Papers by Fatma Kübra Astam
Internatıonal Congress of Education & Science (INCES), 2022

Selçuk İletişim Dergisi, 2021
Öz
Oyun, zaman ve yer kavramına bağlı olarak şekil değiştirerek evrensel boyutta varlığını her ça... more Öz
Oyun, zaman ve yer kavramına bağlı olarak şekil değiştirerek evrensel boyutta varlığını her çağda sürdürmektedir. Dijitalleşme birçok alanda olduğu gibi oyunun da dönüşümünde rol oynamış ve oyunlar dijital ortamlarda varlık göstermeye başlamıştır. Sosyal ağ kullanıcıları dijital mecralarda genellikle oyunun katılımcısı olurken aynı zamanda oyun oynayanların da izleyicisi olabilmektedir. İzlence kültürünün bir aracı olan YouTube ise bu bağlamda işlevsel olarak kullanılmaktadır. Bu çalışma, YouTube’da çocuk oyun kanallarında dolaşıma sunulan oyun oynama videolarını ebeveynin onay ve kurgu süreci, çocuğun oyunun öznesi konumundan nesnesine dönüşmesiyle birlikte pasifize olma durumu ve sosyal ağlarda çocuğun kazanç aracı olarak kullanılmasıyla metalaşması noktasında sorunsallaştırmaktadır. Çalışma, işaret edilen çerçevede Goffman’ın dramaturji teorisi kapsamında abone sayısı yüksek ve aktif paylaşım yapan YouTube çocuk oyun kanallarının sosyal medyada benlik sunumunu analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, oyunun dijital çağdaki dönüşümüne odaklanılarak; çocukların videolarda sergiledikleri performansların ve kişisel vitrinlerine ait olan öğelerin ağ oluşturma pratiklerinde nasıl bir rol oynadığı değerlendirilmiştir. Analiz sonucunda, oyun alanının gösteri kültürünün bir parçası haline dönüşerek özünde var olan paylaşım ilişkilerinin kolektif süreçten uzaklaştığı, çocuk ile ebeveyn rollerinin akışkanlaştığı, gerçek ve hayal ayrımının da bulanıklaştığı saptanmıştır.
Anahtar Sözcükler: Sosyal Medya ve Çocuk, Çocuk Influencer, YouTube Çocuk Oyun Kanalları, Benlik Sunumu, Dramaturjik Analiz
Abstract
The game continues its existence in a universal dimension by changing depending on the concept of time and place. Digitalization has played a role in the transformation of the game as in many areas and games have started to transform in digital environments. While social network users are the main participants in digital channels, they can also be the audience of those who play games. YouTube, which is a tool for program making, is used functional this context. This study problematizes the game-playing videos, which are circulated on YouTube on children's game channels, in terms of the parental approval and editing process, the state of pacification with the return to the subject of the games, and the commodification with command as a means of realization in social networks. The study aims to analyze the selfpresentation of Goffman's dramaturgy theory on social media of YouTube children's play channels that have a high number of followers and actively share. In this context, by focusing on the transformation of the game in the digital age, the role of the performance elements of the videos in their networking practices was evaluated. In the analysis, it was determined that the game became a part of the bedside and the sharing relationships that exist in essence moved away from the collective process, the roles of the child and the parent became fluid, and the distinction between reality and fantasy became blurred.
Keywords: Social Media and Child, Child Influencer, Child Game Channels on YouTube, Self Presentation, Dramaturgical
Analysis

17. International Symposium Communication in the Millennium, 2020
Babalık tanımı toplumdan topluma, kültürden kültüre ve yaşanılan zaman dilimine göre değişebilir.... more Babalık tanımı toplumdan topluma, kültürden kültüre ve yaşanılan zaman dilimine göre değişebilir. BuAncak babalık biyolojik, kültürel ve pratik açıdan üç temel temel kategoride incelenebilir. Biyolojik olarak baba dünyaya gelmesinde rol alan erkektir. Özünde bireysel bir deneyim olanbabalık, içinde yaşanılan sosyokültürel yapısıyla şekillenmektedir ki bu durum babalığın kültürel boyutuyla haber Türkçedir. Babalığın kültürel boyutuna paralel olarak babalık algısının ve babalığı gösterme biçimlerinin de toplumsal boyutunaanlatılabilir. Pratik olarak babalık rolu ise toplum tarafından erkeklere atfedilen rol ve erkeKlerin bu rolu üstlenmesi olarak tanımlanabilir. Babalık kavramı gibi babalık rolleri de zaman değişim ve dönüşümçekmektedir. Geçmişte daha çok kamusal alanla ilişkilendirilen ve aileye katkıda bulunan bir birey olarak tanımlanan toplumsal baba rolu güBizim nümüzde varıyoruz. Kadınların eğitim seviyesinin artması ve çalışma hayatınakatılmasıyla birlikte; Ev dışındaki görev ve evdeki evdeki farklılaşmaktaartmaktadır. Özel alanla ilişkilendirilen ve toplumsal cinsiyet kalıplarında kadına / anneye atfedilen ev içi ve çocuğa dair sorumlulukların diğer olan baba tarafından da yerine getirilmesi söz konusudur. Bu değişimin yaşanmasında etkiliolan faktörler; olmak üzere çocuk gelişiminde babanın rolünün artması, cinsiyet eşitliğine süt verilen mücadeleler ve hegemonik erkekliğin önemini yitirmesidir. Bu oturum, erkeklerin ev işlerine katılma veçocuklarıyla ilişkiler kurma çabası “yeni nesil babalık” anlayışını ortaya koymaktadır. Teknoloji kullanım becerisi yüksekolan yeni nesil babaların çocuklarıyla diyaloğu, aile içi özel yaşamlarını sosyal medyada paylaşmaları da cinsiyet cinsiyet rollerine farklı bir bakış açısı getirmektedir. Bireylerin duygu ve düşüncelerini eş zamanlı paylaşabildikleri ve bilgi alışverişi fırsatı veren sosyal medya platformunda gerçekleşen paylaşımları hem etkileşim hem de etkileme önemli. Çalışmanın ilk süreci; toplumsal değişim ve teknolojik gelişmelerdaklanılarak sosyal medya platformlarından Instagram'da baba değeri ile ön plana girişimi yüksek hesaplar cinsiyet, hegemonik erkeklik ve yeni nesil babalık bağlamında incelenmektedir. Bu düşünsel izlekte, yeni nesil babaların sosyal medya platformlarında sunma Pratiklerinin kullanımı amaçlanmaktadır. Bu amaç, pazartesi, pazartesi olmayan takipçisi olan hesaplar netnografiyöntemi incelenmektedir. Netnografi, niteliksel araştırma yöntemlerinden olan toplumsal davranışları ve kültürleri incelemek için kullanılan etnografinin ağ dolayımlı ortamlarda deneysel olarak tanımlanabilir. Bu saataraştırma yöntemi olarak netnografinin seçilme nedeni, sadece sunulan bağlantılı ile ilgilenmek yerine davranışa özgü toplumsal bağlamlara odaklanmaktır. Araştırma çevrimiçi sahaların incelenmesi, veri toplama, verilerin analizi, araştırma etiğinin sağlanması ve kültürel ortamın üyelerinden geri bildirim alınması olmak üzere beş temel adımda
gerçekleştirilmektedir. Çalışmanın ikinci aşamasında ise netnografi yöntemi ile incelenen hesapların kullanıcılarıyla yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında, sosyal medya ve ebeveynlik üzerine disiplinlerarası gerçekleştiren çalışmaların büyük bir çoğunluğunun toplumsal anne rolü üzerinde temellendirilmekte olduğu diğer bir yönü olan babalık rolünün arka plana itildiği görülmektedir. Bu noktada, netnografi ve görüşmelerden elde edilen bulgular sosyal medyada belirginleşen “yeni nesil babalık rolünün” değerlendirilmesi açısından önem taşımaktadır.

