Papers by Hatice KOÇ KANCA

Eskiyeni, 2023
This research aims to examine the attitudes of students, graduates and academicians of the Facult... more This research aims to examine the attitudes of students, graduates and academicians of the Faculty of Theology towards Syrian refugees. In the research, especially through the students and graduates of the faculty of theology who receive religious education and academicians who provide religious education, we especially preferred a group with a relatively high awareness on the axis of believing in the same religion as Syrian immigrants. In this context, we examined the scores of the host country people, who are aware of the common religious heritage, in the sub-dimensions of perceiving, accepting or rejecting Syrian migrants as a threat. The research is a descriptive study structured with the relational screening model from the general screening models of quantitative research methods. The universe of the study is a total of 425 students consisting of randomly selected theology/islamic sciences faculty students, graduates and academicians throughout Turkey, especially in Ankara, Rize and Samsun provinces. In the study, we used a semi-structured questionnaire form and “Local People’s Attitude Scale towards Syrians”. During the analysis of the data, we used descriptive statistical analysis using SPSS program, t test for independent groups in binary comparisons, one-way analysis of variance in multiple comparisons (Anova), post-hoc test to reveal the difference between groups and correlational analyses to reveal the relationship between variables.

Eskiyeni, 2023
Bilim ve din ilişkisi üzerine tartışmalar her dönemde popüler ve ihtilaflı olmuştur. Aralarındaki... more Bilim ve din ilişkisi üzerine tartışmalar her dönemde popüler ve ihtilaflı olmuştur. Aralarındaki neden ve sonuç ilişkisi, hakkında kesin ve net yorumlar yapmanın zor olduğu karmaşık bir ilişkidir. Bilimin din ve inançlar üzerindeki etkisi iki zıt kutuptan değerlendirilmektedir. İlk görüşe göre bilim, kişileri düşünmeye ve sorgulamaya teşvik eden ve deneyler ile kanıtlanamayan bilgiyi kabul etmemelerine, yani metafizik inançlardan uzaklaşmalarına sebebiyet veren bir faktördür. Diğer kutupta ise, yaratılan bir evreni detaylı bir şekilde izah ederek inananların imanlarını artırdığı düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı, doğa bilimleri üzerine akademik olarak çalışmanın kişilerin Tanrı inancını nasıl etkilediğini incelemektir. Çalışma nitel bir durum çalışmasıdır. İngiltere'de doğa bilimlerinin farklı alanlarında lisansüstü çalışmalar yapan Türkiyeli 7 genç bilim insanı ile yarı yapılandırılmış mülakatlar yapılmıştır. Bu mülakatlar betimsel bir şekilde analiz edilmiş ve katılımcıların deneyimlerinden ortak temalar geliştirilmiştir. Ayrıca daha önceki çalışmalar da taranmış, çalışmanın bulguları yorumlanırken onlardan da faydalanılmıştır. Bu çalışma sonucunda şunlar tespit edilmiştir: Doğa bilimcileri arasında inançsızlık oranlarının yüksek olmasına ve doğa bilimleri çalışmalarının bireylerin dinleri sorgulamalarına ve bazı iddialarını reddetmelerine neden olabilmesine rağmen, bu çalışmalar Tanrı inancındaki köklü değişikliklerde birincil sebep değildir. Aksine bu çalışmaların bulguları hem inancı hem inançsızlığı gerekçelendirmek amaçlı kullanılabilmektedir. Aile dindarlığı ve dindar olduğunu iddia eden kimselerin ve dinî otoritelerin kötü davranışlarına yahut dini istismarlarına maruz kalmak yahut şahit olmak gibi çevresel faktörlerin bireylerin inançları üzerindeki etkisi daha ciddidir.

