Papers by Aytuğ Mermer Üzümlü

Türkiye Medya Akademisi Dergisi, 2023
Toplum ekonomik, dini, politik ve aile gibi kurumlarından oluşan, bireylerin bu kurumlar etrafınd... more Toplum ekonomik, dini, politik ve aile gibi kurumlarından oluşan, bireylerin bu kurumlar etrafında iş birliği yaptığı ya da çatıştığı yerdir. Toplumun bu anlamından yola çıkarak toplumu biçimlendirenin bireylerin edimleri olduğu sonucuna varılmaktadır. Başka bir deyişle bahsi geçen kurumlara bireylerin dahlinin ne yönde olduğuna göre kurumların yapısı değişmekte, bu değişim toplumun tümüne sirayet etmektedir. Fakat dünya sahnesi eş zamanlı olarak birçok değişime mekân olmuştur. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile beraberinde getirdikleri, bu kez bireyi dönüşüme ayak uydurmaya zorlamıştır. Küreselleşme, endüstrileşme, kentleşme, iletişim teknolojileri ile bireylerde fitili ateşlenen değişim ile önce modernizmle bir kalıba sokulmak istenen rasyonel bireyin, postmodernizmle öngörülebilirliğini kaybetmesi sonucunu doğurmuştur. Çalışmanın temel iddiası modernizmle beraber standardize edilebileceği varsayılan toplumsal yapıların modern sonrasında planlanamaz bir biçimde ve öncekinden oldukça farklı olan yeni bir gerçeklik yarattığıdır. Bu çalışmada bireyin modernizmle başlayan değişimi ve modern sonrasında ortaya çıkan dönüşümü yeni gerçeklik bağlamında iletişimsel boyutlarıyla derlenmektedir.
kitabın yayın hakkı Gece Kitaplığı'na aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, izin almadan... more kitabın yayın hakkı Gece Kitaplığı'na aittir. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, izin almadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.

Kahramanmaraş Sütçüimam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
Toplumsal bir varlık olan insanın, kolektif yaşama katılımı büyük oranda kurduğu iletişim biçimle... more Toplumsal bir varlık olan insanın, kolektif yaşama katılımı büyük oranda kurduğu iletişim biçimleriyle görünür hale gelmektedir. Bireyin iletişim kurma yolu ile onun bir toplulukla uyum içinde hareket etmesi yakından ilintilidir. İletişim biçimlerine ve davranışlara yön veren birçok parametre bulunmaktadır. Bu parametrelerin neredeyse tümüne bireyin sahip olduğu öğretiler yön vermektedir. Çaresizlik de bu öğretilerden biridir. Öğrenilmiş çaresizlik hem bireysel hem kolektif düzeyde birçok olumsuzlukta rol oynayan bir öğretidir. Bu çalışmanın temel iddiası göz ardı edilmiş bir gerçeklik olarak, kurumsal iletişim pratiklerinde öğrenilmiş çaresizlik kavramının büyük oranda rol oynadığıdır. Bunun için çalışmada ilkin kurumsal iletişim kavramına yönelik genel bir çerçeve çizilmekte, ardından öğrenilmiş çaresizlik kavramına yönelik kuramsal düzeyde aktarım yapılmakta, kavramı tespit etme yöntemleri ve çeşitlerine değinilerek, kurum içi iletişimdeki yansımaları ele alınmaktadır. Çalışma sonuç ve öneriler bölümü ile nihayetlendirilmektedir.

Selçuk İletişim Dergisi, 2020
ÖZET Bu çalışma sinema sektörünün sadece bireylerin iyi vakit geçirmesini sağlayan bir kitle ilet... more ÖZET Bu çalışma sinema sektörünün sadece bireylerin iyi vakit geçirmesini sağlayan bir kitle iletişim aracı değil aynı zamanda kimliklerin ve imajların inşası, meşruiyeti ve dolaşımı ile birçok farklı ideolojiye hizmet eden bir halkla ilişkiler aracı olduğu iddiası üzerinde yükselmektedir. Dolayısıyla sinema endüstrisi her yeni ürünü ile unutulmaya yüz tutmuş bir fikri canlandırma, olmayan bir fikri hayata geçirme, gerçekliği olduğu gibi resmetme ya da gerçekliği deforme etme gibi işlevlere sahip bulunmaktadır. Çalışmada sinema endüstrisindeki genel üretim kalıplarının dışında ve bu doğrultuda meşru söylem karşıtı anlam inşa eden Shooter (2007) filminden yola çıkılarak milliyetçiliğin hangi durumlarda hangi söylemlerle görünür hale gelerek temsil edildiği sorusuna yanıt aranmaktadır. Çalışma iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde sinema endüstrisinde imaj üretimi, rıza üretimi ve karşı propagandaya yönelik genel bir çerçeve çizilmekte ve bu uygulamaların resmi söylemi dolaşımda tutma pratiklerine yer verilmektedir. Bölümün devamında milliyetçilik ve milliyetçilik türleri hakkında kavramsal tartışmalara yer verilmekte ve sinema endüstrisinde milliyetçilik söyleminin bir halkla ilişkiler faaliyeti olarak kullanımı örneklerle aktarılmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde araştırmanın örneğini oluşturan Shooter filminde milliyetçilik temelinde aktarılan mesajlar niteliksel yöntemlerden içerik analizi tekniği ile çözümlenmektedir. Araştırma sonucunda, ABD hükümetlerinin sınır ötesi operasyonlarının temelinde ülkenin yayılmacı milliyetçilik anlayışı bulunduğu ve bunun yurttaşların bir kısmı tarafından meşru bulunmadığı anlamının inşa edildiği ortaya çıkmaktadır.

