Considered the pinnacle of the heroic epics of the Kyrgyz Turks, the Epic of Manas is considered ... more Considered the pinnacle of the heroic epics of the Kyrgyz Turks, the Epic of Manas is considered one of the few epic stories not only of the Turkish epic tradition, but also of the world. Research on the epic, which is the literary expression of the legendary past of the Kyrgyz Turks, still continues. Researchers interested in the epic evaluated the information about the narrators who created and transmitted the epic, apart from the content and shape characteristics of the epic. On the other hand, it is observed that studies examining various problems of the Epic of Manas mostly focus on a few variants. In these studies, especially the variants of Sagımbay Orozbakov and Sayakbay Karalayev were based, scientific discussions and comments on the epic were made on these variants. Studies based on different variants of the Epic of Manas are hardly coincidental. However, there are many variants of the Epic of Manas that were written down by various narrators. These variants are preserved as manuscripts in the Manuscripts section of the Kyrgyz Academy of Sciences. In recent years, many variants that were not published in Kyrgyzstan during the Soviet Union period for various reasons have begun to be published; Thus, resources that will enable comparative studies have been reached.
Toplumların kimlik ve aidiyet bilinci kazanmasında önemli işlevler üstlenen kaynaklardan biri de ... more Toplumların kimlik ve aidiyet bilinci kazanmasında önemli işlevler üstlenen kaynaklardan biri de destanlardır. Kahramanlık çağının değerlerini temsil eden olağanüstü bahadırların düşmanlarıyla giriştiği mücadeleleri esas alan destanlar, esasen milletlerin sözlü tarihlerini, kültürel yapılarını yansıtması bakımından son derece önemlidir. Türk destancılık geleneğinin başat anlatılarından Manas destanı da Kırgız Türklerinin kültürel kimliğini şekillendiren en önemli kültür hazinesidir. Söz konusu destan, tip ve motif zenginliği bakımından da dikkati çekmektedir. Özellikle kahraman Manas'ın epik macerasında onunla birlikte mücadele eden kırk yiğit, kahraman için vazgeçilmez bir değere sahiptir. Her biri farklı hususiyete sahip kırk yiğit arasında, merkezî kahraman Manas'ın en yakınlarından biri olan Almambet'in önemli yeri bulunmaktadır. Destanda tıpkı Manas gibi, biyografisine yer verilen kahramanlardan biri olan Almambet gerek sahip olduğu üstün vasıfları gerekse epik hikâyedeki rolü bakımından destanın önde gelen figürlerinden birini teşkil etmektedir. Destanın çeşitli varyantlarında Almambet'in epizodu yer almaktadır. Bu epizot, destanın İslam idealini vurgulayan önemli epizotlardan biri kabul edilmektedir. Zira Almambet, İslamiyet için kendi yurdunu terk etmektedir. Bu çalışmada destanın merkezî kahramanı Manas'ın en önemli yoldaşı Almambet'in kimliği, özellikleri ve destandaki rolü üzerinde durulacaktır. Destanın bütün varyantlarında karşımıza çıkan Almambet'in kimliği ve tipolojik özelliklerinin tespit edilmesi, tarihî ve destani şahsiyetinin incelenmesi, destan kahramanlarının tipolojik özelliklerini esas alan araştırmalara önemli bilgiler sağlayacaktır.