Eski Yeni 48, 2023
This research aims to examine the attitudes of students, graduates and academicians of the Facult... more This research aims to examine the attitudes of students, graduates and academicians of the Faculty of Theology towards Syrian refugees. In the research, especially through the students and graduates of the faculty of theology who receive religious education and academicians who provide religious education, we especially preferred a group with a relatively high awareness on the axis of believing in the same religion as Syrian immi- grants. In this context, we examined the scores of the host country people, who are aware of the common religious heritage, in the sub-dimensions of perceiving, accepting or re- jecting Syrian migrants as a threat. The research is a descriptive study structured with the relational screening model from the general screening models of quantitative re- search methods. The universe of the study is a total of 425 students consisting of ran- domly selected theology/islamic sciences faculty students, graduates and academicians throughout Turkey, especially in Ankara, Rize and Samsun provinces. In the study, we used a semi-structured questionnaire form and “Local People’s Attitude Scale towards Syrians”. During the analysis of the data, we used descriptive statistical analysis using SPSS program, t test for independent groups in binary comparisons, one-way analysis of variance in multiple comparisons (Anova), post-hoc test to reveal the difference between groups and correlational analyses to reveal the relationship between variables.Öz
Bu araştırmada, ilahiyat fakültesi öğrenci, mezun ve akademisyenlerinin Suriyeli mültecilere yönelik tutumları inceleme konusu yapılmıştır. Araştırmada yüksek din öğretimi alan ilahiyat fakültesi öğrenci ve mezunları ile bu öğretimi veren akademisyenler, Suriyeli göçmenlerle aynı dine inanma ekseninde farkındalığı nispeten yüksek bir grup olarak özellikle tercih edil- miştir. Bu çerçevede ortak dinî mirasa dair farkındalığı olan ev sahibi ülke katılımcılarının Suriyeli göçmenleri tehdit olarak algılama, kabul etme ya da reddetme alt boyutlarındaki pu- anlarına bakılmıştır. Araştırma, nicel araştırma yöntemlerinin genel tarama modellerinden ilişkisel tarama modeli ile yapılandırılmış betimsel bir çalışmadır. Çalışmanın evreni Türkiye genelinde rastgele olarak seçilen ilahiyat/İslami ilimler fakültesi öğrenci, mezun ve akade- misyenlerinden oluşan toplam 425 kişidir. Çalışmada yarı yapılandırılmış anket formu ve “Ye- rel Halkın Suriyelilere Yönelik Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizi aşamasında SPSS programı kullanılarak betimsel istatistik analizi, ikili karşılaştırmalarda bağımsız gruplar için t testi ve çoklu karşılaştırmalarda tek yönlü varyans analizi (Anova), gruplar arası farklı- lığı ortaya koymak için post-hoc testi ve değişkenler arası ilişkiyi ortaya koymak için korelas- yonel analizler kullanılmıştır.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2022
Spiritual counseling services rely on some general tenets and principles such as dignity, transpa... more Spiritual counseling services rely on some general tenets and principles such as dignity, transparency, empathetic understanding, and concreteness. Although spiritual counseling sets an average service standard and general principles in terms of its application, it also draws attention with a structure that changes according to the person or institution to which the service is provided. For example, just as spiritual counseling offered to the elderly and spiritual counseling offered to children differ from each other, services provided in prisons and services provided in hospitals also differ from each other in terms of both method and practice. In the same way, there are some differences between providing spiritual counseling to a sick person at home and offering the service in a hospital due to the presence of an institutional environment. However, because spiritual counseling is a relatively new field in our country compared to Continental Europe and America, studies that reveal its theoretical details in academy and its practical details in the field are not yet sufficient in answering the needs arising from the differences of the application area of spiritual counseling. This study aims to identify the spiritual counseling practices offered to patients within the institutional conditions of hospitals and the distinctive features that emerge from these practices, without mentioning the differences between patient and hospital spiritual counseling. In this framework, this article focuses on determining the tenets and principles of Hospital Spiritual Counseling, separately from spiritual counseling services provided in institutional settings such as prisons, military institutions or nursing homes, and, if possible, supporting professionals in accordance with these principles.
