Butun bunlara ek olarak, adanin etrafinda isletilebilir dogal kaynaklar bulununca, karmasik Kibris sorununa bir de bu durumdan yararlanmak isteyen guclerin politikalari eklenmistir. Bu calisma...
Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2020
Palestine is not only a struggle for land but it's also Palestinian people's fight for a vital be... more Palestine is not only a struggle for land but it's also Palestinian people's fight for a vital being. Every land that has been losing means that thousands of families become homeless. But Western states view it as a political problem rather than a humanitarian drama. Even though there are decisions taken by the United Nations Israel ignores them all. In addition to physical division and a difficult life standard the Palestinians are divided between two different organizations politically; Hamas and Fatah. Fatah has been criticized by some Palestinians because of its relations with Western states. Hamas is experiencing a crisis of legitimacy because of not abandoning the armed struggle. Hamas has been seen as a terrorist organization in the eyes of Western states and Israel. The aim of this study is to reveal the effect of the split between the two actors on the Palestinian resistance by mentioning the differences and competition between these two organizations. The study will also include official statements of the leaders of the organization and Palestinian bureaucrats.
Energy is the common need of all living creatures and things from daily life needs to the product... more Energy is the common need of all living creatures and things from daily life needs to the productions of complex structures. Governments encounter problems in supplying the energy of their nations as reliable, cheap and constant. In an environment where common worry is same but the main need of fossil fuels are running out, to reach at the source creates a competitive environment and for this reason reserves cause various conflicts. It is not coincidence that conflict areas of the world are also the areas where fossil fuel reserves are high. For this reason, it is seen that hydrocarbons are used as a tool in steering international policy. Having Russia using natural gas transmission network as a political manoeuvre in order to steer Ukraine crisis or having Iran attaching importance to the natural gas agreement which is done with Turkey in order to configure their economics which was subjected to the American Economic Embargo since 1980s, epitomize this situation. The aim of this study is to provide information about the reserve status of the hydrocarbons, to explain how they develop the global policy and to interpret how the start of use of alternative energy sources in Turkey may influence this situation.
Insanligin kendisini duvar orerek, tehdit olarak algiladigi “oteki”ne karsi korumasinin ornekleri... more Insanligin kendisini duvar orerek, tehdit olarak algiladigi “oteki”ne karsi korumasinin ornekleri Roma ve Cin Imparatorluklarinda gorulebildigi gibi, Ortacag doneminin feodal sisteminde ve Yakincag’in Dogu ve Bati Almanya’yi birbirinden ayiran Berlin duvarinda da gozlemlenebilmektedir. 21 Şubat 2002’de Israil Basbakani Ariel Şaron, Kneset’in ulke guvenligine bir tehdit olarak gorulen ve otekilestirilen Filistinli direniscilerin olasi eylemlerine karsi bir “tampon bolge” olusturulmasi karari aldigini aciklamistir. Bati Şeria duvar insaati yapilirken, 1949 yilinda belirlenen Yesil Hat cizgisi takip edilmemis ve Israil, Bati Şeria topraklarini ilhak ederek uluslararasi hukuka aykiri bir eylemde bulunmustur. Insa edilen duvar, bolgede yasayan Filistin halkini hem ekonomik, hem de siyasal acidan etkilemistir. Insa sirasinda bazi Filistinlilerin evlerine el konulmus, bazilarininki yikilmistir. Bolgenin su kanallari gibi altyapi hizmetleri insaattan zarar gormustur. Ustelik bolge halki ici...
Hungarians who ran out the domination of Ottoman Empire in 1699 and came under the domination of ... more Hungarians who ran out the domination of Ottoman Empire in 1699 and came under the domination of Habsburgs, started to pursue a policy so as to reach their majority against Austria as of this date. When nationalism movements started to develop European map once again by the atmosphere that is generated by French Revolution in 1789, this ideology started to penetrate also Hungarians. The Hungarian revival which started under language and literature fields against the Germanization politics of Austria, ensured Hungarian folk to act towards nationalism. However, this claim of Hungarians required a two-way campaign; while Hungary was being established, disintegration of non-Hungarian minorities in this land should be prevented and Austrian dominance should be discharged. While this was being done, lands shouldn't be lost. Hungarian uprisings had to resist these problems all the time. The aim of this research is to make an analysis on how Hungarians created their own geopolitical hinterlands over their problematic historical heritage.
Uploads
Papers by yavuz cankara