İstihbarat Çalışmaları ve Araştırmaları Dergisi-İÇAD, 2024
PYD/YPG terör örgütü, sözde Rojava adını verdiği Kuzey ve Doğu Suriye'de bir terör devletçiği kur... more PYD/YPG terör örgütü, sözde Rojava adını verdiği Kuzey ve Doğu Suriye'de bir terör devletçiği kurma çabasını sürdürmektedir. Bilhassa savunma ve asayiş alanlarında devletçiğin belirli bir yol aldığı analiz edilmektedir. Fakat PYD/YPG terör örgütünün kültür ve sanat alanında gerçekleştirdiği faaliyetler, Türk akademisinde henüz araştırılmamıştır. Terör örgütünün, devletçiğin kurulması ve sürdürülmesinde etkili olabilecek iç ve dış propaganda, tarih yazıcılığı, kimlik ve kültür inşası gibi faaliyetlere önem verdiği görülmektedir. Terör örgütünün 2015 yılında bölgede kurduğu Rojava Film Komünü (Komîna Fîlm a Rojava - KFR), şimdiye kadar çok sayıda kısa film ve belgesel, uzun metrajlı filmler ve iki televizyon dizisi çekmiştir. Görsel ve işitsel anlatılar PYD/YPG’nin anlam dünyasını ve gelecek tasavvurunu yorumlamada ikincil kaynak antropolojik istihbarat üretme fırsatı sunmaktadır. Antropolojik istihbarat antropolojik metotlar ve kavramlar rehberliğinde sosyo-kültürel alanda bilgi üreten bir istihbarat toplama disiplinidir. Antropoloajik istihbarat saha araştırmaları gibi birincil kaynaklar yanında, roman, öykü, film gibi ikincil kaynaklar üzerinden de yorumsamacı biçimde yapılabilecektir. Bu çalışmada KFR’nin 4 uzun metraj kurgu filmi antropolojik istihbaratın bakış açısından, nitel içerik analizi yöntemiyle ele alınmıştır. PYD/YPG terör örgütünün Kuzey ve Doğu Suriye’deki hedef devletçiği için anlatı, tarih yazıcılığı ve kimlik inşası imkân ve kabiliyetleri yorumlanmıştır. Çalışmada terör örgütünün sosyo-kültürel anlamda Suriye’de devlet kurma ve sürdürebilme kabiliyetinin olmadığı, filmlerin esas olarak Türkiye’ye karşı bir sözde intikam anlatısı inşa ettiği öne sürülmektedir.
Bu bilimsel soruşturma, yapay zekâ ve felsefeyi inceleyen dokuz akademisyenin görüşlerini bir ara... more Bu bilimsel soruşturma, yapay zekâ ve felsefeyi inceleyen dokuz akademisyenin görüşlerini bir araya getiriyor. Bu akademisyenler, felsefe, bilgisayar bilimi, yapay zekâ, etik ve iletişim gibi çeşitli disiplinlerden geliyorlar. Soruşturmada, yapay zekânın felsefi temelleri, toplumsal boyutları, etik sorunları ve geleceği hakkında farklı bakış açıları sunulmaktadır. Soruşturmanın amacı, yapay zekânın hem teorik hem de pratik yönlerini ele alarak, bu alanda yeni ufuklar açmak ve okuyucuları derinlemesine düşünmeye teşvik etmektir. Kesin olan şudur ki, yapay zekâ teknolojilerinin faydaları, riskleri ve geleceği hakkında bilinçli kararlar vermek için, felsefenin rehberliğine ihtiyacımız var.
