The purpose of this study is to formulate an acceptance scale grounded in the Unified Theory of A... more The purpose of this study is to formulate an acceptance scale grounded in the Unified Theory of Acceptance and Use of Technology (UTAUT) model. The scale is designed to scrutinize students’ acceptance of generative artificial intelligence (AI) applications. This tool assesses students’ acceptance levels toward generative AI applications. The scale development study was conducted in three phases, encompassing 627 university students from various faculties who have utilized generative AI tools such as ChatGPT during the 2022–2023 academic year. To evaluate the face and content validity of the scale, input was sought from professionals with expertise in the field. The initial sample group (n = 338) underwent exploratory factor analysis (EFA) to explore the underlying factors, while the subsequent sample group (n = 250) underwent confirmatory factor analysis (CFA) for the verification of factor structure. Later, it was seen that four factors comprising 20 items accounted for 78.349% of total variance due to EFA. CFA results confirmed that structure of the scale, featuring 20 items and four factors (performance expectancy, effort expectancy, facilitating conditions, and social influence), was compatible with the obtained data. Reliability analysis yielded Cronbach’s alpha coefficient of 0.97, and the test–retest method demonstrated a reliability coefficient of 0.95. To evaluate the discriminative power of the items, a comparative analysis was conducted between the lower 27% and upper 27% of participants, with subsequent calculation of corrected item-total correlations. The results demonstrate that the generative AI acceptance scale exhibits robust validity and reliability, thus affirming its effectiveness as a robust measurement instrument.
Bu çalışmanın amacı, üretken yapay zeka için Birleşik Teknoloji Kabul ve Kullanım Teorisi (UTAUT) modeline dayanan bir kabul ölçeği geliştirmektir. Ölçek, öğrencilerin üretken yapay zeka uygulamalarını kabulünü incelemek için tasarlanmıştır. Bu araç, öğrencilerin üretken yapay zeka uygulamalarına yönelik kabul düzeylerini değerlendirmektedir. Ölçek geliştirme çalışması, 2022-2023 akademik yılı boyunca ChatGPT gibi üretken üretken yapay zeka araçlarını kullanan çeşitli fakültelerden 627 üniversite öğrencisini kapsayan üç aşamada gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin görünüş ve kapsam geçerliliğini değerlendirmek için alanda uzman profesyonellerden görüş alınmıştır. İlk örneklem grubuna (n = 338) altta yatan faktörleri keşfetmek için açımlayıcı faktör analizi (AFA) uygulanırken, sonraki örneklem grubuna (n = 250) faktör yapısının doğrulanması için doğrulayıcı faktör analizi (DFA) uygulanmıştır. Daha sonra, AFA sonucunda 20 maddeden oluşan dört faktörün toplam varyansın %78.349'unu açıkladığı görülmüştür. DFA sonuçları, ölçeğin 20 madde ve dört faktörden (performans beklentisi, çaba beklentisi, kolaylaştırıcı koşullar ve sosyal etki) oluşan yapısının elde edilen verilerle uyumlu olduğunu doğrulamıştır. Güvenilirlik analizi Cronbach alfa katsayısını 0.97, test-tekrar test yöntemi ise 0.95'lik bir güvenilirlik katsayısı ortaya koymuştur. Maddelerin ayırt edici gücünü değerlendirmek için, katılımcıların alt %27'si ile üst %27'si arasında karşılaştırmalı bir analiz yapılmış ve ardından düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları hesaplanmıştır. Sonuçlar, üretici yapay zeka kabul ölçeğinin geçerlik ve güvenilirliğinin yüksek olduğunu ve böylece sağlam bir ölçüm aracı olarak etkinliğini teyit ettiğini göstermektedir.
Timss uluslararası matematik ve fen eğilimleri araştırmasıdır. 2019 yılında 39 ülke 8. Sınıf sevi... more Timss uluslararası matematik ve fen eğilimleri araştırmasıdır. 2019 yılında 39 ülke 8. Sınıf seviyesinde Timss değerlendirmesine katılmıştır. Bu çalışmada derslerde teknoloji kullanımının uluslararası düzeyde matematik ve fen başarısına etkisi araştırılmak istenmiştir. 39 ülkedeki matematik ve fen öğretmenlerine uygulanan ankette derste teknoloji kullanım düzeyleri de sorulmuştur. Öğretmenlerin verdikleri cevaplar ile ülkelerin başarı seviyeleri karşılaştırılmıştır. Araştırmada eğitsel veri madenciliği teknikleri kullanılmıştır. Verilerin analizi için SPSS paket programı ve Rapid Miner uygulaması kullanılmıştır. Verilerin yapısına uygun olduğu düşünülerek karar ağaçları algoritması kullanılmıştır. Korelasyon sonuçları ve karar ağaçları yapıları incelendiğinde fen ve matematik derslerinde teknoloji kullanımının başarıya olumlu yönde etkisi olduğu görülmektedir. Derslerinde bilgisayar etkinliklerine yer vermeyen öğretmenlerin oranı arttıkça ülkelerin başarı seviyelerinde düşme görülmektedir. Ayrıca fen ve matematik dersleri karşılaştırıldığında derste teknoloji kullanımının fen derslerinde daha etkili sonuçlar verdiği söylenebilir. Ancak testlere bilgisayar veya tabletle erişmenin matematik ve fen başarısına olumlu ya da olumsuz etkisi olmadığı görülmüştür. Araştırmanın sonuçları doğrultusunda gelecek çalışmalar için araştırmacılara önerilerde bulunulmuştur.
Teknolojik açıdan zengin ortamlarda problem çözme becerilerinde yetişkinlerin evde, işte veya top... more Teknolojik açıdan zengin ortamlarda problem çözme becerilerinde yetişkinlerin evde, işte veya toplumda becerilerini nasıl kullandıkları araştırılmıştır. Yetişkin bireylerin becerilerini daha iyi kullanıp iş gücüne aktarabilmeleri, ekonomiye katkı sağlamaları hedeflenmiştir. Bu çalışma ile PIAAC 2016 Türkiye örnekleminde 16-65 yaş arası bireylerin teknolojik açıdan zengin ortamlarda problem çözme becerisi sonuçlarını inceleme amaçlanmıştır. Yaş, cinsiyet, eğitim durumu, eğitim aldığı alan, anne-babasının eğitim durumu, çalışma durumu özelliklerine göre katılımcıların problem çözme becerileri puanlarında farklılık olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırma tarama modelinde tasarlanmıştır. Çalışmada PIAAC 2016 Türkiye verileri kullanılmıştır. Türkiye örnekleminde kodlanmamış ve boş bırakılan maddeler çalışmadan çıkarılmış ve analizler 1563 bireye ait veriler üzerinden yapılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 22.0 programı ve RapidMiner programları kullanılmıştır. Verilerin çözüm ve yorumlanmasında; One Way Anova, Mann-Whitney U, Kruskal Wallis testleri kullanılmış ve gruplar arasındaki farkı belirleyebilmek için Tamhane T2 ve Tukey-Bonferroni çoklu karşılaştırma testleri kullanılmıştır. Anlamlılık P<0.05 alınmıştır. RapidMiner ile rastgele orman algoritması uygulanmıştır. Çalışma sonucunda problem çözme beceri puanlarının yaş, eğitim durumu, eğitim aldığı alan, anne-babasının eğitim durumu, çalışma durumu değişkenlerine göre anlamlı farklılık olduğu cinsiyet değişkenine göre ise anlamlı farklılık olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Rastgele orman yöntemine göre teknolojik açıdan zengin ortamlarda problem çözme becerisini etkileyen en önemli değişkenin bireyin eğitim durumu olduğu tespit edilmiştir.
Çağın ihtiyaçları düşünüldüğünde problem çözen, yaratıcı düşünen, akıl yürüten, muhakeme ve ilişk... more Çağın ihtiyaçları düşünüldüğünde problem çözen, yaratıcı düşünen, akıl yürüten, muhakeme ve ilişki kuran bireylere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu beceriler matematik ile ilişkilidir. Ancak ülkemizin ulusal ve uluslararası sınavlarda matematik alanında istenilen başarıya ulaşamadığı düşünülmektedir. Matematik derslerinde soyut kavramların somutlaştırılmasında materyallerin etkisi büyüktür. Son yıllarda eğitimde dijital materyaller sıklıkla kullanılmaya başlamıştır. Artırılmış gerçeklik teknolojisi de eğitimde yerini almıştır. Artırılmış gerçekliğin matematik dersinde kullanımına yönelik pek çok çalışma olduğu görülmektedir. Ancak sonuçlar incelendiğinde çelişkili sonuçlara rastlamak mümkündür. Bu nedenle bu çalışmada matematik ve geometri öğretiminde artırılmış gerçeklik kullanımına yönelik 36 makale sistematik olarak incelenerek genel görünüm hakkında bilgi edinmek amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında araştırma sorularına yönelik ölçütler belirlenmiş ve Web Of Science veri tabanından erişilen 36 makale bu ölçütlere göre analiz edilmiştir. Bulgulardan yola çıkılarak konu alanına yönelik çalışmaların yıllara göre artış gösterdiği söylenebilir. Elde edilen sonuçlara göre en çok deneysel yöntemin tercih edildiği tespit edilirken, veri toplama aracı olarak anketlerin ve başarı testlerinin kullanıldığı çalışmalarda %52 oranında ilköğretim öğrencilerinin katılımcı olarak bulunduğu belirlenmiştir. Araştırmada matematik ve geometri derslerinin çeşitli konularında artırılmış gerçeklik kullanıldığı tespit edilmiştir. Ancak üç boyutlu geometrik cisimlerin öğretiminde daha çok tercih edildiği ortaya çıkmıştır. Sonuçlarda ise yazarların daha çok artırılmış gerçekliğin akademik başarıya, öğrenme ortamlarının eğlenceli kıldığına, öğrencilerin uzamsal becerilerine, ilgi ve motivasyonlarına olumlu etkilerinden söz edilmiştir.
