Papers by Ibrahim Aytekin

Ömer Halisdemir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2022
The Industrial Revolution and globalization have rapidly transformed the world into a single mark... more The Industrial Revolution and globalization have rapidly transformed the world into a single market. This situation has made foreign trade an important economic activity for countries. Thus, foreign trade gaining great importance for countries has also increased the global demand for foreign currency. The exchange rate interacting with foreign trade affects the inflation figures of countries as well. In this direction, the purpose of this study is to examine whether there is a relationship among exchange rate, inflation, export, and import series by using an econometric method for Turkey's monthly between 2004:M1-2019:M12. Firstly, the theoretical framework and literature review were discussed in the study, then econometric analysis was performed. In the econometric analysis, first, the Augmented Dickey-Fuller unit root test was applied to the series, and it was observed that the series were stationary at the first difference. Then, the Johansen cointegration test was applied to the series and it was determined that the series were cointegrated. At the last stage of the analysis, the Granger causality test was conducted and as a result of this test, it was found that there was a bidirectional causality relationship between Turkey's exports and imports between 2004-2019. In addition, it has been observed that there is a one-way causality relationship from exchange rate to inflation and exports. Ultimately, in the study,it is concluded that exchange rate, inflation, export, and import figures affect each other in the long run in Turkey.

Anadolu İktisat ve İşletme Dergisi, 2022
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin 1990 ile 2019 yılları arasındaki otuz yıllık süreçte
karayolu v... more Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin 1990 ile 2019 yılları arasındaki otuz yıllık süreçte
karayolu ve demiryolu ulaştırma hizmetleri ile kalkınma arasındaki nedensellik ilişkisini
analiz etmektir. Çalışmada analiz yöntemi olarak ekonometrik zaman serisi analizi
kullanılmıştır. Bu doğrultuda analizin ilk aşamasında değişkenlerin birim kök içerip
içermediklerini test etmek için değişkenlere Arttırılmış Dickey-Fuller ve Phillips Perron
birim kök testleri uygulanmıştır. Ulaşılan birim kök testlerinin sonuçlarından hareketle de
değişkenlere Toda-Yamamoto nedensellik testi uygulanmıştır. Yapılan analizin sonucunda
Türkiye’de kalkınma ile karayolu ulaştırma hizmetleri arasında çift yönlü nedensellik
ilişkisine rastlanırken, demiryolu ulaştırma hizmetlerinden kalkınmaya doğru ise tek yönlü
bir nedensellik ilişkisine rastlanmıştır. Ayrıca demiryolu ulaştırma hizmetlerinden
karayolu yük taşımacılığına doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu
gözlemlenmiştir.

Medical Research Reports , 2022
Amaç: Bu çalışmanın amacı Türkiye'de Covid-19 öncesi ve Covid-19 sürecinde koruyucu sağlık ve hij... more Amaç: Bu çalışmanın amacı Türkiye'de Covid-19 öncesi ve Covid-19 sürecinde koruyucu sağlık ve hijyen ürünlerinin satışı ve tüketimi üzerine bir inceleme yaparak bu ürünlerin tüketim hacmini karşılaştırmaktır. Materyal ve Metot: Çalışma veri inceleme ve yorumlama şeklinde planlanmıştır. Çalışma Türkiye İstatistik Kurumun (TÜİK) veri tabanından temin edilen koruyucu sağlık ve hijyen ürünlerinin satışı ve bu ürünlerin kişi başına düşen tüketimi üzerinedir. Çalışmada 2018-2020 yılları arasındaki dönem ele alınmış ve elde edilen bulgular karşılaştırılarak yorumlanmıştır. Çalışma veri incelemesi üzerine planlandığı için herhangi bir etik izne ihtiyaç duyulmamıştır. Bulgular: Türkiye'de 2019 yılında 56 milyon 50 bin adet maske satışı yapılırken, bu rakam Covid-19 salgının yaşandığı 2020 yılında 8 milyar 144 milyon 867 bin adet olarak gerçekleştiği tespit edilmiştir. Ayrıca Türkiye'de 2019 yılında kişi başına düşen maske tüketimi 0.7 adet iken, bu rakam Covid-19'un yoğun olarak yaşandığı 2020 yılında yaklaşık olarak 145 kat artarak 94 adete yükselmiştir. Türkiye'de 2019 yılında kişi başına düşen dezenfektan tüketimi ise 0.4 kilogram iken bu rakam Covid-19 salgının yaşandığı 2020 yılında 1.4 kilograma yükselmiştir. Son olarak Türkiye'de 2019 yılında kişi başına düşen kolonya tüketimi 0.4 litre iken bu rakam Covid-19 salgının yaşandığı 2020 yılında 1.2 litreye yükseldiği görülmüştür. Sonuç: Türkiye'de salgın döneminde bir önceki yıllara göre koruyucu sağlık ve hijyen ürünlerinin üretim, satış ve tüketiminde önemli derecede artış olduğu gözlemlenmiştir. Bu durum salgın ve bulaşıcı hastalıklardan korunmada koruyucu sağlık malzemelerinin kullanımı ile hijyenin ne kadar önemli olduğunu ve geniş kitleler tarafından benimsendiğini bir kez daha ortaya koymuştur.

24th RSEP International Conference on Economics, Finance & Business, 2022
The dizzying developments in information and communication technologies have affected many areas ... more The dizzying developments in information and communication technologies have affected many areas such as economy, education, health, tourism, travel, and defense. These developments in technology have made digitalization an inevitable part of our lives today. In this context, this study aims to examine the effect of electronic fund transfers and Bitcoin on electrical energy consumption between the years 2016M4-2021M11 in Turkey. Econometric time series analysis methods were used as a method in the study. In this direction, firstly, Augmented Dickey-Fuller and Phillips-Perron unit root tests were applied to the variables in the analysis. Then, based on the results of the unit root tests, the autoregressive distributed lag bound test was applied to the variables. As a result of this application, it has been observed that there is a cointegration relationship between the electronic fund transfers, Bitcoin, and electrical energy consumption between the years 2016M4-2021M11 in Turkey. Then, the long-and short-term relationship between the variables was analyzed. According to the findings, a positive but statistically insignificant relationship was found between the electronic fund transfers and electrical energy consumption in both the short and long term. It has been found that there is a positive and statistically significant relationship between Bitcoin and electrical energy consumption in both the short and long term. At the last stage of the analysis, the Toda-Yamamoto causality test was applied to the variables and it was found that there is a oneway causality relationship from electronic fund transfers to electrical energy consumption.

