Papers by Pınar Yiğit Türker
Journal of Ottoman Civilization Studies (Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi), 2024
Abstract
One of the significant periods in the historical course of the Ottoman Empire is the “Lo... more Abstract
One of the significant periods in the historical course of the Ottoman Empire is the “Long
Wars Period”, which corresponds to the last quarter of the XVIth century. During this period,
the Ottoman Empire confronted its greatest rival in Europe and engaged in a struggle for
supremacy in the Hungarian region. One of the most critical battles of this period was the
Siege of Eger, conducted under the leadership of Sultan Mehmed III.
Eger Castle was first besieged in Ottoman history in 1552 under the command of Vizier
Ahmed Pasha’s army but could not be captured. From that moment on, the castle underwent
a rigorous process of renovation and was modernized in the Italian style. In this respect,
Sultan Mehmed III and his staff chose Eger as their target during the Western Campaign they
embarked on in the spring of 1596. The inability of the Habsburg front to predict the direction
of the Ottoman advance led to delays in the preparations for the defense of Eger Castle and
resulted in a serious defense vulnerability in the castle. The Ottoman army took the castle
under siege on September 20, 1596, under the leadership of Sultan Mehmed III, and after a
three-week struggle in which the Ottomans maintained numerical and technical superiority,
the castle fell to the Ottomans on October 12, 1596. From this moment on, a beylerbeylik
centered on Eger was established in the region.
In this study, topics such as the reasons, preparations, course, and outcomes of Sultan
Mehmed III’s Campaign to Eger will be thoroughly examined. Additionally, the impact of
the campaign on the overall strategy of the Ottoman Empire and its repercussions on
Ottoman-Austrian relations will also be evaluated.
Son Bozkurt Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Armağanı, 2023
History Studies International Journal of History, 2016
Bu çalışma Sekellerin etnik kökenine dair çalışmaları ve Sekel milli destanlarında geçen menşe hi... more Bu çalışma Sekellerin etnik kökenine dair çalışmaları ve Sekel milli destanlarında geçen menşe hikâyelerini inceleyerek, Sekellerin menşeine dair tartışmalara ışık tutmayı amaçlamaktadır. Sekellerin kimliğine dair tartışmalar onların Türkî unsurların doğubatı yönünde Avrupa içlerine kadar yürütmüş oldukları göç serüveninin bir öğesi oldukları konusunda sağlam bulgulara dikkat çekmekte, aradan geçen uzun asırlar ve Hıristiyanlığın etkisine rağmen Sekel kültürünün kendine has özelliklerinin muhafaza edildiği sonucunu ortaya koymaktadır.
Selçuk Türkiyat, 2022
Türk soylu kavimler arasında adı geçen Sekeller, Orta Çağ Macar Krallığı'nda Macar ordusunun hafi... more Türk soylu kavimler arasında adı geçen Sekeller, Orta Çağ Macar Krallığı'nda Macar ordusunun hafif süvari tabakasını oluşturmuştur. Sekeller, Orta Çağ boyunca Macar ordusunda daha çok savaşçı özellikleriyle ön plana çıkmıştır. Türk bozkır savaş geleneğinde sonradan katılan halkların savaş öncesi ordunun keşif seferlerini yerine getirme, gözcülük faaliyetleri ve ordunun önünden gitme, savaş sonrası ise ordunun arkasını kollama görevi Macar ordusunda Sekeller tarafından sağlanmıştır. Ayrıca dönemin kaynakları onların genel olarak doğu sınır bölgelerinde kaldığından ve sınır koruma rollerinden bahseder. Günümüz Romanya toprakları dahilinde bulunan Transilvanya'da (Osmanlı'da Erdel) yaşayan Sekeller, barış zamanı içeride, savaş zamanı ise orduda ön muhafız ve sınır koruma vazifelerini uzun zaman sürdürmüşlerdir. Bu vazifeleriyle ayrıcalıklı statünün sahibi olmuşlardır. Ayrıca batılı vakanüvislerin dikkatinden kaçmamışlar, usta savaşçılar olarak nitelendirilmişler ve Avrupa'da okçuluktaki yetenekleriyle bilinmişlerdir. Osmanlı Devleti'nin Balkanlara girmesinden sonra kaderleri onları Macar kralının yanında olmaya zorlamıştır. Ordudaki askeri başarıları sayesinde Macar krallarının özgür, müttefik ve sevilen bir halkı olmuşlardır.
