
Ferhat Yıldırım
Ferhat Yıldırım Kimdir?
Ferhat Yıldırım, 1973 yılında İstanbul’da doğmuş, medya ve iletişim alanında önemli projelere imza atmış bir gazeteci, yazar ve iletişim uzmanıdır. Kariyerine, Has Bilgi Birikim ve Yayıncılık A.Ş. bünyesinde kurulan HBB TV’nin kuruluş aşamasında görev alarak başlamıştır. İhlas Holding’e bağlı Türkiye Gazetesi’nin de içinde olduğu İstanbul Sur içi Bölge Ekibinde de aktif görev almıştır.
Ülkemizde bölücü terör örgütünün eylemlerini arttırdığı bir dönemde üniversite eğitimini yarıda bırakma kararını arkadaşlarıyla alan Yıldırım, tecilini bozarak askerlik görevini ifa etmiştir. Görevde olduğu sürece birçok arkadaşının vatan uğruna gazi ve şehadetlerine tanık olmuş biri olarak askerlik sonrası eğitim hayatına mihenk olacak vatani değerleri önemseyen bir yaklaşımla mesleğine nakşetmiştir.
Bu değerler bütünüyle sürekli eğitimi önemseyen ve kişisel gelişimden ziyade toplumsal gelişimi önceleyen bir bakış açısıyla 4 lisans ve 3 yüksek lisans mezuniyetine sahip olmuş ve halen eğitim hayatını sürdürürken, eğitmenliğini de devam ettirmektedir.
Başlıca eğitim disiplinleri;
1)Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Küresel Güvenlik ve Uluslararası Politika Çalışmaları Yüksek Lisansı: Eğitimini, “AB’nin EUNAVFOR MED IRINI Entegrasyonu ve Misyonu” başlıklı teziyle tamamlamıştır.
2)Ankara Üniversitesi Gazetecilik Ana Bilim Dalı Gazetecilik Yüksek Lisansı: “Türkiye’de Gazetecilik Meslek Örgütleri ve Gazetecilerin Temsili” başlıklı teziyle başarıyla tamamlamıştır.
3)Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilgiler Eğitimi Yüksek Lisansı: Eğitimini, “Türklerde Hakimiyet Telakkisi ve Osmanlı’da Kardeş Katli Meselesi” başlıklı teziyle tamamlamış, bu süreçte Prof. Dr. Selim Hilmi Özkan’dan danışmanlık almıştır.
4)İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü: Yaşamsal pratiğin felsefe otoritelerince sıhhatli bir temasının olmaması nedeniyle toplumsal gayeleri geciktirici bir hal almış olduğu düşüncesiyle hakikat arayışını topluma geçmişten ya da küflü sayfalardan değil bizatihi içinden temas etmenin doğru olacağını düşünerek 2. Sınıfın sonlarına doğru terk etmiştir.
5) Ferhat Yıldırım, İstanbul Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve Dumlupınar Üniversitesi Mezunlar Derneği üyesidir.
Uzmanlığı ile aldığı görevler;
1) Organ Doku ve Hücre Nakli Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Denetleme Kurulu Başkanı
2) ODHND Medya ve İletişim Komitesi Başkanı
3) Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi
4) Basın Konseyi Üyesi
5) Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Ulusal Medya Başkan Yardımcısı
6) Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) Üyesi ve IFJ Kartı Sahibi
Ayrıca, 2009 yılından bu yana Adalet Bakanlığı’na bağlı olarak Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, Bakırköy Soruşturma Savcılığı, Sulh Hukuk Mahkemeleri ve İstanbul Başsavcılığı gibi farklı birimlerde gazeteci ve yayıncı bilirkişi olarak görev yapmaktadır.
Kamu Diplomasisi ve Dezenformasyonla Mücadele;
Ferhat Yıldırım, gazetecilerin kamu diplomasisi görevine vurgu yaparak, bu kapsamda dünya genelindeki meslektaşlarıyla aktif iş birliği yürütmektedir. İletişim Başkanlığı, Türk Devlet Teşkilatı, Yurt Dışı Türkler ve Akrabalar Topluluğu, Küresel Gazeteciler Konseyi ve Dışişleri Bakanlığı’nın misyonlarına destek vermiştir. Gazetecilerin kamu diplomasisi görevini, “bir ülkenin gazetecilerinin diğer ülke gazetecilerini kendi değerleri ve düşünceleriyle etkileme çalışmaları” olarak tanımlayan tezini hazırlayarak literatüre önemli bir katkı sunmuştur.
Yayıncılık ve Medya Çalışmaları;
Ferhat Yıldırım, Ogün Gazetesi ve Enerji Dünyası Medya Grubu gibi medya platformlarının kurucusudur. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Şeref Basın Kartı sahibidir.
Ferhat Yıldırım, gazetecilik, eğitim ve iletişim alanında geniş bilgi birikimi, akademik çalışmalar ve uluslararası medya ilişkileriyle istikrarlı ve emektar bir isimdir. Önce vatan idealiyle hem gazetecilik hem de akademik alanda güçlü bir kariyer inşa etmiştir.
