Papers by Fulya Bayraktar

Felsefe Dünyası, Dec 1, 2004
Düşünce tarihi boyunca, filozoflar, bilim adamları, sanatçılar, insanı çeşitli açılardan ele almı... more Düşünce tarihi boyunca, filozoflar, bilim adamları, sanatçılar, insanı çeşitli açılardan ele almışlar ve bu nedenle de, insan hakkında çeşitli tanımlara, tasavvurlara ve telakkîlere sahip olmuşlardır. Bu telakkilerin bir kısmında insan bir eşya gibi görülürken bir kısmında da insanın; «… olan hayvan » biçiminde tanımlandığı görülür. Aristoteles'in (384-322) « insan düşünen bir hayvandır » veya Schopenhauer'in (1788-1860) « insan metafizik bir hayvandır » tanımlarında olduğu gibi. Bu tanımlar, insanın biyolojik varlığının yanısıra, bazı değerleri olduğuna dikkat çekmiştir; Zihnî, ahlaki ve ruhî değerler gibi. Bu anlamda da, insanı diğer canlı varlıklardan ayıran özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır. İnsanı bir eşya gibi görmek veya insanı diğer canlılardan farklı olan taraflarıyla belirlemeye gayret etmek. … İnsanı şu veya bu biçimlerde anlamlandırmaya çalışmak. … İşte bu noktada, yani insanı anlamlandırmaya çalıştığımız noktada, onu yalnızca fizikî bir varlık olarak görmüyor, metafizik bir tarafı da olduğunu düşünüyoruz. İnsana böyle bir açıdan bakmak, onu evrende ayrıcalıklı bir yere koyuyor. İnsanın bu metafizik anlamı belirlenmeye çalışılırken, bir de onu, evrenin temeli ve gayesi olarak belirleyen düşünürler var ki işte bu, insanın aldığı en yüksek belirlemedir. Yeni-Platoncuların, insanı, metafizik anlamda böyle bir yere koyduklarını görüyoruz. Şüphesiz, Yeni-Platoncuların insanla ilgili görüşleri, onların felsefî sistemlerinin bütünüyle ilgilidir. Çünkü, öncelikle varlığa yüklediğiniz anlam, bütün diğer anlam yüklemelerinizi belirler. Özel anlamda, insan varlığına yüklediğiniz anlam ise, bütün değerlerinizi ve yaşama ilkelerinizi belirler. Bu nedenle, bu çalışmamızda, Yeni-Platoncuların insan hakkındaki telakkilerini, onların genel anlamda varlık telakkileri ile birlikte anlamaya gayret edeceğiz. Belirlemelerimizi de, Yeni-Platonculuğun ilk sistem kurucusu olarak bilinen Plotinus (205-270), ve sistemin, kendisinde, en kâmil noktasına ulaştığı söylenen 1 ve Yeni-Platonculuğun son sistemleştiricisi olarak kabul edilen Proclus (412-485) felsefeleri çerçevesinde yapmaya çalışacağız.
Felsefe Dünyası, Dec 15, 2008
Felsefe Dünyası, Jul 15, 2006
Felsefe Dünyası, Dec 15, 2009
Felsefe Dünyası, Dec 15, 2010
Felsefe Dünyası, Dec 15, 2019
Sanat ve Tasarım Dergisi, 2015
Felsefe dünyası, 2004
Düşünce tarihi boyunca, filozoflar, bilim adamları, sanatçılar, insanı çeşitli açılardan ele almı... more Düşünce tarihi boyunca, filozoflar, bilim adamları, sanatçılar, insanı çeşitli açılardan ele almışlar ve bu nedenle de, insan hakkında çeşitli tanımlara, tasavvurlara ve telakkîlere sahip olmuşlardır. Bu telakkilerin bir kısmında insan bir eşya gibi görülürken bir kısmında da ...
... çok yanlış olmaz. Marcel kendi çocukluğunu çöl bir evren olarak tanımlar. Ailesine duyduğu ... more ... çok yanlış olmaz. Marcel kendi çocukluğunu çöl bir evren olarak tanımlar. Ailesine duyduğu sevgiye rağmen hayatı, annesinin ölümü ile gölgelenmişti. ... Kierkegaard, Dostoyevsky (1821-1881), Berdyaev (1874-1948), Jaspers, Buber (1878-1965) ve Marcel gibi teist var oluş ...

Doç. Dr. Fulya Bayraktar'ın kitaplaştırılan doktora tezini raflarda görmenin heyecanı içinde bir ... more Doç. Dr. Fulya Bayraktar'ın kitaplaştırılan doktora tezini raflarda görmenin heyecanı içinde bir solukta okunan eser hakkındadır bu yazı. Üst başlığı Bağlanma Hürriyeti olan eserin bir Gabriel Marcel Okuması olduğu belirtilmiş; teist varoluş filozofu Gabriel Marcel'in varoluş felsefesindeki özgün yerini görmek ve onun tefekkür hayatına şahit olabilmek isteyenlere gül renginde kapakla bir davet gönderilmiş. E. Yıldız Doyran'ın "Dostun Gülleri" adlı çalışmasının, Marcel›in "yolcu insan"ı davet ettiği aşkınlıktaki huzur, umut ve güven duygusundaki sükûnet ve dinginliği çağrıştırması ise sebepsiz olmasa gerek. Kitap, bir çağrı insanı olan Prof. Dr. Kenan Gürsoy'a ithaf edilmiş ve bu ithafın "Bağlanma Sırrı için..." olduğu notu düşülmüş usulca. Talep eden ile talebe karşılık veren arasındaki "bağlanma"nın anlamını ithaftan itibaren düşündüren ve talebelerinin her anında onlara "hazır olan" bu kıymetli filozoftan,
Uploads
Papers by Fulya Bayraktar