11th. International Academic Conference on Social Science, Multidisciplinary and Independent Studies (MIRDEC-11th,), 2019
The industrial revolution that started in the eighteenth century and the developments in technolo... more The industrial revolution that started in the eighteenth century and the developments in technology initiated low-cost production line. While these developments in the industry have reached today, this circumstance has increased the production volume continuously and the necessity for raw materials, which is the basic input of production has increased. As a result, while the increase in production increased the market supply and decreased the prices due to the supply increasing. The decrease in prices increased the consumption volume and increased the amount of waste. Within this context, in the study,
the recycling volume of the wastes, recycling volume and economic dimension of the recycling are examined. Additionally, in the study, the total waste amount of the US, the European Union and Turkey,
and the cyclical economic dimensions of the waste were studied.

Bitlis Eren Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi, 2013
Kuresellesme ile paralel bir sekilde ekonominin kuresellesmesi, serbestlesmesi ve ekonomik kurese... more Kuresellesme ile paralel bir sekilde ekonominin kuresellesmesi, serbestlesmesi ve ekonomik kuresellesme ile birlikte dunyanin tek bir pazar haline gelmesi ve bu baglamda ulkelerin birbirine olan ekonomik baglarinin daha da artis gosterdigini gozlemlemekteyiz. Ekonomik serbestlesme ve ekonomik kuresellesme ile birlikte Dunya’nin dis ticaret hacmi yukselmis, sermaye akiskanligi hizlanmis ve cesitli ekonomik kuruluslar kurulmustur. Son olarak ekonomik kuresellesmenin asil amaci Dunya da gerceklesen ekonomik krizlere karsi cesitli politikalar uygulayarak krizleri onlemek ve ortadan kaldirmaktir. Bu calismada surekli gelisen, hizli bir sekilde yayilan ve yasadigimiz bu donemlerde asagi yukari tum dunyayi etkisi altina almis olan kuresellesme kavraminin tanimi, tarihsel gelisimi ve kuresellesmenin birbiriyle ilgili temel unsurlari uzerinde durulmustur. Ayni zamanda kuresellesmenin mevcut durumu, gunumuzde ulkeler ve toplumlari uzerindeki etkileri belirtilmistir. Kuresellesmenin ekonomi, siyasi ve soysa-kulturel yapilara etkileri, olumlu ve olumsuz yonleri anlatilmaktadir.

3. INTERNATIONAL SOCIAL SCIENCES AND INNOVATION CONGRESS , 2021
Kalkınma, bir ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel, politik, eğitim, sağlık ve benzer birçok konuda... more Kalkınma, bir ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel, politik, eğitim, sağlık ve benzer birçok konuda gelişip gelişmediğini ölçen önemli bir göstergedir. Buradan hareketle ülkeler veya hükümetler ülkelerinde refahı arttırmak, sağlık ve eğitim sistemini geliştirmek, yenilikler yapmak, güvenlik ve huzuru sağlamak gibi insanların yaşam kalitesini arttıran göstergeleri iyileştirmenin kalkınmanın itici gücü olduğunu bilmektedirler. Bu bağlamda bu çalışmanın temel amacı; Türkiye’de 1990 ile 2019 yılları arasındaki otuz yıllık süreçte kalkınma, inovasyon, Ar-Ge, eğitim ve sağlık harcamaları arasındaki karşılıklı ilişkilerin analiz edilerek belirlenmesidir. Bu ilişkilerin belirlenmesinde ise ekonometrik bir analiz yöntem kullanılmıştır. Ekonometrik analizin ilk aşamasında değişkenlere Augmented Dickey Fuller (ADF) ve Phillips Perron (PP) birim kök testleri uygulanmış ve değişkenlerin farklı mertebelerde durağan oldukları
anlaşılmıştır. Ardından Vektör Otoregresif Modeli (VAR) tahmin edilmiş ve tahmin edilen VAR modeli üzerinden değişkenlere TodaYamamoto nedensellik testi uygulanmıştır. Yapılan nedensellik testinde; kalkınma ile inovasyon ve eğitim harcamaları ile inovasyon arasında çift yönlü; Ar-Ge, kalkınma, sağlık ve eğitim harcamaları arasında ise tek yönlü nedensellik ilişkisine rastlanmıştır. Nedensellik testinden sonra değişkenlere, göreli olarak toplam değişimin dönemler boyunca değişkenler tarafından nasıl
bölüşüldüğünü gösteren varyans ayrıştırması testi uygulanmıştır. Analizin son aşamasında ise değişkenlere verilen bir şokta değişkenlerin tepkilerinin yönü hakkında bilgi veren etki-tepki testi uygulanmıştır

Anadolu Zirvesi 7. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, 2021
Vergi kamu harcamalarının finanse edilmesinde kullanılan önemli bir gelir kaynağıdır. Hükümetler ... more Vergi kamu harcamalarının finanse edilmesinde kullanılan önemli bir gelir kaynağıdır. Hükümetler vergi gelirlerini doğrudan ve dolaylı yollardan tahsil ederken, iktisadi büyüme, işsizlik ve enflasyon gibi değişkenler vergi gelirlerini etkileyen önemli makro iktisadi göstergelerdir. Bu göstergeler vergi gelirleri üzerinde negatif yönlü bir etki oluşturabildikleri gibi pozitif yönlü bir etkide oluşturabilmektedirler. Dolayısıyla bu çalışmanın temel amacı Türkiye’de 1981 ile 2020 yılları arasındaki kırk yıllık süreçte iktisadi büyüme, işsizlik ve enflasyonun vergi gelirleri üzerinde nasıl bir etki oluşturduklarının tespit edilmesidir. Çalışmanın analiz kısmında ekonometrik yöntemler kullanılmıştır. Bu bağlamda analizin ilk aşamasında değişkenlere Augmented Dickey Fuller (ADF) ve Phillips Perron (PP) birim kök testleri uygulanmış ve serilerin farklı mertebelerde durağan oldukları anlaşılmıştır. Ardından , otoregresif dağıtılmış gecikme (ARDL) sınır testi yaklaşımı kullanılarak Türkiye’de iktisadi büyüme, işsizlik, enflasyon ve vergi gelirleri arasında bir eşbütünleşme ilişkisinin var olduğu tespit edilmiştir. Analizin son aşamasında ise değişkenler arasındaki uzun ve kısa dönemli ilişki
incelenmiştir. Elde edilen bu sonuçlara göre, kısa dönemde işsizlik ile vergi gelirleri arasında negatif yönlü ve istatistiki açıdan anlamlı bir ilişkiye rastlanırken, uzun dönemde bu ilişki pozitif yönlü fakat istatistiki açıdan anlamsız bulunmuştur. Kısa dönemde iktisadi büyüme ile vergi gelirleri arasında pozitif yönlü fakat istatistiki açıdan anlamsız bir ilişkiye rastlanırken, uzun dönemde bu ilişki pozitif yönlü ve istatistiki açıdan anlamlı bulunmuştur. Son olarak enflasyon ile vergi gelirleri arasında hem kısa hem de uzun dönemde pozitif yönlü ve istatistiki açıdan anlamlı bir ilişkinin var olduğu tespit edilmiştir.
Efe Akademi Yayınevi, 2021

