Papers by Ferhat Arslan

Enerji, günümüz toplumsal hayatının sürekliliği açısından başat bir aktör olmasının yanında enerj... more Enerji, günümüz toplumsal hayatının sürekliliği açısından başat bir aktör olmasının yanında enerji santralleri aracılığıyla bulunduğu bölgeyi ekonomik, sosyal ve çevresel açılardan etkileyebilen çok yönlü bir kavramdır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ihtiyaç duyulan enerjinin fosil yakıtlar ile karşılanmaya çalışılmasının neden olduğu çeşitli sorunlar alternatif enerji kaynağı arayışlarını da beraberinde getirmiştir. Bu arayışlar neticesinde rüzgârın da dâhil olduğu yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı da artış göstermiştir. Ancak bu kaynakların kullanımının neden olduğu ya da olabileceği sorunlar söz konusu kaynakların geniş bir kitle tarafından desteklenmesi nedeni ile çoğunlukla görmezden gelinmiştir. Literatürde genellikle teknik konuları ile ele alınan enerji kavramı son yıllarda sosyal kabul boyutları ile de incelenmeye başlamıştır. Bu çalışma Türkiye'de önemli bir enerji kaynağı olmaya aday rüzgâr enerjisi ve santrallerine yönelik tutumları Balıkesir kent merkezi örneğinde incelemeyi amaçlamıştır. Çalışmada nicel araştırma yöntemi kullanılmış ve veri toplamada anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. 390 kişi ile yüz yüze uygulanan anket sonucunda rüzgâr enerjisine ve santrallerine yönelik tutumlarda cinsiyet, yaş, meslek, gelir durumu, eğitim durumu, Balıkesir'de yaşam süresi ve yaşanılan yere göre farklılıklar bulunmaya çalışılmıştır.

Tarihi çevreler, geçmiş ile günümüz arasında bir bağ kurmalarının yanında tarihi değerleri bütünc... more Tarihi çevreler, geçmiş ile günümüz arasında bir bağ kurmalarının yanında tarihi değerleri bütüncül olarak göz önüne seren dokulardır. Dünya'da ve Türkiye'de önemli bir koruma alanı olan tarihi çevreler, bu açıdan bakıldığında da incelemeye değer alanlardır. Bununla birlikte son yıllarda tarihi çevreleri de kapsayan korunan alanları bütüncül bir bakış açısıyla inceleyen çalışmalarda bir artış söz konusudur. Bu çalışmaların bir bölümünde de korunan alanlar bulundukları bölgelerdeki yerel halk ile ilişkileri açısından incelenmektedir. Bu çalışma, bölgesinde önemli bir antik kent olma durumundaki Metropolis Antik Kenti'ni korunan alan-yerel halk ilişkisi açısından incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmada nicel ve nitel araştırmayı bir araya getiren karma araştırma yöntemi kullanılmıştır. Bu kapsamda antik kentin bulunduğu Torbalı'da 2016-2018 yılları arasında çeşitli dönemlerde incelemelerde bulunulmuştur. Çalışma kapsamında Torbalı ve çevresinde toplam 396 kişiye anket uygulanmıştır. Katılımcıların korunan alanlar, tarihi çevreler ve Metropolis Antik Kenti ile ilgili algılarını belirlemeyi amaçlayan ankette 5'li likert ölçeğine göre hazırlanmış toplam 30 ifadeye yer verilmiştir. Anket sonucu elde edilen veriler SPSS programı ile analiz edilmiştir. Çalışmada ayrıca antik kentin sınırları içerisinde bulunduğu Yeniköy ve Özbey mahallelerinde görüşmeler yapılmıştır. Yarı yapılandırılmış soru formu kullanılarak yapılan görüşmeler sonrasında elde edilen veriler sahada yapılan gözlemlerle birlikte irdelenmiştir. Çalışma sonrasında antik kent ile yerel halk arasında pozitif bir ilişki olmasına rağmen yaşanan