Değerlendirme, öğretim tasarımı ve teknolojisinin önemli bir bileşeni-dir. Değerlendirme ile öğre... more Değerlendirme, öğretim tasarımı ve teknolojisinin önemli bir bileşeni-dir. Değerlendirme ile öğretim tasarımı ve teknolojisi dikkate alınarak tasar-lanmış bir ürün ya da öğrenme sürecinin etkililiği, çekiciliği ve verimliliği test edilmekte, bu test sonucuna göre de ürün ve süreçler üzerinde iyileştir-me çalışmaları yapılmaktadır. Aynı zamanda değerlendirme, öğrenme ürün, süreç ve çıktıları hakkında iyi-kötü, başarılı-başarısız, yeterli-yetersiz gibi kararlar alınmasına olanak sağlamaktadır. Bu kitap bölümde öğretimsel bağ-lamda değerlendirmenin ne olduğu, değerlendirmenin öğretim tasarımı ve teknolojisi ile olan ilişkisi ve değerlendirme türleri üzerinde durulmuştur. Ayrıca öğretim tasarımı ve teknolojisi açısından önemi olan ve günümüzde kullanımı giderek yaygınlaşan elektronik değerlendirme (e-değerlendirme) kavramı üzerinde durularak, e-değerlendirme araçları ve kullanımı hakkın-da bilgi verilmiştir. Kitap bölümünün, öğretim tasarımı ve teknolojisi bağla-mında değerlendirmenin önemi ve kullanımı bağlamında öğretmenlere, öğretmen adaylarına ve öğretim tasarımcılarına bilgi sağlaması açısından faydalı olacağı umulmaktadır.
Geleneksel anlamda sınıf yönetimi; yüz yüze sınıf ortamında gerçekleştirilen eğitim ve öğretim sü... more Geleneksel anlamda sınıf yönetimi; yüz yüze sınıf ortamında gerçekleştirilen eğitim ve öğretim sürecinin etkili, verimli ve çekici hale getirilebilmesi için öğretim elemanının sahip olması gereken önemli bir beceridir. Yüz yüze sınıf ortamı için sınıf yönetimi; sınıf ortamının fiziksel özelliklerinin düzenlenmesi, öğretim yöntem ve tekniklerinin seçimi, öğretimin planlanması ve değerlendirilmesi, zaman yönetimi, davranış yönetimi, sınıf yönetim yaklaşımlarının belirlenmesi, sınıfta iletişimin kurulması ve yönetimi, disiplin kuralları, öğrenen motivasyonunun sağlanması gibi birçok boyutu içermektedir. Diğer taraftan açık ve uzaktan eğitim için geleneksel anlamda dört tarafı duvarla çevrili, öğrenen ve öğretim elemanının eş zamanlı olarak aynı ortamda bulunduğu bir sınıf ortamından bahsedilememektedir. Bu durum beraberinde sınıf yönetimi kavramını açık ve uzaktan öğrenmenin karakteristiğine özgü olarak ele almayı gerektirmektedir. Bu gerekçeler doğrultusunda bu çalışmada açık ve uzaktan eğitimde sınıf yönetimi kavramıyla ilgili tanımlamaların, açık ve uzaktan eğitimde sınıf yönetiminin kapsamının ve bileşenlerinin incelenmesi, ayrıca etkili bir sınıf yönetimi için neler yapılması gerektiği ile ilgili bir değerlendirme yapılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda alanyazındaki kuramsal bilgiler ışığında ve uygulamalardan elde edilen pratik sonuçlar göz önünde bulundurularak uzaktan eğitimde görev alan eğitmenlere, öğretim tasarımcılarına ve öğretmen adaylarına yönelik çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Açık ve uzaktan eğitim, uzaktan öğrenme, sınıf yönetimi ve bileşenleri
Mühendislikten askeriyeye, sağlık ve sanattan sosyal ve beşeri bilimlere kadar geniş bir disiplin... more Mühendislikten askeriyeye, sağlık ve sanattan sosyal ve beşeri bilimlere kadar geniş bir disipliner alanda kullanılmakta olan simülasyon ve modellemeler; dijital teknolojiyle birlikte sanal ve artırılmış gerçeklik, 3 boyutlu tasarım vb. üretimi-ne de kaynaklık eden bir düşünsel sürecin ürünleridir. Ürün olarak alana özgü nitelikler taşısalar da düşünsel yanlarıyla insanın görme, algılama, konumlama, tasarlama zihinsel yetilerini gerekli kılmaları açısından, diğer düşünme becerile-riyle ortaklıkları bulunan simülasyon ve modellemeler bu bölümde; herhangi bir alana özgü değerlendirme eğiliminde bulunulmadan düşünme, düşünme bece-risi ve teknoloji üçgeninde incelenmiştir. Hem eğitimde hem de diğer alanlarda ivme kazanarak yer edinen öğrenme ve üretim araçlarına temel olması nedeniyle önemli olan simülasyon ve modellemeler ile bunlar üzerinden düşünmek; dün-ya ile etkileşim içindeki bireyin; uzamsal, sezgisel ve olasılığa dayalı düşünme ve temsillerle düşünme becerilerini de kullanmasını gerektiren karmaşık bir zihinsel beceri setidir.
Anahtar sözcükler: Modelleme, simülasyon, simülasyon, uzamsal düşünme, sezgisel ve olasılığa dayalı düşünme, temsillerle düşünme
This research aims to reveal the trend in peer instruction that many researchers around the world... more This research aims to reveal the trend in peer instruction that many researchers around the world have been working on for over 20 years. In this context, 58 papers published in journals indexed in SSCI were examined in terms of different variables (e.g., research methods, courses, and response technologies). The bibliometric results showed that the most used keyword and the most used word in the abstract sections of the studies was peer instruction. Systematic review results revealed that the continent and country with the most studies among 17 countries in four continents is North America and the USA, respectively. Moreover, the majority of studies were published in 2016. It was also found that studies are generally carried out with numerical courses such as physics, chemistry, and computer science. Other findings provided from the researches were discussed in detail, and various suggestions were made for teachers and researchers in line with the findings obtained from the study.
Bu araştırmada eğitsel veri madenciliği (EVM) ve öğrenme analitikleri alanında etik ve gizlilik k... more Bu araştırmada eğitsel veri madenciliği (EVM) ve öğrenme analitikleri alanında etik ve gizlilik konusu üzerine hazırlanmış makaleler belirli kriterlere göre analiz edilmiştir. Araştırmanın amacı bu alanda hazırlanmış makaleleri yıllara, ülkelere, tercih edilen yöntemlere, anahtar kelimelerine, katılımcı düzeylerine ve katılımcı sayılarına, etik bağlamında ortaya çıkan sonuç ve önerilerine göre analiz etmektir. Araştırmada sistematik inceleme yapmak için içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Web of Science veri tabanında “educational data mining" and "ethic", "educational data mining" and"privacy","learning analytics" and "ethic", "learning analytics" and "privacy" anahtar kelimeleri ile arama yapılmış ve araştırmanın amacına uygun olan 100 makale araştırma kapsamında incelenmiştir. Araştırmada en fazla makalenin 2020 yılında yayınlandığı, araştırmacıların çalışmalarında en fazla nicel yöntemleri tercih ettiği, makalelerde en fazla analytics anahtar kelimesinin kullanıldığı, en fazla makalenin Avrupa kıtasında hazırlandığı, makalelerin katılımcılarını sıklıkla lisans öğrencilerinin oluşturduğu, katılımcı sayısının araştırmaların amacına uygun olarak az sayıda katılımcıdan oluştuğu görülmüştür. Araştırmada eğitsel veri madenciliği ve öğrenme analitikleri alanında öğrenci mahremiyetinin ihlal edilmesi ve belirli bir gizlilik politikasının uygulanmaması gibi sorunların olduğu ortaya çıkmıştır. Öğrenme analitikleri ve EVM alanının temel konularından olan etik ve gizlilik konusu için öğrencilerin verilerinin korunması alanında politikalar geliştirilmesi gerektiği önerilmektedir. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda araştırmacılar, uygulayıcılar ve politika geliştiriciler için çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Bu çalışmanın amacı sanal gerçeklik teknolojilerinin eğitsel amaçlı kullanımı üzerine ortaokul öğ... more Bu çalışmanın amacı sanal gerçeklik teknolojilerinin eğitsel amaçlı kullanımı üzerine ortaokul öğrencilerinin görüşlerini incelemektir. Araştırma Bartın İli merkezindeki bir ortaokulun 5. ve 6. sınıflarında öğrenim gören 50 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersi kapsamında 6 hafta süresince sanal gerçeklik teknolojisi kullanarak sanal müze ziyaretleri yapmaları sağlanmıştır. Uygulama süreci sonunda araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı-yapılandırılmış öğrenci görüş formu kullanılarak, öğrencilerin sanal gerçeklik teknolojisinin eğitsel amaçlı kullanımı ile ilgili görüşleri belirlenmeye çalışılmıştır. Öğrenci görüşleri içerik analizi yapılarak analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda sanal gerçeklik teknolojilerinin eğitsel amaçlı kullanımı ile ilgili çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
This study aims to reveal the links between self-reported psycho-educational variables and learne... more This study aims to reveal the links between self-reported psycho-educational variables and learner interactions in the Massive Open Online Courses (MOOCs). The study also aims to introduce the MOOCs system and its components, which were developed as part of a large-scale project. It is frequently emphasized the importance of establishing a link between log data captured in online learning environments and the factors affecting learning commonly used in the field of learning sciences (Er, Dimitriadis, & Gasevic, 2020; Mangaroska & Giannakos, 2019; Sedrakyan et al., 2020). This study will provide empirical findings for the gap in this issue. The study also offers attendees a theoretical perspective on what real-time log data means in instructional contexts, as well as insight into the design and instructional use of such environments, especially for teachers and designers.
MOOCs allow learners from all over the world to specialize in specific subjects and receive certifications, regardless of their location or educational institution. Learners can progress at their own pace without being constrained by a curriculum, use the materials indefinitely, study independently of time and location, and constantly test themselves in such environments. Moreover, learners can experience all of these for little or no charge. Learners, on the other hand, leave a massive amount of data in these environments.The field of learning analytics is concerned with intervening in the learning process based on these data. Two main information sources are frequently considered for data-driven interventions. One of these sources is previous learning experiences. In other words, it's the information from learners who have experienced similar learning conditions before. The literature is another source of data that can be used to develop instructional interventions. The design principles proposed in the literature can serve as the basis for instructional interventions. At this point, this study will provide empirical findings for the community of education who will evaluate the literature as a data source.