Bazı Akademik Çalışmaları;
1) “AB’nin EUNAVFOR MED IRINI Entegrasyonu ve Misyonu”
2) “Türkiye’de Gazetecilik Meslek Örgütleri ve Gazetecilerin Temsili”
3) “Türklerde Hakimiyet Telakkisi ve Osmanlı’da Kardeş Katli Meselesi”
4) “Küreselleşme Sürecinde İnsan Hakları” (İnsan Hakları Dergisi, 2021)
5) “Türkiye’de Devlet Geleneği ve İç Tehditler”
6) “Türklerde Hakimiyet Telakkisi ve Osmanlı’da Kardeş Katli Meselesi”
7) “Covid-19 Pandemisinin Küresel Dünyaya Etkileri”
8) “Kamu Diplomasisi ve AK Parti Dönemi Türk Dış Politikası”
9) “İletişim ve Etik”
10) “Gazetecilerin Kamu Diplomasi”
11) “Yeni Medya ve İletişim”
Ferhat Yıldırım, 1973 yılında İstanbul’da doğmuş, medya ve iletişim alanında önemli projelere imza atmış bir gazeteci, yazar ve iletişim uzmanıdır. Kariyerine, Has Bilgi Birikim ve Yayıncılık A.Ş. bünyesinde kurulan HBB TV’nin kuruluş aşamasında görev alarak başlamıştır. İhlas Holding’e bağlı Türkiye Gazetesi’nin de içinde olduğu İstanbul Sur içi Bölge Ekibinde de aktif görev almıştır.
Ülkemizde bölücü terör örgütünün eylemlerini arttırdığı bir dönemde üniversite eğitimini yarıda bırakma kararını arkadaşlarıyla alan Yıldırım, tecilini bozarak askerlik görevini ifa etmiştir. Görevde olduğu sürece birçok arkadaşının vatan uğruna gazi ve şehadetlerine tanık olmuş biri olarak askerlik sonrası eğitim hayatına mihenk olacak vatani değerleri önemseyen bir yaklaşımla mesleğine nakşetmiştir.
Bu değerler bütünüyle sürekli eğitimi önemseyen ve kişisel gelişimden ziyade toplumsal gelişimi önceleyen bir bakış açısıyla 4 lisans ve 3 yüksek lisans mezuniyetine sahip olmuş ve halen eğitim hayatını sürdürürken, eğitmenliğini de devam ettirmektedir.
Başlıca eğitim disiplinleri;
1)Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Küresel Güvenlik ve Uluslararası Politika Çalışmaları Yüksek Lisansı: Eğitimini, “AB’nin EUNAVFOR MED IRINI Entegrasyonu ve Misyonu” başlıklı teziyle tamamlamıştır.
2)Ankara Üniversitesi Gazetecilik Ana Bilim Dalı Gazetecilik Yüksek Lisansı: “Türkiye’de Gazetecilik Meslek Örgütleri ve Gazetecilerin Temsili” başlıklı teziyle başarıyla tamamlamıştır.
3)Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilgiler Eğitimi Yüksek Lisansı: Eğitimini, “Türklerde Hakimiyet Telakkisi ve Osmanlı’da Kardeş Katli Meselesi” başlıklı teziyle tamamlamış, bu süreçte Prof. Dr. Selim Hilmi Özkan’dan danışmanlık almıştır.
4)İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü: Yaşamsal pratiğin felsefe otoritelerince sıhhatli bir temasının olmaması nedeniyle toplumsal gayeleri geciktirici bir hal almış olduğu düşüncesiyle hakikat arayışını topluma geçmişten ya da küflü sayfalardan değil bizatihi içinden temas etmenin doğru olacağını düşünerek 2. Sınıfın sonlarına doğru terk etmiştir.
5) Ferhat Yıldırım, İstanbul Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve Dumlupınar Üniversitesi Mezunlar Derneği üyesidir.
Uzmanlığı ile aldığı görevler;
1) Organ Doku ve Hücre Nakli Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Denetleme Kurulu Başkanı
2) ODHND Medya ve İletişim Komitesi Başkanı
3) Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi
4) Basın Konseyi Üyesi
5) Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Ulusal Medya Başkan Yardımcısı
6) Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) Üyesi ve IFJ Kartı Sahibi
Ayrıca, 2009 yılından bu yana Adalet Bakanlığı’na bağlı olarak Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, Bakırköy Soruşturma Savcılığı, Sulh Hukuk Mahkemeleri ve İstanbul Başsavcılığı gibi farklı birimlerde gazeteci ve yayıncı bilirkişi olarak görev yapmaktadır.
Kamu Diplomasisi ve Dezenformasyonla Mücadele;
Ferhat Yıldırım, gazetecilerin kamu diplomasisi görevine vurgu yaparak, bu kapsamda dünya genelindeki meslektaşlarıyla aktif iş birliği yürütmektedir. İletişim Başkanlığı, Türk Devlet Teşkilatı, Yurt Dışı Türkler ve Akrabalar Topluluğu, Küresel Gazeteciler Konseyi ve Dışişleri Bakanlığı’nın misyonlarına destek vermiştir. Gazetecilerin kamu diplomasisi görevini, “bir ülkenin gazetecilerinin diğer ülke gazetecilerini kendi değerleri ve düşünceleriyle etkileme çalışmaları” olarak tanımlayan tezini hazırlayarak literatüre önemli bir katkı sunmuştur.
Yayıncılık ve Medya Çalışmaları;
Ferhat Yıldırım, Ogün Gazetesi ve Enerji Dünyası Medya Grubu gibi medya platformlarının kurucusudur. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Şeref Basın Kartı sahibidir.
Ferhat Yıldırım, gazetecilik, eğitim ve iletişim alanında geniş bilgi birikimi, akademik çalışmalar ve uluslararası medya ilişkileriyle istikrarlı ve emektar bir isimdir. Önce vatan idealiyle hem gazetecilik hem de akademik alanda güçlü bir kariyer inşa etmiştir.