ÖZ Örgütlerin varlığını devam ettirebilmesi için sahip olunan insan kaynakları ile kurulan iletiş... more ÖZ Örgütlerin varlığını devam ettirebilmesi için sahip olunan insan kaynakları ile kurulan iletişimin önemi her geçen gün artmaktadır. Kurum kültürüne hâkim, örgütsel hedefler konusunda tecrübeli çalışanların varlığı ile güçlenen örgütler bu çalışanlarını kaybetmek istememekte, bu doğrultuda kurum içi iletişim ve halkla ilişkiler uygulamaları yoğunlaşmaktadır. Fakat her durumda çalışanların örgütsel bağlılığının oluşumunu, düzeyini ve türünü belirleyen birincil parametre kurumun halkla ilişkiler uygulamaları olmamaktadır. Bireysel kimlik özellikleri ve değişen özel yaşam koşulları kişilerin örgütsel bağlılık davranışında artan oranda belirleyici olmaktadır. Bu çalışma henüz bir iş deneyimi olmayan üniversite öğrencilerinin kimlik özellikleri, özel hayat öncelikleri gibi değişkenlerin potansiyel örgütsel bağlılık davranışını ne yönde etkileyebileceğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışma Amasya Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Pazarlama ve Reklamcılık Bölümü öğrencilerinin örgütsel bağlılık davranışının hangi türde olduğunu, dışsal koşullardan etkilenmede kıstasın ne olduğunu projektif tekniklerden sembolik analoji tekniği ile keşfetmek amacını taşımaktadır. Araştırmada öğrencilerin normatif türde bağlılık gösterme eğilimlerinin düşük, devam bağlılığı gösterme eğilimlerinin orta, duygusal bağlılık gösterme eğilimlerinin yüksek olduğu ortaya çıkmakla beraber, dış etkenlerin kişilerin sahip olduğu örgütsel bağlılık düzeyinde ve türünde anlık değişimler yaratabileceği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu çalışmanın amacı itibar yönetimi kavramının siyasal iletişimdeki
yansımaları ile medya pratikl... more Bu çalışmanın amacı itibar yönetimi kavramının siyasal iletişimdeki
yansımaları ile medya pratikleri arasındaki etkileşimi ortaya koymaktır. İlk
bölümde siyasal iletişimde itibar yönetimine ilişkin genel bir çerçeve çizilirken
devamında bu alandaki güncel eğilimlerden yeni siyaset kavramına
değinilerek, kavramın itibar ve imaj üretme ile yönetme konularında medya
uygulamalarında yarattığı dönüşüm değerlendirilmektedir. İkinci bölümde
yeni siyaset anlayışının itibar yönetimine sunduğu açılımlar üzerine
temellendirilen uygulama kısmı yer almaktadır. Bu bölümde yeni siyaset
pratikleri Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun ülkesinden servis edilen
haberlerinin uluslararası haber ajansları dolayımıyla Türk medyasındaki
sunumu analiz edilmektedir. Analiz Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun
Türk medyasında itibar yönetiminin sunumu ile kimlik
konumlandırmasındaki yeni siyaset eğilimini ortaya koymak için bir yıllık
süreçte konu olduğu tüm haberlerin içerik analizi ile incelenerek
değerlendirilmesini kapsamaktadır. Analiz bulguları neticesinde mevcut
Kanada hükümetinin dış politikada lider kimliği üzerinden itibar yönetimi
sürecini yürüttüğü, bu sürecin yeni siyaset unsurlarını taşıdığı, Başbakan
Trudeau'nun sempatik ve sorun çözücü bir imaj ile medyada
konumlandırıldığı sonucuna varılmaktadır.