10. Uluslararası İletişim Günleri, Dijital Kapitalizm ve İletişim Sempozyumu, 2023
Kapitalizmin en büyük gücü, eleştirel olanlar dahil, tüm fikirleri metalaştırabilmesi ve muhalif ... more Kapitalizmin en büyük gücü, eleştirel olanlar dahil, tüm fikirleri metalaştırabilmesi ve muhalif olanlar dahil, bütün aktivizmleri endüstrileştirebilmesidir. ‘Hakikat Ötesi Çağ’ın yalan haber ve dezenformasyonla mücadele “kahramanları” Doğrulama Platformları da “tarafsızlık, bağımsızlık ve şeffaflık” ilkelerine rağmen metalaşma ve endüstrileşme sürecinden geçmektedir. Türk sivil toplumu ve akademisinde büyük ölçüde kutsanmaya devam eden söz konusu platformlara yabancı akademi ve bilhassa Batılı gazetecilerin eleştirel değerlendirmelerinde son yıllarda artış görülmektedir. Eleştirilerin bir yanında, doğrulama metodolojilerinin sınırlarına dikkat çekilirken, ele alınan yalan haberlerin taraflı ve partizanca seçildiği, analiz sonuçlarındaki “doğru – yanlış” ikiliklerinin “gri” noktaları dışladığı, inanç yankılarına engel olunamadığı ve dahası haberciliğin bütününe yönelik güvensizliği artırdığı yer almaktadır. Doğrulama Platformları’na ilişkin eleştirel bakışın diğer tarafında ise özellikle sosyal medya şirketleriyle girdikleri akçeli iş birlikleri bulunmaktadır ki Meta, TikTok gibi “şirketlerin kurduğu Hakikat Bakanlığı’nın kiralık polislerine dönüştükleri” ifade edilebilmektedir. Bu çalışmanın problemi Türkiye’nin en bilinen Doğrulama Platformu Teyit.org’u, “işe yarayıp yaramama” veya “fonlanıyor olma” dışında farklı bir boyutuyla, kültürel dönüşüm açısından ele almaktır. Bu çerçevede Teyit.org internet sitesinde yayınlanmış, kurucularının “yıldönümü” yazıları ile iki stajyer ve bir çalışanın deneyimlerini paylaştıkları metinler nitel içerik analizi yöntemiyle incelenmiş, “bir hayali olan” aktivizmden “rakamların konuştuğu” profesyonalizme dönüşümün ipuçları yorumlanmıştır.
Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Araştırma Merkezi, 2023
PKK terör örgütünün edebiyat ile ama daha çok roman ile meşguliyetinin sonuçları bir yana, çabası... more PKK terör örgütünün edebiyat ile ama daha çok roman ile meşguliyetinin sonuçları bir yana, çabasının bizzat kendisi dahi trajikomik bir roman olamaz. Terör örgütlerinin propaganda amaçlı edebiyat tutkusu; şiir (ve edebiyata dâhil olmasa da şiirle ilişkili olabilen şarkı), öykü, anı fakat bilhassa roman (belki kurgu sinema) ile imtihanları malumdur, ki bu yönüyle tarihsel ve trajiktir. Lakin bu imtihanların her defasında ucuz propaganda ürünleri ile neticelenmiş olması da bir o kadar biteviye komik ve dahası maskaralıktır. Okuyucunun belirli radikal eylemlere-sosyal, dini ya da politik-katılmasını ve nihayetinde terör örgütlerince devşirilmesini sağlama arzusu tüm terörist propagandaların özüdür ve sanatla her zaman uyuşmasa da propagandist amaç, asıl değeri estetik olan romanlarda sıklıkla kendine yer bulmuştur. Örneğin Charles Dickens'ın Nicholas Nickleby'si (1839) okullardaki kötülüklere; Oliver Twist'i (1838) yoksul evlerinin dehşetine, Kasvetli Ev'i (1853) ise şansölyelik hukukunun suiistimallerine dikkat çekmiştir. Fakat Dickens'ın dehası ve belki romanlarındaki propaganda başarısı canlı anlatımıyla güncel meseleleri aşma yeteneğinde yatar. Charles Dickens'ın 19. yüzyıla dair ifşaatları, özellikle dramalarının, karakterlerinin ve retoriklerinin gücü sayesinde zamandan münezzeh ve tümüyle insani bir geçerlilik kazanır. Fakat Dickens gibi birkaç istisna dışında ama özellikle terör örgütlerinin propaganda romanlarında kurgular gerçekten sıkıcı ve gerçek dışıdır. Çünkü propaganda romanı insanı bir bütün olarak görmez, ona siyasal, etnik veya dini açıdan ve sadece görünüş olarak odaklanır. Oysa romanın en temel özelliği okuyucuyu insanın dokusuna dokunmuş yanlışların ve adaletsizliklerin farkına vardırmasıdır (Burgess, t.y.).
Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Araştırma Merkezi, 2023
Herhalde 2023 yılı haziran ayında gerçekleşen LGBT sözde "onur yürüyüşlerinin" en dikkat çeken sl... more Herhalde 2023 yılı haziran ayında gerçekleşen LGBT sözde "onur yürüyüşlerinin" en dikkat çeken sloganı "Kürdistan vardır, lubunyalar vardır" (!) oldu. Söz konusu bölücü slogan önce 18 Haziran 2023'teki 9. Trans Onur Yürüyüşü'nde duyuldu: "Kürt halkına karşı yapılan soykırımlara, tutuklamalara, gözaltılara, kriminalize etmelere karşı da omuz omuza ve kimi zaman da bacak omuza mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Kürdistan'ın da bizlerin de var olduğunu burada yeniden haykırıyoruz" (akt. Yıldız ve Çaklı, 2023). İkinci olarak 25 Haziran 2023'teki sözde 21. İstanbul Onur Yürüyüşünde tekrarlanan sloganın, basın açıklamasındaki bağlamı şöyleydi: "Faşist ideolojilerinizle derinleştirmeye çalıştığınız ırkçılığı, homofobi ve transfobiyi, korku politikalarıyla biz LGBTİ+'ları alanlardan uzaklaştırma çabalarınızı tanımıyoruz (...). Türkiye ve Kürdistan'daki nefret siyasetinize karşı her nefesimizde tekrar haykırıyoruz: dönüyoruz, buradayız, gitmiyoruz" (akt. Ekici, 2023). "Faşist, ırkçı, sömürgeci" gibi kelimelerin ama en çok "...politikaları" tamlananının (örneğin, savaş politikaları, inkâr ve imha politikaları vb.) PKK terör örgütünün propaganda haznesinden buralara temayüz ettiğini anlayabiliyoruz. Bununla birlikte, sözü geçen sloganın 2022 yılında da lâfzen ve bağlamsal olarak benzer şekilde kullanıldığını hatırlamak gerekir: "2015'ten beri gittikçe ağırlaşan savaş politikalarının ve Kürdistan'da sürdürülen savaş politikalarının karşısında da direniyoruz ve direnmeye devam edeceğiz. Ne Lubunyalar Kürdistan'a, ne de Kürdistan LGBTİ+ hareketine sırt çeviremez" (Kaos GL, 2022). Evet, yine PKK lafı: "savaş politikaları" (!). Öte yandan, aynı sloganın "eşcinseller vardır" şeklindeki sürümünün 2014'e dek geri gittiğini görmek de mümkün (Onatlı, 2014). Yani PKK terör örgütü ile LGBT Hareketi arasındaki "söz kesme" yeni bir vakıa değil.
ICOMS 2022 - Uluslararası İletişim Bilimleri Sempozyumu, 2022
Geleneksel medyanın "eşik bekçiliği"nin yerini sosyal medya ortamlarında haberin tüketicisi ve ay... more Geleneksel medyanın "eşik bekçiliği"nin yerini sosyal medya ortamlarında haberin tüketicisi ve aynı zamanda tarihte görülmemiş kolaylıkta üreticisi olabilen kullanıcılar almıştır. Günümüz "ağ toplumu"nda ise fikrin yerini duygu rejiminin, enformasyonun yerini de yanıltıcı bilginin aldığı bir süreci yaşamaktayız. Yanıltıcı bilginin kolaylıkla yayılabildiği "dezenformasyon çağı"nda yurttaşlık ve dahi demokrasi de yara almaktadır. Ama dezenformasyonla mücadele sadece, demokrasinin değil, uluslararası algı operasyonlarına karşı koymada ulus-devletlerin bağımsızlığı meselesine de dönüşmüştür. Bununla birlikte, dezenformasyona karşı durmada pozitivist ve dar-pratikçi bir anlayışın egemen olduğu uygulamalar öne çıkmaktadır. Doğru enformasyonun hızlı ve yaygın dağıtımının yahut zorunlu medya-okuryazarlığı dersinin çözüm için yeterli olabileceği düşünülmektedir. Duygu yönetimini temel alan yanıltıcı bilgi operasyonlarının öncelikle rasyoneliteyi zayıflattığı ve dahası uzunca süredir kültürü yeniden yapılandırmış olduğu göz ardı edilmektedir. Bu çalışmada farklı bölgelerdeki orman yangınlarına müdahalede Türkiye'yi aciz göstermeye çabalayan ve 1-2 Ağustos 2021'de vuku bulmuş "#HelpTurkey" dezenformasyon vakasının kültüre değen boyutları ele alınmıştır. Söz konusu etiketi başlatan Etkileyicinin (Influencer) olay öncesi ve devamındaki paylaşımlarında içerik analizi yapılmış ve vakaya temel olan kültür yorumlanmıştır. Steril duyarlılık pornografisi, etkileyici ve takipçileri arasındaki duygusal bağ, etkileyiciler arası dayanışma, "global yurttaşlık" algısı, brikolaj değerler ve söylemler gibi dijital kültür unsurları anlaşılmadan dezenformasyonla mücadelenin eksik kalacağı savunulmaktadır.