Balkanların Bozkurtu Sadık Ahmet'e Armağan, 2022
Yalnız Kurt: Toros Rauf Denktaş'a Armağan, 2020
Macarların bugünkü ana yurtlarına gelip yerleşmelerini ifade eden “A honfoglalás” yani bir başka ... more Macarların bugünkü ana yurtlarına gelip yerleşmelerini ifade eden “A honfoglalás” yani bir başka deyişle “yurt tutuş” hadisesi ile birlikte kendi kültür kökenlerini araştırmaya yönelik arayışlar içine girdiklerini görmekteyiz. Eski Macar kroniklerinin de ortaya koyduğu üzere Germanik ve Greko-Romen topluluklardan ziyade Asyatik topluluklarla benzeşen dil ve kültür özelliklerine sahip Macarların bu sahada yaptıkları araştırmalar Türkoloji’nin bu topraklarda doğmasına ve gelişim göstermesine vesile olmuştur. Katolik Hıristiyanlığı benimsemelerine ve Avrupa toplumunun bir parçası olmalarına rağmen kendilerini daima farklı hisseden Macarların, XIX. yüzyılda Habsburgların idaresi altına girdikten sonra baskı gördükleri ve kendi kültürlerine daha sıkı sarıldıklarına şahit olmaktayız. Bu yüzyılın ortalarından itibaren Macar bilim dünyası ve kamuoyu Türkoloji çalışmaları sonucunda ortaya çıkan veriler üzerine yoğunlaşmış görünmektedir. Macaristan’da Türkoloji çalışmalarının yakalamış olduğu ivme daha sonra diğer ülkelerde de bu sahada yapılacak olan çalışmaların önünü açması bakımından son derece önemlidir.
Bu çalışma Sekellerin etnik kökenine dair çalışmaları ve Sekel milli destanlarında geçen menşe hi... more Bu çalışma Sekellerin etnik kökenine dair çalışmaları ve Sekel milli destanlarında geçen menşe hikâyelerini inceleyerek, Sekellerin menşeine dair tartışmalara ışık tutmayı amaçlamaktadır. Sekellerin kimliğine dair tartışmalar onların Türkî unsurların doğu-batı yönünde Avrupa içlerine kadar yürütmüş oldukları göç serüveninin bir öğesi oldukları konusunda sağlam bulgulara dikkat çekmekte, aradan geçen uzun asırlar ve Hıristiyanlığın etkisine rağmen Sekel kültürünün kendine has özelliklerinin muhafaza edildiği sonucunu ortaya koymaktadır. Abstract: This study anayzes the works on the genesis of Szekelys and examines Szekely legends to trace their orgins. Previous works and Szekely legends indicate that Szekelys are related to Turkic elements, who migrated to Europe and embraced Christianity but preserved their customs and traditions. Giriş Macar tarihinin çözülmeyi bekleyen sorunlarından biri de Sekellerin menşei meselesidir. Menşe konusu ile ilgili yüzyıllar öncesinden intikal etmiş kaynaklar kesin bir malumat vermekten uzaktırlar. Bu konunun açıklığa kavuşturulması ileride Sekel milli tarihinin de seyrini belirlemesi açısından mühimdir. Sekeller askeri vazifeler yürüten ayrıcalıklı bir toplum olarak XV. asrın ikinci yarısına kadar Macar toplumu içindeki haklarını başarıyla muhafaza ettiler. Ancak arkaik açıdan onlardan ayrı bir halk olduklarını da hissetmekteydiler. Eski kronikler Hun-Macar-Sekel ortak etnisitesine dikkat çekmektedirler. Ancak XIX. ve XX. asrın siyasi ve kültürel atmosferi Macar ve Sekel etnik yapısının yeniden ele alınmasına ve ortaya yeni ve bir o kadar da ilginç iddiaların atılmasına sebep olmuştur. Şimdi bu iddialara kısaca bir göz atalım. Sekellerin Menşeine Dair Görüşler Sekellerin etnik kökenine dair tartışmalar oldukça farklı iddiaların gündeme gelmesine sebebiyet vermiştir. Bu tartışmalar Sekellerin Hun oldukları 1 ya da kesinlikle olmadıkları, 2
