İsrailli sosyolog, iletişimci ve kültür kuramcısı (d. 1961). Fas'ta doğdu, Fransa'da büyüdü. Pari... more İsrailli sosyolog, iletişimci ve kültür kuramcısı (d. 1961). Fas'ta doğdu, Fransa'da büyüdü. Paris'teki Nanterre Üniversitesi'nd e sosyoloji ve edebiyat alanlarında lisans eğitimi aldı. Kudüs İbrani Üniversitesi'nde iletişim alanında yüksek lisans derecesi, ABD'deki Pensilvanya Üniversitesi'nde ise iletişim ve kültür çalışmaları alanında doktora derecesi aldı. Çağdaş toplumlarda toplumsal hayatta ve bireylerin duygusal yaşamlarında kapitalizmin etkisine, duyguların metalaştırılmasına, kişisel gelişim sanayisi ile ruh sağlığı arasındaki ilişkilere odaklanan ufuk açıcı çalışmalarıyla önde gelen kültür sosyologlarından ve kuramcılarından biri olan Illouz, Kudüs İbrani Üniversitesi'nde sosyoloji profesörüdür.
antropolog ve arkeolog (1948-2017). Kaliforniya eyaletinin Cupertino şehrinde doğdu. San José Dev... more antropolog ve arkeolog (1948-2017). Kaliforniya eyaletinin Cupertino şehrinde doğdu. San José Devlet Üniversitesi'nde antropoloji alanında lisans eğitimi aldı (1970). Oxford Üniversitesi'nde arkeoloji alanında doktora derecesi almaya hak kazandı (1977). Paleolitik ve deneysel arkeoloji alanlarına yaptığı katkılar ve ilkel toplumlar ile uygar toplumlar arasında yapılagelen beylik ayrıma yönelttiği ve alanda son derece etkili olmuş eleştirileriyle tanınan Keeley, hominidlerin davranışlarının yeniden inşa edilmesi ve taş aletlerin sınıflandırılması alanlarında mikro aşınma analizinin öncülerinden biridir. Başlıca eserleri: Experimental Determination of Stone Tool Uses: A Microwear Analysis (1980).
Üniversitesi'nde Fransız edebiyatı alanında doktorasını tamamlıyor. Bayan Jackson'ın araştırma al... more Üniversitesi'nde Fransız edebiyatı alanında doktorasını tamamlıyor. Bayan Jackson'ın araştırma alanları, tıbbi ve felsefi söylemlerde bedenin temsili de dâhil olmak üzere, esas olarak 18. yüzyıl düşüncesinde bulunmaktadır. Alaın Juranvılle, tanınmış bir Fransız filozoftur. Felsefe üzerine çok sayıda yayın yapmıştır. Lacan et La philosophie (1984) ve Physique de Nietzsche (1973), en önemli iki çalışmasıdır. Şimdilerde I. Rennes Üniversitesi'nde felsefe öğretmektedir. Phılıppe van Haute, Leuven, Strasbourg ve Paris'te felsefe okudu. Doktora derecesini Leuven Üniversitesi'nde Heidegger ve Kojève'nin Jacques Lacan'ın çalışmaları üzerindeki etkisi üzerine yaptığı bir tez ile aldı. Philosophy and Psychiatry. The Imaginary and the Symbolic in the Work of Jacques Lacan (Peeters, Leuven, 1990) adlı çalışmasıyla Felsefe ve Psikiyatri Vakfı'nın (Hollanda) verdiği ilk Van Helsdingen ödülüne layık görüldü. Felsefe ve psikanaliz arasındaki ilişki ile siyaset felsefesi üzerine geniş kapsamlı yayınları bulunmaktadır. Belçika Psikanaliz Okulu üyesidir. 1994'ten beri Nijmegen Üniversitesi'nde (Hollanda) felsefi antropoloji profesörü olarak görev yapmaktadır. Denıse Merkle, Universite de Moncton'da (Kanada) İngilizce çeviri ve terminoloji dersleri vermektedir. Doktorasını Queen's University'de (Kanada) Fransızca çalışmaları (Flaubert ve Zola'nın seçkin romanlarının Victoria çevirileri) alanında tamamlamaktadır. Rudı Vısker, Belçika Bilimsel Araştırma Fonu'nun kıdemli araştırmacısıdır. Leuven Katolik Üniversitesi Felsefe Enstitüsü'nde fenomenoloji ve çağdaş felsefe dersleri vermektedir. Michel Foucault: Geneology as Critique (Verso, 1995) adlı kitabın yazarıdır ve Çağdaş Kıta Felsefesi üzerine geniş kapsamlı yazılar kaleme almıştır.