Considered one of the most important figures of Anatolian Turkish Sufi literature, Yunus Emre, al... more Considered one of the most important figures of Anatolian Turkish Sufi literature, Yunus Emre, although he is known among the people in Anatolia through his poems, has started to be recognized in the scientific world and other circles mostly thanks to the works of Fuad Köprülü. Considered one of the most important figures of Anatolian Turkish Sufi literature, Yunus Emre, although he is known among the people in Anatolia through his poems, has started to be recognized in the scientific world and other circles mostly thanks to the works of Fuad Köprülü. In the following years, many scientific and popular studies have been carried out about Yunus Emre, which was shaped by the legacy of Köprülü. In these studies, which aim to reveal the historical and legendary personality of Yunus Emre and based on the determination and analysis of his poems, quite different views have been put forward. In these works, it is seen that many Yunus Emre portraits that are in contrast to each other are fictionalized. As a matter of fact, while some researchers consider him among the most important Sufi poets of Sufi literature formed within the circle of Islamic period Turkish culture; some researchers have evaluated him as a humanist poet or a representative who plays a role in class-based conflict, calling out from beyond the ages to the present. At the same time, it is possible to say that Yunus Emre was considered as a national saint during the creation of national identity and literature. Today, it is seen that such approaches continue both in popular publications and in works produced in various culture-oriented fields. In this article, it is argued that the interpretations produced about Yunus Emre vary depending on different orientations in the design of national identity, and especially the nationalist approach and the humanist approach are evaluated.
Bu makalede Sovyetler Birliği'nin yeni bir devlet ve insan modeli inşasında başvurduğu kimlik kur... more Bu makalede Sovyetler Birliği'nin yeni bir devlet ve insan modeli inşasında başvurduğu kimlik kurgusu bağlamındaki ötekileştirme politikalarının Kırgız folklorundaki etkisi tartışılmaktadır. SSCB kuruluşundan itibaren yeni bir insan tipinin inşası amacıyla sosyal, ekonomik ve kültürel politikalar izlemiştir. Bu politikalar çerçevesinde sosyalist kimlik bileşenlerinin kitleler arasında yaygınlaştırılması amacıyla Sovyet iktidarı güçlü bir propaganda mekanizması kurar. İşte bu propaganda mekanizması içindeki biz ve öteki karşıtlığını toplumların kolektif hafızalarını şekillendiren folklor ürünlerinden yararlanarak sağlamaya çalışır. Sovyet Kırgızistan'ında yaratılan folklor ürünlerinde ötekileştirme politikasının tezahürlerini görmek mümkündür. Bu dönemde ideolojik zemine dayanan Sovyet folklor anlayışı içinde üretilen çeşitli türlere ait folklor ürünlerinde ötekilere yönelik vurgu oldukça belirgindir. Bu makalede Sovyetler Birliği döneminde Kırgızistan'da iç düşmanlara yönelik uygulanan ötekileştirme siyasetinin folklorla ilişkisi incelenecektir.
Özet 20. yüzyıl siyasi tarihi, önceki yüzyılda bir disiplin olarak ortaya çıkan folklorun gelişim... more Özet 20. yüzyıl siyasi tarihi, önceki yüzyılda bir disiplin olarak ortaya çıkan folklorun gelişim süreciyle yakından ilişkilidir. Bu yüzyılın ilk yarısında teşekkül eden sosyalist ve nasyonalist ideolojilerin hâkim olduğu devletlerin folklora olan yaklaşımları, folklor disiplininin gelişimini etkilemiş, aynı zamanda folklorun farklı amaç ve işlevlerde kullanılabilineceğini göstermiştir. Sosyalizm ve nasyonalizm gibi belli ideolojik kabul ve ideallere dayanan bu devletler, folklorun toplumdaki işlevlerini her zaman için kendi politik hedefleri için bir araç olarak görmüşler, ideolojik tasarım ve tasavvurlarının gerçekleşmesinde veya yaratmak istedikleri toplum kimliğinin teşkil edilmesinde folkloru mükemmel bir kaynak olarak düşünmüşlerdir. Bu durum, folklor ürünlerinin tabii seyrinden uzaklaştırarak farklı niyet ve amaçlara uyumlu, suni metinler yaratılmasına yol açmış, literatürde fakelore teriminin doğmasına sebebiyet vermiştir. Folklorun bu şekildeki ideolojik kullanımı, sosyalist değerleri benimsemiş yeni bir toplum ve birey inşası çabasında olan Sovyetler Birliği'nde de rastlanır. Özellikle kendisine bağlı olan Türk boylarının folklor ürünleri, söz konusu amaçlar doğrultusunda sıkı bir sansür işlemine tabi tutularak rejimin değerleriyle barışık hâle getirilmeye çalışılmıştır. Bu makalede Kırgız sözlü edebiyat türlerinden bilmecelerdeki Sovyet ideolojisinin tesirleri incelenerek muhtevası sosyalist değerlerden oluşan Sovyet folkloru yaratmaya ilişkin politikanın bilmece türüne yansıması, yeni metinlerin kurgulanması ve geleneksel metinlerin yeni değerlere uyarlanması işlenecektir.
