Papers by YEKTANURŞİN DUYAN

Nella storia del cinema turco, gli anni tra il 1960 e il 1989 sono noti come periodo Yeşilçam (le... more Nella storia del cinema turco, gli anni tra il 1960 e il 1989 sono noti come periodo Yeşilçam (letteralmente “pino verde”)1. All’interno di questo lungo arco temporale, nel quindicennio tra il 1960 e il 1974 vengono solitamente collocati gli anni d’oro del cinema turco. Lo studioso Nezih Erdoğan ha individuato le modalità produttive di questo periodo come Konfeksiyon (“confezionate”), in quanto pensate non soltanto per soddisfare una domanda in continuo aumento, ma anche e soprattutto per intrattenere il pubblico nazionale2. In questo periodo, dunque, si producono film per delle audience che potremmo chiamare “viziate”, ovvero un pubblico le cui istanze vengono appagate per interesse3. Il cinema Yeşilçam, dunque, è un cinema creato appositamente per un pubblico che, a sua volta, conferisce potere al sistema attraverso il finanziamento indiretto derivato dagli incassi4. In questo modo, i temi e i generi sviluppati, così come le star coinvolte nei film, rispondono alle richieste delle audience, attivando un processo a catena che, in virtù del coinvolgimento del pubblico, alimenta un progetto sistematico finalizzato alla creazione di una serie di dinamiche di fandom. In questo modo, le audience mettono in pratica una relazione a distanza con i propri idoli, su cui cercano continuamente informazioni e con i quali tentano di mettersi direttamente in contatto. Il più importante strumento di comunicazione, in questo senso, è rappresentato dalle riviste di cinema. Oltre a essere considerate lo strumento primario di diffusione di cultura cinematografica in Turchia, queste riviste assumono un ruolo fondamentale nelle strategie di fandom5. La principale ipotesi di questo studio è che tali riviste funzionino come un ponte tra i divi e i loro fan. Scopo di questo scritto è esplorare l’esperienza sociale del cinema Yeşilçam, con particolare riferimento al rapporto tra pubblico e star, attraverso uno studio delle riviste di cinema degli anni Sessanta e segnatamente attraverso l’analisi di due riviste: «Ses» e «Artist». Dopo aver contestualizzato brevemente il periodo del cinema Yeşilçam nel quadro dell’industria cinematografica turca, l’articolo fornirà una panoramica sulle riviste, tentando di indagare le modalità con cui questi strumenti creano dei ponti “fluidi” tra le audience e i loro divi.
Özgür Yayınları eBooks, Mar 23, 2023
Fandom, the Next Generation
Bu makalede Turkiye sinemasinda travestilerin ve transseksuellerin yer aldigi filmlerdeki mekânsa... more Bu makalede Turkiye sinemasinda travestilerin ve transseksuellerin yer aldigi filmlerdeki mekânsal kurgu incelenmektedir. Bu calismada Gece Melek ve Bizim Cocuklar, Donersen Islik Cal ve Gunesi Gordum filmleri Turkiye sinemasinda travestilerin ve transseksuellerin yer aldigi filmler olarak incelenmis ve bu filmlerdeki mekân kurgusu ve karakterlerin mekânla olan iliskileri analiz edilmistir. Sonuc olarak bu filmleri inceleyerek Turkiye sinemasi ozelinde travestilerin ve transseksuellerin mekândan nasil dislandigi analiz edilmistir.
ODÜ Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi (ODÜSOBİAD)
Tarihten günümüze kadar Mardin birçok kültüre ev sahipliği yapar. Bu ev sahipliği, şehrin yaşayan... more Tarihten günümüze kadar Mardin birçok kültüre ev sahipliği yapar. Bu ev sahipliği, şehrin yaşayan kültürünü etkilemektedir. Çok kültürlü yapısı olan şehirde kültürlerin birbirlerinden etkilenmesi eğlence hayatına ve ritüellerine de yansır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Mardin’de kadınlararası eğlenceler ve bu eğlencelerin ritüellerini tespit etmektir. Çalışmada Mardin’de kadınlararası eğlenceler, bu eğlencelerin ritüelleri araştırılıp, ritüeller arasında kültürel farklılıklarının olup olmadığını ortaya çıkarmak için Mardin’de yaşayan kadınlar ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda Mardinli kadınların belleklerinde eğlence denildiğinde sabahiye, hamam, şehriye, Hasıt Marane, Derder Baba’nın yer edindiği görülmüştür. Araştırmada sonucunda bu eğlencelerin son otuz yıldır yapılmadığı ortaya çıkmıştır.