Bazı Akademik Çalışmaları;
1) “AB’nin EUNAVFOR MED IRINI Entegrasyonu ve Misyonu”
2) “Türkiye’de Gazetecilik Meslek Örgütleri ve Gazetecilerin Temsili”
3) “Türklerde Hakimiyet Telakkisi ve Osmanlı’da Kardeş Katli Meselesi”
4) “Küreselleşme Sürecinde İnsan Hakları” (İnsan Hakları Dergisi, 2021)
5) “Türkiye’de Devlet Geleneği ve İç Tehditler”
6) “Türklerde Hakimiyet Telakkisi ve Osmanlı’da Kardeş Katli Meselesi”
7) “Covid-19 Pandemisinin Küresel Dünyaya Etkileri”
8) “Kamu Diplomasisi ve AK Parti Dönemi Türk Dış Politikası”
9) “İletişim ve Etik”
10) “Gazetecilerin Kamu Diplomasi”
11) “Yeni Medya ve İletişim”
less
Related Authors
Mahir ASLAN
Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Refik Turan
Aksaray University
Doç. Dr. Mustafa Karataş
Nevsehir Haci Bektas Veli University
Uploads
Papers by Ferhat Yıldırım
Osmanlı’nın patrimonyal bürokrasi sistemi ve millet politikası, Suriye’nin idari yapısında belirleyici olmuş, ancak Birinci Dünya Savaşı sonrası Fransa’nın manda yönetimi altında “böl ve yönet” stratejisiyle ulusal kimlik oluşturma çabaları sekteye uğratılmıştır.
Çalışma, Osmanlı’nın idari mirası ile Fransız manda yönetiminin toplumsal yapıyı nasıl dönüştürdüğünü ve bağımsızlık mücadelesinin bu bağlamdaki önemini tarihsel bir perspektifle incelemektedir.
Geçtiğimiz günlerde Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde yaşanan olaylar, Türkiye’deki kültürel kutuplaşmanın geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne serdi. Yeni yıl kutlamaları kapsamında bir grup öğrenci, kampüs meydanına bir Noel ağacı dikti ve süslemeye başladı. Ancak bu esnada bazı öğrenciler, bu durumu bir kültürel tehdit olarak gördü. Ağacın yanında toplu namaz kılanlar oldu, hatta bir öğrenci ağaca tırmanarak süsleyen arkadaşlarına müdahale etti. Bu karşıt tutumun ardından, Noel ağacını savunan öğrenciler bir yürüyüş düzenledi.
Bu olayın ardında sadece bir ağaç meselesi yoktu. Bu bir kimlik arayışıydı, bu bir hakikat savaşıydı. Peki gerçekten neyin mücadelesi veriliyor? Noel Baba’nın mı, yoksa çok daha eski bir kahraman olan Ayaz Ata’nın mı?
Gelin bu tartışmayı bir kenara bırakıp hakikati arayalım. Noel Baba ve süslenen çam ağaçları Batı kültürünün bize dayattığı birer sembol gibi görünse de, bu sembollerin kökleri bizim topraklarımızda saklı. Türk mitolojisinde kış aylarında iyiliği ve umudu getiren bir bilge vardır: Ayaz Ata. Ona saflığı ve bereketi temsil eden torunu Kar Kız eşlik eder. Yani, bizim Noel Baba’mız aslında Ayaz Ata’dır. Batı’nın Noel ağacı süsleme geleneği de köklerini bizim Nardugan Bayramı ve Akçam Ağacı ritüelimizden alır.
Democracy is seen as the supply of human peoples, and there is an important relationship between human peoples and democracy. In short, you have been provided to raise people with democracy. Review of the human-scale review.
You are communicating your use of globalization in general, human supranational. In and after these configurations, positive and negative do not remain in the past.
People who do not have globalization will eat enough to try little about them.
Globalization, globalization, wars, migration problems can also occur with globalization. Again, against human rights that emerged with universalization, Human rights are against producing universal solutions with positive returns.
As a reaction against globalization, anti-globalism also occurred.
Human rights have been one of the most important problems and with the spread of states, human rights have started to be obtained earlier.
Relocation states, consisting of people that emerged with globalization, have seen immigrants and refugees as an attack in the past.
We all know those who were given the money of the Ottoman Empire. However, we see that even today, the states could not give the Ottomans to those who were in the current situation, even today, to a measure with Europe.
"Human Rights in the Process of Globalization" will try to put a little child in the work of demonstrating, human analysis in the processes of globalization and development. On the one hand, globalization and on the other hand, analyzes that will be dealt with conceptually and theoretically with human rights.
Türkiye bu zamana kadar gelen tüm tehditlere karşı devlet geleneğinden aldığı güçlerle karşı durabilmiştir.
Osmanlı’nın yıkılmasının ardından kurulan mikro devletler günümüzde bölge için büyük tehditler oluşturmaktadır. Dış güçlerin etkisiyle hemen yönetim değişebiliyor ve dost oldukları devletlere aniden düşman olabiliyorlar.
Coğrafyamızda oluşan bu dış tehditlerle mücadele eden Türkiye, aynı zamanda terör başta olmak üzere kutuplaşma, darbe girişimleri, mülteci sorunu gibi birçok iç tehditlerle de karşı karşıya kalmıştır.
Yıkıcı ve bölücü unsurlar olarak terör örgütleri ve destekçileri ülkemizde faaliyetlerini göstermektedir.