bazı sorunlar nedeniyle yerel halkın Metropolis ile bağının zayıflama eğiliminde olduğu tespit edilmiştir. Bölge halkının antik kentte turizm kapsamında ekonomik kazanç elde edememesi, sahanın sit alanı olması nedeniyle yaşanan sıkıntılar ve yerel yönetimlerle yaşanan problemler antik kent çevresinde yaşayan yerel halkın yaşadığı sorunların başında gelmektedir. Koruma sürecinde bölgedeki yerel halkın desteğinin alınmasının daha başarılı sonuçlar getireceği düşünüldüğünde, bölgeden yaşanan sorunların dikkate alınması ve planlamalarda yerel halkın da katılımının sağlanması yerinde olacaktır. Abstract Historical environments are tissues that establish a connection between the past and the present and reveal the history as a whole. Historical environments an important conservation area in the world and Turkey, it is also worth examining these areas when viewed from this perspective. However, in recent years, there has been an increase in studies examining protected areas, including historical environments, from a holistic perspective. In some of these studies, protected areas are examined in terms of their relations with local people in their regions. This study aims to examine the Metropolis Ancient City, which is an important ancient city in its region, in terms of the relationship between the protected area and the local people. In this study, a mixed research method was used which combines quantitative and qualitative research. In this context, was examined in various periods between 2016-2018 in Torbalı where the ancient city is located. A total of 396 people were surveyed in Torbalı and its vicinity. The survey included 30 statements prepared according to the 5-point Likert scale. The data obtained from the survey were analyzed with SPSS program. Also, interviews were conducted in Yeniköy and Özbey neighborhoods where the ancient city is located. The data obtained after the interviews using semi-structured questionnaire were examined together with the observations made in the field. * Araştırmanın gerçekleşmesinde desteklerini esirgemeyen Metropolis Kazı Başkanı Prof. Dr. Serdar Aybek ve ekibine teşekkür ederiz.

Türkiye, Cumhuriyetin ilanından sonra gelişmiş ülkeler kategorisine girebilmek için sanayileşme s... more Türkiye, Cumhuriyetin ilanından sonra gelişmiş ülkeler kategorisine girebilmek için sanayileşme sürecine girmiştir. Ancak, sanayileşmeyle birlikte nüfus miktarı da enerji talebini yükseltmiştir. Enerji ihtiyacının ithal edilen fosil yakıtlarla karşılanması ise çeşitli sorunlara neden olmuştur. Bu sorunların başında enerji arz güvenliği ve enerjide dışa bağımlılık gelir. Türkiye'de son yıllarda yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik bir politika uygulanmaya başlanmıştır. Bu doğrultuda hazırlanan güneş, rüzgâr ve biyokütle enerji atlasları bu politikanın bir sonucudur. Ancak, mevcut potansiyelden en üst düzeyde yararlanabilmek için enerji atlaslarının yanında yerel düzeyde de enerji potansiyellerinin belirlenmesi gerekir. Bu çalışma, sanayi kenti Aliağa'da enerji kullanımını ve yenilenebilir enerji potansiyelini ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. Çalışma sonunda Aliağa'nın, rüzgâr ve jeotermal açısından yüksek; güneş, su ve biyokütle kaynaklarnın ise düşük bir potansiyelinin olduğu görülmüştür.