ODÜSOBIAD, 2023
Tarihten günümüze kadar Mardin birçok kültüre ev sahipliği yapar. Bu ev sahipliği, şehrin yaşayan... more Tarihten günümüze kadar Mardin birçok kültüre ev sahipliği yapar. Bu ev sahipliği, şehrin yaşayan kültürünü
etkilemektedir. Çok kültürlü yapısı olan şehirde kültürlerin birbirlerinden etkilenmesi eğlence hayatına ve
ritüellerine de yansır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Mardin’de geleneksel kadınlar arası eğlenceler ve bu
eğlencelerin ritüellerini araştırıp, ritüeller arasında kültürel farklılıklarının olup olmadığını ortaya çıkarmaktır. Bu
amaç doğrultusunda Mardin’de yaşayan farklı din, dil ve etnik kökenden olan 29 kadın ile derinlemesine
görüşmeler yapılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda Mardinli kadınların belleklerinde geleneksel eğlence
denildiğinde Sabahiye, Hamam, Şehriye, Hasıt Marane, Derder Baba’nın yer edindiği görülmüştür. Mardin’de
kadınlar arası geleneksel eğlencelere baktığımızda kültürleşmenin izlerine rastlanılmıştır. Bu eğlencelerde farklı
etnik, dil, din ve inançtaki toplumların birbirinden etkilendikleri ritüellerdeki ufak nüans farkları dışında
birbirlerine benzedikleri görülür. Görüşmeler sonucunda Mardin’de hamam dışında artık kadınlar arası geleneksel
eğlencelerden hiçbirinin düzenlenmediği saptanmıştır. Katılımcılara göre bunun nedeni, toplum yapısının, sosyokültürel değerlerin, toplumu oluşturan üyelerin arzu ve beklentilerinin değişmesi ve tüm bu değişimlerin konut
kültürüne yansımalarıdır.

ERCİYES İLETİŞİM DERGİSİ, 2023
Bir kent eğlencesi olan sinema, Mardin'de Halkevi Sineması (1938) aracılığıyla bilinir hale gelir... more Bir kent eğlencesi olan sinema, Mardin'de Halkevi Sineması (1938) aracılığıyla bilinir hale gelir, ellili yıllarda açılan özel sinemalar ile beraber kentin en önemli eğlencesi olur. Çalışmada 1960-1970'li yıllarda Mardinli kadınların sinema deneyimi, sinemaya gitme pratikleri derinlemesine görüşmelerle incelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda Mardinli kadınlar için sinemanın kamusal mekâna çıkış anlamına geldiği görülmüştür. İncelenen dönemde gündelik hayatta kamusal alanda sık görünmeyen kadınlar için sinemanın sokağa çıkma, sosyalleşme ve görünür olmayla ilişkilendirildiği tespit edilirken, kadınlar matinesiyle cinsiyetlendirilmiş yarı kamusal/yarı özel mekân olan sinemanın ataerkilliği ve kentsel mekandaki eşitsizliği yeniden ürettiği saptanmıştır. 12 Eylül Askeri Darbesi'nden sonra ülkedeki değişimler sinemaya da yansır. Darbe ve sonrasında yaşanan toplumsal olaylar, Türk sinemasının en önemli hedef kitlesi olan aile ve kadını sinemadan koparıp, sinema salonlarını homososyal mekanlar haline getirir. Bu değişim ve kopuş, Mardin'de de görülür, seksenli yıllardan sonra kadınlar sinemaya gitmeyi bırakır. Kentin önemli eğlence mekânı, kadınlar için yarı özel/yarı kamusal mekân olan sinemalar, kahvehanelere dönüştürülür.

sinecine: Sinema Araştırmaları Dergisi, 2020
After the Second Constitutional Monarchy and the opening of Weinberg's Pathé Cinema in Tepebaşı i... more After the Second Constitutional Monarchy and the opening of Weinberg's Pathé Cinema in Tepebaşı in 1908, cinema became a form of entertainment in its own right rather than something that enriched other entertainment programs. This was also when the first movie screenings were held outside of big cities, though entrepreneurial efforts to establish movie theaters in Anatolia often proved short lived. Things changed with the opening of movie theaters in the People's Houses (Halkevleri), which helped make cinema an important cultural element in local social life. In Mardin, the People's House Cinema opened in 1938, followed by many other cinemas in the 1950s. This study evaluates cinema in Mardin in the period 1960-75, including the movie theaters, films screened, and the viewing practices of the period. It details when the first movie was screened in Mardin and the first movie theaters to open there, and it examines the movie theaters opened in the following years, their technical and ergonomic conditions, the interest of the people of Mardin in cinema, the films they watched, the local cinema news, and the place of the cinema in daily life. Based on documents obtained from the State Archives of the Presidency of Republic of Turkey, local newspapers from the period, and interviews with people who lived in the city at the time, it argues that cinema played an important role in the daily life and entertainment culture of the city of Mardin.