Öz: Bu çalışma Sekellerin etnik kökenine dair çalışmaları ve Sekel milli destanlarında geçen menş... more Öz: Bu çalışma Sekellerin etnik kökenine dair çalışmaları ve Sekel milli destanlarında geçen menşe hikâyelerini inceleyerek, Sekellerin menşeine dair tartışmalara ışık tutmayı amaçlamaktadır. Sekellerin kimliğine dair tartışmalar onların Türkî unsurların doğu-batı yönünde Avrupa içlerine kadar yürütmüş oldukları göç serüveninin bir öğesi oldukları konusunda sağlam bulgulara dikkat çekmekte, aradan geçen uzun asırlar ve Hıristiyanlığın etkisine rağmen Sekel kültürünün kendine has özelliklerinin muhafaza edildiği sonucunu ortaya koymaktadır. Abstract: This study anayzes the works on the genesis of Szekelys and examines Szekely legends to trace their orgins. Previous works and Szekely legends indicate that Szekelys are related to Turkic elements, who migrated to Europe and embraced Christianity but preserved their customs and traditions. Giriş Macar tarihinin çözülmeyi bekleyen sorunlarından biri de Sekellerin menşei meselesidir. Menşe konusu ile ilgili yüzyıllar öncesinden intikal etmiş kaynaklar kesin bir malumat vermekten uzaktırlar. Bu konunun açıklığa kavuşturulması ileride Sekel milli tarihinin de seyrini belirlemesi açısından mühimdir. Sekeller askeri vazifeler yürüten ayrıcalıklı bir toplum olarak XV. asrın ikinci yarısına kadar Macar toplumu içindeki haklarını başarıyla muhafaza ettiler. Ancak arkaik açıdan onlardan ayrı bir halk olduklarını da hissetmekteydiler. Eski kronikler Hun-Macar-Sekel ortak etnisitesine dikkat çekmektedirler. Ancak XIX. ve XX. asrın siyasi ve kültürel atmosferi Macar ve Sekel etnik yapısının yeniden ele alınmasına ve ortaya yeni ve bir o kadar da ilginç iddiaların atılmasına sebep olmuştur. Şimdi bu iddialara kısaca bir göz atalım. Sekellerin Menşeine Dair Görüşler Sekellerin etnik kökenine dair tartışmalar oldukça farklı iddiaların gündeme gelmesine sebebiyet vermiştir. Bu tartışmalar Sekellerin Hun oldukları 1 ya da kesinlikle olmadıkları, 2
Conference Presentations by Pınar Yiğit Türker
Uluslararası Orta Anadolu ve Akdeniz Beylikleri Tarihi, Kültürü ve Medeniyeti Sempozyumu-V Hamitoğulları Beyliği Program ve Bildiri Özetleri Kitabı, 2 - 4 Kasım 2018, 2018
Along with the weakening of the Seljuk rule and the increase of the Mongol threat in Anatolia, th... more Along with the weakening of the Seljuk rule and the increase of the Mongol threat in Anatolia, the Turkmen beys decided to cut their relations with the Seljuks and declared their independence. These principalities (beyliks), which were established on the lands that dominated by the Anatolian Seljuks, were named "the Anatolian Principalities (Tevâif-i Mülûk). The Anatolian beyliks have a very important place both politically and socially during the period between the fall of the Seljuks and the foundation of the Ottoman Empire. Because the Turkicization of Anatolia starting with the Seljuks continued during the time of the Anatolian principalities. 9 2-4 Kasım 2018 Program ve Bildiri Özetleri Kitabı
Books by Pınar Yiğit Türker
DÜNYA'DA TÜRKOLOJİ/TURKOLOGY IN THE WORLD, 2024
ÖZET
Macarların kendi kökenlerini aramakla başladığı Türkoloji yolculuğu ve bu yolculuk sırasında... more ÖZET
