Papers by elif hatun kilicbeyli
Medya ve din araştırmaları dergisi, Jun 29, 2021
Uluslararası İlişkiler disiplinini oluşturan alt çalışma alanlarından biri olan Siyasi Tarih'in, ... more Uluslararası İlişkiler disiplinini oluşturan alt çalışma alanlarından biri olan Siyasi Tarih'in, sosyal bilimlerin çatısı olarak da kabul edilen Sosyoloji ile bileşiminin ortaya çıkardığı 'siyasal iletişim', toplumları bütünleştirme veya ayrıştırma özellikleri olan farklı araçlardan oluşur. Almanya'da 5 Mart 1933 yılı yapılan Genel Seçimler sonucu iktidara gelen Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP)'nin iktidarı elde etmesinden sonra Alman basınında Yahudi karşıtı söylemler yoğun şekilde yer bulmaya başlamıştır Özellikle Lustige Blätter, Kladderadatsch ve Fliegende Blätter gibi mizah dergilerinde Yahudiler sert biçimde eleştirilmiştir. Diğer yandan bu mizah dergileri içerisinde Fliegende Blätter'de ABD'deki Yahudi diasporası ağır şekilde eleştiriye maruz kalmıştır. Çalışmada Fliegende Blätter'deki Yahudi diasporasını konu alan karikatürler üzerinden NSDAP iktidarı döneminde Alman basınında ABD'deki Yahudi diasporasının ne şekilde sunulduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu aşamada çalışma kapsamında Fliegende Blätter'in Yahudi diasporasını konu alan dergi kapakları göstergebilim yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Çalışmanın sonucu olarak Yahudi diasporasının ABD yönetimini ve kamuoyunu etkisi altına aldığına ve ABD'nin Yahudilerin kontrolü altında Almanya'ya karşı savaştığına yönelik algıların karikatürler üzerinden oluşturulmaya çalışıldığı ortaya çıkarılmıştır.
Uluslararası ilişkiler dergisi, Mar 1, 2009
International Journal of Energy Economics and Policy
Climate change urgency requires a fast transition to a low carbon society which implies broad-sca... more Climate change urgency requires a fast transition to a low carbon society which implies broad-scale changes at all levels, hence the need of an energy transition based on enhancing energy efficiency and renewable energy. Energy efficiency is pivotal to combat climate change, it is the most affordable and readily accessible resource, and the most profitable path to sustainability. Manufacturing companies are increasingly adopting energy efficiency practices (EEP) as they become more knowledgeable about the central role energy efficiency plays in their companies’ competitiveness and the planet’s sustainability. However, the severity of climate change requires the adoption of “optimal” EEP rather than “fairly good” ones. Companies’ satisficing behavior occurs when they do not operate as profit-maximisers, but as satisfactory solutions-seekers. This study explores avenues to address companies’ satisficing behavior regarding EEP. Our research model was empirically tested through survey d...
INTERAGROMASH 2022: XV International Scientific Conf “INTERAGROMASH 2022”, 2023
After the dissolution of the Soviet Union, different approaches to state authority and liberal so... more After the dissolution of the Soviet Union, different approaches to state authority and liberal society began to appear once Soviet countries proclaimed their political independence. Since 1991, the Kyrgyz Republic has provided a relatively free environment for the operation of natural source management (NRM) and its organizations. Then, among the independent Central Asian countries, new problems arose in the management and sharing of National Natural Resources (NNR). The hydrocarbon-rich resources of Uzbekistan, Kazakhstan and Turkmenistan are used to use water for irrigation, and downstream countries such as the economy make large profits, while upstream countries use water as a source of power. As for the fact that the water issue is already politicized in the Central Asian region, Kyrgyzstan state management sees it as a cure for its national security and deeply interested in national socio-economical, progresses. This article focuses on national natural management and political decisions regarding limited natural resources and use for national interest in Kyrgyzstan and also regional solutions in Central Asia. Nation-State policies can lead to conflict between Central Asian countries. It includes extensive research on corporate governance on hydropolitics with political management practices for the future of the community and the stability of national development.
International Journal of Energy Economics and Policy, 2023
The article considers the balance of hydrocarbon resources controlled by Azerbaijan, which gained... more The article considers the balance of hydrocarbon resources controlled by Azerbaijan, which gained independence in the 1990s, the extent of their utilization, and the potential that can be harnessed within our country's existing capabilities, given the need to develop a qualitatively new oil strategy. In particular, in order to attract available resources into economic circulation, Azerbaijan signed the "Deal of the Century" with the world's leading foreign oil companies due to a lack of sufficient financial, scientific−technical, technical−technological, investment−innovation potential for extracting and transporting oil from the deep seabed. Further, it assesses and rates in light of global experience and country reality concerning the effective use of oil money, and the structure of revenues and expenditures of the State Oil Fund of Azerbaijan (SOFAZ) for 2001-2021 is examined using particular materials, taking into consideration the multiplier impact. The analysis is used to examine the role of transfers to the state budget in ensuring macroeconomic stability, strengthening financial provisions for economic growth, improving the national economy's structure, and regional development, and concludes that the oil strategy implemented in our country will ensure long−term, dynamic economic growth. Then, using quarterly data for 2003Q03-2021Q01, this article examines the impact of transfers from the State Oil Fund to the state budget on GDP, in other words, the long-term and short-term relationships between these variables. In this research, the ARDL model was used to assess co−integration and short−term relationships. In addition, this study used the FMOLS, DOLS, and CCR co−integration equations to explore long−term coefficients between variables. Granger causation tests were performed, Granger causation analysis was assessed using the Wald test (short−term or weak causation, long−term causation, and both short−term and long−term causation or strong causal relationship). The study put forward a hypothesis about the impact of transfers on GDP. This hypothesis was confirmed.
I read with keen interest the article entitled "Statin Drug Therapy May Increase COVID-19 Infecti... more I read with keen interest the article entitled "Statin Drug Therapy May Increase COVID-19 Infection" published on 1 st April 2020. The author was excellent in pointing out the importance of lipid rafts for the entry of enveloped viruses like the SARS-CoV-2. Lipid rafts are indeed vital for viral cell endocytosis. However, he has also pointed out that statins, via the upregulation in LDL receptor, may increase cholesterol content in cell membrane resulting in more lipid rafts. But studies have shown that statins destabilize lipid rafts by decreasing membrane cholesterol rather than increasing it. 1 This is in strong contraindication to the author's assumption. Statins may thus even decrease the viral endocytosis and further decrease the infectivity of SARS-CoV-2. Its anti-inflammatory pleiotropic action may even be of aid in many respiratory diseases including pneumonia 2 , a severe complication of COVID-19.
• V. Mülkiye Uluslararası İlişkiler Kongresi, 2022
COVID-19, KÜRESEL RESESYON VE TÜRKİYE: ‘LE PÉRİL JAUNE?’ DEN
‘A GLOBAL PERFECT STORM’A. (MART.202... more COVID-19, KÜRESEL RESESYON VE TÜRKİYE: ‘LE PÉRİL JAUNE?’ DEN
‘A GLOBAL PERFECT STORM’A. (MART.2020-NİSAN.2021)
Elif Hatun KILIÇBEYLİ∗
COVID-19 ilk defa 29 Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkmasıyla, tüm dünya devletleri
dikkatlerini Wuhan merkezli Çin’e yöneltti. 26 Ocak 2020’da Fransız Courrier Picard gazetesi
‘Le péril jaune?’ başlığı ile önce rasizm’e sonrasında da pandemi ve yaşamsal risk ile dikkatleri
üzerine çekti. 11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bu uluslararası kamu sağlığı acil
durumunun COVID-19 hastalığı olduğunu açıklayarak “Pandemi” ilanıyla tüm dünya devletleri
için ‘olağanüstü sağlık tedbirleri’ başlamış oldu. Başta uluslararası hareketliliğin toplumlar,
ekonomik mallar ve lojistik üzerinde doğrudan ve ani kesintisi meydana geldi. DSÖ’nden önce
Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu (NBER), ABD'de resesyon olduğunu, Şubat 2020'de
ekonomik genişlemenin sona erdiğini resmen ilan etti (Frankel, J., 15.06.2020, PS). COVID19, dijital alanda yeni ve hızlı araçlar, programlar ve sistemlerle beraber ‘dijital para’ hızla
yükselir, ilerlerken; diğer yanda ‘reel ekonomi’yi oluşturan mal ve hizmete bağlı her eylem,
işlem ile finansal hareketlerde radikal azalma olmuştur. Ekonomi politik açıdan ise, açık ve net
olarak, uluslararası ekonomik ilişkiler, neo-liberal küreselleşme’nin tam kontrolü altına
girmiştir. Resesyon’un nedenleri ve etkilerinde finansal, psikolojik ve reel ekonomik faktörler
rol oynar. COVID-19 ile dünya ekonomisini etkisi altına alan resesyonu, negatif GSYİH
büyümesinin ardışık iki çeyreğidir şeklinde tanımlamak mümkündür. Durgunluktan önce
genişleyen özel sektör, üretimi geri ölçeklendirir ve sistematik riske maruz kalmayı sınırlamaya
çalışır. Ölçülebilir harcama ve yatırım seviyelerinin düşmesi olasıdır ve toplam talep düştükçe
fiyatlar üzerinde doğal bir düşüş baskısı meydana gelebilir. GSYİH azalır ve işsizlik oranları
yükselir, çünkü özel sektör maliyetleri düşürmek için istihdamda azalma yoluna giderler. Bu
standart bir makro ekonomik açıklamadır. Mikroekonomik düzeyde ise özel sektör, durgunluk
sırasında azalan marjlar yaşar. Satışlardan veya yatırımlardan elde edilen gelir azaldığında, özel
sektör kurumları en az verimli faaliyetlerini azaltmaya çalışırlar. Bir firma düşük marjlı ürünler
üretmeyi bırakabilir veya çalışan tazminatını azaltabilir. Ayrıca, geçici faiz indirimi almak için
alacaklılarla yeniden görüşebilir. Azalan marjlar genellikle işletmeleri daha az üretken
çalışanlarını bir an önce kurum-dışı bırakmaya zorlar. Bazen de bu özel sektör karar vericisinin
∗ Doç. Dr., Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Uluslararası Sistemin Yeni Krizi: COVID-19 Pandemisi • 154
ilk ve hemen vereceği hızlı bir yöntemdir. Neo-liberal yaklaşımın, bireyselciğini öne çıkaran,
kendi-çıkar odaklı olmanın doğal koşulu kabul edilir.