II. International Conference on Communication, Media, Technology and Design , 2013
Türkiye sinemasının tarihsel gelişim süreci, toplumla ilişkileri açısından incelendiğinde, toplum... more Türkiye sinemasının tarihsel gelişim süreci, toplumla ilişkileri açısından incelendiğinde, toplumsal, siyasal ve ekonomik alandaki değişimlerin sinemayı etkilediği görülmektedir. Sinema ile toplumsal yapı arasındaki bu paralellik bir rastlantı değildir. Sinema, içinde bulunduğu toplumun ve kültürün bir yansıması olup, bu yapı içindeki diğer öğelerle etkileşerek gelişmektedir. Toplumsal hayattaki değişimler, bazen doğrudan, bazen de dolaylı yollardan sinemayı etkilemiştir. Çalışmada önce Türkiye'deki kadın hareketinin tarihsel dönüşümü değerlendirilip, kadın hareketleri ve sinema ilişkisi anlaşılır kılınacaktır. Daha sonra 1980 öncesi Türkiye sinemasında kadın temsilleri, Adı Vasfiye (1985) filmi üzerinden incelenerek, 1980 öncesi Türkiye sinemasında kadın temsillerinde bir farklılaşmanın olup olmadığı değerlendirilecektir. Giriş Temsiller, içinde yer alınan kültürlerden devralınır ve içselleştirilerek benliğin bir parçası haline getirilir. İçselleştirilen bu temsiller benliği, söz konusu kültürel temsillerde içkin olan değerleri de benimseyecek şekilde yoğrulduğundan dolayı bir kültüre egemen olan temsiller, can alıcı politik önem taşımaktadırlar. Kültürel temsillerin üretiminde söz sahibi olmak, toplumsal iktidarın korunması açısından kritik önem taşıdığı gibi, toplumsal dönüşümleri amaçlayan ilerici hareketler için de vazgeçilmez bir kaynaktır. Sinema, günümüzde bu tür politik mücadelelerin yürütülmesi açısından önem taşıyan bir kültürel temsil oluşturmaktadır. Filmler, sosyal gerçekliğin şu ya da bu şekilde inşa edilmesine zemin hazırlayan psikolojik duruşları, dünyanın ne olduğu ve nasıl olması gerektiğine ilişkin ortak düşünceyi yönlendirerek toplumsal kurumları ayakta tutan geniş bir kültürel temsiller sisteminin parçasıdır (Ryan ve Kellner, 2010: 37-38). Seksenli yıllardan günümüze toplumsal cinsiyet politikaları, film kuramında önemli bir yere sahiptir. Dünyada feminist hareketin 1960'lı yıllarda kazandığı ivme, feminizm ve sinema ilişkisini geliştirmiştir (Ulusay, 1993: 6). Birçok kaynakta Türkiye'de feminist hareket ve sinema ilişkisi 1980'lerde başladığı iddia edilmektedir. Çalışmada önce Türkiye'deki kadın hareketinin tarihsel dönüşümü incelecek daha sonra da Atıf Yılmaz'ın 1985 yılında yönettiği Adı Vasfiye adlı filmi analiz edilecektir. Çalışmanın temel amacı Adı Vasfiye filmindeki kadın temsillerinin kendinden önceki dönemdeki temsillerin bir toplamı olduğu varsayımını sınamaktır.
Fandom, the Next Generation, 2022

DİPNOT, 2021
Sinemamızın kadın yıldızları kimlerdir sorusu sorulduğunda Türk sinema tarihi boyunca sinemaya em... more Sinemamızın kadın yıldızları kimlerdir sorusu sorulduğunda Türk sinema tarihi boyunca sinemaya emek vermiş yüzlerce oyuncu arasında birkaç isim aklımıza gelir. Bu isimler onların cazibesine kapıldığımız, oyunculuklarından büyülendiğimiz için mi aklımıza gelmektedir? Yoksa onlara yakıştırılan “Sultan”, “Hanımefendi”, “Afrodit” gibi sıfatlardan dolayı mı yıldız olarak zihnimize kazınmışlardır?