This research also aims to introduce the MOOC platform developed by the authors using HTML, PHP, JavaScript, and MySQL. Learners can select content types based on their preferences in the developed system. In addition to video lectures, the system offers textual presentations, e-books, infographics, and alternative videos as instructional sources. Learners can utilize descriptive analytics to see their current situation, as well as predictive analytics to evaluate their next learning experience. Learners' entire interaction data are stored, and the system presents the required information via learning analytics dashboard. To do this, the system employs both classification and clustering algorithms in this process. The system also functions as an intelligent tutoring system while the learners are taking the competency test. The system will direct the learner to this module if he fails the competency test without help. The goal of this module is to improve learners’ problem-solving skills by using scaffolding strategies like hints and worked examples. Detailed information about the system's features will be provided during the session. However, as previously stated, the study's main goal is to figure out how the learners' interaction data in this system corresponds with psycho-educational variables. The study involved 156 students from three different state universities during the 2020-2021 academic year, 20 of whom were graduate students and 136 undergraduate students. Within the context of the Statistics course, students used the developed MOOC platform for 8 weeks. Learners’ interactions with the system were recorded and analyzed during this period. In addition, the scale developed by Pintrich, Smith, Garcia, and McKeachie (1991) was used to assess students' self-reported motivational beliefs. Within the scope of the study, the data of 90 students who responded to this scale were analyzed. The motivational beliefs dimension of the scale was used in the context of the study, but not the learning strategies dimension. In this context, intrinsic goal orientation, extrinsic goal orientation, task value, control of learning beliefs, self-efficacy for learning and test anxiety were examined.
The main goal of this study is to discover the relationship between student interactions and motivational beliefs in the online environment. Test anxiety and intrinsic goal orientation were found to have an impact on the success of competence tests as a result of the research. In other words, it has been discovered that learners' curiosity about the system and its contents, combined with their test anxiety, has an impact on their performance in the system. Furthermore, students' level of appreciation for the system's content was found to be related to their belief in control over learning, or in other words, the belief that their own efforts affect their learning outcomes. The duration of the learners' navigation in the system was found to be significantly affected by their task value, which is their perception of the system's importance and benefit, as well as the tasks it contains. According to the findings, while undergraduate and graduate students performed similarly on competency tests, graduate students' task value was significantly higher, while undergraduate students' test anxiety and extrinsic goal orientations were superior to graduate students. In addition to these variables specified in the study, the relationships of motivational beliefs with various variables were also evaluated.
Bu araştırmada, öğrencilerin biçimlendirmeye yönelik değerlendirmelerinin yapılabileceği bir "Web... more Bu araştırmada, öğrencilerin biçimlendirmeye yönelik değerlendirmelerinin yapılabileceği bir "Web Tabanlı Biçimlendirmeye Yönelik Değerlendirme (WTBYD)" sistemi geliştirilmiştir. Bu sistem, öğrencilerin performanslarına yönelik madde bazında ayrıntılandırılmıştır ve test bazında ölçüt-referanslı anlık dönütler sağlamaktadır. Çalışmada, öğrencilerin geliştirilen WTBYD'yi kabul durumlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma ters-yüz öğrenme modeli yaklaşımı ile işlenen Bilgisayar I dersi kapsamında 381 üniversite öğrencisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın uygulama süreci 12 hafta sürmüş olup, her haftanın sonunda öğrenciler WTBYD'ye katılmıştır. Araştırma verileri web tabanlı değerlendirme sistemini kabul ölçeği ile toplanmıştır. Araştırma bulguları WTBYD'yi kabul yapısının; yarar algısı, kullanım kolaylığı, bilgisayar öz-yeterliği, sosyal etki, içerik algısı, beğenme durumu, ilgi durumu ve kullanım niyeti bileşenlerinden oluştuğu görülmüştür. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda WTBYD'yi geliştirme ve kullanma noktasında öğretmenlere, öğretim tasarımcılarına, karar vericilere ve araştırmacılara çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Sözcükler: Anlık dönüt, web tabanlı biçimlendirmeye yönelik değerlendirme, kabul durumları Examining University Students' Acceptance of Web-based Formative Assessment System
Turkey decided to change to distance education because of the pandemic early 2020. As the result ... more Turkey decided to change to distance education because of the pandemic early 2020. As the result of that decision people express their opinions about that in social media. In this study, what people think about distance education on Twitter, how much use of hashtags, what they talked about most, and who tweeted the most with these hashtags in this period was examined. RapidMiner was used to obtain data in research. As a disadvantage brought by the RapidMiner program, data were obtained between April 5, 2020 and April 13, 2020. RapidMiner program was used to display and interpret the data too. Among the findings of the study, it has been determined that the use of positive hashtags is low, but the use of negative hashtags is high. As a result of data analysis, the current situation and the problems experienced were revealed by analyzing tweets about distance education. In line with the results of the research, various suggestions were made regarding the functional implementation of distance education
Bu araştırma PISA 2018 araştırmasına katılan öğrencilerin matematik, fen ve okuma puanlarını öğre... more Bu araştırma PISA 2018 araştırmasına katılan öğrencilerin matematik, fen ve okuma puanlarını öğrencilerin mutlu ve üzgün olma, hayatından memnun olup olmama, hayatında bir anlam bulma durumları ile ilişkisini incelemeye yöneliktir. PISA 2018 araştırmasına 79 ülkeden 15 yaş grubunda 600.000 öğrenci katılmıştır. Bu araştırmanın verilerini PISA 2018'e katılan öğrencilerin matematik, fen ve okuma puanları ile ana öğrenci anketinden elde edilen araştırma kapsamındaki sorulara ilişkin yanıtlar oluşturmaktadır. Araştırmada verilerin analizi için eğitsel veri madenciliği tekniklerinden yararlanılmıştır. Verilerin analizi için RapidMiner programından ve SPSS paket yazılımından yararlanılmıştır. Korelasyon analizi, karar ağaçları kullanılarak ilişkiler ortaya çıkarılmıştır. Elde edilen bulgular sonucunda öğrencilerin mutluluk oranı arttıkça ülkelerin matematik, fen ve okuma puanlarının arttığı, üzgün olan öğrencilerin oranı arttıkça matematik, fen ve okuma puanlarının düştüğü görülmüştür. Hayattan memnuniyet oranı çok yüksek veya düşük olduğunda matematik, fen ve okuma puanlarının düştüğü, hayatından çok memnun olan öğrencilerin yoğunluk gösterdiği ülkelerin matematik, fen ve okuma puanlarının düşük olduğu görülmüştür. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda politika geliştiriciler, eğitimciler ve araştırmacılar için çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Bu araştırmanın amacı; Bartın Öğrenme Süreçlerinin İzlenmesi Projesi kapsamında uygulanan öğrenci... more Bu araştırmanın amacı; Bartın Öğrenme Süreçlerinin İzlenmesi Projesi kapsamında uygulanan öğrenci anketinden elde edilen verilerden yararlanılarak 9. sınıfta okuyan 735 öğrencinin, kariyer seçimleri üzerinde etkili olan faktörleri veri madenciliği yöntemleri kullanarak belirlemektir. Öğrencilerin kariyer seçimlerine; cinsiyetin, ailesinin aylık gelir düzeyinin, babasının eğitim durumunun, annesinin eğitim durumunun, öğretim yılı içerisinde okulda zorbalığa maruz kalma durumunun, babasının mesleğinin, evdeki kitap sayısının, öğrencinin okula devamsızlık durumunun, oturdukları evin sahiplik durumunun etkisi incelenmiştir. Bartın Başarı Takip Araştırması kapsamında yapılan sınavdan sonra uygulanan anket verilerinden yararlanarak veri madenciliği tekniklerinden birisi olan karar ağaçları tekniği uygulanmıştır. RapidMiner Studio programı ve SPSS Statistics 25 programında veriler analiz edilmiştir. Cinsiyetin kariyer seçiminde etkili olduğu kız öğrencilerin dört yıllık üniversite hedefinin erkek öğrencilere oranla daha fazla olduğu görülmektedir. Ebeveynlerin eğitim düzeyinin arttıkça çocukların kariyer seçimlerinin de yükseldiği sonucuna varılmıştır. Babaların eğitim düzeyi öğrencilerin kariyer seçimi üzerinde annelerin eğitim düzeyinden daha etkili olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Ekonomik gelir düzeyi yükseldikçe öğrencilerin kariyer seçimleri daha sağlıklı ve anlamlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu çalışmanın amacı Birleştirilmiş Teknoloji Kabul ve Kullanımı Modeli ve Teknoloji Kabul Modelin... more Bu çalışmanın amacı Birleştirilmiş Teknoloji Kabul ve Kullanımı Modeli ve Teknoloji Kabul Modeline dayanarak YouTube’un öğretmenler tarafından eğitsel amaçlı kabul durumunu incelemek ve kullanım niyetlerini etkileyen faktörleri tespit etmektir. Bu amaç doğrultusunda araştırma kapsamında eğitsel amaçlı YouTube kabul ölçeği geliştirilmiştir. Araştırmanın verileri açımlayıcı faktör analizi aşamasında 250, doğrulayıcı faktör analizi aşamasında ise 258 öğretmenden elde edilmiştir. Elde edilen verileri analiz etmede açımlayıcı faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi ve yapısal eşitlik modellemesi yöntemleri kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre YouTube’un kullanım durumu, “performans beklentisi”, “davranışsal niyet”, “sosyal etki”, “çaba beklentisi” ve “güven” faktörleriyle %74.20 oranında açıklamıştır. Modelde kullanılan ölçek performans beklentisi, davranışsal niyet, sosyal etki, çaba beklentisi ve güven olmak üzere 5 faktör ve 37 maddeden oluşmuştur.
One of the main problems encountered in the online learning process is the low or absence of stud... more One of the main problems encountered in the online learning process is the low or absence of students' engagement. They may face problems with behavioral engagement, cognitive engagement, emotional engagement in online learning environments. It is thought that the problems related to students' engagements can be overcome with personalized metacognitive feedback support based on learning analytics. In this research, the effect of personalized metacognitive feedback support based on learning analytics in online learning for recommendation and guidance was investigated on student engagement. The research was designed in conformity with experimental design, and it was performed on 68 first graders at a university in Turkey. The procedure was conducted within the scope of the Computing II Course based on online learning. The participants were randomly apportioned to experimental and control groups. Students in the experimental group were provided with personalized metacognitive feedback support based on learning analytics for recommendation and guidance. This support was not given to the control group. The personalized metacognitive feedback support used in this research consists of two basic components. These; (a) Learning analytics reports created with data obtained from students' weekly learning management system usage. (b) The second component of the feedback messages is the recommendations messages prepared personalized for each participant based on learning analytics reports. The data of the study was obtained by the students' engagement scale which is used as pretest and posttest. The findings of the study revealed that the experimental group students' engagement was higher than the control group. Based on the research findings, it was seen that providing personalized metacognitive feedback based on learning analytics to students in online learning would improve students' engagement. Therefore, it can be said that providing personalized metacognitive feedback based on learning analytics in online learning is a useful approach. This research has a novel and unique value in examining the effect of personalized metacognitive feedback based on learning analytics on students' engagement. In line with the findings obtained from the research, various suggestions were made for educators, administrators, and researchers.