Terörizm ve Radikalleşme Araştırmaları Dergisi, 2022
Terörizm belirli bir kitleye ya da toplumun geneline bir mesaj ya da söylem iletmek için şiddet k... more Terörizm belirli bir kitleye ya da toplumun geneline bir mesaj ya da söylem iletmek için şiddet kullanımını içermektedir. Terörist gruplar eylemlerini meşrulaştırmak, yeni üyeler kazanmak ve sempatizanlardan destek almak için anlatıları değerlendirmektedirler. Anlatılar terör örgütleri için güçlü araçlardır, çünkü insanların dünya hakkındaki inançlarını ve algılarını şekillendirmeye yardımcı olabilmekte, öngördükleri sözde daha büyük bir amaç veya ideoloji adına şiddet eylemlerini haklı çıkarmak için kullanılabilmektedirler. Terörist örgütler mağduriyet, baskı veya adaletsizlik hissine hitap eden anlatılar geliştirmekte ve bu anlatılar marjinalleştirilmiş veya haklarından mahrum bırakılmış hisseden bireyleri örgüte katmakta işlevsel olabilmektedirler. Bu çalışmada bölücü terör örgütü PKK’nın (Partiya Karkeran Kurdistan - Kürdistan İşçi Partisi), Pençe-Kilit Operasyonu sürecinde büyük kayıplar verdiği döneme denk düşen 2022 yılı Aralık ayında, Avrupa yayını Yeni Özgür Politika gazetesinde yayınladığı ölen terörist hikayeleri, Anlatı Araştırmaları’nın birikimlerinden faydalanarak, çoklu içerik analizi yöntemleriyle incelenmiştir. Hikayeler diyalojik - performatif, yapısal, tematik ve referans analizlerine tabi tutulmuş, PKK’nın anlatılarında vücud bulan anlam dünyası yorumlanmıştır. Terörist anlatıların yorumlanmasının, PKK örneğinde, terörist örgütün “kültürel alet çantası”nı anlamaya önemli katkı sunacağı savunulmaktadır.
İstihbarat Çalışmaları ve Araştırmaları Dergisi-İÇAD, 2024
PYD/YPG terör örgütü, sözde Rojava adını verdiği Kuzey ve Doğu Suriye'de bir terör devletçiği kur... more PYD/YPG terör örgütü, sözde Rojava adını verdiği Kuzey ve Doğu Suriye'de bir terör devletçiği kurma çabasını sürdürmektedir. Bilhassa savunma ve asayiş alanlarında devletçiğin belirli bir yol aldığı analiz edilmektedir. Fakat PYD/YPG terör örgütünün kültür ve sanat alanında gerçekleştirdiği faaliyetler, Türk akademisinde henüz araştırılmamıştır. Terör örgütünün, devletçiğin kurulması ve sürdürülmesinde etkili olabilecek iç ve dış propaganda, tarih yazıcılığı, kimlik ve kültür inşası gibi faaliyetlere önem verdiği görülmektedir. Terör örgütünün 2015 yılında bölgede kurduğu Rojava Film Komünü (Komîna Fîlm a Rojava - KFR), şimdiye kadar çok sayıda kısa film ve belgesel, uzun metrajlı filmler ve iki televizyon dizisi çekmiştir. Görsel ve işitsel anlatılar PYD/YPG’nin anlam dünyasını ve gelecek tasavvurunu yorumlamada ikincil kaynak antropolojik istihbarat üretme fırsatı sunmaktadır. Antropolojik istihbarat antropolojik metotlar ve kavramlar rehberliğinde sosyo-kültürel alanda bilgi üreten bir istihbarat toplama disiplinidir. Antropoloajik istihbarat saha araştırmaları gibi birincil kaynaklar yanında, roman, öykü, film gibi ikincil kaynaklar üzerinden de yorumsamacı biçimde yapılabilecektir. Bu çalışmada KFR’nin 4 uzun metraj kurgu filmi antropolojik istihbaratın bakış açısından, nitel içerik analizi yöntemiyle ele alınmıştır. PYD/YPG terör örgütünün Kuzey ve Doğu Suriye’deki hedef devletçiği için anlatı, tarih yazıcılığı ve kimlik inşası imkân ve kabiliyetleri yorumlanmıştır. Çalışmada terör örgütünün sosyo-kültürel anlamda Suriye’de devlet kurma ve sürdürebilme kabiliyetinin olmadığı, filmlerin esas olarak Türkiye’ye karşı bir sözde intikam anlatısı inşa ettiği öne sürülmektedir.