Diğer önemli tehdit ise Türk halkının birbirine karşı Atatürkçü ve dindar grupların etkisiyle kutuplaşmasıdır.
Bir başka önem arz eden tehdit olarak mezhepler adı altında çıkan fikir tartışmalarını sayabiliriz.
Topluluk haline gelen Türklerde en önemli değer inanç olmuştur. Medeniyet kurma imkanına sahip olan değerler bütünü, kadim bir devlet anlayışını oluşturmuştur. Bu köklü medeniyete sahip olan Türkler, devlet yönetim erkini ilahi bir güç olarak nitelemiştir.
Türklerde hakimiyet bilinci ve devlet temayülleri, kadim öğretilerin inşası sebebiyle değişmesi ve/veya dönüşmesi hiçbir zaman tesadüfi olmamıştır. Cihan’a hükmetme arzusuyla mücadele vermiş olan Türkler, hiçbir zaman devletsiz kalmamış ve kurulan kutsal devlet yapısıyla devamlılığını tesis etmiştir. Türkler, hükümdarlarına tüm yetkilerin Tanrı tarafından verildiği düşünülen ‘Kut’ anlayışını da benimsemiştir.
Turgut Özakman'ın Kaleminden; 26 Eylül 2005 yılında çıkan kitapta, Atatürk'ün hayatını ve düşüncelerini anlatan pek çok araştırma olduğu, kişilik ve kişilik özelliklerini anlatan eser sayısının pek az olduğu vurgulanmaktadır.
Ulu önder, zarif, nazik, terbiyeli, iyimser, neşeli, kadınlara saygılı, insancı, duygulu, vefalı, halkına güvenen, sohbeti seven ve her şeyden önce iyi bir insandı. Bu sebeple Mustafa Kemal Atatürk'ün kişiliğini ve insani yönlerini, atamızı tanımış, arkadaşlık etmiş ve birlikte çalışmış görgü tanıklarının anlattıklarını esas alarak sizlerle paylaşacağız.
Mustafa Kemal Atatürk'ün, asker olmasına rağmen harbi sevmediğini yazar ve diplomat Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun sözlerinden anlayabiliyoruz.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından vaka sayılarının artışının açıklanması ve virüsün küresel salgına dönüşmesiyle Çin devleti başta olmak üzere tüm dünya genelinde azımsanamayacak can ve mal kaybına sebebiyet vermiştir.
Virüs’ün, toplum sağlığının küresel anlamda tehdit etmesi neticesinde, Dünya Sağlık Örgütü süreci Pandemi (Salgın) olarak duyurmuş ve küresel olarak tüm dünya bireylerinin ve bireylerin oluşturduğu küçük, büyük hemen her ülkenin Covid19 ile imtihanı başlamıştır.
Virüs’ün sınırları aşan ani yayılma hızına hazırlıksız yakalanan hükümetler, virüs karşısında çaresiz kalmışlardır. Hatta ekonomik çöküş olacağı endişesiyle özellikle Avrupa ülkeleri Dünya Sağlık Örgütü’nün yardımlarda ve virüsü engellemede başarısız olduğunu ileri sürmüşlerdir. Özellikle ABD bu konuda çok sert açıklamalarda bulunmuşlardır.
The systems of the world as soon as possible and the culture that is closed as soon as possible will be in the field for future generations.
In making the museum museums come to life, their beloved teacher Assoc. Dr. They say that İlhan's case is big.
In the scans made on the subject at https://dergipark.org/ and https://tez.yok.gov.tr/, there were no articles or records related to a one-day visit.
In the national library records, no record was found in the departure according to the material types.
I can make a positive contribution to the literature from the interview with Alaattin Keykubat, based on these scans.
Her zaman Ortadoğu’da söz sahibi olmak isteyen siyasi aktörlerin elinde bulunan Avrupa Birliği Devletleri de kendilerine göre güvenlik endişeleri adı altında değişik savaş stratejilerini uygulamaya başladılar.
Bu düşüncelerle AB kendisini hem Avrupa’da hem Asya’da güvenlik aktörü olarak tayin etti. Ortak Güvenlik ve Savunma Politikaları kapsamasında Avrupa Birliği askeri operasyonu olan IRINI Operasyonu için 31 Mart 2020’de düğmeye bastı. Birleşmiş Milletlerin Libya’ya silah ambargosu uygulaması amacıyla başlatılan IRINI Operasyonu, bölgedeki İslamcılara, teröriste, korsanlara ve silah kaçakçılığına karşı mücadele ediyor mu? Esas amacı nedir? gibi sorulara cevap aramak niyetindeyim.
Bu tez, AB'nin IRINI Operasyonu ile sivil ve askeri operasyonlarını nasıl yapılandırdığını ve kendisini nasıl güvenlik aktörü olarak belirlediğini ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, IRINI Operasyonu, Ortadoğu, Avrupa, Asya, Osmanlı
Araştırmalarıma “Değerler Eğitimi” dergisinin Aralık 2017 sayısında “Türkiye’de Değerler Eğitimi Uygulamalarının Öğrencilere Kazandırılması İstenen Olumlu Özellikler Üzerindeki Etkisi” başlıklı makaleyi inceleyerek devam ettim.
Doç. Dr. Vedat AKTEPE ve Doç. Dr. Mevlüt GÜNDÜZ editörlüğünde yayınlanan “Karakter ve Değer Eğitimi” eserini de makaleme katkı sağlayacağı düşüncesiyle inceledim.
Bu çalışma sonucunda sunumumun Karakter ve Değerler Eğitiminde Uygulamalara katkı sağlamasını dilerim.