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2018

Özet Sanayi İnkılabı ile hız kazanan, günümüzde de doruk noktasına çıkan doğal kaynakların aşırı ... more Özet Sanayi İnkılabı ile hız kazanan, günümüzde de doruk noktasına çıkan doğal kaynakların aşırı kullanılması beraberinde ekonomik, sosyal ve çevresel sorunları da getirmiştir. Bu sorunlara çözüm olarak ortaya sunulan kavramlardan birisi olan sürdürülebilirlik/sürdürülebilir kalkınma kavramı da birçok kesimde taraftar bulmuştur. Sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilebilir bir hale gelmesi ise, onun gündelik ve ekonomik hayatta uygulanabilmesine bağlıdır. Sürdürülebilirliğin hayata geçmesini sağlayacak uygulamalardan birisi de sürdürülebilir üretimdir. Sürdürülebilir üretimde; üretim esnasında çevreye olabilecek olumsuz etkileri en aza indirmek, doğal kaynakları tüm kapasite ile kullanıp geri dönüştürmek ve çalışanların memnuniyetini sağlamak amaçlanmaktadır. Bu çalışmada; Türkiye'nin önemli sanayi bölgelerinden birisi olan Manisa Organize Sanayi Bölgesi (MOSB)'ni sürdürülebilir üretimin kendine has prensipleri ile (enerji, su kullanımı ve arıtımı, atık yönetimi ve geri dönüşüm, alt yapı, ulaşım ve lojistik ile çalışanlara yönelik hizmetler) incelenerek bir rol model olarak alınıp alınamayacağının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda MOSB sahasında incelemeler yapılarak bölge yöneticileri ile görüşmelerde bulunulmuştur. Çalışma sonrasında MOSB'un uyguladığı plan ve programlarla Türkiye'de sürdürülebilir üretimin gerçekleşmesinde önemli bir model olabileceği görülmüştür. Abstract: The excessive use of natural resources has reached its peak at present, which has accelerated with the Industrial Revolution and it has also brought economic, social and environmental problems. One of the concepts presented as a solution to these problems is the concept of sustainability/sustainable development has also found many supporters. The fact that the concept of sustainability depends on the ability to apply it in daily life and economic life. One of the applications that will enable to sustainability is sustainable production. In sustainable production aims to decrease the negative effects that may occur to the environment during production, to recycle natural resources with full capacity, and to satisfy the employees. In this study; it is aimed to examine Manisa Industrial Park (MIP) one of the important industrial regions of Turkey, with its own principles of sustainable production (energy, water use and treatment, waste management and recycling, infrastructure, transport and logistics, and services for employees). Within this scope, MIP field reviews were conducted and negotiations were held with regional managers. As a result with implemented plans and programs of MIP is could be an important model for sustainable production in Turkey.

Öz Kültürel miras, bir toplumun genel belleği olmasının yanında; bir kültürün varlığını sürdürebi... more Öz Kültürel miras, bir toplumun genel belleği olmasının yanında; bir kültürün varlığını sürdürebilmesi ve özelliklerini gelecek kuşaklara aktarabilmesi açısından önemli bir kavramdır. Küreselleşme ile birlikte, yerele özgü olan ve özgünlüğünden çok şey kaybetmemiş kültür unsurlarının da korunması ve ortaya çıkarılması mühim hale gelmeye başlamıştır. Türkiye'de kültürel mirasın başında gelen ve kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalan geleneksel mesleklerin belirlenerek, bu meslekleri icra eden ustaların akademik yazım içerisinde ortaya konulması da bir zorunluluk teşkil etmektedir. Türkiye'deki verimli tarım alanlarından birisi olan Gediz Ovası üzerinde kurulan ve geçmişten günümüze önemli bir yerleşme özelliğindeki Turgutlu'da kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerin saptanması da bu zorunluluktan doğmuştur. Bu amaçla, Turgutlu ve çevresinde yaklaşık 7 ay süre ile saha çalışması yapılarak kaybolmaya yüz tutmuş 14 meslek belirlenmiştir. Bunlardan bazı meslekler gelir getirdiği için birden fazla kişi ile yapılmaya devam edilirken (yorgancılık, bıçakçılık), bazı meslekleri icra eden kişi sayısı tektir (körüklü çizme yapımı, süpürgeci, kalaycı, debbağ, keçeci, gramofon tamircisi, at arabası ustası, nalbantlık). Yaşlılık ya da sağlık sorunları ile artık yapılmayan ve bitme noktasına gelen meslekler ise çömlekçilik, semercilik ve sepetçiliktir. Abstract Cultural heritage is a general memory of a society ant it is an important concept in terms of being able to sustain a cultural asset and transfer its characteristics to future generations. It has become important to protect and uncover cultural elements that are unique to the site and have not lost much of its originality with globalization. Traditionally craftsmanship is at the forefront of cultural heritage in Turkey and they are in danger of disappearing. It is also a necessity to determine this craftsmanship and masters and to put them in academic writing. Turgutlu is located in the fertile agricultural area of Gediz Basin, it has been an important settlement from the past day. Within the scope of the study, field work was carried out in Turgutlu for 7 months and 14 professions were determined. Some professions continue to be made with more than one person as they bring in income (quilting, knitting), the number of persons performing some craftsmanship is one (maker glowing boot, maker of brooms, tinman, tanner, felt maker, gramophone repairman, horse car maker, blacksmith), craftsmanship that is no longer done with old age or health problems and come to the end point are pottery, saddlery, basketry.

