Conference Presentations by Damla Tanal Tatar
The 24th Annual Conference of the European Society of Criminology , 2024

23rd Annual Conference of European Society of Criminology, 2023
In this study, the relationship between gender, and crime and punishment system will be discussed... more In this study, the relationship between gender, and crime and punishment system will be discussed based on the narratives of men and women convicted of crimes related to substance abuse. The study includes examining the data of a completed qualitative field research about this subject. The gender differences in the narratives of the people about the addiction and crime relationship will be focused. In addition, the differences, and inequalities they experience during the punishment process will be discussed. In this framework, the experiences they go through in the private and public spheres in their everyday life and the inequality they are exposed to will also be questioned. When the relationship of addiction with crime is considered, it can be said that it can be associated with poverty based on our study findings. In this sense, being an addict, a criminal and a poor woman in an already disadvantaged group make experiencing of this disadvantaged situation more difficult in many respects. The study findings will focus on the categorical analysis of the field findings, accompanied by discussions on the patriarchal system and hegemonic masculinity.
Keywords: substance abuse, probation, disadvantageousness, gender
I. Uluslarası Akdeniz Kadın Çalışmaları Kongresi , 2021
EUROCRIM 2021 - 21st Annual Conference of the European Society of Criminology: Criminology in a time of pandemic, 8-10 September, 2021
15th Conference of the European Sociological Association, "Sociological Knowledges for Alternative Futures" (Barcelona, 31 August - 3 September), 2021
15th Conference of the European Sociological Association, "Sociological Knowledges for Alternative Futures" (Barcelona, 31 August - 3 September), 2021
Translations by Damla Tanal Tatar
Akdeniz Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Dergisi, 2022

Bedenin Sosyolojisi: Gündelik hayatın cisimleşme deneyimleri, tıbbileşme ve dijital gözetim, 2020
Beden; bir parçası olduğu toplumun, sınıfın ve tarihsel dönemin izlerini yansıtır ve bu süreçleri... more Beden; bir parçası olduğu toplumun, sınıfın ve tarihsel dönemin izlerini yansıtır ve bu süreçlerin biçimlendirdiği, denetlediği, düzenlediği bir toplumsal mekândır. Aynı zamanda bireyler; gündelik hayat içinde girdikleri etkileşim ilişkileri sonucunda bedensel deneyimlerini şekillendirir, yeni pratikler üretir ve ona ilişkin sosyal gerçeklikleri dönüştürerek yeniden inşa ederler. Bu kitabı oluşturan bölümler; Gündelik Hayat, Tıbbileştirme ve Dijital Gözetim/Denetim kavramları etrafında odaklandı: Gündelik hayat; rutin akışında bireylerin yapıp-etmelerinin vücut bulmuş halidir. Bu anlamda bir araya gelen yazılar; Yoga, Spor, Gıda, Beslenme, Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Eşitsizlikler, Bedenin Eril Tarihi, Bedenin Sanatta yansıması, gibi temalar etrafında tartışıldı. Duyguların Tıbbileştirilmesi, Küresel Salgın Hastalık, Bedenin Tamirine felsefi yaklaşım, Yüz Nakli ve varoluşsal anlamları, Eğitim ve Uysal Bedenler gibi tartışmaları içeren yazılar ise gündelik hayatın tıbbileştirilmesi odağında ilerledi. Dijital Gözetim/Denetime ilişkin tartışmalar, Biyoiktidar odağında; Dijital Toplum, Cezalandırma ve Toplumsal Denetimde Elektronik İzleme, Çin'de Çevrimiçi Yönetim ve Mobil Platformlar temalarıyla güncel uygulamalar üzerinden örneklenerek yazıya döküldü.
Papers by Damla Tanal Tatar

Mediterranean Journal of Humanities, 2024
Bu çalışmada 19. yüzyıla ışık tutan dönemin önemli kadın yazarlarından olan Elizabeth Gaskell’ın ... more Bu çalışmada 19. yüzyıla ışık tutan dönemin önemli kadın yazarlarından olan Elizabeth Gaskell’ın North and South (Kuzey ve Güney) romanı, toplumsal cinsiyete dayalı ikilikler bağlamında içerik analizi yöntemi ile incelenmektedir. Yazarın söz konusu eserinin bu çalışma kapsamında seçilmesinin başlıca
sebebi, sanayileşen İngiltere’nin yarattığı ikilikli toplum yapısına ilişkin yapıları içerisinde barındırmasıdır. Buradan hareketle, kuzey/güney, özel/kamusal, işçi sınıfına ait kadınlıklar/erkeklikler, orta sınıfa ait kadınlıklar/erkeklikler ve tüm bunlara bağlı deneyimler, romanda yaratılan karakterlerin ifadeleri üzerinden tartışmaya açılmaktadır. Toplumsal cinsiyete dayalı ikiliklerin anlaşılması, arkasında yatan süreçlerin ortaya konulması ve tartışılması için kendisi de üst yapıda konumlanan bir üretim olan, hem yazarının ortaya koyduğu şekliyle yazarından izler taşıyan hem de ondan bağımsız bir varoluşu olan romana odaklanmak anlamlı görünmektedir.