Bu kitabın yayın hakkı PHOENİX YAYINEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni al... more Bu kitabın yayın hakkı PHOENİX YAYINEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni alınmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Bu kitabın yayın hakkı PHOENİX YAYINEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni al... more Bu kitabın yayın hakkı PHOENİX YAYINEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni alınmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Bu çalışmanın temel amacı, Heidegger’in Hegel felsefesine yönelttiği eleştirileri ayrıntılı bir b... more Bu çalışmanın temel amacı, Heidegger’in Hegel felsefesine yönelttiği eleştirileri ayrıntılı bir biçimde incelemektir. Hegel’in seleflerinden ve çağdaşlarından aldığı felsefi miras ve bu mirasa yönelttiği eleştiriler, kendi metafiziğinin ve toplum felsefesinin oluşumunda çok önemli bir role sahiptir. Bu mirasın eleştirisi ve ulaştığı sonuçların geçerli olup olmadığı ise, kayda değer bir sorundur. Ne var ki, Heidegger’in Hegel’e dönük eleştirileri, bu gelişim çizgisini pek dikkate almamıştır. Bu eleştirilerin başlıca amacı, Hegelci metafiziğin temel kavramlarını (Tin, Mutlak vb.) yapısöküme uğratmaktır. Heidegger’e göre, Hegel’in felsefesi, Batı metafiziği geleneğinin en gelişmiş ve en kapsamlı girişimlerinden biri olsa da, bu geleneğin makûs talihini paylaşır ve Varlık sorusunun anlamından giderek uzaklaşır. Ancak daha yakından bakıldığı zaman, Hegel felsefesi için Varlık sorusunun herhangi bir felsefi içerime sahip olmadığı rahatlıkla görülebilir. Heidegger’in başat hedefi, Hegelci metafiziğin kavramsal örüntüsünü kendi felsefi terminolojisine tercüme etmektir. Hal böyle olunca da, özne ile nesnenin birbirinden ayrılması, toplumsal mücadelelerin ve sınıfların biçimlenişi, yabancılaşma ve otoritenin kurumsallaşması gibi bir hayli can alıcı sorunlar bir anda ort adan kalkmaktadır. Heidegger’in temel çabası, modern felsefelere damga vurmuş özne-nesne ikiliğini aşmak ve bunun yerine Dasein ’ın dünyadaki varoluşuna dair analizini geçirmektir. Fakat bu çalışmada, Heidegger ve Hegel felsefeleri mukayese edilmemiştir. Aksine Heidegger’in Hegel’e yönelttiği eleştiriler bu çalışmanın kapsamını meydana getirmektedir.
Marksizmin kurucu ataları ve onları takip eden ikinci ve üçüncü nesil kuşaktan filozoflar, değişe... more Marksizmin kurucu ataları ve onları takip eden ikinci ve üçüncü nesil kuşaktan filozoflar, değişen dünyanın bilgisini ele geçirmek söz konusu olduğunda, materyalist diyalektiğin anahtar rolünü belirtmekten hiçbir biçimde geri durmamışlardır. Bu tavrın arkasında yatan gerekçe artık klasikleşmiştir: Marksist diyalektik yapısı itibariyle devrimcidir.
Öz
Karl Popper’ın ünlü kitabı Açık Toplum ve Düşmanları, Sovyetler Birliğinin
yıkılma... more Öz
Karl Popper’ın ünlü kitabı Açık Toplum ve Düşmanları, Sovyetler Birliğinin
yıkılmasından sonra yeniden keşfedilmiştir Bu keşfin arkasında yatan neden kitabın içeriği
ile ilgili değildir. 90’ların başındaki siyasi duruma uygunluk göstermesi ve kapitalizmin
rakipsiz olduğunu ileri sürmesi ile ilgilidir. Ancak bu kitap entelektüel açıdan oldukça
fakirdir ve ciddi eleştirilere karşı savunmasızdır. Tarih felsefesi bakımından mistik olan bu
kitap, eleştirdiği akımların ve filozofların totaliter fikirlerine benzer görüşler ileri sürmüştür.