The excessive consumption of natural resources has required a reinterpretation of traditional dev... more The excessive consumption of natural resources has required a reinterpretation of traditional development approaches. Thus, the term sustainability was suggested in the late 1980s as a key to change in production, as in many other areas and it ultimately leads to the eco-friendly manufacturing model called sustainable production. Today, the understanding of sustainability is becoming widespread, not only in the manufacturing sector but also in building construction. Green building applications are the reflection of the idea of sustainability in the construction sector and their aim is to transform structures into eco-friendly buildings using various grading systems. This paper's goal is to discuss the dilemma between environmental protection and development and to point out the role of green buildings in sustainable production. The perspectives of industrialists on environmental sensitivity were investigated based on the interviews conducted by the authorities of an industrial battery firm, INCI, which has the first facility with a green building certificate in Turkey. This paper's conclusions are: (1) Construction of green buildings can be effective in sustainable production. (2) Investments on environment protection can increase the interest rates of firms and (3) Sustainable production can be a solution for the environment-development dilemma. SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİMDE YEŞİL BİNALARIN ROLÜ: İNCİ ENDÜSTRİYEL AKÜ FABRİKASI ÖRNEĞİ, TÜRKİYE Öz Doğal kaynakların aşırı tüketimi geleneksel kalkınma yaklaşımlarının gözden geçirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu zorunluluktan doğan sürdürülebilirlik, birçok alanda olduğu gibi üretimde de değişimin anahtarı olmuştur. Sürdürülebilir üretim olarak tanımlanan bu modelde, kaynakların etkili kullanımıyla birlikte çevreye ve insana saygılı bir üretim amaçlanmıştır. Günümüzde üretimde olduğu gibi önemli bir kaynak kullanım alanı olan binalarda da çevre dostu uygulamalar yaygınlaşmaktadır. Yeşil bina olarak tanımlanan bu uygulamalarda amaç, çeşitli derecelendirme sistemleriyle binaları çevreye duyarlı hale getirmektir. 1990'da İngiltere'de başlayan BREEAM, bu derecelendirme

Öz Bu çalımanın amacı Türkiye Turizm Stratejisi 2023'ü AB turizm politikaları perspektifinde ince... more Öz Bu çalımanın amacı Türkiye Turizm Stratejisi 2023'ü AB turizm politikaları perspektifinde incelemektir. Çalıma ile AB'nin turizm politikalarını etkileyen faktörlerin belirlenerek bunların belgedeki yansımalarının ortaya konulması hedeflenmitir. Bu kapsamda ilgili literatür taranarak AB turizmini etkileyen faktörler belirlenmi ve bu faktörlerin strateji belgesine yansımaları ortaya çıkartılmıtır. Çalıma sonucunda belgenin güçlü yanlarının sürdürülebilirlik, çevre dostu bir turizm anlayıı, turizmin çeitlendirilip bütün bir yıla yayılması stratejilerinin oluturduu görülürken; KOB'lerin her açıdan desteklenmesi gereklilii ve tüketici olarak turistlerin haklarının korunması üzerinde durulmamı olması belgenin zayıf noktalarını oluturur. Belgenin uygulanabilir hedeflerinin belirlenmesi ve doru bir planlama ile çalıılmasının AB yolunda Türkiye'nin elini güçlendirecei kukusuzdur. Abstract The aim of this study is to examine the Tourism Strategy 2023 of Turkey in the perspective of Tourism Policy of EU. It has been aimed to determine the factors that affect the tourism policy of EU and to reveal the reflection of these factors on the strategy paper. For this concept, the related literature has been scanned and the factors which affect the tourism in EU are found out and the reflections of these factors in strategic files have been shown. As a result of this study, the strong points of the document are continuity, sn eco-friendly perception and the strategies to vary the tourism and extend it to the whole year; the weak points are not mentioning the necesstiy to supports SMEs and not being focused on the protection of the rights of tourists as customers. It is undoubtedly that the paper will strengthen the determination and working of applicable aims with an accurate planning to the EU.