Elinizdeki kitap, Türk sinemasında yıldızlığı ve kadın yıldızları ele alarak, sinemada “star sistemini” üreten ve sürdüren film endüstrisini, film üretim olgusunu inceliyor. Bunu yaparken de yıldızlığı doğuran toplumsal yapının nasıl işlediğini vurgulayarak kadın yıldızlar ile dönemin kadın algısı –toplumda ideal olarak kabul gören kadınlık kodları– arasında bağlantılar kuruyor.
Bizi Türk sinemasının ve onun kadın yıldızlarının dünyasında ilginç bir yolculuğa çıkaran, bu yolculuğun her evresinde kadın çalışmalarından beklenen eleştirel yaklaşımı okurdan esirgemeyen bir eser…

Sinecine, 2021
İkinci Meşrutiyet sonrası sinema, Weinberg’in 1908 yılında Tepebaşı’nda Pathé
Sineması’nı açmasıy... more İkinci Meşrutiyet sonrası sinema, Weinberg’in 1908 yılında Tepebaşı’nda Pathé
Sineması’nı açmasıyla diğer eğlence programlarını zenginleştiren teknolojik bir
buluş olmaktan çıkar, tek başına bir eğlence haline gelir. Büyük şehirler dışında ilk film gösterimleri, yine bu tarihte yapılır. Halkevlerinden önce Anadolu’da
birkaç girişimcinin teşebbüsleriyle açılan sinema salonları kısa sürede kapanır.
Halkevleri bünyesinde açılan sinema salonları çoğunlukla çok amaçlı salonlar
olsalar da sinemanın toplumsal alanda önemli bir kültür ögesi haline gelmesine
aracılık etmiştir. 1938 yılında Mardin’de açılan Halkevi Sineması’nın da benzer bir
işlevi olmuştur. Halkevi Sineması’ndan sonra 1950’lerde Mardin’de birçok sinema
açılmıştır. Çalışmada 1960-1975 yılları arasında Mardin’de sinema olgusu, sinema salonları, gösterilen filmler ve dönemin seyir pratikleri üzerinden değerlendirilmiştir. Bu bağlamda Mardin’deki ilk film gösteriminin tarihi ve ilk sinema
salonunun hangisi olduğu tespit edildikten sonra ileriki yıllarda açılan sinema
salonlarının sayısı, teknik ve ergonomik durumları, Mardinlilerin sinemaya karşı ilgileri, izlenen filmler, yerel sinema haberleri ve sinemanın gündelik hayattaki yeri incelenmiştir. T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı’ndaki
belgeler ve dönemin yerel gazeteleri ve belirtilen dönemde şehirde yaşamış ilgili
kişilerle yapılan görüşmeler ile Mardin’de sinemanın, şehrin gündeli
The Economic Structure of The Yeşilçam Periods's Star System in Turkish Cinema, 2019

Cinema, is one of the dominat imagines of urban culture and modernity, gains acceptance in the Tu... more Cinema, is one of the dominat imagines of urban culture and modernity, gains acceptance in the Turkish social sphere as entertainment, mass communication and socialization since the advent of cinema in Turkey and warmly communicates with audiance(Liman, 2014, pg. 98). "The improvement of cities and cinemas together, fictionalizing each other and determining each other's rhythm" (Çiçe-koğlu, 2007, pg. 29) make it possible for cinema to be characterized as a product of the great transformation of modernity(Ulusay,2008 pg. 26) and a cultural ins-titution(Liman, 2014 pg.98). In this context, as well as being a social space that brings people together, cinema has a mission of culturing society, too. Halkevleri-Community Centers-, which is established in 1932 as the cultural branch of the Republican People's Party for the socialization of the new regime and the locali-zation of new cultural norms in the early years of the Republic(Boran,2015, pg 274), and the Halkevi-Community Centers-cinemas, which open afterwards, make cinema widespread across the country and become one of the important entertainment tools that cultivate the Anatolian people at the same time. In this study, the effects of the Mardin Halkevi-Community Centers-Cinema, which is
BEDİA MUVAHHİT: BİR CUMHURİYET YILDIZI
Yektanurşin DUYAN, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo Televizyon Sinema Ana Bili... more Yektanurşin DUYAN, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo Televizyon Sinema Ana Bilim Dalı'ndan doktora derecesi olan Yektanurşin Duyan, Mardin Artuklu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışmaktadır. Duyan, Türk sinema tarihi, yıldızlık, hayranlık, cinsiyet ve toplumsal cinsiyet alanlarında çalışmaktadır. Özet Bir yıldızın perde ve perde dışında oluşturduğu kişilik ve imaj toplumun arzu ve beklentilerini karşılamanın yanı sıra o toplumda oluşturulmak istenilen ideallerdir. Bu nedenle bazı oyuncular belli dönemin simgesi, yıldızı haline gelirler. Çalışmada cumhuriyet döneminde perdeye çıkan ilk Türk-Müslüman kadın oyuncu Bedia Muvahhit'in "yıldızlık" imajıyla Cumhuriyet döneminde oluşturulan yeni kadın imajı arasındaki bağlantılar ortaya çıkarılacaktır.