İstatistik ve Uygulamalı Bilimler Dergisi, 2021
İnsan hayatının neredeyse her aşamasında yer alan güven duygusu ülke ekonomileri için de önemli b... more İnsan hayatının neredeyse her aşamasında yer alan güven duygusu ülke ekonomileri için de önemli bir kavram haline gelmiştir. Yerli ve yabancı yatırımcıların bir ülkenin iktisadi yapısına güven duyması o ülkenin
ekonomisinde işlerin yoluna gittiği anlamına gelmektedir. Ekonomisinde güveni tesis etmiş tüm ülkelerin büyümeye, yatırımlara ve kalkınmaya daha elverişli bir hale geleceği kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu
çalışmanın amacı, Türkiye’nin makro iktisadi göstergelerinin ekonomik güven üzerindeki etkilerinin analiz edilmesidir. Analizde 2008:M1-2019:M12 yılları arasındaki aylık veriler kullanılmıştır. Analizin ilk aşamasında değişkenlere birim kök testleri uygulanarak değişkenlerin durağanlık mertebeleri belirlenmiştir. Ardından belirlenen durağanlık mertebeleri doğrultusunda ARDL modelinin kullanılmasına karar verilmiş ve böylece değişkenlere ARDL sınır testi uygulanmıştır. Uygulanan ARDL sınır testi sonucunda değişkenler arasında uzun dönemli bir eşbütünleşme ilişkisinin var olduğu tespit edilmiştir. Analizin son aşasında tahmin edilen ARDL modelinin kısa ve uzun dönem katsayıları hesaplanmıştır. Sonuç olarak Türkiye’de uzun dönemde enflasyon,
ihracat ve işsizlik değişkenleriyle ekonomik güven arasında negatif yönlü bir ilişki bulunurken; sanayi üretimi, reel döviz kuru ve ithalat değişkenleriyle ekonomik güven arasında ise pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Bu sonuç Türkiye’de makro iktisadi değişkenlerin uzun vadede ekonomik güven üzerinde pozitif ve negatif yönlü etkilere sahip olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin bazı makroekonomik sorunların üstesinden gelebilmesi için gerekli olan şey, ekonomide güveni tesis ederek iktisadi büyümede istikrarı yakalamaktır.

Teknolojik gelişmeler ve dönüşümler ile ortaya çıkan Sanayi Devrimi, 18. yüzyılda ülkelerin üreti... more Teknolojik gelişmeler ve dönüşümler ile ortaya çıkan Sanayi Devrimi, 18. yüzyılda ülkelerin üretim kapasitelerini artırmıştır. Üretim kapasitelerinde görülen bu artışlar iktisadi büyüme olarak ifade edilmektedir. Dolayısıyla günümüzde iktisadi büyüme, ülkelerin temel iktisadi hedeflerinden biri haline gelmiştir. Bu çalışmada 1990 ile 2019 yılları arasında oldukça başarılı bir büyüme performansı sergileyen Bangladeş ve Avustralya ele alınmıştır. Bu ülkelerin son otuz yıldaki iktisadi büyüme performansları Dünya büyüme rakamlarının üzerinde seyretmiştir. Ayrıca bu ülkeler bu süreçte küresel ve yerel çaptaki konjonktürel dalgalanmalardan çok az etkilenmiştir. Dolayısıyla bu çalışmada bu ülkelerin 1990-2019 yılları arasındaki iktisadi büyüme rakamları ile Dünya’nın büyüme rakamları istatistiki açıdan karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Bu bağlamda çalışmada öncelikle Avustralya ve Bangladeş’in genel ekonomik karakteristiğine vurgu yapan çalışmalarla ilgili bir literatür tarama çalışması yapılmıştır. Daha sonra büyüme teorileri kısaca vurgulanmış ve sonuç bölümünde ekonomik büyüme teorileri üzerine yorumlar kaleme alınmıştır.

Fiscaoeconomia, 2021
Öz
İhracat miktarlarındaki artışlar bazen dış ticaret hadlerinin bozulmasına neden olabilir. Dış ... more Öz
İhracat miktarlarındaki artışlar bazen dış ticaret hadlerinin bozulmasına neden olabilir. Dış ticaret hadlerindeki bu bozulma, daha sonra ihracat gelirlerinde düşüş ve refah kaybına yol açabilir. Bu durum literatürde “Yoksullaştıran Büyüme” olarak adlandırılan kuramın temelini oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin üretim ve ihracatında Dünya’da birinci sırada olduğu kuru kayısı ticaretinin, yoksullaştıran büyümeye neden olup olmadığını araştırmaktır. Bu amaçla son 50 yıllık kuru kayısı ihracatı ile kuru kayısı ihracat gelirleri yoksullaştıran büyüme hipotezi kapsamında incelenmiştir. Yöntem olarak, ARDL sınır testi ve Toda-Yamamoto nedensellik testi kullanılmıştır. ARDL sınır testi modeline göre kuru kayısı ihracatı ile kuru kayısı ihracat geliri arasında bir eşbütünleşme ilişkisi bulunmuştur. Ayrıca bu sonucun uzun dönemli parametreleri de istatistiki açıdan anlamlıdır. Toda-Yamamoto nedensellik testine göre ise kuru kayısı ihracatından, kuru kayısı ihracat gelirine doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi görülmüştür. Elde edilen bulgulara göre, 1970 ile 2019 yılları arası dönemde, Türkiye’nin kuru kayısı ihracatı için yoksullaştıran büyüme teorisi ile uyumlu sonuçlar görülmemiştir.
İktisadi ve İdari Bilimlerde Araştırma ve Değerlendirmeler Kitabı, 2021

Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisİ, 2020
Döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalar sanayisi ithal girdilere bağlı olan ülkeleri daha fazla et... more Döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalar sanayisi ithal girdilere bağlı olan ülkeleri daha fazla etkilemektedir. Neticede ülkelerin sanayi üretimi ile döviz kurları birbirlerini etkileyen iki önemli faktör iken bu iki faktörün oluşturmuş olduğu iktisadi gelişmeler ekonomiye olan güveni de önemli derecede etkilemektedir. Bu çalışmada Türkiye’nin toplam sanayi üretimi, ekonomik güven endeksi ve reel döviz kuru göstergeleri arasında bir ilişkinin olup olmadığının tespit edilmesi hedeflenmiştir. Çalışmada Türkiye’nin 2008:M1–2020:M3 dönemlerine ait reel döviz kuru, toplam sanayi üretimi ile ekonomik güven endeksinin aylık verileri kullanılarak ekonometrik bir analiz yapılmıştır. Analizin ilk etabında değişkenlerin durağanlık derecelerini tespit etmek için değişkenlere genişletilmiş Dickey Fuller (ADF) testi uygulanmış ve değişkenlerin tamamının birinci farkta durağan oldukları görülmüştür. Daha sonra bu değişkenlere Johansen eşbütünleşme testi uygulanmış ve değişkenler arasında uzun dönemli en az bir eşbütünleşme ilişkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Son olarak değişkenlere Granger nedensellik testi uygulanmış ve üç değişken için tek yönlü bir Granger nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir. Nihayetinde reel döviz kuru, toplam sanayi üretimi ve ekonomik güven değişkenlerinin herhangi birinde veya hepsinde yaşanacak bir gelişmenin Türkiye ekonomisini iktisadi yönden etkileyebileceği sonucuna ulaşılmıştır

Ekonomi İşletme Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Dergisi (JEBPIR), 2020
İktisadi büyüme, işsizlik ve suç arasındaki ilişkiler neredeyse bütün ülkelerin gündeminde yer al... more İktisadi büyüme, işsizlik ve suç arasındaki ilişkiler neredeyse bütün ülkelerin gündeminde yer alan önemli iktisadi ve toplumsal konulardandır. İktisadi büyüme, bir ülkenin kalkınması ve işsizlikle mücadele etmesi açısından önemli bir itici güçtür. Diğer yandan suç, sebep ve sonuçları bakımından farklılık arz eden toplumsal bir sorundur. Bu bağlamda suç; iktisadi, kültürel, toplumsal, coğrafi, ailevi ve benzer birçok sebepten dolayı ortaya çıkabilmektedir. Bu çalışmada, Türkiye‟nin 1980–2018 yılları arasındaki; iktisadi büyüme, işsizlik ve suç verileri yıllık dönemler halinde kullanılarak ekonometrik bir analiz yapılmıştır. Çalışmada ilk etapta Augmented Dickey Fuller ve Phillips Perron birim kök testleri kullanılarak serilerin birinci farkta durağan oldukları anlaşılmıştır. Ardından Johansen eşbütünleşme testi kullanılarak seriler arasında uzun dönemli bir ilişkinin var olduğu tespit edilmiştir. Son olarak serilere Granger nedensellik testi uygulanmıştır. Uygulanan Granger nedensellik testi sonuçlarına göre, iktisadi büyüme ile işsizlik arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu, iktisadi büyümeden suça doğru ise tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu sonuçlarına varılmıştır.

Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi Dergisi, Sep 23, 2019
Öz
Sanayi devrimi ile birlikte gelişen ve hız kazanan bilgi iletişim teknolojileri, son elli yıl... more Öz
Sanayi devrimi ile birlikte gelişen ve hız kazanan bilgi iletişim teknolojileri, son elli yılda altın çağını yaşamıştır. Son zamanlarda özellikle bilgisayar, internet ve akıllı cihazların icadı, başta iletişim olmak üzere ulusal sınırların ortadan kalkmasına kadar birçok alanda devrim niteliği taşımaktadır. Teknolojide yaşanan bu gelişmeler, başta sanayi üretimi olmak üzere, tarımdan ticarete, eğitimden seyahate ve eğlenceden savunmaya kadar pek çok alanda olumlu yönde etkiler yaratmıştır. Pek çok Avrupa Birliği üyesi ülke dijitalleşmede oldukça ileri düzeyde olmasına rağmen Türkiye bu konuda yeterince ilerleyememiştir. Avrupa Birliği'nde bilgi iletişim kullanım oranlarına paralel gelişen ekonomik faaliyetler, Türkiye için pek çok alanda ortalamanın altındadır. Bu çalışmada Avrupa Birliği, Euro Bölgesi ve Türkiye'de bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ele alınmıştır. Bilgi iletişim teknolojilerinin ekonominin dijitalleşmesi üzerinde etkileri incelenmiştir. Son yıllarda meydana gelen pozitif gelişmelere rağmen Türkiye'de ekonominin dijitalleşmesi yönünde büyük bir etki alanının ortaya çıkamadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Abstract
Developing and accelerating with the industrial revolution, information and communication technologies have lived its golden age in the last fifty years. Recently, especially the invention of computers, internet and smart devices has revolutionized in many areas from the disappearance of national borders, especially communication. These developments in technology have had positive effects in many areas, particularly in industrial production, from agriculture to trade, from education to travel and from entertainment to defense. Although the members of the European Union have mostly been digitalized, Turkey has less progressed in this regard. Developing economic activities in the European Union with parallel to the usage of information is more common than most areas for Turkey. In this study, developments on information-telecommunication sectors in the European Union, Euro Area and Turkey has been discussed. The effects of ICT on the digitalization of the economy have been