Bu makale, Popper’ın Marksizm ile ilgili görüşlerini ve ona karşı sunduğu alternatifleri
değerlendirmektedir. Bu alternatifler günümüz koşullarında tamamen asılsızdır ve hiçbir
bilimsel dayanakları yoktur. Marksizm eleştirisi için gerekli entelektüel donanımdan ve
bilgi birikiminden yoksundur.
Günümüz akademik dünyasında Spinoza’nın ismi politika felsefesinin en gözde temsilcilerinden biri... more Günümüz akademik dünyasında Spinoza’nın ismi politika felsefesinin en gözde temsilcilerinden biri olarak anılmaktadır. Hem Marksistler hem feministler hem de liberaller kendi kuramları açısından Spinoza’da çok önemli çıkış noktaları bulmaktadır. Felsefesinin her türlü özcülüğün ve erekselciliğin ötesinde olduğu iddia edilmektedir. Örneğin, Marksist bir bakış açısından, Spinoza Marksizmin sorunlarını çözmesine yardımcı olabilir. Liberallere göre, özgürlükçü ve bireyci siyasetin temellerini Spinoza felsefesinde bulmak mümkündür. Öte yandan, feministler ise onun kadim zihin-beden problemini aştığını iddia ederler. Bu çalışmanın amacı, Spinoza felsefesinin fazlasıyla suiistimal edildiğini göstermektir. Entelektüeller Spinoza felsefesine çok fazla anlam yüklemektedir. Ancak Spinoza’nın çözdüğü söylenen problemlerin neredeyse tamamı bugün bizimle birliktedir.
İsrailli sosyolog, iletişimci ve kültür kuramcısı (d. 1961). Fas'ta doğdu, Fransa'da büyüdü. Pari... more İsrailli sosyolog, iletişimci ve kültür kuramcısı (d. 1961). Fas'ta doğdu, Fransa'da büyüdü. Paris'teki Nanterre Üniversitesi'nd e sosyoloji ve edebiyat alanlarında lisans eğitimi aldı. Kudüs İbrani Üniversitesi'nde iletişim alanında yüksek lisans derecesi, ABD'deki Pensilvanya Üniversitesi'nde ise iletişim ve kültür çalışmaları alanında doktora derecesi aldı. Çağdaş toplumlarda toplumsal hayatta ve bireylerin duygusal yaşamlarında kapitalizmin etkisine, duyguların metalaştırılmasına, kişisel gelişim sanayisi ile ruh sağlığı arasındaki ilişkilere odaklanan ufuk açıcı çalışmalarıyla önde gelen kültür sosyologlarından ve kuramcılarından biri olan Illouz, Kudüs İbrani Üniversitesi'nde sosyoloji profesörüdür.
antropolog ve arkeolog (1948-2017). Kaliforniya eyaletinin Cupertino şehrinde doğdu. San José Dev... more antropolog ve arkeolog (1948-2017). Kaliforniya eyaletinin Cupertino şehrinde doğdu. San José Devlet Üniversitesi'nde antropoloji alanında lisans eğitimi aldı (1970). Oxford Üniversitesi'nde arkeoloji alanında doktora derecesi almaya hak kazandı (1977). Paleolitik ve deneysel arkeoloji alanlarına yaptığı katkılar ve ilkel toplumlar ile uygar toplumlar arasında yapılagelen beylik ayrıma yönelttiği ve alanda son derece etkili olmuş eleştirileriyle tanınan Keeley, hominidlerin davranışlarının yeniden inşa edilmesi ve taş aletlerin sınıflandırılması alanlarında mikro aşınma analizinin öncülerinden biridir. Başlıca eserleri: Experimental Determination of Stone Tool Uses: A Microwear Analysis (1980).