The American criminal and correctional authorities have designed and implemented programs aiming ... more The American criminal and correctional authorities have designed and implemented programs aiming rehabilitation of male prisoners alone, for many years, neglecting women prisoners and the correctional works for their problems. 1 However, due to the increasing number of female prisoners in United States prisons, the state and federal correctional authorities have faced the fact that they focus on women-oriented problems and their solution. 2 The awareness that

Hastanelerde manevi danışmanlık hizmetinin verilmesi Amerika'da bir asır önce başlamıştır. Zaman ... more Hastanelerde manevi danışmanlık hizmetinin verilmesi Amerika'da bir asır önce başlamıştır. Zaman içerisinde bu hizmet önce Kıta Avrupası'na oradan da çeşitli İslam ülkelerine yayılmıştır. Türkiye'de nispeten yeni olan bu hizmetin sahada yürütülmesi Diyanet İşleri Başkanlığı'nın uhdesindedir. Amerika'da bu hizmeti hastanelerde sunabilmenin önkoşulu bizzat hastane içerisinde 400 saatlik uygulama stajı ve 8 ay süren teorik eğitimin bulunduğu Manevi Danışmanlık Eğitimleri'nin tamamlanmasıdır. Ülkemizde henüz aynı mahiyette uygulamalı ve benzer süreli teorik eğitimler zorunlu olmamakla birlikte, alandaki çalışmalar her geçen gün zenginleşmektedir. Bu çerçevede Amerika örneği üzerinden bu eğitimlerin mahiyet ve yapısını incelemek anlamlıdır. Ancak çoğulcu bir paradigma üzerinden sunulan bu eğitimler, sahada aynı paradigma ile ilerleyememekte, bu sebeple gerek Müslüman kimlikleriyle manevi danışmanlık eğitimine tabi olan stajyerler gerekse Müslüman hastalar açısından teolojik ve metodolojik sorunlar barındırmaktadır. Bu çalışma alandaki hizmetlere dair ileride ortaya konacak olası eğitim planlarının model arayışına dikkat çekerken, bu sorunlara dair farkındalık geliştirmeyi amaçlamaktadır. İlaveten Türkiye'de hâlihazırda yürütülen manevi danışmanlık hizmetlerinin, hastaneler özelindeki eğitim olanaklarına yer verilerek paradigma ve uygulama açısından Amerika'daki eğitim ile mukayese edilmesi hedeflenmektedir.
Diyanet İlmi Dergi, 2019
Bu çalışma, Türkiye'de çocuk koruma sistemine yönelik kamu politikalarının bir gereği olarak kuru... more Bu çalışma, Türkiye'de çocuk koruma sistemine yönelik kamu politikalarının bir gereği olarak kurum bakımı altına alınarak himaye edilen çocuklara Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından sunulan din hizmetlerini değerlendirmeyi hedefl eyen bir alan araştırmasıdır. Bu araştırmada konumuz dışında kaldığı için-barınma, beslenme, giyim, sağlık, psikolojik nedenlerden kaynaklanan problemlere-Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından bu bağlamda verilen hizmetlere ve çözüm yollarıyla ilgili konulara değinilmeyecektir. Burada üzerinde durulacak husus, kurumlarda barınmakta olan çocuklara yönelik din hizmetlerinin yeterliliği, ihtiyacı karşılayıp karşılamadığı, bu hizmetin kimler tarafından karşılandığı ve hizmet sunanların niteliği veya kurum bakımı altındaki çocuklara sunulan din hizmetlerinin problemlerinin ne olduğudur.
Bir dini doğru anlamak o dinin ilahi esin olarak kabul ettiği metni ve metin içinde dinin kurucus... more Bir dini doğru anlamak o dinin ilahi esin olarak kabul ettiği metni ve metin içinde dinin kurucusu olarak takdim edilen şahsın nasıl betimlendiğini anlamakla doğrudan ilişkilidir. Araştırma konusu edilen dinin teolojik nosyonunun anlaşılması, dinin temel metninin tahlili ve doğru anlaşılması ile mümkündür. Ancak söz konusu Hristiyanlık dini olduğunda, tek bir referanstan, tek bir ilahi kitaptan ve tek bir algıdan söz edilemez. Dolayısıyla dinin merkez figürü olan İsa'nın, kristolojik açıdan konumlandırıldığı yer ve bu yerin dini düşünce içerisinde mensupları tarafından nasıl algılandığı önemlidir.
