Papers by Hatice Karakuş Öztürk

Cildindeki Şeytan Ekşi Sözlük Platformunda Namus Tartışmaları , 2024
This research article was born out of curiosity about how discussions on honor are shaped on the ... more This research article was born out of curiosity about how discussions on honor are shaped on the Ekşi Sözlük platform and what codes they have. The study aims to reveal the relationship between the sociological and historical data recorded in the literature on honor and the discussions in the virtual environment. Metaphor analysis is the method of the study. In the Ekşi Sözlük platform, 177 posts about honor were analyzed, and forty (40) metaphors were reached. Various headings were created to make the mass of data more understandable, and the relevant data were distributed under these headings. As a result of the study, "conscience, morality, protection/control, culture, politics/ideology and other" headings were created. Comments were primarily concentrated on conscience, morality, and culture. In the conscience dimension, the comments on having no embarrassing account to give and peace of conscience; in the morality dimension, the comments on being ashamed of committing immorality, adherence to moral rules, happiness, honesty, and selfjustification came to the fore. Honor functions as a control mechanism as a moral conscience and internalized authority. In this respect, honor is a disciplinary line that gives happiness to the individual and determines the boundaries of the safe space. In the theme of culture, honor was handled as a social tool to identify the owner of the child. Perceived as an extension of traditional manners, honor was interpreted through metaphors such as Anatolian appetizer, silk handkerchief, the devil on the skin, bird, weapon of mass destruction, social tool, rebelliousness, an instrument of oppression, control mechanism, discipline, honesty, promise, exploitation, law, and property. The relationship of honor with the arguments of colonialism, construction/legitimization of power, nationalism, homeland, and border, which are prominent in political discourse, is weak.

Kent akademisi, Dec 15, 2019
Makalenin amacı Hopa ve Artvin yerel seçim sonuçlarının siyasal sosyolojik bir içerikle analizidi... more Makalenin amacı Hopa ve Artvin yerel seçim sonuçlarının siyasal sosyolojik bir içerikle analizidir. Bu amacın gerçekleşmesi noktasında öncelikle yerel siyaset ve yerel demokrasi meselesi AKP Belediyeciliğinin belli başlı özelliklerini parantez içine alarak ayrıntılı bir şekilde tartışılacaktır. Belediyelerin tarihsel olarak merkeze bağımlı konumları, AKP Belediyeciliğinin İslami dönüşüm ve neo-liberalizmle olan ilişkisi üzerinde durulacak belli başlı hususlara karşılık gelir. Metnin ikinci bölümü ayrıntılı ve karşılaştırmalı bir seçim analizini içermektedir. Bilindiği üzere hem Hopa hem de Artvin merkezde belediye AKP’den CHP’ye geçmiştir. İki birimdeki sonuç aynıdır. Ancak CHP’ye belediye kazandıran seçim dinamikleri birbirinden farklıdır. Bu hususta makalenin temel iddiası Cumhur İttifakı bloğu karşısında CHP’nin Artvin merkezde İyi Parti, Hopa’da ise HDP desteğiyle seçimi kazandığı yönündedir. Seçim sonuçları bu iddiayı destekleyecek verileri içerisinde barındırır. Çalışmanın üçüncü bölümü Artvin Belediye Başkanıyla yapılan söyleşi ve başkanın kendisine sorular sorulara verdiği yanıtların analizini içerir. Bu bölüm aynı zamanda sahadaki bir politik öznenin ilk iki bölümde yerel demokrasi, AKP Belediyeciliği ve seçim sonuçları analizi hakkında söylenenlere ne ölçüde katıldığını da ortaya koyan bir niteliğe sahiptir. Etnisite, kadın, Cerattepe olayları, önseçim gibi konu başlıklarında başkanın yaptığı açıklamalar ise Artvin merkezde şu an yapılan ve gelecekte yapılacak siyaset dilini yakından ilgilendiren unsurları içerisinde barındırır.
Journal of social and humanities sciences research, 2017