My paper addresses the issue of stardom in the Turkish cinema with special attention to female st... more My paper addresses the issue of stardom in the Turkish cinema with special attention to female stars of Turkish cinema in Yesilcam period between 1960 to 1989. Yesilcam, which was Turkey’s ‘little Hollywood’ with its own genres and star system, lived its heyday between 1960 and 1975, with a yearly production of 200 to 300 films (Kaya, 2013, 417). Yesilcam cinema was also star-driven cinema. It derived its star system from Hollywood, but it produced own star system and stars. Because in Yesilçam period regional film distributors were the most powerful in this system. They were the most influential figures in the system, commissioned films that involved specific stars whose films had been profitable in their region. They could also demand changes in plot and casting. Films had been written to feature a given star, or alterations to the story might be made to preserve a star’s social image (Edoğan and Göktürk, 2001: 535). This system had created many female stars but a few of them survived and Türkan Şoray is one of them. Among other stars, Şoray gets special attention so she has been called the Sultana of Turkish cinema. This project, by closely examining to be star in Turkish cinema, sheds new light on the little recognized acknowledged issue of the star image of Türkan Şoray.

Cinema e Storia, 2018
Nella storia del cinema turco, gli anni tra il 1960 e il 1989 sono noti
come periodo Yeşilçam (le... more Nella storia del cinema turco, gli anni tra il 1960 e il 1989 sono noti
come periodo Yeşilçam (letteralmente “pino verde”)1. All’interno
di questo lungo arco temporale, nel quindicennio tra il 1960 e il
1974 vengono solitamente collocati gli anni d’oro del cinema turco.
Lo studioso Nezih Erdoğan ha individuato le modalità produttive
di questo periodo come Konfeksiyon (“confezionate”), in quanto
pensate non soltanto per soddisfare una domanda in continuo
aumento, ma anche e soprattutto per intrattenere il pubblico nazionale2.
In questo periodo, dunque, si producono film per delle
audience che potremmo chiamare “viziate”, ovvero un pubblico le cui istanze vengono appagate per interesse3. Il cinema Yeşilçam,
dunque, è un cinema creato appositamente per un pubblico che, a
sua volta, conferisce potere al sistema attraverso il finanziamento
indiretto derivato dagli incassi4. In questo modo, i temi e i generi
sviluppati, così come le star coinvolte nei film, rispondono alle richieste
delle audience, attivando un processo a catena che, in virtù
del coinvolgimento del pubblico, alimenta un progetto sistematico
finalizzato alla creazione di una serie di dinamiche di fandom.
In questo modo, le audience mettono in pratica una relazione a
distanza con i propri idoli, su cui cercano continuamente informazioni
e con i quali tentano di mettersi direttamente in contatto.
Il più importante strumento di comunicazione, in questo senso, è
rappresentato dalle riviste di cinema. Oltre a essere considerate lo
strumento primario di diffusione di cultura cinematografica in Turchia,
queste riviste assumono un ruolo fondamentale nelle strategie
di fandom5. La principale ipotesi di questo studio è che tali riviste
funzionino come un ponte tra i divi e i loro fan. Scopo di questo
scritto è esplorare l’esperienza sociale del cinema Yeşilçam, con
particolare riferimento al rapporto tra pubblico e star, attraverso
uno studio delle riviste di cinema degli anni Sessanta e segnatamente
attraverso l’analisi di due riviste: «Ses» e «Artist». Dopo aver
contestualizzato brevemente il periodo del cinema Yeşilçam nel
quadro dell’industria cinematografica turca, l’articolo fornirà una
panoramica sulle riviste, tentando di indagare le modalità con cui
questi strumenti creano dei ponti “fluidi” tra le audience e i loro divi.