Conference Presentations by Hatice KOÇ KANCA
Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi
The American criminal and correctional authorities have designed and implemented programs aiming ... more The American criminal and correctional authorities have designed and implemented programs aiming rehabilitation of male prisoners alone, for many years, neglecting women prisoners and the correctional works for their problems. 1 However, due to the increasing number of female prisoners in United States prisons, the state and federal correctional authorities have faced the fact that they focus on women-oriented problems and their solution. 2 The awareness that

İSLARA ULUSLARARASI İSLAM ARAŞTIRMALARI KONGRESİ BİLDİRİLER KİTABI, 2022
Özet
Bu çalışma Amerika’da hastanelerde verilen manevi danışmanlık eğitimlerinin (CPE), tüm dinle... more Özet
Bu çalışma Amerika’da hastanelerde verilen manevi danışmanlık eğitimlerinin (CPE), tüm dinlere hitap etme iddiasının Müslümanlar açısından ortaya koyduğu sınırlılık ve imkanları irdelemeyi amaçlamaktadır. Eğitimleri veren süpervizörler, eğitimi alan öğrenciler ve tedavi için hastanede bulunan hastalar farklı dini ve etnik kökenlere sahiptir. Hastanelerde verilen klinik manevi danışmanlık eğitimleri dini ya da etnik farklılıkların tamamına hizmet etme, bu konuda herhangi bir ayrım yapmama ve her dinden hastaya manevi danışmanlık sunabilmeyi hedefler. Biz bu çalışmada hem teolojik hem de metodolojik olarak bu çoklu yapının imkan ve sınırlılıklarını sorgulamayı ve bu noktadan hareketle CPE eğitimlerinin avantaj ve dezavantajlarını ortaya koymayı hedefliyoruz. Ancak bu çalışmada temel itki bir Müslüman manevi danışmanın bu eğitimleri alırken yaşamış olduğu/olacağı muhtemel çelişkiler üzerinden eğitimlerin tetkiki ve mümkünse bu eğitimler konusunda Müslüman dahlinin ve katkısının artırılma gereğine vurgu yaparak olabildiğince nötr ya da Hristiyan hakimiyetinin diğer dinlerle eşit oran ve derecede olması gerektiği bir yapıya ihtiyaç olduğu hususunu ortaya koymaktır.
Anahtar Kelimeler: Manevi danışmanlık, dini danışman, klinik manevi danışmanlık eğitimi, çoğulcu yaklaşım.
Abstract
This study aims to examine the limitations and opportunities for Clinical Pastoral Education (CPE) given in hospitals in the United States of America and claiming to appeal to all religions, from a Muslim perspective. The supervisors providing the training, the students receiving the training, and the patients in treatment in hospitals are from different religious and ethnic backgrounds. Clinical Pastoral Education given in hospitals aims to serve all religious or ethnic differences, not to make any discrimination in this regard, and to provide pastoral counseling to patients of all religious backgrounds. In this study, we aim to question the opportunities and limitations of this pluralistic structure, both theologically and methodologically, and to reveal the advantages and disadvantages of CPE training from this point of view. However, the main thrust in this study is to examine the education provided on the basis of possible conflicts that a Muslim pastoral counselor has experienced/will experience while receiving these trainings and to demonstrate the need to create a neutral structure (or a structure where Christian influence is equal to that of other religions) by emphasizing the need to increase Muslim involvement and contribution in these trainings.
Keywords: Pastoral Counseling, Pastoral Counselor, Clinical Pastoral Education, Pluralistic Approach.
Books by Hatice KOÇ KANCA

İslam Düşüncesinde Şüphe, 2023
İnsan psiko-sosyal bir varlık olarak hem psişik bütünlüğe hem de sosyal uyuma ulaşma çabasıyla gü... more İnsan psiko-sosyal bir varlık olarak hem psişik bütünlüğe hem de sosyal uyuma ulaşma çabasıyla gündelik tercih ve karar alma süreçlerinde şüphe duygusu ile hareket eder. Aynı şekilde anlam dünyasını şekillendiren aşkın varlığa dair inanç ve değer dünyasını dizayn etme boyutunda dinsel şüpheyi, felsefi ve varoluşsal alanda nihai gerçekliğe dair sorgulamalarında özellikle ontik şüpheyi deneyimler. Bu deneyimler sağlıklı bir zihnin varoluşuna ve anlam arayışına dair sorgulamalar şeklinde olabileceği gibi, ciddi bir psikolojik rahatsızlığın işareti ya da travmatik bir bozukluğun belirtisi de olabilir. Bireyin şüphesi kaynağına ve niteliğine bağlı olarak psikolojik dünyasına etki eden, kişinin psikolojik bütünlüğüne zarar veren ya da tam tersi bu bütünlüğe katkı sağlayan özellikler taşımaktadır.