Ahi evran üniversitesi kırşehir eğitim fakültesi dergisi, Dec 28, 2016
Liberal feminist akimin onemli isimlerinden birisi olan Wollstonecraft “Kadin Haklarinin Gerekcel... more Liberal feminist akimin onemli isimlerinden birisi olan Wollstonecraft “Kadin Haklarinin Gerekcelendirilmesi” isimli eserinde Fransiz devrimini cinsiyetci bir tutum sergiledigi icin elestirmektedir. Wollstonecraft'in ilgili kitabinin en can alici yani ki bu calismanin da ana temasinin olusturmaktadir, unlu dusunur Rousseau'nun kadinlara yonelik fikirlerine yaptigi elestirilerdir. Calismada Wollstonecraft’in ilgili calismasinda Rousseau elestirisi yapilan bolumun analizi yapilmaktadir. Yazara gore Rousseau cinsiyetciligi "Emile" kitabi uzerinden insa etmektedir. Rousseau’ya gore kadin dogasi erkege sunulmak uzere kurgulanmistir. Kadin ve erkek ayni sekilde egitilemez. Kadinlar haz vermek icin egitilmelidir. Kadinlar cekiciligini erkegi memnun etmek icin kullanmali ve bu guzelligi ortaya cikaracak kadinsi beceriler gelistirmelidir. Liberal dusunur Wollstonecraft’a gore Rousseau’nun butun bu dusuncelerinin altinda erkekleri kimseye hesap vermeyen mutlak bir otorite olarak gormesi yatmaktadir. Bu durum esasinda aklin dogrudan ve kosulsuz olarak sahiplenilmesidir. Boylece insanligin haklari Adem’den baslayarak kadinlari disarida birakacak sekilde erkek cinsine atfedilmistir.

Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2011
Hemşirelerin mesleklerinde yaşadıkları iş tatmin düzeyini tespit etmek amacı ile Sivas merkezdeki... more Hemşirelerin mesleklerinde yaşadıkları iş tatmin düzeyini tespit etmek amacı ile Sivas merkezdeki kamu hastanelerinde çalışan 329 hemşireye anket uygulanmış, verilen cevaplar istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan 329 hemşirenin %42,49'u mesleklerinde iş tatmini yaşamadıklarını belirtmişlerdir. Hemşirelik mesleğinin, çalışma koşulları, fiziksel ortamları, nöbet sistemi, ücret, mesleki riskler, yoğun çalışma temposu, çalışmalarının takdir görmemesi, terfi, yükselme olanaklarını yeterli olmaması, adil ve şeffaf yönetim anlayışının olmaması, rol ve iş tanımındaki belirsizlikler, mesleğin toplumdaki imajının iyi olmaması, eşitsizlik gibi faktörlerin bu yüzdelik dilimleri ortaya çıkardığını söyleyebiliriz. Yaşanan bu olumsuz durumlara bağlı olarak hemşirelerin %68,4'ü başka bir iş yapmak istediğini, %49,9'u mesleğinden ayrılmayı düşündüğünü, %42'si işinde mutlu olmadığını, %63,5'i yaptığı işi başkasına tavsiye etmeyeceğini belirtmiştir.

Kabiliyetin Mecra Değiştirmesi: Erken Cumhuriyet Dönemi Yazarları İsmail Hakkı Baltacıoğlu ve Ali Kami Akyüz'ün Düşünüşünde Çocuk Terbiyesi, 2023
Öz Erken cumhuriyet döneminde, nasıl bir toplum istiyoruz sorusu nasıl bir eğitim istiyoruz sorus... more Öz Erken cumhuriyet döneminde, nasıl bir toplum istiyoruz sorusu nasıl bir eğitim istiyoruz sorusundan bağımsız değildi. Genç cumhuriyet hasta adam imajından sıyrılmak ve savaştan çıkan yorgun halka çıkış yolu göstermek için, en önemli reformlarını eğitim alanında gerçekleştirmiştir. Çocuk olunmadan yetişkin olunmuyor kabulü, eğitim politikalarının çıkış noktası olarak değerlendirilebilir. Bu makale, erken Cumhuriyet dönemi eğitim politikalarında özel bir sınırlandırmaya giderek "çocukların terbiyesi" başlığına odaklanmıştır. Çalışma, belgesel tarama yöntemine dayanmaktadır. Cumhuriyet Gazetesinin 1938 ve 1939 tarihli baskılarında, Peyami Safa'nın amcası Ali Kami Akyüz tarafından "Çocuk Terbiyesi" başlıklı otuz iki (32) yazı kaleme alınmıştır. Yazılar "çocukların özellikleri", "ceza", "okul-öğretmen-aile", "irade-itiyat" şeklinde dört temaya ayrılmıştır. İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun "Çocukların Terbiyesi" kitabı, dijital içerikleri desteklemek için değerlendirmeye alınmıştır. Çalışmada ulaşılan sonuçları özetleyecek olursak; otorite, itaat, disiplin ve düzen, pedagojik kaygılar temelinde irdelenmiş, eşdeğer kavramlar ile açıklanmıştır. Şöyle ki otoritarizm otorite ile itaat-korku ise hürriyet-saygı ile eşlenmiştir. Bu eşlemeye bağlı olarak sert bir disiplin yerine liberal disiplinin detaylarına inilmiştir. Rejime sadakatin korku ile değil hürmet temelli olması, metinlerin geneline hâkimdir. Haksız ceza, oyun/teneffüs hakkının gaspı, çocuklar için hürriyetin kaybıdır. Cılız vicdan eğitiminin yardımcı kuvveti olan ceza, adalet duygusunu beslemeli, çocuğun onurunu kırmamalı ve en son çare olarak düşünülmelidir. Cezanın son durağı olan şiddet/dayak ise yazarlar tarafından reddedilmektedir. Okul âleminin güneşi olan öğretmenler ise sürecin hâkim rolündedir.