HOCA AHMET YESEVİ ULUSLARARASI BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ, Aug 27, 2019
Ulusal sınırların ortadan kalkmasıyla birlikte Dünya hızla küresel bir köy haline dönüşmüş ve ülk... more Ulusal sınırların ortadan kalkmasıyla birlikte Dünya hızla küresel bir köy haline dönüşmüş ve ülkeler; gerek siyasal, gerek ekonomik, gerekse de kültürel açıdan birbirlerine entegre olmuşlardır. Özellikle ekonomik ve finansal alanda yaşanan liberalizasyon, uluslararası ticareti hızlandırmış ve döviz kurunu uluslararası ticaretin ayrılmaz bir parçası haline dönüştürmüştür. Finansal liberalizasyon ile birlikte artık döviz kuru ülkelerin siyasal, ekonomik, ve güvenlik politikalarından etkilenebilmekte ve bu doğrultuda yaşanan döviz kuru dalgalanmaları, iç ve dış piyasalarda ülkelerin üretim, tüketim ve ticari faaliyetlerini etkileyebilmektedir.
Bu çalışmada Türkiye’nin reel döviz kuru, toplam sanayi üretimi ile tüketici güven endeksi gibi makroekonomik göstergeler arasında bir ilişkinin olup olmadığının tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bu doğrultuda yapılan çalışmanın ana teması: Türkiye’nin 2008:M1–2019:M3 dönemlerine ait reel döviz kuru, toplam sanayi üretimi ile tüketici güven endeksinin aylık verileri kullanılarak ekonometrik bir analizi yapılmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda önce Genişletilmiş Dickey Fuller Testi kullanılarak seriler aynı düzeyde durağan hale getirilmiştir. Ayrıca bu değişkenler arasında Johansen Eş Bütünleşme Testi kullanılarak uzun dönemli ilişkinin var olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Son olarak Granger Nedensellik Testi kullanılarak analiz yapılmıştır. Granger nedensellik testinde döviz kuru ile sanayi üretimi arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu, döviz kurundan tüketici güven endeksine doğru ise tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir.

Ekonomi, İşletme, Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Dergisi, 2018
Küreselleşme, sanayi devrimi ile birlikte gelişim gösteren telgraf, demiryolu, denizyolu ve buha... more Küreselleşme, sanayi devrimi ile birlikte gelişim gösteren telgraf, demiryolu, denizyolu ve buharlı makinler sayesinde hızlı yayılma imkânı yakalamıştır. Küreselleşme, dünyayı hızla tek bir pazar haline dönüştürürken, ülkeler arasındaki etkileşim ve iletişimi arttırmıştır. Küreselleşme ile birlikte önem kazanan ve sürekli gelişim gösteren teknoloji ise gün geçtikçe dünya ekonomisindeki yerini ve etkinliğini artırmaktadır. Teknolojideki bu gelişmeler hayatı kolaylaştırırken, insanoğluna bilgi çağını yaşatmaktadır. Özellikle küresel e-ticaret üzerinde oldukça etkili olan bilişim teknolojileri ve internet, gün geçtikçe dünyayı tek bir sanal pazar haline dönüştürmeye başlamıştır. Buradan yola çıkarak bu çalışmada küreselleşme kavramı ve gelişimi, bilgi teknolojileri, internet, e-ticaret kavramı, özellikleri ve tüm bileşenleri ele alınmıştır. Son kertede ise Türkiye ile dünyanın e-ticaretteki konumları incelenmiştir.

International Conference on Multidisciplinary, Science, Engineering and Technology (IMESET’17 Bitlis), 2017
Küreselleşme ile birlikte dünyanın hızla tek bir pazar haline dönüşmesi ülkeler için uluslararası... more Küreselleşme ile birlikte dünyanın hızla tek bir pazar haline dönüşmesi ülkeler için uluslararası ticareti önemli hale getirmiştir. Ülkeler için önem kazanan uluslararası ticaret beraberinde döviz piyasalarını etkilemiş ve ülkeler için döviz kuru büyük bir önem kazanmıştır. Ayrıca dış ticaret ile etkileşim halinde olan döviz kuru, ülkelerin enflasyon verilerini de etkilemiştir. Bu bağlamda çalışmanın ana teması olan Türkiye üzerinden döviz kuru enflasyon ilişkisinin 2004:M1–2017:M7 döneminde aylık veriler ile ekonometrik bir analiz gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın amacı doğrultusunda önce Genişletilmiş Dickey Fuller Testi kullanılarak seriler aynı düzeyde durağan hale getirilmiştir. Ayrıca bu değişkenler arasında Johansen Eş Bütünleşme Testi kullanılarak uzun dönemli ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