Birey şüphe duygusunu aktif ve pasif olarak deneyimlemektedir. Bu bağlamda şüphenin aktif boyutu, inanç boyutunda ortaya çıkan ve çözüm aşamasında bireye iç dinamizm sağla- yan bir nitelik taşır. Pasif şüphe ise gelişim ve inanç açısından istenmeyen olumsuz bir durumdur. İster pasif ister aktif olsun insan için şüphe kaynaklı ortaya çıkan tereddüt ve kararsızlık hali bir çatışma ve gerilim sebebidir. Bu çerçevede şüphe kendi düalist yapısı gereği hem pozitif hem de negatif doğası ile be- timlenir. İnsan şüpheyi pozitif yönlü olarak tecrübe ettiğinde psikolojik esenliğe ulaşırken, negatif yönlü deneyimlediğinde ise çatışma ve gerilimle baş etmek zorunda kalır. Şüpheyi pozitif yönlü deneyimleyen insan için bu yön pratik ve pragmatik iken negatif yönlü tecrübe eden için bu yön zor ve tehdit edicidir. Pratiklikten kasıt pozitif doğası ile ateşleyici güdüyü temsil eden şüphenin insanın baş etme mekanizmalarını harekete geçirmesidir. Pragmatik oluşundan kasıt ise insanı bir karar ve netliğe eriştirerek bireyin iyi oluşuna katkı sağlamasıdır. Negatif yönlü deneyimlenen şüphe ise bireyi belirsiz ve muğlak olan arasında bırakması sebebiyle zihinsel ve duygusal olarak tehdit edicidir. Bu nedenle şüphe kendi dualitesi doğrultusunda insanın bu duyguya vereceği yanıtı da çeşitlendirir. Aynı şekil- de birey de verdiği tepkiyle şüphenin niteliğini ve kaynağını karakterize eder.
Bu bölümde şüphenin doğası, insanın şüpheci doğası ve şüphenin işlevi çerçevesinde şüphenin insana yansıyan boyutları özellikle psikolojik açıdan değerlendirilmeye çalışılmış ve bu bağlamda dini şüpheye de atıflar yapılmıştır. Ancak kitabın ‘dini şüphe’ bölümü ile muhtemel çakışmaların önlenmesi adına Allport’un dini şüpheye dair çözümlemeleri bilinçli olarak metne dahil edilmemiştir. Bunun yerine doğrudan Marcion’un kimlik gelişimi statüleri çerçevesinde ifade edilen şüphe ile bahis konusu edilen statüler çerçevesinde şüphenin inanç boyutunda bireyin gelişim aşamalarında işgal ettiği yere ve bireyin şüphe odaklı algısının fonksiyonuna ve niteliğine değinilmiştir.
Uploads
Papers by Hatice KOÇ KANCA
Bu araştırmada, ilahiyat fakültesi öğrenci, mezun ve akademisyenlerinin Suriyeli mültecilere yönelik tutumları inceleme konusu yapılmıştır. Araştırmada yüksek din öğretimi alan ilahiyat fakültesi öğrenci ve mezunları ile bu öğretimi veren akademisyenler, Suriyeli göçmenlerle aynı dine inanma ekseninde farkındalığı nispeten yüksek bir grup olarak özellikle tercih edil- miştir. Bu çerçevede ortak dinî mirasa dair farkındalığı olan ev sahibi ülke katılımcılarının Suriyeli göçmenleri tehdit olarak algılama, kabul etme ya da reddetme alt boyutlarındaki pu- anlarına bakılmıştır. Araştırma, nicel araştırma yöntemlerinin genel tarama modellerinden ilişkisel tarama modeli ile yapılandırılmış betimsel bir çalışmadır. Çalışmanın evreni Türkiye genelinde rastgele olarak seçilen ilahiyat/İslami ilimler fakültesi öğrenci, mezun ve akade- misyenlerinden oluşan toplam 425 kişidir. Çalışmada yarı yapılandırılmış anket formu ve “Ye- rel Halkın Suriyelilere Yönelik Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizi aşamasında SPSS programı kullanılarak betimsel istatistik analizi, ikili karşılaştırmalarda bağımsız gruplar için t testi ve çoklu karşılaştırmalarda tek yönlü varyans analizi (Anova), gruplar arası farklı- lığı ortaya koymak için post-hoc testi ve değişkenler arası ilişkiyi ortaya koymak için korelas- yonel analizler kullanılmıştır.