Atatürk İletişim Dergisi, 2020
İnternetin yaygınlaşması ve sosyal medya uygulamalarının çeşitlenmesine paralel olarak kullanıcı... more İnternetin yaygınlaşması ve sosyal medya uygulamalarının çeşitlenmesine paralel olarak kullanıcı sayıları da her geçen gün artmaktadır. Bu durum, olumlu ve olumsuz bir takım sonuçları beraberinde getirmektedir. Bu noktada, hayatın her alanında kullanılan internetin olumsuz etkilerinden kaçınmak için dijital detoks gerçekleştirilebilir. Çalışmada, "İnternet ve sosyal medya olmadan günler nasıl geçirilir?" sorusunun cevabı fenomenolojik bir araştırma yürütülerek aranmış, internet/teknoloji bağımlılığı ve dijital hastalıklar çerçevesinde dijital detoks kavramına odaklanılmıştır. Araştırmada; X, Y ve Z kuşaklarından 4 katılımcı (2 kadın 2 erkek) olmak üzere toplamda 12 gönüllü katılımcının üç gün boyunca dijital detoks yapmaları sağlanmıştır. Katılımcılar ile yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiş, veriler betimleyici analiz yöntemi ile kategorileştirilerek incelenmiştir. Katılımcıların detoks süresince gerçekleştirdikleri eylemlerin ve dijital bağımlılığa dair değerlendirmelerinin farklılaştığı gözlenmiştir. Katılımcıların, görüşleri doğrultusunda gündelik hayatın ve iş yaşamının dijitalleşmesiyle birlikte internetin her alanda zorunlu olarak kullanımı gerektirdiği ancak sosyal medyanın ise daha çok merak duygusunu karşılamak için tercih edildiği sonucuna ulaşılmıştır. ABSTRACT The number of users in parallel with the spread of the Internet and diversification of social media applications. This situation brings along positive and negative results. Digital detox can be performed. In the study, "How are the days spent without internet and social media?" The answer to the question is a phenomenological research focused on the concept of digital detox for internet / technology addiction and digital diseases. In the study; 12 volunteer participants, including 4 participants (2 female and 2 male) from X, Y and Z generations, were provided to perform digital detox for three days. Semi-structured interviews were conducted with the participants, and they were categorized and analyzed with a descriptive analysis method. It was observed the actions which have been taken by the participants during the detox process and their evaluations on digital addiction
become different. In accordance with the opinions of participants, it has been concluded that with digitalization of daily life and business life, the internet requires to be used compulsorily in every field, but it is reached the end of social media is preferred to meet the sense of wonder.

7. Uluslararası İletişim Günleri Dijital Çağda İletişim Eğitimi Sempozyumu, 2020
Evrensel bir kavram olan oyun, topluma ve zamana göre değişim göstererek varlığını her çağda sürd... more Evrensel bir kavram olan oyun, topluma ve zamana göre değişim göstererek varlığını her çağda sürdürmektedir. Oyun kültürü aracılığıyla; öğrenme, paylaşma, karar verme, iş birliği, yardımlaşma, başkalarının haklarına saygı gösterme gibi pek çok beceriler çocuklara aktarılabilmektedir. Eğitim modellerinde önemli bir öğrenme aracı olarak birçok alana uyumlaştırılan oyunlar, dijital ortamlarda da varlık göstermektedir. Kullanıcıların birer katılımcı olarak dâhil olduğu dijital oyunların yanı sıra oyun oynarken çekilen videolarda oldukça popülerdir. Bu alanda içeriklerin üretimi ve paylaşımında ise YouTube, işlevsel olarak kullanılmaktır. İçeriklerin farklılaştığı bu platformda, çocukların oyun oynama videoları da bir türü temsil etmektedir. Bu çalışmada, çocukların ‘oyun oynama’ videoları çerçevesinde ebeveynlerinin onayı ve kurgusu dâhilinde sosyal medyada benliklerini nasıl sundukları, oyunun öznesi konumundan nesnesi haline dönüşme süreçleri, dijital mecralarda bir meta, kazanç ve pasifize olma durumları sorunsallaştırılmıştır. Bu bağlamda, çalışmada YouTube’da aktif paylaşım yapan ve takipçi sayısı yüksek çocuk kanalları dramaturjik analiz yöntemiyle incelenmiştir. Dijital çağda oyunun nasıl bir dönüşüm geçirdiğini ortaya koymak amacıyla Goffman’ın dramaturji teorisi kapsamında, çocukların videolarda sergiledikleri performansları süresince kişisel vitrinlerine ait öğeleri kullanarak ağ oluşturma pratikleri değerlendirilmiştir. Analiz sonucunda, gösteri dünyasının bir parçası haline dönüşen oyun alanının paylaşmaya açık kolektif bir alan olmaktan uzaklaştığı tespit edilmiştir. Bu durumun çocukları izlence kültürünün pasif bir nesnesi haline dönüştürdüğü saptanmıştır. Çocukların kanallarında sergiledikleri performansların abone sayıları, beğeni ve yorumlarla ölçülmesi de dijital okuryazarlık bilincinin yaygınlaştırılmasının önemine işaret eder niteliktedir.

Türk Kütüphaneciliği Dergisi, 2020
Öz Hukuki düzenlemelerin eksikliği ve uygulanma güçlüğü, kitlelerin kolayca yönlendirilebilmesini... more Öz Hukuki düzenlemelerin eksikliği ve uygulanma güçlüğü, kitlelerin kolayca yönlendirilebilmesini, kışkırtılabilmesini desteklemesi, sosyal medyanın önemli dezavantajları arasında yer almaktadır. Kullanıcılar, sosyal medya hesapları aracılığıyla, ilk elden şahit oldukları haber değeri taşıyan olaylar hakkında bilgi, fotoğraf, video ve anlatım gönderebilme olanağına sahip olmuştur. Yalan/yanıltıcı bilgi ve içeriklerin hızlı bir biçimde yayılması sosyal ağları yalan haber barındırma açısından olumsuz bir üne kavuşturmuştur. Disiplinsiz gelişen haber/bilgi süreci doğal olarak farklı etkilere ve karmaşaya neden olabilmektedir. Bu nedenle, yalan haberlerin ya da bilgilerin kullanıcıya etkisi ve karar süreçlerinin değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı yalan haberlere maruz kalabilen bireylerin, yalan haber değerlendirmesini açıklamak, yalan haberle başa çıkmada karar ve etki süreçleri, tutum ve davranışlarını belirlemektir. Bu araştırma nicel araştırma metodu kullanılan betimleyici bir alan araştırmasıdır. Veri toplama tekniği olarak anket tercih edilmiştir. Çalışma kapsamında Ankara, Samsun ve Eskişehir'deki üç üniversitede öğrenim gören 230 öğrenciye gönüllülük esasıyla anket uygulanmıştır. Örneklem belirlemede olasılığa dayanan örnekleme yöntemi olan tabakalı örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Yalan habere karşı tutum ve davranış örüntülerini ortaya çıkarmak için, üç üniversitenin örgün öğrenci evrenini temsil eden örneklemin yaş aralığı ve cinsiyet değişkenleri dikkate alınmıştır. Örgün öğretim öğrencisi olmaları, dolayısıyla teknolojiye yakın, sosyal medya kullanıcısı öğrencilerin medya kullanımı, yalan haberle karşılaşma süreci, habere inanma/inanmama karar süreci, doğrulatma kategorilerinden oluşan anket uygulanmaktadır. Araştırma sonucunda bu örneklemin görsel nitelikli içerikleri daha inandırıcı bulduğu, propaganda ve yönlendirici özellikteki yalan haberlerin çoğunlukta olduğu ve magazin, siyaset, ekonomi haber türlerinde yaygın olduğu ortaya çıkmıştır.