Negative impacts of fossil fuels on the environment and the search for energy alternatives to pet... more Negative impacts of fossil fuels on the environment and the search for energy alternatives to petroleum spurred many countries to turn to renewable energy resources. At present, these energy resources, including wind power, are preferred around the world because they are both clean and renewable. Turkey is a country dependent on foreign energy. Although it is not rich in fossil fuels, Turkey is dependent mainly because such resources are not favored owing to the nation's high potential for wind power. Nevertheless, wind power holds a very low share in the country's energy production. Cost, technical concerns, public opposition and environmental problems are the causes of this low share. The objective of the present study is to give details of the problem of Turkey's energy foreign dependence and determine the wind energy potential in Turkey. In the present study, the goal is to describe the country's potential for clean, local wind power and to propose recommendations for the policy-makers.

Öz Enerji kaynakları ile ilgili çalışmalar ağırlıklı olarak enerji teknolojileri ve politikaları ... more Öz Enerji kaynakları ile ilgili çalışmalar ağırlıklı olarak enerji teknolojileri ve politikaları ile ilgili olurken, son yıllarda enerji ve toplum ilişkisi ile ilgili çalışmalarda da bir artış olmuştur. Bu çalışmalar, çoğunlukla enerji yatırımlarının, özellikle de nükleer enerjinin sosyal kabulü ve toplumsal algısı ile ilişkilidir. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar temiz enerji kaynağı olarak görülüp desteklenmekle birlikte, bu yatırımlara yönelik toplumsal tepkiler de söz konusudur. Yenilenebilir enerji yatırımları ile ilgili sosyal kabulün sosyo-politik, yerel ve piyasa kabulü olarak üç yönü vardır. Bu çalışma, literatür taraması kapsamında sürdürülebilirliğin sağlanmasında; kalkınmanın sosyal boyutunu, sosyal kabulün boyutlarını ve yenilenebilir enerji yatırımlarının artırılmasında toplumsal kabulün önemini incelemeyi amaçlamaktadır. Böylece, mevcut yatırım paradigmalarının toplumsal kabulün de göz önüne alınarak değiştirilmesi gerektiği ortaya çıkartılmaktadır. Bu ise ancak, bilinçli ve katılımcı bireylerin uygun programlarla sürece dâhil olması ile mümkündür. Abstract The studies about the energy sources are mainly related to energy technologies and policies and also in recent years, there has been an increase in the number of studies related to energy and society. These studies are mostly associated with social perception and social acceptance of energy investments, especially nuclear energy. Supported investments made in renewable energy sources are regarded as a clean energy source.On the other hand, societal responses to these investments have been observed. This study aims to review the social dimension of sustainability development, dimensions of social acceptance and the importance of social acceptance of increasing on renewable energy investments. Thus, it " s revealed the current paradigm of the investment must be changed in consideration of the social acceptance. This is only possible if the conscious and motivated individuals are involve in process of the appropriate programs.

