
Yılmaz Kurt
Prof. Dr. Yılmaz Kurt
Address: Ankara, Ankara, Turkey
Address: Ankara, Ankara, Turkey
less
Related Authors
Judith L Green
University of California, Santa Barbara
Don Ross
University College Cork
Armando Salvatore
McGill University
Alejandra B Osorio
Wellesley College
Martin van Bruinessen
Universiteit Utrecht
Florin Curta
University of Florida
Nicholas Al-Jeloo
Kadir Has University
Georgios Liakopoulos
Max Planck Institute for the Science of Human History
Juraj Marušiak
Slovak Academy of Sciences
InterestsView All (10)
Uploads
Papers by Yılmaz Kurt
Waqfs in numbered 110 book registers were built to pay the costs of servants which served to Hadis house, library, and public fountain near Sehzade Mehmed Mosque in Istanbul which was built by Damad Ibrahim Pasha and his wife Fatma Sultan. Fatma Sultan was the daughter of Sultan Ahmed III. Name of the trustee for the waqf was Mehmed Bey.
In vasales and tezkires was found to include some source of income in Naksha Island to the waqf of Ibrahim Pasha and Fatma Sultan. However, the main source of income for waqf was taxes from 724 waqf persons who lived in Bayındır and Kösk districts in Tire and Guzelhisar region. In this book that we evaluated, a lot of waqf villages were registered as “halî (empty) ve harâbe (ruined) ” veya “halî ani’r-reaya”.
In 1721, datas in this book held the time of Damad Ibrahim Pasha’s government is important in terms of miserable of villages belongs to a vaqf of a sadrazam
Adana eyaletinin Sis (Kozan) sancağında Kozan Dağı’nda yaşayan konar-göçer cemaatlerin kayıt edildiği 10 Şevvâl 1133/ 4 Ağustos 1721 tarihli bu defter geç mufassallar serisine eklenmesi gereken nadide bir örnektir. Bu tarihlerde Revan’da yeni tahrir yapıldığını bilmekteyiz. Ancak Anadolu’da 1604’lerden sonra bu türden tahrirleri pek göremeyiz. Belli ki defter 1691’de Çukurova’da gerçekleştirilen başarısız iskân teşebbüsünün ardından yeni bir tahrirle Kozan Dağı’ndaki cemaatlerden vergi ve asker alabilmek amacıyla hazırlanmıştır.
Defterde kayıtlı ilk cemaat 21 bennak vergi nüfusuna sahip olan Arıklı cemaatidir. XVI. Yüzyıl tahrirlerinden farklı olarak kişi isimlerinin altında sahip oldukları koyun sayısı da bildirilmektedir. Seyyidlerin sayısı çok olduğundan bunlar reayadan sonra ayrı başlık altında kayıt edilmişlerdir.
XVI. Yüzyılda Kozan’da yaşayan konargöçer cemaatlerin Afşar, Kavurgalu, Farsak gibi boylara mensup öz-be-öz Türkmen toplulukları olduğunu bilmekteyiz. 1721 yılında karşımıza çıkan nüfus tablosunda ise bu Türkmenler içerisinde büyük bir “seyyid” kitlesi yaşamaya başlamıştı. Defterde verilen rakamlarla ifade etmek gerekirse 931 evli; 129 bekar reayaya karşılık 361 neferlik bir seyyid, şahinci, güherçileci muaflar topluluğunu görmekteyiz. Bu kadar büyük orandaki muaflar topluluğunu, zor durumda olan devletin verdiği bir taviz olarak değerlendirmek mümkündür.