2020'de Türkiye’deki ‘Yeni Resesyon’un nedenleri arasında COVID-19’un doğrudan
etkisi ve ulusal ekonomiyi finansal-ekonomik şoklara karşı savunmasız bırakan aşırı parasal
teşviklerin öncesi on yıllar yer alıyor.
Türkiye için resesyon’un doğası ve nedenleri aynı anda hem açık hem belirsizdir.
Resesyon özünde aynı anda gerçekleşen bir iş başarısızlığı kümesidir. Özel sektör kaynakları
yeniden tahsis etmek, üretimi geri ölçeklendirmek, kayıpları sınırlamak ve genellikle çalışanları
işten çıkarmak zorunda kalmışlardır. Bunlar resesyonun açık ve görünür nedenleridir. Genel bir
iş başarısızlığı kümesine neyin neden olduğunu, neden aniden aynı anda gerçekleştiğini ve nasıl
önlenebileceğini açıklamanın birkaç farklı yolu vardır. Neo-liberal teorileri içeren politik
kararlar ve uygulamalara en ağır eleştiri, uluslararası örgütler üzerinden kamusallığın
koordinasyonu olarak görev tanımı yapılmış olsa da ‘ayrımcılık’, ‘eşitsizliğin artması’,
‘yoksunluk’, ‘öngörülemezlik’ üzerinden gelmiştir. Finans kapital’in yarattığı sermayenin
küreselleşmesi sürecinde; dolaysız yatırımlar, kısa vadeli parasal sermaye akışı, faiz arbitrajı,
spekülatif fon akışları, kayıtdışı ekonomiye özellikle gelişmekte olan ekonomilerde göz
yumulması, karapara aklanması gibi mali krize yol açmış tüm koşulların engellenmemiş olması,
bugünkü dünya ekonomisini COVID-19’la kesintiye uğrayan hammadde-üretim-satış-ithalatihracat-lojistik zinciriyle bir kez daha mali krizler ortamını yaratmıştır. Mali kriz’in kabul
edilmesi birçok gelişmiş ülke tarafından, kamusal tedbirlere dönüşürken; sosyal politikalarda
da kamusal alan’a ilişkin gelişmiş kararlar, tedbirler gündeme gelmiştir. Türkiye gibi ihracata
yönelik ithalat ile ekonomik büyüme hedefli politikalar uygulayan ülkeler, önce COVID-19’un
mali ve sosyal kriz etkisini kabul etmemişler. COVID-19 pandemi sorununun, donanımsız
sağlık üniteleri ve zayıf sağlık politikalarına sahip olan ülkelere ait olduğunu savunmuşlardır.
Finans kapital hareketliliği dışında, uluslararası ticaret’e ilişkin çarpıcı gelişmeler
uluslararası ticaret hukukunu da gündeme getirmiştir. Uluslararası ticari ilişkilerde force
majeure nedeni oluştu. “Zorlayıcı nedenler(mücbir sebep), idarenin iradesi dışında oluşan,
öngörülmesi ve en büyük bir dikkat ve özenle dahi önlenebilmesi mümkün olmayan ve de bir
kamu hizmetinin yürütülmesini imkansızlaştıran olaylardır. Yer sarsıntısı, sel, aşırı yağış ya da
yıldırım düşmesi, toprak kayması gibi (Yıldırım,2019:82). Günümüzde ise buna COVID-19
pandemisi de eklenmiştir. Pandemi, hızla Asya, Avrupa, Amerika, Afrika kıtalarına yayılmıştır.
Avrupa’dan ilk ölüm haberi 15 Şubat’ta Fransa’dan gelmiş, ardından 19 Şubat’ta İran’dan, 20
Şubat’ta İtalya’dan; 24 Şubat’ta da Bahreyn, Irak, Kuveyt, Afganistan ve Umman ilk olgularını
açıklamışlardır (Varol, Tokuç, 2020:4). Bu olağanüstü durum, devletleri ‘kamusallığın
155 • V. Mülkiye Uluslararası İlişkiler Kongresi
korunumu’ nedeniyle radikal kararları almaya zorunluluk gerektirirken, dünya ekonomisini
doğrudan olumsuz etkileyen force majeure durum, uluslararası hukuk üzerinde çözüm
sağlamayı gerekli kılmıştır.
Bildiri’ye söz konusu olan başlıkta Resesyon’un Kriz’e dönüşme risklerini içerdiği;
onun diğer bir boyutunun sosyal etki yaratarak kırılgan sosyal sınıfların daha da olumsuz
duruma düşeceği risklerini içermektedir. ‘Le péril jaune?’ (Sarı tehlike mi?)başlığını
hümanizmin merkezi sayılan bir ülke olan Fransa’da bir basın organının manşetinde yer alması,
yüksek protestolara neden olsa da içinde rasizm’i, öteki’ni ve öteki’nin sosyal sınıfına işaret
eder. Sosyal sınıf, sosyolojik bir terim olsa da, ekonomi politiğin de kapsamı dahilindedir.
Mart.2020-Nisan 2021 pandemi koşulları süresince Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde
emeğiyle geçinmek zorunda olan ve büyük bir olasılıkla sendikasız, iş garantisiz/güvencesiz
işkollarında alışan emekçi sınıfın pandemi’de karşı karşıya kaldığı tehlikeler, iş güvencesiz
emekçilerin günübirlik işlerinin son bulması gibi bir dizi olumsuzluklarına rağmen, sermaye
sınıfının özel ve titizlikle devlet tarafından kısmen desteklenmesi ve korunması neo-liberal
yaklaşımın geliştirdiği eşitsizliklerin derinleşmesi, sosyal düzeyde toplumsal yapının artan
dengesizliğidir. Tüm bu destek ve kamu kaynaklarının rasyonel olmayan kullanımı sonucunda
makro ekonomik göstergelerde negatif sonuçlar kaçınılmazdır. N. Roubini’nin ‘A Global
Perfect Storm’ gelişmekte olan ülkelerde çoktan yola çıkmıştır. Uluslararası kurumların mali
analiz ve finansal tablolarında görülebilmektedir. Mart.2020 ile Nisan.2021 dönemi,
Türkiye’nin makro ekonomik bilgilerini hem uluslararası finans kurumlarının (IMF ve WB)
hem de Türkiye’deki ulusal resmi mali kurumların (TÜİK, TCMB, Ticaret Bakanlığı) finansal
tablolarıyla açıklanacaktır. Bu bildirinin küresel ölçekte makro ekonomik gelişmelerle neoliberal yaklaşıma karşı teorik önermeleri içeren kaynakçalar; Cumhuriyet Gazetesi,
Investopedia, Nizavisimaya Gazeta, Project Syndicate’in COVID-19 dosyalarında yayınlanan
haber, yorum, röportaj, köşe yazılarından oluşmaktadır.
TURANSAM, 2021
Abstract: The Soviet Union is a state structure consisting of union management units under Centra... more Abstract: The Soviet Union is a state structure consisting of union management units under Central System Management based on planning. It aimed for a system within the borders of the Soviet Union, where planning according to the incomplete or excessive economic, social, social situation was reorganized and new applications were switched to optimization. When the extremism of alcohol use was noticed in the Soviets, work began on the members of the Union who were identified to rasp the extremism. Campaigns sometimes carried out in the Soviet Union were planned in such a way as to attract the attention of the public when it was deemed necessary, and influence was created through negative perception. After determining the excess alcohol consumption in Armenia, it was attempted to create a negative public perception of alcohol and to reduce alcohol consumption in Armenia and therefore in the Soviet Union. At this stage, anti-alcohol propaganda was carried out through posters in the Armenian Soviet Socialist Republic (ESSC), as a member of the Soviet Union, in order to reduce the alcohol consumption of the Armenian people. In the study, posters prepared against alcohol consumption in ASSR were examined using the semiotic concepts of Danish linguist Louis Hjelmslev (1899-1965) through the messages given against alcohol consumption. In the posters examined, it was aimed to explain the visual and written indicators that formed the public opinion against alcohol consumption in the ASSR. In the findings obtained in the study, it was revealed that the negative perception of alcohol consumption was tried to be formed by associating alcohol consumption with traffic accidents through posters. In this process, it was concluded that the visual and written codes used in the posters formed the perception that alcohol consumption causes death and disability of people.