ÖZ 19. yüzyılda başlayan Sanayi İnkılabı sonrası meydana gelen makineleşme ve onun beraberinde ge... more ÖZ 19. yüzyılda başlayan Sanayi İnkılabı sonrası meydana gelen makineleşme ve onun beraberinde getirdiği sanayileşme süreci, enerji ihtiyacının da doruk noktaya çıkmasına neden olmuştur. Enerji talebindeki bu artış; fosil yakıtlar olarak bilinen petrol, kömür ve doğalgazın aşırı tüketilmesine neden olarak hem söz konusu kaynakların tükenme noktasına gelmesine hem de çeşitli çevre sorunlarına neden olmuştur. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaşanan petrol krizi ve çevre sorunları ise, fosil yakıtlara alternatif olabilecek enerji kaynağı arayışını da beraberinde getirmiştir. Bu arayışın bir sonucunda güneş, rüzgar, su, jeotermal, dalga ve biyokütle kaynaklarına doğru bir yönelim olmuştur. Yenilenebilir enerji kaynağı olarak tanımlanan bu kaynaklar günümüzde birçok ülkede temel enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Enerji ihtiyacı sürekli artan ve bu ihtiyacını ithal ettiği fosil yakıtlarla karşılamaya çalışan Türkiye'de bu durum, enerjide dışa bağımlılık gibi sorunlara neden olmaktadır. Hem enerjide var olan dışa bağımlılığı azaltmayı hem de enerji ihtiyacında kendi öz kaynaklarını kullanıma sokmayı amaçlayan Türkiye'de yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik çeşitli teşvikler ve planlamalar yapılmıştır. Bu çalışmada; Ege Bölgesi'nde yer alan ve hem bir tarım hem de bir sanayi kenti olan Manisa'nın yenilenebilir enerji potansiyelinin ortaya çıkartılması amaçlanmıştır. Çalışma sonrasında; Manisa ili özelinde rüzgar, güneş, jeotermal ve biyokütle enerji potansiyelinin yüksek olduğu görülürken, hidroelektrik enerji potansiyelin ise düşük olduğu değerlendirmesine varılmıştır. Anahtar kelimeler: Manisa, enerji, yenilenebilir enerji, AN EVALUATİON OF THE RENEWABLE ENERGY POTENTİAL OF MANİSA ABSTRACT The process of mechanization and industrialization that occurred after the industrial revolution which began in the 19. Century has also increased the need for energy. This increase has caused an excessive consumption of oil, coal and natural gas known as the fossil fuels. This
Problem Durumu: Bigadiç ve Sındırgı, bir tarım ve hayvancılık bölgesi olan Balıkesir'in güneyinde... more Problem Durumu: Bigadiç ve Sındırgı, bir tarım ve hayvancılık bölgesi olan Balıkesir'in güneyinde yer alan iki önemli ilçedir. Temel ekonomisi tarım ve hayvancılık olan bu ilçelerde yanlış ve eksik uygulanan ekonomi politikaları nedeniyle sahada var olan nüfus geçim sıkıntısı çekmekte ve bu durum da Bigadiç ve Sındırgı'dan dışarıya doğru olan göçün artmasına neden olmaktadır. 1990 yılına kadar her iki ilçenin toplam nüfusunda büyük oranda artışlar olmuşken, bu tarihten sonra ise nüfus miktarlarında önemli bir azalma meydana gelmiştir. Öyle ki Sındırgı ilçesi 2010 sayımlarına göre ‰ -28.78'lik oranla Balıkesir'de nüfusun en çok azaldığı ilçe olmuştur.

Türkiye'de tarımdaki en önemli sorunlardan birisi sulama sıkıntısıdır. Bu sorunun çözümünde akars... more Türkiye'de tarımdaki en önemli sorunlardan birisi sulama sıkıntısıdır. Bu sorunun çözümünde akarsuların üzerinde yapılan barajlar önemli rol oynar. Akdeniz ikliminin etkili olduğu ve belirgin bir yaz kuraklığının olduğu çalışma sahasında, tarımda sulama sorununu çözmek amacıyla Simav Çayı üzerinde Çaygören Barajı inşa edilmiştir. 20.026 hektarlık bir alanın sulanmasında kullanan barajın, çevresindeki tarımsal faaliyetlere hem yetiştirilen tarım ürünleri hem de sahada yaşayan nüfus açısından önemli oranda etkisi bulunmaktadır. Türkiye'nin birçok yöresinde olduğu gibi çalışma sahasında da tarımda sulama problemi büyük bir sorun teşkil etmektedir. Bu çalışma yöredeki sulama problemine çözüm üretmek amacıyla inşa edilen Çaygören Barajı'nın sahada yapılan tarımsal faaliyetlere etkisini ortaya koymayı amaçlamıştır. Çalışma sonucunda görülmüştür ki, Çaygören Barajı'nın bölge tarımındaki önemi yadsınamaz bir gerçektir. Bu nedenle barajın varlığının devam ettirilebilmesi ve su kalitesinin düşürülmemesi için çevre yerleşmelerden gelebilecek olan atıkların, tarım alanlarında aşırı derecede ilaç ve gübre kullanımının önüne geçilmesi ve suyun daha sürdürülebilir kullanılabilmesi için ilgili kuruluşlarca çiftçilere gereken eğitimin verilmesi yerinde olacaktır.