Devletler azınlıkları, göçmenleri ve mültecileri her zaman bir tehdit olarak görmüşlerdir.
Bu tehditlerin zirveye çıktığı zamanlarda evrensel insan hakları konusunda birtakım düzenlemelerin ortaya çıkması bu sorunların önüne bir engel olmuştur.
Azınlıkların tanınması sebebiyle insan hakları konusunda önemli adımlar atılmıştır. Dolayısıyla devletlerde azınlıklar konusunda politikalarını geliştirmeye ve insan hakları bakımından önemli değişikliler yapmak zorunda kalmıştır.
Osmanlı İmparatorluğunun azınlıklara verdiği değeri hepimiz bilmekteyiz. Fakat Avrupa ile bir karşılaştırma yaparsak Osmanlı’nın azınlıklara verdiği değeri halen şimdiki zamanda bile devletlerin veremediğini görmekteyiz.
Bu makalemde Osmanlı’dan günümüze insan hakları ve güvenlik konularında dünyanın geldiği noktayı değerlendirmeye çalışacağım. Bu değerlendirmeyi yaparken, Avrupa’da ülkelerin dinlere, cemaatlere, cinsel tercihleri nedeniyle insanlara ve etnik gruplara bakış açılarını karşılaştırmaya gayret edeceğim.
İnsan Hakları ve Güvenlik başlıklı ödev çalışması kapsamında, insan hakları oluşum ve gelişim süreçlerini analiz ederek özgün bir çalışma ortaya koymaya çalışılacaktır. Bir yandan güvenlik diğer bir yandan da insan hakları boyutlarıyla kavramsal ve teorik şekilde ele alınarak analiz edilecektir.
Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı gibi kuruluşlarımızın amaçlarını, işleyişlerini ve etkilerini tek bir kitapta toplayan Dr. Muharrem Ekşi'nin yaptığı analizler kamu diplomasi bakımından çok önemli analizler yapması sebebiyle önemli bir eserdir.
Türk siyasi hayatına Kamu Diplomasisi ve Uluslararası İlişkiler kısa bir zaman önce girmiştir. 2000’li yıllarda akademisyenlerin ardından siyasilerde bu alanda yoğunlaşmıştır. Diplomasinin yerini bir bakıma kamu diplomasisi almıştır diyebiliriz. Dünyanın gelişimi ile devletlerin devletlerle olan ilişkilerine ek olarak kamu diplomasisi ile devletlerin diğer devletlerin halklarıyla ve hatta devletler olmaksızın halktan halka direkt diplomasi devri başlamıştır.
Haber yaparken tek düşüncesi kamu yararı olan gazetecilerin ve gazeteci kuruluşlarının etik değerlere önem vermesinin gerekli olduğu gerçeğinin hepimiz farkındayız. Bu etik değerlere bağlılıkları büyük önem arz etmektedir. Medya okuryazar kitlesinin, gazete ve televizyonları takip etmelerinin nedeni etik değerlere bağlı olmalarından kaynaklanması gerekmektedir. Etik değerlere uyan yayınların takip edilmesi ve buna paralel olarak etik anlayışı sahiplenmemiş yayınların da izlenmemesinin medyayı daha düzenli ve amacına hizmet eden bir duruma getireceği şüphesizdir.
Bu çalışmada yerel basının çalışma esasları, etik anlayışı sahiplenip, sahiplenmedikleri, Haber ve gelir kaynakları paralelinde gazetecilik etiği ele alınacaktır.
Yerel gazetelerin en önemli sorunlarının başında gelir kaynaklarının yer alması ve bu durumun iyileştirilmesi adına yapılan çalışmalara da örnekler verme gayreti içerisinde oldum.
Ulusal basına kıyasla yerel basın hakkında araştırma yazılarının oldukça yetersiz sayıda olduğunun da altını çizmek isterim.
Çalışmada, etik sorunların nasıl aşılacağı ile ilgili önerilerde de bulunulacaktır. Yerel basın ile alakalı akademik makaleler incelenerek nitel bir çalışma yapılacaktır.
İstanbul, Edirne ve Ankara’da yerel basında görev alan gazeteciler ve gazete yöneticileri ile görüşerek etik sorunlar hakkında bilgilerine başvurulmuştur.
Yerel basının etik olgusunu nasıl algıladığı ile alakalı literatür taraması yapılmıştır. Fakat bir gazeteci olarak kendi zihnimde yaptığım literatür taraması ışığında aklımda kalan bilgileri kaleme alarak akademik bir katkı sunmayı hedeflediğimi de belirtmek isterim.
Değerlendirme hususunda milli değerlerimizin öncelikli tutulmasına da ayrıca hassasiyet gösterdim. Literatüre masum bir operasyon ismi ile sunulan IRINI ifadesinin, asli olarak barışı değil savaşı teşvik ettiğini ve IRINI OPERASYONU’nun güncel ve tarihi literatürümüzde “Savaş Operasyonu” olarak bilinmesini sağlamaya çalıştım.
Zira IRINI, bilgi kirliliğin içerisinde masum olarak sunulmasına rağmen, tehlikelerle dolu batı oyunudur.
Bu bağlamda araştırmanın ilişki ağının görünür uçları ve derin kurgusuna da değinmek istedim.
Önemsediğim husus batının bu oyununun şirin sunumlarla topluma bilinçli bir dezenformasyon oluşturduğunu gözler önüne sermektir.