Üniversite sıralama sistemleri Akademik kurumlar için farklı sıralama kuruluşları tarafından gerç... more Üniversite sıralama sistemleri Akademik kurumlar için farklı sıralama kuruluşları tarafından gerçekleştirilen sıralamalar, akademik kurumlardaki gelişmelerin izlenmesi için önem taşımaktadır. Sıralama sistemleri genel anlamda birbirlerine benzerlik gösterseler de farklı parametreleri ön plana çıkaran ve uluslararası geçerliliği daha ağır olan sıralama sistemleri üniversitelerin kendilerini gösterdikleri bir ortama dönüşmüştür. Toplumun, üniversitelerin kalite göstergesi gözüyle takip ettiği bu sıralama sistemlerinin, gerçek görünürlüğü ve akademik kurumların tanınırlığını yansıtmadığı gibi eleştiriler de bulunmaktadır. Bunun ana nedenlerinin başında akademisyenler, üniversite öğrenci adayları, çalışma ortakları ve diğer paydaşlar tarafından sosyal medya araçlarının; görünürlüğün ve uluslararası tanınırlığın merkezi olarak kabul edilmeye başlanmasıdır. Günümüzde özellikle kurumsal iletişimi sağlama araçlarından biri olarak görülen Twitter, üniversitelerce kamuoyunu bilgilendirme amaçlı sıklıkla kullanılmaktadır. Bu nedenle üniversitelerin Twitter kullanım durumları görünürlük açısından önem taşımaktadır. Bu çalışmada farklı parametrelere göre sıralama yapan (QS, Webometrics, URAP) sıralama sistemlerinde en yüksek puana sahip Türkiye'deki üniversitelerin kurumsal Twitter hesaplarının aktiviteleri incelenerek, Twitter aktivitesi ile üniversite sıralamaları arasındaki ilişkiler belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada veri madenciliği teknikleri kullanılarak veri analizleri gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçları üniversitelerin Twitter ortamındaki aktiviteleri ile QS, Webometrics, URAP sıralamaları arasında anlamlı ilişkiler olduğunu göstermektedir. Araştırma sonucunda sıralama puanı yüksek olan üniversitelerin kurumsal olarak Twitter hesaplarını daha aktif kullandıkları belirlenmiştir.
Araştırmanın amacı eğitim bilimleri alanında makine öğrenmesi yöntemleri kullanılarak yazılmış ma... more Araştırmanın amacı eğitim bilimleri alanında makine öğrenmesi yöntemleri kullanılarak yazılmış makalelerdeki eğilimleri incelemektir. Web of Science veri tabanında 2015 yılından 2020 yılına kadar olan 5 yıllık süreci kapsayan, konusunda "machine learning" geçen, "Educational Research" veya "Educational Scientific Diciplines" kategorilerinde bulunan çalışmaları kapsamaktadır. Bu kapsamda tespit edilen 201 çalışmadan 17"si kapsam dışında kalmış ve 201 makale incelemeye alınmıştır. Araştırmada makalelerin incelenmesinde içerik analiz yöntemi kullanılmıştır. Makalelerin içerik analizi araştırmacılar tarafından geliştirilen makale değerlendirme formu kullanılarak yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda makalelerin %42,9"unun deneysel veya uygulamalı çalışma ile gerçekleştirildiği, makalelerde kullanılan makine öğrenmesi yöntemleri incelendiğinde %22,5 karar ağaçları, %17,8 destek vektör makinesi, %14,2 navie bayes sınıflandırma yöntemlerinin kullanıldığı görülmüştür. Makalelerde kullanılan örneklem profilleri incelendiğinde lisans öğrencilerinin %35,3 oranla en fazla olduğu, örneklem sayısındaki yoğunlaşmanın %29,7 oranla 101-1000 arasında olduğu görülmüştür. Makalelerde kullanılan veriler %34 oranıyla veri tabanları ve log kayıtlarından elde edilmiştir. Bu araştırmada son 5 yıllık süreçte yapılmış çalışmalar incelenmiştir. Araştırma sonuçlarının eğitimde makine öğrenmesi yöntemlerinin kullanılması konusunda ulusal alanyazına katkı sağlayacağı, araştırmacılara bu konuda fikir vereceği düşünülmektedir.
The use of technology for teaching and learning has created a paradigm shifting in learning envir... more The use of technology for teaching and learning has created a paradigm shifting in learning environments and learning process, and also the paradigm shifting has also affected the assessment processes. In addition to these, online environments provide more opportunities to assess of the learners. In this study, the Adaptive Mastery Testing (AMT) system in Assessment Management System was designed and developed in which students can test themselves, recognize their strengths and weaknesses, and determine their learning objective based competencies. AMT environment is structured in accordance with the rapid prototyping software developing model. In this environment, there are questions for the students about four learning objectives, which are among the basic subjects of the Statistics course. AMT environment consists of presentation, assessment, domain and learner model. Pilot implementation was carried out with 98 undergraduate students. In order to evaluate of the environment; number of tests taken, number of correct answer, number of wrong answer and number of total answer data were used. According to the findings, it is seen that most of the students are masters in the learning objectives presented to them. In addition, it was found that half of the students took an average test to become a master. In other words, half of the learners participating in the study were determined as masters by the system in the first test they took for each learning objective.
The purpose of this study is to formulate an acceptance scale grounded in the Unified Theory of A... more The purpose of this study is to formulate an acceptance scale grounded in the Unified Theory of Acceptance and Use of Technology (UTAUT) model. The scale is designed to scrutinize students’ acceptance of generative artificial intelligence (AI) applications. This tool assesses students’ acceptance levels toward generative AI applications. The scale development study was conducted in three phases, encompassing 627 university students from various faculties who have utilized generative AI tools such as ChatGPT during the 2022–2023 academic year. To evaluate the face and content validity of the scale, input was sought from professionals with expertise in the field. The initial sample group (n = 338) underwent exploratory factor analysis (EFA) to explore the underlying factors, while the subsequent sample group (n = 250) underwent confirmatory factor analysis (CFA) for the verification of factor structure. Later, it was seen that four factors comprising 20 items accounted for 78.349% of total variance due to EFA. CFA results confirmed that structure of the scale, featuring 20 items and four factors (performance expectancy, effort expectancy, facilitating conditions, and social influence), was compatible with the obtained data. Reliability analysis yielded Cronbach’s alpha coefficient of 0.97, and the test–retest method demonstrated a reliability coefficient of 0.95. To evaluate the discriminative power of the items, a comparative analysis was conducted between the lower 27% and upper 27% of participants, with subsequent calculation of corrected item-total correlations. The results demonstrate that the generative AI acceptance scale exhibits robust validity and reliability, thus affirming its effectiveness as a robust measurement instrument.
Bu çalışmanın amacı, üretken yapay zeka için Birleşik Teknoloji Kabul ve Kullanım Teorisi (UTAUT) modeline dayanan bir kabul ölçeği geliştirmektir. Ölçek, öğrencilerin üretken yapay zeka uygulamalarını kabulünü incelemek için tasarlanmıştır. Bu araç, öğrencilerin üretken yapay zeka uygulamalarına yönelik kabul düzeylerini değerlendirmektedir. Ölçek geliştirme çalışması, 2022-2023 akademik yılı boyunca ChatGPT gibi üretken üretken yapay zeka araçlarını kullanan çeşitli fakültelerden 627 üniversite öğrencisini kapsayan üç aşamada gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin görünüş ve kapsam geçerliliğini değerlendirmek için alanda uzman profesyonellerden görüş alınmıştır. İlk örneklem grubuna (n = 338) altta yatan faktörleri keşfetmek için açımlayıcı faktör analizi (AFA) uygulanırken, sonraki örneklem grubuna (n = 250) faktör yapısının doğrulanması için doğrulayıcı faktör analizi (DFA) uygulanmıştır. Daha sonra, AFA sonucunda 20 maddeden oluşan dört faktörün toplam varyansın %78.349'unu açıkladığı görülmüştür. DFA sonuçları, ölçeğin 20 madde ve dört faktörden (performans beklentisi, çaba beklentisi, kolaylaştırıcı koşullar ve sosyal etki) oluşan yapısının elde edilen verilerle uyumlu olduğunu doğrulamıştır. Güvenilirlik analizi Cronbach alfa katsayısını 0.97, test-tekrar test yöntemi ise 0.95'lik bir güvenilirlik katsayısı ortaya koymuştur. Maddelerin ayırt edici gücünü değerlendirmek için, katılımcıların alt %27'si ile üst %27'si arasında karşılaştırmalı bir analiz yapılmış ve ardından düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları hesaplanmıştır. Sonuçlar, üretici yapay zeka kabul ölçeğinin geçerlik ve güvenilirliğinin yüksek olduğunu ve böylece sağlam bir ölçüm aracı olarak etkinliğini teyit ettiğini göstermektedir.
Timss uluslararası matematik ve fen eğilimleri araştırmasıdır. 2019 yılında 39 ülke 8. Sınıf sevi... more Timss uluslararası matematik ve fen eğilimleri araştırmasıdır. 2019 yılında 39 ülke 8. Sınıf seviyesinde Timss değerlendirmesine katılmıştır. Bu çalışmada derslerde teknoloji kullanımının uluslararası düzeyde matematik ve fen başarısına etkisi araştırılmak istenmiştir. 39 ülkedeki matematik ve fen öğretmenlerine uygulanan ankette derste teknoloji kullanım düzeyleri de sorulmuştur. Öğretmenlerin verdikleri cevaplar ile ülkelerin başarı seviyeleri karşılaştırılmıştır. Araştırmada eğitsel veri madenciliği teknikleri kullanılmıştır. Verilerin analizi için SPSS paket programı ve Rapid Miner uygulaması kullanılmıştır. Verilerin yapısına uygun olduğu düşünülerek karar ağaçları algoritması kullanılmıştır. Korelasyon sonuçları ve karar ağaçları yapıları incelendiğinde fen ve matematik derslerinde teknoloji kullanımının başarıya olumlu yönde etkisi olduğu görülmektedir. Derslerinde bilgisayar etkinliklerine yer vermeyen öğretmenlerin oranı arttıkça ülkelerin başarı seviyelerinde düşme görülmektedir. Ayrıca fen ve matematik dersleri karşılaştırıldığında derste teknoloji kullanımının fen derslerinde daha etkili sonuçlar verdiği söylenebilir. Ancak testlere bilgisayar veya tabletle erişmenin matematik ve fen başarısına olumlu ya da olumsuz etkisi olmadığı görülmüştür. Araştırmanın sonuçları doğrultusunda gelecek çalışmalar için araştırmacılara önerilerde bulunulmuştur.