ÖZ Problem Durumu: Kuş Cenneti Milli Parkı (KCMP) barındırdığı kuş türleri ve ekosistem işlevleri... more ÖZ Problem Durumu: Kuş Cenneti Milli Parkı (KCMP) barındırdığı kuş türleri ve ekosistem işlevleri nedeniyle eşsiz bir doğa parçasıdır. Milli parkta son yıllarda kirliliğin artması birçok kişi tarafından tamamen sahadaki sanayi tesislerine bağlanmış ve çevreye gereken önemi vermediği gerekçesiyle sahadaki sanayiciler sürekli olarak suçlanmıştır. Literatürde bu suçlamaların haklılığını test etmiş bir araştırmaya rastlanmamıştır. Araştırmanın Amacı: Bu çalışma sanayicilerin kendilerine yöneltilen bu suçlamalar ve KCMP ile ilgili görüşlerini yansıtmayı amaçlamıştır. Acaba sanayiciler doğa koruma programlarını nasıl algılamaktadırlar? Kendilerine yöneltilen suçlamalara verdikleri cevaplar nelerdir? Sanayiciler gerçekten doğaya karşı duyarsız mıdır? Acaba milli parkı korumak için uygulanan programlar sanayicilere bazı özel zorluklar çıkarmakta mıdır? Yöntem: Çalışma sırasında sanayicilerle ve sanayicileri temsil eden sivil toplum kuruluşlarıyla açık uçlu sorular kullanılarak görüşmeler yapılmış ve elde edilen bulgular mevcut literatür ışığında değerlendirilmiştir. Araştırmada saha çalışması temel metodoloji olarak kullanılmış ve alanda 1 yılı aşkın süre ile değişik zamanlarda saha çalışmaları yapılmıştır. Bulgular ve Sonuçlar: Çalışma sonunda sanayicilerin, duyarlı olmalarına rağmen bir dizi etken dolayısı ile çevresel yatırımlarda isteksiz davrandıkları tespit edilmiştir. Diğer faktörleri bir kanara bırakarak sanayicileri suçlu ilan etmek doğru bir yaklaşım değildir. Ancak sanayicilerin de bu bakış açısından hareketle kirletici unsur olarak kendi dışındaki sektörleri, kurumları, idari ve sosyal süreçleri sorumlu tutmaları ve dikkatleri onların üzerine çekmelerinin haklılık payı yoktur. Sanayicilerin kendilerini de sorunun bir parçası olarak görmesi daha sürdürülebilir bir gelişme için anahtar olabilir. Öneriler: Çalışma ile sahadaki sanayicilere ön yargı ile yaklaşmadan koruma için yapılan planlamalarda sanayicilerin de görüşlerinin alınması ve çevreyi koruyan sanayicilere çeşitli teşvikler verilmesinin KCMP ve sürdürülebil ir kalkınma hedefleri için daha faydalı olacağı düşünülmektedir. Sanayicilerin Doğa koruma 12 Anahtar kelimeler: Kuş Cenneti Milli Parkı, Bandırma, sürdürülebilir kalkınma, sanayileşme, doğa koruma. BAU SBD 17(1)
Conference Presentations by Ferhat Arslan
Environment-development relations have been intensively discussed by academics, industrialists an... more Environment-development relations have been intensively discussed by academics, industrialists and administrators especially since the second half of the 20th century and as a result, it has led to the search for a new paradigm in development. The concept of sustainability that emerged after these searches was presented as an alternative solution in the environment-development discussions. Sustainability has come before many concepts as well as development and has been touted as the key to a multidimensional change through various applications. However, the fact that the concept of sustainability is full depends on its implementation through