Üniversitesi'nde Fransız edebiyatı alanında doktorasını tamamlıyor. Bayan Jackson'ın araştırma al... more Üniversitesi'nde Fransız edebiyatı alanında doktorasını tamamlıyor. Bayan Jackson'ın araştırma alanları, tıbbi ve felsefi söylemlerde bedenin temsili de dâhil olmak üzere, esas olarak 18. yüzyıl düşüncesinde bulunmaktadır. Alaın Juranvılle, tanınmış bir Fransız filozoftur. Felsefe üzerine çok sayıda yayın yapmıştır. Lacan et La philosophie (1984) ve Physique de Nietzsche (1973), en önemli iki çalışmasıdır. Şimdilerde I. Rennes Üniversitesi'nde felsefe öğretmektedir. Phılıppe van Haute, Leuven, Strasbourg ve Paris'te felsefe okudu. Doktora derecesini Leuven Üniversitesi'nde Heidegger ve Kojève'nin Jacques Lacan'ın çalışmaları üzerindeki etkisi üzerine yaptığı bir tez ile aldı. Philosophy and Psychiatry. The Imaginary and the Symbolic in the Work of Jacques Lacan (Peeters, Leuven, 1990) adlı çalışmasıyla Felsefe ve Psikiyatri Vakfı'nın (Hollanda) verdiği ilk Van Helsdingen ödülüne layık görüldü. Felsefe ve psikanaliz arasındaki ilişki ile siyaset felsefesi üzerine geniş kapsamlı yayınları bulunmaktadır. Belçika Psikanaliz Okulu üyesidir. 1994'ten beri Nijmegen Üniversitesi'nde (Hollanda) felsefi antropoloji profesörü olarak görev yapmaktadır. Denıse Merkle, Universite de Moncton'da (Kanada) İngilizce çeviri ve terminoloji dersleri vermektedir. Doktorasını Queen's University'de (Kanada) Fransızca çalışmaları (Flaubert ve Zola'nın seçkin romanlarının Victoria çevirileri) alanında tamamlamaktadır. Rudı Vısker, Belçika Bilimsel Araştırma Fonu'nun kıdemli araştırmacısıdır. Leuven Katolik Üniversitesi Felsefe Enstitüsü'nde fenomenoloji ve çağdaş felsefe dersleri vermektedir. Michel Foucault: Geneology as Critique (Verso, 1995) adlı kitabın yazarıdır ve Çağdaş Kıta Felsefesi üzerine geniş kapsamlı yazılar kaleme almıştır.
Bu kitabın yayın hakkı PHOENİX YAYINEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni al... more Bu kitabın yayın hakkı PHOENİX YAYINEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni alınmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Bu kitabın yayın hakkı PHOENİX YAYINEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni al... more Bu kitabın yayın hakkı PHOENİX YAYINEVİ'ne aittir. Yayınevinin ve yayınlayıcısının yazılı izni alınmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Bu çalışmanın temel amacı, Heidegger’in Hegel felsefesine yönelttiği eleştirileri ayrıntılı bir b... more Bu çalışmanın temel amacı, Heidegger’in Hegel felsefesine yönelttiği eleştirileri ayrıntılı bir biçimde incelemektir. Hegel’in seleflerinden ve çağdaşlarından aldığı felsefi miras ve bu mirasa yönelttiği eleştiriler, kendi metafiziğinin ve toplum felsefesinin oluşumunda çok önemli bir role sahiptir. Bu mirasın eleştirisi ve ulaştığı sonuçların geçerli olup olmadığı ise, kayda değer bir sorundur. Ne var ki, Heidegger’in Hegel’e dönük eleştirileri, bu gelişim çizgisini pek dikkate almamıştır. Bu eleştirilerin başlıca amacı, Hegelci metafiziğin temel kavramlarını (Tin, Mutlak vb.) yapısöküme uğratmaktır. Heidegger’e göre, Hegel’in felsefesi, Batı metafiziği geleneğinin en gelişmiş ve en kapsamlı girişimlerinden biri olsa da, bu geleneğin makûs talihini paylaşır ve Varlık sorusunun anlamından giderek uzaklaşır. Ancak daha yakından bakıldığı zaman, Hegel felsefesi için Varlık sorusunun herhangi bir felsefi içerime sahip olmadığı rahatlıkla görülebilir. Heidegger’in başat hedefi, Hegelci metafiziğin kavramsal örüntüsünü kendi felsefi terminolojisine tercüme etmektir. Hal böyle olunca da, özne ile nesnenin birbirinden ayrılması, toplumsal mücadelelerin ve sınıfların biçimlenişi, yabancılaşma ve otoritenin kurumsallaşması gibi bir hayli can alıcı sorunlar bir anda ort adan kalkmaktadır. Heidegger’in temel çabası, modern felsefelere damga vurmuş özne-nesne ikiliğini aşmak ve bunun yerine Dasein ’ın dünyadaki varoluşuna dair analizini geçirmektir. Fakat bu çalışmada, Heidegger ve Hegel felsefeleri mukayese edilmemiştir. Aksine Heidegger’in Hegel’e yönelttiği eleştiriler bu çalışmanın kapsamını meydana getirmektedir.