Fırsat mı Tehdit mi ?: Özgürleşim ve Sınırlayıcı Alanları ile Yeni Nesil Gazetecilik, 2020
Toplumsal yapıdaki değişimi önceleyen güçlerden biri olan teknoloji; kültürel, siyasal, ekonomik ... more Toplumsal yapıdaki değişimi önceleyen güçlerden biri olan teknoloji; kültürel, siyasal, ekonomik ve sosyal alanlarda birtakım rutin işleyişleri dönüştürmüştür. Bu gelişmeler adeta bir zincirin halkası gibi her geçen gün birbirine eklemlenerek devam etmektedir. Süreç içinde farklı alanlarda olduğu gibi teknolojik gelişmeler gazetecilik pratiklerini, haberin biçimsel özelliklerini ve haber alma deneyimlerini dönüşüme uğratarak yeni nesil gazeteciliği ortaya çıkarmıştır. Dijital ortamlarda ayrı bir önem kazanan verilerden anlamlı bir bütün oluşturma amacıyla deneyimlenmeye başlanan veri gazeteciliği, robotik ve yapay zeka sistemlerinin gazetecilik alanına uyarlanmasıyla gerçekleştirilen robot gazetecilik, insansız hava araçları üretimindeki gelişmeler sonucu gökyüzünden haber toplamaya olanak sağlayan drone gazeteciliği, artırılmış gerçeklik teknolojisinin gazetecilik alanına uyarlanmasıyla başlayan artırılmış gerçeklik gazeteciliği ve blokzincir üzerinde çeşitli gazetecilik platformlarının geliştirilmesiyle yapılmaya başlanan blokzincir gazeteciliği, yeni nesil gazetecilik uygulamalarıdır. Bu çalışmada, yeni nesil gazetecilik pratikleri olarak veri gazeteciliği, robot gazeteciliği, drone gazeteciliği, artırılmış gerçeklik gazeteciliği, blokzincir gazeteciliği uygulamalarındaki gelişmeler ve alandaki pratikleri incelenmiştir. Yeni nesil gazetecilik haber toplama, yayınlama ve alımlama süreçlerine katkı sağlamıştır. Çalışmada, gazeteci, haber ve okuyucu/izleyici açısından değerlendirildiğinde çift yönlü bir bakış açısıyla yeni nesil gazeteciliğin özgürleşim ve sınırlayıcı alanlarına odaklanılmıştır. Uygulama alanlarında tespit edilen sorunlara yönelik olarak geliştirilecek çözüm önerilerinin, özel yaşamın gizliliği ile kamunun bilgilenme hakkı arasındaki dengeyi koruması açısından önem arz ettiği sonucuna ulaşılmıştır.

İNİF E-DERGİ, 2020
Özet: Yeni iletişim teknolojilerinin kullanıcılara sağladığı etkileşim, hipermetinsellik ve multi... more Özet: Yeni iletişim teknolojilerinin kullanıcılara sağladığı etkileşim, hipermetinsellik ve multimedya biçimselliği farklı alanlarda dijital dönüşüm sürecini başlatmıştır. Bu özellikler geleneksel gazeteciliğin internet gazeteciliğine dönüşümüne de alan oluşturmuştur. Haber kuruluşları ve gazeteciler bir zorunluluk olarak gördükleri internette var olma sürecini ilk zamanlar gelenekseli aynı formatta dijitale taşıyarak gerçekleştirmiştir. Süreç içinde ise internet gazeteciliği yeniliklere paralel olarak kendisini sürekli olarak güncellemiştir. Habere internet aracılığıyla ulaşmak söz konusu olduğunda önceleri ilk akla gelen mecra internet siteleriydi. Sosyal medya platformlarının gelişimi ve kullanım oranlarının artması ile birlikte internet aracılığıyla habere ulaşım da çeşitlenmiştir Sosyal medya platformları geliştirilirken kendine özgü özelliklerden yola çıksa da zaman içerisinde benzer teknik olanaklar eklenmiş ve platformlar arası bağlantıda sağlanmıştır. Bu etkileşim ortamında haber ve gazetecilik pratiklerinde biçimsel olarak bir değişim dönüşüm süreci yaşanmıştır. Haber içerik olarak toplama, yazma ve yayınlama açısından, gazetecilik de pratik, teknik ve destek açısından yeniden şekillenmiş özünde ise haber verme amacı sabit kalmıştır. Bu bağlamda, çalışmada öncelikle internet gazeteciliği ile başlayan süreç yurttaş gazeteciliğini ve blog gazeteciliğini de kapsayarak sosyal medya gazeteciliğine temel oluşturan ortam incelenmiştir. Sosyal medya gazeteciliği ise genel bir değerlendirme yerine sosyal medya platformlarının kendine özgü özellikleri çerçevesinde haber ve habercilik açısından değerlendirilmiştir. Sosyal medya gazeteciliği Facebook, YouTube, Twitter, WhatsApp, Instagram ve TikTok olmak üzere altı kategoride gazetecilik pratikleri açısından literatür taraması yapılarak incelenmiştir. Araştırmanın sonucunda literatür taraması ışığında; sosyal medya gazeteciliğinin gerçekleştirildiği günümüzde gazetecilerden beklentilerin neler olduğu saptanmış, sosyal medya gazeteciliğinin avantajları ve dezavantajları sıralanmıştır. İnternet ve sosyal medya gazeteciliğine dair geniş bir çerçeve sunan çalışma bütünsel bir bakış açısı sergilenmesi ve alanda yeni bir platform olan TikTok'u ilk kez habercilik bağlamında değerlendirmesi açısından alana katkı sağlamaktadır.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Sosyal Bilimler Lisansüstü Öğrenci Kongresi, 2020
Günümüzde yaygın olarak kullanılan sosyal medya platformları, kullanıcılarına mesajlaşma, görüntü... more Günümüzde yaygın olarak kullanılan sosyal medya platformları, kullanıcılarına mesajlaşma, görüntülü konuşma, fotoğraf ve video paylaşma imkânının yanı sıra içerik üretme ve bu içeriklere yorum yapma gibi pek çok olanak sağlamaktadır. Özellikle fotoğraf ve video paylaşmaya uygun olan bu platformlarda; kullanıcılar genellikle günlük aktivitelerini, kendilerini, ailelerini ve çocuklarını yayınlamaktadır. Ebeveynler tarafından çocuklar adına açılan sosyal medya hesaplarında ve anne ya da babanın kişisel hesaplarında çocuklara ait içerikler paylaşılabilmektedir. Bu platformlarda ebeveynlerin çocuklarının fotoğraf ve videolarını paylaşmaları “Sharenting” olarak nitelendirilmektedir, sharing (paylaşım) ve ebeveynlik (parenting) kavramlarının birleşmesiyle oluşan kavram Türkçe’de “paylaşanababalık” olarak ifade edilmektedir. Çocukların yayınlanan fotoğraf ve videolarının başka kullanıcılar tarafından alınıp kendi hesaplarında paylaşılması ise “digital kidnapping” olarak nitelendirilmekte ve Türkçe’de “dijital kaçırma” olarak adlandırılmaktadır. Dijital kaçırma, bir ya da birden fazla bireyin kişisel