ÖZET Türk destancılık geleneği içinde mühim bir yer işgal eden Kırgız Türklerinin destancılık gel... more ÖZET Türk destancılık geleneği içinde mühim bir yer işgal eden Kırgız Türklerinin destancılık geleneği, mütekâmil seviyeye erişmiş ve zengin ürünler vermiş bir sözlü kültür geleneğidir. Dünya kültür hazinesine Manas destanı gibi muazzam hacimdeki bir epik anlatıyı kazandıran bu sözlü kültür geleneğinde Manas destanının yanı sıra birçok epik anlatı mevcuttur. Fakat Kırgız destan araştırmalarında daha ziyade Manas destanı merkezli çalışmaların yapılması, diğer epik anlatılar ile alakalı çalışmaların sayısını etkilemiştir. Yeterince araştırma yapılmayan veya ihmal edilen epik anlatılardan biri de Er Soltonoy destanıdır. Er Soltonoy destanı, Kırgız-Kalmuk savaşlarını konu edinen tarihi dönem Kırgız destanlarındandır. Toplumsal hayatın ve bilhassa aile kurumunun kurucu üyelerinden olan ve bir sosyal varlık olarak nitelendirilen kadınların sosyal hayatta cinsiyet temelli iş bölümü neticesinde üstlendikleri roller, cemiyet içerisindeki işlevleri, toplum ve karşı cins karşısındaki konumunun belirlenmesinde sözlü kültür ürünleri bize değerli malzemeler sunmaktadır. Bu bakımdan destanlarda yer alan kadın kahramanlar üzerinde ulaşacağımız hüküm ve tespitler, toplumun kadına dair bakış açısını ve sosyal ve kültürel zemindeki algıyı tespit edebilmemize imkân sağlar Bu makalede Er Soltonoy destanındaki kadın kahramanların destandaki sosyal mevkileri ve işlevleri esas alınarak incelenmeye tabi tutulmuştur. Yapılan tespit ve değerlendirmelerin neticesinnde Türk destancılık geleneğinin müşterek hususiyetlerinden olan kadın kahramanların tipolojik özelliklerinin Er Soltonoy destanında da yer alıp almadığı üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimeler: Kırgız Halk Edebiyatı Kırgız Destancılık Geleneği, Er Soltonoy Destanı, Kadın Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Kahramanın Gölgesinde : Türk Destan Geleneği Üzerine Çalışmalar, 2022
Bu çalışmada, Manas Destanı’nın Sagımbay Orozbakov varyantında
yer alan manasçının şikâyetleri o... more Bu çalışmada, Manas Destanı’nın Sagımbay Orozbakov varyantında
yer alan manasçının şikâyetleri odağında destan metninin 20. yüzyıldaki durumu
irdelenmektedir. 1922-1926 yılları arasında manasçı Sagımbay
Orozbakov’dan derlenen varyant etrafında yürütülen tartışmaların siyasi ve
ideolojik boyutu, folklor ürünlerinin yaratıldıkları bağlam ve kültürel doku
arasındaki ilişkiyi ortaya koyması bakımından dikkate değer bilgiler ihtiva
etmektedir. Aynı zamanda 20. yüzyıl Manas araştırmalarının önemli bir cephesini
teşkil eden ve destanın en nitelikli varyantlarından birinin siyasal ve
ideolojik endişelerden dolayı nasıl bir değerlendirmeye tabi tutulduğunu
göstermesi açısından oldukça önem arz etmektedir