Uploads
Papers by YEKTANURŞİN DUYAN
etkilemektedir. Çok kültürlü yapısı olan şehirde kültürlerin birbirlerinden etkilenmesi eğlence hayatına ve
ritüellerine de yansır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Mardin’de geleneksel kadınlar arası eğlenceler ve bu
eğlencelerin ritüellerini araştırıp, ritüeller arasında kültürel farklılıklarının olup olmadığını ortaya çıkarmaktır. Bu
amaç doğrultusunda Mardin’de yaşayan farklı din, dil ve etnik kökenden olan 29 kadın ile derinlemesine
görüşmeler yapılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda Mardinli kadınların belleklerinde geleneksel eğlence
denildiğinde Sabahiye, Hamam, Şehriye, Hasıt Marane, Derder Baba’nın yer edindiği görülmüştür. Mardin’de
kadınlar arası geleneksel eğlencelere baktığımızda kültürleşmenin izlerine rastlanılmıştır. Bu eğlencelerde farklı
etnik, dil, din ve inançtaki toplumların birbirinden etkilendikleri ritüellerdeki ufak nüans farkları dışında
birbirlerine benzedikleri görülür. Görüşmeler sonucunda Mardin’de hamam dışında artık kadınlar arası geleneksel
eğlencelerden hiçbirinin düzenlenmediği saptanmıştır. Katılımcılara göre bunun nedeni, toplum yapısının, sosyokültürel değerlerin, toplumu oluşturan üyelerin arzu ve beklentilerinin değişmesi ve tüm bu değişimlerin konut
kültürüne yansımalarıdır.
Elinizdeki kitap, Türk sinemasında yıldızlığı ve kadın yıldızları ele alarak, sinemada “star sistemini” üreten ve sürdüren film endüstrisini, film üretim olgusunu inceliyor. Bunu yaparken de yıldızlığı doğuran toplumsal yapının nasıl işlediğini vurgulayarak kadın yıldızlar ile dönemin kadın algısı –toplumda ideal olarak kabul gören kadınlık kodları– arasında bağlantılar kuruyor.
Bizi Türk sinemasının ve onun kadın yıldızlarının dünyasında ilginç bir yolculuğa çıkaran, bu yolculuğun her evresinde kadın çalışmalarından beklenen eleştirel yaklaşımı okurdan esirgemeyen bir eser…
Sineması’nı açmasıyla diğer eğlence programlarını zenginleştiren teknolojik bir
buluş olmaktan çıkar, tek başına bir eğlence haline gelir. Büyük şehirler dışında ilk film gösterimleri, yine bu tarihte yapılır. Halkevlerinden önce Anadolu’da
birkaç girişimcinin teşebbüsleriyle açılan sinema salonları kısa sürede kapanır.
Halkevleri bünyesinde açılan sinema salonları çoğunlukla çok amaçlı salonlar
olsalar da sinemanın toplumsal alanda önemli bir kültür ögesi haline gelmesine
aracılık etmiştir. 1938 yılında Mardin’de açılan Halkevi Sineması’nın da benzer bir
işlevi olmuştur. Halkevi Sineması’ndan sonra 1950’lerde Mardin’de birçok sinema
açılmıştır. Çalışmada 1960-1975 yılları arasında Mardin’de sinema olgusu, sinema salonları, gösterilen filmler ve dönemin seyir pratikleri üzerinden değerlendirilmiştir. Bu bağlamda Mardin’deki ilk film gösteriminin tarihi ve ilk sinema
salonunun hangisi olduğu tespit edildikten sonra ileriki yıllarda açılan sinema
salonlarının sayısı, teknik ve ergonomik durumları, Mardinlilerin sinemaya karşı ilgileri, izlenen filmler, yerel sinema haberleri ve sinemanın gündelik hayattaki yeri incelenmiştir. T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı’ndaki
belgeler ve dönemin yerel gazeteleri ve belirtilen dönemde şehirde yaşamış ilgili
kişilerle yapılan görüşmeler ile Mardin’de sinemanın, şehrin gündeli
come periodo Yeşilçam (letteralmente “pino verde”)1. All’interno
di questo lungo arco temporale, nel quindicennio tra il 1960 e il
1974 vengono solitamente collocati gli anni d’oro del cinema turco.
Lo studioso Nezih Erdoğan ha individuato le modalità produttive
di questo periodo come Konfeksiyon (“confezionate”), in quanto
pensate non soltanto per soddisfare una domanda in continuo
aumento, ma anche e soprattutto per intrattenere il pubblico nazionale2.