Pronatalist Kültürde Çocuk Olmak 1929-1940 Yıllarına Ait Gazete Haberlerine İlişkin Bir Deneme, 2021
This study focuses on the detail of the relationship between children and the politics of the new... more This study focuses on the detail of the relationship between children and the politics of the new regime by centering the Republican period pronatalist policies. It can be estimated that a country which has come out of a devastating war, has experienced territorial losses and has subsequently fallen into the clutches of epidemics has faced with serious losses in its human resources. It is inevitable for a society which moves on after being weakened with these losses to continue to the rhythm of the world by recuperating afterwards. The politicians of that period who were aware of that the biggest power needed in the given period is the human resources, have been in a search of different ways for the rectification and strengthening of the wounded Turkish society through population policies at every opportunity. Within the authentic boundaries of the state mechanism, the family and marriage in general and the existence of the child in particular has a determining role. The fact that the identification of the road to the child is encoded through family and marriage has been continuously intersecting the paths of this tripartite mechanism. The fact that the belief towards marriage and family was stronger than ever, has increased the need for pronatalist policies as of that period. This study focuses on the way of handling the issue by the newspapers of the years between 1929 and 1940. It was conducted a content analysis from the titles preferred in the newspaper reports to the language used and the presentation type of the news. It was seen that many reasons including the continuity of the lineage and the safety of the nation in its authentic boundaries, the fear towards that biological losses will cause losses in many other fields, the need for both the quantity and the quality of the people, the desire to avert disinformation in human resources, and the belief towards that development will realize with a dynamic population, are among the precipitating reasons of the Republican period pronatalist policies.
Kitabın en dikkat çekici kavramlarından biri "Pembe Taciz". Pembe Taciz ne demek? Bize içerik ve ... more Kitabın en dikkat çekici kavramlarından biri "Pembe Taciz". Pembe Taciz ne demek? Bize içerik ve literatür hakkında bilgi verir misiniz? Kamu ve devlet sektöründe görev yapan kadınların, kadın çalışan ya da kadın yöneticilerden gördükleri mobbing davranışları "pembe taciz" şeklinde formüle edilmiştir. Biliyorsunuz mobbnig bir işyeri hastalığı olup bireyi işinden bezdirmekten başlayıp istifa sürecine kadar götüren bir süreçtir. Fransızlar bu süreci yavaş zehir olarak tanımlıyor. Bu çalışma, bu sürecin kadınlar arasında nasıl yaşandığına dair bir merakla kaleme alındı. Sahadan edinilen anlatılara göz attığımızda, kadınlar arasında oyunun kurallarının daha ser olduğunu söyleyebiliriz. Kadının ev ve iş hayatı arasında bırakılması ve bir tercihe
Erkeklerin Kadınlık Algısı Duygusal Cehalet mi? Ted Konuşmaları Üzerine Bir Analiz, 2022