Türklük Biliminde Gür Bir Ses Prof. Dr. İsa Özkan’a Armağan, 2019
20. yüzyılın başında sosyalist ideolojinin esaslarına bağlı olarak kurulan SSCB’de edebiyat, bili... more 20. yüzyılın başında sosyalist ideolojinin esaslarına bağlı olarak kurulan SSCB’de edebiyat, bilim ve sanat alanında üretilen eserlerin sosyalist ideolojiyle uyumlu olabilmesi amacıyla sıkı bir sansür politikası izlenmiştir. Sovyet rejiminin resmi görüşlerine aykırı, Sovyet sistemiyle çatışan konu ve kişilerin incelenmesine izin verilmemiş; yayımlanan eserler de ciddi bir sansür işleminden sonra yayımlanabilmiştir. Sovyet döneminde Kırgızistan’da da merkezi yönetim tayin ettiği politikalar uygulanmış ve rejimin ideolojik görüşlerine aykırı eserlerin yayımlanması izin verilmemiştir. Özellikle Kırgız sözlü edebiyatına ait eserler üzerinde ciddi ideolojik saldırılar yapılmış, kimi eserlerin okunması ve yayımlanması yasaklanmıştır. Yasaklama politikasına konu olanlardan biri de Kırgız şairi Moldo Kılıçtır. Kırgız akınlık geleneğinin önemli bir temsilcisi olan Moldo Kılıç’ın eserlerine karşı “ikinci repressiya” dönemi olarak adlandırılan 1950’li yıllarda karalama kampanyaları başlatılmış ve bu eserlerin gerici, milliyetçi fikirleri içerdiği gerekçesiyle okunması ve yayımlanması yasaklanmıştır. Bu makalede Sovyetler Birliği döneminde Kırgızistan’da Moldo Kılıç’a uygulanan sansür ve yasaklama politikası incelenecektir.
Considered the pinnacle of the heroic epics of the Kyrgyz Turks, the Epic of Manas is considered ... more Considered the pinnacle of the heroic epics of the Kyrgyz Turks, the Epic of Manas is considered one of the few epic stories not only of the Turkish epic tradition, but also of the world. Research on the epic, which is the literary expression of the legendary past of the Kyrgyz Turks, still continues. Researchers interested in the epic evaluated the information about the narrators who created and transmitted the epic, apart from the content and shape characteristics of the epic. On the other hand, it is observed that studies examining various problems of the Epic of Manas mostly focus on a few variants. In these studies, especially the variants of Sagımbay Orozbakov and Sayakbay Karalayev were based, scientific discussions and comments on the epic were made on these variants. Studies based on different variants of the Epic of Manas are hardly coincidental. However, there are many variants of the Epic of Manas that were written down by various narrators. These variants are preserved as manuscripts in the Manuscripts section of the Kyrgyz Academy of Sciences. In recent years, many variants that were not published in Kyrgyzstan during the Soviet Union period for various reasons have begun to be published; Thus, resources that will enable comparative studies have been reached.