Macarların kendi kökenlerini aramakla başladığı Türkoloji yolculuğu ve bu yolculuk sırasında elde ettikleri bilimsel sermaye, bu alanda bilgi edinmek amacında olan diğer araştırmacılar için paha biçilemez düzeydedir. Türkler ve Macarların ortak geçmiş olgusu Türkoloji çalışmalarının temelini teşkil etmiştir. Bu yüzden Macaristan’daki Türkoloji çalışmaları oldukça eski zamanlara dayanmaktadır. Avrupa’nın ortasında kendilerini, nereden geldiklerini, dillerinin kökenini ve tarihini sorgulayan ve kimlik arayışı içinde olan Macarlar, bilimsel çalışmaların da artmasıyla ve ulusal uyanışla birlikte Türkoloji alanında büyük ilerleme kaydetmiştir. Böylece 19. yüzyılın ikinci yarısı Macaristan’da bilimsel ve kültürel çalışmaların altın dönemi olmuştur. Özellikle Macar dil tarihi çalışmaları Türkolojinin temelini oluşturmuştur. Böylece Macarlar, kendi benliklerinin peşinde koşarken yakın ilişki içinde olduğu Türklerin tarihine de kayıtsız kalamamış ve Türkoloji biliminin bu topraklarda gelişmesini, kökleşmesini ve ulusal bir bilim dalı haline gelmesini sağlamıştır. Macaristan’da Türkoloji biliminin gelişmesine öncülük eden kurumların başında Budapeşte Loránd Eötvös Üniversitesi Türkoloji Bölümü ve Szeged Üniversitesi Altayistik Bölümü gelmektedir. Bu bölümlerde çok değerli bilim insanları ve Türkologlar yetişmiş, çalışmalarıyla alana katkı sağlamıştır.
ABSTRACT
The Turcology journey that Hungarians started by searching for their own origins and the scientific capital they gained during this journey are invaluable for other researchers who aim to gain knowledge in this field. The common past phenomenon of Turks and Hungarians formed the basis of Turcology studies. Therefore, Turkology studies in Hungary date back to former times. The Hungarians, who questioned themselves, where they came from, the origin and history of their language in the middle of Europe and who were in search of identity, made great progress in the field of Turkology with the increase of scientific studies and national awakening. Thus, the second half of the 19th century was the golden period of scientific and cultural studies in Hungary. Especially Hungarian language history studies formed the basis of Turcology. Thus, the Hungarians, while pursuing their own selves, could not remain indifferent to the history of the Turks, with whom they had close relations, and enabled the science of Turcology to develop, take root and become a national science in these lands. The leading institutions for the development of Turkology in Hungary are the Department of Turkology at the Loránd Eötvös University of Budapest and the Department of Altaistiks at the University of SzegEdit. In these departments, very esteemeed scientists and Turkologists have been trained and contributed to the field with their studies.
Uploads
Papers by Pınar Yiğit Türker
One of the significant periods in the historical course of the Ottoman Empire is the “Long
Wars Period”, which corresponds to the last quarter of the XVIth century. During this period,
the Ottoman Empire confronted its greatest rival in Europe and engaged in a struggle for
supremacy in the Hungarian region. One of the most critical battles of this period was the
Siege of Eger, conducted under the leadership of Sultan Mehmed III.