When I scanned the records of the National Library according to material types, the book was 7 thousand, 3 manuscripts, 55 rare works, 189 non-book books, 155 periodicals, and 4 thousand in the article.
Based on these surveys, we can say that the studies on justice have contributed positively to the literature.
I would like to state that I have reviewed 1 journal and 2 articles from the Dergipark system and the National Thesis Center in order to make scientific contribution to my study with information about why people should behave justly, their tendency to be just and what is said and what is different
I hope my work will reveal a scientific awareness of justice. However, I also chose to write a note that I took refuge in your forgiveness as I would also have shortcomings.
Keywords: Justice, Being Just, Truthfulness, Dergipark, National Thesis Center
Thesis Chapters by Ferhat Yıldırım
Osmanlı’nın patrimonyal bürokrasi sistemi ve millet politikası, Suriye’nin idari yapısında belirleyici olmuş, ancak Birinci Dünya Savaşı sonrası Fransa’nın manda yönetimi altında “böl ve yönet” stratejisiyle ulusal kimlik oluşturma çabaları sekteye uğratılmıştır.
Çalışma, Osmanlı’nın idari mirası ile Fransız manda yönetiminin toplumsal yapıyı nasıl dönüştürdüğünü ve bağımsızlık mücadelesinin bu bağlamdaki önemini tarihsel bir perspektifle incelemektedir.
Geçtiğimiz günlerde Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde yaşanan olaylar, Türkiye’deki kültürel kutuplaşmanın geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne serdi. Yeni yıl kutlamaları kapsamında bir grup öğrenci, kampüs meydanına bir Noel ağacı dikti ve süslemeye başladı. Ancak bu esnada bazı öğrenciler, bu durumu bir kültürel tehdit olarak gördü. Ağacın yanında toplu namaz kılanlar oldu, hatta bir öğrenci ağaca tırmanarak süsleyen arkadaşlarına müdahale etti. Bu karşıt tutumun ardından, Noel ağacını savunan öğrenciler bir yürüyüş düzenledi.
Bu olayın ardında sadece bir ağaç meselesi yoktu. Bu bir kimlik arayışıydı, bu bir hakikat savaşıydı. Peki gerçekten neyin mücadelesi veriliyor? Noel Baba’nın mı, yoksa çok daha eski bir kahraman olan Ayaz Ata’nın mı?
Gelin bu tartışmayı bir kenara bırakıp hakikati arayalım. Noel Baba ve süslenen çam ağaçları Batı kültürünün bize dayattığı birer sembol gibi görünse de, bu sembollerin kökleri bizim topraklarımızda saklı. Türk mitolojisinde kış aylarında iyiliği ve umudu getiren bir bilge vardır: Ayaz Ata. Ona saflığı ve bereketi temsil eden torunu Kar Kız eşlik eder. Yani, bizim Noel Baba’mız aslında Ayaz Ata’dır. Batı’nın Noel ağacı süsleme geleneği de köklerini bizim Nardugan Bayramı ve Akçam Ağacı ritüelimizden alır.
Democracy is seen as the supply of human peoples, and there is an important relationship between human peoples and democracy. In short, you have been provided to raise people with democracy. Review of the human-scale review.
You are communicating your use of globalization in general, human supranational. In and after these configurations, positive and negative do not remain in the past.
People who do not have globalization will eat enough to try little about them.
Globalization, globalization, wars, migration problems can also occur with globalization. Again, against human rights that emerged with universalization, Human rights are against producing universal solutions with positive returns.
As a reaction against globalization, anti-globalism also occurred.
Human rights have been one of the most important problems and with the spread of states, human rights have started to be obtained earlier.
Relocation states, consisting of people that emerged with globalization, have seen immigrants and refugees as an attack in the past.
We all know those who were given the money of the Ottoman Empire. However, we see that even today, the states could not give the Ottomans to those who were in the current situation, even today, to a measure with Europe.
"Human Rights in the Process of Globalization" will try to put a little child in the work of demonstrating, human analysis in the processes of globalization and development. On the one hand, globalization and on the other hand, analyzes that will be dealt with conceptually and theoretically with human rights.
Türkiye bu zamana kadar gelen tüm tehditlere karşı devlet geleneğinden aldığı güçlerle karşı durabilmiştir.
Osmanlı’nın yıkılmasının ardından kurulan mikro devletler günümüzde bölge için büyük tehditler oluşturmaktadır. Dış güçlerin etkisiyle hemen yönetim değişebiliyor ve dost oldukları devletlere aniden düşman olabiliyorlar.
Coğrafyamızda oluşan bu dış tehditlerle mücadele eden Türkiye, aynı zamanda terör başta olmak üzere kutuplaşma, darbe girişimleri, mülteci sorunu gibi birçok iç tehditlerle de karşı karşıya kalmıştır.
Yıkıcı ve bölücü unsurlar olarak terör örgütleri ve destekçileri ülkemizde faaliyetlerini göstermektedir.
Diğer önemli tehdit ise Türk halkının birbirine karşı Atatürkçü ve dindar grupların etkisiyle kutuplaşmasıdır.
Bir başka önem arz eden tehdit olarak mezhepler adı altında çıkan fikir tartışmalarını sayabiliriz.
Topluluk haline gelen Türklerde en önemli değer inanç olmuştur. Medeniyet kurma imkanına sahip olan değerler bütünü, kadim bir devlet anlayışını oluşturmuştur. Bu köklü medeniyete sahip olan Türkler, devlet yönetim erkini ilahi bir güç olarak nitelemiştir.