Ramazanoğulları'nın güçlerini yitirmeleri ve yönetimden ayrılmalarından sonra ailenin elinde kalan en önemli güç kaynağı yıllık harcaması 753.000 akçayı bulan Ramazanoğulları Vakfı olmuştur. Piri Mehmed Paşa tarafından kurulan bu büyük vakfın mütevellisi günde 500 akça gibi önemli bir ücret almakta olduğundan vakfın yöneticiliği aile fertleri arasında zaman zaman anlaşmazlık konusu olmuş; XIX. Yüzyılın başlarında ise Ramazanoğulları'ndan kız alarak bu sülaleye akraba olan Hasanpaşazâdeler adlı a،yân ailesi vakfın yönetimini ellerine almışlardı. Ramazanoğulları'nın erkek evlattan nesli kesilmiş olmasına rağmen, günümüzde Ramazanoğulları sülalesinden olduklarını söyleyen 213 kişi Ramazanoğulları Vakfı'nın "galle fazlası"ndan pay almaktadır. Bu tebliğde Ramazanoğlu Vakfı'nın ilginç hikâyesini ve vakıfların nasıl yağmalandığını arşiv belgelerinin ışığında ortaya koymaya çalışacağız.
Waqfs in numbered 110 book registers were built to pay the costs of servants which served to Hadis house, library, and public fountain near Sehzade Mehmed Mosque in Istanbul which was built by Damad Ibrahim Pasha and his wife Fatma Sultan. Fatma Sultan was the daughter of Sultan Ahmed III. Name of the trustee for the waqf was Mehmed Bey.
In vasales and tezkires was found to include some source of income in Naksha Island to the waqf of Ibrahim Pasha and Fatma Sultan. However, the main source of income for waqf was taxes from 724 waqf persons who lived in Bayındır and Kösk districts in Tire and Guzelhisar region. In this book that we evaluated, a lot of waqf villages were registered as “halî (empty) ve harâbe (ruined) ” veya “halî ani’r-reaya”.
In 1721, datas in this book held the time of Damad Ibrahim Pasha’s government is important in terms of miserable of villages belongs to a vaqf of a sadrazam
Adana eyaletinin Sis (Kozan) sancağında Kozan Dağı’nda yaşayan konar-göçer cemaatlerin kayıt edildiği 10 Şevvâl 1133/ 4 Ağustos 1721 tarihli bu defter geç mufassallar serisine eklenmesi gereken nadide bir örnektir. Bu tarihlerde Revan’da yeni tahrir yapıldığını bilmekteyiz. Ancak Anadolu’da 1604’lerden sonra bu türden tahrirleri pek göremeyiz. Belli ki defter 1691’de Çukurova’da gerçekleştirilen başarısız iskân teşebbüsünün ardından yeni bir tahrirle Kozan Dağı’ndaki cemaatlerden vergi ve asker alabilmek amacıyla hazırlanmıştır.
Defterde kayıtlı ilk cemaat 21 bennak vergi nüfusuna sahip olan Arıklı cemaatidir. XVI. Yüzyıl tahrirlerinden farklı olarak kişi isimlerinin altında sahip oldukları koyun sayısı da bildirilmektedir. Seyyidlerin sayısı çok olduğundan bunlar reayadan sonra ayrı başlık altında kayıt edilmişlerdir.
XVI. Yüzyılda Kozan’da yaşayan konargöçer cemaatlerin Afşar, Kavurgalu, Farsak gibi boylara mensup öz-be-öz Türkmen toplulukları olduğunu bilmekteyiz. 1721 yılında karşımıza çıkan nüfus tablosunda ise bu Türkmenler içerisinde büyük bir “seyyid” kitlesi yaşamaya başlamıştı. Defterde verilen rakamlarla ifade etmek gerekirse 931 evli; 129 bekar reayaya karşılık 361 neferlik bir seyyid, şahinci, güherçileci muaflar topluluğunu görmekteyiz. Bu kadar büyük orandaki muaflar topluluğunu, zor durumda olan devletin verdiği bir taviz olarak değerlendirmek mümkündür.