Teorik Hafızada Kadın: Dişil İtiraz, 2022
Toplumların kolektif belleğinde, cinsiyet ile ilgili meselelerde radara takılanların çoğunlukla k... more Toplumların kolektif belleğinde, cinsiyet ile ilgili meselelerde radara takılanların çoğunlukla kadın olması tesadüf değildir. Hepimizin bireysel ya da kolektif olarak zihnimize yüklenen güçlü duyguları vardır. Bu yüklemenin gücü ve biraz da şiddeti toplumsal cinsiyetin yanına cinsel bilinçaltını da yerleştirmektedir. Ve bu bilinçaltı idare gücünü elinde tutmakta olup, toplumun bütün kabullerinin yeri yurdudur. Kadına şiddet, kadın cinayetleri, kadın istihdamı, kadın güvenliği gibi kavram setlerinin kadına zimmetli olması ve tartışmaların bu kabul üzerinden yürümesi cinsel bilinçaltının kanıksanmış olmasının bir sonucudur.
Elinizdeki kitap farklı kadın hikâyelerinde bahsi geçen bu durumun izlerini sürmektedir. Çalışma hayatı, annelik, erkeklerin/toplumun kadınlık algısı, geçmişin kabulleri gibi farklı temalar çerçevesinde kadın meselesi değerlendirilmekte ve okuyucuya bir kapı aralamaktadır

e-dusbed.com
Hemşirelerin mesleklerinde yaşadıkları iş tatmin düzeyini tespit etmek amacı ile Sivas merkezdeki... more Hemşirelerin mesleklerinde yaşadıkları iş tatmin düzeyini tespit etmek amacı ile Sivas merkezdeki kamu hastanelerinde çalışan 329 hemşireye anket uygulanmış, verilen cevaplar istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan 329 hemşirenin %42,49'u mesleklerinde iş tatmini yaşamadıklarını belirtmişlerdir. Hemşirelik mesleğinin, çalışma koşulları, fiziksel ortamları, nöbet sistemi, ücret, mesleki riskler, yoğun çalışma temposu, çalışmalarının takdir görmemesi, terfi, yükselme olanaklarını yeterli olmaması, adil ve şeffaf yönetim anlayışının olmaması, rol ve iş tanımındaki belirsizlikler, mesleğin toplumdaki imajının iyi olmaması, eşitsizlik gibi faktörlerin bu yüzdelik dilimleri ortaya çıkardığını söyleyebiliriz. Yaşanan bu olumsuz durumlara bağlı olarak hemşirelerin %68,4'ü başka bir iş yapmak istediğini, %49,9'u mesleğinden ayrılmayı düşündüğünü, %42'si işinde mutlu olmadığını, %63,5'i yaptığı işi başkasına tavsiye etmeyeceğini belirtmiştir.

Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2017
Öz: Çocukluğun tarihine olan ilgi yakın zamanların akademik kaygıları arasında yer almıştır. Konu... more Öz: Çocukluğun tarihine olan ilgi yakın zamanların akademik kaygıları arasında yer almıştır. Konuya ilişkin literatür son dönem çalışmalarının ürünüdür. Konuya ilgi duyan sosyal bilimciler Antik çağdan günümüze kadar geçen süreçte çocukluğun tarihine çeşitli verileri kullanarak ulaş-mışlardır. Modern anlamda çocukluğun icadı Rönesans ve Aydınlan-mayı da izleyen farklı yüzyılların temel inançlarını ve çıkarımlarını yan-sıtmaktadır. Esasında çocukluğa ilişkin literatür, her dönemin önceki dönemlerin eleştirisi ya da reddi üzerine kurulmuştur denilebilir. Yüz-yıllar arasındaki geçişlerin yarattığı sosyo kültürel yapılar her konuda olduğu gibi çocukluk konusundaki değişimlere de ivme kazandırmıştır. Antik çağın iyi vatandaş yaratma sürecinin bir parçası olan çocuk, orta-çağda ilk günah düşüncesi ile birlikte olumsuz bir imaja bürünmüştür. Rönesans, aydınlanma, burjuvazi, kentleşme, bilimdeki gelişmeler gibi birçok değişim ise eskisine oranla bambaşka, yeni bir çocukluk düşün-cesi yaratmıştır. Bu çalışma çocukluğun tarihsel gelişimini ortaya koy-mayı amaçlamaktadır.