Toplumların kimlik ve aidiyet bilinci kazanmasında önemli işlevler üstlenen kaynaklardan biri de ... more Toplumların kimlik ve aidiyet bilinci kazanmasında önemli işlevler üstlenen kaynaklardan biri de destanlardır. Kahramanlık çağının değerlerini temsil eden olağanüstü bahadırların düşmanlarıyla giriştiği mücadeleleri esas alan destanlar, esasen milletlerin sözlü tarihlerini, kültürel yapılarını yansıtması bakımından son derece önemlidir. Türk destancılık geleneğinin başat anlatılarından Manas destanı da Kırgız Türklerinin kültürel kimliğini şekillendiren en önemli kültür hazinesidir. Söz konusu destan, tip ve motif zenginliği bakımından da dikkati çekmektedir. Özellikle kahraman Manas'ın epik macerasında onunla birlikte mücadele eden kırk yiğit, kahraman için vazgeçilmez bir değere sahiptir. Her biri farklı hususiyete sahip kırk yiğit arasında, merkezî kahraman Manas'ın en yakınlarından biri olan Almambet'in önemli yeri bulunmaktadır. Destanda tıpkı Manas gibi, biyografisine yer verilen kahramanlardan biri olan Almambet gerek sahip olduğu üstün vasıfları gerekse epik hikâyedeki rolü bakımından destanın önde gelen figürlerinden birini teşkil etmektedir. Destanın çeşitli varyantlarında Almambet'in epizodu yer almaktadır. Bu epizot, destanın İslam idealini vurgulayan önemli epizotlardan biri kabul edilmektedir. Zira Almambet, İslamiyet için kendi yurdunu terk etmektedir. Bu çalışmada destanın merkezî kahramanı Manas'ın en önemli yoldaşı Almambet'in kimliği, özellikleri ve destandaki rolü üzerinde durulacaktır. Destanın bütün varyantlarında karşımıza çıkan Almambet'in kimliği ve tipolojik özelliklerinin tespit edilmesi, tarihî ve destani şahsiyetinin incelenmesi, destan kahramanlarının tipolojik özelliklerini esas alan araştırmalara önemli bilgiler sağlayacaktır.
Considered one of the most important figures of Anatolian Turkish Sufi literature, Yunus Emre, al... more Considered one of the most important figures of Anatolian Turkish Sufi literature, Yunus Emre, although he is known among the people in Anatolia through his poems, has started to be recognized in the scientific world and other circles mostly thanks to the works of Fuad Köprülü. Considered one of the most important figures of Anatolian Turkish Sufi literature, Yunus Emre, although he is known among the people in Anatolia through his poems, has started to be recognized in the scientific world and other circles mostly thanks to the works of Fuad Köprülü. In the following years, many scientific and popular studies have been carried out about Yunus Emre, which was shaped by the legacy of Köprülü. In these studies, which aim to reveal the historical and legendary personality of Yunus Emre and based on the determination and analysis of his poems, quite different views have been put forward. In these works, it is seen that many Yunus Emre portraits that are in contrast to each other are fictionalized. As a matter of fact, while some researchers consider him among the most important Sufi poets of Sufi literature formed within the circle of Islamic period Turkish culture; some researchers have evaluated him as a humanist poet or a representative who plays a role in class-based conflict, calling out from beyond the ages to the present. At the same time, it is possible to say that Yunus Emre was considered as a national saint during the creation of national identity and literature. Today, it is seen that such approaches continue both in popular publications and in works produced in various culture-oriented fields. In this article, it is argued that the interpretations produced about Yunus Emre vary depending on different orientations in the design of national identity, and especially the nationalist approach and the humanist approach are evaluated.
Bu makalede Sovyetler Birliği'nin yeni bir devlet ve insan modeli inşasında başvurduğu kimlik kur... more Bu makalede Sovyetler Birliği'nin yeni bir devlet ve insan modeli inşasında başvurduğu kimlik kurgusu bağlamındaki ötekileştirme politikalarının Kırgız folklorundaki etkisi tartışılmaktadır. SSCB kuruluşundan itibaren yeni bir insan tipinin inşası amacıyla sosyal, ekonomik ve kültürel politikalar izlemiştir. Bu politikalar çerçevesinde sosyalist kimlik bileşenlerinin kitleler arasında yaygınlaştırılması amacıyla Sovyet iktidarı güçlü bir propaganda mekanizması kurar. İşte bu propaganda mekanizması içindeki biz ve öteki karşıtlığını toplumların kolektif hafızalarını şekillendiren folklor ürünlerinden yararlanarak sağlamaya çalışır. Sovyet Kırgızistan'ında yaratılan folklor ürünlerinde ötekileştirme politikasının tezahürlerini görmek mümkündür. Bu dönemde ideolojik zemine dayanan Sovyet folklor anlayışı içinde üretilen çeşitli türlere ait folklor ürünlerinde ötekilere yönelik vurgu oldukça belirgindir. Bu makalede Sovyetler Birliği döneminde Kırgızistan'da iç düşmanlara yönelik uygulanan ötekileştirme siyasetinin folklorla ilişkisi incelenecektir.