Teknolojik açıdan zengin ortamlarda problem çözme becerilerinde yetişkinlerin evde, işte veya top... more Teknolojik açıdan zengin ortamlarda problem çözme becerilerinde yetişkinlerin evde, işte veya toplumda becerilerini nasıl kullandıkları araştırılmıştır. Yetişkin bireylerin becerilerini daha iyi kullanıp iş gücüne aktarabilmeleri, ekonomiye katkı sağlamaları hedeflenmiştir. Bu çalışma ile PIAAC 2016 Türkiye örnekleminde 16-65 yaş arası bireylerin teknolojik açıdan zengin ortamlarda problem çözme becerisi sonuçlarını inceleme amaçlanmıştır. Yaş, cinsiyet, eğitim durumu, eğitim aldığı alan, anne-babasının eğitim durumu, çalışma durumu özelliklerine göre katılımcıların problem çözme becerileri puanlarında farklılık olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırma tarama modelinde tasarlanmıştır. Çalışmada PIAAC 2016 Türkiye verileri kullanılmıştır. Türkiye örnekleminde kodlanmamış ve boş bırakılan maddeler çalışmadan çıkarılmış ve analizler 1563 bireye ait veriler üzerinden yapılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 22.0 programı ve RapidMiner programları kullanılmıştır. Verilerin çözüm ve yorumlanmasında; One Way Anova, Mann-Whitney U, Kruskal Wallis testleri kullanılmış ve gruplar arasındaki farkı belirleyebilmek için Tamhane T2 ve Tukey-Bonferroni çoklu karşılaştırma testleri kullanılmıştır. Anlamlılık P<0.05 alınmıştır. RapidMiner ile rastgele orman algoritması uygulanmıştır. Çalışma sonucunda problem çözme beceri puanlarının yaş, eğitim durumu, eğitim aldığı alan, anne-babasının eğitim durumu, çalışma durumu değişkenlerine göre anlamlı farklılık olduğu cinsiyet değişkenine göre ise anlamlı farklılık olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Rastgele orman yöntemine göre teknolojik açıdan zengin ortamlarda problem çözme becerisini etkileyen en önemli değişkenin bireyin eğitim durumu olduğu tespit edilmiştir.
Çağın ihtiyaçları düşünüldüğünde problem çözen, yaratıcı düşünen, akıl yürüten, muhakeme ve ilişk... more Çağın ihtiyaçları düşünüldüğünde problem çözen, yaratıcı düşünen, akıl yürüten, muhakeme ve ilişki kuran bireylere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu beceriler matematik ile ilişkilidir. Ancak ülkemizin ulusal ve uluslararası sınavlarda matematik alanında istenilen başarıya ulaşamadığı düşünülmektedir. Matematik derslerinde soyut kavramların somutlaştırılmasında materyallerin etkisi büyüktür. Son yıllarda eğitimde dijital materyaller sıklıkla kullanılmaya başlamıştır. Artırılmış gerçeklik teknolojisi de eğitimde yerini almıştır. Artırılmış gerçekliğin matematik dersinde kullanımına yönelik pek çok çalışma olduğu görülmektedir. Ancak sonuçlar incelendiğinde çelişkili sonuçlara rastlamak mümkündür. Bu nedenle bu çalışmada matematik ve geometri öğretiminde artırılmış gerçeklik kullanımına yönelik 36 makale sistematik olarak incelenerek genel görünüm hakkında bilgi edinmek amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında araştırma sorularına yönelik ölçütler belirlenmiş ve Web Of Science veri tabanından erişilen 36 makale bu ölçütlere göre analiz edilmiştir. Bulgulardan yola çıkılarak konu alanına yönelik çalışmaların yıllara göre artış gösterdiği söylenebilir. Elde edilen sonuçlara göre en çok deneysel yöntemin tercih edildiği tespit edilirken, veri toplama aracı olarak anketlerin ve başarı testlerinin kullanıldığı çalışmalarda %52 oranında ilköğretim öğrencilerinin katılımcı olarak bulunduğu belirlenmiştir. Araştırmada matematik ve geometri derslerinin çeşitli konularında artırılmış gerçeklik kullanıldığı tespit edilmiştir. Ancak üç boyutlu geometrik cisimlerin öğretiminde daha çok tercih edildiği ortaya çıkmıştır. Sonuçlarda ise yazarların daha çok artırılmış gerçekliğin akademik başarıya, öğrenme ortamlarının eğlenceli kıldığına, öğrencilerin uzamsal becerilerine, ilgi ve motivasyonlarına olumlu etkilerinden söz edilmiştir.
Değerlendirme, öğretim tasarımı ve teknolojisinin önemli bir bileşeni-dir. Değerlendirme ile öğre... more Değerlendirme, öğretim tasarımı ve teknolojisinin önemli bir bileşeni-dir. Değerlendirme ile öğretim tasarımı ve teknolojisi dikkate alınarak tasar-lanmış bir ürün ya da öğrenme sürecinin etkililiği, çekiciliği ve verimliliği test edilmekte, bu test sonucuna göre de ürün ve süreçler üzerinde iyileştir-me çalışmaları yapılmaktadır. Aynı zamanda değerlendirme, öğrenme ürün, süreç ve çıktıları hakkında iyi-kötü, başarılı-başarısız, yeterli-yetersiz gibi kararlar alınmasına olanak sağlamaktadır. Bu kitap bölümde öğretimsel bağ-lamda değerlendirmenin ne olduğu, değerlendirmenin öğretim tasarımı ve teknolojisi ile olan ilişkisi ve değerlendirme türleri üzerinde durulmuştur. Ayrıca öğretim tasarımı ve teknolojisi açısından önemi olan ve günümüzde kullanımı giderek yaygınlaşan elektronik değerlendirme (e-değerlendirme) kavramı üzerinde durularak, e-değerlendirme araçları ve kullanımı hakkın-da bilgi verilmiştir. Kitap bölümünün, öğretim tasarımı ve teknolojisi bağla-mında değerlendirmenin önemi ve kullanımı bağlamında öğretmenlere, öğretmen adaylarına ve öğretim tasarımcılarına bilgi sağlaması açısından faydalı olacağı umulmaktadır.
Geleneksel anlamda sınıf yönetimi; yüz yüze sınıf ortamında gerçekleştirilen eğitim ve öğretim sü... more Geleneksel anlamda sınıf yönetimi; yüz yüze sınıf ortamında gerçekleştirilen eğitim ve öğretim sürecinin etkili, verimli ve çekici hale getirilebilmesi için öğretim elemanının sahip olması gereken önemli bir beceridir. Yüz yüze sınıf ortamı için sınıf yönetimi; sınıf ortamının fiziksel özelliklerinin düzenlenmesi, öğretim yöntem ve tekniklerinin seçimi, öğretimin planlanması ve değerlendirilmesi, zaman yönetimi, davranış yönetimi, sınıf yönetim yaklaşımlarının belirlenmesi, sınıfta iletişimin kurulması ve yönetimi, disiplin kuralları, öğrenen motivasyonunun sağlanması gibi birçok boyutu içermektedir. Diğer taraftan açık ve uzaktan eğitim için geleneksel anlamda dört tarafı duvarla çevrili, öğrenen ve öğretim elemanının eş zamanlı olarak aynı ortamda bulunduğu bir sınıf ortamından bahsedilememektedir. Bu durum beraberinde sınıf yönetimi kavramını açık ve uzaktan öğrenmenin karakteristiğine özgü olarak ele almayı gerektirmektedir. Bu gerekçeler doğrultusunda bu çalışmada açık ve uzaktan eğitimde sınıf yönetimi kavramıyla ilgili tanımlamaların, açık ve uzaktan eğitimde sınıf yönetiminin kapsamının ve bileşenlerinin incelenmesi, ayrıca etkili bir sınıf yönetimi için neler yapılması gerektiği ile ilgili bir değerlendirme yapılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda alanyazındaki kuramsal bilgiler ışığında ve uygulamalardan elde edilen pratik sonuçlar göz önünde bulundurularak uzaktan eğitimde görev alan eğitmenlere, öğretim tasarımcılarına ve öğretmen adaylarına yönelik çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Açık ve uzaktan eğitim, uzaktan öğrenme, sınıf yönetimi ve bileşenleri
Mühendislikten askeriyeye, sağlık ve sanattan sosyal ve beşeri bilimlere kadar geniş bir disiplin... more Mühendislikten askeriyeye, sağlık ve sanattan sosyal ve beşeri bilimlere kadar geniş bir disipliner alanda kullanılmakta olan simülasyon ve modellemeler; dijital teknolojiyle birlikte sanal ve artırılmış gerçeklik, 3 boyutlu tasarım vb. üretimi-ne de kaynaklık eden bir düşünsel sürecin ürünleridir. Ürün olarak alana özgü nitelikler taşısalar da düşünsel yanlarıyla insanın görme, algılama, konumlama, tasarlama zihinsel yetilerini gerekli kılmaları açısından, diğer düşünme becerile-riyle ortaklıkları bulunan simülasyon ve modellemeler bu bölümde; herhangi bir alana özgü değerlendirme eğiliminde bulunulmadan düşünme, düşünme bece-risi ve teknoloji üçgeninde incelenmiştir. Hem eğitimde hem de diğer alanlarda ivme kazanarak yer edinen öğrenme ve üretim araçlarına temel olması nedeniyle önemli olan simülasyon ve modellemeler ile bunlar üzerinden düşünmek; dün-ya ile etkileşim içindeki bireyin; uzamsal, sezgisel ve olasılığa dayalı düşünme ve temsillerle düşünme becerilerini de kullanmasını gerektiren karmaşık bir zihinsel beceri setidir.
Anahtar sözcükler: Modelleme, simülasyon, simülasyon, uzamsal düşünme, sezgisel ve olasılığa dayalı düşünme, temsillerle düşünme
This research aims to reveal the trend in peer instruction that many researchers around the world... more This research aims to reveal the trend in peer instruction that many researchers around the world have been working on for over 20 years. In this context, 58 papers published in journals indexed in SSCI were examined in terms of different variables (e.g., research methods, courses, and response technologies). The bibliometric results showed that the most used keyword and the most used word in the abstract sections of the studies was peer instruction. Systematic review results revealed that the continent and country with the most studies among 17 countries in four continents is North America and the USA, respectively. Moreover, the majority of studies were published in 2016. It was also found that studies are generally carried out with numerical courses such as physics, chemistry, and computer science. Other findings provided from the researches were discussed in detail, and various suggestions were made for teachers and researchers in line with the findings obtained from the study.