TÜRKİYE’DETOPLUM,YERLEŞİM VE YÖNETİM TARTIŞMALARI, 2018
Bilgi, iktisadi gelişmenin temel yapı taşıdır. Üretimin endüstriyel nesneye dönüştüğü bir sistemd... more Bilgi, iktisadi gelişmenin temel yapı taşıdır. Üretimin endüstriyel nesneye dönüştüğü bir sistemde iş gücü, sermaye ve girişimcilik bir anlam ifade eder. Maddi üretimin fırsat maliyetindeki kayıplar, iktisadi birimleri yeniliğe yöneltmiştir. Son zamanlarda, fikir, tasarım ve marka yeteneği gelişen toplumlar üretime daha büyük katkı sunmaya başlamıştır. Dördüncü sanayi devriminde daha önemli olan bu süreç, ülkelerin kaderini etkileyerek refahın yeniden bölüşümüne katkı sağlamaktadır. Üretimde teknolojik gelişmenin eşitlenme eğilimi, iş gücü maliyet avantajına sahip ülkeleri hızlı bir büyüme sürecine sokmuştur. Bunun bir sonucu olarak son yıllarda endüstri 4.0 kavramı hızla dünya ekonomisinin merkezine gelmiştir. Bu çalışmada, dördüncü sanayi devriminin içerdiği teknik ilerleme ele alınacaktır. Tarihsel ve teorik arka plan bağlamında, dünyanın bu önemli gelişim evresi değerlendirilecektir.
Uploads
Papers by Ibrahim Aytekin
karayolu ve demiryolu ulaştırma hizmetleri ile kalkınma arasındaki nedensellik ilişkisini
analiz etmektir. Çalışmada analiz yöntemi olarak ekonometrik zaman serisi analizi
kullanılmıştır. Bu doğrultuda analizin ilk aşamasında değişkenlerin birim kök içerip
içermediklerini test etmek için değişkenlere Arttırılmış Dickey-Fuller ve Phillips Perron
birim kök testleri uygulanmıştır. Ulaşılan birim kök testlerinin sonuçlarından hareketle de
değişkenlere Toda-Yamamoto nedensellik testi uygulanmıştır. Yapılan analizin sonucunda
Türkiye’de kalkınma ile karayolu ulaştırma hizmetleri arasında çift yönlü nedensellik
ilişkisine rastlanırken, demiryolu ulaştırma hizmetlerinden kalkınmaya doğru ise tek yönlü
bir nedensellik ilişkisine rastlanmıştır. Ayrıca demiryolu ulaştırma hizmetlerinden
karayolu yük taşımacılığına doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu
gözlemlenmiştir.
the recycling volume of the wastes, recycling volume and economic dimension of the recycling are examined. Additionally, in the study, the total waste amount of the US, the European Union and Turkey,
and the cyclical economic dimensions of the waste were studied.
anlaşılmıştır. Ardından Vektör Otoregresif Modeli (VAR) tahmin edilmiş ve tahmin edilen VAR modeli üzerinden değişkenlere TodaYamamoto nedensellik testi uygulanmıştır. Yapılan nedensellik testinde; kalkınma ile inovasyon ve eğitim harcamaları ile inovasyon arasında çift yönlü; Ar-Ge, kalkınma, sağlık ve eğitim harcamaları arasında ise tek yönlü nedensellik ilişkisine rastlanmıştır. Nedensellik testinden sonra değişkenlere, göreli olarak toplam değişimin dönemler boyunca değişkenler tarafından nasıl
bölüşüldüğünü gösteren varyans ayrıştırması testi uygulanmıştır. Analizin son aşamasında ise değişkenlere verilen bir şokta değişkenlerin tepkilerinin yönü hakkında bilgi veren etki-tepki testi uygulanmıştır
incelenmiştir. Elde edilen bu sonuçlara göre, kısa dönemde işsizlik ile vergi gelirleri arasında negatif yönlü ve istatistiki açıdan anlamlı bir ilişkiye rastlanırken, uzun dönemde bu ilişki pozitif yönlü fakat istatistiki açıdan anlamsız bulunmuştur. Kısa dönemde iktisadi büyüme ile vergi gelirleri arasında pozitif yönlü fakat istatistiki açıdan anlamsız bir ilişkiye rastlanırken, uzun dönemde bu ilişki pozitif yönlü ve istatistiki açıdan anlamlı bulunmuştur. Son olarak enflasyon ile vergi gelirleri arasında hem kısa hem de uzun dönemde pozitif yönlü ve istatistiki açıdan anlamlı bir ilişkinin var olduğu tespit edilmiştir.
ekonomisinde işlerin yoluna gittiği anlamına gelmektedir. Ekonomisinde güveni tesis etmiş tüm ülkelerin büyümeye, yatırımlara ve kalkınmaya daha elverişli bir hale geleceği kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu
çalışmanın amacı, Türkiye’nin makro iktisadi göstergelerinin ekonomik güven üzerindeki etkilerinin analiz edilmesidir. Analizde 2008:M1-2019:M12 yılları arasındaki aylık veriler kullanılmıştır. Analizin ilk aşamasında değişkenlere birim kök testleri uygulanarak değişkenlerin durağanlık mertebeleri belirlenmiştir. Ardından belirlenen durağanlık mertebeleri doğrultusunda ARDL modelinin kullanılmasına karar verilmiş ve böylece değişkenlere ARDL sınır testi uygulanmıştır. Uygulanan ARDL sınır testi sonucunda değişkenler arasında uzun dönemli bir eşbütünleşme ilişkisinin var olduğu tespit edilmiştir. Analizin son aşasında tahmin edilen ARDL modelinin kısa ve uzun dönem katsayıları hesaplanmıştır. Sonuç olarak Türkiye’de uzun dönemde enflasyon,
ihracat ve işsizlik değişkenleriyle ekonomik güven arasında negatif yönlü bir ilişki bulunurken; sanayi üretimi, reel döviz kuru ve ithalat değişkenleriyle ekonomik güven arasında ise pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Bu sonuç Türkiye’de makro iktisadi değişkenlerin uzun vadede ekonomik güven üzerinde pozitif ve negatif yönlü etkilere sahip olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin bazı makroekonomik sorunların üstesinden gelebilmesi için gerekli olan şey, ekonomide güveni tesis ederek iktisadi büyümede istikrarı yakalamaktır.
İhracat miktarlarındaki artışlar bazen dış ticaret hadlerinin bozulmasına neden olabilir. Dış ticaret hadlerindeki bu bozulma, daha sonra ihracat gelirlerinde düşüş ve refah kaybına yol açabilir. Bu durum literatürde “Yoksullaştıran Büyüme” olarak adlandırılan kuramın temelini oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin üretim ve ihracatında Dünya’da birinci sırada olduğu kuru kayısı ticaretinin, yoksullaştıran büyümeye neden olup olmadığını araştırmaktır. Bu amaçla son 50 yıllık kuru kayısı ihracatı ile kuru kayısı ihracat gelirleri yoksullaştıran büyüme hipotezi kapsamında incelenmiştir. Yöntem olarak, ARDL sınır testi ve Toda-Yamamoto nedensellik testi kullanılmıştır. ARDL sınır testi modeline göre kuru kayısı ihracatı ile kuru kayısı ihracat geliri arasında bir eşbütünleşme ilişkisi bulunmuştur. Ayrıca bu sonucun uzun dönemli parametreleri de istatistiki açıdan anlamlıdır. Toda-Yamamoto nedensellik testine göre ise kuru kayısı ihracatından, kuru kayısı ihracat gelirine doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi görülmüştür. Elde edilen bulgulara göre, 1970 ile 2019 yılları arası dönemde, Türkiye’nin kuru kayısı ihracatı için yoksullaştıran büyüme teorisi ile uyumlu sonuçlar görülmemiştir.