Ramazanoğulları'nın güçlerini yitirmeleri ve yönetimden ayrılmalarından sonra ailenin elinde kalan en önemli güç kaynağı yıllık harcaması 753.000 akçayı bulan Ramazanoğulları Vakfı olmuştur. Piri Mehmed Paşa tarafından kurulan bu büyük vakfın mütevellisi günde 500 akça gibi önemli bir ücret almakta olduğundan vakfın yöneticiliği aile fertleri arasında zaman zaman anlaşmazlık konusu olmuş; XIX. Yüzyılın başlarında ise Ramazanoğulları'ndan kız alarak bu sülaleye akraba olan Hasanpaşazâdeler adlı a،yân ailesi vakfın yönetimini ellerine almışlardı. Ramazanoğulları'nın erkek evlattan nesli kesilmiş olmasına rağmen, günümüzde Ramazanoğulları sülalesinden olduklarını söyleyen 213 kişi Ramazanoğulları Vakfı'nın "galle fazlası"ndan pay almaktadır. Bu tebliğde Ramazanoğlu Vakfı'nın ilginç hikâyesini ve vakıfların nasıl yağmalandığını arşiv belgelerinin ışığında ortaya koymaya çalışacağız.
Gebeler köyü, Ankara sancağı Yabanâbâd (Kızılcahamam ve Çamlıdere) kazasına bağlı bir köydür. XVIII. yüzyıl ortalarında kurulduğu tahmin ediliyor. Bu yüzden XVI. yüzyıl Mufassal Tahrir Defterlerinde yer almaz. Köyle ilgili nüfus kayıtlarına ilk kez Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA) 1831 tarihli nüfus defterlerinde rastlamaktayız.
Kızılcahamam Gebeler Köyü Tarihi isimli bu eserin hazırlanması köylüler tarafından gönderilen e-Devletden alınmış alt-üst soy bilgilerinin GENPRO isimli şecere programına yüklenilmesi ile başladı. Daha sonra 1831, 1837 ve 1840 tarihli Nüfus defterleri verileri EXCELL programına yüklenildi ve değerlendirmeye alındı. E-devlet verilerinden elde edilen şecereler, Nüfus defterlerinden çıkarılan şecereler ile çakıştırılarak soy bağı kurulmuş oldu. Böylece Gebeler’de yaşayan 20’ye yakın sülale, dip atalarının, dip ninelerinin isimlerini öğrenmiş oldular.
Ailesini bilmeyen milletini bilemez. Ailesini ve milletini bilmeyenler ise hafızasını kaybetmiş insanlar gibidirler. Hazırlamış olduğumuz bu kitap hem köy tarihlerinin kaleme alınmasında, hem de aile soyağaçlarının hazırlanmasında örnek teşkil edecektir.
Gebeler köyü, Ankara sancağı Yabanâbâd (Kızılcahamam ve Çamlıdere) kazasına bağlı bir köydür. XVIII. yüzyıl ortalarında kurulduğu tahmin ediliyor. Bu yüzden XVI. yüzyıl Mufassal Tahrir Defterlerinde yer almaz. Köyle ilgili nüfus kayıtlarına ilk kez Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA) 1831 tarihli nüfus defterlerinde rastlamaktayız.
Kızılcahamam Gebeler Köyü Tarihi isimli bu eserin hazırlanması köylüler tarafından gönderilen e-Devletden alınmış alt-üst soy bilgilerinin GENPRO isimli şecere programına yüklenilmesi ile başladı. Daha sonra 1831, 1837 ve 1840 tarihli Nüfus defterleri verileri EXCELL programına yüklenildi ve değerlendirmeye alındı. E-devlet verilerinden elde edilen şecereler, Nüfus defterlerinden çıkarılan şecereler ile çakıştırılarak soy bağı kurulmuş oldu. Böylece Gebeler’de yaşayan 20’ye yakın sülale, dip atalarının, dip ninelerinin isimlerini öğrenmiş oldular.
Ailesini bilmeyen milletini bilemez. Ailesini ve milletini bilmeyenler ise hafızasını kaybetmiş insanlar gibidirler. Hazırlamış olduğumuz bu kitap hem köy tarihlerinin kaleme alınmasında, hem de aile soyağaçlarının hazırlanmasında örnek teşkil edecektir.