ÇALIŞANLARIN ÖRGÜTSEL BAĞLILIĞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER ÜZERİNE PROJEKTİF BİR ÇALIŞMA, 2019
ÖZET Küreselleşme ile birlikte değişen pazar öncelikleri, teknolojik dönüşüm, rakip tehditleri gi... more ÖZET Küreselleşme ile birlikte değişen pazar öncelikleri, teknolojik dönüşüm, rakip tehditleri gibi unsurlar örgütlerin sahip olduğu insan kaynağının değerinin altını her geçen gün çizerken, yöneticiler için örgütün hedefleri doğrultusunda tecrübe kazanmış çalışanlar ile yola devam etmek önem kazanmaktadır. Hâlihazırdaki insan kaynaklarının etkin kullanımı çoğu zaman kurum içi iletişim uygulamalarının bir parçası olarak ele alınmaktadır. Bu bağlamda çalışanların motivasyonu, birbirleri ve yöneticiler ile ilişkilerinin olumluluğu ve sürekliliği iç halkla ilişkiler çabalarının başarılılığının da bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Fakat kurum her ne kadar örgütsel bağlılığı oluşturmak ve sürdürmek için kurumsal iletişimde başarılı politikalar yürütse de, çalışanların sahip olduğu kimlik özellikleri onların örgütsel bağlılığına etki eden önemli bir faktördür. Bu çalışma işgören sirkülasyonun salt örgütsel halkla ilişkiler çabalarının yetersizliği olarak değerlendirilmemesi gerektiği, bireysel unsurların da çalışanların örgütsel bağlılığında etkin bir konumda olduğu iddiasını taşımaktadır. Bunun için çalışmada 200 çalışana anket uygulanmıştır. Anket soruları işgörenlerin Allen ve Meyer tarafından belirlenen örgütsel bağlılık türlerini oluşturan duygusal bağlılık, devam bağlılığı ve normatif bağlılıktan hangisine daha eğilimli olduğunu ortaya koymaya yönelik hazırlanmış, bu eğilimi ortaya çıkaran kimlik özelliklerinin ve dış koşulların kısmen neler olduğu belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma Amasya ilinde özel sektörde faaliyet gösteren örgütlerde çalışanların değişen koşullar karşısında örgütsel bağlılık davranışlarını belirleyen kıstasın ne olduğunu projektif tekniklerden sembolik analoji tekniği ile keşfetmek amacını taşımaktadır. Çalışma sonucu işgörenlerin örgütsel bağlılığını etkileyenin önemli ölçüde bireysel kimlik özellikleri olduğunu ortaya çıkarmakla beraber, örgütsel bağlılığı sağlamak için kurumsal uygulamaların da etkin bir konumda olduğunu göstermektedir. Anahtar Sözcükler: Örgütsel bağlılık, kimlik, kurumsal iletişim, halkla ilişkiler A PROJECTIVE STUDY ABOUT THE FACTORS AFFECTING ORGANIZATIONAL COMMITMENT OF EMPLOYEES ABSTRACT While globalization, the change of market priorities, technological transformation and rival threats emphasize the value of human resources of organizations, that is important for executives to continue their business life together who have gained experience in line with the objectives of the organization. The effective use of surrent human resources is often considered as part of internal communication practices. In this context, the motivation of employees, good relationship with other employees and continuity of their relations with managers are accepted as an indicator of the succes of the internal public relation efforts. Even though the organization conducts successful policies in corporate communication to establish an maintain organizastional commitment, identity characteristics of employees are an important factor affecting the organizational commitment. Inthis stuty, the fact that * Dr. Öğr. Üyesi, Amasya Üniversitesi, Sosyal Bilimler MYO, Pazarlama ve Reklamcılık Bölümü,

Öz Yurttaşların siyasal katılım yoluyla istek ve beklentilerini ifade etmesi çağdaş demokrasileri... more Öz Yurttaşların siyasal katılım yoluyla istek ve beklentilerini ifade etmesi çağdaş demokrasilerin temelini oluşturmaktadır. Hal böyleyken demokratik sistemde iktidar olmak yurttaşların desteğini almaktan geçmektedir. Bu anlamda siyasi partiler gerek seçim kampanyalarında gerekse parlamento içinde yurttaşların rızasını kazanmak için iletişimsel tekniklere ağırlık vermektedir. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren toplumsal anlamda yaşanan dönüşümlerle beraber, siyaset de geleneksel icrasından farklı, "yeni" bir hal almaya başlamıştır. Özellikle iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle, siyasal alanda yüz yüze iletişim yerini kitle iletişim araçları dolayımıyla kurulan iletişime bırakmakta, yurttaşların siyasal figüre dair bilgi ihtiyaçları yine kitle iletişim araçları vasıtasıyla karşılanmaktadır. Kitle iletişim araçlarının başlangıçta sahip olduğu aracılık rolü, zamanla siyasal anlamda kamuoyunun rızasını kazanmak için yapılan etkinliklerin de medya mantığıyla örtüşen bir zemine oturmasına yol açmaktadır. Siyasetin geleneksel icrasının dönüşerek aldığı bu hal, "yeni siyaset" olarak adlandırılmaktadır. Bu ampirik çalışmada özellikle kitle iletişim teknolojilerinin gelişimiyle geleneksel formundan yeni siyasete doğru evrilmekte olan siyasal iletişim etkinliklerinin ilk kez oy kullanacak genç seçmenin siyasal kimlik ifadesi üzerindeki etkisi Amasya Üniversitesi öğrencileri örneğinden yola çıkılarak tanımlanmaktadır. Çalışmada yeni siyasetin etkisi, katılımcılara uygulanan anket ile belirgin hale getirilmekte, katılımcıların demografik özellikleri özelinde ayrı ayrı yorumlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Medya, Siyasal Katılım, Yeni Siyaset, Genç Seçmen, İlk Oy. Abstract The basis of modern democracy is to express their wishes and expectatiions througr political participation of citizens. Therefore, in order to be power in a democratic system must receive the support of the citizens. Thus, political parties both in the election campaign and inside the parliament is striving to gain the consent of citizens. Especially with the development of communication technologies, the face-to-face communication in the political field has been replaced by the communication established by mass media. the information needs of the citizens about the political figure are met by means of mass media. The mediating role of mass media at the outset leads to the design of the activities to gain the consent of the public in the political sense in the same way as the media logic. The traditional performance of politics getting a "new" state, to win the consent of the public in the political sense of turning into the activities carried out have led to sit on a floor can be created by media logic. The aim of this emprical research especially to define the from sample of Amasya University students to all young-first-time voters' political communication activitiy evolving towards "new politics" with the the mass communication technology. In the study, the effect of new politics is made clear with the questionnaire applied to the participants and also interpreted separately for the demographic characteristics. 1.GİRİŞ Oy verme davranışı yurttaşların siyasal kimliklerini ifade ediş biçimlerinin en belirgin hali olarak kıymetlendirilmektedir. Esasen oy verme davranışı bir etkinin tepkisi ya da bir sürecin sonucudur. Bahsi geçen etki yahut süreç, en genel haliyle siyasi partilerin siyasal iletişim stratejileri çerçevesinde belirledikleri gelecek mesajları, yeni politikaları, rakip partilerden farkları gibi içeriklerle yurttaşların rızasını kazanmak için sundukları teklif paketi sunumunu içermektedir. On dokuzuncu yüzyılın sonlarıyla genel oy hakkının işlerlik kazanmasının da yardımıyla siyasal idare mekanizmasının kutlu pozisyonu yerini yurttaşların katılımıyla oluşan ve siyasi partiler eliyle şekillenen siyasete bırakmıştır. İkinci Dünya Savaşını izleyen süreçte bireysel kimliklerin her unsurunun önem kazanmaya başlaması, kitle partilerinin siyasetteki ağırlığını yitirmesi ile aynı döneme tekabül etmiş, koşullar sözü edilen siyasal teklif paketine kamuoyunda rıza gösterilmesinin öneminin altını çizmiştir. "Kamuoyunun oluşumunda içinde yaşanılan toplumun büyük etkisi vardır. Dolayısıyla, belirli bir dönemde devlete, topluma hâkim olan ideoloji bireyin oyunu etkilemekte ve şekillendirmektedir" (Mutlu, 2003, 44). Bu şekillendirme büyük oranda siyasi partiler eliyle yapılmakta, medyanın yardımıyla da yurttaşlarla buluşturulmaktadır. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren siyasal kimliklerin tek bir unsuruna odaklanıp yurttaşları geniş bir çatı altında birleşmeye razı eden kitle partilerinin eski gücünün zayıfladığı, çoğu yerde yerini catch-all partilere bırakmaya başlamakta olduğu dikkat çekmektedir. Catch-all partiler siyasal kimliklerin her bir unsuruna ayrı ayrı seslenebilmeleriyle bireylerin her birinin kendi kimliklerinden bir unsur bularak dâhil olduğu yapılar olarak siyasetin bu değişen biçiminde yerlerini almaktadır. İdeolojik * Dr., Amasya Üniversitesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım.