Sanayi devrimi ile birlikte gelişen ve hız kazanan bilgi iletişim teknolojileri, son elli yılda altın çağını yaşamıştır. Son zamanlarda özellikle bilgisayar, internet ve akıllı cihazların icadı, başta iletişim olmak üzere ulusal sınırların ortadan kalkmasına kadar birçok alanda devrim niteliği taşımaktadır. Teknolojide yaşanan bu gelişmeler, başta sanayi üretimi olmak üzere, tarımdan ticarete, eğitimden seyahate ve eğlenceden savunmaya kadar pek çok alanda olumlu yönde etkiler yaratmıştır. Pek çok Avrupa Birliği üyesi ülke dijitalleşmede oldukça ileri düzeyde olmasına rağmen Türkiye bu konuda yeterince ilerleyememiştir. Avrupa Birliği'nde bilgi iletişim kullanım oranlarına paralel gelişen ekonomik faaliyetler, Türkiye için pek çok alanda ortalamanın altındadır. Bu çalışmada Avrupa Birliği, Euro Bölgesi ve Türkiye'de bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ele alınmıştır. Bilgi iletişim teknolojilerinin ekonominin dijitalleşmesi üzerinde etkileri incelenmiştir. Son yıllarda meydana gelen pozitif gelişmelere rağmen Türkiye'de ekonominin dijitalleşmesi yönünde büyük bir etki alanının ortaya çıkamadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Abstract
Developing and accelerating with the industrial revolution, information and communication technologies have lived its golden age in the last fifty years. Recently, especially the invention of computers, internet and smart devices has revolutionized in many areas from the disappearance of national borders, especially communication. These developments in technology have had positive effects in many areas, particularly in industrial production, from agriculture to trade, from education to travel and from entertainment to defense. Although the members of the European Union have mostly been digitalized, Turkey has less progressed in this regard. Developing economic activities in the European Union with parallel to the usage of information is more common than most areas for Turkey. In this study, developments on information-telecommunication sectors in the European Union, Euro Area and Turkey has been discussed. The effects of ICT on the digitalization of the economy have been
Bu çalışmada Türkiye’nin reel döviz kuru, toplam sanayi üretimi ile tüketici güven endeksi gibi makroekonomik göstergeler arasında bir ilişkinin olup olmadığının tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bu doğrultuda yapılan çalışmanın ana teması: Türkiye’nin 2008:M1–2019:M3 dönemlerine ait reel döviz kuru, toplam sanayi üretimi ile tüketici güven endeksinin aylık verileri kullanılarak ekonometrik bir analizi yapılmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda önce Genişletilmiş Dickey Fuller Testi kullanılarak seriler aynı düzeyde durağan hale getirilmiştir. Ayrıca bu değişkenler arasında Johansen Eş Bütünleşme Testi kullanılarak uzun dönemli ilişkinin var olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Son olarak Granger Nedensellik Testi kullanılarak analiz yapılmıştır. Granger nedensellik testinde döviz kuru ile sanayi üretimi arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu, döviz kurundan tüketici güven endeksine doğru ise tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir.
karayolu ve demiryolu ulaştırma hizmetleri ile kalkınma arasındaki nedensellik ilişkisini
analiz etmektir. Çalışmada analiz yöntemi olarak ekonometrik zaman serisi analizi
kullanılmıştır. Bu doğrultuda analizin ilk aşamasında değişkenlerin birim kök içerip
içermediklerini test etmek için değişkenlere Arttırılmış Dickey-Fuller ve Phillips Perron
birim kök testleri uygulanmıştır. Ulaşılan birim kök testlerinin sonuçlarından hareketle de
değişkenlere Toda-Yamamoto nedensellik testi uygulanmıştır. Yapılan analizin sonucunda
Türkiye’de kalkınma ile karayolu ulaştırma hizmetleri arasında çift yönlü nedensellik
ilişkisine rastlanırken, demiryolu ulaştırma hizmetlerinden kalkınmaya doğru ise tek yönlü
bir nedensellik ilişkisine rastlanmıştır. Ayrıca demiryolu ulaştırma hizmetlerinden
karayolu yük taşımacılığına doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu
gözlemlenmiştir.
the recycling volume of the wastes, recycling volume and economic dimension of the recycling are examined. Additionally, in the study, the total waste amount of the US, the European Union and Turkey,
and the cyclical economic dimensions of the waste were studied.
anlaşılmıştır. Ardından Vektör Otoregresif Modeli (VAR) tahmin edilmiş ve tahmin edilen VAR modeli üzerinden değişkenlere TodaYamamoto nedensellik testi uygulanmıştır. Yapılan nedensellik testinde; kalkınma ile inovasyon ve eğitim harcamaları ile inovasyon arasında çift yönlü; Ar-Ge, kalkınma, sağlık ve eğitim harcamaları arasında ise tek yönlü nedensellik ilişkisine rastlanmıştır. Nedensellik testinden sonra değişkenlere, göreli olarak toplam değişimin dönemler boyunca değişkenler tarafından nasıl
bölüşüldüğünü gösteren varyans ayrıştırması testi uygulanmıştır. Analizin son aşamasında ise değişkenlere verilen bir şokta değişkenlerin tepkilerinin yönü hakkında bilgi veren etki-tepki testi uygulanmıştır
incelenmiştir. Elde edilen bu sonuçlara göre, kısa dönemde işsizlik ile vergi gelirleri arasında negatif yönlü ve istatistiki açıdan anlamlı bir ilişkiye rastlanırken, uzun dönemde bu ilişki pozitif yönlü fakat istatistiki açıdan anlamsız bulunmuştur. Kısa dönemde iktisadi büyüme ile vergi gelirleri arasında pozitif yönlü fakat istatistiki açıdan anlamsız bir ilişkiye rastlanırken, uzun dönemde bu ilişki pozitif yönlü ve istatistiki açıdan anlamlı bulunmuştur. Son olarak enflasyon ile vergi gelirleri arasında hem kısa hem de uzun dönemde pozitif yönlü ve istatistiki açıdan anlamlı bir ilişkinin var olduğu tespit edilmiştir.