Eger Castle was first besieged in Ottoman history in 1552 under the command of Vizier
Ahmed Pasha’s army but could not be captured. From that moment on, the castle underwent
a rigorous process of renovation and was modernized in the Italian style. In this respect,
Sultan Mehmed III and his staff chose Eger as their target during the Western Campaign they
embarked on in the spring of 1596. The inability of the Habsburg front to predict the direction
of the Ottoman advance led to delays in the preparations for the defense of Eger Castle and
resulted in a serious defense vulnerability in the castle. The Ottoman army took the castle
under siege on September 20, 1596, under the leadership of Sultan Mehmed III, and after a
three-week struggle in which the Ottomans maintained numerical and technical superiority,
the castle fell to the Ottomans on October 12, 1596. From this moment on, a beylerbeylik
centered on Eger was established in the region.
In this study, topics such as the reasons, preparations, course, and outcomes of Sultan
Mehmed III’s Campaign to Eger will be thoroughly examined. Additionally, the impact of
the campaign on the overall strategy of the Ottoman Empire and its repercussions on
Ottoman-Austrian relations will also be evaluated.
Conference Presentations by Pınar Yiğit Türker
Books by Pınar Yiğit Türker
Macarların kendi kökenlerini aramakla başladığı Türkoloji yolculuğu ve bu yolculuk sırasında elde ettikleri bilimsel sermaye, bu alanda bilgi edinmek amacında olan diğer araştırmacılar için paha biçilemez düzeydedir. Türkler ve Macarların ortak geçmiş olgusu Türkoloji çalışmalarının temelini teşkil etmiştir. Bu yüzden Macaristan’daki Türkoloji çalışmaları oldukça eski zamanlara dayanmaktadır. Avrupa’nın ortasında kendilerini, nereden geldiklerini, dillerinin kökenini ve tarihini sorgulayan ve kimlik arayışı içinde olan Macarlar, bilimsel çalışmaların da artmasıyla ve ulusal uyanışla birlikte Türkoloji alanında büyük ilerleme kaydetmiştir. Böylece 19. yüzyılın ikinci yarısı Macaristan’da bilimsel ve kültürel çalışmaların altın dönemi olmuştur. Özellikle Macar dil tarihi çalışmaları Türkolojinin temelini oluşturmuştur. Böylece Macarlar, kendi benliklerinin peşinde koşarken yakın ilişki içinde olduğu Türklerin tarihine de kayıtsız kalamamış ve Türkoloji biliminin bu topraklarda gelişmesini, kökleşmesini ve ulusal bir bilim dalı haline gelmesini sağlamıştır. Macaristan’da Türkoloji biliminin gelişmesine öncülük eden kurumların başında Budapeşte Loránd Eötvös Üniversitesi Türkoloji Bölümü ve Szeged Üniversitesi Altayistik Bölümü gelmektedir. Bu bölümlerde çok değerli bilim insanları ve Türkologlar yetişmiş, çalışmalarıyla alana katkı sağlamıştır.
ABSTRACT
The Turcology journey that Hungarians started by searching for their own origins and the scientific capital they gained during this journey are invaluable for other researchers who aim to gain knowledge in this field. The common past phenomenon of Turks and Hungarians formed the basis of Turcology studies. Therefore, Turkology studies in Hungary date back to former times. The Hungarians, who questioned themselves, where they came from, the origin and history of their language in the middle of Europe and who were in search of identity, made great progress in the field of Turkology with the increase of scientific studies and national awakening. Thus, the second half of the 19th century was the golden period of scientific and cultural studies in Hungary. Especially Hungarian language history studies formed the basis of Turcology. Thus, the Hungarians, while pursuing their own selves, could not remain indifferent to the history of the Turks, with whom they had close relations, and enabled the science of Turcology to develop, take root and become a national science in these lands. The leading institutions for the development of Turkology in Hungary are the Department of Turkology at the Loránd Eötvös University of Budapest and the Department of Altaistiks at the University of SzegEdit. In these departments, very esteemeed scientists and Turkologists have been trained and contributed to the field with their studies.
One of the significant periods in the historical course of the Ottoman Empire is the “Long
Wars Period”, which corresponds to the last quarter of the XVIth century. During this period,
the Ottoman Empire confronted its greatest rival in Europe and engaged in a struggle for
supremacy in the Hungarian region. One of the most critical battles of this period was the
Siege of Eger, conducted under the leadership of Sultan Mehmed III.