Cukurova University Faculty of Education Journal, 2021
This study focuses on the detail of the relationship between children and the politics of the new... more This study focuses on the detail of the relationship between children and the politics of the new regime by centering the Republican period pronatalist policies. It can be estimated that a country which has come out of a devastating war, has experienced territorial losses and has subsequently fallen into the clutches of epidemics has faced with serious losses in its human resources. It is inevitable for a society which moves on after being weakened with these losses to continue to the rhythm of the world by recuperating afterwards. The politicians of that period who were aware of that the biggest power needed in the given period is the human resources, have been in a search of different ways for the rectification and strengthening of the wounded Turkish society through population policies at every opportunity. Within the authentic boundaries of the state mechanism, the family and marriage in general and the existence of the child in particular has a determining role. The fact that the identification of the road to the child is encoded through family and marriage has been continuously intersecting the paths of this tripartite mechanism. The fact that the belief towards marriage and family was stronger than ever, has increased the need for pronatalist policies as of that period. This study focuses on the way of handling the issue by the newspapers of the years between 1929 and 1940. It was conducted a content analysis from the titles preferred in the newspaper reports to the language used and the presentation type of the news. It was seen that many reasons including the continuity of the lineage and the safety of the nation in its authentic boundaries, the fear towards that biological losses will cause losses in many other fields, the need for both the quantity and the quality of the people, the desire to avert disinformation in human resources, and the belief towards that development will realize with a dynamic population, are among the precipitating reasons of the Republican period pronatalist policies.

Mobbing, orgutsel yasamda sikca karsilasilan, fakat nedenleri ve etkileri kolayca gozlenemeyen yi... more Mobbing, orgutsel yasamda sikca karsilasilan, fakat nedenleri ve etkileri kolayca gozlenemeyen yikici bir olgudur. Mobbing; dusmanca ve etik olmayan iletisimle olusan bir ya da daha fazla calisan tarafindan bir diger calisani hedef alarak surekli, sistemli olarak uyguladiklari, magduru is yasamindan dislamayi amaclayan davranislardir. Bazi durumlarda is yerinde birden fazla calisan tek bir calisan uzerinde sistematik ve surekli bir sekilde siddet uygulamaktadir. Isyerinde orgutsel yildirma olarak adlandirilan bu olayda magdur sozel, sozel olmayan, psikolojik ya da fiziksel siddete maruz kalmaktadir. Amac, hedef alinan kisiyi zalimce,kotu niyetli ve asagilayici tavirlarla yildirmak ve onu isten ayrilmaya zorlamaktir. Arastirmalara gore kurbanin calisma arkadaslari, dostlari ve ailesi gibi tum yasam alanini etkiledigi gibi organizasyonlar icin de yonetimsel bir sorundur. Orgutlerde mobbing; verimliligin azalmasi, is goren devir hizinin artmasi, artan sigorta maliyetlerine yol acmakta ...
International Journal of Social Humanities Sciences Research (JSHSR), 2017
Turkish Studies-Social Sciences, 2019
Makalenin ortaya koyduğu sonuçlardan bir diğeri de Türkiye'nin modernleşme sürecinin Charles Till... more Makalenin ortaya koyduğu sonuçlardan bir diğeri de Türkiye'nin modernleşme sürecinin Charles Tilly'in zor yoğun devlet örgütlenme tarzına yakın bir içeriğe sahip olduğu yönündedir.