Özet 20. yüzyıl siyasi tarihi, önceki yüzyılda bir disiplin olarak ortaya çıkan folklorun gelişim... more Özet 20. yüzyıl siyasi tarihi, önceki yüzyılda bir disiplin olarak ortaya çıkan folklorun gelişim süreciyle yakından ilişkilidir. Bu yüzyılın ilk yarısında teşekkül eden sosyalist ve nasyonalist ideolojilerin hâkim olduğu devletlerin folklora olan yaklaşımları, folklor disiplininin gelişimini etkilemiş, aynı zamanda folklorun farklı amaç ve işlevlerde kullanılabilineceğini göstermiştir. Sosyalizm ve nasyonalizm gibi belli ideolojik kabul ve ideallere dayanan bu devletler, folklorun toplumdaki işlevlerini her zaman için kendi politik hedefleri için bir araç olarak görmüşler, ideolojik tasarım ve tasavvurlarının gerçekleşmesinde veya yaratmak istedikleri toplum kimliğinin teşkil edilmesinde folkloru mükemmel bir kaynak olarak düşünmüşlerdir. Bu durum, folklor ürünlerinin tabii seyrinden uzaklaştırarak farklı niyet ve amaçlara uyumlu, suni metinler yaratılmasına yol açmış, literatürde fakelore teriminin doğmasına sebebiyet vermiştir. Folklorun bu şekildeki ideolojik kullanımı, sosyalist değerleri benimsemiş yeni bir toplum ve birey inşası çabasında olan Sovyetler Birliği'nde de rastlanır. Özellikle kendisine bağlı olan Türk boylarının folklor ürünleri, söz konusu amaçlar doğrultusunda sıkı bir sansür işlemine tabi tutularak rejimin değerleriyle barışık hâle getirilmeye çalışılmıştır. Bu makalede Kırgız sözlü edebiyat türlerinden bilmecelerdeki Sovyet ideolojisinin tesirleri incelenerek muhtevası sosyalist değerlerden oluşan Sovyet folkloru yaratmaya ilişkin politikanın bilmece türüne yansıması, yeni metinlerin kurgulanması ve geleneksel metinlerin yeni değerlere uyarlanması işlenecektir.
ÖZET Türk destancılık geleneği içinde mühim bir yer işgal eden Kırgız Türklerinin destancılık gel... more ÖZET Türk destancılık geleneği içinde mühim bir yer işgal eden Kırgız Türklerinin destancılık geleneği, mütekâmil seviyeye erişmiş ve zengin ürünler vermiş bir sözlü kültür geleneğidir. Dünya kültür hazinesine Manas destanı gibi muazzam hacimdeki bir epik anlatıyı kazandıran bu sözlü kültür geleneğinde Manas destanının yanı sıra birçok epik anlatı mevcuttur. Fakat Kırgız destan araştırmalarında daha ziyade Manas destanı merkezli çalışmaların yapılması, diğer epik anlatılar ile alakalı çalışmaların sayısını etkilemiştir. Yeterince araştırma yapılmayan veya ihmal edilen epik anlatılardan biri de Er Soltonoy destanıdır. Er Soltonoy destanı, Kırgız-Kalmuk savaşlarını konu edinen tarihi dönem Kırgız destanlarındandır. Toplumsal hayatın ve bilhassa aile kurumunun kurucu üyelerinden olan ve bir sosyal varlık olarak nitelendirilen kadınların sosyal hayatta cinsiyet temelli iş bölümü neticesinde üstlendikleri roller, cemiyet içerisindeki işlevleri, toplum ve karşı cins karşısındaki konumunun belirlenmesinde sözlü kültür ürünleri bize değerli malzemeler sunmaktadır. Bu bakımdan destanlarda yer alan kadın kahramanlar üzerinde