Bir hizmet alanı olan üniversiteler; ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan kuruldukları şehrin dışı... more Bir hizmet alanı olan üniversiteler; ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan kuruldukları şehrin dışında bulundukları bölgeyi de etkileyebilme potansiyelleri açısından incelemeye değer kurumlardır. Eğitim, sağlık, kültür, ekonomi gibi farklı hizmet görevi bulunan üniversitelerin hizmet alanlarının etki bölgesi ise üniversiteden faydalanan kişi ve yerleşme sayısına bağlıdır. Türkiye, sahip olduğu genç nüfusu ile bölgesinde sözü geçen bir ülke konumundadır. Genç nüfus oranının yüksekliği üniversite eğitimine olan talebin nüfus artış hızını geçmesine neden olmuştur. Bunun temelinde ise eğitimin gençleri hayata hazırlamada en önemli yatırım olarak görülmesi yatmaktadır. Türkiye'de çağdaş üniversite yapılanması iki ana döneme ayrılabilir. İlki, Üniversite Reformu'nun hayata geçtiği 1933 yılı; ikincisi ise, kurulan 23 devlet üniversitesinin 22'sinin üç büyükşehir dışında açıldığı 1992 yılıdır. "Her ile bir üniversite" hedefinin uygulamaya geçirildiği 2006 yılı ise devlet ve vakıf üniversitesi sayısının arttığı yıl olması nedeniyle önemli bir dönemdir. Günümüzde 200'e yakın kurum ile üniversiteleşme hareketini niceliksel olarak tamamlamış görünen Türkiye'de, 2018 yılında 141 bin lisans düzeyinde kontenjanın boş kalması ise çeşitli tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Bu çalışma, Türkiye'de son yıllarda yürütülen üniversiteleşme hareketinin yansımalarını Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) örneğinde ele almayı amaçlamıştır. Kurulduğu 1992 yılından itibaren bölgesinde önemli bir hizmet kurumu olan MCBÜ'de 2018 yılında 1326 lisans kontenjanın boş kalması, üniversitenin etki alanının ve bu alandaki değişimin belirlenmesini gerekli kılmıştır. Çalışmanın temel verilerini Yükseköğretim Program Atlası'ndan ve MCBÜ'den alınan sayısal veriler oluşturmuştur. Hedeflenen amaç doğrultusunda öğrenci sayısının en yüksek olduğu Tıp, Eğitim, İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik ve Fen-Edebiyat fakültelerine kayıt yaptıran öğrencilerin ikamet ettikleri şehirler farklı dönemler halinde belirlenmiştir. Veriler, ArcGIS 10.4.1 yazılımı kullanılarak sayısallaştırılmış ve çeşitli haritalar ile üniversitenin etki alanındaki değişim ortaya konulmuştur. Çalışma, MCBÜ'deki lisans kontenjanlarındaki doluluk oranının azalmasıyla birlikte üniversitenin eğitim hizmeti etki alanının yıllar geçtikçe daraldığını göstermiştir. Her ilde bir üniversite kurulmasının o ilin gelişimine çeşitli açılardan katkıda bulunacağı aşikârdır. Ancak birbirine komşu illerde ve hatta aynı il içerisindeki farklı üniversitelerde açılacak bölümlerin ve kontenjanların belirlenmesinde niceliğin yanında niteliğin de dikkate alınması yükseköğretim sisteminin devamlılığı için zorunlu görünmektedir. Abstract The universities can affect the city and regions in which they are established in terms of economically, socially and culturally. The impact area of universities with different service duties such as education, health, culture and economy depends on the number of people benefiting from the university and the number of settlements. Turkey is said that in a country with a young population. The high rate of young population caused the demand for university education to exceed the population growth rate. On the basis of this, education is seen as the most important investment in preparing young people for life. Structuring of
Uploads
Papers by Ferhat Arslan
Conference Presentations by Ferhat Arslan