Bu bilimsel soruşturma, yapay zekâ ve felsefeyi inceleyen dokuz akademisyenin görüşlerini bir ara... more Bu bilimsel soruşturma, yapay zekâ ve felsefeyi inceleyen dokuz akademisyenin görüşlerini bir araya getiriyor. Bu akademisyenler, felsefe, bilgisayar bilimi, yapay zekâ, etik ve iletişim gibi çeşitli disiplinlerden geliyorlar. Soruşturmada, yapay zekânın felsefi temelleri, toplumsal boyutları, etik sorunları ve geleceği hakkında farklı bakış açıları sunulmaktadır. Soruşturmanın amacı, yapay zekânın hem teorik hem de pratik yönlerini ele alarak, bu alanda yeni ufuklar açmak ve okuyucuları derinlemesine düşünmeye teşvik etmektir. Kesin olan şudur ki, yapay zekâ teknolojilerinin faydaları, riskleri ve geleceği hakkında bilinçli kararlar vermek için, felsefenin rehberliğine ihtiyacımız var.
10. Uluslararası İletişim Günleri, Dijital Kapitalizm ve İletişim Sempozyumu, 2023
Kapitalizmin en büyük gücü, eleştirel olanlar dahil, tüm fikirleri metalaştırabilmesi ve muhalif ... more Kapitalizmin en büyük gücü, eleştirel olanlar dahil, tüm fikirleri metalaştırabilmesi ve muhalif olanlar dahil, bütün aktivizmleri endüstrileştirebilmesidir. ‘Hakikat Ötesi Çağ’ın yalan haber ve dezenformasyonla mücadele “kahramanları” Doğrulama Platformları da “tarafsızlık, bağımsızlık ve şeffaflık” ilkelerine rağmen metalaşma ve endüstrileşme sürecinden geçmektedir. Türk sivil toplumu ve akademisinde büyük ölçüde kutsanmaya devam eden söz konusu platformlara yabancı akademi ve bilhassa Batılı gazetecilerin eleştirel değerlendirmelerinde son yıllarda artış görülmektedir. Eleştirilerin bir yanında, doğrulama metodolojilerinin sınırlarına dikkat çekilirken, ele alınan yalan haberlerin taraflı ve partizanca seçildiği, analiz sonuçlarındaki “doğru – yanlış” ikiliklerinin “gri” noktaları dışladığı, inanç yankılarına engel olunamadığı ve dahası haberciliğin bütününe yönelik güvensizliği artırdığı yer almaktadır. Doğrulama Platformları’na ilişkin eleştirel bakışın diğer tarafında ise özellikle sosyal medya şirketleriyle girdikleri akçeli iş birlikleri bulunmaktadır ki Meta, TikTok gibi “şirketlerin kurduğu Hakikat Bakanlığı’nın kiralık polislerine dönüştükleri” ifade edilebilmektedir. Bu çalışmanın problemi Türkiye’nin en bilinen Doğrulama Platformu Teyit.org’u, “işe yarayıp yaramama” veya “fonlanıyor olma” dışında farklı bir boyutuyla, kültürel dönüşüm açısından ele almaktır. Bu çerçevede Teyit.org internet sitesinde yayınlanmış, kurucularının “yıldönümü” yazıları ile iki stajyer ve bir çalışanın deneyimlerini paylaştıkları metinler nitel içerik analizi yöntemiyle incelenmiş, “bir hayali olan” aktivizmden “rakamların konuştuğu” profesyonalizme dönüşümün ipuçları yorumlanmıştır.
Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Araştırma Merkezi, 2023
PKK terör örgütünün edebiyat ile ama daha çok roman ile meşguliyetinin sonuçları bir yana, çabası... more PKK terör örgütünün edebiyat ile ama daha çok roman ile meşguliyetinin sonuçları bir yana, çabasının bizzat kendisi dahi trajikomik bir roman olamaz. Terör örgütlerinin propaganda amaçlı edebiyat tutkusu; şiir (ve edebiyata dâhil olmasa da şiirle ilişkili olabilen şarkı), öykü, anı fakat bilhassa roman (belki kurgu sinema) ile imtihanları malumdur, ki bu yönüyle tarihsel ve trajiktir. Lakin bu imtihanların her defasında ucuz propaganda ürünleri ile neticelenmiş olması da bir o kadar biteviye komik ve dahası maskaralıktır. Okuyucunun belirli radikal eylemlere-sosyal, dini ya da politik-katılmasını ve nihayetinde terör örgütlerince devşirilmesini sağlama arzusu tüm terörist propagandaların özüdür ve sanatla her zaman uyuşmasa da propagandist amaç, asıl değeri estetik olan romanlarda sıklıkla kendine yer bulmuştur. Örneğin Charles Dickens'ın Nicholas Nickleby'si (1839) okullardaki kötülüklere; Oliver Twist'i (1838) yoksul evlerinin dehşetine, Kasvetli Ev'i (1853) ise şansölyelik hukukunun suiistimallerine dikkat çekmiştir. Fakat Dickens'ın dehası ve belki romanlarındaki propaganda başarısı canlı anlatımıyla güncel meseleleri aşma yeteneğinde yatar. Charles Dickens'ın 19. yüzyıla dair ifşaatları, özellikle dramalarının, karakterlerinin ve retoriklerinin gücü sayesinde zamandan münezzeh ve tümüyle insani bir geçerlilik kazanır. Fakat Dickens gibi birkaç istisna dışında ama özellikle terör örgütlerinin propaganda romanlarında kurgular gerçekten sıkıcı ve gerçek dışıdır. Çünkü propaganda romanı insanı bir bütün olarak görmez, ona siyasal, etnik veya dini açıdan ve sadece görünüş olarak odaklanır. Oysa romanın en temel özelliği okuyucuyu insanın dokusuna dokunmuş yanlışların ve adaletsizliklerin farkına vardırmasıdır (Burgess, t.y.).
Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Araştırma Merkezi, 2023
Herhalde 2023 yılı haziran ayında gerçekleşen LGBT sözde "onur yürüyüşlerinin" en dikkat çeken sl... more Herhalde 2023 yılı haziran ayında gerçekleşen LGBT sözde "onur yürüyüşlerinin" en dikkat çeken sloganı "Kürdistan vardır, lubunyalar vardır" (!) oldu. Söz konusu bölücü slogan önce 18 Haziran 2023'teki 9. Trans Onur Yürüyüşü'nde duyuldu: "Kürt halkına karşı yapılan soykırımlara, tutuklamalara, gözaltılara, kriminalize etmelere karşı da omuz omuza ve kimi zaman da bacak omuza mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Kürdistan'ın da bizlerin de var olduğunu burada yeniden haykırıyoruz" (akt. Yıldız ve Çaklı, 2023). İkinci olarak 25 Haziran 2023'teki sözde 21. İstanbul Onur Yürüyüşünde tekrarlanan sloganın, basın açıklamasındaki bağlamı şöyleydi: "Faşist ideolojilerinizle derinleştirmeye çalıştığınız ırkçılığı, homofobi ve transfobiyi, korku politikalarıyla biz LGBTİ+'ları alanlardan uzaklaştırma çabalarınızı tanımıyoruz (...). Türkiye ve Kürdistan'daki nefret siyasetinize karşı her nefesimizde tekrar haykırıyoruz: dönüyoruz, buradayız, gitmiyoruz" (akt. Ekici, 2023). "Faşist, ırkçı, sömürgeci" gibi kelimelerin ama en çok "...politikaları" tamlananının (örneğin, savaş politikaları, inkâr ve imha politikaları vb.) PKK terör örgütünün propaganda haznesinden buralara temayüz ettiğini anlayabiliyoruz. Bununla birlikte, sözü geçen sloganın 2022 yılında da lâfzen ve bağlamsal olarak benzer şekilde kullanıldığını hatırlamak gerekir: "2015'ten beri gittikçe ağırlaşan savaş politikalarının ve Kürdistan'da sürdürülen savaş politikalarının karşısında da direniyoruz ve direnmeye devam edeceğiz. Ne Lubunyalar Kürdistan'a, ne de Kürdistan LGBTİ+ hareketine sırt çeviremez" (Kaos GL, 2022). Evet, yine PKK lafı: "savaş politikaları" (!). Öte yandan, aynı sloganın "eşcinseller vardır" şeklindeki sürümünün 2014'e dek geri gittiğini görmek de mümkün (Onatlı, 2014). Yani PKK terör örgütü ile LGBT Hareketi arasındaki "söz kesme" yeni bir vakıa değil.