In questo periodo, dunque, si producono film per delle
audience che potremmo chiamare “viziate”, ovvero un pubblico le cui istanze vengono appagate per interesse3. Il cinema Yeşilçam,
dunque, è un cinema creato appositamente per un pubblico che, a
sua volta, conferisce potere al sistema attraverso il finanziamento
indiretto derivato dagli incassi4. In questo modo, i temi e i generi
sviluppati, così come le star coinvolte nei film, rispondono alle richieste
delle audience, attivando un processo a catena che, in virtù
del coinvolgimento del pubblico, alimenta un progetto sistematico
finalizzato alla creazione di una serie di dinamiche di fandom.
In questo modo, le audience mettono in pratica una relazione a
distanza con i propri idoli, su cui cercano continuamente informazioni
e con i quali tentano di mettersi direttamente in contatto.
Il più importante strumento di comunicazione, in questo senso, è
rappresentato dalle riviste di cinema. Oltre a essere considerate lo
strumento primario di diffusione di cultura cinematografica in Turchia,
queste riviste assumono un ruolo fondamentale nelle strategie
di fandom5. La principale ipotesi di questo studio è che tali riviste
funzionino come un ponte tra i divi e i loro fan. Scopo di questo
scritto è esplorare l’esperienza sociale del cinema Yeşilçam, con
particolare riferimento al rapporto tra pubblico e star, attraverso
uno studio delle riviste di cinema degli anni Sessanta e segnatamente
attraverso l’analisi di due riviste: «Ses» e «Artist». Dopo aver
contestualizzato brevemente il periodo del cinema Yeşilçam nel
quadro dell’industria cinematografica turca, l’articolo fornirà una
panoramica sulle riviste, tentando di indagare le modalità con cui
questi strumenti creano dei ponti “fluidi” tra le audience e i loro divi.
etkilemektedir. Çok kültürlü yapısı olan şehirde kültürlerin birbirlerinden etkilenmesi eğlence hayatına ve
ritüellerine de yansır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Mardin’de geleneksel kadınlar arası eğlenceler ve bu
eğlencelerin ritüellerini araştırıp, ritüeller arasında kültürel farklılıklarının olup olmadığını ortaya çıkarmaktır. Bu
amaç doğrultusunda Mardin’de yaşayan farklı din, dil ve etnik kökenden olan 29 kadın ile derinlemesine
görüşmeler yapılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda Mardinli kadınların belleklerinde geleneksel eğlence
denildiğinde Sabahiye, Hamam, Şehriye, Hasıt Marane, Derder Baba’nın yer edindiği görülmüştür. Mardin’de
kadınlar arası geleneksel eğlencelere baktığımızda kültürleşmenin izlerine rastlanılmıştır. Bu eğlencelerde farklı
etnik, dil, din ve inançtaki toplumların birbirinden etkilendikleri ritüellerdeki ufak nüans farkları dışında
birbirlerine benzedikleri görülür. Görüşmeler sonucunda Mardin’de hamam dışında artık kadınlar arası geleneksel
eğlencelerden hiçbirinin düzenlenmediği saptanmıştır. Katılımcılara göre bunun nedeni, toplum yapısının, sosyokültürel değerlerin, toplumu oluşturan üyelerin arzu ve beklentilerinin değişmesi ve tüm bu değişimlerin konut
kültürüne yansımalarıdır.
Elinizdeki kitap, Türk sinemasında yıldızlığı ve kadın yıldızları ele alarak, sinemada “star sistemini” üreten ve sürdüren film endüstrisini, film üretim olgusunu inceliyor. Bunu yaparken de yıldızlığı doğuran toplumsal yapının nasıl işlediğini vurgulayarak kadın yıldızlar ile dönemin kadın algısı –toplumda ideal olarak kabul gören kadınlık kodları– arasında bağlantılar kuruyor.
Bizi Türk sinemasının ve onun kadın yıldızlarının dünyasında ilginç bir yolculuğa çıkaran, bu yolculuğun her evresinde kadın çalışmalarından beklenen eleştirel yaklaşımı okurdan esirgemeyen bir eser…
Sineması’nı açmasıyla diğer eğlence programlarını zenginleştiren teknolojik bir
buluş olmaktan çıkar, tek başına bir eğlence haline gelir. Büyük şehirler dışında ilk film gösterimleri, yine bu tarihte yapılır. Halkevlerinden önce Anadolu’da
birkaç girişimcinin teşebbüsleriyle açılan sinema salonları kısa sürede kapanır.