Antropoloji ve Kültürel Bakış , 2024
Annelik her dönem üzerinden politik, toplumsal ve kültürel söylemler üretilen, toplumsal tartışma... more Annelik her dönem üzerinden politik, toplumsal ve kültürel söylemler üretilen, toplumsal tartışmaların, sosyolojik araştırmaların ve feminist çalışmaların odağında yer alan tartışmalı bir inşa olarak literatürde yerini almaktadır. Annelik tezahürleri hâkim politikalar ve iktidarlar bağlamında kendi içerisinde farklılık gösterse de hemen hemen her dönem annelerden çocukların yetiştirilmesi bağlamında birincil sorumluluğu almaları beklenmektedir. Annelikler farklılık gösterse de annelik sabit bir olgu olarak varlığını sürdürmektedir. Bu durum, toplumsal cinsiyetli bir yapı olan anneliğe ve dolayısıyla asimetrik ebeveynliğe çok yönlü bakmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Kadınların anneliğini sorgulayan ve anneliğe ilişkin öncü çalışmalardan biri olan Nancy Chodorow'un 1978 yılında kaleme aldığı Anneliğin Yeniden Üretimi, Psikanaliz ve Toplumsal Cinsiyetin Sosyolojisi (The Reproduction of Mothering, Psychoanalysis and the Sociology of Gender) adlı kitabı, kadınların neden annelik yaptığını sorgulayarak eşit ebeveynliğin gerekliliğine yönelik argümanlarını sıralamakta ve biyolojik, kültürel ya da toplumsal anlamda belirlenimci iddialara yönelik eleştirilerini ortaya koymaktadır. Freudyen kuramın eril bakışını ve bazı argümanlarını eleştirerek bireysel anlamda ilişkisel süreçlerin önemine vurgu yapmakta ve kız ve oğlan çocuklarındaki farklılaşan psikolojik ve ilişkisel süreçler bağlamında nesne ilişkileri kuramından yararlanmaktadır. Bu bağlamda bu çalışmada, Anneliğin Yeniden Üretimi kitabı özelinde öne sürdüğü kuramın kesişimsel boyutu ele alınarak, Chodorow'un anneliğe, aileye ve ebeveynliğe yönelik yaklaşımları mevcut literatürden hareketle ve metodolojik tartışmalar ışığında tartışmaya açılmaktadır.

Bozok Sosyal Bilimler Dergisi, 2023
Bu çalışmada toplumsal cinsiyet bağlamında kadınlık, erkeklik ve şiddet odağında bir çalışma yürü... more Bu çalışmada toplumsal cinsiyet bağlamında kadınlık, erkeklik ve şiddet odağında bir çalışma yürütülerek Nâzım Hikmet Ran’ın tarihsel bir zemin olarak Millî Mücadele dönemini seçtiği Yolcu adlı oyunu ele alınmakta ve söz konusu oyun metin analizi yöntemi ile tartışmaya açılmaktadır. Yolcu oyunu, toplumsal anlamda önemli bir tarihsel durumu ve olayı konu almakla birlikte bu tarihsel anlatının bir biçimde öznesi olamayan bireylerin gündelik hayat pratiklerini ve deneyimlerini detaylı bir biçimde yansıtmaktadır. Toplumsal anlamda dönüşümün, değişimin ve mücadelenin varlık bulduğu bir dönem olan Millî Mücadele’nin fiili anlamda bir biçimde dışında kalmak durumunda olanların, cephede bacağını kaybeden bir makasçının, savaşta gözünü kaybeden bir istasyon şefinin ve babası tarafından uygun bulunan biri ile evlendirilen bir kadının hikayelerini duymamıza fırsat sunarak söz konusu oyun, bugünün bakış açısı ile geçmişi eleştirel bir perspektiften yorumlama imkânı sunmaktadır. Buradan hareketle bu çalışmada Millî Mücadele bağlamında kadınlık ve erkeklik pratiklerine ve şiddete yönelik mevcut literatürden hareketle bir tartışma yürütülmekte ve kadınlığın ve erkekliğin toplumsal anlamda nasıl konumlandırıldığına ilişkin bir sonuca varılmaya çalışılmaktadır.