Bu araştırmada eğitsel veri madenciliği (EVM) ve öğrenme analitikleri alanında etik ve gizlilik k... more Bu araştırmada eğitsel veri madenciliği (EVM) ve öğrenme analitikleri alanında etik ve gizlilik konusu üzerine hazırlanmış makaleler belirli kriterlere göre analiz edilmiştir. Araştırmanın amacı bu alanda hazırlanmış makaleleri yıllara, ülkelere, tercih edilen yöntemlere, anahtar kelimelerine, katılımcı düzeylerine ve katılımcı sayılarına, etik bağlamında ortaya çıkan sonuç ve önerilerine göre analiz etmektir. Araştırmada sistematik inceleme yapmak için içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Web of Science veri tabanında “educational data mining" and "ethic", "educational data mining" and"privacy","learning analytics" and "ethic", "learning analytics" and "privacy" anahtar kelimeleri ile arama yapılmış ve araştırmanın amacına uygun olan 100 makale araştırma kapsamında incelenmiştir. Araştırmada en fazla makalenin 2020 yılında yayınlandığı, araştırmacıların çalışmalarında en fazla nicel yöntemleri tercih ettiği, makalelerde en fazla analytics anahtar kelimesinin kullanıldığı, en fazla makalenin Avrupa kıtasında hazırlandığı, makalelerin katılımcılarını sıklıkla lisans öğrencilerinin oluşturduğu, katılımcı sayısının araştırmaların amacına uygun olarak az sayıda katılımcıdan oluştuğu görülmüştür. Araştırmada eğitsel veri madenciliği ve öğrenme analitikleri alanında öğrenci mahremiyetinin ihlal edilmesi ve belirli bir gizlilik politikasının uygulanmaması gibi sorunların olduğu ortaya çıkmıştır. Öğrenme analitikleri ve EVM alanının temel konularından olan etik ve gizlilik konusu için öğrencilerin verilerinin korunması alanında politikalar geliştirilmesi gerektiği önerilmektedir. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda araştırmacılar, uygulayıcılar ve politika geliştiriciler için çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Bu çalışmanın amacı sanal gerçeklik teknolojilerinin eğitsel amaçlı kullanımı üzerine ortaokul öğ... more Bu çalışmanın amacı sanal gerçeklik teknolojilerinin eğitsel amaçlı kullanımı üzerine ortaokul öğrencilerinin görüşlerini incelemektir. Araştırma Bartın İli merkezindeki bir ortaokulun 5. ve 6. sınıflarında öğrenim gören 50 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersi kapsamında 6 hafta süresince sanal gerçeklik teknolojisi kullanarak sanal müze ziyaretleri yapmaları sağlanmıştır. Uygulama süreci sonunda araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı-yapılandırılmış öğrenci görüş formu kullanılarak, öğrencilerin sanal gerçeklik teknolojisinin eğitsel amaçlı kullanımı ile ilgili görüşleri belirlenmeye çalışılmıştır. Öğrenci görüşleri içerik analizi yapılarak analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda sanal gerçeklik teknolojilerinin eğitsel amaçlı kullanımı ile ilgili çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
This study aims to reveal the links between self-reported psycho-educational variables and learne... more This study aims to reveal the links between self-reported psycho-educational variables and learner interactions in the Massive Open Online Courses (MOOCs). The study also aims to introduce the MOOCs system and its components, which were developed as part of a large-scale project. It is frequently emphasized the importance of establishing a link between log data captured in online learning environments and the factors affecting learning commonly used in the field of learning sciences (Er, Dimitriadis, & Gasevic, 2020; Mangaroska & Giannakos, 2019; Sedrakyan et al., 2020). This study will provide empirical findings for the gap in this issue. The study also offers attendees a theoretical perspective on what real-time log data means in instructional contexts, as well as insight into the design and instructional use of such environments, especially for teachers and designers.
MOOCs allow learners from all over the world to specialize in specific subjects and receive certifications, regardless of their location or educational institution. Learners can progress at their own pace without being constrained by a curriculum, use the materials indefinitely, study independently of time and location, and constantly test themselves in such environments. Moreover, learners can experience all of these for little or no charge. Learners, on the other hand, leave a massive amount of data in these environments.The field of learning analytics is concerned with intervening in the learning process based on these data. Two main information sources are frequently considered for data-driven interventions. One of these sources is previous learning experiences. In other words, it's the information from learners who have experienced similar learning conditions before. The literature is another source of data that can be used to develop instructional interventions. The design principles proposed in the literature can serve as the basis for instructional interventions. At this point, this study will provide empirical findings for the community of education who will evaluate the literature as a data source.
This research also aims to introduce the MOOC platform developed by the authors using HTML, PHP, JavaScript, and MySQL. Learners can select content types based on their preferences in the developed system. In addition to video lectures, the system offers textual presentations, e-books, infographics, and alternative videos as instructional sources. Learners can utilize descriptive analytics to see their current situation, as well as predictive analytics to evaluate their next learning experience. Learners' entire interaction data are stored, and the system presents the required information via learning analytics dashboard. To do this, the system employs both classification and clustering algorithms in this process. The system also functions as an intelligent tutoring system while the learners are taking the competency test. The system will direct the learner to this module if he fails the competency test without help. The goal of this module is to improve learners’ problem-solving skills by using scaffolding strategies like hints and worked examples. Detailed information about the system's features will be provided during the session. However, as previously stated, the study's main goal is to figure out how the learners' interaction data in this system corresponds with psycho-educational variables. The study involved 156 students from three different state universities during the 2020-2021 academic year, 20 of whom were graduate students and 136 undergraduate students. Within the context of the Statistics course, students used the developed MOOC platform for 8 weeks. Learners’ interactions with the system were recorded and analyzed during this period. In addition, the scale developed by Pintrich, Smith, Garcia, and McKeachie (1991) was used to assess students' self-reported motivational beliefs. Within the scope of the study, the data of 90 students who responded to this scale were analyzed. The motivational beliefs dimension of the scale was used in the context of the study, but not the learning strategies dimension. In this context, intrinsic goal orientation, extrinsic goal orientation, task value, control of learning beliefs, self-efficacy for learning and test anxiety were examined.
The main goal of this study is to discover the relationship between student interactions and motivational beliefs in the online environment. Test anxiety and intrinsic goal orientation were found to have an impact on the success of competence tests as a result of the research. In other words, it has been discovered that learners' curiosity about the system and its contents, combined with their test anxiety, has an impact on their performance in the system. Furthermore, students' level of appreciation for the system's content was found to be related to their belief in control over learning, or in other words, the belief that their own efforts affect their learning outcomes. The duration of the learners' navigation in the system was found to be significantly affected by their task value, which is their perception of the system's importance and benefit, as well as the tasks it contains. According to the findings, while undergraduate and graduate students performed similarly on competency tests, graduate students' task value was significantly higher, while undergraduate students' test anxiety and extrinsic goal orientations were superior to graduate students. In addition to these variables specified in the study, the relationships of motivational beliefs with various variables were also evaluated.
Bu araştırmada, öğrencilerin biçimlendirmeye yönelik değerlendirmelerinin yapılabileceği bir "Web... more Bu araştırmada, öğrencilerin biçimlendirmeye yönelik değerlendirmelerinin yapılabileceği bir "Web Tabanlı Biçimlendirmeye Yönelik Değerlendirme (WTBYD)" sistemi geliştirilmiştir. Bu sistem, öğrencilerin performanslarına yönelik madde bazında ayrıntılandırılmıştır ve test bazında ölçüt-referanslı anlık dönütler sağlamaktadır. Çalışmada, öğrencilerin geliştirilen WTBYD'yi kabul durumlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma ters-yüz öğrenme modeli yaklaşımı ile işlenen Bilgisayar I dersi kapsamında 381 üniversite öğrencisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın uygulama süreci 12 hafta sürmüş olup, her haftanın sonunda öğrenciler WTBYD'ye katılmıştır. Araştırma verileri web tabanlı değerlendirme sistemini kabul ölçeği ile toplanmıştır. Araştırma bulguları WTBYD'yi kabul yapısının; yarar algısı, kullanım kolaylığı, bilgisayar öz-yeterliği, sosyal etki, içerik algısı, beğenme durumu, ilgi durumu ve kullanım niyeti bileşenlerinden oluştuğu görülmüştür. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda WTBYD'yi geliştirme ve kullanma noktasında öğretmenlere, öğretim tasarımcılarına, karar vericilere ve araştırmacılara çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Sözcükler: Anlık dönüt, web tabanlı biçimlendirmeye yönelik değerlendirme, kabul durumları Examining University Students' Acceptance of Web-based Formative Assessment System
Turkey decided to change to distance education because of the pandemic early 2020. As the result ... more Turkey decided to change to distance education because of the pandemic early 2020. As the result of that decision people express their opinions about that in social media. In this study, what people think about distance education on Twitter, how much use of hashtags, what they talked about most, and who tweeted the most with these hashtags in this period was examined. RapidMiner was used to obtain data in research. As a disadvantage brought by the RapidMiner program, data were obtained between April 5, 2020 and April 13, 2020. RapidMiner program was used to display and interpret the data too. Among the findings of the study, it has been determined that the use of positive hashtags is low, but the use of negative hashtags is high. As a result of data analysis, the current situation and the problems experienced were revealed by analyzing tweets about distance education. In line with the results of the research, various suggestions were made regarding the functional implementation of distance education