Conference Presentations by Hatice KOÇ KANCA
Bu çalışma Amerika’da hastanelerde verilen manevi danışmanlık eğitimlerinin (CPE), tüm dinlere hitap etme iddiasının Müslümanlar açısından ortaya koyduğu sınırlılık ve imkanları irdelemeyi amaçlamaktadır. Eğitimleri veren süpervizörler, eğitimi alan öğrenciler ve tedavi için hastanede bulunan hastalar farklı dini ve etnik kökenlere sahiptir. Hastanelerde verilen klinik manevi danışmanlık eğitimleri dini ya da etnik farklılıkların tamamına hizmet etme, bu konuda herhangi bir ayrım yapmama ve her dinden hastaya manevi danışmanlık sunabilmeyi hedefler. Biz bu çalışmada hem teolojik hem de metodolojik olarak bu çoklu yapının imkan ve sınırlılıklarını sorgulamayı ve bu noktadan hareketle CPE eğitimlerinin avantaj ve dezavantajlarını ortaya koymayı hedefliyoruz. Ancak bu çalışmada temel itki bir Müslüman manevi danışmanın bu eğitimleri alırken yaşamış olduğu/olacağı muhtemel çelişkiler üzerinden eğitimlerin tetkiki ve mümkünse bu eğitimler konusunda Müslüman dahlinin ve katkısının artırılma gereğine vurgu yaparak olabildiğince nötr ya da Hristiyan hakimiyetinin diğer dinlerle eşit oran ve derecede olması gerektiği bir yapıya ihtiyaç olduğu hususunu ortaya koymaktır.
Anahtar Kelimeler: Manevi danışmanlık, dini danışman, klinik manevi danışmanlık eğitimi, çoğulcu yaklaşım.
Abstract
This study aims to examine the limitations and opportunities for Clinical Pastoral Education (CPE) given in hospitals in the United States of America and claiming to appeal to all religions, from a Muslim perspective. The supervisors providing the training, the students receiving the training, and the patients in treatment in hospitals are from different religious and ethnic backgrounds. Clinical Pastoral Education given in hospitals aims to serve all religious or ethnic differences, not to make any discrimination in this regard, and to provide pastoral counseling to patients of all religious backgrounds. In this study, we aim to question the opportunities and limitations of this pluralistic structure, both theologically and methodologically, and to reveal the advantages and disadvantages of CPE training from this point of view. However, the main thrust in this study is to examine the education provided on the basis of possible conflicts that a Muslim pastoral counselor has experienced/will experience while receiving these trainings and to demonstrate the need to create a neutral structure (or a structure where Christian influence is equal to that of other religions) by emphasizing the need to increase Muslim involvement and contribution in these trainings.
Keywords: Pastoral Counseling, Pastoral Counselor, Clinical Pastoral Education, Pluralistic Approach.
Books by Hatice KOÇ KANCA
Birey şüphe duygusunu aktif ve pasif olarak deneyimlemektedir. Bu bağlamda şüphenin aktif boyutu, inanç boyutunda ortaya çıkan ve çözüm aşamasında bireye iç dinamizm sağla- yan bir nitelik taşır. Pasif şüphe ise gelişim ve inanç açısından istenmeyen olumsuz bir durumdur. İster pasif ister aktif olsun insan için şüphe kaynaklı ortaya çıkan tereddüt ve kararsızlık hali bir çatışma ve gerilim sebebidir. Bu çerçevede şüphe kendi düalist yapısı gereği hem pozitif hem de negatif doğası ile be- timlenir. İnsan şüpheyi pozitif yönlü olarak tecrübe ettiğinde psikolojik esenliğe ulaşırken, negatif yönlü deneyimlediğinde ise çatışma ve gerilimle baş etmek zorunda kalır. Şüpheyi pozitif yönlü deneyimleyen insan için bu yön pratik ve pragmatik iken negatif yönlü tecrübe eden için bu yön zor ve tehdit edicidir. Pratiklikten kasıt pozitif doğası ile ateşleyici güdüyü temsil eden şüphenin insanın baş etme mekanizmalarını harekete geçirmesidir. Pragmatik oluşundan kasıt ise insanı bir karar ve netliğe eriştirerek bireyin iyi oluşuna katkı sağlamasıdır. Negatif yönlü deneyimlenen şüphe ise bireyi belirsiz ve muğlak olan arasında bırakması sebebiyle zihinsel ve duygusal olarak tehdit edicidir. Bu nedenle şüphe kendi dualitesi doğrultusunda insanın bu duyguya vereceği yanıtı da çeşitlendirir. Aynı şekil- de birey de verdiği tepkiyle şüphenin niteliğini ve kaynağını karakterize eder.