Sinecine, 2022
Öz Charles Burnett'in yazıp yönettiği, Hollywood'un da sınırları içerisinde bulunduğu Los Angeles... more Öz Charles Burnett'in yazıp yönettiği, Hollywood'un da sınırları içerisinde bulunduğu Los Angeles'ın başka bir bölgesi olan Watts'a ışık tutan Koyun Katili (Killer of Sheep, 1977), hikâyesinin ortaya çıkış fikrinden oyuncu seçimine kadar son derece etkileyici ve bir o kadar da gerçekçi tarzıyla sinema tarihindeki yerini almıştır. Umudun ve gerçekliğin çarpıştığı sahneleri, bu sahnelere eşlik eden müzikal zenginliği ve yaşama dair meselelerin işleniş biçimi ile film, seyirciyi anlatılan hikâyelerin bir paydaşına dönüştürmektedir. Bir mahalleyi ve bu mahallede ikamet eden bireylerin hikâyelerini ve gündelik hayat dinamiklerini odağına alarak Burnett, Kuzeyin hikâyesine aşina olanlara Güneyin hikâyesini, oldukça özgün ve bir o kadar da düşündürücü bir biçimde aktarmaktadır. Bir bağımsız sinema örneği olarak Koyun Katili filmi, Hollywood sinemasının dışında, hâkim anlatı tekniklerinin uzağında bir anlatı biçiminden yararlanmaktadır. Bu çalışmada Charles Burnett'in Koyun Katili filmi ötekilik fenomeni özelinde eleştirel bir bakış açısı ile ele alınmaktadır. Film, dönemin hâkim ideolojik kodlarına ışık tutması, bu kodları zaman zaman yeniden üreten Hollywood sinemasının dışında yer alan Siyah Bağımsız Sinema örneği olması bakımından çalışma kapsamında seçilmiştir. İdeoloji ve sinema arasındaki ilişki ve sinemanın bu anlamdaki dönüştürücü etkisi düşünüldüğünde hâkim anlatı biçimlerinin dışında bir anlatı biçimi ve tekniği ile Burnett, izleyiciye gerçeklikleri başka yönüyle sunmaktadır. Koyun Katili filmi ötekiliğin gündelik hayat içerisinde deneyimlenme biçimlerini yansıtarak, ötekilik fenomeninin sınıfsal, ırksal, mekânsal ve cinsiyetçi pratiklerini ortaya koymaktadır. Bu makalede başka bir anlatı türü olan bağımsız sinema özelinde ötekilik fenomenine odaklanılarak, "öteki" sinema, "öteki" mekân ve "öteki" kadınlık deneyimleri üzerinde durulmakta ve bu deneyimler betimsel analiz yöntemi ile tartışılmaktadır.
Uploads
Conference Presentations by Damla Tanal Tatar
Keywords: substance abuse, probation, disadvantageousness, gender
Translations by Damla Tanal Tatar
Papers by Damla Tanal Tatar
sebebi, sanayileşen İngiltere’nin yarattığı ikilikli toplum yapısına ilişkin yapıları içerisinde barındırmasıdır. Buradan hareketle, kuzey/güney, özel/kamusal, işçi sınıfına ait kadınlıklar/erkeklikler, orta sınıfa ait kadınlıklar/erkeklikler ve tüm bunlara bağlı deneyimler, romanda yaratılan karakterlerin ifadeleri üzerinden tartışmaya açılmaktadır. Toplumsal cinsiyete dayalı ikiliklerin anlaşılması, arkasında yatan süreçlerin ortaya konulması ve tartışılması için kendisi de üst yapıda konumlanan bir üretim olan, hem yazarının ortaya koyduğu şekliyle yazarından izler taşıyan hem de ondan bağımsız bir varoluşu olan romana odaklanmak anlamlı görünmektedir.
Keywords: substance abuse, probation, disadvantageousness, gender
sebebi, sanayileşen İngiltere’nin yarattığı ikilikli toplum yapısına ilişkin yapıları içerisinde barındırmasıdır. Buradan hareketle, kuzey/güney, özel/kamusal, işçi sınıfına ait kadınlıklar/erkeklikler, orta sınıfa ait kadınlıklar/erkeklikler ve tüm bunlara bağlı deneyimler, romanda yaratılan karakterlerin ifadeleri üzerinden tartışmaya açılmaktadır. Toplumsal cinsiyete dayalı ikiliklerin anlaşılması, arkasında yatan süreçlerin ortaya konulması ve tartışılması için kendisi de üst yapıda konumlanan bir üretim olan, hem yazarının ortaya koyduğu şekliyle yazarından izler taşıyan hem de ondan bağımsız bir varoluşu olan romana odaklanmak anlamlı görünmektedir.