Türklerde hakimiyet bilinci ve devlet temayülleri, kadim öğretilerin inşası sebebiyle değişmesi ve/veya dönüşmesi hiçbir zaman tesadüfi olmamıştır. Cihan’a hükmetme arzusuyla mücadele vermiş olan Türkler, hiçbir zaman devletsiz kalmamış ve kurulan kutsal devlet yapısıyla devamlılığını tesis etmiştir. Türkler, hükümdarlarına tüm yetkilerin Tanrı tarafından verildiği düşünülen ‘Kut’ anlayışını da benimsemiştir.
Turgut Özakman'ın Kaleminden; 26 Eylül 2005 yılında çıkan kitapta, Atatürk'ün hayatını ve düşüncelerini anlatan pek çok araştırma olduğu, kişilik ve kişilik özelliklerini anlatan eser sayısının pek az olduğu vurgulanmaktadır.
Ulu önder, zarif, nazik, terbiyeli, iyimser, neşeli, kadınlara saygılı, insancı, duygulu, vefalı, halkına güvenen, sohbeti seven ve her şeyden önce iyi bir insandı. Bu sebeple Mustafa Kemal Atatürk'ün kişiliğini ve insani yönlerini, atamızı tanımış, arkadaşlık etmiş ve birlikte çalışmış görgü tanıklarının anlattıklarını esas alarak sizlerle paylaşacağız.
Mustafa Kemal Atatürk'ün, asker olmasına rağmen harbi sevmediğini yazar ve diplomat Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun sözlerinden anlayabiliyoruz.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından vaka sayılarının artışının açıklanması ve virüsün küresel salgına dönüşmesiyle Çin devleti başta olmak üzere tüm dünya genelinde azımsanamayacak can ve mal kaybına sebebiyet vermiştir.
Virüs’ün, toplum sağlığının küresel anlamda tehdit etmesi neticesinde, Dünya Sağlık Örgütü süreci Pandemi (Salgın) olarak duyurmuş ve küresel olarak tüm dünya bireylerinin ve bireylerin oluşturduğu küçük, büyük hemen her ülkenin Covid19 ile imtihanı başlamıştır.
Virüs’ün sınırları aşan ani yayılma hızına hazırlıksız yakalanan hükümetler, virüs karşısında çaresiz kalmışlardır. Hatta ekonomik çöküş olacağı endişesiyle özellikle Avrupa ülkeleri Dünya Sağlık Örgütü’nün yardımlarda ve virüsü engellemede başarısız olduğunu ileri sürmüşlerdir. Özellikle ABD bu konuda çok sert açıklamalarda bulunmuşlardır.
The systems of the world as soon as possible and the culture that is closed as soon as possible will be in the field for future generations.
In making the museum museums come to life, their beloved teacher Assoc. Dr. They say that İlhan's case is big.
In the scans made on the subject at https://dergipark.org/ and https://tez.yok.gov.tr/, there were no articles or records related to a one-day visit.
In the national library records, no record was found in the departure according to the material types.
I can make a positive contribution to the literature from the interview with Alaattin Keykubat, based on these scans.
Her zaman Ortadoğu’da söz sahibi olmak isteyen siyasi aktörlerin elinde bulunan Avrupa Birliği Devletleri de kendilerine göre güvenlik endişeleri adı altında değişik savaş stratejilerini uygulamaya başladılar.
Bu düşüncelerle AB kendisini hem Avrupa’da hem Asya’da güvenlik aktörü olarak tayin etti. Ortak Güvenlik ve Savunma Politikaları kapsamasında Avrupa Birliği askeri operasyonu olan IRINI Operasyonu için 31 Mart 2020’de düğmeye bastı. Birleşmiş Milletlerin Libya’ya silah ambargosu uygulaması amacıyla başlatılan IRINI Operasyonu, bölgedeki İslamcılara, teröriste, korsanlara ve silah kaçakçılığına karşı mücadele ediyor mu? Esas amacı nedir? gibi sorulara cevap aramak niyetindeyim.
Bu tez, AB'nin IRINI Operasyonu ile sivil ve askeri operasyonlarını nasıl yapılandırdığını ve kendisini nasıl güvenlik aktörü olarak belirlediğini ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, IRINI Operasyonu, Ortadoğu, Avrupa, Asya, Osmanlı
Araştırmalarıma “Değerler Eğitimi” dergisinin Aralık 2017 sayısında “Türkiye’de Değerler Eğitimi Uygulamalarının Öğrencilere Kazandırılması İstenen Olumlu Özellikler Üzerindeki Etkisi” başlıklı makaleyi inceleyerek devam ettim.
Doç. Dr. Vedat AKTEPE ve Doç. Dr. Mevlüt GÜNDÜZ editörlüğünde yayınlanan “Karakter ve Değer Eğitimi” eserini de makaleme katkı sağlayacağı düşüncesiyle inceledim.
Bu çalışma sonucunda sunumumun Karakter ve Değerler Eğitiminde Uygulamalara katkı sağlamasını dilerim.
Devletler azınlıkları, göçmenleri ve mültecileri her zaman bir tehdit olarak görmüşlerdir.
Bu tehditlerin zirveye çıktığı zamanlarda evrensel insan hakları konusunda birtakım düzenlemelerin ortaya çıkması bu sorunların önüne bir engel olmuştur.
Azınlıkların tanınması sebebiyle insan hakları konusunda önemli adımlar atılmıştır. Dolayısıyla devletlerde azınlıklar konusunda politikalarını geliştirmeye ve insan hakları bakımından önemli değişikliler yapmak zorunda kalmıştır.