Halkevleri bünyesinde açılan sinema salonları çoğunlukla çok amaçlı salonlar
olsalar da sinemanın toplumsal alanda önemli bir kültür ögesi haline gelmesine
aracılık etmiştir. 1938 yılında Mardin’de açılan Halkevi Sineması’nın da benzer bir
işlevi olmuştur. Halkevi Sineması’ndan sonra 1950’lerde Mardin’de birçok sinema
açılmıştır. Çalışmada 1960-1975 yılları arasında Mardin’de sinema olgusu, sinema salonları, gösterilen filmler ve dönemin seyir pratikleri üzerinden değerlendirilmiştir. Bu bağlamda Mardin’deki ilk film gösteriminin tarihi ve ilk sinema
salonunun hangisi olduğu tespit edildikten sonra ileriki yıllarda açılan sinema
salonlarının sayısı, teknik ve ergonomik durumları, Mardinlilerin sinemaya karşı ilgileri, izlenen filmler, yerel sinema haberleri ve sinemanın gündelik hayattaki yeri incelenmiştir. T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı’ndaki
belgeler ve dönemin yerel gazeteleri ve belirtilen dönemde şehirde yaşamış ilgili
kişilerle yapılan görüşmeler ile Mardin’de sinemanın, şehrin gündeli
come periodo Yeşilçam (letteralmente “pino verde”)1. All’interno
di questo lungo arco temporale, nel quindicennio tra il 1960 e il
1974 vengono solitamente collocati gli anni d’oro del cinema turco.
Lo studioso Nezih Erdoğan ha individuato le modalità produttive
di questo periodo come Konfeksiyon (“confezionate”), in quanto
pensate non soltanto per soddisfare una domanda in continuo
aumento, ma anche e soprattutto per intrattenere il pubblico nazionale2.
In questo periodo, dunque, si producono film per delle
audience che potremmo chiamare “viziate”, ovvero un pubblico le cui istanze vengono appagate per interesse3. Il cinema Yeşilçam,
dunque, è un cinema creato appositamente per un pubblico che, a
sua volta, conferisce potere al sistema attraverso il finanziamento
indiretto derivato dagli incassi4. In questo modo, i temi e i generi
sviluppati, così come le star coinvolte nei film, rispondono alle richieste
delle audience, attivando un processo a catena che, in virtù
del coinvolgimento del pubblico, alimenta un progetto sistematico
finalizzato alla creazione di una serie di dinamiche di fandom.
In questo modo, le audience mettono in pratica una relazione a
distanza con i propri idoli, su cui cercano continuamente informazioni
e con i quali tentano di mettersi direttamente in contatto.
Il più importante strumento di comunicazione, in questo senso, è
rappresentato dalle riviste di cinema. Oltre a essere considerate lo
strumento primario di diffusione di cultura cinematografica in Turchia,
queste riviste assumono un ruolo fondamentale nelle strategie
di fandom5. La principale ipotesi di questo studio è che tali riviste
funzionino come un ponte tra i divi e i loro fan. Scopo di questo
scritto è esplorare l’esperienza sociale del cinema Yeşilçam, con
particolare riferimento al rapporto tra pubblico e star, attraverso
uno studio delle riviste di cinema degli anni Sessanta e segnatamente
attraverso l’analisi di due riviste: «Ses» e «Artist». Dopo aver
contestualizzato brevemente il periodo del cinema Yeşilçam nel
quadro dell’industria cinematografica turca, l’articolo fornirà una
panoramica sulle riviste, tentando di indagare le modalità con cui
questi strumenti creano dei ponti “fluidi” tra le audience e i loro divi.
zor kavramlardan biridir. Ünlülük (celebrity studies) ve film (film studies)
çalışmaları dışında çoğu zaman birbirinin eş anlamlısı olarak kullanılmasına
rağmen farklı parametrelere sahip olan bu üç kavram, çalışmada televizyon
üzerinden incelenmektedir. Çalışmada önce Türkiye’de televizyon şöhreti,
ünlülüğü ve kişiliği incelenip, televizyon yıldızlığının kavramsallaştırılması
yapılmıştır. Televizyon yıldızlığının kavramsallaştırılması yapıldıktan sonra
bir televizyon yıldızı olarak Tuba Büyüküstün’ün yıldızlık imajı ortaya
çıkarılmıştır. Büyüküstün’ün yıldızlık imajını oluşturan en önemli etken doğal
güzelliğidir. Ekran ve ekran dışındaki mesafeli duruşu onu mesafeli yıldız
kategorisine dahil etmektedir. Mesafeli yıldız imajı, onu diğer televizyon
yıldızlarından ayıran en büyük farkı olduğu görülmüştür.