ERI Books: 24 ISBN 978-601-7805-23-4, 2021
CONTRIBUTION OF ‘ENERGY INTEGRATION’ TO THE TURKISH
ECONOMY IN COVID-19 PERIOD
Assoc.Prof.Dr. El... more CONTRIBUTION OF ‘ENERGY INTEGRATION’ TO THE TURKISH
ECONOMY IN COVID-19 PERIOD
Assoc.Prof.Dr. Elif Hatun KILICBEYLI
Adana Alparslan Turkes Science and Technology University
[email protected] ORCID : 0000-0001-8263-2009
ABSTRACT
On 11th March 2020, the pandemic of COVID-19 (worldwide epidemic) was declared
by the World Health Organization and shared with the entire world public opinion. This
extraordinary period in this history, described as Force Majeure, Turkey completed to this
financial period with ‘economic growth’. This positive outcome of the Turkish economy, which will explain the various multilateral energy investments and energy resources
through the development of this statement, the geographical location of Turkey, ‘on the
energy station -the hub-’ which could result in Iran, Azerbaijan, formed multilateral energy deals with Russia ‘energy integration’s ‘New Regionalism’ approach reveals. Prepared
by the Turkish Energy Ministry as ‘Energy Strategy for 2030 Perspectives’ and declared
by the Russia’s presidency report as ‘Energy Strategy Plan to 2035 year’ comparing with
National Climate Change Strategy document and the cogeneration system as a result
of the planning review. These reports included in geographical integration for energy
cooperation; hence, through this new ‘energy exports includes near - and medium - term
perspectives of cooperation.
Keywords: Russia, Turkey, Force Majeure, Turkakim, COVID-19, Energy.
New Sovereign countries ( Kazakhstan, Kyrgyzstan, Uzbekistan, Turkmenistan,Tajikistan) and their ... more New Sovereign countries ( Kazakhstan, Kyrgyzstan, Uzbekistan, Turkmenistan,Tajikistan) and their internationalisation with Euopean integration policies on Post-Soviet period.
Stradigma. com (aylık strateji ve analiz e-dergisi), S, 2003
ALTERNATIVES : Turkish Journal of International Relations, 2002
Fifteen European countries formed the EU as an economic and financial unity in Europe.
Some of th... more Fifteen European countries formed the EU as an economic and financial unity in Europe.
Some of them have strong economies in today’s world. Benelux, France, England, and the
Scandinavian countries-except Norway- have the richest and wide scaled economies with
high cultural-educational level, life quality and high indicators in GDP per capita.
After the Second World War, Europe renovated its standardization. With the EU
Treaty signed in Maastricht in 1999, it became a union consisting of economic, financial and
political unity among the member states. On the other hand the Russian Federation with a
broad geography, which covers an area from Eastern Europe to Pacific Ocean, and with
about 148 million population, consists of 8 autonomous republics related politically to the
Federation.
The 7th summit between Russia and the EU held in May 17, 2001.The main subject
of the Summit was bilateral economic relationship. It also contented with the energy issue
between two sides, because at the present Russia provides 41% of the natural gas needs and
21% of the petroleum needs of the EU countries. President of the European Council, Prudo
suggested that the trade with Russia should be made by Euro. He also mentioned the
importance of the economic relations between the EU and Russia. Russia is today at the edge
of an enterprise explosion.
In addition, economic relations, energy cooperation, European security, ecological
issues, political and economic reforms, and nuclear facilities located in the northern regionsAlternatives: Turkish Journal of International Relations, Vol.1, No.3, Fall 2002 113
of Russia were some of the topics of the Russia-EU Summit. Besides this, the subjects, such
as Kaliningrad’s situation and Russia’s membership to the World Trade Organization
(WTO) were also handled.
While the Russian authorities determined that shared strife against terrorism and
organized crime and creating economic relations and ecologically secure regions in Europe
had a great importance, the EU delegation gave importance to human rights issues and the
latest improvements in Chechnya as well. After the Summit a shared statement was
published. In the statement it was reported that in order to strengthen the economic
cooperation, a common council would be developed.
With the concept of the regional cooperation, the importance of the counter dependency, the contribution to the economic integration and the integration to world economy are meant. The economic relations between Russia and the EU improves within the
framework of the planned program. But the greatest handicap for this improvement will
probably be the globalization that has been affecting the world affairs for 11 years. In such a
situation, the EU can takeover the task of guaranteeing equal rights against political pressure
by protecting all the values of the West. This problem seems so familiar when mentioned
through steps to globalization. The problem is how strong and what kind of political will
should give support to these countries in order to increase their wealth guarantee rather than
to straight forward rivalry, to have opportunity to increase the economic standards and to provide new substructures to unite with the global economy?
The EU will give priority to the continued and strengthened implementation of the PCA and in particular the use of the PCA institutions to resolve existing problems that affect
the EU's bilateral relations with Russia.
IJPS - INTERNATIONAL JOURNAL OF POLITICS AND SECURITY e-ISSN: 2667-8268, 2021
The multifaceted impact of globalization on nature and the environment became even clearer in the... more The multifaceted impact of globalization on nature and the environment became even clearer in the 21st
Century, when physical changes on the world's geography were also triggered. Explorations and
regional surveys of the world at the poles have been evolved into policies on a global, regional and
national scale, with changing and differentiating geographical events. The Arctic is a new area of life,
including not only countries within the Arctic circle at the North Pole and riparian to the Arctic Ocean,
but also extraterritorial and international organizations. This article examines a chronological timeline on the core of Arctic Zone of the Russian Federation (AZRF), aims at carrying out a comprehensive
research on Russian regional and international Arctic policy within the Post-Soviet period. Russia's
sea/ocean policy in the Arctic, which it has worked hard for the last thirty years, and its policies that it
has implemented quickly in recent years, are planned by D.Medvedev's ‘Modernization of Russia’
reformist approach. This theoretical approach arose from the addition of the Russian Federal
administrative structure and political culture to its IR-neo-liberalist and neo-realist policies. This article
also discussed in Russia’s new ‘Modernization’ approach.
Keywords: Arctic Zone, Russia, Territorial Sea, Multilateral Cooperation, Regionalism.
At In this paper, it was attempted to examine the oil, natural gas, environment and resource mana... more At In this paper, it was attempted to examine the oil, natural gas, environment and resource management with a focus on Azerbaijan with details on history, geography, political, social, and economic developments of Caspian zone. The developments realized by countries over time are important with regard to what course they will follow in the future. The study also attracts attention to the environmental and economic importance of Lake Hazar, which is important for the country. Like other Turkic Republics that have gained their independence, the main economic goal of Azerbaijan is to realize a strong economic structure that can stand on its own in order to achieve economic independence as well as political independence in order to coordinate natural and environmental advantages.
IV. Kültür Araştırmaları Sempozyumu İÇ/DIŞ/GÖÇ VE KÜLTÜR, 2007
KÜLTÜR ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ
ve
IŞIK ÜNİVERSİTESİ
ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ
IV. Kültür Araştı... more KÜLTÜR ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ
ve
IŞIK ÜNİVERSİTESİ
ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ
IV. Kültür Araştırmaları Sempozyumu
İÇ/DIŞ/GÖÇ VE KÜLTÜR
ÖZETLER
ve
KATILANLAR
1517 Eylül 2007
Işık Üniversitesi
Şile, İstanbul
Akademilerde Kadın Sayısındaki Artış Bir Başarı mı, Eşitsizliğin Görünmeyen
Yüzü mü?
TURAN, 2020
Geography and human beings can not physically act together,but human and geographical elements
ca... more Geography and human beings can not physically act together,but human and geographical elements
can act by turning into cultures.It is valuable that the ‘Turkish-Tatar’ idea/recapitulate,which developed in
the 19th century in European Russia, which was thousands of kilometers away from the Ottoman Empire, with
a person born in Idil-Ural Region, reached the ideal of realization in an independent and sovereign nation
state on the Ottoman lands in the 20th century and came to life in the Anatolian geography.
Sadri Maksudi Arsal was invited by Atatürk to Republic of Turkey and received to citizenship of Turkey
with his family. He supported with all its might and conduced for constructing to Turkish History Association,
Turkish Language Association as a ‘Turkish-Tatar’oriented. Not only S.M. Arsal, but also Turkish-Tatar
intellectuals lived in the Idil-Ural region are also supported to institutialism in a Nation-State of Turkish
Republic. A.Ayda’s principles of truth and accuracy, which adopt ‘Ethics’ as the basic principle of life and
come with the effect of genetic transfer set an example to the Turkish scientific world, Turkish Diplomatic life
as a ‘Modern Turkish Woman’. This article includes the social interaction and sampling of the political
structure, which has been handled with Max Weber’s concepts of ‘Ideal Type - Rational Action’ within the
framework of social change theories
Uploads
Papers by elif hatun kilicbeyli
‘A GLOBAL PERFECT STORM’A. (MART.2020-NİSAN.2021)
Elif Hatun KILIÇBEYLİ∗
COVID-19 ilk defa 29 Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkmasıyla, tüm dünya devletleri
dikkatlerini Wuhan merkezli Çin’e yöneltti. 26 Ocak 2020’da Fransız Courrier Picard gazetesi
‘Le péril jaune?’ başlığı ile önce rasizm’e sonrasında da pandemi ve yaşamsal risk ile dikkatleri
üzerine çekti. 11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bu uluslararası kamu sağlığı acil
durumunun COVID-19 hastalığı olduğunu açıklayarak “Pandemi” ilanıyla tüm dünya devletleri
için ‘olağanüstü sağlık tedbirleri’ başlamış oldu. Başta uluslararası hareketliliğin toplumlar,
ekonomik mallar ve lojistik üzerinde doğrudan ve ani kesintisi meydana geldi. DSÖ’nden önce
Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu (NBER), ABD'de resesyon olduğunu, Şubat 2020'de
ekonomik genişlemenin sona erdiğini resmen ilan etti (Frankel, J., 15.06.2020, PS). COVID19, dijital alanda yeni ve hızlı araçlar, programlar ve sistemlerle beraber ‘dijital para’ hızla
yükselir, ilerlerken; diğer yanda ‘reel ekonomi’yi oluşturan mal ve hizmete bağlı her eylem,
işlem ile finansal hareketlerde radikal azalma olmuştur. Ekonomi politik açıdan ise, açık ve net
olarak, uluslararası ekonomik ilişkiler, neo-liberal küreselleşme’nin tam kontrolü altına
girmiştir. Resesyon’un nedenleri ve etkilerinde finansal, psikolojik ve reel ekonomik faktörler
rol oynar. COVID-19 ile dünya ekonomisini etkisi altına alan resesyonu, negatif GSYİH
büyümesinin ardışık iki çeyreğidir şeklinde tanımlamak mümkündür. Durgunluktan önce
genişleyen özel sektör, üretimi geri ölçeklendirir ve sistematik riske maruz kalmayı sınırlamaya
çalışır. Ölçülebilir harcama ve yatırım seviyelerinin düşmesi olasıdır ve toplam talep düştükçe
fiyatlar üzerinde doğal bir düşüş baskısı meydana gelebilir. GSYİH azalır ve işsizlik oranları
yükselir, çünkü özel sektör maliyetleri düşürmek için istihdamda azalma yoluna giderler. Bu
standart bir makro ekonomik açıklamadır. Mikroekonomik düzeyde ise özel sektör, durgunluk
sırasında azalan marjlar yaşar. Satışlardan veya yatırımlardan elde edilen gelir azaldığında, özel
sektör kurumları en az verimli faaliyetlerini azaltmaya çalışırlar. Bir firma düşük marjlı ürünler
üretmeyi bırakabilir veya çalışan tazminatını azaltabilir. Ayrıca, geçici faiz indirimi almak için
alacaklılarla yeniden görüşebilir. Azalan marjlar genellikle işletmeleri daha az üretken
çalışanlarını bir an önce kurum-dışı bırakmaya zorlar. Bazen de bu özel sektör karar vericisinin
∗ Doç. Dr., Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Uluslararası Sistemin Yeni Krizi: COVID-19 Pandemisi • 154
ilk ve hemen vereceği hızlı bir yöntemdir. Neo-liberal yaklaşımın, bireyselciğini öne çıkaran,
kendi-çıkar odaklı olmanın doğal koşulu kabul edilir.
2020'de Türkiye’deki ‘Yeni Resesyon’un nedenleri arasında COVID-19’un doğrudan
etkisi ve ulusal ekonomiyi finansal-ekonomik şoklara karşı savunmasız bırakan aşırı parasal
teşviklerin öncesi on yıllar yer alıyor.
Türkiye için resesyon’un doğası ve nedenleri aynı anda hem açık hem belirsizdir.
Resesyon özünde aynı anda gerçekleşen bir iş başarısızlığı kümesidir. Özel sektör kaynakları
yeniden tahsis etmek, üretimi geri ölçeklendirmek, kayıpları sınırlamak ve genellikle çalışanları
işten çıkarmak zorunda kalmışlardır. Bunlar resesyonun açık ve görünür nedenleridir. Genel bir
iş başarısızlığı kümesine neyin neden olduğunu, neden aniden aynı anda gerçekleştiğini ve nasıl
önlenebileceğini açıklamanın birkaç farklı yolu vardır. Neo-liberal teorileri içeren politik
kararlar ve uygulamalara en ağır eleştiri, uluslararası örgütler üzerinden kamusallığın
koordinasyonu olarak görev tanımı yapılmış olsa da ‘ayrımcılık’, ‘eşitsizliğin artması’,
‘yoksunluk’, ‘öngörülemezlik’ üzerinden gelmiştir. Finans kapital’in yarattığı sermayenin
küreselleşmesi sürecinde; dolaysız yatırımlar, kısa vadeli parasal sermaye akışı, faiz arbitrajı,
spekülatif fon akışları, kayıtdışı ekonomiye özellikle gelişmekte olan ekonomilerde göz
yumulması, karapara aklanması gibi mali krize yol açmış tüm koşulların engellenmemiş olması,
bugünkü dünya ekonomisini COVID-19’la kesintiye uğrayan hammadde-üretim-satış-ithalatihracat-lojistik zinciriyle bir kez daha mali krizler ortamını yaratmıştır. Mali kriz’in kabul
edilmesi birçok gelişmiş ülke tarafından, kamusal tedbirlere dönüşürken; sosyal politikalarda
da kamusal alan’a ilişkin gelişmiş kararlar, tedbirler gündeme gelmiştir. Türkiye gibi ihracata
yönelik ithalat ile ekonomik büyüme hedefli politikalar uygulayan ülkeler, önce COVID-19’un
mali ve sosyal kriz etkisini kabul etmemişler. COVID-19 pandemi sorununun, donanımsız
sağlık üniteleri ve zayıf sağlık politikalarına sahip olan ülkelere ait olduğunu savunmuşlardır.
Finans kapital hareketliliği dışında, uluslararası ticaret’e ilişkin çarpıcı gelişmeler
uluslararası ticaret hukukunu da gündeme getirmiştir. Uluslararası ticari ilişkilerde force
majeure nedeni oluştu. “Zorlayıcı nedenler(mücbir sebep), idarenin iradesi dışında oluşan,
öngörülmesi ve en büyük bir dikkat ve özenle dahi önlenebilmesi mümkün olmayan ve de bir
kamu hizmetinin yürütülmesini imkansızlaştıran olaylardır. Yer sarsıntısı, sel, aşırı yağış ya da
yıldırım düşmesi, toprak kayması gibi (Yıldırım,2019:82). Günümüzde ise buna COVID-19
pandemisi de eklenmiştir. Pandemi, hızla Asya, Avrupa, Amerika, Afrika kıtalarına yayılmıştır.
Avrupa’dan ilk ölüm haberi 15 Şubat’ta Fransa’dan gelmiş, ardından 19 Şubat’ta İran’dan, 20
Şubat’ta İtalya’dan; 24 Şubat’ta da Bahreyn, Irak, Kuveyt, Afganistan ve Umman ilk olgularını
açıklamışlardır (Varol, Tokuç, 2020:4). Bu olağanüstü durum, devletleri ‘kamusallığın
155 • V. Mülkiye Uluslararası İlişkiler Kongresi
korunumu’ nedeniyle radikal kararları almaya zorunluluk gerektirirken, dünya ekonomisini
doğrudan olumsuz etkileyen force majeure durum, uluslararası hukuk üzerinde çözüm
sağlamayı gerekli kılmıştır.
Bildiri’ye söz konusu olan başlıkta Resesyon’un Kriz’e dönüşme risklerini içerdiği;
onun diğer bir boyutunun sosyal etki yaratarak kırılgan sosyal sınıfların daha da olumsuz
duruma düşeceği risklerini içermektedir. ‘Le péril jaune?’ (Sarı tehlike mi?)başlığını
hümanizmin merkezi sayılan bir ülke olan Fransa’da bir basın organının manşetinde yer alması,
yüksek protestolara neden olsa da içinde rasizm’i, öteki’ni ve öteki’nin sosyal sınıfına işaret
eder. Sosyal sınıf, sosyolojik bir terim olsa da, ekonomi politiğin de kapsamı dahilindedir.
Mart.2020-Nisan 2021 pandemi koşulları süresince Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde
emeğiyle geçinmek zorunda olan ve büyük bir olasılıkla sendikasız, iş garantisiz/güvencesiz
işkollarında alışan emekçi sınıfın pandemi’de karşı karşıya kaldığı tehlikeler, iş güvencesiz
emekçilerin günübirlik işlerinin son bulması gibi bir dizi olumsuzluklarına rağmen, sermaye
sınıfının özel ve titizlikle devlet tarafından kısmen desteklenmesi ve korunması neo-liberal
yaklaşımın geliştirdiği eşitsizliklerin derinleşmesi, sosyal düzeyde toplumsal yapının artan
dengesizliğidir. Tüm bu destek ve kamu kaynaklarının rasyonel olmayan kullanımı sonucunda
makro ekonomik göstergelerde negatif sonuçlar kaçınılmazdır. N. Roubini’nin ‘A Global
Perfect Storm’ gelişmekte olan ülkelerde çoktan yola çıkmıştır. Uluslararası kurumların mali
analiz ve finansal tablolarında görülebilmektedir. Mart.2020 ile Nisan.2021 dönemi,
Türkiye’nin makro ekonomik bilgilerini hem uluslararası finans kurumlarının (IMF ve WB)
hem de Türkiye’deki ulusal resmi mali kurumların (TÜİK, TCMB, Ticaret Bakanlığı) finansal
tablolarıyla açıklanacaktır. Bu bildirinin küresel ölçekte makro ekonomik gelişmelerle neoliberal yaklaşıma karşı teorik önermeleri içeren kaynakçalar; Cumhuriyet Gazetesi,
Investopedia, Nizavisimaya Gazeta, Project Syndicate’in COVID-19 dosyalarında yayınlanan
haber, yorum, röportaj, köşe yazılarından oluşmaktadır.
ECONOMY IN COVID-19 PERIOD
Assoc.Prof.Dr. Elif Hatun KILICBEYLI
Adana Alparslan Turkes Science and Technology University
[email protected] ORCID : 0000-0001-8263-2009
ABSTRACT
On 11th March 2020, the pandemic of COVID-19 (worldwide epidemic) was declared
by the World Health Organization and shared with the entire world public opinion. This
extraordinary period in this history, described as Force Majeure, Turkey completed to this
financial period with ‘economic growth’. This positive outcome of the Turkish economy, which will explain the various multilateral energy investments and energy resources
through the development of this statement, the geographical location of Turkey, ‘on the
energy station -the hub-’ which could result in Iran, Azerbaijan, formed multilateral energy deals with Russia ‘energy integration’s ‘New Regionalism’ approach reveals. Prepared
by the Turkish Energy Ministry as ‘Energy Strategy for 2030 Perspectives’ and declared
by the Russia’s presidency report as ‘Energy Strategy Plan to 2035 year’ comparing with
National Climate Change Strategy document and the cogeneration system as a result
of the planning review. These reports included in geographical integration for energy
cooperation; hence, through this new ‘energy exports includes near - and medium - term
perspectives of cooperation.
Keywords: Russia, Turkey, Force Majeure, Turkakim, COVID-19, Energy.
Some of them have strong economies in today’s world. Benelux, France, England, and the
Scandinavian countries-except Norway- have the richest and wide scaled economies with
high cultural-educational level, life quality and high indicators in GDP per capita.
After the Second World War, Europe renovated its standardization. With the EU
Treaty signed in Maastricht in 1999, it became a union consisting of economic, financial and
political unity among the member states. On the other hand the Russian Federation with a
broad geography, which covers an area from Eastern Europe to Pacific Ocean, and with
about 148 million population, consists of 8 autonomous republics related politically to the
Federation.
The 7th summit between Russia and the EU held in May 17, 2001.The main subject
of the Summit was bilateral economic relationship. It also contented with the energy issue
between two sides, because at the present Russia provides 41% of the natural gas needs and
21% of the petroleum needs of the EU countries. President of the European Council, Prudo
suggested that the trade with Russia should be made by Euro. He also mentioned the
importance of the economic relations between the EU and Russia. Russia is today at the edge
of an enterprise explosion.
In addition, economic relations, energy cooperation, European security, ecological
issues, political and economic reforms, and nuclear facilities located in the northern regionsAlternatives: Turkish Journal of International Relations, Vol.1, No.3, Fall 2002 113
of Russia were some of the topics of the Russia-EU Summit. Besides this, the subjects, such
as Kaliningrad’s situation and Russia’s membership to the World Trade Organization
(WTO) were also handled.
While the Russian authorities determined that shared strife against terrorism and
organized crime and creating economic relations and ecologically secure regions in Europe
had a great importance, the EU delegation gave importance to human rights issues and the
latest improvements in Chechnya as well. After the Summit a shared statement was
published. In the statement it was reported that in order to strengthen the economic
cooperation, a common council would be developed.
With the concept of the regional cooperation, the importance of the counter dependency, the contribution to the economic integration and the integration to world economy are meant. The economic relations between Russia and the EU improves within the
framework of the planned program. But the greatest handicap for this improvement will
probably be the globalization that has been affecting the world affairs for 11 years. In such a
situation, the EU can takeover the task of guaranteeing equal rights against political pressure
by protecting all the values of the West. This problem seems so familiar when mentioned
through steps to globalization. The problem is how strong and what kind of political will
should give support to these countries in order to increase their wealth guarantee rather than
to straight forward rivalry, to have opportunity to increase the economic standards and to provide new substructures to unite with the global economy?
The EU will give priority to the continued and strengthened implementation of the PCA and in particular the use of the PCA institutions to resolve existing problems that affect
the EU's bilateral relations with Russia.
Century, when physical changes on the world's geography were also triggered. Explorations and
regional surveys of the world at the poles have been evolved into policies on a global, regional and
national scale, with changing and differentiating geographical events. The Arctic is a new area of life,
including not only countries within the Arctic circle at the North Pole and riparian to the Arctic Ocean,
but also extraterritorial and international organizations. This article examines a chronological timeline on the core of Arctic Zone of the Russian Federation (AZRF), aims at carrying out a comprehensive
research on Russian regional and international Arctic policy within the Post-Soviet period. Russia's
sea/ocean policy in the Arctic, which it has worked hard for the last thirty years, and its policies that it
has implemented quickly in recent years, are planned by D.Medvedev's ‘Modernization of Russia’
reformist approach. This theoretical approach arose from the addition of the Russian Federal
administrative structure and political culture to its IR-neo-liberalist and neo-realist policies. This article
also discussed in Russia’s new ‘Modernization’ approach.
Keywords: Arctic Zone, Russia, Territorial Sea, Multilateral Cooperation, Regionalism.
ve
IŞIK ÜNİVERSİTESİ
ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ
IV. Kültür Araştırmaları Sempozyumu
İÇ/DIŞ/GÖÇ VE KÜLTÜR
ÖZETLER
ve
KATILANLAR
1517 Eylül 2007
Işık Üniversitesi
Şile, İstanbul
can act by turning into cultures.It is valuable that the ‘Turkish-Tatar’ idea/recapitulate,which developed in
the 19th century in European Russia, which was thousands of kilometers away from the Ottoman Empire, with
a person born in Idil-Ural Region, reached the ideal of realization in an independent and sovereign nation
state on the Ottoman lands in the 20th century and came to life in the Anatolian geography.
Sadri Maksudi Arsal was invited by Atatürk to Republic of Turkey and received to citizenship of Turkey
with his family. He supported with all its might and conduced for constructing to Turkish History Association,
Turkish Language Association as a ‘Turkish-Tatar’oriented. Not only S.M. Arsal, but also Turkish-Tatar
intellectuals lived in the Idil-Ural region are also supported to institutialism in a Nation-State of Turkish
Republic. A.Ayda’s principles of truth and accuracy, which adopt ‘Ethics’ as the basic principle of life and
come with the effect of genetic transfer set an example to the Turkish scientific world, Turkish Diplomatic life
as a ‘Modern Turkish Woman’. This article includes the social interaction and sampling of the political
structure, which has been handled with Max Weber’s concepts of ‘Ideal Type - Rational Action’ within the
framework of social change theories
‘A GLOBAL PERFECT STORM’A. (MART.2020-NİSAN.2021)
Elif Hatun KILIÇBEYLİ∗
COVID-19 ilk defa 29 Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkmasıyla, tüm dünya devletleri
dikkatlerini Wuhan merkezli Çin’e yöneltti. 26 Ocak 2020’da Fransız Courrier Picard gazetesi
‘Le péril jaune?’ başlığı ile önce rasizm’e sonrasında da pandemi ve yaşamsal risk ile dikkatleri
üzerine çekti. 11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bu uluslararası kamu sağlığı acil
durumunun COVID-19 hastalığı olduğunu açıklayarak “Pandemi” ilanıyla tüm dünya devletleri
için ‘olağanüstü sağlık tedbirleri’ başlamış oldu. Başta uluslararası hareketliliğin toplumlar,
ekonomik mallar ve lojistik üzerinde doğrudan ve ani kesintisi meydana geldi. DSÖ’nden önce
Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu (NBER), ABD'de resesyon olduğunu, Şubat 2020'de
ekonomik genişlemenin sona erdiğini resmen ilan etti (Frankel, J., 15.06.2020, PS). COVID19, dijital alanda yeni ve hızlı araçlar, programlar ve sistemlerle beraber ‘dijital para’ hızla
yükselir, ilerlerken; diğer yanda ‘reel ekonomi’yi oluşturan mal ve hizmete bağlı her eylem,
işlem ile finansal hareketlerde radikal azalma olmuştur. Ekonomi politik açıdan ise, açık ve net
olarak, uluslararası ekonomik ilişkiler, neo-liberal küreselleşme’nin tam kontrolü altına
girmiştir. Resesyon’un nedenleri ve etkilerinde finansal, psikolojik ve reel ekonomik faktörler
rol oynar. COVID-19 ile dünya ekonomisini etkisi altına alan resesyonu, negatif GSYİH
büyümesinin ardışık iki çeyreğidir şeklinde tanımlamak mümkündür. Durgunluktan önce
genişleyen özel sektör, üretimi geri ölçeklendirir ve sistematik riske maruz kalmayı sınırlamaya
çalışır. Ölçülebilir harcama ve yatırım seviyelerinin düşmesi olasıdır ve toplam talep düştükçe
fiyatlar üzerinde doğal bir düşüş baskısı meydana gelebilir. GSYİH azalır ve işsizlik oranları
yükselir, çünkü özel sektör maliyetleri düşürmek için istihdamda azalma yoluna giderler. Bu
standart bir makro ekonomik açıklamadır. Mikroekonomik düzeyde ise özel sektör, durgunluk
sırasında azalan marjlar yaşar. Satışlardan veya yatırımlardan elde edilen gelir azaldığında, özel
sektör kurumları en az verimli faaliyetlerini azaltmaya çalışırlar. Bir firma düşük marjlı ürünler
üretmeyi bırakabilir veya çalışan tazminatını azaltabilir. Ayrıca, geçici faiz indirimi almak için
alacaklılarla yeniden görüşebilir. Azalan marjlar genellikle işletmeleri daha az üretken
çalışanlarını bir an önce kurum-dışı bırakmaya zorlar. Bazen de bu özel sektör karar vericisinin
∗ Doç. Dr., Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Uluslararası Sistemin Yeni Krizi: COVID-19 Pandemisi • 154
ilk ve hemen vereceği hızlı bir yöntemdir. Neo-liberal yaklaşımın, bireyselciğini öne çıkaran,
kendi-çıkar odaklı olmanın doğal koşulu kabul edilir.
2020'de Türkiye’deki ‘Yeni Resesyon’un nedenleri arasında COVID-19’un doğrudan
etkisi ve ulusal ekonomiyi finansal-ekonomik şoklara karşı savunmasız bırakan aşırı parasal
teşviklerin öncesi on yıllar yer alıyor.
Türkiye için resesyon’un doğası ve nedenleri aynı anda hem açık hem belirsizdir.
Resesyon özünde aynı anda gerçekleşen bir iş başarısızlığı kümesidir. Özel sektör kaynakları
yeniden tahsis etmek, üretimi geri ölçeklendirmek, kayıpları sınırlamak ve genellikle çalışanları
işten çıkarmak zorunda kalmışlardır. Bunlar resesyonun açık ve görünür nedenleridir. Genel bir
iş başarısızlığı kümesine neyin neden olduğunu, neden aniden aynı anda gerçekleştiğini ve nasıl
önlenebileceğini açıklamanın birkaç farklı yolu vardır. Neo-liberal teorileri içeren politik
kararlar ve uygulamalara en ağır eleştiri, uluslararası örgütler üzerinden kamusallığın
koordinasyonu olarak görev tanımı yapılmış olsa da ‘ayrımcılık’, ‘eşitsizliğin artması’,
‘yoksunluk’, ‘öngörülemezlik’ üzerinden gelmiştir. Finans kapital’in yarattığı sermayenin
küreselleşmesi sürecinde; dolaysız yatırımlar, kısa vadeli parasal sermaye akışı, faiz arbitrajı,
spekülatif fon akışları, kayıtdışı ekonomiye özellikle gelişmekte olan ekonomilerde göz
yumulması, karapara aklanması gibi mali krize yol açmış tüm koşulların engellenmemiş olması,
bugünkü dünya ekonomisini COVID-19’la kesintiye uğrayan hammadde-üretim-satış-ithalatihracat-lojistik zinciriyle bir kez daha mali krizler ortamını yaratmıştır. Mali kriz’in kabul
edilmesi birçok gelişmiş ülke tarafından, kamusal tedbirlere dönüşürken; sosyal politikalarda
da kamusal alan’a ilişkin gelişmiş kararlar, tedbirler gündeme gelmiştir. Türkiye gibi ihracata
yönelik ithalat ile ekonomik büyüme hedefli politikalar uygulayan ülkeler, önce COVID-19’un
mali ve sosyal kriz etkisini kabul etmemişler. COVID-19 pandemi sorununun, donanımsız
sağlık üniteleri ve zayıf sağlık politikalarına sahip olan ülkelere ait olduğunu savunmuşlardır.
Finans kapital hareketliliği dışında, uluslararası ticaret’e ilişkin çarpıcı gelişmeler
uluslararası ticaret hukukunu da gündeme getirmiştir. Uluslararası ticari ilişkilerde force
majeure nedeni oluştu. “Zorlayıcı nedenler(mücbir sebep), idarenin iradesi dışında oluşan,
öngörülmesi ve en büyük bir dikkat ve özenle dahi önlenebilmesi mümkün olmayan ve de bir
kamu hizmetinin yürütülmesini imkansızlaştıran olaylardır. Yer sarsıntısı, sel, aşırı yağış ya da
yıldırım düşmesi, toprak kayması gibi (Yıldırım,2019:82). Günümüzde ise buna COVID-19
pandemisi de eklenmiştir. Pandemi, hızla Asya, Avrupa, Amerika, Afrika kıtalarına yayılmıştır.
Avrupa’dan ilk ölüm haberi 15 Şubat’ta Fransa’dan gelmiş, ardından 19 Şubat’ta İran’dan, 20
Şubat’ta İtalya’dan; 24 Şubat’ta da Bahreyn, Irak, Kuveyt, Afganistan ve Umman ilk olgularını
açıklamışlardır (Varol, Tokuç, 2020:4). Bu olağanüstü durum, devletleri ‘kamusallığın
155 • V. Mülkiye Uluslararası İlişkiler Kongresi
korunumu’ nedeniyle radikal kararları almaya zorunluluk gerektirirken, dünya ekonomisini
doğrudan olumsuz etkileyen force majeure durum, uluslararası hukuk üzerinde çözüm
sağlamayı gerekli kılmıştır.
Bildiri’ye söz konusu olan başlıkta Resesyon’un Kriz’e dönüşme risklerini içerdiği;
onun diğer bir boyutunun sosyal etki yaratarak kırılgan sosyal sınıfların daha da olumsuz
duruma düşeceği risklerini içermektedir. ‘Le péril jaune?’ (Sarı tehlike mi?)başlığını
hümanizmin merkezi sayılan bir ülke olan Fransa’da bir basın organının manşetinde yer alması,
yüksek protestolara neden olsa da içinde rasizm’i, öteki’ni ve öteki’nin sosyal sınıfına işaret
eder. Sosyal sınıf, sosyolojik bir terim olsa da, ekonomi politiğin de kapsamı dahilindedir.
Mart.2020-Nisan 2021 pandemi koşulları süresince Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde
emeğiyle geçinmek zorunda olan ve büyük bir olasılıkla sendikasız, iş garantisiz/güvencesiz
işkollarında alışan emekçi sınıfın pandemi’de karşı karşıya kaldığı tehlikeler, iş güvencesiz
emekçilerin günübirlik işlerinin son bulması gibi bir dizi olumsuzluklarına rağmen, sermaye
sınıfının özel ve titizlikle devlet tarafından kısmen desteklenmesi ve korunması neo-liberal
yaklaşımın geliştirdiği eşitsizliklerin derinleşmesi, sosyal düzeyde toplumsal yapının artan
dengesizliğidir. Tüm bu destek ve kamu kaynaklarının rasyonel olmayan kullanımı sonucunda
makro ekonomik göstergelerde negatif sonuçlar kaçınılmazdır. N. Roubini’nin ‘A Global
Perfect Storm’ gelişmekte olan ülkelerde çoktan yola çıkmıştır. Uluslararası kurumların mali
analiz ve finansal tablolarında görülebilmektedir. Mart.2020 ile Nisan.2021 dönemi,
Türkiye’nin makro ekonomik bilgilerini hem uluslararası finans kurumlarının (IMF ve WB)
hem de Türkiye’deki ulusal resmi mali kurumların (TÜİK, TCMB, Ticaret Bakanlığı) finansal
tablolarıyla açıklanacaktır. Bu bildirinin küresel ölçekte makro ekonomik gelişmelerle neoliberal yaklaşıma karşı teorik önermeleri içeren kaynakçalar; Cumhuriyet Gazetesi,
Investopedia, Nizavisimaya Gazeta, Project Syndicate’in COVID-19 dosyalarında yayınlanan
haber, yorum, röportaj, köşe yazılarından oluşmaktadır.
ECONOMY IN COVID-19 PERIOD
Assoc.Prof.Dr. Elif Hatun KILICBEYLI
Adana Alparslan Turkes Science and Technology University
[email protected] ORCID : 0000-0001-8263-2009
ABSTRACT
On 11th March 2020, the pandemic of COVID-19 (worldwide epidemic) was declared
by the World Health Organization and shared with the entire world public opinion. This
extraordinary period in this history, described as Force Majeure, Turkey completed to this
financial period with ‘economic growth’. This positive outcome of the Turkish economy, which will explain the various multilateral energy investments and energy resources
through the development of this statement, the geographical location of Turkey, ‘on the
energy station -the hub-’ which could result in Iran, Azerbaijan, formed multilateral energy deals with Russia ‘energy integration’s ‘New Regionalism’ approach reveals. Prepared
by the Turkish Energy Ministry as ‘Energy Strategy for 2030 Perspectives’ and declared
by the Russia’s presidency report as ‘Energy Strategy Plan to 2035 year’ comparing with
National Climate Change Strategy document and the cogeneration system as a result
of the planning review. These reports included in geographical integration for energy
cooperation; hence, through this new ‘energy exports includes near - and medium - term
perspectives of cooperation.
Keywords: Russia, Turkey, Force Majeure, Turkakim, COVID-19, Energy.
Some of them have strong economies in today’s world. Benelux, France, England, and the
Scandinavian countries-except Norway- have the richest and wide scaled economies with
high cultural-educational level, life quality and high indicators in GDP per capita.
After the Second World War, Europe renovated its standardization. With the EU
Treaty signed in Maastricht in 1999, it became a union consisting of economic, financial and
political unity among the member states. On the other hand the Russian Federation with a
broad geography, which covers an area from Eastern Europe to Pacific Ocean, and with
about 148 million population, consists of 8 autonomous republics related politically to the
Federation.
The 7th summit between Russia and the EU held in May 17, 2001.The main subject
of the Summit was bilateral economic relationship. It also contented with the energy issue
between two sides, because at the present Russia provides 41% of the natural gas needs and
21% of the petroleum needs of the EU countries. President of the European Council, Prudo
suggested that the trade with Russia should be made by Euro. He also mentioned the
importance of the economic relations between the EU and Russia. Russia is today at the edge
of an enterprise explosion.
In addition, economic relations, energy cooperation, European security, ecological
issues, political and economic reforms, and nuclear facilities located in the northern regionsAlternatives: Turkish Journal of International Relations, Vol.1, No.3, Fall 2002 113
of Russia were some of the topics of the Russia-EU Summit. Besides this, the subjects, such
as Kaliningrad’s situation and Russia’s membership to the World Trade Organization
(WTO) were also handled.
While the Russian authorities determined that shared strife against terrorism and
organized crime and creating economic relations and ecologically secure regions in Europe
had a great importance, the EU delegation gave importance to human rights issues and the
latest improvements in Chechnya as well. After the Summit a shared statement was
published. In the statement it was reported that in order to strengthen the economic
cooperation, a common council would be developed.
With the concept of the regional cooperation, the importance of the counter dependency, the contribution to the economic integration and the integration to world economy are meant. The economic relations between Russia and the EU improves within the
framework of the planned program. But the greatest handicap for this improvement will
probably be the globalization that has been affecting the world affairs for 11 years. In such a
situation, the EU can takeover the task of guaranteeing equal rights against political pressure
by protecting all the values of the West. This problem seems so familiar when mentioned
through steps to globalization. The problem is how strong and what kind of political will
should give support to these countries in order to increase their wealth guarantee rather than
to straight forward rivalry, to have opportunity to increase the economic standards and to provide new substructures to unite with the global economy?
The EU will give priority to the continued and strengthened implementation of the PCA and in particular the use of the PCA institutions to resolve existing problems that affect
the EU's bilateral relations with Russia.
Century, when physical changes on the world's geography were also triggered. Explorations and
regional surveys of the world at the poles have been evolved into policies on a global, regional and
national scale, with changing and differentiating geographical events. The Arctic is a new area of life,
including not only countries within the Arctic circle at the North Pole and riparian to the Arctic Ocean,
but also extraterritorial and international organizations. This article examines a chronological timeline on the core of Arctic Zone of the Russian Federation (AZRF), aims at carrying out a comprehensive
research on Russian regional and international Arctic policy within the Post-Soviet period. Russia's
sea/ocean policy in the Arctic, which it has worked hard for the last thirty years, and its policies that it
has implemented quickly in recent years, are planned by D.Medvedev's ‘Modernization of Russia’
reformist approach. This theoretical approach arose from the addition of the Russian Federal
administrative structure and political culture to its IR-neo-liberalist and neo-realist policies. This article
also discussed in Russia’s new ‘Modernization’ approach.
Keywords: Arctic Zone, Russia, Territorial Sea, Multilateral Cooperation, Regionalism.
ve
IŞIK ÜNİVERSİTESİ
ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ
IV. Kültür Araştırmaları Sempozyumu
İÇ/DIŞ/GÖÇ VE KÜLTÜR
ÖZETLER
ve
KATILANLAR
1517 Eylül 2007
Işık Üniversitesi
Şile, İstanbul
can act by turning into cultures.It is valuable that the ‘Turkish-Tatar’ idea/recapitulate,which developed in
the 19th century in European Russia, which was thousands of kilometers away from the Ottoman Empire, with
a person born in Idil-Ural Region, reached the ideal of realization in an independent and sovereign nation
state on the Ottoman lands in the 20th century and came to life in the Anatolian geography.
Sadri Maksudi Arsal was invited by Atatürk to Republic of Turkey and received to citizenship of Turkey
with his family. He supported with all its might and conduced for constructing to Turkish History Association,
Turkish Language Association as a ‘Turkish-Tatar’oriented. Not only S.M. Arsal, but also Turkish-Tatar
intellectuals lived in the Idil-Ural region are also supported to institutialism in a Nation-State of Turkish
Republic. A.Ayda’s principles of truth and accuracy, which adopt ‘Ethics’ as the basic principle of life and
come with the effect of genetic transfer set an example to the Turkish scientific world, Turkish Diplomatic life
as a ‘Modern Turkish Woman’. This article includes the social interaction and sampling of the political
structure, which has been handled with Max Weber’s concepts of ‘Ideal Type - Rational Action’ within the
framework of social change theories
Çok sayıda bilim insanının Türkiye - Rusya ilişkilerini siyasi, ekonomik, stratejik ve çevresel boyutlarıyla değerlendiren makalelerini Doç. Dr. Elif Hatun Kılıçbeyli’ nin çabalarıyla bir araya getiren 100. yılında Türkiye - Rusya İlişkileri: Çok Taraflı Gelişmeler, Karşılıklı Etkileşimler başlıklı kitap önemli bir boşluğu dolduracak değerli bir eser olmuştur.
Avrupa, Asya ve Ortadoğu’nun en önemli ülkelerinden olan Türkiye ve Rusya tarih boyunca bu bölgedeki gelişmeler üzerinde önemli rol oynamışlardır. Dünyadaki gelişmelerin de etkisiyle inişli çıkışlı bir seyir gösteren bu ilişkilerin dönüm noktası 16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaşması olmuştur. Kitabın bu antlaşmanın 100. yıldönümünde yayınlanması özel bir önem taşımaktadır.
Dünyada ve bölgede yaşanan ve milyonlarca insanın hayatına mal olan savaşlara, iki ülkenin uzun süre farklı kamplarda yer almalarına rağmen Moskova Antlaşmasından bu yana yaşanan yüz yıl içinde Türkiye’yle Rusya arasında barışın sürdürülebilmesi, üzerinde önemle durulması gereken bir noktadır. Zira ondan önceki iki yüzyılı aşkın zamanda iki ülke arasında, kısa süreli yakınlaşma dönemleri dışında, çoğunlukla savaş, gerginlik ve güvensizlik havası egemen olmuştu.
Gerçekten, Osmanlı İmparatorluğu ile Çarlık Rusya’sının farklı stratejik çıkarları, siyasi beklentileri, Avrupa’nın diğer büyük devletlerinin kendi menfaatleri doğrultusunda izledikleri politikalar bölgede uzun barış, güvenlik ve istikrar dönemlerinin yaşanmasına olanak vermemişti.
Birinci Dünya Savaşı’na iki düşman ülke olarak giren Türkiye ile Rusya’nın savaş yıllarında yaşadıkları tecrübelerden sonra, ortak çıkarlarının önemini daha iyi kavrayarak, Atatürk ve Lenin’in önderliğinde başlattıkları dostluk ve işbirliği dönemi kalıcı izler bırakmıştır.
Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’na Rusya’nın verdiği destek ve Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh ve Cihanda Sulh’ sözleriyle simgeleşen Türkiye’nin barışçı politikası farklı ideolojileri benimsemelerine rağmen Türkiye’yi ve Rusya’yı birbirine yakınlaştırmıştır.
Savaştan sonra imzalanan Lozan Antlaşması ve Montreux Sözleşmesi Türkiye ile Rusya’nın güvenliğine ve Karadeniz’in bir barış denizi olmasına katkı sağlamıştır.
Soğuk Savaş yıllarının güçlüklerine ve zaman zaman yaşanan arzu edilmeyen söylemlere ve gelişmelere rağmen sonunda o dönemde bile iki ülke ortak ekonomik çıkarlarını değerlendirerek önemli projeleri gerçekleştirmişlerdir.
Türkiye ve Rusya, ekonomi, ticaret, sanayi, enerji ve turizm gibi alanlarda önemli başarılara imza atmışlardır. Bugün iki ülke, başta Suriye olmak üzere, bölgesel sorunların barışçı çözümlere kavuşturulması için aralarındaki diyalogu sürdürmekte, işbirliği yapma yollarını araştırmaktadırlar. BM yasasının özünü teşkil eden devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü ilkelerine saygı gösterilerek bütün bu sorunların çözüme kavuşturulması Türkiye’nin ve Rusya’nın ortak hedefi olmalıdır.
Bu kitap işte bütün bu konularda siyasetçilere, bilim insanlarına, gazetecilere ve aydınlara ufuk açıcı bir kaynak olacaktır. Kitaba katkıda bulunan değerli yazarları içtenlikle kutluyorum.
Onur Öymen Emekli Büyükelçi
Bu kitabın basım, yayın, satış hakları © Nika Yayınevi Basım Yayın Matbaacılık Dağıtım Reklam Eğitim Danışmanlık Tic. Ltd. Şti.'ye aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, mekanik, elektronik, manyetik ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz.
thanks to Moscow-centered Russian Federation’s administrators and the
Putsch Committee of CenComm of Communist Party. The end of the Cold
War led to dramatic change in the landscape of Eurasian geopolitics. Firstly
this unexpected finishing made first shock in Eastern Europe, Central Asia,
and Caucasia; then all over the world’s countries more or less. These events
accompanied by globalization, led to the transformation period for all new
sovereign countries and new approaches for taking these countries to
western-size political, economic and social structures began. Also
geopolitical theories were re-created by US centered think tank organizations.
The Black Sea region stands out as a region where realpolitik once more
has come to the fore47. The new political maneuvers, new theoretical
approaches, and changes in geopolitical thoughts on the Black Sea region
emerged. Turkey, Russia, Ukraine are main actors on this status. This article
concludes that Black Sea region’s powers, their rights on law, international
treaty on the Black Sea are changing the Black Sea countries sides- as EU
members, NATO members etc.- and their new expectations making their
importance above Black Sea policies, new geopolitical rapprochements, new
organizations and their structures. The main ideas of traditional geopolitics
47 G. Flikke et al, “The Shifting of Black Sea Region: Actors, Drives and
Challenge,” NUPI (Norwegian Institute of International Affairs
http://English.nupi.no/activities/departments/Department–of-Russian-andEurasian-Studies/Prosjekter/The-Shifting-Geopolitics-of-the-Black-Sea-RegionActors-Drivers-and-Challenges (06.08.2011); J. Sherr “Security in the Black Sea
Region: Back to Realpolitik?” SouthEast Europe and Black Sea Studies 8 (2), pp.
141-153. 52
can be related to the heritage of realist thought in International Relations,
which considers the international relations as a balance of power approach.
The main argument of this paper is that Russian influence is still powerful in
the Black Sea region; this can be changed with soft tools and using the legal
rights for all Black Sea coastline states. In this article new rapprochement for
geographical areas as Black Sea Region will be criticized.
TIES
Assoc. Prof. Elif Hatun KILICBEYLI
Cukurova University, F.E.A.S., International Relations, ([email protected])
ABSTRACT
This article focuses on the strategic relations between Turkey and Russia. After the end of
Soviet Union, reorganized the state system of Russian Federation and his renew international
sphere with rest of the world states. The main subject is Energy and Energy supplies of RF are
mainly important sources for Russian state budget. And of course, the energy needs of the
country is high; and it’s increasing day by day, and it is of vital importance for all states. These
countries are not new energy profit partners. From the transformation period of Russia, between
1991-1999 years as an the B.Yeltsin’s presidental time, we can see ‘New Russia’ as a powerful
repatriation to Russia as the world politics. After this time, there have been rapid improvements
in the economical-diplomatic relations between Russia and Turkey. In recent years, TurkeyRussia relations have been gradually transforming thanks to the coorporational approaches.
For many years both sides have expressed their desire for bilateral relations are remain merely
economical and national interest in their regions. The general structure of Turkish-Russian
relations are strategical; and on this mean is more profitable, more economical and using this
advantages it stay more ‘powerful’. The first direct gas pipeline between Russia and Turkey was
Blue Stream, which was inaugurated in 2005 . Since then Turkey has relied increasingly on
Gazprom-oriented energy. If in the 2009 Russian-Ukrainian gas crisis, the EU diversified and
became more carbon efficient; and at that period Turkey has signed a series of agreements that
have only increased its energy dependence on Russia. Today, the energy thirsty emerging
economy, which imports 98% of its gas buys some 60% from Russian monopoly-actor . The new
deal between Russia and Turkey also will increase volume across the existing Blue Stream route.
There is an accurate projection of Turkish role as a key geopolitical actor for the energy security
of Near East and Europe, with well-targeted recommendations for the proper use of the
geographical advantages on energy by the Turkish diplomacy.
AÖF - ULUSLARARASI İLİŞKİLER LİSANS PROGRAMINDA YER ALAN 'ORTA ASYA VE KAFKASLARDA SİYASET' DERSİNİN 7. ÜNİTESİNDE, RUSYA FEDERASYONUNUN BÖLGEDEKİ ENERJİ HAMMADDELERİ VE MEVCUT ENERJİ KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ ENERJİ POLİTİKALARI; RUSYA'NIN BAŞTA AVRUPA BİRLİĞİ(AB) OLMAK ÜZERE ULUSAL,BÖLGESEL 'ENERJİ İŞBİRLİĞİ'Nİ OLUŞTURDUĞU DOKTRİNLER ÇERÇEVESİ; RUSYA'NIN 'YENİ ULUSLARARASICILIK' YAKLAŞIMINDAN YOLA ÇIKARAK AVRUPA VE ASYA İŞBİRLİKLERİNİN SONUÇLARI; RUSYA'NIN DEĞİŞEN DIŞ POLİTİKASI'NA AİT METİN VE DEĞERLENDİRİLMESİ YER ALMAKTADIR.
Although it continues with bumpy voltages; social change and cultural interaction have been going on in this geography for centuries with the same intensity and directly affect institutional arrangements beyond expectations. The purpose of this study is
development of internal and external factors in the East Black Sea and Caucasus states, which are transforming with the new sovereignty in the world system as well as "change dynamics"in this common geography. By the way, the concept of “risk society” is still have in lowest level for reseachers. The process of perspectives are declared on many of Political reviews, final report after the official regional summits and their official publications. The Black Sea and the Caucasus
unique multilevel / multipart structures of the 21st century in terms of who will assess Turkey also.
The study primarily focuses on the security of economical and political peace and possible hidden and/or open risks.
It will examine the frameworks. In this article, the historical chronological basis
economical, political of the Black Sea and the Caucasus
and social situation of importance for both Turkey and countries in the region will be discussed in a limited size. It is a kind of extended summary study.
Keywords: Black Sea, the Caucasus, Russia, Turkey, the Energy Politoeconomy.
Türkçe Özet
Doğu Karadeniz'e kıyıdaş ülkelerin ve Kafkasya devletlerin siyasal, ekonomik değişimi yüzyıllar boyu
İnişli çıkışlı gerilimlerle sürse de; toplumsal değişim, kültürel etkileşim de bu coğrafyada yüzyıllardır aynı yoğunlukla süregelmekte ve beklentiler ötesinde kurumsal düzenlemelere doğrudan etki etmektedir. Bu çalışmanın amacı, değişen
dünya sisteminde ‘değişim dinamiklerini’ de yeniden,yeni egemenliklerle dönüşen Karadeniz ve Kafkasya devletlerindeki içsel ve dışsal etkenlerin gelişi-
mini bu ortak coğrafyada ‘risk toplumu’ anlayışını en düşük oranda gerçek-
leştirebilme sürecini açıklayabilmektir. Karadeniz’in ve Kafkasya’nın kendine
özgü çokkatmanlı/Çok parçalı yapılarını 21.yüzyılda Türkiye açısından değerlendirecek olan bu
çalışma, başta ekonomik ve siyasal barışın ve olası risklerin de güvenlik yak-
laşımları çerçevesinde inceleyecektir. Bu makalede, tarihsel kronolojik esasa
göre düzenlenmiş bölümleriyle Karadeniz ve Kafkasya’nın ekonomik, siyasal
ve toplumsal durumu hem bölge ülkeleri hem de Türkiye için önemi sınırlı bir boyutta tartışılacaktır. Bir tür genişletilmiş özet çalışmadır.
Anahtar Kelimeler : Karadeniz, Kafkasya, Rusya, Türkiye, Enerji Ekonomipolitiği