Osmanlı İmparatorluğunun azınlıklara verdiği değeri hepimiz bilmekteyiz. Fakat Avrupa ile bir karşılaştırma yaparsak Osmanlı’nın azınlıklara verdiği değeri halen şimdiki zamanda bile devletlerin veremediğini görmekteyiz.
Bu makalemde Osmanlı’dan günümüze insan hakları ve güvenlik konularında dünyanın geldiği noktayı değerlendirmeye çalışacağım. Bu değerlendirmeyi yaparken, Avrupa’da ülkelerin dinlere, cemaatlere, cinsel tercihleri nedeniyle insanlara ve etnik gruplara bakış açılarını karşılaştırmaya gayret edeceğim.
İnsan Hakları ve Güvenlik başlıklı ödev çalışması kapsamında, insan hakları oluşum ve gelişim süreçlerini analiz ederek özgün bir çalışma ortaya koymaya çalışılacaktır. Bir yandan güvenlik diğer bir yandan da insan hakları boyutlarıyla kavramsal ve teorik şekilde ele alınarak analiz edilecektir.
Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı gibi kuruluşlarımızın amaçlarını, işleyişlerini ve etkilerini tek bir kitapta toplayan Dr. Muharrem Ekşi'nin yaptığı analizler kamu diplomasi bakımından çok önemli analizler yapması sebebiyle önemli bir eserdir.
Türk siyasi hayatına Kamu Diplomasisi ve Uluslararası İlişkiler kısa bir zaman önce girmiştir. 2000’li yıllarda akademisyenlerin ardından siyasilerde bu alanda yoğunlaşmıştır. Diplomasinin yerini bir bakıma kamu diplomasisi almıştır diyebiliriz. Dünyanın gelişimi ile devletlerin devletlerle olan ilişkilerine ek olarak kamu diplomasisi ile devletlerin diğer devletlerin halklarıyla ve hatta devletler olmaksızın halktan halka direkt diplomasi devri başlamıştır.
Haber yaparken tek düşüncesi kamu yararı olan gazetecilerin ve gazeteci kuruluşlarının etik değerlere önem vermesinin gerekli olduğu gerçeğinin hepimiz farkındayız. Bu etik değerlere bağlılıkları büyük önem arz etmektedir. Medya okuryazar kitlesinin, gazete ve televizyonları takip etmelerinin nedeni etik değerlere bağlı olmalarından kaynaklanması gerekmektedir. Etik değerlere uyan yayınların takip edilmesi ve buna paralel olarak etik anlayışı sahiplenmemiş yayınların da izlenmemesinin medyayı daha düzenli ve amacına hizmet eden bir duruma getireceği şüphesizdir.
Bu çalışmada yerel basının çalışma esasları, etik anlayışı sahiplenip, sahiplenmedikleri, Haber ve gelir kaynakları paralelinde gazetecilik etiği ele alınacaktır.
Yerel gazetelerin en önemli sorunlarının başında gelir kaynaklarının yer alması ve bu durumun iyileştirilmesi adına yapılan çalışmalara da örnekler verme gayreti içerisinde oldum.
Ulusal basına kıyasla yerel basın hakkında araştırma yazılarının oldukça yetersiz sayıda olduğunun da altını çizmek isterim.
Çalışmada, etik sorunların nasıl aşılacağı ile ilgili önerilerde de bulunulacaktır. Yerel basın ile alakalı akademik makaleler incelenerek nitel bir çalışma yapılacaktır.
İstanbul, Edirne ve Ankara’da yerel basında görev alan gazeteciler ve gazete yöneticileri ile görüşerek etik sorunlar hakkında bilgilerine başvurulmuştur.
Yerel basının etik olgusunu nasıl algıladığı ile alakalı literatür taraması yapılmıştır. Fakat bir gazeteci olarak kendi zihnimde yaptığım literatür taraması ışığında aklımda kalan bilgileri kaleme alarak akademik bir katkı sunmayı hedeflediğimi de belirtmek isterim.
Değerlendirme hususunda milli değerlerimizin öncelikli tutulmasına da ayrıca hassasiyet gösterdim. Literatüre masum bir operasyon ismi ile sunulan IRINI ifadesinin, asli olarak barışı değil savaşı teşvik ettiğini ve IRINI OPERASYONU’nun güncel ve tarihi literatürümüzde “Savaş Operasyonu” olarak bilinmesini sağlamaya çalıştım.
Zira IRINI, bilgi kirliliğin içerisinde masum olarak sunulmasına rağmen, tehlikelerle dolu batı oyunudur.
Bu bağlamda araştırmanın ilişki ağının görünür uçları ve derin kurgusuna da değinmek istedim.
Önemsediğim husus batının bu oyununun şirin sunumlarla topluma bilinçli bir dezenformasyon oluşturduğunu gözler önüne sermektir.
When I scanned the records of the National Library according to material types, the book was 7 thousand, 3 manuscripts, 55 rare works, 189 non-book books, 155 periodicals, and 4 thousand in the article.
Based on these surveys, we can say that the studies on justice have contributed positively to the literature.
I would like to state that I have reviewed 1 journal and 2 articles from the Dergipark system and the National Thesis Center in order to make scientific contribution to my study with information about why people should behave justly, their tendency to be just and what is said and what is different
I hope my work will reveal a scientific awareness of justice. However, I also chose to write a note that I took refuge in your forgiveness as I would also have shortcomings.
Keywords: Justice, Being Just, Truthfulness, Dergipark, National Thesis Center