ICOMS 2022 - Uluslararası İletişim Bilimleri Sempozyumu, 2022
Geleneksel medyanın "eşik bekçiliği"nin yerini sosyal medya ortamlarında haberin tüketicisi ve ay... more Geleneksel medyanın "eşik bekçiliği"nin yerini sosyal medya ortamlarında haberin tüketicisi ve aynı zamanda tarihte görülmemiş kolaylıkta üreticisi olabilen kullanıcılar almıştır. Günümüz "ağ toplumu"nda ise fikrin yerini duygu rejiminin, enformasyonun yerini de yanıltıcı bilginin aldığı bir süreci yaşamaktayız. Yanıltıcı bilginin kolaylıkla yayılabildiği "dezenformasyon çağı"nda yurttaşlık ve dahi demokrasi de yara almaktadır. Ama dezenformasyonla mücadele sadece, demokrasinin değil, uluslararası algı operasyonlarına karşı koymada ulus-devletlerin bağımsızlığı meselesine de dönüşmüştür. Bununla birlikte, dezenformasyona karşı durmada pozitivist ve dar-pratikçi bir anlayışın egemen olduğu uygulamalar öne çıkmaktadır. Doğru enformasyonun hızlı ve yaygın dağıtımının yahut zorunlu medya-okuryazarlığı dersinin çözüm için yeterli olabileceği düşünülmektedir. Duygu yönetimini temel alan yanıltıcı bilgi operasyonlarının öncelikle rasyoneliteyi zayıflattığı ve dahası uzunca süredir kültürü yeniden yapılandırmış olduğu göz ardı edilmektedir. Bu çalışmada farklı bölgelerdeki orman yangınlarına müdahalede Türkiye'yi aciz göstermeye çabalayan ve 1-2 Ağustos 2021'de vuku bulmuş "#HelpTurkey" dezenformasyon vakasının kültüre değen boyutları ele alınmıştır. Söz konusu etiketi başlatan Etkileyicinin (Influencer) olay öncesi ve devamındaki paylaşımlarında içerik analizi yapılmış ve vakaya temel olan kültür yorumlanmıştır. Steril duyarlılık pornografisi, etkileyici ve takipçileri arasındaki duygusal bağ, etkileyiciler arası dayanışma, "global yurttaşlık" algısı, brikolaj değerler ve söylemler gibi dijital kültür unsurları anlaşılmadan dezenformasyonla mücadelenin eksik kalacağı savunulmaktadır.
Terörizm ve Radikalleşme Araştırmaları Dergisi, 2022
Terörizm belirli bir kitleye ya da toplumun geneline bir mesaj ya da söylem iletmek için şiddet k... more Terörizm belirli bir kitleye ya da toplumun geneline bir mesaj ya da söylem iletmek için şiddet kullanımını içermektedir. Terörist gruplar eylemlerini meşrulaştırmak, yeni üyeler kazanmak ve sempatizanlardan destek almak için anlatıları değerlendirmektedirler. Anlatılar terör örgütleri için güçlü araçlardır, çünkü insanların dünya hakkındaki inançlarını ve algılarını şekillendirmeye yardımcı olabilmekte, öngördükleri sözde daha büyük bir amaç veya ideoloji adına şiddet eylemlerini haklı çıkarmak için kullanılabilmektedirler. Terörist örgütler mağduriyet, baskı veya adaletsizlik hissine hitap eden anlatılar geliştirmekte ve bu anlatılar marjinalleştirilmiş veya haklarından mahrum bırakılmış hisseden bireyleri örgüte katmakta işlevsel olabilmektedirler. Bu çalışmada bölücü terör örgütü PKK’nın (Partiya Karkeran Kurdistan - Kürdistan İşçi Partisi), Pençe-Kilit Operasyonu sürecinde büyük kayıplar verdiği döneme denk düşen 2022 yılı Aralık ayında, Avrupa yayını Yeni Özgür Politika gazetesinde yayınladığı ölen terörist hikayeleri, Anlatı Araştırmaları’nın birikimlerinden faydalanarak, çoklu içerik analizi yöntemleriyle incelenmiştir. Hikayeler diyalojik - performatif, yapısal, tematik ve referans analizlerine tabi tutulmuş, PKK’nın anlatılarında vücud bulan anlam dünyası yorumlanmıştır. Terörist anlatıların yorumlanmasının, PKK örneğinde, terörist örgütün “kültürel alet çantası”nı anlamaya önemli katkı sunacağı savunulmaktadır.