verilerinin kopyalanarak başkası tarafından farklı bir hesapta kendisi gibi paylaşılması olarak tanımlanabilir. Dijital kaçırma genellikle, küçük çocukların fotoğraflarına ve videolarına yapılmaktadır. Çocuklara açılan sosyal medya hesapları ya da ebeveynlerinin kullandıkları hesaplardan paylaşılan fotoğraf, video ve sesler dijital kaçırmaya neden olabilmektedir. Elde edilen bu kişisel verilerden fotoğraflar, ses ve videolar kesilip ayrılarak çeşitli internet sitelerinde yayınlanabilir hale getirilebilmektedir. Bu çalışmada, “paylaşanababalık”, “dijital kaçırma” ve “unutulma hakkı” kavramları çerçevesinde literatür taraması yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda, çocukların dijital kaçırmaya maruz kalma nedenlerinin platformları kullanmak için yaş kurallarına uyulmaması başta olmak üzere, çocukların mahremiyet ve unutulma haklarının ihlal edilmesi olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bilgiler ışığında, çocukların kişilik hakkının ihlal edilerek paylaşılan verilerin yaşamlarını nasıl etkileyeceği, unutulma hakkı kavramı çerçevesinde tartışılmış ve dijital kaçırmayı engellemek için yapılması gerekenler hakkında öneriler sunulmuştur.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Sosyal Bilimler Lisansüstü Öğrenci Kongresi , 2020
Bireyler ilk çağdan itibaren günümüze kadar ulaşmak veya ulaştırmak istedikleri bilgi ve enformas... more Bireyler ilk çağdan itibaren günümüze kadar ulaşmak veya ulaştırmak istedikleri bilgi ve enformasyonu içinde bulundukları zamana ve şartlara bağlı olarak teknik olanaklar dahilinde iletmiştir. Teknoloji, bu süreçte toplumsal yapıdaki değişimi öncüleyen güçlerden birisidir. Yeni iletişim teknolojileri kullanılmaya başladıkları zamandan bu yana kültürel, siyasal,
ekonomik ve sosyal alanlarda birtakım rutin işleyişleri dönüştürmüştür. Birçok farklı sektörde olduğu gibi gazetecilik pratikleri ve haber alma deneyimleri de dijital ortamlara taşınmıştır. İnternet gazeteciliği, yurttaş gazeteciliği ve sosyal medya gazeteciliği ile başlayan yenilenme süreci, geleneksel gazeteciliği yapısal olarak güncellemeye zorlamıştır. Bu güncellemelere teknolojik gelişmeler eşliğinde bir zincir gibi gün geçtikçe yeni halkalar eklenmiştir. Dijital ortamlarda verilerin kolaylıkla kayıt altına alınması ve açık kaynak olarak sunulması gazetecilik için dağınık veri setlerinden anlamlı bir bütün oluşturma çabasını oluşturan veri gazeteciliği, robotik ve yapay zeka sistemlerinin gazetecilik alanına uyarlanmasıyla gerçekleştirilen robot gazetecilik, insansız hava araçları (İHA) üretimindeki gelişmeler sonucu gökyüzünden haber toplamaya imkan tanıyan drone gazeteciliği, blokzincir üzerinde çeşitli gazetecilik platformlarının geliştirilmesiyle yapılmaya başlanan blokzincir gazeteciliği ve geleneksel anlatım yöntemleri ile aktarılması zor olan konularda ya da haber sunumlarında canlandırma imkanı tanıyan artırılmış gerçeklik teknolojisinin gazetecilik alanına uyarlanmasıyla başlayan artırılmış gerçeklik gazeteciliği, yeni nesil gazetecilik pratikleridir. Bu çalışmada, yeni nesil gazetecilik pratikleri olarak veri gazeteciliği, robot gazetecilik, drone gazeteciliği, blokzincir gazeteciliği, artırılmış gerçeklik gazeteciliği alanındaki uygulamalar özgürleştirici ve kısıtlayıcı yönleri ile literatür taraması ışığında incelenmiştir. Çalışmada, yeni nesil gazetecilik türlerinin haber alma ve haber verme noktasında farklı bakış açıları kazandırabileceği gibi teknoloji ve gazetecilik ilişkisinde güncel tartışma konularından biri olan etik ihlallere de yol açabileceği sonucuna ulaşılmıştır.

3rd International CICMS Conference Proceedings E-Book, 2020
Anımsama ve unutma bireyin zihinsel süreçlerinde önemli bir yer tutmaktadır. Birey yaşantısı boyu... more Anımsama ve unutma bireyin zihinsel süreçlerinde önemli bir yer tutmaktadır. Birey yaşantısı boyunca birçok zamanı 'anı' olarak hafızasına ekler, hatırlaması gereken durumlarda ise onu çağırabilir. Bu durum kişiyi kimi zaman aile içinde yaşanılan mutlu bir ana götürür kimi zaman da geçmişten ders çıkarması gereken tecrübelerini hatırlatır. Bireyin toplumsal bir varlık olduğu göz önüne alındığında ortak bir geçmişi olan ve aynı geleceğe doğru ilerledikleri bir birliktelik söz konusudur. Bu birliktelik düşüncelerin, duyguların, endişe ve korkuların bir aradalığına da işaret eder niteliktedir. Toplumun büyük kesimini derinden etkileyen bir olay yaşandığında ise bireysel bellek yerini kolektif bellek bilincine bırakır. Bireysel ve kolektif bellek arasında karşılıklı belirleyicilik ve simbiyoz bir beslenme mevcuttur. Kolektif bellek, bireysel belleklerin toplamına karşılık gelmekten öte içinde daha çok bilinci barındırır. Geleneksel medyada kolektif bilinç oluşturma süreci eşik bekçilerinin ‘çerçeveleme’ ve ‘dışarıda bırakma’ pratikleri ile gelişmektedir. Enformasyon çağında ise kolektif bilincin oluşumuna katkı sağlayan mecra sosyal medya platformlarıdır. Sosyal medyada kolektif belleğin inşasında kullanıcıların hem üreticisi hem de tüketicisi oldukları kullanıcı türevli içerikler önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmada “Kolektif belleğin oluşumunda sosyal medya nasıl bir alan sunmaktadır?” sorusunun yanıtı Neslican Tay örnek olayı çerçevesinde aranmıştır. Sosyal medya mecralarından Twitter’da 21.09.2019-21.03.2020 tarihleri arasında #neslicantay, #mücadelençokgüzeldi, #demirkadın hashtagleri ile atılan tweetler betimsel analiz yöntemiyle kategorilere ayrılarak incelenmiştir. Kullanıcıların gündeme bağlı ya da gündemden bağımsız olarak gerçekleştirdikleri paylaşımlar hatırlama ve hatırlatma işlevi görmektedir. Aynı zamanda sosyal medya kolektif belleğin oluşumunda görsel hikâyeleştirme dilinin gelişimine elverişli bir ortam sunarak mücadele verilen alanda bir bilinç oluşumuna katkı sağlamaktadır.

3rd International CICMS Conference Proceedings E-Book, 2020
Bireylerin insanlık tarihi boyunca farklı biçimlerde gerçekleştirdikleri iletişim davranışlarına ... more Bireylerin insanlık tarihi boyunca farklı biçimlerde gerçekleştirdikleri iletişim davranışlarına paralel olarak düşünce ve duygu paylaşımı günümüzde çağa uyum sağlayarak dijital bir boyut kazanmıştır. Bu durum yaşamın içinde var olan hem olumlu hem de olumsuz davranışların benzer şekilde dijital ortama taşınmasına neden olmuştur. Sosyal medya kullanıcılarına yönelik gerçekleştirilen siber zorbalık eylemleri de geleneksel zorbalığın dijital ortama taşınmış şekli olarak değerlendirilebilir. Siber zorbalık, dijital mecralarda kişiye ya da kişilere yönelik kasıtlı olarak gerçekleştirilen, tekrarlanabilen ve teknik veya duygusal zarar vermeye yönelik davranışlar olarak özetlenebilir. Siber zorbalığı, geleneksel zorbalıktan ayıran yönler birbirini tanımayan kişiler arasında da gerçekleşebilmesi ve zamanla etkileşimlerle linçe dönüşme ihtimalidir. Bu bağlamda, siber zorbalık çok yönlü ve küresel önem kazanan bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumsal bir sorun haline gelen siber zorbalığa dikkat çekmeyi, zorbalığın ulaştığı boyutları irdelemeyi ve farkındalık oluşturmayı amaçlayan bu çalışma kapsamında, ünlülere karşı gerçekleştirilen siber zorbalığı konu alan internet haberleri incelenmiştir. Çalışmada, sosyal medya ortamlarında ünlülere yapılan siber zorbalık; cinsiyet, yaş, kilo, yaşam/giyim tarzı, romantik ilişki ve mahremiyet ihlalleri çerçevesinde incelenmiştir. Betimsel analiz yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmanın sonucuna göre, sosyal medyada siber zorbalığa maruz kalan ünlülerin sosyal ve duygusal olarak etkilendiği bulgusuna ulaşılmıştır. Çalışma farklı bir perspektiften güncel bir soruna dikkat çekmesi açısından özgün değere sahiptir. Konunun tartışılmaya açılması, disiplinler arası çalışmaların gerekliliğini görünür kılmıştır. Sosyal medya ortamlarında siber zorbalığı önleme konusunda çözüm önerileri sunması noktasında da ayrıca önem taşımaktadır.

CommUnity 6th International Symposium of Communication Students, 2019
İletişim teknolojilerinin gelişimi ile birlikte yaşanan değişimler gündelik hayat içerisinde bire... more İletişim teknolojilerinin gelişimi ile birlikte yaşanan değişimler gündelik hayat içerisinde bireylerin yaşamlarında davranışlarının da yeniden şekillenmesine neden olmuştur. İnternetin askeri amaçlı ilk kullanımından itibaren kullanım alanları da çeşitlenmiştir. Günümüzde internet ve sosyal medya eğitim, iletişim, iş, sağlık, eğlence gibi pek çok amaçla kullanıcı sayısını arttırmaktadır. Akıllı telefon kullanımının yaygınlaşması ile de sunulan çeşitli imkânlar paralelinde dijital
ortamlar her kuşaktan bireyin var olmasına da zemin hazırlamıştır. Gündelik hayatın büyük bir kısmını kaplayan akıllı telefon kullanım alışkanlıkları bireysel ve toplumsal anlamda iletişimsel eylemleri yorumlamak adına önemli veriler sunmaktadır. Bireylerarası iletişim perspektifinden değerlendirildiğinde, kişilerin yüz yüze iletişim yerine, gittikçe artan bir şekilde, sosyal medya alanlarında iletişim kurmaya başlamaları bu durumun en belirgin örneklerindendir. Bu çalışmada,
“Sosyal medya olmadan bir gün nasıl geçirilir?” sorusunun cevabı gündelik hayat kuramı temel alınarak fenomenolojik bir araştırma gerçekleştirilerek aranacaktır. Araştırmada X, Y ve Z kuşaklarından gönüllü katılımcılardan dijital detoks yapmaları istenecektir. Bu kapsamda 2 kadın ve 2 erkek olmak üzere her kuşaktan toplam 12
katılımcının 3 günlük dijital detoks yapmaları sağlanacaktır. Dijital detoks süresince katılımcılar kullanım amacı her ne olursa olsun internet ve sosyal medya kullanmayacaktır. Katılımcılarla nitel araştırma yöntemi tekniğinden faydalanılarak yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilecektir. Dijital detoks boyunca katılımcıların öznel değerlendirmelerinden elde edilecek olan veriler temalara ayrılarak betimsel analiz gerçekleştirilerek yorumlanacaktır. Sosyal medya aracılığı ile gerçekleştirilen iletişim eylemlerinin ne tür sosyal davranış değişikliklerine yol açtığına odaklanılarak kuşaklar arası karşılaştırmalar yapılacaktır. Dijital detoks sonrasında teknoloji ile sonradan tanışan ve dijital çağda dünyaya gelen bireyler üzerinde etkilerinin ne kadar farklılaştığı ortaya konulacaktır. Bu karşılaştırmadan sağlanacak bulgular, teknolojinin bilinçsiz kullanımının neden olduğu etkilere dikkat
çekerek dijital farkındalığı geliştirme konusunda katkı sağlayacaktır.

Öz Gündelik hayat içerisinde yaşanan pek çok olay medyanın ön plana çıkarması ve çerçevelemesi dâ... more Öz Gündelik hayat içerisinde yaşanan pek çok olay medyanın ön plana çıkarması ve çerçevelemesi dâhilinde görünür kılınmaktadır. Toplumsal sorunları ve kamuoyunu ilgilendiren olayları gündeme getiren ve sonuçlandırılması için çaba gösteren medya, bireyleri bilgilendirmekte ve belli konularda duyarlılık oluşturmakta aynı zamanda da belli görüşlerin yaygınlaşmasına ya da bazı noktalarda ortak bir bilincin oluşmasına katkı sağlamaktadır. Medya ve toplum ilişkisini ortaya koymak amacıyla, çalışmanın örneklemi Müge Anlı ile Tatlı Sert Programı'nda ele alınan 'Irmak Kupal'a karşı gerçekleştirilen cinsel istismar' olarak belirlenmiştir. Olayın programa konu olduğu süre zarfı içerisinde medyanın pek çok işlevi gözler önüne serilmiştir. Medyaya ait metinlerdeki söylem, toplumdaki egemen veya mevcut söylemlerden bağımsız değildir, bir televizyon programı başta yaratıcısı olmak üzere söylemi açısından toplumsal bağlamdan ayrı düşünülemez bu noktadan hareketle çalışmada " Eleştirel Söylem Analizi " yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın temel kaygısı ise medya–toplum ilişkisine vurgu yapmak, toplumsal cinsiyet algısını ortaya koymak, cinsel istismar özellikle de çocuklara karşı gerçekleştirilen cinsel istismar noktasında kamuoyunun tepkisini çözümlemek ve medyanın bu tür olayları sunuş biçimini 'Irmak Kupal Örneği' üzerinden derinlemesine okumaktır. Abstract Many events that take place in everyday life are made visible within the framework of the media's foregrounding and framing. The media, bringing events that concern social issues and public opinion to the agenda and endeavoring to finalize, inform the individuals and create sensitivity to certain issues and at the same time contribute to the spread of certain views or to a common consciousness in some points. In order to reveal the relationship between media and society, the sample of the study was determined as 'sexual exploitation against Irmak Kupal', which was dealt with in Müge Anlı and Tatlı Sert Program. While the event was the subject of the programa, many functions of the media were revealed in the envelope. The discourse in the

Öz Gündelik hayat içerisinde yaşanan pek çok olay medyanın ön plana çıkarması ve çerçevelemesi dâ... more Öz Gündelik hayat içerisinde yaşanan pek çok olay medyanın ön plana çıkarması ve çerçevelemesi dâhilinde görünür kılınmaktadır. Toplumsal sorunları ve kamuoyunu ilgilendiren olayları gündeme getiren ve sonuçlandırılması için çaba gösteren medya, bireyleri bilgilendirmekte ve belli konularda duyarlılık oluşturmakta aynı zamanda da belli görüşlerin yaygınlaşmasına ya da bazı noktalarda ortak bir bilincin oluşmasına katkı sağlamaktadır. Medya ve toplum ilişkisini ortaya koymak amacıyla, çalışmanın örneklemi Müge Anlı ile Tatlı Sert Programı'nda ele alınan 'Irmak Kupal'a karşı gerçekleştirilen cinsel istismar' olarak belirlenmiştir. Olayın programa konu olduğu süre zarfı içerisinde medyanın pek çok işlevi gözler önüne serilmiştir. Medyaya ait metinlerdeki söylem, toplumdaki egemen veya mevcut söylemlerden bağımsız değildir, bir televizyon programı başta yaratıcısı olmak üzere söylemi açısından toplumsal bağlamdan ayrı düşünülemez bu noktadan hareketle çalışmada " Eleştirel Söylem Analizi " yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın temel kaygısı ise medya–toplum ilişkisine vurgu yapmak, toplumsal cinsiyet algısını ortaya koymak, cinsel istismar özellikle de çocuklara karşı gerçekleştirilen cinsel istismar noktasında kamuoyunun tepkisini çözümlemek ve medyanın bu tür olayları sunuş biçimini 'Irmak Kupal Örneği' üzerinden derinlemesine okumaktır.

Öz Bireyin siyasal toplumsallaşma süreci içinde 'siyasal bilgilenme' farklı boyutlarla gerçekleşm... more Öz Bireyin siyasal toplumsallaşma süreci içinde 'siyasal bilgilenme' farklı boyutlarla gerçekleşmektedir. Özellikle günümüzde önemi gittikçe artan ve yaygınlaşan medyanın bi-reylerin siyasal bilgilenme süreçlerindeki yeri yadsınamaz. Bu önem doğrultusunda med-yanın bireylerin tutum ve davranışlarını etkilediği veya var olan tutumları pekiştirdiği de söylenebilir. Aynı zamanda medya; siyasal katılım ve oy verme davranışı üzerinde de etkili bir faktördür. Özellikle medyanın gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla, siyasal gelişmelerin büyük kitlelere kolaylıkla ve eşzamanlı ulaşma olanağına sahip olması, siyasal katılım biçimlerini de dönüştürmüştür. İşte Konya'da öğrenim gören üniversite öğrencilerinin katılımıyla ger-çekleştirilen bu araştırma; siyasal bilgilenme sürecinde medyanın rolü ve etkilerine ilişkin tespitlerde bulunmayı amaçlamaktadır. Saha araştırması yönteminin kullanıldığı bu çalış-mada veriler; 400 katılımcıdan yüz yüz anket tekniği ile toplanmıştır. Araştırma bulgularına göre; internet ve sosyal medya, katılımcıların siyasal bilgilenme sürecinde en etkili gördük-leri iki iletişim aracıdır. Radyo ve dergi ise, en az etkili olduğuna inanılan medya olarak dikkat çekmektedir. Araştırmaya katılan üniversite öğrencilerinin siyasal bilgilenme süre-cinde interneti etkili görme eğilimi arttıkça, sosyal medyayı etkili görme eğiliminde de bir artış yaşanmaktadır. Ayrıca erkeklerin siyasal gündem konularına ilgi düzeylerinin, kadın-lara göre daha yüksek olduğu bu araştırma ile ortaya konulmuştur. Siyasal gündem konularına ilgi düzeyi arttıkça, gazetenin siyasal bilgilenme sürecinde etkili olduğuna duyulan inanç da artmaktadır.
Books by Fatma Kübra Astam
Dijital Dünyada Haberin Dönüşümü , 2022
Bu kitap ve kitabın özgün özellikleri tamamen Nüve Kültür Merkezi'ne aittir. Hiçbir şekilde takli... more Bu kitap ve kitabın özgün özellikleri tamamen Nüve Kültür Merkezi'ne aittir. Hiçbir şekilde taklit edilemez. Yayınevinin izni olmadan kısmen ya da tamamen kopyalanamaz, çoğaltılamaz. Nüve Kültür Merkezi hukukî sorumluluk ve takibat hakkını saklı tutar.
Uploads
Papers by Fatma Kübra Astam
Oyun, zaman ve yer kavramına bağlı olarak şekil değiştirerek evrensel boyutta varlığını her çağda sürdürmektedir. Dijitalleşme birçok alanda olduğu gibi oyunun da dönüşümünde rol oynamış ve oyunlar dijital ortamlarda varlık göstermeye başlamıştır. Sosyal ağ kullanıcıları dijital mecralarda genellikle oyunun katılımcısı olurken aynı zamanda oyun oynayanların da izleyicisi olabilmektedir. İzlence kültürünün bir aracı olan YouTube ise bu bağlamda işlevsel olarak kullanılmaktadır. Bu çalışma, YouTube’da çocuk oyun kanallarında dolaşıma sunulan oyun oynama videolarını ebeveynin onay ve kurgu süreci, çocuğun oyunun öznesi konumundan nesnesine dönüşmesiyle birlikte pasifize olma durumu ve sosyal ağlarda çocuğun kazanç aracı olarak kullanılmasıyla metalaşması noktasında sorunsallaştırmaktadır. Çalışma, işaret edilen çerçevede Goffman’ın dramaturji teorisi kapsamında abone sayısı yüksek ve aktif paylaşım yapan YouTube çocuk oyun kanallarının sosyal medyada benlik sunumunu analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, oyunun dijital çağdaki dönüşümüne odaklanılarak; çocukların videolarda sergiledikleri performansların ve kişisel vitrinlerine ait olan öğelerin ağ oluşturma pratiklerinde nasıl bir rol oynadığı değerlendirilmiştir. Analiz sonucunda, oyun alanının gösteri kültürünün bir parçası haline dönüşerek özünde var olan paylaşım ilişkilerinin kolektif süreçten uzaklaştığı, çocuk ile ebeveyn rollerinin akışkanlaştığı, gerçek ve hayal ayrımının da bulanıklaştığı saptanmıştır.
Anahtar Sözcükler: Sosyal Medya ve Çocuk, Çocuk Influencer, YouTube Çocuk Oyun Kanalları, Benlik Sunumu, Dramaturjik Analiz
Abstract
The game continues its existence in a universal dimension by changing depending on the concept of time and place. Digitalization has played a role in the transformation of the game as in many areas and games have started to transform in digital environments. While social network users are the main participants in digital channels, they can also be the audience of those who play games. YouTube, which is a tool for program making, is used functional this context. This study problematizes the game-playing videos, which are circulated on YouTube on children's game channels, in terms of the parental approval and editing process, the state of pacification with the return to the subject of the games, and the commodification with command as a means of realization in social networks. The study aims to analyze the selfpresentation of Goffman's dramaturgy theory on social media of YouTube children's play channels that have a high number of followers and actively share. In this context, by focusing on the transformation of the game in the digital age, the role of the performance elements of the videos in their networking practices was evaluated. In the analysis, it was determined that the game became a part of the bedside and the sharing relationships that exist in essence moved away from the collective process, the roles of the child and the parent became fluid, and the distinction between reality and fantasy became blurred.
Keywords: Social Media and Child, Child Influencer, Child Game Channels on YouTube, Self Presentation, Dramaturgical
Analysis
gerçekleştirilmektedir. Çalışmanın ikinci aşamasında ise netnografi yöntemi ile incelenen hesapların kullanıcılarıyla yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında, sosyal medya ve ebeveynlik üzerine disiplinlerarası gerçekleştiren çalışmaların büyük bir çoğunluğunun toplumsal anne rolü üzerinde temellendirilmekte olduğu diğer bir yönü olan babalık rolünün arka plana itildiği görülmektedir. Bu noktada, netnografi ve görüşmelerden elde edilen bulgular sosyal medyada belirginleşen “yeni nesil babalık rolünün” değerlendirilmesi açısından önem taşımaktadır.
become different. In accordance with the opinions of participants, it has been concluded that with digitalization of daily life and business life, the internet requires to be used compulsorily in every field, but it is reached the end of social media is preferred to meet the sense of wonder.
ekonomik ve sosyal alanlarda birtakım rutin işleyişleri dönüştürmüştür. Birçok farklı sektörde olduğu gibi gazetecilik pratikleri ve haber alma deneyimleri de dijital ortamlara taşınmıştır. İnternet gazeteciliği, yurttaş gazeteciliği ve sosyal medya gazeteciliği ile başlayan yenilenme süreci, geleneksel gazeteciliği yapısal olarak güncellemeye zorlamıştır. Bu güncellemelere teknolojik gelişmeler eşliğinde bir zincir gibi gün geçtikçe yeni halkalar eklenmiştir. Dijital ortamlarda verilerin kolaylıkla kayıt altına alınması ve açık kaynak olarak sunulması gazetecilik için dağınık veri setlerinden anlamlı bir bütün oluşturma çabasını oluşturan veri gazeteciliği, robotik ve yapay zeka sistemlerinin gazetecilik alanına uyarlanmasıyla gerçekleştirilen robot gazetecilik, insansız hava araçları (İHA) üretimindeki gelişmeler sonucu gökyüzünden haber toplamaya imkan tanıyan drone gazeteciliği, blokzincir üzerinde çeşitli gazetecilik platformlarının geliştirilmesiyle yapılmaya başlanan blokzincir gazeteciliği ve geleneksel anlatım yöntemleri ile aktarılması zor olan konularda ya da haber sunumlarında canlandırma imkanı tanıyan artırılmış gerçeklik teknolojisinin gazetecilik alanına uyarlanmasıyla başlayan artırılmış gerçeklik gazeteciliği, yeni nesil gazetecilik pratikleridir. Bu çalışmada, yeni nesil gazetecilik pratikleri olarak veri gazeteciliği, robot gazetecilik, drone gazeteciliği, blokzincir gazeteciliği, artırılmış gerçeklik gazeteciliği alanındaki uygulamalar özgürleştirici ve kısıtlayıcı yönleri ile literatür taraması ışığında incelenmiştir. Çalışmada, yeni nesil gazetecilik türlerinin haber alma ve haber verme noktasında farklı bakış açıları kazandırabileceği gibi teknoloji ve gazetecilik ilişkisinde güncel tartışma konularından biri olan etik ihlallere de yol açabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
ortamlar her kuşaktan bireyin var olmasına da zemin hazırlamıştır. Gündelik hayatın büyük bir kısmını kaplayan akıllı telefon kullanım alışkanlıkları bireysel ve toplumsal anlamda iletişimsel eylemleri yorumlamak adına önemli veriler sunmaktadır. Bireylerarası iletişim perspektifinden değerlendirildiğinde, kişilerin yüz yüze iletişim yerine, gittikçe artan bir şekilde, sosyal medya alanlarında iletişim kurmaya başlamaları bu durumun en belirgin örneklerindendir. Bu çalışmada,
“Sosyal medya olmadan bir gün nasıl geçirilir?” sorusunun cevabı gündelik hayat kuramı temel alınarak fenomenolojik bir araştırma gerçekleştirilerek aranacaktır. Araştırmada X, Y ve Z kuşaklarından gönüllü katılımcılardan dijital detoks yapmaları istenecektir. Bu kapsamda 2 kadın ve 2 erkek olmak üzere her kuşaktan toplam 12
katılımcının 3 günlük dijital detoks yapmaları sağlanacaktır. Dijital detoks süresince katılımcılar kullanım amacı her ne olursa olsun internet ve sosyal medya kullanmayacaktır. Katılımcılarla nitel araştırma yöntemi tekniğinden faydalanılarak yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilecektir. Dijital detoks boyunca katılımcıların öznel değerlendirmelerinden elde edilecek olan veriler temalara ayrılarak betimsel analiz gerçekleştirilerek yorumlanacaktır. Sosyal medya aracılığı ile gerçekleştirilen iletişim eylemlerinin ne tür sosyal davranış değişikliklerine yol açtığına odaklanılarak kuşaklar arası karşılaştırmalar yapılacaktır. Dijital detoks sonrasında teknoloji ile sonradan tanışan ve dijital çağda dünyaya gelen bireyler üzerinde etkilerinin ne kadar farklılaştığı ortaya konulacaktır. Bu karşılaştırmadan sağlanacak bulgular, teknolojinin bilinçsiz kullanımının neden olduğu etkilere dikkat
çekerek dijital farkındalığı geliştirme konusunda katkı sağlayacaktır.
Books by Fatma Kübra Astam
Oyun, zaman ve yer kavramına bağlı olarak şekil değiştirerek evrensel boyutta varlığını her çağda sürdürmektedir. Dijitalleşme birçok alanda olduğu gibi oyunun da dönüşümünde rol oynamış ve oyunlar dijital ortamlarda varlık göstermeye başlamıştır. Sosyal ağ kullanıcıları dijital mecralarda genellikle oyunun katılımcısı olurken aynı zamanda oyun oynayanların da izleyicisi olabilmektedir. İzlence kültürünün bir aracı olan YouTube ise bu bağlamda işlevsel olarak kullanılmaktadır. Bu çalışma, YouTube’da çocuk oyun kanallarında dolaşıma sunulan oyun oynama videolarını ebeveynin onay ve kurgu süreci, çocuğun oyunun öznesi konumundan nesnesine dönüşmesiyle birlikte pasifize olma durumu ve sosyal ağlarda çocuğun kazanç aracı olarak kullanılmasıyla metalaşması noktasında sorunsallaştırmaktadır. Çalışma, işaret edilen çerçevede Goffman’ın dramaturji teorisi kapsamında abone sayısı yüksek ve aktif paylaşım yapan YouTube çocuk oyun kanallarının sosyal medyada benlik sunumunu analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, oyunun dijital çağdaki dönüşümüne odaklanılarak; çocukların videolarda sergiledikleri performansların ve kişisel vitrinlerine ait olan öğelerin ağ oluşturma pratiklerinde nasıl bir rol oynadığı değerlendirilmiştir. Analiz sonucunda, oyun alanının gösteri kültürünün bir parçası haline dönüşerek özünde var olan paylaşım ilişkilerinin kolektif süreçten uzaklaştığı, çocuk ile ebeveyn rollerinin akışkanlaştığı, gerçek ve hayal ayrımının da bulanıklaştığı saptanmıştır.