Bu teorik çalışmada yeni bilim paradigmasının davranışı anlama ve yorumlama çabaları çerçevesind... more Bu teorik çalışmada yeni bilim paradigmasının davranışı anlama ve yorumlama çabaları çerçevesinde, kaos teorisinin sosyal bilimler metodolojisine sunduğu açılımlar ile bu açılımların halkla ilişkiler uygulamalarına sağlayacağı yardımın önemini vurgulanmak amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda çalışma içinde öncelikle değişen dünya düzeni ile eş zamanlı değişen bilimsel paradigmalar aracılığıyla klasik bilimden yeni bilime geçiş hakkında kısaca bilgi verilmekte, ardından klasik bilimin belirlenimlilik iddiasını yerinden eden kaos teorisi hakkında yeni bilim paradigması çerçevesinde genel bir çerçeve çizilmekte, ardından çalışma kaos teorisi anlayışının sosyal bilimlere uyarlandığında iletişim bilimi ve halkla ilişkiler uygulamalarına sunacağı katkı ile ilgili öneriler aktarılarak sonuçlandırılmaktadır. Anahtar kelimeler: kaos teorisi, yeni bilim paradigması, kelebek etkisi, sosyal bilimler, halkla ilişkiler uygulamaları
Books by Aytuğ Mermer Üzümlü
Pazarlama İletişiminin Dünü Bugünü Yarını, 2021
Dijital Çağda Pazarlama İletişimi
Uploads
Papers by Aytuğ Mermer Üzümlü
yansımaları ile medya pratikleri arasındaki etkileşimi ortaya koymaktır. İlk
bölümde siyasal iletişimde itibar yönetimine ilişkin genel bir çerçeve çizilirken
devamında bu alandaki güncel eğilimlerden yeni siyaset kavramına
değinilerek, kavramın itibar ve imaj üretme ile yönetme konularında medya
uygulamalarında yarattığı dönüşüm değerlendirilmektedir. İkinci bölümde
yeni siyaset anlayışının itibar yönetimine sunduğu açılımlar üzerine
temellendirilen uygulama kısmı yer almaktadır. Bu bölümde yeni siyaset
pratikleri Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun ülkesinden servis edilen
haberlerinin uluslararası haber ajansları dolayımıyla Türk medyasındaki
sunumu analiz edilmektedir. Analiz Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun
Türk medyasında itibar yönetiminin sunumu ile kimlik
konumlandırmasındaki yeni siyaset eğilimini ortaya koymak için bir yıllık
süreçte konu olduğu tüm haberlerin içerik analizi ile incelenerek
değerlendirilmesini kapsamaktadır. Analiz bulguları neticesinde mevcut
Kanada hükümetinin dış politikada lider kimliği üzerinden itibar yönetimi
sürecini yürüttüğü, bu sürecin yeni siyaset unsurlarını taşıdığı, Başbakan
Trudeau'nun sempatik ve sorun çözücü bir imaj ile medyada
konumlandırıldığı sonucuna varılmaktadır.
Books by Aytuğ Mermer Üzümlü
yansımaları ile medya pratikleri arasındaki etkileşimi ortaya koymaktır. İlk
bölümde siyasal iletişimde itibar yönetimine ilişkin genel bir çerçeve çizilirken
devamında bu alandaki güncel eğilimlerden yeni siyaset kavramına
değinilerek, kavramın itibar ve imaj üretme ile yönetme konularında medya
uygulamalarında yarattığı dönüşüm değerlendirilmektedir. İkinci bölümde
yeni siyaset anlayışının itibar yönetimine sunduğu açılımlar üzerine
temellendirilen uygulama kısmı yer almaktadır. Bu bölümde yeni siyaset
pratikleri Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun ülkesinden servis edilen
haberlerinin uluslararası haber ajansları dolayımıyla Türk medyasındaki
sunumu analiz edilmektedir. Analiz Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun
Türk medyasında itibar yönetiminin sunumu ile kimlik
konumlandırmasındaki yeni siyaset eğilimini ortaya koymak için bir yıllık
süreçte konu olduğu tüm haberlerin içerik analizi ile incelenerek
değerlendirilmesini kapsamaktadır. Analiz bulguları neticesinde mevcut
Kanada hükümetinin dış politikada lider kimliği üzerinden itibar yönetimi
sürecini yürüttüğü, bu sürecin yeni siyaset unsurlarını taşıdığı, Başbakan
Trudeau'nun sempatik ve sorun çözücü bir imaj ile medyada
konumlandırıldığı sonucuna varılmaktadır.