Eger Castle was first besieged in Ottoman history in 1552 under the command of Vizier
Ahmed Pasha’s army but could not be captured. From that moment on, the castle underwent
a rigorous process of renovation and was modernized in the Italian style. In this respect,
Sultan Mehmed III and his staff chose Eger as their target during the Western Campaign they
embarked on in the spring of 1596. The inability of the Habsburg front to predict the direction
of the Ottoman advance led to delays in the preparations for the defense of Eger Castle and
resulted in a serious defense vulnerability in the castle. The Ottoman army took the castle
under siege on September 20, 1596, under the leadership of Sultan Mehmed III, and after a
three-week struggle in which the Ottomans maintained numerical and technical superiority,
the castle fell to the Ottomans on October 12, 1596. From this moment on, a beylerbeylik
centered on Eger was established in the region.
In this study, topics such as the reasons, preparations, course, and outcomes of Sultan
Mehmed III’s Campaign to Eger will be thoroughly examined. Additionally, the impact of
the campaign on the overall strategy of the Ottoman Empire and its repercussions on
Ottoman-Austrian relations will also be evaluated.
Macarların kendi kökenlerini aramakla başladığı Türkoloji yolculuğu ve bu yolculuk sırasında elde ettikleri bilimsel sermaye, bu alanda bilgi edinmek amacında olan diğer araştırmacılar için paha biçilemez düzeydedir. Türkler ve Macarların ortak geçmiş olgusu Türkoloji çalışmalarının temelini teşkil etmiştir. Bu yüzden Macaristan’daki Türkoloji çalışmaları oldukça eski zamanlara dayanmaktadır. Avrupa’nın ortasında kendilerini, nereden geldiklerini, dillerinin kökenini ve tarihini sorgulayan ve kimlik arayışı içinde olan Macarlar, bilimsel çalışmaların da artmasıyla ve ulusal uyanışla birlikte Türkoloji alanında büyük ilerleme kaydetmiştir. Böylece 19. yüzyılın ikinci yarısı Macaristan’da bilimsel ve kültürel çalışmaların altın dönemi olmuştur. Özellikle Macar dil tarihi çalışmaları Türkolojinin temelini oluşturmuştur. Böylece Macarlar, kendi benliklerinin peşinde koşarken yakın ilişki içinde olduğu Türklerin tarihine de kayıtsız kalamamış ve Türkoloji biliminin bu topraklarda gelişmesini, kökleşmesini ve ulusal bir bilim dalı haline gelmesini sağlamıştır. Macaristan’da Türkoloji biliminin gelişmesine öncülük eden kurumların başında Budapeşte Loránd Eötvös Üniversitesi Türkoloji Bölümü ve Szeged Üniversitesi Altayistik Bölümü gelmektedir. Bu bölümlerde çok değerli bilim insanları ve Türkologlar yetişmiş, çalışmalarıyla alana katkı sağlamıştır.
ABSTRACT
The Turcology journey that Hungarians started by searching for their own origins and the scientific capital they gained during this journey are invaluable for other researchers who aim to gain knowledge in this field. The common past phenomenon of Turks and Hungarians formed the basis of Turcology studies. Therefore, Turkology studies in Hungary date back to former times. The Hungarians, who questioned themselves, where they came from, the origin and history of their language in the middle of Europe and who were in search of identity, made great progress in the field of Turkology with the increase of scientific studies and national awakening. Thus, the second half of the 19th century was the golden period of scientific and cultural studies in Hungary. Especially Hungarian language history studies formed the basis of Turcology. Thus, the Hungarians, while pursuing their own selves, could not remain indifferent to the history of the Turks, with whom they had close relations, and enabled the science of Turcology to develop, take root and become a national science in these lands. The leading institutions for the development of Turkology in Hungary are the Department of Turkology at the Loránd Eötvös University of Budapest and the Department of Altaistiks at the University of SzegEdit. In these departments, very esteemeed scientists and Turkologists have been trained and contributed to the field with their studies.