ekonomisinde işlerin yoluna gittiği anlamına gelmektedir. Ekonomisinde güveni tesis etmiş tüm ülkelerin büyümeye, yatırımlara ve kalkınmaya daha elverişli bir hale geleceği kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu
çalışmanın amacı, Türkiye’nin makro iktisadi göstergelerinin ekonomik güven üzerindeki etkilerinin analiz edilmesidir. Analizde 2008:M1-2019:M12 yılları arasındaki aylık veriler kullanılmıştır. Analizin ilk aşamasında değişkenlere birim kök testleri uygulanarak değişkenlerin durağanlık mertebeleri belirlenmiştir. Ardından belirlenen durağanlık mertebeleri doğrultusunda ARDL modelinin kullanılmasına karar verilmiş ve böylece değişkenlere ARDL sınır testi uygulanmıştır. Uygulanan ARDL sınır testi sonucunda değişkenler arasında uzun dönemli bir eşbütünleşme ilişkisinin var olduğu tespit edilmiştir. Analizin son aşasında tahmin edilen ARDL modelinin kısa ve uzun dönem katsayıları hesaplanmıştır. Sonuç olarak Türkiye’de uzun dönemde enflasyon,
ihracat ve işsizlik değişkenleriyle ekonomik güven arasında negatif yönlü bir ilişki bulunurken; sanayi üretimi, reel döviz kuru ve ithalat değişkenleriyle ekonomik güven arasında ise pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Bu sonuç Türkiye’de makro iktisadi değişkenlerin uzun vadede ekonomik güven üzerinde pozitif ve negatif yönlü etkilere sahip olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin bazı makroekonomik sorunların üstesinden gelebilmesi için gerekli olan şey, ekonomide güveni tesis ederek iktisadi büyümede istikrarı yakalamaktır.
İhracat miktarlarındaki artışlar bazen dış ticaret hadlerinin bozulmasına neden olabilir. Dış ticaret hadlerindeki bu bozulma, daha sonra ihracat gelirlerinde düşüş ve refah kaybına yol açabilir. Bu durum literatürde “Yoksullaştıran Büyüme” olarak adlandırılan kuramın temelini oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin üretim ve ihracatında Dünya’da birinci sırada olduğu kuru kayısı ticaretinin, yoksullaştıran büyümeye neden olup olmadığını araştırmaktır. Bu amaçla son 50 yıllık kuru kayısı ihracatı ile kuru kayısı ihracat gelirleri yoksullaştıran büyüme hipotezi kapsamında incelenmiştir. Yöntem olarak, ARDL sınır testi ve Toda-Yamamoto nedensellik testi kullanılmıştır. ARDL sınır testi modeline göre kuru kayısı ihracatı ile kuru kayısı ihracat geliri arasında bir eşbütünleşme ilişkisi bulunmuştur. Ayrıca bu sonucun uzun dönemli parametreleri de istatistiki açıdan anlamlıdır. Toda-Yamamoto nedensellik testine göre ise kuru kayısı ihracatından, kuru kayısı ihracat gelirine doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi görülmüştür. Elde edilen bulgulara göre, 1970 ile 2019 yılları arası dönemde, Türkiye’nin kuru kayısı ihracatı için yoksullaştıran büyüme teorisi ile uyumlu sonuçlar görülmemiştir.
Sanayi devrimi ile birlikte gelişen ve hız kazanan bilgi iletişim teknolojileri, son elli yılda altın çağını yaşamıştır. Son zamanlarda özellikle bilgisayar, internet ve akıllı cihazların icadı, başta iletişim olmak üzere ulusal sınırların ortadan kalkmasına kadar birçok alanda devrim niteliği taşımaktadır. Teknolojide yaşanan bu gelişmeler, başta sanayi üretimi olmak üzere, tarımdan ticarete, eğitimden seyahate ve eğlenceden savunmaya kadar pek çok alanda olumlu yönde etkiler yaratmıştır. Pek çok Avrupa Birliği üyesi ülke dijitalleşmede oldukça ileri düzeyde olmasına rağmen Türkiye bu konuda yeterince ilerleyememiştir. Avrupa Birliği'nde bilgi iletişim kullanım oranlarına paralel gelişen ekonomik faaliyetler, Türkiye için pek çok alanda ortalamanın altındadır. Bu çalışmada Avrupa Birliği, Euro Bölgesi ve Türkiye'de bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ele alınmıştır. Bilgi iletişim teknolojilerinin ekonominin dijitalleşmesi üzerinde etkileri incelenmiştir. Son yıllarda meydana gelen pozitif gelişmelere rağmen Türkiye'de ekonominin dijitalleşmesi yönünde büyük bir etki alanının ortaya çıkamadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Abstract
Developing and accelerating with the industrial revolution, information and communication technologies have lived its golden age in the last fifty years. Recently, especially the invention of computers, internet and smart devices has revolutionized in many areas from the disappearance of national borders, especially communication. These developments in technology have had positive effects in many areas, particularly in industrial production, from agriculture to trade, from education to travel and from entertainment to defense. Although the members of the European Union have mostly been digitalized, Turkey has less progressed in this regard. Developing economic activities in the European Union with parallel to the usage of information is more common than most areas for Turkey. In this study, developments on information-telecommunication sectors in the European Union, Euro Area and Turkey has been discussed. The effects of ICT on the digitalization of the economy have been
Bu çalışmada Türkiye’nin reel döviz kuru, toplam sanayi üretimi ile tüketici güven endeksi gibi makroekonomik göstergeler arasında bir ilişkinin olup olmadığının tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bu doğrultuda yapılan çalışmanın ana teması: Türkiye’nin 2008:M1–2019:M3 dönemlerine ait reel döviz kuru, toplam sanayi üretimi ile tüketici güven endeksinin aylık verileri kullanılarak ekonometrik bir analizi yapılmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda önce Genişletilmiş Dickey Fuller Testi kullanılarak seriler aynı düzeyde durağan hale getirilmiştir. Ayrıca bu değişkenler arasında Johansen Eş Bütünleşme Testi kullanılarak uzun dönemli ilişkinin var olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Son olarak Granger Nedensellik Testi kullanılarak analiz yapılmıştır. Granger nedensellik testinde döviz kuru ile sanayi üretimi arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu, döviz kurundan tüketici güven endeksine doğru ise tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir.