Papers by Bayram Erzurumluoglu
Polis Bilimleri Dergisi, 2003
DergiPark (Istanbul University), Mar 1, 2013
Bu araĢtırmanın temel amacı, öğretmenlerin okuma alıĢkanlıklarına iliĢkin görüĢlerinin belirlenme... more Bu araĢtırmanın temel amacı, öğretmenlerin okuma alıĢkanlıklarına iliĢkin görüĢlerinin belirlenmesidir. Genel tarama modelindeki bu araĢtırmanın evrenini Malatya ili Merkez ilçede bulunan ilköğretim ve orta öğretim okullarındaki öğretmenler; örneklemini ise bu evrenden seçkisiz olarak belirlenen 463 öğretmen oluĢturmaktadır. AraĢtırmada veri toplama aracı olarak, "Öğretmenlerin Okuma AlıĢkanlıkları" anketi kullanılmıĢtır. Veriler, "Kay-Kare Testi (Chi-Square Test x2)" ile analiz edilmiĢtir. Yapılan analizler sonucunda, öğretmenlerin % 59'unun düzenli olarak kitap okumadığı; % 55.1'inin bir önceki yıl 5'den az kitap okuduğu; yeterince okumaya engel olan en önemli faktör olarak % 50.5 ile zaman bulamamayı, % 26.8 ile okuma alıĢkanlığının yetersiz olmasını gösterdikleri belirlenmiĢtir.
Ankara Barosu dergisi, 2009
Ülkemizde polis veya jandarma tarafından gözaltında alınan kişilere kötü muamele veya işkence yap... more Ülkemizde polis veya jandarma tarafından gözaltında alınan kişilere kötü muamele veya işkence yapıldığı id diaları kamuoyunun gündemini zaman zaman meşgul edebilmektedir. Bir insanlık suçu olan işkence veya kötü muamelenin bütün medeni ülkeler gibi ülkemizde de önlenmesi için gerekli tedbirler almaya çalışılmaktadır. Ancak, alınan birçok tedbire rağmen, ülkemizde bağımsız bir gözaltı gözlemciliği sisteminin bulunmamasın dan kaynaklanan sıkıntılar, hak ihlalleri yaşanabilmektedir. Bu yazıda nezaret altına alınan suç şüphelilerinin haklarının korunması konusunda İngiltere 'de uygulanan ve Avrupa Birliği İşkenceyi Önleme Komitesi tarafın dan bütün ülkelerde uygulanması tavsiye edilen Bağımsız Gözaltı Gözlemciliği'sistemi incelenerek ülkemizde de benzer bir uygulamanın suç zanlılarının haklarının korunması ve toplumsal açıdan etkileri değerlendiril mektedir.
Bu arastirmanin temel amaci, ogretmenlerin okuma aliskanliklarina iliskin goruslerinin belirlenme... more Bu arastirmanin temel amaci, ogretmenlerin okuma aliskanliklarina iliskin goruslerinin belirlenmesidir. Genel tarama modelindeki bu arastirmanin evrenini Malatya ili Merkez ilcede bulunan ilkogretim ve orta ogretim okullarindaki ogretmenler; orneklemini ise bu evrenden seckisiz olarak belirlenen 463 ogretmen olusturmaktadir. Arastirmada veri toplama araci olarak, “Ogretmenlerin Okuma Aliskanliklari” anketi kullanilmistir. Veriler, “Kay-Kare Testi (Chi-Square Test x2)” ile analiz edilmistir. Yapilan analizler sonucunda, ogretmenlerin % 59’unun duzenli olarak kitap okumadigi; % 55.1’inin bir onceki yil 5’den az kitap okudugu; yeterince okumaya engel olan en onemli faktor olarak % 50.5 ile zaman bulamamayi, % 26.8 ile okuma aliskanliginin yetersiz olmasini gosterdikleri belirlenmistir.
Polis Bilimleri Dergisi, 2009
Kolluk kuvvetlerinin eylem ve islemleri zaman zaman cesitli gerekcelerle sikâyet veya suclamalara... more Kolluk kuvvetlerinin eylem ve islemleri zaman zaman cesitli gerekcelerle sikâyet veya suclamalara konu olabilmektedir. Halktan gelen sikâyetler her ne kadar kurum mufettisleri tarafindan arastirilip bir sonuca baglaniyor olsa da sikâyetin taraflari bu kurumlarin bulgularini kendi personelini koruma, kollama veya taraftarlik ile itham edebilmektedir. Bu gibi suclamalar medyaya da yansitildiginda; hem kurumlarin hem de ulkenin guvenilirligine yonelik bir takim soru isaretleri ortaya cikartilabilmektedir. Makalede, Ingiltere’deki ‘Polis Şikayetleri Bagimsiz Komisyonu’ orneginden yararlanilarak ulkemizde de bu tur iddialarin hem kurumlarin guvenilirliklerinin korunmasi hem de kamu vicdaninin tatmini acisindan ‘bagimsiz’ ve ‘tarafsiz’ bir komisyon tarafindan denetlenmesini ele alinmaktadir.

Adiyaman University Journal of Social Sciences, 2013
Avrupa Birliğinde, birliğe üye ülkeler arasında mal ve hizmetlerin serbestçe dolaşımı yanında tüm... more Avrupa Birliğinde, birliğe üye ülkeler arasında mal ve hizmetlerin serbestçe dolaşımı yanında tüm vatandaşların maksimum can ve mal güvenliği içerisinde serbestçe dolaşımının sağlanmasına yönelik çalışmalar da yürütülmektedir. Bu çalışmaların bir parçası olarak, üye ülkelerden herhangi birinde suç kurbanı olmaktan dolayı mağduriyet yaşayan kişilerin yabancı mekan, dil, kültür, hukuki farklılıklar, ekonomik sıkıntılar veya ceza adalet sistemi uygulamaları alanında iş ve tutum farklılıkları sonucunda ortaya çıkabilen ikincil bir mağduriyet 1 daha yaşamalarını engellemeye yönelik hukuki ve yapısal düzenlemeler de yapılmaktadır. Türkiye'nin ise, Avrupa Birliğine üyelik uyum sürecinin bir gereği olarak ya da Avrupa Konseyi'nin bir üyesi olarak 24 Kasım 1983 tarihinde imzaladığı "Şiddet Suçu Mağdurlarının Tazmini Hakkında Avrupa Sözleşmesi"nin sonucunda en azından şiddet suçuna maruz kalanlara yönelik standartlaştırılmış tedbirler alması gerekmektedir. Ancak, Türkiye'de, mağdurlar lehine, hayata geçirilmesi gereken uygulamalar Avrupa'daki gelişmelerle karşılaştırıldığında göreceli olarak çok sınırlı kalmıştır. Bu çalışmada Türkiye ve AB ülkelerinde suç mağdurlarının haklarının korunmasına yönelik yapılan çalışmalar karşılıklı olarak değerlendirilmekte ve Türkiye'nin de dengeli bir adalet sistemine kavuşabilmesi için bir an önce suç mağdurlarını da korumaya yönelik uygulamaları hayata geçirmesi gerektiği yönünde değerlendirmeler yapılmaktadır.

The aim of this study is to analyse the factors affecting the political preferences of voters liv... more The aim of this study is to analyse the factors affecting the political preferences of voters living in Turkey in the aftermath of 17-25 December 2013 anti-corruption operations by the police and judiciary. In collection of the data for the analysis purposes, face to face survey technique was used with 3222 voters living in different parts of Turkey. In researching the political attitudes and behaviour of voters a number of social, economic, and psychological information regarding the dynamics of the behaviour and attitude of voters were collected within the framework of the study. The research was carried out in 38 provinces between September 2014 and January 2015. The data collected has 95% statistical reliability with ± 1.73% error. The data obtained were analysed qualitatively and quantitatively by various statistical techniques and computer programs. The results of the analysis provide reliable information on socioeconomic dynamics of political preferences of the citizens living in Turkey. It is also expected to provide an important reference source to scientists and institutions that deliver public service and/or public policy makers.

ENGLISH: As in many developing countries, public sector corruption or mismanagement is one of the... more ENGLISH: As in many developing countries, public sector corruption or mismanagement is one of the most prominent problems in Turkey. According to Corruption Perception Indexes by Transparency International Turkey still lags behind countries such as Rwanda, Latvia, Lithuania, Botswana, and Uruguay etc. In this framework, ın every parts of public administration in turkey such as city councils, customs at border ports, tax offices, on roads, land registration offices, forestry offices, public estate administrations, public banks or private banks corruption or mismanagements happen frequently. In brief, in Turkish politics or bureaucracy corruption may take place regularly.
This study is designed to scientifically measure political tendencies of people living in Turkey against corruption in public services and selection of political/public administrators in relation to that. The study is especially important in shedding a light on political debates or argument experienced in the period leading to 30 March 2014 local government elections which was run like a general election rather than a local government poll, and also the debates after it. It is intended to analyse the period in a multi-disciplinary manner such as sociologically, social psychologically, political scientifically.
The study is to be conducted through a face-to-face questionnaire among public living different urban and rural areas of Turkey to measure economic, social, psychological and political dynamics of their perceptions of corruption while determining their eventual political positions. In the framework of the proposed study, 3322 people were interviewed face-to-face in different social categories such as age, gender, education, economic status, political inclination, marital status, belief etc. The results was qualitatively or quantitatively analysed in various ways by using statistical analysis programs. The research outcomes are to be very beneficial as references to social and political policy makers as well as social, political and social psychological analysts or scientists to the degree of 95% validity with ±1,55% error.
TURKISH: Pek çok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi, Türkiye için de kamuda yozlaşma ve/veya yolsuzluk en büyük sosyal, siyasal veya yönetsel sorunlar arasında yer almaktadır. Uluslararası Saydamlık Örgütü (Transparency International) tarafından 1994 yılından beri derlenmeye başlanan Uluslararası Yolsuzluk Algılama Endeks verilerine göre, yolsuzlukla mücadelede konusunda, Türkiye’nin dünya sıralamasında iyi bir yerde geldiğini söylemek mümkün görülmemektedir. Örneğin, bu örgütün 2014 yılı yozlaşma sıralamalarına göre Türkiye hala Gana, Ruanda, Latviya, Namibya, Litvanya, Botsvana, Uruguay gibi ülkelerin gerisinde kalmaktan kurtulamamıştır. Belirtilen çerçevede, Dünyadaki birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de kamu idaresinin her bölümünde, belediyelerde, gümrük kapılarında, vergi dairelerinde, trafikte, tapu dairelerinde, kamu mallarının kullanım ve kiralanmasında, kamu bankalarından kredi kullanılmasında yozlaşma ya da yolsuzluk yaygın bir durum olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu tür yozlaşma ile mücadelede de gizlilik yerine şeffaflık çok önemlidir.
Bu çalışma Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan vatandaşların kamu hizmetlerinden yararlanırken ve kamu/devlet yöneticilerini seçimde yaşadıkları yozlaşma ile ilgili deneyimler, algı durumları ve siyasal tavırları (tutum ve davranışlar), arasındaki ilişkiyi ölçmek veya değerlendirmek üzere, tasarlanmış bilimsel bir araştırmanın bir kısım analizlerini içermektedir. Bu çalışma özellikle 30 Mart 2014 yerel seçimleri esnasında ve sonrasında Türkiye’de yaşanan tartışmalar, siyasal girişimler ve seçim sonuçları neticesinde ortaya çıkan tablonun sosyolojik, sosyal psikolojik ve siyaset bilimleri açısından değerlendirilebilmesine fırsat tanımak üzere tasarlanmış ve çok disiplinli sosyal analizler yapılmasına imkan tanıyacak şekilde planlanmış bir çalışmadır.
Çalışmanın temelinde Türkiye’nin farklı illerinde yaşayan insanların, siyasal tutumlarını belirlerken hangi ekonomik, sosyal, siyasal, sosyolojik veya psikolojik dinamikler çerçevesinde hareket ettiklerinin yüz yüze anket tekniği ile araştırılması yer almaktadır. Belirtilen bağlamada farklı cinsiyet, eğitim seviyesi, ekonomik durum, siyasal eğilim, medeni durum, yaş, inanç vb. guruplarına ait 3322 katılımcı ile yüz yüze görüşülerek bireysel tutumları ve siyasal davranışlar arasındaki ilişkiler ölçülmeye çalışılmıştır. Neticede, elde edilen sonuçlar nitel ve nicel olarak derinlikli analizler yapılmak suretiyle tahlile tabi tutulmaya başlanmıştır. Çalışma neticesinde sosyal, siyasal ve sosyal psikoloji gibi sosyal bilimler alanlarında araştırma yapanlar yanında kamu hizmeti yürüten veya kamu politikalarını belirleyen kişi ve kurumların yararlanabileceği %95 güvenilirlik dereceli ve sadece ±%1.55 hata paylı önemli bir sosyal bilimsel referans kaynağı elde edilmiştir.
Alan çalışması bilimsel bağımsızlık, tarafsızlık, güvenilirlik ve geçerliliğinin garanti edilebilmesi açısından Türkiye’nin 38 ilinde, Eylül-2014 – Ocak-2015 tarihleri arasında yapılmıştır. Bu rapor elde edilen sonuçların frekans analizlerini içermekte olup yaş, cinsiyet, eğitim durumu, yerleşim yeri, ideolojik tutum, siyasal partileri destekleme eğilimlerine göre çapraz analizler yapılmaya devam edilmektedir. Çalışmamız sosyal bilim, yönetim ve siyaset dünyasının yararlanabileceği önemli bir referans kaynağı olması dileği ile kamusal istifadeye sunulmuştur.

Özet Avrupa Birliğinde, birliğe üye ülkeler arasında mal ve hizmetlerin serbestçe dolaşımı yanınd... more Özet Avrupa Birliğinde, birliğe üye ülkeler arasında mal ve hizmetlerin serbestçe dolaşımı yanında tüm vatandaşların maksimum can ve mal güvenliği içerisinde serbestçe dolaşımının sağlanmasına yönelik çalışmalar da yürütülmektedir. Bu çalışmaların bir parçası olarak, üye ülkelerden herhangi birinde suç kurbanı olmaktan dolayı mağduriyet yaşayan kişilerin yabancı mekan, dil, kültür, hukuki farklılıklar, ekonomik sıkıntılar veya ceza adalet sistemi uygulamaları alanında iş ve tutum farklılıkları sonucunda ortaya çıkabilen ikincil bir mağduriyet 1 daha yaşamalarını engellemeye yönelik hukuki ve yapısal düzenlemeler de yapılmaktadır. Türkiye'nin ise, Avrupa Birliğine üyelik uyum sürecinin bir gereği olarak ya da Avrupa Konseyi'nin bir üyesi olarak 24 Kasım 1983 tarihinde imzaladığı "Şiddet Suçu Mağdurlarının Tazmini Hakkında Avrupa Sözleşmesi"nin sonucunda en azından şiddet suçuna maruz kalanlara yönelik standartlaştırılmış tedbirler alması gerekmektedir. Ancak, Türkiye'de, mağdurlar lehine, hayata geçirilmesi gereken uygulamalar Avrupa'daki gelişmelerle karşılaştırıldığında göreceli olarak çok sınırlı kalmıştır. Bu çalışmada Türkiye ve AB ülkelerinde suç mağdurlarının haklarının korunmasına yönelik yapılan çalışmalar karşılıklı olarak değerlendirilmekte ve Türkiye'nin de dengeli bir adalet sistemine kavuşabilmesi için bir an önce suç mağdurlarını da korumaya yönelik uygulamaları hayata geçirmesi gerektiği yönünde değerlendirmeler yapılmaktadır.
Her hakkı saklıdır. Polis Bilimleri Dergisi yılda dört kez yayınlanan hakemli bir süreli yayındır... more Her hakkı saklıdır. Polis Bilimleri Dergisi yılda dört kez yayınlanan hakemli bir süreli yayındır. Polis Bilimleri Dergisi'nde yayınlanan makalelerdeki görüş ve düşünceler yazarların kendi kişisel görüşleri olup, hiçbir şekilde Polis Akademisinin veya Emniyet Genel Müdürlüğünün görüşlerini ifade etmez. Makaleler sadece dergiye referans verilerek akademik amaçla kullanılabilir. Polis Bilimleri Dergisi'ne gönderilen makaleler iade edilmezler. PBD, TÜBİTAK Sosyal Bilimler Veri Tabanında yer almaktadır.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, sosyal bilimlerin farklı disiplinl... more Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, sosyal bilimlerin farklı disiplinlerinin ilgi alanlarına giren, çok yönlü olarak tartışma, araştırma ya da uygulamalar sonucunda üretilen bilimsel çalışmaları ve çözümleri içeren "hakemli" bir dergidir. Dergi Yılda iki kez yayımlanır.
Books by Bayram Erzurumluoglu

2. Yılında OHAL'in Toplumsal Maliyetleri (Rapor), 2019
Bu çalışma 15 Temmuz 2016 tarihli menfur darbe girişimi sonrasında, hükümet tarafından, muhtemele... more Bu çalışma 15 Temmuz 2016 tarihli menfur darbe girişimi sonrasında, hükümet tarafından, muhtemelen, 3 ay bile sürmesine gerek duyulmadan kaldırılacağı beyanları ile ilan edilen, ancak ilk 3 ayı dolduktan sonra, 7 sefer daha uzatılarak toplamda iki yıl süren OHAL’in ortaya çıkardığı bireysel ve toplumsal mağduriyetler kapsamında, ülkede yaşanan, sosyal, siyasal, ekonomik baskı ve hak ihlallerinin boyutlarını araştırmak üzere “Mağdurlar için Adalet” topluluğu tarafından tasarlanmış ve yürütülmüş sosyal bir araştırmadır. Araştırma, Mağdurbilim (Viktimoloji) inceleme ilkeleri çerçevesinde tasarlanarak yürütülmüş ve toplumdaki, birincil , ikincil ve üçüncül mağdur, tüm kesimlerin OHAL’le ilgili mağduriyet, deneyim ve algılarını ölçebilecek bir çerçevede gerçekleştirilmiştir. Belirtilen çerçevede, araştırmamıza; • OHAL ve/veya KHK mağdurları • OHAL ve/veya KHK mağduru yakınları • DOĞRUDAN mağduriyeti olmayan bireyler; kategorilerinde olmak üzere OHAL uygulamalarına muhatap olmuş tüm toplumsal kesimler dâhil edilmiştir. Böylece, belirlenen, üç kategorideki katılımcıların OHAL’de yaşanan olaylar, durumlar ve hak ihlalleriyle ilgili mağduriyetleri, problemleri, deneyimleri, algıları ve yargıları arasında anlamlı sayılabilecek ilişki veya farklılıkların olup olmadığının da istatistiksel olarak ölçümlenmesi imkânı da elde edilmiştir. Yukarıda belirtilen amaca uygun olarak, araştırmada, her grubun kendi şartlarına uygun soruların sorulması yanında, “Toplumsal algılar/yargılar” bölümünde Likert soru tekniği kullanılarak, farklı katılımcı kategorileri arasındaki algı/yargı farklarının tespit ve ölçümlenmesini sağlayabilecek şekilde çok sayıda müşterek sorular da sorulmuştur. Bu şekilde OHAL ve KHK’larla yapılan uygulamaların toplumun farklı kesimlerinde nasıl algılandığının da ölçümlenebilmesi hedeflenmiştir. Araştırmada yüz-yüze, telefon, posta yolu ile vs. araştırma teknikleri kullanmak yerine, on-line (çevrimiçi) araştırma tekniğinin kullanılmasının temel nedeni, bu tekniğin, çok küçük maliyetlerle “Mümkün olan, en fazla sayıda katılımcıya ulaşma olanağı sağlamasıdır. Bunun yanında; on-line tekniği, katılımcılara kendilerini güvende hissedebilecekleri bir ortamda, gizlilik standartlarına uygun, rahatça ve de “anonim” bir biçimde kendi deneyim ve algılarını kolaylıkla ifade edebilme imkânını da sağlamaktadır. Öte yandan, online-araştırmaların sağladığı güven ve gizlilik fırsatını kötüye kullanılarak, araştırmamızın bilimsel güvenilirlik ve geçerliliğine zarar verebilecek girişimlerin önlenebilmesi için, araştırmamıza katılanlar veya katılmayanlar tarafından da çok sayıda şikâyetin yapılmasına sebep olan, oldukça fazla detay içeren bilgilerin sorulması ve birbirinin tekrarı gibi görülen bazı çaprazlama soru tekniklerinin fazlaca kullanması zorunluluğunu da doğurmuştur. Araştırmamıza katılanlardan, aşırı detaycılık ve çapraz sorularımız hususunda verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dilemekle birlikte, kendilerini temin ederiz ki bu uygulamamız sayesinde araştırmamızın bilimsel geçerlilik ve güvenilirliği oldukça yüksek tutulabilmiştir. Bu hususta bir örnek vermek gerekirse; detaycılığımız sayesinde, mağdur veya mağdur yakını katılımcıların yaptıkları veri giriş hataları dahi, ayrıntılı bilgiler ve bu bilgileri kullanarak yaptığımız çapraz analizlerimiz sayesinde kolayca tespit edilerek düzeltilebilmiştir. Diğer yandan, çok eksik, yetersiz, hatalı, tutarsız veya hileli davranış sergilediği belirlenen katılımcıların verileri de araştırma analizlerimizin dışında tutularak araştırmanın bilimsel güvenilirlik ve geçerlilik kalitesi korunabilmiştir. Araştırmanın kapsamı, OHAL sürecinin yarattığı tüm sosyal sorunları ve süreçleri içerecek şekilde, mümkün oldukça geniş tutulmaya çalışılmıştır. Ancak bilinçli olarak araştırma kapsamı dışı bıraktığımız bazı konular da bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle, çok fazla sayıda soru olduğu şikâyetlerine konu olan bunca sorulara rağmen, araştırmamızın, OHAL’in bireylere/topluma yaşattığı mağduriyet ve travmaların tamamını kapsayıcı olamadığının da farkındayız. Bu durumun farkında olarak, araştırmamızın paralelinde “OHAL’de Yaşanan Mağduriyetler Sonucu Ortaya Çıkan Bebek, Çocuk, Yetişkin Ölümleri, Travmalar, İntiharlar, Hastalıklar, İş-Trafik Kazaları, Saldırı, Taciz, Yağma, Kaçırılma Olayları, Kamu veya Özel Sektörde Çalışma Engellerinin Toplumsal Derinliği” araştırma çalışmamızı da yürüttüğümüzü ve belirtilen çalışmamızın sonuçlarının da ayrıca yayınlanacağını bildirmek isteriz. Derinlikli araştırmamızda yer alan başlıklar aşağıdaki gibidir: OHAL’in BEBEK / ÇOCUK MAĞDURLARI /MAZLUMLARI: Anneleri ile birlikte nezarethane /hapishaneyle tanışan; hapsedilmiş ebeveynlerinden ayrılık sorunları yaşayan, biyolojik/koruyucu ailelerinin ellerinden alınma travmaları yaşatılan; yoksulluk, göç, dışlanma sorunları ile yüzleşen, ailelerinin mağduriyetinden etkilenip algı, öğrenme, konuşamama, yürüyememe gibi sosyal, bedensel, ruhsal, psikolojik sorunlar yaşayan mazlum çocuklar. BEBEK / ÇOCUK / YETİŞKİN ÖLÜMLERİ (Tutukluluk durumu, mağduriyetlerin getirdiği stres, üzüntü vb. yolu ile ortaya çıkan ölümler veya ŞÜPHELİ ÖLÜMLER): OHAL’de tutukluluk altında kasıt veya ihmal neticesi ortaya çıkan ölümler, şüpheli ölümler; üzüntü, stres, neticesi çocuk düşürme, ölü doğum vakaları; travma, derin elemle ortaya çıkan, nükseden, ağırlaşan hastalıklar neticesi ölümler. İNTİHAR / İNTİHAR GİRİŞİMİ VAKALARI: OHAL /KHK mağduriyetlerinin getirdiği sağlık sorunları, travmalar veya bunalımlar neticesi ortaya çıkan intihar vakaları. HASTALIKLAR: OHAL mağduriyetlerinin meydana getirdiği tutukluluk, hapis, işsizlik, güvencesizlik vb. gibi şartlar, derin elem, stres, travmalar, tedaviye erişme vb. sorunları neticesinde artan, nükseden veya ilk defa ortaya çıkan fiziksel, zihinsel, ruhsal hastalıklar. İŞKENCE / KÖTÜ MUAMELE VAKALARI: OHAL’de yaşanan işkence veya kötü muameleler neticesinde ortaya çıkan fiziksel, ruhsal, zihinsel travma, sakatlık veya ölüm olayları. UZUN SÜRELİ VEYA HUKUKA AYKIRI TUTUKLAMA / GÖZALTI: OHAL’de "hukuk devleti" ilkelerine aykırı olarak yapılan tüm tutuklama ve gözaltı mağduriyetleri. FİİLİ /FİZİKİ SALDIRILAR: OHAL’in yarattığı sosyal, politik veya psikolojik ortam neticesinde ortaya çıkan fiili saldırılar darp, dayak, yaralanma sakatlanma veya ölüm olayları. CİNSEL SALDIRI veya TACİZ: OHAL’in yarattığı sosyal /politik kutuplaşma neticesinde KHK'lılara veya yakınlarına yönelik ortaya çıkan cinsel saldırılar veya cinsel taciz vakaları. SÖZEL SALDIRI: OHAL /KHK mağdurlarına veya yakınlarına yönelik aşağılama, hakaret, küfür, sözle taciz olayları. MADDİ HAK GASPLARI /MADDİ VARLIKLARA ZARAR /MALLARA EL KOYMA: OHAL /KHK mağduriyetlerinin istismarı yolu ile haksız kazanç sağlanması, mağdurların haklarının -mallarının gasp edilmesi, soygun, el koyma veya yağmalanması yoluyla maddi zarara veya hak kayıplarına uğratılma vakaları. İŞ/MESLEK /YOL /TRAFİK KAZALARI: OHAL mağdurlarının veya yakınlarının yaptıkları işler/meslekler, ziyaretler, nakiller, seyahatler vb. esnasında yaşanan kazalarda yaralanma, sakatlanma veya ölüm vakaları. KAÇIRILMA / REHİN ALINMA VAKASI: OHAL ortamı dolayısı ile ortaya çıkan /yaşanan kaçırılma olayları. KAYIP & KAYBOLMA VAKALARI: OHAL dolayısıyla yaşanan kayıp /bulunamayan kişiler. GÜVENLİK SORUŞTURMASI MAĞDURİYETLERİ: Kamu sektöründe veya özel sektörde işe alımlarda veya sonrasında güvenlik soruşturması gerekçesiyle, bir KHK/OHAL mağdurunun yakını olsun veya olmasın, ülkedeki "ötekileştirilen" herkese karşı yaşatılabilen güvenlik soruşturması mağduriyetleri. OHAL /KHK MAĞDURLARINA KARŞI YAPILAN 'SİVİL ÖLÜM' UYGULAMALARI: OHAL /KHK mağdurlarına özel sektör alanlarında dahi çalışma, iş kurma, lisans-izin-ruhsat alma yasakları; eğitim, sınav, sosyalleşme gibi birçok alanlardaki "insani ve vatandaşlık haklarını" kullanmalarında kendilerine yaşatılan ayırımcılıklar, ambargolar. OHAL /KHK MAĞDURU YAKINLARININ "ÇALIŞMA HAKLARINA" YÖNELİK AYIRIMCILIK veya ENGELLEMELER: KHK'lı yakınlarının, güvenlik soruşturması, mimleme, ötekileştirme vb. gerekçelerle kamuda veya özel sektörde işe girme, çalışma, iş kurma veya diğer haklarının engellenmesi / ayırımcılığa uğrama vakaları. BYLOCK / MOR BEYİN vb. gibi uygulamalar yoluyla yaşanan mağduriyetler. OHAL /KHK MAĞDURLARINA veya YAKINLARINA KARŞI, YAKIN AKRABALARI, İŞ veya SOSYAL ÇEVRELERİNCE UYGULANAN DIŞLANMA, YALNIZLAŞTIRMA veya HASMANE TUTUMLAR: Sosyal izolasyon, sosyal stigma, damgalama, sosyal gerilim veya kutuplaşma vakaları OHAL /KHK MAĞDURİYETLERİNİN veya BASKILARININ, MAĞDUR AİLE FERTLERİ ARASINDA YARATTIĞI "AİLE İÇİ" SORUNLAR: Aile bölünmeleri, boşanmalar, eşler, anne-babalar ve çocuklar arası şiddet, kavga, gerilim, uyumsuzluk, ilişki veya iletişim sorunları. Ayrıca, iktidar veya sosyal çevreden gelen baskılara dayanamayarak, istemeyerek de olsa, boşanma veya eşinden ayrı yaşamak zorunluluğu hisseden eşler arasında ortaya çıkan mecburi boşanma veya ayrılık (ayrı yaşama) vakaları. DİĞER MAĞDURİYET VAKALARI: Yukarıdaki kategorilerde yer almayan mağduriyet vakaları. En son olarak; araştırma çalışmalarımıza katılıp, zaman ve emek sarf eden tüm katılımcılara teşekkürü bir borç biliriz. Ayrıca, araştırmalarımızın, OHAL ve KHK mağdurlarının yaşadığı tahammülü oldukça güç olan sıkıntılar ve hak ihlallerine ulusal, uluslararası düzeyde farkındalık yaratmasını ve de mağdurların önemli bir kısmının iki yılı geçkin olarak çektikleri sıkıntılarından bir an önce kurtulabilmelerine vesile olmasını dileriz.

3. Yılında OHAL'in Toplumsal Maliyetleri (Ropor), 2020
3. Yılında OHAL'in Toplumsal Maliyetleri Raporu Güncellenmiş metin. 20 Temmuz 2016’da ilan edilen... more 3. Yılında OHAL'in Toplumsal Maliyetleri Raporu Güncellenmiş metin. 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL, görünürde 20 Temmuz 2018 tarihinde sona ermiştir. Ancak, realitede, sona erdirilmek yerine 31 Temmuz 2018 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan, 7145 Sayılı “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve bazı ilave mevzuat değişiklikleri ile sonsuza dek uzatılmıştır. Bu sebepledir ki görüntüde 20 Temmuz 2018’de sona eren ancak uygulamada halen devam eden OHAL toplumsal bir yük olarak ülke ve toplum üzerinde binmeye ve Türkiye’deki tüm kişi ve kurumları baskılamaya veya ezmeye devam etmektedir. Bu araştırmamız, ülkede fiili olarak devam eden OHAL’in toplumsal yükünü araştırmak ve onun, birincil, ikincil ve üçüncül mağdurları üzerine olan etkilerini analiz etmek üzere tasarlanmış bir çalışmadır.
Conference Presentations by Bayram Erzurumluoglu

THE QUEST FOR JUSTICE AGAINST HUMAN RIGHTS VIOLATIONS CAUSED BY THE STATUTORY DECREES (KHK) in TÜRKIYE, 2024
The KHK victims in Türkiye faced a broad spectrum of human rights and freedoms violations as the ... more The KHK victims in Türkiye faced a broad spectrum of human rights and freedoms violations as the government took permanent measures, which went far beyond a temporary state of emergency procedures. All oppressive actions, persecutions, rights and freedoms violations of the government were carried out under the guise of “fighting terrorism” to make them appear reasonable, proportionate and legitimate to the outside world. However, they were carried out in the spirit of “you are either with us or you are the terrorist!” temper. Thus, it could be said that government policies and practices based on KHKs caused and gave way to multiple numbers of international crimes, especially crimes against humanity, crimes of persecution, collective punishment, systematic discrimination, arbitrary detention, enforced disappearance, systematic torture, degrading treatment, inhumane treatment, violations of the right to life, crimes against the family, violation of child rights, violation of the right to have a sufficient standard of living, systematic hate campaigns vie hate speech and hate policies, encouragement and protection of violence, denial of access to justice etc. These violations had profound impact on the social groups and individuals directly targeted by the regime. Moreover, the KHKs collaterally damaged social and political rights of populations at large in Türkiye too.
Uploads
Papers by Bayram Erzurumluoglu
This study is designed to scientifically measure political tendencies of people living in Turkey against corruption in public services and selection of political/public administrators in relation to that. The study is especially important in shedding a light on political debates or argument experienced in the period leading to 30 March 2014 local government elections which was run like a general election rather than a local government poll, and also the debates after it. It is intended to analyse the period in a multi-disciplinary manner such as sociologically, social psychologically, political scientifically.
The study is to be conducted through a face-to-face questionnaire among public living different urban and rural areas of Turkey to measure economic, social, psychological and political dynamics of their perceptions of corruption while determining their eventual political positions. In the framework of the proposed study, 3322 people were interviewed face-to-face in different social categories such as age, gender, education, economic status, political inclination, marital status, belief etc. The results was qualitatively or quantitatively analysed in various ways by using statistical analysis programs. The research outcomes are to be very beneficial as references to social and political policy makers as well as social, political and social psychological analysts or scientists to the degree of 95% validity with ±1,55% error.
TURKISH: Pek çok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi, Türkiye için de kamuda yozlaşma ve/veya yolsuzluk en büyük sosyal, siyasal veya yönetsel sorunlar arasında yer almaktadır. Uluslararası Saydamlık Örgütü (Transparency International) tarafından 1994 yılından beri derlenmeye başlanan Uluslararası Yolsuzluk Algılama Endeks verilerine göre, yolsuzlukla mücadelede konusunda, Türkiye’nin dünya sıralamasında iyi bir yerde geldiğini söylemek mümkün görülmemektedir. Örneğin, bu örgütün 2014 yılı yozlaşma sıralamalarına göre Türkiye hala Gana, Ruanda, Latviya, Namibya, Litvanya, Botsvana, Uruguay gibi ülkelerin gerisinde kalmaktan kurtulamamıştır. Belirtilen çerçevede, Dünyadaki birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de kamu idaresinin her bölümünde, belediyelerde, gümrük kapılarında, vergi dairelerinde, trafikte, tapu dairelerinde, kamu mallarının kullanım ve kiralanmasında, kamu bankalarından kredi kullanılmasında yozlaşma ya da yolsuzluk yaygın bir durum olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu tür yozlaşma ile mücadelede de gizlilik yerine şeffaflık çok önemlidir.
Bu çalışma Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan vatandaşların kamu hizmetlerinden yararlanırken ve kamu/devlet yöneticilerini seçimde yaşadıkları yozlaşma ile ilgili deneyimler, algı durumları ve siyasal tavırları (tutum ve davranışlar), arasındaki ilişkiyi ölçmek veya değerlendirmek üzere, tasarlanmış bilimsel bir araştırmanın bir kısım analizlerini içermektedir. Bu çalışma özellikle 30 Mart 2014 yerel seçimleri esnasında ve sonrasında Türkiye’de yaşanan tartışmalar, siyasal girişimler ve seçim sonuçları neticesinde ortaya çıkan tablonun sosyolojik, sosyal psikolojik ve siyaset bilimleri açısından değerlendirilebilmesine fırsat tanımak üzere tasarlanmış ve çok disiplinli sosyal analizler yapılmasına imkan tanıyacak şekilde planlanmış bir çalışmadır.
Çalışmanın temelinde Türkiye’nin farklı illerinde yaşayan insanların, siyasal tutumlarını belirlerken hangi ekonomik, sosyal, siyasal, sosyolojik veya psikolojik dinamikler çerçevesinde hareket ettiklerinin yüz yüze anket tekniği ile araştırılması yer almaktadır. Belirtilen bağlamada farklı cinsiyet, eğitim seviyesi, ekonomik durum, siyasal eğilim, medeni durum, yaş, inanç vb. guruplarına ait 3322 katılımcı ile yüz yüze görüşülerek bireysel tutumları ve siyasal davranışlar arasındaki ilişkiler ölçülmeye çalışılmıştır. Neticede, elde edilen sonuçlar nitel ve nicel olarak derinlikli analizler yapılmak suretiyle tahlile tabi tutulmaya başlanmıştır. Çalışma neticesinde sosyal, siyasal ve sosyal psikoloji gibi sosyal bilimler alanlarında araştırma yapanlar yanında kamu hizmeti yürüten veya kamu politikalarını belirleyen kişi ve kurumların yararlanabileceği %95 güvenilirlik dereceli ve sadece ±%1.55 hata paylı önemli bir sosyal bilimsel referans kaynağı elde edilmiştir.
Alan çalışması bilimsel bağımsızlık, tarafsızlık, güvenilirlik ve geçerliliğinin garanti edilebilmesi açısından Türkiye’nin 38 ilinde, Eylül-2014 – Ocak-2015 tarihleri arasında yapılmıştır. Bu rapor elde edilen sonuçların frekans analizlerini içermekte olup yaş, cinsiyet, eğitim durumu, yerleşim yeri, ideolojik tutum, siyasal partileri destekleme eğilimlerine göre çapraz analizler yapılmaya devam edilmektedir. Çalışmamız sosyal bilim, yönetim ve siyaset dünyasının yararlanabileceği önemli bir referans kaynağı olması dileği ile kamusal istifadeye sunulmuştur.
Books by Bayram Erzurumluoglu
Conference Presentations by Bayram Erzurumluoglu
This study is designed to scientifically measure political tendencies of people living in Turkey against corruption in public services and selection of political/public administrators in relation to that. The study is especially important in shedding a light on political debates or argument experienced in the period leading to 30 March 2014 local government elections which was run like a general election rather than a local government poll, and also the debates after it. It is intended to analyse the period in a multi-disciplinary manner such as sociologically, social psychologically, political scientifically.
The study is to be conducted through a face-to-face questionnaire among public living different urban and rural areas of Turkey to measure economic, social, psychological and political dynamics of their perceptions of corruption while determining their eventual political positions. In the framework of the proposed study, 3322 people were interviewed face-to-face in different social categories such as age, gender, education, economic status, political inclination, marital status, belief etc. The results was qualitatively or quantitatively analysed in various ways by using statistical analysis programs. The research outcomes are to be very beneficial as references to social and political policy makers as well as social, political and social psychological analysts or scientists to the degree of 95% validity with ±1,55% error.
TURKISH: Pek çok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi, Türkiye için de kamuda yozlaşma ve/veya yolsuzluk en büyük sosyal, siyasal veya yönetsel sorunlar arasında yer almaktadır. Uluslararası Saydamlık Örgütü (Transparency International) tarafından 1994 yılından beri derlenmeye başlanan Uluslararası Yolsuzluk Algılama Endeks verilerine göre, yolsuzlukla mücadelede konusunda, Türkiye’nin dünya sıralamasında iyi bir yerde geldiğini söylemek mümkün görülmemektedir. Örneğin, bu örgütün 2014 yılı yozlaşma sıralamalarına göre Türkiye hala Gana, Ruanda, Latviya, Namibya, Litvanya, Botsvana, Uruguay gibi ülkelerin gerisinde kalmaktan kurtulamamıştır. Belirtilen çerçevede, Dünyadaki birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de kamu idaresinin her bölümünde, belediyelerde, gümrük kapılarında, vergi dairelerinde, trafikte, tapu dairelerinde, kamu mallarının kullanım ve kiralanmasında, kamu bankalarından kredi kullanılmasında yozlaşma ya da yolsuzluk yaygın bir durum olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu tür yozlaşma ile mücadelede de gizlilik yerine şeffaflık çok önemlidir.
Bu çalışma Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan vatandaşların kamu hizmetlerinden yararlanırken ve kamu/devlet yöneticilerini seçimde yaşadıkları yozlaşma ile ilgili deneyimler, algı durumları ve siyasal tavırları (tutum ve davranışlar), arasındaki ilişkiyi ölçmek veya değerlendirmek üzere, tasarlanmış bilimsel bir araştırmanın bir kısım analizlerini içermektedir. Bu çalışma özellikle 30 Mart 2014 yerel seçimleri esnasında ve sonrasında Türkiye’de yaşanan tartışmalar, siyasal girişimler ve seçim sonuçları neticesinde ortaya çıkan tablonun sosyolojik, sosyal psikolojik ve siyaset bilimleri açısından değerlendirilebilmesine fırsat tanımak üzere tasarlanmış ve çok disiplinli sosyal analizler yapılmasına imkan tanıyacak şekilde planlanmış bir çalışmadır.
Çalışmanın temelinde Türkiye’nin farklı illerinde yaşayan insanların, siyasal tutumlarını belirlerken hangi ekonomik, sosyal, siyasal, sosyolojik veya psikolojik dinamikler çerçevesinde hareket ettiklerinin yüz yüze anket tekniği ile araştırılması yer almaktadır. Belirtilen bağlamada farklı cinsiyet, eğitim seviyesi, ekonomik durum, siyasal eğilim, medeni durum, yaş, inanç vb. guruplarına ait 3322 katılımcı ile yüz yüze görüşülerek bireysel tutumları ve siyasal davranışlar arasındaki ilişkiler ölçülmeye çalışılmıştır. Neticede, elde edilen sonuçlar nitel ve nicel olarak derinlikli analizler yapılmak suretiyle tahlile tabi tutulmaya başlanmıştır. Çalışma neticesinde sosyal, siyasal ve sosyal psikoloji gibi sosyal bilimler alanlarında araştırma yapanlar yanında kamu hizmeti yürüten veya kamu politikalarını belirleyen kişi ve kurumların yararlanabileceği %95 güvenilirlik dereceli ve sadece ±%1.55 hata paylı önemli bir sosyal bilimsel referans kaynağı elde edilmiştir.
Alan çalışması bilimsel bağımsızlık, tarafsızlık, güvenilirlik ve geçerliliğinin garanti edilebilmesi açısından Türkiye’nin 38 ilinde, Eylül-2014 – Ocak-2015 tarihleri arasında yapılmıştır. Bu rapor elde edilen sonuçların frekans analizlerini içermekte olup yaş, cinsiyet, eğitim durumu, yerleşim yeri, ideolojik tutum, siyasal partileri destekleme eğilimlerine göre çapraz analizler yapılmaya devam edilmektedir. Çalışmamız sosyal bilim, yönetim ve siyaset dünyasının yararlanabileceği önemli bir referans kaynağı olması dileği ile kamusal istifadeye sunulmuştur.