Bu araştırma PISA 2018 araştırmasına katılan öğrencilerin matematik, fen ve okuma puanlarını öğre... more Bu araştırma PISA 2018 araştırmasına katılan öğrencilerin matematik, fen ve okuma puanlarını öğrencilerin mutlu ve üzgün olma, hayatından memnun olup olmama, hayatında bir anlam bulma durumları ile ilişkisini incelemeye yöneliktir. PISA 2018 araştırmasına 79 ülkeden 15 yaş grubunda 600.000 öğrenci katılmıştır. Bu araştırmanın verilerini PISA 2018'e katılan öğrencilerin matematik, fen ve okuma puanları ile ana öğrenci anketinden elde edilen araştırma kapsamındaki sorulara ilişkin yanıtlar oluşturmaktadır. Araştırmada verilerin analizi için eğitsel veri madenciliği tekniklerinden yararlanılmıştır. Verilerin analizi için RapidMiner programından ve SPSS paket yazılımından yararlanılmıştır. Korelasyon analizi, karar ağaçları kullanılarak ilişkiler ortaya çıkarılmıştır. Elde edilen bulgular sonucunda öğrencilerin mutluluk oranı arttıkça ülkelerin matematik, fen ve okuma puanlarının arttığı, üzgün olan öğrencilerin oranı arttıkça matematik, fen ve okuma puanlarının düştüğü görülmüştür. Hayattan memnuniyet oranı çok yüksek veya düşük olduğunda matematik, fen ve okuma puanlarının düştüğü, hayatından çok memnun olan öğrencilerin yoğunluk gösterdiği ülkelerin matematik, fen ve okuma puanlarının düşük olduğu görülmüştür. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda politika geliştiriciler, eğitimciler ve araştırmacılar için çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
Bu araştırmanın amacı; Bartın Öğrenme Süreçlerinin İzlenmesi Projesi kapsamında uygulanan öğrenci... more Bu araştırmanın amacı; Bartın Öğrenme Süreçlerinin İzlenmesi Projesi kapsamında uygulanan öğrenci anketinden elde edilen verilerden yararlanılarak 9. sınıfta okuyan 735 öğrencinin, kariyer seçimleri üzerinde etkili olan faktörleri veri madenciliği yöntemleri kullanarak belirlemektir. Öğrencilerin kariyer seçimlerine; cinsiyetin, ailesinin aylık gelir düzeyinin, babasının eğitim durumunun, annesinin eğitim durumunun, öğretim yılı içerisinde okulda zorbalığa maruz kalma durumunun, babasının mesleğinin, evdeki kitap sayısının, öğrencinin okula devamsızlık durumunun, oturdukları evin sahiplik durumunun etkisi incelenmiştir. Bartın Başarı Takip Araştırması kapsamında yapılan sınavdan sonra uygulanan anket verilerinden yararlanarak veri madenciliği tekniklerinden birisi olan karar ağaçları tekniği uygulanmıştır. RapidMiner Studio programı ve SPSS Statistics 25 programında veriler analiz edilmiştir. Cinsiyetin kariyer seçiminde etkili olduğu kız öğrencilerin dört yıllık üniversite hedefinin erkek öğrencilere oranla daha fazla olduğu görülmektedir. Ebeveynlerin eğitim düzeyinin arttıkça çocukların kariyer seçimlerinin de yükseldiği sonucuna varılmıştır. Babaların eğitim düzeyi öğrencilerin kariyer seçimi üzerinde annelerin eğitim düzeyinden daha etkili olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Ekonomik gelir düzeyi yükseldikçe öğrencilerin kariyer seçimleri daha sağlıklı ve anlamlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu çalışmanın amacı Birleştirilmiş Teknoloji Kabul ve Kullanımı Modeli ve Teknoloji Kabul Modelin... more Bu çalışmanın amacı Birleştirilmiş Teknoloji Kabul ve Kullanımı Modeli ve Teknoloji Kabul Modeline dayanarak YouTube’un öğretmenler tarafından eğitsel amaçlı kabul durumunu incelemek ve kullanım niyetlerini etkileyen faktörleri tespit etmektir. Bu amaç doğrultusunda araştırma kapsamında eğitsel amaçlı YouTube kabul ölçeği geliştirilmiştir. Araştırmanın verileri açımlayıcı faktör analizi aşamasında 250, doğrulayıcı faktör analizi aşamasında ise 258 öğretmenden elde edilmiştir. Elde edilen verileri analiz etmede açımlayıcı faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi ve yapısal eşitlik modellemesi yöntemleri kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre YouTube’un kullanım durumu, “performans beklentisi”, “davranışsal niyet”, “sosyal etki”, “çaba beklentisi” ve “güven” faktörleriyle %74.20 oranında açıklamıştır. Modelde kullanılan ölçek performans beklentisi, davranışsal niyet, sosyal etki, çaba beklentisi ve güven olmak üzere 5 faktör ve 37 maddeden oluşmuştur.
One of the main problems encountered in the online learning process is the low or absence of stud... more One of the main problems encountered in the online learning process is the low or absence of students' engagement. They may face problems with behavioral engagement, cognitive engagement, emotional engagement in online learning environments. It is thought that the problems related to students' engagements can be overcome with personalized metacognitive feedback support based on learning analytics. In this research, the effect of personalized metacognitive feedback support based on learning analytics in online learning for recommendation and guidance was investigated on student engagement. The research was designed in conformity with experimental design, and it was performed on 68 first graders at a university in Turkey. The procedure was conducted within the scope of the Computing II Course based on online learning. The participants were randomly apportioned to experimental and control groups. Students in the experimental group were provided with personalized metacognitive feedback support based on learning analytics for recommendation and guidance. This support was not given to the control group. The personalized metacognitive feedback support used in this research consists of two basic components. These; (a) Learning analytics reports created with data obtained from students' weekly learning management system usage. (b) The second component of the feedback messages is the recommendations messages prepared personalized for each participant based on learning analytics reports. The data of the study was obtained by the students' engagement scale which is used as pretest and posttest. The findings of the study revealed that the experimental group students' engagement was higher than the control group. Based on the research findings, it was seen that providing personalized metacognitive feedback based on learning analytics to students in online learning would improve students' engagement. Therefore, it can be said that providing personalized metacognitive feedback based on learning analytics in online learning is a useful approach. This research has a novel and unique value in examining the effect of personalized metacognitive feedback based on learning analytics on students' engagement. In line with the findings obtained from the research, various suggestions were made for educators, administrators, and researchers.
Üniversite sıralama sistemleri Akademik kurumlar için farklı sıralama kuruluşları tarafından gerç... more Üniversite sıralama sistemleri Akademik kurumlar için farklı sıralama kuruluşları tarafından gerçekleştirilen sıralamalar, akademik kurumlardaki gelişmelerin izlenmesi için önem taşımaktadır. Sıralama sistemleri genel anlamda birbirlerine benzerlik gösterseler de farklı parametreleri ön plana çıkaran ve uluslararası geçerliliği daha ağır olan sıralama sistemleri üniversitelerin kendilerini gösterdikleri bir ortama dönüşmüştür. Toplumun, üniversitelerin kalite göstergesi gözüyle takip ettiği bu sıralama sistemlerinin, gerçek görünürlüğü ve akademik kurumların tanınırlığını yansıtmadığı gibi eleştiriler de bulunmaktadır. Bunun ana nedenlerinin başında akademisyenler, üniversite öğrenci adayları, çalışma ortakları ve diğer paydaşlar tarafından sosyal medya araçlarının; görünürlüğün ve uluslararası tanınırlığın merkezi olarak kabul edilmeye başlanmasıdır. Günümüzde özellikle kurumsal iletişimi sağlama araçlarından biri olarak görülen Twitter, üniversitelerce kamuoyunu bilgilendirme amaçlı sıklıkla kullanılmaktadır. Bu nedenle üniversitelerin Twitter kullanım durumları görünürlük açısından önem taşımaktadır. Bu çalışmada farklı parametrelere göre sıralama yapan (QS, Webometrics, URAP) sıralama sistemlerinde en yüksek puana sahip Türkiye'deki üniversitelerin kurumsal Twitter hesaplarının aktiviteleri incelenerek, Twitter aktivitesi ile üniversite sıralamaları arasındaki ilişkiler belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada veri madenciliği teknikleri kullanılarak veri analizleri gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçları üniversitelerin Twitter ortamındaki aktiviteleri ile QS, Webometrics, URAP sıralamaları arasında anlamlı ilişkiler olduğunu göstermektedir. Araştırma sonucunda sıralama puanı yüksek olan üniversitelerin kurumsal olarak Twitter hesaplarını daha aktif kullandıkları belirlenmiştir.
Araştırmanın amacı eğitim bilimleri alanında makine öğrenmesi yöntemleri kullanılarak yazılmış ma... more Araştırmanın amacı eğitim bilimleri alanında makine öğrenmesi yöntemleri kullanılarak yazılmış makalelerdeki eğilimleri incelemektir. Web of Science veri tabanında 2015 yılından 2020 yılına kadar olan 5 yıllık süreci kapsayan, konusunda "machine learning" geçen, "Educational Research" veya "Educational Scientific Diciplines" kategorilerinde bulunan çalışmaları kapsamaktadır. Bu kapsamda tespit edilen 201 çalışmadan 17"si kapsam dışında kalmış ve 201 makale incelemeye alınmıştır. Araştırmada makalelerin incelenmesinde içerik analiz yöntemi kullanılmıştır. Makalelerin içerik analizi araştırmacılar tarafından geliştirilen makale değerlendirme formu kullanılarak yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda makalelerin %42,9"unun deneysel veya uygulamalı çalışma ile gerçekleştirildiği, makalelerde kullanılan makine öğrenmesi yöntemleri incelendiğinde %22,5 karar ağaçları, %17,8 destek vektör makinesi, %14,2 navie bayes sınıflandırma yöntemlerinin kullanıldığı görülmüştür. Makalelerde kullanılan örneklem profilleri incelendiğinde lisans öğrencilerinin %35,3 oranla en fazla olduğu, örneklem sayısındaki yoğunlaşmanın %29,7 oranla 101-1000 arasında olduğu görülmüştür. Makalelerde kullanılan veriler %34 oranıyla veri tabanları ve log kayıtlarından elde edilmiştir. Bu araştırmada son 5 yıllık süreçte yapılmış çalışmalar incelenmiştir. Araştırma sonuçlarının eğitimde makine öğrenmesi yöntemlerinin kullanılması konusunda ulusal alanyazına katkı sağlayacağı, araştırmacılara bu konuda fikir vereceği düşünülmektedir.
The use of technology for teaching and learning has created a paradigm shifting in learning envir... more The use of technology for teaching and learning has created a paradigm shifting in learning environments and learning process, and also the paradigm shifting has also affected the assessment processes. In addition to these, online environments provide more opportunities to assess of the learners. In this study, the Adaptive Mastery Testing (AMT) system in Assessment Management System was designed and developed in which students can test themselves, recognize their strengths and weaknesses, and determine their learning objective based competencies. AMT environment is structured in accordance with the rapid prototyping software developing model. In this environment, there are questions for the students about four learning objectives, which are among the basic subjects of the Statistics course. AMT environment consists of presentation, assessment, domain and learner model. Pilot implementation was carried out with 98 undergraduate students. In order to evaluate of the environment; number of tests taken, number of correct answer, number of wrong answer and number of total answer data were used. According to the findings, it is seen that most of the students are masters in the learning objectives presented to them. In addition, it was found that half of the students took an average test to become a master. In other words, half of the learners participating in the study were determined as masters by the system in the first test they took for each learning objective.