ulaşacağımız hüküm ve tespitler, toplumun kadına dair bakış açısını ve sosyal ve kültürel zemindeki algıyı tespit edebilmemize imkân sağlar Bu makalede Er Soltonoy destanındaki kadın kahramanların destandaki sosyal mevkileri ve işlevleri esas alınarak incelenmeye tabi tutulmuştur. Yapılan tespit ve değerlendirmelerin neticesinnde Türk destancılık geleneğinin müşterek hususiyetlerinden olan kadın kahramanların tipolojik özelliklerinin Er Soltonoy destanında da yer alıp almadığı üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimeler: Kırgız Halk Edebiyatı Kırgız Destancılık Geleneği, Er Soltonoy Destanı, Kadın Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Kahramanın Gölgesinde : Türk Destan Geleneği Üzerine Çalışmalar, 2022
Bu çalışmada, Manas Destanı’nın Sagımbay Orozbakov varyantında
yer alan manasçının şikâyetleri o... more Bu çalışmada, Manas Destanı’nın Sagımbay Orozbakov varyantında
yer alan manasçının şikâyetleri odağında destan metninin 20. yüzyıldaki durumu
irdelenmektedir. 1922-1926 yılları arasında manasçı Sagımbay
Orozbakov’dan derlenen varyant etrafında yürütülen tartışmaların siyasi ve
ideolojik boyutu, folklor ürünlerinin yaratıldıkları bağlam ve kültürel doku
arasındaki ilişkiyi ortaya koyması bakımından dikkate değer bilgiler ihtiva
etmektedir. Aynı zamanda 20. yüzyıl Manas araştırmalarının önemli bir cephesini
teşkil eden ve destanın en nitelikli varyantlarından birinin siyasal ve
ideolojik endişelerden dolayı nasıl bir değerlendirmeye tabi tutulduğunu
göstermesi açısından oldukça önem arz etmektedir
Türklük Biliminde Gür Bir Ses Prof. Dr. İsa Özkan’a Armağan, 2019
20. yüzyılın başında sosyalist ideolojinin esaslarına bağlı olarak kurulan SSCB’de edebiyat, bili... more 20. yüzyılın başında sosyalist ideolojinin esaslarına bağlı olarak kurulan SSCB’de edebiyat, bilim ve sanat alanında üretilen eserlerin sosyalist ideolojiyle uyumlu olabilmesi amacıyla sıkı bir sansür politikası izlenmiştir. Sovyet rejiminin resmi görüşlerine aykırı, Sovyet sistemiyle çatışan konu ve kişilerin incelenmesine izin verilmemiş; yayımlanan eserler de ciddi bir sansür işleminden sonra yayımlanabilmiştir. Sovyet döneminde Kırgızistan’da da merkezi yönetim tayin ettiği politikalar uygulanmış ve rejimin ideolojik görüşlerine aykırı eserlerin yayımlanması izin verilmemiştir. Özellikle Kırgız sözlü edebiyatına ait eserler üzerinde ciddi ideolojik saldırılar yapılmış, kimi eserlerin okunması ve yayımlanması yasaklanmıştır. Yasaklama politikasına konu olanlardan biri de Kırgız şairi Moldo Kılıçtır. Kırgız akınlık geleneğinin önemli bir temsilcisi olan Moldo Kılıç’ın eserlerine karşı “ikinci repressiya” dönemi olarak adlandırılan 1950’li yıllarda karalama kampanyaları başlatılmış ve bu eserlerin gerici, milliyetçi fikirleri içerdiği gerekçesiyle okunması ve yayımlanması yasaklanmıştır. Bu makalede Sovyetler Birliği döneminde Kırgızistan’da Moldo Kılıç’a uygulanan sansür ve yasaklama politikası incelenecektir.