Bu bölümde şüphenin doğası, insanın şüpheci doğası ve şüphenin işlevi çerçevesinde şüphenin insana yansıyan boyutları özellikle psikolojik açıdan değerlendirilmeye çalışılmış ve bu bağlamda dini şüpheye de atıflar yapılmıştır. Ancak kitabın ‘dini şüphe’ bölümü ile muhtemel çakışmaların önlenmesi adına Allport’un dini şüpheye dair çözümlemeleri bilinçli olarak metne dahil edilmemiştir. Bunun yerine doğrudan Marcion’un kimlik gelişimi statüleri çerçevesinde ifade edilen şüphe ile bahis konusu edilen statüler çerçevesinde şüphenin inanç boyutunda bireyin gelişim aşamalarında işgal ettiği yere ve bireyin şüphe odaklı algısının fonksiyonuna ve niteliğine değinilmiştir.
Bu araştırmada, ilahiyat fakültesi öğrenci, mezun ve akademisyenlerinin Suriyeli mültecilere yönelik tutumları inceleme konusu yapılmıştır. Araştırmada yüksek din öğretimi alan ilahiyat fakültesi öğrenci ve mezunları ile bu öğretimi veren akademisyenler, Suriyeli göçmenlerle aynı dine inanma ekseninde farkındalığı nispeten yüksek bir grup olarak özellikle tercih edil- miştir. Bu çerçevede ortak dinî mirasa dair farkındalığı olan ev sahibi ülke katılımcılarının Suriyeli göçmenleri tehdit olarak algılama, kabul etme ya da reddetme alt boyutlarındaki pu- anlarına bakılmıştır. Araştırma, nicel araştırma yöntemlerinin genel tarama modellerinden ilişkisel tarama modeli ile yapılandırılmış betimsel bir çalışmadır. Çalışmanın evreni Türkiye genelinde rastgele olarak seçilen ilahiyat/İslami ilimler fakültesi öğrenci, mezun ve akade- misyenlerinden oluşan toplam 425 kişidir. Çalışmada yarı yapılandırılmış anket formu ve “Ye- rel Halkın Suriyelilere Yönelik Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizi aşamasında SPSS programı kullanılarak betimsel istatistik analizi, ikili karşılaştırmalarda bağımsız gruplar için t testi ve çoklu karşılaştırmalarda tek yönlü varyans analizi (Anova), gruplar arası farklı- lığı ortaya koymak için post-hoc testi ve değişkenler arası ilişkiyi ortaya koymak için korelas- yonel analizler kullanılmıştır.
Bu çalışma Amerika’da hastanelerde verilen manevi danışmanlık eğitimlerinin (CPE), tüm dinlere hitap etme iddiasının Müslümanlar açısından ortaya koyduğu sınırlılık ve imkanları irdelemeyi amaçlamaktadır. Eğitimleri veren süpervizörler, eğitimi alan öğrenciler ve tedavi için hastanede bulunan hastalar farklı dini ve etnik kökenlere sahiptir. Hastanelerde verilen klinik manevi danışmanlık eğitimleri dini ya da etnik farklılıkların tamamına hizmet etme, bu konuda herhangi bir ayrım yapmama ve her dinden hastaya manevi danışmanlık sunabilmeyi hedefler. Biz bu çalışmada hem teolojik hem de metodolojik olarak bu çoklu yapının imkan ve sınırlılıklarını sorgulamayı ve bu noktadan hareketle CPE eğitimlerinin avantaj ve dezavantajlarını ortaya koymayı hedefliyoruz. Ancak bu çalışmada temel itki bir Müslüman manevi danışmanın bu eğitimleri alırken yaşamış olduğu/olacağı muhtemel çelişkiler üzerinden eğitimlerin tetkiki ve mümkünse bu eğitimler konusunda Müslüman dahlinin ve katkısının artırılma gereğine vurgu yaparak olabildiğince nötr ya da Hristiyan hakimiyetinin diğer dinlerle eşit oran ve derecede olması gerektiği bir yapıya ihtiyaç olduğu hususunu ortaya koymaktır.