Marksizmin kurucu ataları ve onları takip eden ikinci ve üçüncü nesil kuşaktan filozoflar, değişe... more Marksizmin kurucu ataları ve onları takip eden ikinci ve üçüncü nesil kuşaktan filozoflar, değişen dünyanın bilgisini ele geçirmek söz konusu olduğunda, materyalist diyalektiğin anahtar rolünü belirtmekten hiçbir biçimde geri durmamışlardır. Bu tavrın arkasında yatan gerekçe artık klasikleşmiştir: Marksist diyalektik yapısı itibariyle devrimcidir.
Öz
Karl Popper’ın ünlü kitabı Açık Toplum ve Düşmanları, Sovyetler Birliğinin
yıkılma... more Öz
Karl Popper’ın ünlü kitabı Açık Toplum ve Düşmanları, Sovyetler Birliğinin
yıkılmasından sonra yeniden keşfedilmiştir Bu keşfin arkasında yatan neden kitabın içeriği
ile ilgili değildir. 90’ların başındaki siyasi duruma uygunluk göstermesi ve kapitalizmin
rakipsiz olduğunu ileri sürmesi ile ilgilidir. Ancak bu kitap entelektüel açıdan oldukça
fakirdir ve ciddi eleştirilere karşı savunmasızdır. Tarih felsefesi bakımından mistik olan bu
kitap, eleştirdiği akımların ve filozofların totaliter fikirlerine benzer görüşler ileri sürmüştür.
Bu makale, Popper’ın Marksizm ile ilgili görüşlerini ve ona karşı sunduğu alternatifleri
değerlendirmektedir. Bu alternatifler günümüz koşullarında tamamen asılsızdır ve hiçbir
bilimsel dayanakları yoktur. Marksizm eleştirisi için gerekli entelektüel donanımdan ve
bilgi birikiminden yoksundur.
Günümüz akademik dünyasında Spinoza’nın ismi politika felsefesinin en gözde temsilcilerinden biri... more Günümüz akademik dünyasında Spinoza’nın ismi politika felsefesinin en gözde temsilcilerinden biri olarak anılmaktadır. Hem Marksistler hem feministler hem de liberaller kendi kuramları açısından Spinoza’da çok önemli çıkış noktaları bulmaktadır. Felsefesinin her türlü özcülüğün ve erekselciliğin ötesinde olduğu iddia edilmektedir. Örneğin, Marksist bir bakış açısından, Spinoza Marksizmin sorunlarını çözmesine yardımcı olabilir. Liberallere göre, özgürlükçü ve bireyci siyasetin temellerini Spinoza felsefesinde bulmak mümkündür. Öte yandan, feministler ise onun kadim zihin-beden problemini aştığını iddia ederler. Bu çalışmanın amacı, Spinoza felsefesinin fazlasıyla suiistimal edildiğini göstermektir. Entelektüeller Spinoza felsefesine çok fazla anlam yüklemektedir. Ancak Spinoza’nın çözdüğü söylenen problemlerin neredeyse tamamı bugün bizimle birliktedir.
Uploads
Papers by Kadir gülen
dönük eleştirileri, bu gelişim çizgisini pek dikkate almamıştır. Bu eleştirilerin başlıca amacı, Hegelci metafiziğin temel kavramlarını (Tin, Mutlak vb.) yapısöküme uğratmaktır. Heidegger’e göre, Hegel’in felsefesi, Batı metafiziği geleneğinin en gelişmiş ve en kapsamlı girişimlerinden biri olsa da, bu geleneğin makûs talihini paylaşır ve Varlık
sorusunun anlamından giderek uzaklaşır. Ancak daha yakından bakıldığı zaman, Hegel felsefesi için Varlık sorusunun herhangi bir felsefi içerime sahip olmadığı rahatlıkla görülebilir. Heidegger’in başat hedefi, Hegelci metafiziğin kavramsal örüntüsünü kendi felsefi terminolojisine tercüme etmektir. Hal böyle olunca da, özne ile nesnenin birbirinden ayrılması, toplumsal mücadelelerin ve sınıfların biçimlenişi, yabancılaşma ve otoritenin kurumsallaşması gibi bir hayli can alıcı sorunlar bir anda ort
adan kalkmaktadır. Heidegger’in temel çabası, modern felsefelere damga vurmuş özne-nesne ikiliğini aşmak ve bunun yerine Dasein
’ın dünyadaki varoluşuna dair analizini geçirmektir. Fakat bu çalışmada, Heidegger ve Hegel felsefeleri mukayese edilmemiştir. Aksine Heidegger’in Hegel’e yönelttiği eleştiriler bu çalışmanın kapsamını meydana getirmektedir.