Anahtar Sözcükler: Sosyal Medya ve Çocuk, Çocuk Influencer, YouTube Çocuk Oyun Kanalları, Benlik Sunumu, Dramaturjik Analiz
Abstract
The game continues its existence in a universal dimension by changing depending on the concept of time and place. Digitalization has played a role in the transformation of the game as in many areas and games have started to transform in digital environments. While social network users are the main participants in digital channels, they can also be the audience of those who play games. YouTube, which is a tool for program making, is used functional this context. This study problematizes the game-playing videos, which are circulated on YouTube on children's game channels, in terms of the parental approval and editing process, the state of pacification with the return to the subject of the games, and the commodification with command as a means of realization in social networks. The study aims to analyze the selfpresentation of Goffman's dramaturgy theory on social media of YouTube children's play channels that have a high number of followers and actively share. In this context, by focusing on the transformation of the game in the digital age, the role of the performance elements of the videos in their networking practices was evaluated. In the analysis, it was determined that the game became a part of the bedside and the sharing relationships that exist in essence moved away from the collective process, the roles of the child and the parent became fluid, and the distinction between reality and fantasy became blurred.
Keywords: Social Media and Child, Child Influencer, Child Game Channels on YouTube, Self Presentation, Dramaturgical
Analysis
gerçekleştirilmektedir. Çalışmanın ikinci aşamasında ise netnografi yöntemi ile incelenen hesapların kullanıcılarıyla yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında, sosyal medya ve ebeveynlik üzerine disiplinlerarası gerçekleştiren çalışmaların büyük bir çoğunluğunun toplumsal anne rolü üzerinde temellendirilmekte olduğu diğer bir yönü olan babalık rolünün arka plana itildiği görülmektedir. Bu noktada, netnografi ve görüşmelerden elde edilen bulgular sosyal medyada belirginleşen “yeni nesil babalık rolünün” değerlendirilmesi açısından önem taşımaktadır.
become different. In accordance with the opinions of participants, it has been concluded that with digitalization of daily life and business life, the internet requires to be used compulsorily in every field, but it is reached the end of social media is preferred to meet the sense of wonder.
ekonomik ve sosyal alanlarda birtakım rutin işleyişleri dönüştürmüştür. Birçok farklı sektörde olduğu gibi gazetecilik pratikleri ve haber alma deneyimleri de dijital ortamlara taşınmıştır. İnternet gazeteciliği, yurttaş gazeteciliği ve sosyal medya gazeteciliği ile başlayan yenilenme süreci, geleneksel gazeteciliği yapısal olarak güncellemeye zorlamıştır. Bu güncellemelere teknolojik gelişmeler eşliğinde bir zincir gibi gün geçtikçe yeni halkalar eklenmiştir. Dijital ortamlarda verilerin kolaylıkla kayıt altına alınması ve açık kaynak olarak sunulması gazetecilik için dağınık veri setlerinden anlamlı bir bütün oluşturma çabasını oluşturan veri gazeteciliği, robotik ve yapay zeka sistemlerinin gazetecilik alanına uyarlanmasıyla gerçekleştirilen robot gazetecilik, insansız hava araçları (İHA) üretimindeki gelişmeler sonucu gökyüzünden haber toplamaya imkan tanıyan drone gazeteciliği, blokzincir üzerinde çeşitli gazetecilik platformlarının geliştirilmesiyle yapılmaya başlanan blokzincir gazeteciliği ve geleneksel anlatım yöntemleri ile aktarılması zor olan konularda ya da haber sunumlarında canlandırma imkanı tanıyan artırılmış gerçeklik teknolojisinin gazetecilik alanına uyarlanmasıyla başlayan artırılmış gerçeklik gazeteciliği, yeni nesil gazetecilik pratikleridir. Bu çalışmada, yeni nesil gazetecilik pratikleri olarak veri gazeteciliği, robot gazetecilik, drone gazeteciliği, blokzincir gazeteciliği, artırılmış gerçeklik gazeteciliği alanındaki uygulamalar özgürleştirici ve kısıtlayıcı yönleri ile literatür taraması ışığında incelenmiştir. Çalışmada, yeni nesil gazetecilik türlerinin haber alma ve haber verme noktasında farklı bakış açıları kazandırabileceği gibi teknoloji ve gazetecilik ilişkisinde güncel tartışma konularından biri olan etik ihlallere de yol açabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
ortamlar her kuşaktan bireyin var olmasına da zemin hazırlamıştır. Gündelik hayatın büyük bir kısmını kaplayan akıllı telefon kullanım alışkanlıkları bireysel ve toplumsal anlamda iletişimsel eylemleri yorumlamak adına önemli veriler sunmaktadır. Bireylerarası iletişim perspektifinden değerlendirildiğinde, kişilerin yüz yüze iletişim yerine, gittikçe artan bir şekilde, sosyal medya alanlarında iletişim kurmaya başlamaları bu durumun en belirgin örneklerindendir. Bu çalışmada,
“Sosyal medya olmadan bir gün nasıl geçirilir?” sorusunun cevabı gündelik hayat kuramı temel alınarak fenomenolojik bir araştırma gerçekleştirilerek aranacaktır. Araştırmada X, Y ve Z kuşaklarından gönüllü katılımcılardan dijital detoks yapmaları istenecektir. Bu kapsamda 2 kadın ve 2 erkek olmak üzere her kuşaktan toplam 12
katılımcının 3 günlük dijital detoks yapmaları sağlanacaktır. Dijital detoks süresince katılımcılar kullanım amacı her ne olursa olsun internet ve sosyal medya kullanmayacaktır. Katılımcılarla nitel araştırma yöntemi tekniğinden faydalanılarak yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilecektir. Dijital detoks boyunca katılımcıların öznel değerlendirmelerinden elde edilecek olan veriler temalara ayrılarak betimsel analiz gerçekleştirilerek yorumlanacaktır. Sosyal medya aracılığı ile gerçekleştirilen iletişim eylemlerinin ne tür sosyal davranış değişikliklerine yol açtığına odaklanılarak kuşaklar arası karşılaştırmalar yapılacaktır. Dijital detoks sonrasında teknoloji ile sonradan tanışan ve dijital çağda dünyaya gelen bireyler üzerinde etkilerinin ne kadar farklılaştığı ortaya konulacaktır. Bu karşılaştırmadan sağlanacak bulgular, teknolojinin bilinçsiz kullanımının neden olduğu etkilere dikkat
çekerek dijital farkındalığı geliştirme konusunda katkı sağlayacaktır.