Uploads
Papers by Zafer YILMAZ
örgütünün, devletçiğin kurulması ve sürdürülmesinde etkili olabilecek iç ve dış propaganda, tarih yazıcılığı, kimlik ve kültür inşası gibi faaliyetlere önem verdiği görülmektedir. Terör örgütünün 2015 yılında bölgede kurduğu Rojava Film Komünü (Komîna Fîlm a Rojava - KFR), şimdiye kadar çok sayıda kısa film ve belgesel, uzun metrajlı filmler ve iki televizyon
dizisi çekmiştir. Görsel ve işitsel anlatılar PYD/YPG’nin anlam dünyasını ve gelecek tasavvurunu yorumlamada ikincil kaynak antropolojik istihbarat üretme fırsatı sunmaktadır. Antropolojik istihbarat antropolojik metotlar ve kavramlar rehberliğinde sosyo-kültürel alanda bilgi üreten bir istihbarat toplama disiplinidir. Antropoloajik istihbarat saha araştırmaları gibi
birincil kaynaklar yanında, roman, öykü, film gibi ikincil kaynaklar üzerinden de yorumsamacı biçimde yapılabilecektir. Bu çalışmada KFR’nin 4 uzun metraj kurgu filmi antropolojik istihbaratın bakış açısından, nitel içerik analizi yöntemiyle ele alınmıştır. PYD/YPG terör örgütünün Kuzey ve Doğu Suriye’deki hedef devletçiği için anlatı, tarih yazıcılığı ve kimlik inşası imkân ve kabiliyetleri yorumlanmıştır. Çalışmada terör örgütünün
sosyo-kültürel anlamda Suriye’de devlet kurma ve sürdürebilme kabiliyetinin olmadığı, filmlerin esas olarak Türkiye’ye karşı bir sözde intikam anlatısı inşa ettiği öne sürülmektedir.
örgütünün, devletçiğin kurulması ve sürdürülmesinde etkili olabilecek iç ve dış propaganda, tarih yazıcılığı, kimlik ve kültür inşası gibi faaliyetlere önem verdiği görülmektedir. Terör örgütünün 2015 yılında bölgede kurduğu Rojava Film Komünü (Komîna Fîlm a Rojava - KFR), şimdiye kadar çok sayıda kısa film ve belgesel, uzun metrajlı filmler ve iki televizyon
dizisi çekmiştir. Görsel ve işitsel anlatılar PYD/YPG’nin anlam dünyasını ve gelecek tasavvurunu yorumlamada ikincil kaynak antropolojik istihbarat üretme fırsatı sunmaktadır. Antropolojik istihbarat antropolojik metotlar ve kavramlar rehberliğinde sosyo-kültürel alanda bilgi üreten bir istihbarat toplama disiplinidir. Antropoloajik istihbarat saha araştırmaları gibi
birincil kaynaklar yanında, roman, öykü, film gibi ikincil kaynaklar üzerinden de yorumsamacı biçimde yapılabilecektir. Bu çalışmada KFR’nin 4 uzun metraj kurgu filmi antropolojik istihbaratın bakış açısından, nitel içerik analizi yöntemiyle ele alınmıştır. PYD/YPG terör örgütünün Kuzey ve Doğu Suriye’deki hedef devletçiği için anlatı, tarih yazıcılığı ve kimlik inşası imkân ve kabiliyetleri yorumlanmıştır. Çalışmada terör örgütünün
sosyo-kültürel anlamda Suriye’de devlet kurma ve sürdürebilme kabiliyetinin olmadığı, filmlerin esas olarak Türkiye’ye karşı bir sözde intikam anlatısı inşa ettiği öne sürülmektedir.