Karl Popper’ın ünlü kitabı Açık Toplum ve Düşmanları, Sovyetler Birliğinin
yıkılmasından sonra yeniden keşfedilmiştir Bu keşfin arkasında yatan neden kitabın içeriği
ile ilgili değildir. 90’ların başındaki siyasi duruma uygunluk göstermesi ve kapitalizmin
rakipsiz olduğunu ileri sürmesi ile ilgilidir. Ancak bu kitap entelektüel açıdan oldukça
fakirdir ve ciddi eleştirilere karşı savunmasızdır. Tarih felsefesi bakımından mistik olan bu
kitap, eleştirdiği akımların ve filozofların totaliter fikirlerine benzer görüşler ileri sürmüştür.
Bu makale, Popper’ın Marksizm ile ilgili görüşlerini ve ona karşı sunduğu alternatifleri
değerlendirmektedir. Bu alternatifler günümüz koşullarında tamamen asılsızdır ve hiçbir
bilimsel dayanakları yoktur. Marksizm eleştirisi için gerekli entelektüel donanımdan ve
bilgi birikiminden yoksundur.
dönük eleştirileri, bu gelişim çizgisini pek dikkate almamıştır. Bu eleştirilerin başlıca amacı, Hegelci metafiziğin temel kavramlarını (Tin, Mutlak vb.) yapısöküme uğratmaktır. Heidegger’e göre, Hegel’in felsefesi, Batı metafiziği geleneğinin en gelişmiş ve en kapsamlı girişimlerinden biri olsa da, bu geleneğin makûs talihini paylaşır ve Varlık
sorusunun anlamından giderek uzaklaşır. Ancak daha yakından bakıldığı zaman, Hegel felsefesi için Varlık sorusunun herhangi bir felsefi içerime sahip olmadığı rahatlıkla görülebilir. Heidegger’in başat hedefi, Hegelci metafiziğin kavramsal örüntüsünü kendi felsefi terminolojisine tercüme etmektir. Hal böyle olunca da, özne ile nesnenin birbirinden ayrılması, toplumsal mücadelelerin ve sınıfların biçimlenişi, yabancılaşma ve otoritenin kurumsallaşması gibi bir hayli can alıcı sorunlar bir anda ort
adan kalkmaktadır. Heidegger’in temel çabası, modern felsefelere damga vurmuş özne-nesne ikiliğini aşmak ve bunun yerine Dasein
’ın dünyadaki varoluşuna dair analizini geçirmektir. Fakat bu çalışmada, Heidegger ve Hegel felsefeleri mukayese edilmemiştir. Aksine Heidegger’in Hegel’e yönelttiği eleştiriler bu çalışmanın kapsamını meydana getirmektedir.
Karl Popper’ın ünlü kitabı Açık Toplum ve Düşmanları, Sovyetler Birliğinin
yıkılmasından sonra yeniden keşfedilmiştir Bu keşfin arkasında yatan neden kitabın içeriği
ile ilgili değildir. 90’ların başındaki siyasi duruma uygunluk göstermesi ve kapitalizmin
rakipsiz olduğunu ileri sürmesi ile ilgilidir. Ancak bu kitap entelektüel açıdan oldukça
fakirdir ve ciddi eleştirilere karşı savunmasızdır. Tarih felsefesi bakımından mistik olan bu
kitap, eleştirdiği akımların ve filozofların totaliter fikirlerine benzer görüşler ileri sürmüştür.
Bu makale, Popper’ın Marksizm ile ilgili görüşlerini ve ona karşı sunduğu alternatifleri
değerlendirmektedir. Bu alternatifler günümüz koşullarında tamamen asılsızdır ve hiçbir
bilimsel dayanakları yoktur. Marksizm eleştirisi için gerekli entelektüel donanımdan ve
bilgi birikiminden yoksundur.