Anahtar Kelimeler: Manevi danışmanlık, dini danışman, klinik manevi danışmanlık eğitimi, çoğulcu yaklaşım.
Abstract
This study aims to examine the limitations and opportunities for Clinical Pastoral Education (CPE) given in hospitals in the United States of America and claiming to appeal to all religions, from a Muslim perspective. The supervisors providing the training, the students receiving the training, and the patients in treatment in hospitals are from different religious and ethnic backgrounds. Clinical Pastoral Education given in hospitals aims to serve all religious or ethnic differences, not to make any discrimination in this regard, and to provide pastoral counseling to patients of all religious backgrounds. In this study, we aim to question the opportunities and limitations of this pluralistic structure, both theologically and methodologically, and to reveal the advantages and disadvantages of CPE training from this point of view. However, the main thrust in this study is to examine the education provided on the basis of possible conflicts that a Muslim pastoral counselor has experienced/will experience while receiving these trainings and to demonstrate the need to create a neutral structure (or a structure where Christian influence is equal to that of other religions) by emphasizing the need to increase Muslim involvement and contribution in these trainings.
Keywords: Pastoral Counseling, Pastoral Counselor, Clinical Pastoral Education, Pluralistic Approach.
Birey şüphe duygusunu aktif ve pasif olarak deneyimlemektedir. Bu bağlamda şüphenin aktif boyutu, inanç boyutunda ortaya çıkan ve çözüm aşamasında bireye iç dinamizm sağla- yan bir nitelik taşır. Pasif şüphe ise gelişim ve inanç açısından istenmeyen olumsuz bir durumdur. İster pasif ister aktif olsun insan için şüphe kaynaklı ortaya çıkan tereddüt ve kararsızlık hali bir çatışma ve gerilim sebebidir. Bu çerçevede şüphe kendi düalist yapısı gereği hem pozitif hem de negatif doğası ile be- timlenir. İnsan şüpheyi pozitif yönlü olarak tecrübe ettiğinde psikolojik esenliğe ulaşırken, negatif yönlü deneyimlediğinde ise çatışma ve gerilimle baş etmek zorunda kalır. Şüpheyi pozitif yönlü deneyimleyen insan için bu yön pratik ve pragmatik iken negatif yönlü tecrübe eden için bu yön zor ve tehdit edicidir. Pratiklikten kasıt pozitif doğası ile ateşleyici güdüyü temsil eden şüphenin insanın baş etme mekanizmalarını harekete geçirmesidir. Pragmatik oluşundan kasıt ise insanı bir karar ve netliğe eriştirerek bireyin iyi oluşuna katkı sağlamasıdır. Negatif yönlü deneyimlenen şüphe ise bireyi belirsiz ve muğlak olan arasında bırakması sebebiyle zihinsel ve duygusal olarak tehdit edicidir. Bu nedenle şüphe kendi dualitesi doğrultusunda insanın bu duyguya vereceği yanıtı da çeşitlendirir. Aynı şekil- de birey de verdiği tepkiyle şüphenin niteliğini ve kaynağını karakterize eder.
Bu bölümde şüphenin doğası, insanın şüpheci doğası ve şüphenin işlevi çerçevesinde şüphenin insana yansıyan boyutları özellikle psikolojik açıdan değerlendirilmeye çalışılmış ve bu bağlamda dini şüpheye de atıflar yapılmıştır. Ancak kitabın ‘dini şüphe’ bölümü ile muhtemel çakışmaların önlenmesi adına Allport’un dini şüpheye dair çözümlemeleri bilinçli olarak metne dahil edilmemiştir. Bunun yerine doğrudan Marcion’un kimlik gelişimi statüleri çerçevesinde ifade edilen şüphe ile bahis konusu edilen statüler çerçevesinde şüphenin inanç boyutunda bireyin gelişim aşamalarında işgal ettiği yere ve bireyin şüphe odaklı algısının fonksiyonuna ve niteliğine değinilmiştir.