Uploads
Papers by Ramazan Yılmaz
Bu çalışmanın amacı, üretken yapay zeka için Birleşik Teknoloji Kabul ve Kullanım Teorisi (UTAUT) modeline dayanan bir kabul ölçeği geliştirmektir. Ölçek, öğrencilerin üretken yapay zeka uygulamalarını kabulünü incelemek için tasarlanmıştır. Bu araç, öğrencilerin üretken yapay zeka uygulamalarına yönelik kabul düzeylerini değerlendirmektedir. Ölçek geliştirme çalışması, 2022-2023 akademik yılı boyunca ChatGPT gibi üretken üretken yapay zeka araçlarını kullanan çeşitli fakültelerden 627 üniversite öğrencisini kapsayan üç aşamada gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin görünüş ve kapsam geçerliliğini değerlendirmek için alanda uzman profesyonellerden görüş alınmıştır. İlk örneklem grubuna (n = 338) altta yatan faktörleri keşfetmek için açımlayıcı faktör analizi (AFA) uygulanırken, sonraki örneklem grubuna (n = 250) faktör yapısının doğrulanması için doğrulayıcı faktör analizi (DFA) uygulanmıştır. Daha sonra, AFA sonucunda 20 maddeden oluşan dört faktörün toplam varyansın %78.349'unu açıkladığı görülmüştür. DFA sonuçları, ölçeğin 20 madde ve dört faktörden (performans beklentisi, çaba beklentisi, kolaylaştırıcı koşullar ve sosyal etki) oluşan yapısının elde edilen verilerle uyumlu olduğunu doğrulamıştır. Güvenilirlik analizi Cronbach alfa katsayısını 0.97, test-tekrar test yöntemi ise 0.95'lik bir güvenilirlik katsayısı ortaya koymuştur. Maddelerin ayırt edici gücünü değerlendirmek için, katılımcıların alt %27'si ile üst %27'si arasında karşılaştırmalı bir analiz yapılmış ve ardından düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları hesaplanmıştır. Sonuçlar, üretici yapay zeka kabul ölçeğinin geçerlik ve güvenilirliğinin yüksek olduğunu ve böylece sağlam bir ölçüm aracı olarak etkinliğini teyit ettiğini göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Açık ve uzaktan eğitim, uzaktan öğrenme, sınıf yönetimi ve bileşenleri
Anahtar sözcükler: Modelleme, simülasyon, simülasyon, uzamsal düşünme, sezgisel ve olasılığa dayalı düşünme, temsillerle düşünme
MOOCs allow learners from all over the world to specialize in specific subjects and receive certifications, regardless of their location or educational institution. Learners can progress at their own pace without being constrained by a curriculum, use the materials indefinitely, study independently of time and location, and constantly test themselves in such environments. Moreover, learners can experience all of these for little or no charge. Learners, on the other hand, leave a massive amount of data in these environments.The field of learning analytics is concerned with intervening in the learning process based on these data. Two main information sources are frequently considered for data-driven interventions. One of these sources is previous learning experiences. In other words, it's the information from learners who have experienced similar learning conditions before. The literature is another source of data that can be used to develop instructional interventions. The design principles proposed in the literature can serve as the basis for instructional interventions. At this point, this study will provide empirical findings for the community of education who will evaluate the literature as a data source.
This research also aims to introduce the MOOC platform developed by the authors using HTML, PHP, JavaScript, and MySQL. Learners can select content types based on their preferences in the developed system. In addition to video lectures, the system offers textual presentations, e-books, infographics, and alternative videos as instructional sources. Learners can utilize descriptive analytics to see their current situation, as well as predictive analytics to evaluate their next learning experience. Learners' entire interaction data are stored, and the system presents the required information via learning analytics dashboard. To do this, the system employs both classification and clustering algorithms in this process. The system also functions as an intelligent tutoring system while the learners are taking the competency test. The system will direct the learner to this module if he fails the competency test without help. The goal of this module is to improve learners’ problem-solving skills by using scaffolding strategies like hints and worked examples. Detailed information about the system's features will be provided during the session. However, as previously stated, the study's main goal is to figure out how the learners' interaction data in this system corresponds with psycho-educational variables.
The study involved 156 students from three different state universities during the 2020-2021 academic year, 20 of whom were graduate students and 136 undergraduate students. Within the context of the Statistics course, students used the developed MOOC platform for 8 weeks. Learners’ interactions with the system were recorded and analyzed during this period. In addition, the scale developed by Pintrich, Smith, Garcia, and McKeachie (1991) was used to assess students' self-reported motivational beliefs. Within the scope of the study, the data of 90 students who responded to this scale were analyzed. The motivational beliefs dimension of the scale was used in the context of the study, but not the learning strategies dimension. In this context, intrinsic goal orientation, extrinsic goal orientation, task value, control of learning beliefs, self-efficacy for learning and test anxiety were examined.
The main goal of this study is to discover the relationship between student interactions and motivational beliefs in the online environment. Test anxiety and intrinsic goal orientation were found to have an impact on the success of competence tests as a result of the research. In other words, it has been discovered that learners' curiosity about the system and its contents, combined with their test anxiety, has an impact on their performance in the system. Furthermore, students' level of appreciation for the system's content was found to be related to their belief in control over learning, or in other words, the belief that their own efforts affect their learning outcomes. The duration of the learners' navigation in the system was found to be significantly affected by their task value, which is their perception of the system's importance and benefit, as well as the tasks it contains. According to the findings, while undergraduate and graduate students performed similarly on competency tests, graduate students' task value was significantly higher, while undergraduate students' test anxiety and extrinsic goal orientations were superior to graduate students. In addition to these variables specified in the study, the relationships of motivational beliefs with various variables were also evaluated.
Bu çalışmanın amacı, üretken yapay zeka için Birleşik Teknoloji Kabul ve Kullanım Teorisi (UTAUT) modeline dayanan bir kabul ölçeği geliştirmektir. Ölçek, öğrencilerin üretken yapay zeka uygulamalarını kabulünü incelemek için tasarlanmıştır. Bu araç, öğrencilerin üretken yapay zeka uygulamalarına yönelik kabul düzeylerini değerlendirmektedir. Ölçek geliştirme çalışması, 2022-2023 akademik yılı boyunca ChatGPT gibi üretken üretken yapay zeka araçlarını kullanan çeşitli fakültelerden 627 üniversite öğrencisini kapsayan üç aşamada gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin görünüş ve kapsam geçerliliğini değerlendirmek için alanda uzman profesyonellerden görüş alınmıştır. İlk örneklem grubuna (n = 338) altta yatan faktörleri keşfetmek için açımlayıcı faktör analizi (AFA) uygulanırken, sonraki örneklem grubuna (n = 250) faktör yapısının doğrulanması için doğrulayıcı faktör analizi (DFA) uygulanmıştır. Daha sonra, AFA sonucunda 20 maddeden oluşan dört faktörün toplam varyansın %78.349'unu açıkladığı görülmüştür. DFA sonuçları, ölçeğin 20 madde ve dört faktörden (performans beklentisi, çaba beklentisi, kolaylaştırıcı koşullar ve sosyal etki) oluşan yapısının elde edilen verilerle uyumlu olduğunu doğrulamıştır. Güvenilirlik analizi Cronbach alfa katsayısını 0.97, test-tekrar test yöntemi ise 0.95'lik bir güvenilirlik katsayısı ortaya koymuştur. Maddelerin ayırt edici gücünü değerlendirmek için, katılımcıların alt %27'si ile üst %27'si arasında karşılaştırmalı bir analiz yapılmış ve ardından düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları hesaplanmıştır. Sonuçlar, üretici yapay zeka kabul ölçeğinin geçerlik ve güvenilirliğinin yüksek olduğunu ve böylece sağlam bir ölçüm aracı olarak etkinliğini teyit ettiğini göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Açık ve uzaktan eğitim, uzaktan öğrenme, sınıf yönetimi ve bileşenleri
Anahtar sözcükler: Modelleme, simülasyon, simülasyon, uzamsal düşünme, sezgisel ve olasılığa dayalı düşünme, temsillerle düşünme
MOOCs allow learners from all over the world to specialize in specific subjects and receive certifications, regardless of their location or educational institution. Learners can progress at their own pace without being constrained by a curriculum, use the materials indefinitely, study independently of time and location, and constantly test themselves in such environments. Moreover, learners can experience all of these for little or no charge. Learners, on the other hand, leave a massive amount of data in these environments.The field of learning analytics is concerned with intervening in the learning process based on these data. Two main information sources are frequently considered for data-driven interventions. One of these sources is previous learning experiences. In other words, it's the information from learners who have experienced similar learning conditions before. The literature is another source of data that can be used to develop instructional interventions. The design principles proposed in the literature can serve as the basis for instructional interventions. At this point, this study will provide empirical findings for the community of education who will evaluate the literature as a data source.
This research also aims to introduce the MOOC platform developed by the authors using HTML, PHP, JavaScript, and MySQL. Learners can select content types based on their preferences in the developed system. In addition to video lectures, the system offers textual presentations, e-books, infographics, and alternative videos as instructional sources. Learners can utilize descriptive analytics to see their current situation, as well as predictive analytics to evaluate their next learning experience. Learners' entire interaction data are stored, and the system presents the required information via learning analytics dashboard. To do this, the system employs both classification and clustering algorithms in this process. The system also functions as an intelligent tutoring system while the learners are taking the competency test. The system will direct the learner to this module if he fails the competency test without help. The goal of this module is to improve learners’ problem-solving skills by using scaffolding strategies like hints and worked examples. Detailed information about the system's features will be provided during the session. However, as previously stated, the study's main goal is to figure out how the learners' interaction data in this system corresponds with psycho-educational variables.
The study involved 156 students from three different state universities during the 2020-2021 academic year, 20 of whom were graduate students and 136 undergraduate students. Within the context of the Statistics course, students used the developed MOOC platform for 8 weeks. Learners’ interactions with the system were recorded and analyzed during this period. In addition, the scale developed by Pintrich, Smith, Garcia, and McKeachie (1991) was used to assess students' self-reported motivational beliefs. Within the scope of the study, the data of 90 students who responded to this scale were analyzed. The motivational beliefs dimension of the scale was used in the context of the study, but not the learning strategies dimension. In this context, intrinsic goal orientation, extrinsic goal orientation, task value, control of learning beliefs, self-efficacy for learning and test anxiety were examined.
The main goal of this study is to discover the relationship between student interactions and motivational beliefs in the online environment. Test anxiety and intrinsic goal orientation were found to have an impact on the success of competence tests as a result of the research. In other words, it has been discovered that learners' curiosity about the system and its contents, combined with their test anxiety, has an impact on their performance in the system. Furthermore, students' level of appreciation for the system's content was found to be related to their belief in control over learning, or in other words, the belief that their own efforts affect their learning outcomes. The duration of the learners' navigation in the system was found to be significantly affected by their task value, which is their perception of the system's importance and benefit, as well as the tasks it contains. According to the findings, while undergraduate and graduate students performed similarly on competency tests, graduate students' task value was significantly higher, while undergraduate students' test anxiety and extrinsic goal orientations were superior to graduate students. In addition to these variables specified in the study, the relationships of motivational beliefs with various variables were also evaluated.