Uploads
Papers by Serdar Şimşek
Books by Serdar Şimşek
yer alan manasçının şikâyetleri odağında destan metninin 20. yüzyıldaki durumu
irdelenmektedir. 1922-1926 yılları arasında manasçı Sagımbay
Orozbakov’dan derlenen varyant etrafında yürütülen tartışmaların siyasi ve
ideolojik boyutu, folklor ürünlerinin yaratıldıkları bağlam ve kültürel doku
arasındaki ilişkiyi ortaya koyması bakımından dikkate değer bilgiler ihtiva
etmektedir. Aynı zamanda 20. yüzyıl Manas araştırmalarının önemli bir cephesini
teşkil eden ve destanın en nitelikli varyantlarından birinin siyasal ve
ideolojik endişelerden dolayı nasıl bir değerlendirmeye tabi tutulduğunu
göstermesi açısından oldukça önem arz etmektedir
Sovyet döneminde Kırgızistan’da da merkezi yönetim tayin ettiği politikalar uygulanmış ve rejimin ideolojik görüşlerine aykırı eserlerin yayımlanması izin verilmemiştir. Özellikle Kırgız sözlü edebiyatına ait eserler üzerinde ciddi ideolojik saldırılar yapılmış, kimi eserlerin okunması ve yayımlanması yasaklanmıştır. Yasaklama politikasına konu olanlardan biri de Kırgız şairi Moldo Kılıçtır. Kırgız akınlık geleneğinin önemli bir temsilcisi olan Moldo Kılıç’ın eserlerine karşı “ikinci repressiya” dönemi olarak adlandırılan 1950’li yıllarda karalama kampanyaları başlatılmış ve bu eserlerin gerici, milliyetçi fikirleri içerdiği gerekçesiyle okunması ve yayımlanması yasaklanmıştır. Bu makalede Sovyetler Birliği döneminde Kırgızistan’da Moldo Kılıç’a uygulanan sansür ve yasaklama politikası incelenecektir.
yer alan manasçının şikâyetleri odağında destan metninin 20. yüzyıldaki durumu
irdelenmektedir. 1922-1926 yılları arasında manasçı Sagımbay
Orozbakov’dan derlenen varyant etrafında yürütülen tartışmaların siyasi ve
ideolojik boyutu, folklor ürünlerinin yaratıldıkları bağlam ve kültürel doku
arasındaki ilişkiyi ortaya koyması bakımından dikkate değer bilgiler ihtiva
etmektedir. Aynı zamanda 20. yüzyıl Manas araştırmalarının önemli bir cephesini
teşkil eden ve destanın en nitelikli varyantlarından birinin siyasal ve
ideolojik endişelerden dolayı nasıl bir değerlendirmeye tabi tutulduğunu
göstermesi açısından oldukça önem arz etmektedir
Sovyet döneminde Kırgızistan’da da merkezi yönetim tayin ettiği politikalar uygulanmış ve rejimin ideolojik görüşlerine aykırı eserlerin yayımlanması izin verilmemiştir. Özellikle Kırgız sözlü edebiyatına ait eserler üzerinde ciddi ideolojik saldırılar yapılmış, kimi eserlerin okunması ve yayımlanması yasaklanmıştır. Yasaklama politikasına konu olanlardan biri de Kırgız şairi Moldo Kılıçtır. Kırgız akınlık geleneğinin önemli bir temsilcisi olan Moldo Kılıç’ın eserlerine karşı “ikinci repressiya” dönemi olarak adlandırılan 1950’li yıllarda karalama kampanyaları başlatılmış ve bu eserlerin gerici, milliyetçi fikirleri içerdiği gerekçesiyle okunması ve yayımlanması yasaklanmıştır. Bu makalede Sovyetler Birliği döneminde Kırgızistan’da Moldo Kılıç’a uygulanan sansür ve yasaklama politikası incelenecektir.