Journal of Turkish Studies, 2016
Can a baby, product of a powerful emotion like love, be mentioned with an emotion like hate? Here... more Can a baby, product of a powerful emotion like love, be mentioned with an emotion like hate? Here is one of the important thoughts written by the authors interested in the subject: some expressions mentioned in lullabies, plays or tales are not so innocent or have not such emotional contents. Winnicot's "Hate in the Countertransference" is one of the attempts to justify this thought. According to the author, if she cannot hate her baby in a proper manner depending on what happened after pregnancy, maternity and postpartum periods, there is no other way for her from failing to stand against the masochism. The pregnancy and post pregnancy are a beginning of an era for woman. The woman, who completes the adolescence period, experiences the change of role by taking the place of the woman who gave birth to herself. On the other hand, it is a renunciation from being the last generation. This period is also the rare periods where the woman experiences the confidential meeting with herself. This is a period when the anxiety, conflict, fear and concerns make her mind confused at most. The body changing with the pregnancy belongs to the fetus not to her any more. The revival of premotherhood periods is a matter in terms of woman. The woman experiences the change of role in every respect. Her changing body will serve for a new duty. The motherhood outweighs in motherhood/ femaleness dilemma but her mind strives to adopt this new role. On the other hand, a life like priestess starts for woman. The woman may feel the need to return to her love life and put some distance between her baby and herself within the process. We can say depending on the sum of all these experiences that the load of woman is not just the load in her belly. Finally, the sum of these changes will form a basis for the emotional overflows in the woman. Hate, not containing any harmful things, is a feeling to conserve the relation. It is a reflection of intimacy rather than withdrawal. In this sense, mother should be able to hate her baby in a proper manner. Lullabies, plays and tales come mother's rescue to help her accept reciprocal emotions (love-hate) she has within the relation.
Route Educational and Social Science Journal, 2016
Uploads
Papers by Hatice Karakuş Öztürk
Elinizdeki kitap farklı kadın hikâyelerinde bahsi geçen bu durumun izlerini sürmektedir. Çalışma hayatı, annelik, erkeklerin/toplumun kadınlık algısı, geçmişin kabulleri gibi farklı temalar çerçevesinde kadın meselesi değerlendirilmekte ve okuyucuya bir kapı aralamaktadır
Elinizdeki kitap farklı kadın hikâyelerinde bahsi geçen bu durumun izlerini sürmektedir. Çalışma hayatı, annelik, erkeklerin/toplumun kadınlık algısı, geçmişin kabulleri gibi farklı temalar çerçevesinde kadın meselesi değerlendirilmekte ve okuyucuya bir kapı aralamaktadır
Elinizdeki kitap farklı kadın hikâyelerinde bahsi geçen bu durumun izlerini sürmektedir. Çalışma hayatı, annelik, erkeklerin/toplumun kadınlık algısı, geçmişin kabulleri gibi farklı temalar çerçevesinde kadın meselesi değerlendirilmekte ve okuyucuya bir kapı aralamaktadır
bloklar arasındaki tartışma şimdiden sertleşmiş durumda. İktidar ve muhalefet kanadı, söylem
üstünlüğünü elde etmek için ciddi bir çaba vermektedir. Partilerin kendi tabanları, muhalif
seçmen ve kararsız kitleden oy alabilmesi için, bu üstünlüğe ihtiyacı vardır. Bu çalışma
söylem üstünlüğünü elde etmek için, “namus ve seçim/sandık” ilişkisinin nasıl üretildiği
verisinin analizine dayanmaktadır. Kadınlar özelinde kullanmaya alışkın olduğumuz namus
olgusunun, köklü bir tarihsel ve sosyolojik arka planı vardır. Kavram bu yönüyle siyasi bir
etikete de sahiptir. Vatan, sınır, bayrak bu siyasi ilişkiye örnek olarak verilebilir. Sandık
güvenliği ve namus arasındaki ilişkinin, seçim döneminde dolaşıma sokulduğunu
söyleyebiliriz. Şöyle ki kadının namusunun korunması gibi sandığın güvenliğini sağlamak
kritik önemdedir. Çalışmanın örneklemi “Altılı Masa” olarak isim bulan muhalefet
partileridir. Bu birlikteliğin, muhalefeti temsil eden blok olması, bu tercihin nedeni olarak
belirtilebilir. Bu ittifak kapsamında yer alan Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat parti, Deva,
Gelecek ve İyi Parti ve Saadet partisinin twitter hesaplarında ve google aramalarında
“namus” kodlu paylaşımlar seçilmiş olup, “seçim” temalı iletilerin söylem analizi yapılmıştır.
Çalışma son bir yıllık tarama ile sınırlandırılmıştır. Yapılan taramada CHP, İyi parti, Deva ve
Gelecek partisinin seçim ve namus ilişkisi bağlamında, siyasi söyleme başvurdukları
görülmüştür. Sandık güvenliği, ittifak, oy verme davranışı, demokrasi, ikinci kez tekrarlanan
İstanbul seçimleri, namus ile bağlantılı ele alınmıştır.